MARİFETU SUNEN VE’L-ASAR |
İÇECEKLER |
ANA SAYFA Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Yöneticinin, Allah'ın
Vacip Kılmadığı Haddi Uygulaması
17465- Şafii der ki:
"Yöneticinin (gerektiğinde) haddi uygulaması üzerine farzdır. Eğer bunu
terk ederse terk etmekle Allah'a asi olmuş olur. Yöneticinin (haddi gerektirmeyen
suçlarda) had uygulayarak terbiye etme hakkına sahiptir. Bu şekilde terbiye
etmenin caiz olduğu konusunda nas yoktur, sadece bu yönde görüş vardır. Bu
sebeple, terbiye maksadıyla had uygulamayı terketmesi helaldir.''(--- Şafii,
el-Ümm (6/176).
17466- Şafii der ki:
"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Allah yolunda savaşırken mal
çalan birilerini yakalamasına rağmen onları cezalandırmayıp bıraktığını
görmüyor musun? Şayet ceza da had gibi gerekli olsaydı Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) onları bırakmaz haddi uygulardı.''(--- Şafii, el-Ümm (6/176).
17467- Yine saygın bir
kadın hırsızlık yapınca elini kestirmiş, kesilmeden önce kadın konusunda
kendiyle konuşulduğunda saygın bir kadını kastederek: ''Şayet filan kadın
hırsızlık etseydi onun da elini keserdim'' buyurmuştur.(--- Şafii, el-Ümm
(6/176) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/322).
17468- Şafii sonra
terbiye amacıyla had uygulamayı bir adamın kimseyi görmeden ok atmasına
benzetti. Bu ok bir insana veya bir koyuna isabet ederse oku atan kişi zarardan
sorumludur.
17469- Bu şekilde bir
şeyin telef olması halinde diyetin ödenmesi daha uygundur. Çünkü ok atmanın
mubah olduğu konusunda hiç kimse ihtilaf etmemektedir.
17470- insanlar ceza
konusunda ihtilaf ederek kimisi bunu hoş görmezken, kimisi de: "Biz cezada
bu kadar (seksen değnek) atmayız ve bunda bu kadar ziyade olmaz" demiştir.
17471- Sonra sözlerine
devam ederek şöyle dedi: Ali b. Ebi Talib der ki: "içki haddi dışında
kişiye bir konuda haddi uygularken ölmesinden sorumluluk duymam. içki haddine
gelince ise bunu Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sonra biz
çıkardığımız için ceza esnasında kişinin ölmesi durumunda diyeti beytülmaldan
(veya cezayı uygulayan yöneticinin akilesi tarafından) ödenir.''
Bu konuda tereddüt
Şafii'ye aittir.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8 /322).
17472- Şafii der ki:
Bize bildirildiğine göre Ömer b. el-Hattab bir kadına gelmesi için haber
yollayınca kadın korkudan karnındaki çocuğunu düşürdü. Ömer bu konuda Hz. Ali
ile istişare edince Hz. Ali çocuğun diyetini vermesini söyledi. Ömer de diyeti
Hz. Ali'ye teslim edip bunu onun kabilesinin fertleri arasında paylaştırmasını
söyledi.(--- Şafii, el-Ümm (6/176), Abdurrezzak, Musannef(9/458) ve Beyhaki,
es-Sünenü'l-kübra (6/123).
17473- Şafii der ki: Hz.
Ömer'in, kadını çağırma hakkı vardı. idarecinin de halkın huzurunda had
uygulama hakkı vardır. Ancak çağırmakla, çağrılan kadına veya karnındaki çocuğa
bir zarar gelmesi durumuyla ilgili Hz. Ali ve Ömer: "Bu durumda idareci diyet
öder" demişlerdir. Bu görüşte olanlar, idarecinin çağırma hakkı olduğunu,
ancak bu çağrıyla çağrılana bir zarar gelmemesi gerektiğini söylemişlerdir.
Eğer bir zarar gelirse, diyet ödenir ve bu durumda inşallah idareci günah
işlemiş sayılmaz.
17474- Ali b. Ebi Talib
der ki: "İçki haddi dışında kişiye bir konuda haddi uygularken ölmesinden
sorumluluk duymam. İçki haddine gelince ise bunu Resulullah'tan (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) sonra biz çıkardığımız için ceza esnasında kişinin ölmesi
durumunda diyeti beytülmaldan (veya cezayı uygulayan yöneticinin akilesi
tarafından) ödenir."
Bu konuda tereddüt
Şafii'ye aittir.
17475- Beyhaki der ki:
"Allah doğrusunu bilir; burada (ResUlullah'tan (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) sonra) tazir babından cezayı kırktan fazlaya çıkarmalarını
kastetmektedir. "
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: