MARİFETU

SUNEN VE’L-ASAR

HIRSIZLIK

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

El Kesmeyi Gerektiren Hırsızlıklar

 

16992- Şafii der ki: Yüce Allah şöyle buyurur: "Yaptıklarına bir karşılık ve Allah'tan caydırıcı bir müeyyide olmak üzere hırsız erkek ile hırsız kadının ellerini kesin. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir."[Maide, 38]

 

16993- Hz, Aişe'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Çeyrek dinar ve daha üstü değerde olan hırsızlıklarda el kesilir" buyurmuştur.(--- Buhari, hudad (6789) ve Müslimı hudad (4319).

 

16994- Beyhaki der ki: Şafii hadisi İbn Uyeyne'den bu lafızla rivayet etmiştir.

 

16995- Başka bir yerde ise bunu Abdullah b. Ömer el-Ömerı kanalıyla Zühri'den rivayet ettiğini okudum.

 

16996- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Çeyrek dinar ve daha üstü değerde olan hırsızlıklarda el kesilir" buyurmuştur.

 

16997- Şafii der ki: "Biz de bu hadise itibar ediyoruz."

 

16998- Ebu Abdillah bu hadisi Menakibu'ş-Şafii eserinde Şafii'nin İhtilafu'l-İrakiyyin eserinden naklen zikretmiştir. Zikrederken "Urve'den" demiştir. Ancak yanlıştır. Doğrusunun "Amre'den" olduğu konusunda şüphe yoktur.(--- Şafii, el-Ümm (6/130,7/151).

 

16999- Şafii bu hadisi İbn Uyeyne'den işiterek; Abdullah b. Amr b. Hafs'dan ise kendince güvenilir olan bir kişiden naklen bildirmiştir. Hadisi hadler ve hırsızlıkta el kesme konuları içinde İbn Uyeyne'den bizzat işiterek rivayet etmiştir.

 

17000- İshak b. İbrahım el-Hanzali de Müsned'inde el kesme konusunda Hişam b. Urve'nin babasından olan rivayetinin ardından bu lafızla rivayet etmiştir.

 

17001- İki rivayetten birinde de bu mana ile Humeydı ve Haccac b.

Minhal kanalıyla Süfyan b. Uyeyne'den rivayet edilmiştir.

 

17002- Muhammed b. Nasr el-Merven de Kitabu'l-Hass ala ittibai'sSünnet'te Muhammed b. Abd b. Hubab kanalıyla Süfyan b. Uyeyne'den bu lafızla rivayet etmiştir.

 

17003- Müslim de Sahih'de "Yahya b. Yahya - Amre" kanalıyla bildirdiğine göre Aişe: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çeyrek dinar ve daha üstü değerde olan hırsızlıklarda el keserdi" demiştir.

 

17004- Ebu Cafer et- Tahavı hadisi bu lafızla Yunus b. Abdila'la kanalıyla Süfyan'dan rivayet etmiş ve burada Aişe'nin, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hangi değerdeki hırsızlıklarda el kestiğini bildirdiğini söylemiştir. Ona göre Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) el kestiği bir hırsızlıkta çalınan malın değerini Aişe çeyrek dinar olarak takdir etmiştir. Bundan dolayı da Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çeyrek dinar değerinde olan hırsızlıklarda el kestiğini söylemiştir. Başkalarının yanında ise bu değer çeyrek dinardan daha fazla olabilir.

 

17005- Beyhaki der ki: Hadisin asıl lafzı dediği gibi olsa da Hz. Aişe alimlerin yanında herkesten fazla Allah'ı bilen, dini bilgisi olan ve Allah'tan korkan biridir. Emin olmadan Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çeyrek dinar ve üstü olan hırsızlıklarda el kestiğini söyleyecek veya tahmin ve zanna dayanarak el kesmeyi gerektirecek hırsızlığı çeyrek dinar olarak takdir edecek ve bu yönde Müslümanlara fetva verecek biri değildir. Başkalarının yanında bu değer daha fazla olabilir. Rivayetlerinde dakik olmasından, şeriatı iyi bilmesinden ve Allah'ın yasaklarına karşı olan yüksek duyarlılığından dolayı Aişe'nin böyle bir şey yapabileceğine ihtimal vermiyoruz.

 

17006- Bunun yanında İbn Uyeyne'nin hadisini Buhari, Sahih'de tahric etmemiş, lafzında diğer rivayetlere muhalif ve muztarib olmasından dolayı da onun hadisini almamıştır.

 

17007- Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zevcesi Aişe'nin bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Çeyrek dinar ve daha üstü değerde olan hırsızlıklarda hırsızın eli kesilir" buyurmuştur.(--- Fethu'l-Bari (12/96).

 

17008-17009- Başka bir kanalla Aişe bunu: "Hırsızın eli ancak çeyrek dinar ve daha üstü değerde olan hırsızlıklarda kesitir" lafzıyla rivayet etmiştir.

 

17010- İki lafız arasında da mana olarak bir fark yoktur. Buhari, Sahih'de İbn Ebi Uveys kanalıyla İbn Vehb'den ve Müslim ise Ebu't-Tahir, Harmele ve VelId b. Şuca'dan rivayet etmiştir.(--- Buhari, hudud (6790) ve Müslim, hudud (4321).

 

17011- Bu hadisler Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizzat söylediği bir sözü bize bildirmektedir.

 

17012- Bu hoca (TahavI) ise bu konuda İbn Uyeyne'nin rivayetini tercih etti ve: "Sizin yanınızda İbn Uyeyne, Yunus b. Yezid'den daha önceliklidir. Buna rağmen nasıl İbn Uyeyne'yi bırakıp Yunus b. Yezid'in rivayetini huccet kabul edersiniz?" dedi.

 

17013- Oysa bu hocanın önce hadis alimlerinin tarih kitaplarına bakması, ravilerin tabakaları ile hadis ilmindeki konumlarını öğrenmesi, sonra da onların mezhepleri ile görüşleri hakkında tenkitte bulunması lazımdı. Şayet Zühri'den olan rivayetlerde Yunus b. Yezid'in İbn Uyeyne'den daha öncelikli olduğunu söyleseydi, hadis alimlerinin bu yöndeki sözlerine Yunus'a karşı İbn Uyeyne'yi tercih etmesinden daha yakın olurdu.

 

17014- Osman b. Said ed-Darimi der ki: Yahya b. Main'e Zühri'nin öğrencilerini sorduğumda, Malik'i, Yunus b. Yezid'i, Ma'mer'i, Akil'i ve başkalarını saydı. Bunların hadis ilmindeki konumlarını da zikretti.

 

17015- Ona: "İbn Uyeyne'yi mi tercih edersin Ma'mer'i mi?" diye sorduğumda, Yahya: "Ma'mer'i" dedi.

 

17016- Ona: "Bazıları Zühri'den olan rivayetlerde en sağlam kişinin Süfyan b. Uyeyne olduğunu söylüyor" dedim.

 

17017- Yahya şöyle dedi: "Bunu ancak Süfyan'dan hadis işitenler söyler.

Zira Süfyan, Zühri zamanında henüz genç bir çocuktu."

 

17018- Osman b. Said'in de şöyle dediğini işittim: "Ahmed b. Salih'in: ''Zühri'den olan rivayetlerde Yunus b. Yezid'e hiç kimseyi tercih etmeyiz'' dediğini işittim."(--- Zehebi, Siyeru a'lami'n-nübela (6/300).

 

17019- Ahmed b. Salih der ki: "Zühri, Eyle'ye geldiği zaman Yunus b. Yezid'in misafiri olurdu. Medine'ye gideceği zaman da Yunus ona yol arkadaşı olurdu.''(--- Zehebi, Siyeru a'lami'n-nübela (6/300).

 

17020- Yunus b. Yezid der ki: "Zühri'ye 14 yıl boyunca arkadaşlık ettim."

 

17021- Beyhaki der ki: İbn Uyeyne şöyle demiştir: "Hicri 107 yılında doğdum. 16 yaşımı iki buçuk ay geçmişken Zühri'yle oturdum. Zühri hicri 123 yılında yanımıza geldi. Sonra Şam'a çıkıp orada vefat etti."

 

17022- Beyhaki der ki: Bu açıklamalar bize Yunus'un yaş olarak daha büyük, Zühri'yle arkadaşlığının daha uzun olduğunu gösterirken, Süfyan'ın yaşça daha küçük ve Zühri'yle arkadaşlığının daha kısa olduğunu göstermektedir.

 

17023- Zühri de İbn Uyeyne hakkında: "Ondan daha küçük ilim talebesi görmüş değilim" derdi.

 

17024- Zühri, İbn Uyeyne'yi dizinde oturtur ve onunla sohbet ederdi.

 

17025- Bu durumda İbn Uyeyne'nin Zühri'den hadis işitmesi ile, ona 14 yıl boyunca arkadaşlık etmiş, ondan işittiği hadisleri huzurunda tekrar edip sağlamlaştıran kişinin işitmesi arasındaki fark ne kadardır?

 

17026- İlginçtir ki bu hoca (Tahav!), bu hadisi Zühri'den sadece Süfyan b.

Uyeyne ve Yunus b. Yezid'in rivayet ettiğini söylemiştir. Bu açıdan kitabını okuyanlar bu konuda yanılgıya kapılabilirler. Oysa konu sonunda aynı hadisi İbrahım b. Sa'd kanalıyla Zühri'den rivayet eder. 

 

17027- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Değeri çeyrek dinar ve daha üstü olan hırsızlıklarda el kesitir'' buyurmuştur.

Buhari, Sahih'de Ka'nebi kanalıyla İbrahım'den rivayet etmiştir. Süleyman b. Kesir de İbrahım b. Sa'd kanalıyla Zühri'den aktarmıştır.

 

17028- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "El kesme çeyrek dinar ve daha üstü değerde olan hırsızlıklarda olur" buyurmuştur.

Müslim, Sahih'de Ebu Bekr b. Ebi Şeybe kanalıyla Yezid b. Harun'dan rivayet etmiştir.

 

17029- Buhari der ki: "Ma'mer de bunu Zühn'den rivayet ederek mutabaat etmiştir."

 

17030- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hırsızın eli çeyrek dinar ve daha üstü değerde olan hırsızlıklarda kesilir'' buyurmuştur.

 

17031- Aynı isnadla Ma'mer kanalıyla bildirildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Hırsızın eli çeyrek dinar ve daha üstü değerde olan hırsızlıklarda kesilir" buyurmuştur.

Müslim, Sahih'de İshak b. İbrahım'den rivayet etmiştir.

 

17032- Bu raviler de Zühri'nin en önde gelen ve en güvenilir öğrencilerindendir. Bu hadisi de Yunus b. Yezid'in rivayet ettiği gibi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözü olarak rivayette ittifak etmişlerdir. Bu da bize hadisin aslının İbn Uyeyne'nin rivayet ettiği gibi olmadığını göstermiyor mu? Çeyrek dinar ve üstü değerde olan hırsızlıklarda elin kesildiğine yönelik her iki lafzın da mahfuz olduğunu saysak bile, İbn Uyeyne bazen rivayet ederken el kesmeyi hırsızlıktan önce, bazen de hırsızlığı el kesmeden önce zikreder. Diğerleri ise rivayet ederken maksadı ifade etmede daha beliğ olduğu için hırsızlığı el kesmeden önce zikrederler. Doğrusunu Allah bilir.

 

17033- Süleyman b. Yesar, Ebu Bekr b. Muhammed b. Amr b. Hazm ve Muhammed b. Abdirrahman el-Ensari bunu Amre kanalıyla Aişe'den, o da Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem), cemaatin rivayetine benzer bir şekilde aktarmışlardır.

 

17034- Hz. Aişe bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''El kesme sadece çeyrek dinar ve daha üstü değerde olan hırsızlıklarda olur" buyurduğunu işittim.

Müslim, Sahih'de Ebu't-Tahir'den rivayet etmiştir.(--- Müslim, hudud (4322).

 

17035- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''El kesme sadece çeyrek dinar ve daha üstü değerde olan hırsızlıklarda olur" buyurmuştur.

Müslim, Sahih'de Ebu Amir el-Akadi kanalıyla Abdullah b. Cafer'den rivayet etmiştir. Yine Abdulazız b. Muhammed kanalıyla İbnu'l-Had'dan aktarmıştır.(--- Müslim, hudud (43223,4324).

 

17036- Hadisi Muhammed b. İshak b. Yesar, Ebu Bekr b. Hazm'dan rivayet etmiştir. Muhammed b. Raşid de Yahya b. Yahya el-Gassanı kanalıyla Ebu Bekr b. Hazm'dan aktarmıştır. Her ikisinin de rivayetlerini Sünen kitabında zikrettik.

 

17037- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Çeyrek dinar değerinde olan hırsızlıklarda el kesilir" buyurmuştur.

Buhari, Sahih'de İmran b. Meysere kanalıyla Abdulvaris'ten rivayet etmiştir.(--- Buhari, hudud (6791).

 

17038- Beyhaki der ki: Bu hoca (Tahav!), Muhammed b. Abdirrahman'ın bu hadisine itibar etmemiştir. Hangi yönlerden illetli bulup nakletmediğini de bilmiyorum. Ancak ravilerden biri bunu naklederken hata etmiş ve:

"Muhammed b. Abdirrahman b. Sevban'dan" demiştir. Doğrusu "Muhammed b. Abdirrahman b. Abdirrahman b. Sa'd b. Zurare el-Ensari'den" olmalıdır. Buhari'nin bildirdiğine göre Muhammed b. Abdirrahman babasının halası olan Amre binti Abdirrahman'dan rivayette bulunurdu.

 

17039- Şu'be de şöyle demiştir: "Bizim yanımızda ona (Ebu Bekr b. Hazm'a) benzer başka bir adam daha görmüş değilim. Ömer b. Abdilazız de Amre'nin hadislerini yazmasını ondan istemiştir."

 

17040- Mahreme b. Bukeyr b. el-Eşec'in babasından olan rivayetini bu hoca (TahavI): "Mahreme, babasından bir şey işitmiş değildir" diyerek illetli bulmuş ve hadisleri babasının kitaplarından öğrendiği hakkında söylenenleri delil olarak getirmiştir.

 

17041- İbn Ebi Uveys der ki: Malik b. Enes'in kitabında kendi el yazısıyla şöyle yazdığını okudum: "Saflarda ilerleyip Mahreme b. Bukeyr'in hadis dersi halkasına geldim. Ona: ''İnsanlar senin bu hadisleri babandan işitmediğini söylüyorlar'' dedim. Mahreme üç defa: ''Şu minberin ve kabrin Rabbine andolsun ki babamdan işittim! Şu minberin ve kabrin Rabbine andolsun ki babamdan işittim! Şu minberin ve kabrin Rabbine andalsun ki babamdan işittim!'' dedi."

 

17042- Rivayet edildiğine göre Ma'n b. İsa şöyle demiştir: "Mahreme babasından hadis işitmiştir. Rabia da Süleyman b. Yesar'ın bazı görüşlerini ona arz etmiştir."

 

17043- Beyhaki der ki: Malik b. Enes hadisi Muvatta'da mürselolarak Bukeyr'den rivayet etmiştir. Ancak onun da kaynağı Bukeyr'in oğlu Mahreme'dir. Müslim b. el-Haccac da bu yöndeki hadisleri Mahreme'nin babası Bukeyr'den tahric etmiştir. Ahmed b. Hanbel ve Ali b. el-Medıni, Bukeyr'i güvenilir bulmuşlardır.

 

17044- Belki de Tahavi'nin bu sözünden kasıtı Mahreme'nin tüm hadisleri değil de bazılarını babasından işittiğidir. Doğrusunu da Allah bilir.

 

17045- Mahreme'nin, babasından hiç hadis işitmediğini ve ona ait bir kitaptan aldığını kabul etsek bile, babasının söz konusu kitaplarını salih olan bir zat nakletmiş değil midir? Babasının kitabında el kesme konusunda gelen hadis, Zühri'nin öğrencilerinin genelinin Süleyman b. Yesar'ın Amre'den olan rivayetine lafız yönünden mutabaat ettiğini bize göstermiyor mu?

 

17046- Bu hoca aynı şekilde bu konuda Ebu Bekr b. Hazm'ın, Yahya b.

Said'in, Abd Rabbih b. Said'in ve Zurayk b. Hakım'in Amre kanalıyla Aişe'den mevkuf olan rivayetini de illetli bulmuştur.

 

17047- Bu konuda kitabında öyle sözler söylemiştir ki onun bu sözlerini okuyanlar Ebu Bekr b. Hazm'ın bu hadisi rivayette tek kaldığını, ona muhalefet edenlerin sayıca daha çok olduğunu, hadisi ondan daha sağlam ve dakik bir şekilde rivayet ettiklerini düşünebilir. Ancak Ebu Bekr b. Hazm'ın kadılık ve sünnetler konusundaki derin bilgisini, ibadetlere de ne kadar düşkün olduğunu bilmemektedir.

 

17048- Rivayet edildiğine göre Malik b. Enes: "Ebu Bekr b. Hazm'ın kadılık hakkındaki bilgisi Medine'deki hiçbir insanda yoktu" demiştir.

 

17049- Yine Malik'in bildirdiğine göre Ömer b. Abdilazız, Ebu Bekr b.

Hazm'dan Amre binti Abdirrahman ve Kasım b. Muhammed'den işittiği şeyleri yazmasını istemiştir.

 

17050- Başkasının da bildirdiğine göre namaza düşkünlüğünden dolayı Ebu Bekr b. Hazm'ın alnı ile burnunda secde izi çıkmıştır.

 

17051- Ömer b. Abdilazız, Medine'de Müslümanlar arasındaki davalarda ona güveniyorsa, Amre ve başkasından işittiği hadisleri yazma konusunda ona güveniyorsa, Amre'den naklettiği bir hadise biz neden güvenmeyelim? Amre'den olan rivayetlerinde zamanının en büyük hadis hafızlarından biri olan Muhammed b. Müslim b. Şihab ez-Zühri bile ona mutabaat etmiştir. Süleyman b. Yesar, Muhammed b. Abdirrahman el-Ensari de Amre'den olan rivayetlerinde ona mutabaat etmişlerdir.

 

17052- Bu konuda Yahya b. Said ve başkasının rivayetine gelince, bunların rivayetine göre çeyrek dinar ve daha üstü değerde olan hırsızlıklarla ilgili hadis konusunda Ebu Bekr el-Humeydı şöyle demiştir: Süfyan'a: "Zühri bu hadisi merfu olarak rivayet etmiştir. Ondan başka da bunu merfu olarak rivayet eden yoktur" denildi.

 

17053- Süfyan şu cevabı verdi: Yahya'nın, Abd Rabbih b. Said'in, Abdullah b. Ebi Bekr'in ve Zurayk b. Hakım'in Amre'den bildirdiğine göre Aişe: "EI kesme çeyrek dinar ve daha üstü olan hırsızlıklarda olur" demiştir. Ancak Yahya bunu Aişe'den rivayet ederken: "Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''EL kesme ancak çeyrek dinar ve daha üzeri değerde olan hırsızlıklarda olur'' buyurması üzerinden çok zaman geçmedi ve bu sözünü unutmadım" lafzını kullanır ki bu da hadisin merfü olduğunu bize gösteriyor. İçlerinde en hafızı ise Zühri'dir."

 

17054- Beyhaki der ki: Humeydi'nin naklettiği bu rivayette de Süfyan b.

Uyeyne, Zühri'nin hadisi Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dayandırdığını açıklamış olmaktadır.

 

17055- Süfyan'ın, içlerinde en hafız olan kişinin Zühri olduğunu söylemesi ve Yahya b. Said'in rivayeti bu hocanın (Tahavi'nin) Süfyan'ın rivayetine yönelik tutumuna muhaliftir.

 

17056- Malik b. Enes de bunu Yahya'dan bu şekilde rivayet etmiştir.

 

17057- ResUlullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zevcesi Aişe der ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''El kesme ancak çeyrek dinar ve daha üzeri değerde olan hırsızlıklarda olur'' buyurması üzerinden çok zaman geçmedi ve bu sözünü unutmadım."(--- Malik, Muvatta (2/832),

 

17058- Said b. Ebi Arube de bunu Yahya b. Said kanalıyla merfu olarak rivayet etmiştir. Ancak kimin vasıtasıyla Yahya'dan aldığını bilmiyorum.

 

17059- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "El kesme ancak çeyrek dinar ve daha üzeri değerde olan hırsızlıklarda olur'' buyurmuştur.

 

17060- Eban b. Yezid de bunu Yahya'dan müsned olarak rivayet etmiştir.

Budeyl b. el-Muhabber de Şu'be kanalıyla Yahya'dan bu şekilde aktarmıştır.

 

17061- Hz. Aişe de bu şekilde fetva verir ve bunu Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen rivayet ederdi.

 

17062- Her iki durumda da huccet olduğu için raviler bu hadisi bazen Aişe'nin bir fetvası olarak, bazen de onun ResUlullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen bir hadisi olarak rivayet ederlerdi.

 

17063- Abdullah b. Ebi Bekr'in hadisine gelince, Amre'den naklen Hz.

Aişe'yle birlikte yolculuğa çıkan iki cariye ile bir kölenin kıssasını anlatırken kölenin onlardan bir şey çalmasını, Aişe'nin, kölenin elinin kesilmesini söylemesini ve: "El kesme çeyrek dinar ve daha üzeri değerde olan hırsızlıklarda olur" demesini bildirir.

 

17064- Hz. Aişe, ömrü boyunca bu yönde fetva ile hüküm verir ve bunu Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklederdi.

 

17065- Amre binti Abdirrahman da diğer ravilerin adeti olduğu üzere bu hadisi bazen Aişe'nin bir fetvası olarak, bazen de Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen yapılan bir hadis olarak rivayet ederdi.

 

17066- Bundan dolayı güvenilir olan hadis alimlerinin hadisleri böylesi bir şey yüzünden illetli görülemez.

 

17067- Abdullah b. Dlnar bildiriyor: Ömer b. Abdilazız, Ebu Bekr b. Muhammed b. Amr b. Hazm'a: "Bulunduğun yerde Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hadis veya sünnet, Amre'den de hadis olarak ne bulursan yaz. Zira ilim halkalarının azalıp alimlerin gitmesinden endişe ediyorum" şeklinde bir mektup yazdı.(--- Fethu'l-bari (1/194).

 

17068- Muhammed b. Abdirrahman der ki: Ömer b. Abdilazız bana:

"Aişe'nin hadislerini en iyi bilenlerden Amre dışında kimseler kalmadı" dedi. Ömer bazen ona sorular sorardı.(--- Tehzibu't-tehzib (12/439).

 

17069- Beyhaki der ki: Tabiun içinde Amre binti Abdirrahman'ın konumu böyleydi.

 

17070- Aynısı "Yunus b. Yezid Zühri -Urve b. ez-Zübeyr ve Amer binti Abdirrahman - Aişe" kanalıyla Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet edilmiştir.

 

17071- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Çeyrek dinar değerinde olan hırsızlıklarda hırsızın eli kesitir" buyurmuştur.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/255).

 

17072- Hemmam b. Yahya'dan da aynısını Abdussamed b. Abdilvaris ve İshak b. Halid rivayet etmiştir.

 

17073- Humeyd b. Abdirrahman'ın da mevkuf olarak Hişam b. Urve'den, onun da babasından bildirdiğine göre Aişe şöyle demiştir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında deri veya demir kalkan değerinden daha az olan şeylerde hırsızın eli kesilmezdi. O zamanlarda her ikisinin de bir değeri vardı.''(--- Buhari, hudad (6792-6794) ve Müslim, hudad (4325,4326).

 

17074- Hişam b. Urve de bunu bir kase çalan adam konusunda rivayet etmiştir. Hişam'ın bildirdiğine göre bu adam Ömer b. AbdilaZız'e getirilince Urve: "Değersiz bir şey yüzünden el kesilmez" demiş ve şöyle devam etmiştir: "Aişe'nin bana bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında deri veya demir kalkan değerinden daha az olan şeylerde hırsızın eli kesilmezdi."

Müslim, Sahih'de Osman b. Ebi Şeybe kanalıyla Abde b. Süleyman'dan rivayet etmiştir.(--- Buhari, hudUd (6792-6794) ve Müslim, hudud (4325,4326).

 

17075- Bu rivayette kalkanın değeri zikredilmemiştir. Ancak Amre rivayet ederken kalkanın değeri de zikredilir. Amre'nin bildirdiğine göre Aişe'ye: "Kalkanın değeri ne kadardır?" diye sorulunca, Aişe: "Çeyrek dinar" demiştir.

 

17076- Abdullah b. Ömer b. el-Hattab da: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç dirhem değerinde bir kalkanı çalan hırsızın elini kesti" diyerek kalkanın değerini zikretmiştir. 

Buhari ve Müslim, Sahih'lerinde Malik'ten rivayet etmişlerdir. Bir grup da bunu Nafi'den bu şekilde aktarmıştır.

(--- Buhari, hudud (6796) ve Müslim, hudud (4327, 4328).

 

17077- İbn Ömer bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç dirhem değerinde bir kalkanı çalan hırsızın elini kesti."(--- Buhari, hudad (6796) ve Müslim, hudad (4327, 4328).

 

Müslim, Sahih'de Abdullah b. Abdirrahman kanalıyla Ebu Nuaym'dan rivayet etmiştir. Buhari de başka bir kanalla Ubeydullah b. Ömer ve Musa b. Ukbe'den rivayet etmiştir.

 

17078- Şafii der ki: "İbn Ömer'in hadisi Aişe'nin hadisine muvafıktır. Çünkü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve ondan sonra gelenlerin zamanında üç dirhem çeyrek dinar ediyordu.''(--- Şafii, el-Ümm (6/130).

 

17079- Başka bir yerde Şafii şöyle der: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında bir dinar on iki dirheme bozduruluyordu. Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sonra da bu şekilde bozdurulmuştur. Ömer diyeti, gümüşü olanlar için on iki bin dirhem, altını olanlar için ise bin dinar olarak takdir etmiştir. Aişe, Ebu Hureyre ve İbn Abbas da diyetin on iki bin dirhem olduğunu söylemişlerdir.

 

17080- Amre binti Abdirrahman bildiriyor: "Osman zamanında hırsızın biri turunç çaldı. Osman hırsızın çaldığı turunca değer biçilmesini emretti. Bir dinarın on iki dirhem ettiği hesabı üzerinden çalınan turuncu üç dirhem olarak hesapladılar. Bunun üzerine Osman hırsızın elini kesti."(--- Malik, Muvatta (2/832), Şafii, el-Ümm (6/130) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/260).

 

17081- Malik der ki: "Turunç denilen de insanların yediği turunçtur." 17082- Şafii der ki: Osman'ın hadisi de bir dinarın on iki dirhem ettiğini göstermektedir.(--- Şafii, el-Ümm (6/130).

 

17083- Osman'ın hadisi aynı şekilde kuru veya yaş olsun olgunlaşmış meyvede de el kesmenin olacağını göstermektedir. Zira turunç kuruyan bir meyve değildir.

 

17084- Humeyd et-Tavil bildiriyor: Katade'nin Enes b. Malik'e el kesmeyi gerektiren hırsızlıkları sorduğunu işittim. Enes: "Ebu Bekr es-Sıddık'in, üç dirheme bile almak istemeyeceğim bir şey için hırsızın elini kestiğine şahit oldum" dedi.(--- Şafii, el-Ümm (6/130), Abdurrezzak, Musannef (10/236) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/259).

 

17085- Hz. Ali der ki: "Çeyrek dinar ve daha üstü olan hırsızlıklarda el kesilir.''(--- Şafii, el-Ümm (6/131) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/260).

 

17086- Cafer b. Muhammed, babasından bildiriyor: "Hz. Ali çeyrek dinar değerinde olan demir miğferi çalan bir hırsızın elini kesti.''(--- Şafii, el-Ümm (6/181) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/260).

 

17087- Beyhaki der ki: Bizim huccet olarak getirdiğimiz rivayetleri tenkit eden bu hoca (Tahav!) sanırım neyi huccet olarak kullandığını artık görmüştür. Tenkitlerini getirirken Malik b. Enes, Ubeydullah b. Ömer, Eyyub es-Sahtiyanı, Musa b. Ukbe, İsmaIl b. Umeyye, Hanzale b. Ebi Süfyan, Eyyub b. Musa ve Usame b. Zeyd'in Nafi kanalıyla naklettikleri İbn Ömer'in:

"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç dirhem değerinde zırh için el kesti" sözünü zikretmiştir.

 

17088- Hadis imamı olan Leys b. Sa'd, Nafi kanalıyla bunu İbn Ömer'den rivayet ederken: "Değeri üç dirhem olan" lafzını kullanmıştır.

 

17089- Ata'nın bildirdiğine göre İbn Abbas da: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kendisi için el kestiği çalıntı kalkanın değeri on dirhemdi" demiştir.(--- Ebu Davud, hudıld (4387) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/257).

 

17090- Amr b. Şuayb da babası kanalıyla dedesinden aynısını rivayet etmiştir.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/259).

 

17091- Eymen el-Habeşı der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Hırsızın elinin kesilmesini gerektirecek hırsızlık, asgari bir kalkan değerinde olmalıdır" buyurdu. O zamanlarda kalkan da bir dinar değerindeydi.

 

17092- Bazıları bunu Eymen b. Ümmi Eymen kanalıyla Ümmü Eymen'den rivayet etmiştir.

 

17093- Rivayetler konusunda az bir bilgisi olan kişi bile böylesi rivayetlere dayanarak İbn Ömer ve Aişe'nin bu yöndeki hadislerinin bırakılmayacağını bilir.

 

17094- Bu konuda Ebu Bekr b. Hazm'ın Amre kanalıyla Aişe'den onun da Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olan el kesmeyle ilgili rivayeti, Ebu Bekr b. Hazm'dan Yezid b. el-Had ve Muhammed b. İshak rivayet etti diye nasıl bırakılabilir?

 

17095- Hadis alimleri Yezid b. el-Had'ın güvenilir biri olduğu ve rivayetlerinin de huccet sayılacağı konusunda icma etmişlerdir.

 

17096- Muhammed b. İshak'a gelince, hadis alimlerine muhalif olmayan rivayetlerinde huccet biri olarak kabul edilir. Bu rivayetinde de kimseye muhalefet etmiş değildir. Bundan dolayı bu rivayeti huccet sayılır. Hakem b. Uteybe ise kendisinden daha hafız olanlara muhalefet edip Eymen'in hadisini Ata ve Mücahid'den rivayet etmiştir.

 

17097- Ebu Davud'un Sünen kitabında isnadıyla şöyle geçmektedir: ibn Abbas bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), değeri bir dinar veya on dirhem olan bir kalkanı çaldığı için bir adamın elini kestirdi."(--- Ebu Davud, Sünen (4/136).

 

17098- Bu rivayet özel bir hırsızlık olayını zikretmektedir, bundan dolayı mana olarak daha önce zikrettiğimiz rivayetlere muhalif değildir.

 

17099- Cafer b. Rabia bildiriyor: Ala b. el-Esved, Ebu Seleme b. Abdirrahman ve Kesir b. Hubeyş -veya: Kesir b. Huneys- el kesme konusunda ihtilafa düştüler ve bunu sormak için Aişe'nin yanına girdiler. Aişe: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''El kesme ancak çeyrek dinar ve daha üstü olan hırsızlıklarda olur'' buyurdu" dedi.

Beyhaki der ki: Cafer'in bu rivayetini reddedenler, Cafer'in Ebu Seleme b. Abdirrahman'dan bir şey işitmediğini söylerler.(--- Buhari, Tarih (4/1/210).

 

17100- Bu rivayeti reddeden kişi de Eymen el-Habeşi'nin rivayetini huccet olarak getiremez. Eymen'in Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olan rivayetinin isnadında kopukluk vardır. Aynı şekilde isnadında kopukluk bulunduğu için Kasım b. Abdirrahman'ın rivayet ettiği İbn Mes'ud'un: "On dirhemden daha az olan hırsızlıklarda el kesilmez" sözünü de huccet olarak getiremez.(--- Şafii, el-Ümm (6/131) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/261).

 

17101- Cafer b. Rabia bildiriyor: İbn Cariye, Ebu Seleme b. Abdirrahman, Abdulmelik b. Muğire ve Kesir b. Hubeyş -veya: Kesir b. Huneys- el kesme konusunda ihtilafa düştüler ve bunu sormak için Aişe'nin yanına girdiler. Aişe: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''El kesme ancak çeyrek dinar değerinde ki hırsızlıklarda olur'' buyurduğunu işittim" dedi.(--- Buhari, et-Tarihu'l-kebir (4/1/210), Şafii, el-Ümm (6/130) ve Beyhaki, es-$ünenü'l-kübra (8/261).

 

17102- Aynı isnadla Buhari aynısını "İbn Ebi Meryem - Yahya b. Eyyub - Cafer b. Rabia - Esved b. Ala b. Cariye - Amre - Aişe" kanalıyla Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet etmiştir.(--- Buhari, et-Tarihu'l-kebir (4/1/210).

 

17103- Buhari der ki: Aynısını Harun b. İsmail, "Ali b. el-Mübarek Yahya b. Ebi Kes!r - Muhammed b. Abdirrahman el-Ensari - Amre" kanalıyla Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bildirmiştir. (--- Buhari, et-Tarihu'l-kebir (4/1/210).

 

17104- Buhari der ki: Aynısını Uveys!, "İbn Ebi'r-Rical - babası - Amre - Aişe" kanalıyla Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet etmiştir.(--- Buhari, et-Tarihu'l-kebir (4/1/210).

 

17105- Buhari der ki: Aynısını Asbağ, "İbn Vehb - Mahreme b. Bükeyr- babası - Süleyman b. Yesar - Amre - Aişe" kanalıyla Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet etmiştir.(--- Buhari, et- Tarihu'l-kebir (4/1/210).

 

17106- Buhari'nin Tarıh eserinde Kesir b. Hubeyş'in biyografisinde hadisi bu şekilde bulduk. Ancak Kesir'den bahsederken: "Amre binti Abdirrahman'dan hadis işitmiştir. Esved b. el-Ala veya Ala b. el-Esved de ondan rivayetlerde bulunmuştur" demiştir.(--- Buhari, et-Tarihu'l-kebir (4/1/209).

 

17107- Sonrasında hadisi Amre'den rivayet eden bir grubun rivayetlerini zikreder.(--- Buhari, Tarihu'l-kebir (4/1/210).

 

17108- Göründüğü kadarıyla Cafer b. Muhammed bunu Esved b. Ala'dan rivayet ederken, el kesme konusunda ihtilafa düşen Ebu Seleme ile iki arkadaşı bunu sormak için Amre'nin yanına girmiş, Amre de onlara Aişe kanalıyla Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söz konusu rivayeti bildirmiştir.

 

17109- Belki de Esved b. Ala da Amre'nin yanına girenlerden biridir. Zira İbn Ebi Meryem'in rivayetinde buna işaret vardır.

 

17110- Buhari, Tarih'te Ala'nın Ebu Seleme ve Amre'den hadis işittiğini belirtmiş ve Cafer b. Muhammed'in böyle dediğini zikretmiştir.

Cafer'in Esved'den bizzat hadis işitmişliği kesin değildir. Ancak Abdurrahman b. Hürmüz el-A'rec'ten hadis işitmiştir. Bundan dolayı Ebu Seleme ve onunla birlikte zikredilenlerden de hadis işitmiş olması uzak değildir. Esved, Ebu Seleme'den bu hadisten başkasını da rivayet etmiştir. Bundan dolayı hadiste bu hocanın (Tahavi'nin) hadisi reddetmesini gerektirecek herhangi bir şey bulunmamaktadır.(--- Buhari, et-Tarihu'l-kebir (1/1/447).

 

17111- Her ne kadar daha fazlasını zikretmek hadise yönelik bizim dediklerimizi destekleyecek mahiyette olsa da cemaatin Amre kanalıyla Aişe'den ve yine cemaatin Nafi kanalıyla İbn Ömer'den olan rivayetlerin" zikretmeye gerek kalmamıştır. Doğruya ulaşmak, Allah'ın sayesindedir.

 

17112- Eymen'in hadisinin munkatı olduğunu bize gösteren başka bir şe-de İbnu'z-Zübeyr'in azatlısı Eymen'in Tubey'den, onun da Ka'b'dan olan şu rivayetidir: "Kişi güzel bir şekilde abdest alıp yatsı namazını kıldıktan sonra rüku ve secdelerini tam yaparak ve ne okuduğunu anlayarak dört rekat nafile namaz kılarsaKadir gecesinde kılmış gibi sevabını alır."

 

17113- Ata bunu rivayet ederken bu şekilde "İbnu'z-Zübeyr'in azatlısı Eymen" demiştir. "İbn Ebi Amre'nin azatlısı Eymen" diyenler de vardır. Aişe'den rivayette bulunur. Onun üstünde olan hiç kimseden de rivaye" yoktur.

 

17114- Şafii, kalkanın değerine yönelik onun hadisinin munkatı olduğu konusunda bu rivayetini delil olarak göstermiştir.

 

17115- Beyhaki der ki: Eymen b. Ümmi Eymen kanalıyla Ümmü Eymen'den olan rivayeti de hatalıdır. Şerık b. Abdillah el-Kadı bu şekilde rivayet etmiş ve isnadında karıştırma yapmıştır. Şerık de ezberinin kötülüğünden dolayı güvenilir olan hafız alimlerine muhalif olan rivayetlerinde huccet biri görülmez.

 

17116- Şafii onların rivayetleri konusunda gerekli cevapları vermiştir. Rabi'nin bildirdiğine göre Şafii şöyle demiştir: Birine: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünnetinde çeyrek dinar ve daha üstü değerde olan hırsızlıklarda elin kesilmesi vardır. Sen nasıl on dirhem ve daha üstü olan hırsızlıklarda elin kesileceğini söylüyorsun? Bu konuda delilin nedir?" diye sordum.(--- Şafii, el-Ümm (6/130).

 

17117- Adam şöyle dedi: "Şerık, Mansur kanalıyla Mücahid'den, o Eymen'den, o da Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söylediğimiz söze benzer bir rivayette bulunmuştur."

 

17118- Adama: "Eymen'i tanıyor musun?" diye sordum.

 

17119- Sonra şöyle devam ettim: "Kendisinden Ata'nın rivayette bulunduğu Eymen büyük biri değildir ve belki de Ata'dan daha küçüktür. Ata onun kanalıyla Ka'b'ın karısının oğlu Tubey'den, o da Ka'b'dan naklen bir rivayette bulunmuştur. Bunun da isnadında kopukluk vardır. İsnadında kopukluk olan bir hadis de huccet olamaz.''(--- Şafii, el-Ümm (6/130).

 

17120- Adam şu karşılığı verdi: "Şerık b. Abdillahı Mansur kanalıyla Mücahid'den, o da Usame'nin anne bir kardeşi olan Eymen b. Ümmi Eymen'den rivayette bulunmuştur."

 

17121- Adama şöyle dedim: "Hocalarımız konusunda bilgin yok.

Usame'nin kardeşi Eymen henüz Mücahid doğmadan önce Huneyn savaşında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikteyken öldürüldü. Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sonra yaşamamıştır ki ondan rivayette bulunsun.''(--- Şafii, el-Ümm (6/130) ve Beyhakl, es-Sünenü'l-kübra (8/257).

 

17122- Adam şu karşılığı verdi: "Bize rivayet edildiğine göre Abdullah b. Amr: ''Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkanın değerinde olan bir şey için el kesti. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında da kalkanın değeri bir dinardı'' demiştir."

 

17123- Adama şöyle dedim: "Amr b. Şuayb'ın rivayetinde Abdullah b. Amr'ın kalkanın değeri konusundaki görüşü böyledir. Oysa kalkan eskiden de şimdilerde de bir malolmaktan öte değildir. Bu malın değeri de bazen on, bazen yüz, bazen de iki dirhem olabilir. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çeyrek dinarda el kesmişse bundan daha yüksek meblağda olan hırsızlıklarda da el kesiyor demektir. Sen ise Amr b. Şuayb'ın, rivayetleri kabul edilmeyecek biri olduğunu söylüyor, bizim uygulamamıza ve görüşlerimize muvafık olan rivayetlerini de ''Hatalıdır'' diyerek bırakıyorsun. Nasıl bazen rivayetlerini reddediyor, bazen de güvenilir ve sağlam ravilere karşı onu huccet olarak getiriyorsun? Oysa Amr b. Şuayb bizim görüşlerimize muhalif olan bir şey rivayet etmiş değildir."(--- Şafii, el-Ümm (6/130-131) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/259).

 

17124- Adam: "Ali'den de bizim görüşümüzün aynısı rivayet edilmiştir"1 karşılığını verdi.

 

17125- Adama şöyle dedim: "Söz konusu hadisi ZaMirı, Şa'bi kanalıyla Ali'den rivayet etmiştir. Ancak Cafer b. Muhammed'in öğrencileri "Cafer - babası Muhammed" kanalıyla Hz. Ali'nin: ''El kesme, çeyrek dinar ve daha üstü olan hırsızlıklarda olur'' dediğini rivayet etmiştir. Cafer'in Hz. Ali'den olan rivayetinin de Zaafiri'nin rivayetinden daha sağlam olması evladır."

 

17126- Adam şu karşılığı verdi: "Bize rivayet edildiğine göre İbn Mes'ud da: ''El kesme, asgari on dirhem değerinde olan hırsızlıklarda olur'' demiştir.''

 

17127- Adama şöyle dedim: "Sevrı'nin İsa b. Ebi Azze kanalıyla Şa'bi'den, onun da İbn Mes'ud'dan bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beş dirhem değerinde bir şey çalan hırsızın elini kesmiştir. Bu hadis de sahihliğe ''Şa'bi - Kasım - Abdullah b. Mes'ud'' kanalıyla gelen hadisten daha yakındır."

 

17128- Adam: "Bu hadise neden itibar etmiyorsunuz?" diye sordu.

 

17129- Adama: "Bu hadis de bizim görüşümüze aykırı durmuyor. Zira Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç dirhemde el kesmişse beş dirhem veya daha üstü değerde olan bir şey için de kesecektir" karşılığını verdim.

 

17130- Adam: "Bize rivayet edildiğine göre Ömer b. el-Hattab sekiz dirhem değerinde olan bir şey için el kesmemiştir" dedi.

 

17131- Adama şu karşılığı verdim: "Bunun Ömer b. el-Hattab'tan rivayet edilmesi doğru değildir. Ma'mer'in de Ata el-Horasani'den bildirdiğine göre Hz. Ömer: ''Çeyrek dinar ve daha üstü değerde olan hırsızlıklarda el kesilir'' demiştir. Biz bu rivayeti de huccet kabul etmiyoruz, zira sabit değildir. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uygulaması ve sözü varken de hiç kimsenin uygulaması ve sözü huccet olamaz. Böylesi bir durumda Müslümanlara düşen Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözü ve uygulamasına tabi olmaktır."

 

17132- Şafii der ki: "Bu konuda bize muhalefet edenlerin dayandığı sahih bir hadis yoktur. Muhalefet ettikleri kişiler de bu konuda sünneti bırakıp Kur'an'ın zahirine dayanmış değildir."(--- Şafii, el-Ümm (6/131) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/260-261).

 

17133- Beyhaki der ki: Onların Ömer'den olan hadislerini Kasım b. Abdirrahman rivayet etmiştir ve isnadında kopukluk vardır. 

Katade'nin İbnu'l-Müseyyeb'den -İbnu'l-Müseyyeb yerine Süleyman b. Yesar'ı zikredenler de vardır- bildirdiğine göre Hz. Ömer: "El, ancak asgari beş dirhem değerinde olan hırsızlıklarda kesilir" demiştir.

Katade'nin Enes'ten bildirdiğine göre Ebu Bekr ve Ömer de beş dirhem değerinde olan hırsızlıklarda el kesmişlerdir. (--- Abdurrezzak, Musannef (10/233) ve Beyhaki, es-$ünenü'l-kübra (8/260).  ---  Beyhaki, es-$ünenü'l-kübra (8/262) ve Kurtubi, Tefsir (6/161). ---  Beyhaki, es-$ünenü'l-kübra (8/262).

 

17134- İbn Mes'ud bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beş dirhem değerinde bir şey çalan hırsızın elini kestirdi.''(--- Beyhaki, es-$ünenü'l-kübra (8/261).

 

17135- Şafii der ki: Biz bu hadise itibar ediyoruz, ancak asgari çeyrek dinar olan hırsızlıklarda el kesiyoruz. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında beş dirhem de çeyrek dinardan daha fazla etmekteydi.

 

17136- Oysa Iraklılar buna muhalefet edip: "On dirhemden daha az değerde olan hırsızlıklarda el kesilmez" diyorlar.

 

17137- Beyhaki der ki: "Ebu Hayseme de bunu Abdurrahman b. Mehdi'den bu şekilde rivayet etmiştir."

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Koruma Altında Olmayan Malın çalınması