MARİFETU SUNEN VE’L-ASAR |
HIRSIZLIK |
ANA SAYFA Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
El Kesmeyi Gerektiren
Hırsızlıklar
16992- Şafii der ki:
Yüce Allah şöyle buyurur: "Yaptıklarına bir karşılık ve Allah'tan
caydırıcı bir müeyyide olmak üzere hırsız erkek ile hırsız kadının ellerini
kesin. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir."[Maide, 38]
16993- Hz, Aişe'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Çeyrek dinar ve
daha üstü değerde olan hırsızlıklarda el kesilir" buyurmuştur.(--- Buhari,
hudad (6789) ve Müslimı hudad (4319).
16994- Beyhaki der ki:
Şafii hadisi İbn Uyeyne'den bu lafızla rivayet etmiştir.
16995- Başka bir yerde
ise bunu Abdullah b. Ömer el-Ömerı kanalıyla Zühri'den rivayet ettiğini okudum.
16996- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Çeyrek dinar ve daha
üstü değerde olan hırsızlıklarda el kesilir" buyurmuştur.
16997- Şafii der ki:
"Biz de bu hadise itibar ediyoruz."
16998- Ebu Abdillah bu
hadisi Menakibu'ş-Şafii eserinde Şafii'nin İhtilafu'l-İrakiyyin eserinden
naklen zikretmiştir. Zikrederken "Urve'den" demiştir. Ancak
yanlıştır. Doğrusunun "Amre'den" olduğu konusunda şüphe yoktur.(---
Şafii, el-Ümm (6/130,7/151).
16999- Şafii bu hadisi
İbn Uyeyne'den işiterek; Abdullah b. Amr b. Hafs'dan ise kendince güvenilir olan
bir kişiden naklen bildirmiştir. Hadisi hadler ve hırsızlıkta el kesme konuları
içinde İbn Uyeyne'den bizzat işiterek rivayet etmiştir.
17000- İshak b. İbrahım
el-Hanzali de Müsned'inde el kesme konusunda Hişam b. Urve'nin babasından olan
rivayetinin ardından bu lafızla rivayet etmiştir.
17001- İki rivayetten
birinde de bu mana ile Humeydı ve Haccac b.
Minhal kanalıyla Süfyan
b. Uyeyne'den rivayet edilmiştir.
17002- Muhammed b. Nasr
el-Merven de Kitabu'l-Hass ala ittibai'sSünnet'te Muhammed b. Abd b. Hubab
kanalıyla Süfyan b. Uyeyne'den bu lafızla rivayet etmiştir.
17003- Müslim de
Sahih'de "Yahya b. Yahya - Amre" kanalıyla bildirdiğine göre Aişe:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çeyrek dinar ve daha üstü
değerde olan hırsızlıklarda el keserdi" demiştir.
17004- Ebu Cafer et-
Tahavı hadisi bu lafızla Yunus b. Abdila'la kanalıyla Süfyan'dan rivayet etmiş
ve burada Aişe'nin, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hangi değerdeki
hırsızlıklarda el kestiğini bildirdiğini söylemiştir. Ona göre Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) el kestiği bir hırsızlıkta çalınan malın değerini
Aişe çeyrek dinar olarak takdir etmiştir. Bundan dolayı da Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) çeyrek dinar değerinde olan hırsızlıklarda el kestiğini
söylemiştir. Başkalarının yanında ise bu değer çeyrek dinardan daha fazla
olabilir.
17005- Beyhaki der ki:
Hadisin asıl lafzı dediği gibi olsa da Hz. Aişe alimlerin yanında herkesten
fazla Allah'ı bilen, dini bilgisi olan ve Allah'tan korkan biridir. Emin
olmadan Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çeyrek dinar ve üstü olan
hırsızlıklarda el kestiğini söyleyecek veya tahmin ve zanna dayanarak el
kesmeyi gerektirecek hırsızlığı çeyrek dinar olarak takdir edecek ve bu yönde
Müslümanlara fetva verecek biri değildir. Başkalarının yanında bu değer daha
fazla olabilir. Rivayetlerinde dakik olmasından, şeriatı iyi bilmesinden ve
Allah'ın yasaklarına karşı olan yüksek duyarlılığından dolayı Aişe'nin böyle
bir şey yapabileceğine ihtimal vermiyoruz.
17006- Bunun yanında İbn
Uyeyne'nin hadisini Buhari, Sahih'de tahric etmemiş, lafzında diğer rivayetlere
muhalif ve muztarib olmasından dolayı da onun hadisini almamıştır.
17007- Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) zevcesi Aişe'nin bildirdiğine göre Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Çeyrek dinar ve daha üstü değerde olan
hırsızlıklarda hırsızın eli kesilir" buyurmuştur.(--- Fethu'l-Bari
(12/96).
17008-17009- Başka bir
kanalla Aişe bunu: "Hırsızın eli ancak çeyrek dinar ve daha üstü değerde
olan hırsızlıklarda kesitir" lafzıyla rivayet etmiştir.
17010- İki lafız
arasında da mana olarak bir fark yoktur. Buhari, Sahih'de İbn Ebi Uveys
kanalıyla İbn Vehb'den ve Müslim ise Ebu't-Tahir, Harmele ve VelId b. Şuca'dan
rivayet etmiştir.(--- Buhari, hudud (6790) ve Müslim, hudud (4321).
17011- Bu hadisler
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizzat söylediği bir sözü bize
bildirmektedir.
17012- Bu hoca (TahavI)
ise bu konuda İbn Uyeyne'nin rivayetini tercih etti ve: "Sizin yanınızda İbn
Uyeyne, Yunus b. Yezid'den daha önceliklidir. Buna rağmen nasıl İbn Uyeyne'yi
bırakıp Yunus b. Yezid'in rivayetini huccet kabul edersiniz?" dedi.
17013- Oysa bu hocanın
önce hadis alimlerinin tarih kitaplarına bakması, ravilerin tabakaları ile
hadis ilmindeki konumlarını öğrenmesi, sonra da onların mezhepleri ile
görüşleri hakkında tenkitte bulunması lazımdı. Şayet Zühri'den olan
rivayetlerde Yunus b. Yezid'in İbn Uyeyne'den daha öncelikli olduğunu
söyleseydi, hadis alimlerinin bu yöndeki sözlerine Yunus'a karşı İbn Uyeyne'yi
tercih etmesinden daha yakın olurdu.
17014- Osman b. Said
ed-Darimi der ki: Yahya b. Main'e Zühri'nin öğrencilerini sorduğumda, Malik'i,
Yunus b. Yezid'i, Ma'mer'i, Akil'i ve başkalarını saydı. Bunların hadis ilmindeki
konumlarını da zikretti.
17015- Ona: "İbn
Uyeyne'yi mi tercih edersin Ma'mer'i mi?" diye sorduğumda, Yahya:
"Ma'mer'i" dedi.
17016- Ona:
"Bazıları Zühri'den olan rivayetlerde en sağlam kişinin Süfyan b. Uyeyne
olduğunu söylüyor" dedim.
17017- Yahya şöyle dedi:
"Bunu ancak Süfyan'dan hadis işitenler söyler.
Zira Süfyan, Zühri
zamanında henüz genç bir çocuktu."
17018- Osman b. Said'in
de şöyle dediğini işittim: "Ahmed b. Salih'in: ''Zühri'den olan
rivayetlerde Yunus b. Yezid'e hiç kimseyi tercih etmeyiz'' dediğini
işittim."(--- Zehebi, Siyeru a'lami'n-nübela (6/300).
17019- Ahmed b. Salih
der ki: "Zühri, Eyle'ye geldiği zaman Yunus b. Yezid'in misafiri olurdu.
Medine'ye gideceği zaman da Yunus ona yol arkadaşı olurdu.''(--- Zehebi, Siyeru
a'lami'n-nübela (6/300).
17020- Yunus b. Yezid
der ki: "Zühri'ye 14 yıl boyunca arkadaşlık ettim."
17021- Beyhaki der ki:
İbn Uyeyne şöyle demiştir: "Hicri 107 yılında doğdum. 16 yaşımı iki buçuk
ay geçmişken Zühri'yle oturdum. Zühri hicri 123 yılında yanımıza geldi. Sonra
Şam'a çıkıp orada vefat etti."
17022- Beyhaki der ki:
Bu açıklamalar bize Yunus'un yaş olarak daha büyük, Zühri'yle arkadaşlığının
daha uzun olduğunu gösterirken, Süfyan'ın yaşça daha küçük ve Zühri'yle
arkadaşlığının daha kısa olduğunu göstermektedir.
17023- Zühri de İbn
Uyeyne hakkında: "Ondan daha küçük ilim talebesi görmüş değilim"
derdi.
17024- Zühri, İbn
Uyeyne'yi dizinde oturtur ve onunla sohbet ederdi.
17025- Bu durumda İbn
Uyeyne'nin Zühri'den hadis işitmesi ile, ona 14 yıl boyunca arkadaşlık etmiş,
ondan işittiği hadisleri huzurunda tekrar edip sağlamlaştıran kişinin işitmesi
arasındaki fark ne kadardır?
17026- İlginçtir ki bu
hoca (Tahav!), bu hadisi Zühri'den sadece Süfyan b.
Uyeyne ve Yunus b.
Yezid'in rivayet ettiğini söylemiştir. Bu açıdan kitabını okuyanlar bu konuda
yanılgıya kapılabilirler. Oysa konu sonunda aynı hadisi İbrahım b. Sa'd
kanalıyla Zühri'den rivayet eder.
17027- Hz. Aişe'nin bildirdiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Değeri çeyrek dinar ve daha
üstü olan hırsızlıklarda el kesitir'' buyurmuştur.
Buhari, Sahih'de Ka'nebi
kanalıyla İbrahım'den rivayet etmiştir. Süleyman b. Kesir de İbrahım b. Sa'd
kanalıyla Zühri'den aktarmıştır.
17028- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "El kesme
çeyrek dinar ve daha üstü değerde olan hırsızlıklarda olur" buyurmuştur.
Müslim, Sahih'de Ebu
Bekr b. Ebi Şeybe kanalıyla Yezid b. Harun'dan rivayet etmiştir.
17029- Buhari der ki:
"Ma'mer de bunu Zühn'den rivayet ederek mutabaat etmiştir."
17030- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hırsızın eli
çeyrek dinar ve daha üstü değerde olan hırsızlıklarda kesilir'' buyurmuştur.
17031- Aynı isnadla
Ma'mer kanalıyla bildirildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Hırsızın eli çeyrek dinar ve daha üstü değerde olan hırsızlıklarda
kesilir" buyurmuştur.
Müslim, Sahih'de İshak
b. İbrahım'den rivayet etmiştir.
17032- Bu raviler de
Zühri'nin en önde gelen ve en güvenilir öğrencilerindendir. Bu hadisi de Yunus
b. Yezid'in rivayet ettiği gibi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
sözü olarak rivayette ittifak etmişlerdir. Bu da bize hadisin aslının İbn
Uyeyne'nin rivayet ettiği gibi olmadığını göstermiyor mu? Çeyrek dinar ve üstü
değerde olan hırsızlıklarda elin kesildiğine yönelik her iki lafzın da mahfuz
olduğunu saysak bile, İbn Uyeyne bazen rivayet ederken el kesmeyi hırsızlıktan
önce, bazen de hırsızlığı el kesmeden önce zikreder. Diğerleri ise rivayet
ederken maksadı ifade etmede daha beliğ olduğu için hırsızlığı el kesmeden önce
zikrederler. Doğrusunu Allah bilir.
17033- Süleyman b.
Yesar, Ebu Bekr b. Muhammed b. Amr b. Hazm ve Muhammed b. Abdirrahman el-Ensari
bunu Amre kanalıyla Aişe'den, o da Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve
Sellem), cemaatin rivayetine benzer bir şekilde aktarmışlardır.
17034- Hz. Aişe
bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''El kesme sadece çeyrek
dinar ve daha üstü değerde olan hırsızlıklarda olur" buyurduğunu işittim.
Müslim, Sahih'de
Ebu't-Tahir'den rivayet etmiştir.(--- Müslim, hudud (4322).
17035- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''El kesme sadece çeyrek
dinar ve daha üstü değerde olan hırsızlıklarda olur" buyurmuştur.
Müslim, Sahih'de Ebu
Amir el-Akadi kanalıyla Abdullah b. Cafer'den rivayet etmiştir. Yine Abdulazız
b. Muhammed kanalıyla İbnu'l-Had'dan aktarmıştır.(--- Müslim, hudud
(43223,4324).
17036- Hadisi Muhammed
b. İshak b. Yesar, Ebu Bekr b. Hazm'dan rivayet etmiştir. Muhammed b. Raşid de
Yahya b. Yahya el-Gassanı kanalıyla Ebu Bekr b. Hazm'dan aktarmıştır. Her
ikisinin de rivayetlerini Sünen kitabında zikrettik.
17037- Hz. Aişe'nin bildirdiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Çeyrek dinar değerinde
olan hırsızlıklarda el kesilir" buyurmuştur.
Buhari, Sahih'de İmran
b. Meysere kanalıyla Abdulvaris'ten rivayet etmiştir.(--- Buhari, hudud (6791).
17038- Beyhaki der ki:
Bu hoca (Tahav!), Muhammed b. Abdirrahman'ın bu hadisine itibar etmemiştir.
Hangi yönlerden illetli bulup nakletmediğini de bilmiyorum. Ancak ravilerden
biri bunu naklederken hata etmiş ve:
"Muhammed b.
Abdirrahman b. Sevban'dan" demiştir. Doğrusu "Muhammed b. Abdirrahman
b. Abdirrahman b. Sa'd b. Zurare el-Ensari'den" olmalıdır. Buhari'nin
bildirdiğine göre Muhammed b. Abdirrahman babasının halası olan Amre binti
Abdirrahman'dan rivayette bulunurdu.
17039- Şu'be de şöyle
demiştir: "Bizim yanımızda ona (Ebu Bekr b. Hazm'a) benzer başka bir adam
daha görmüş değilim. Ömer b. Abdilazız de Amre'nin hadislerini yazmasını ondan
istemiştir."
17040- Mahreme b. Bukeyr
b. el-Eşec'in babasından olan rivayetini bu hoca (TahavI): "Mahreme,
babasından bir şey işitmiş değildir" diyerek illetli bulmuş ve hadisleri
babasının kitaplarından öğrendiği hakkında söylenenleri delil olarak
getirmiştir.
17041- İbn Ebi Uveys der
ki: Malik b. Enes'in kitabında kendi el yazısıyla şöyle yazdığını okudum:
"Saflarda ilerleyip Mahreme b. Bukeyr'in hadis dersi halkasına geldim.
Ona: ''İnsanlar senin bu hadisleri babandan işitmediğini söylüyorlar'' dedim.
Mahreme üç defa: ''Şu minberin ve kabrin Rabbine andolsun ki babamdan işittim!
Şu minberin ve kabrin Rabbine andolsun ki babamdan işittim! Şu minberin ve
kabrin Rabbine andalsun ki babamdan işittim!'' dedi."
17042- Rivayet
edildiğine göre Ma'n b. İsa şöyle demiştir: "Mahreme babasından hadis
işitmiştir. Rabia da Süleyman b. Yesar'ın bazı görüşlerini ona arz
etmiştir."
17043- Beyhaki der ki:
Malik b. Enes hadisi Muvatta'da mürselolarak Bukeyr'den rivayet etmiştir. Ancak
onun da kaynağı Bukeyr'in oğlu Mahreme'dir. Müslim b. el-Haccac da bu yöndeki
hadisleri Mahreme'nin babası Bukeyr'den tahric etmiştir. Ahmed b. Hanbel ve Ali
b. el-Medıni, Bukeyr'i güvenilir bulmuşlardır.
17044- Belki de
Tahavi'nin bu sözünden kasıtı Mahreme'nin tüm hadisleri değil de bazılarını
babasından işittiğidir. Doğrusunu da Allah bilir.
17045- Mahreme'nin,
babasından hiç hadis işitmediğini ve ona ait bir kitaptan aldığını kabul etsek
bile, babasının söz konusu kitaplarını salih olan bir zat nakletmiş değil
midir? Babasının kitabında el kesme konusunda gelen hadis, Zühri'nin
öğrencilerinin genelinin Süleyman b. Yesar'ın Amre'den olan rivayetine lafız yönünden
mutabaat ettiğini bize göstermiyor mu?
17046- Bu hoca aynı
şekilde bu konuda Ebu Bekr b. Hazm'ın, Yahya b.
Said'in, Abd Rabbih b.
Said'in ve Zurayk b. Hakım'in Amre kanalıyla Aişe'den mevkuf olan rivayetini de
illetli bulmuştur.
17047- Bu konuda
kitabında öyle sözler söylemiştir ki onun bu sözlerini okuyanlar Ebu Bekr b.
Hazm'ın bu hadisi rivayette tek kaldığını, ona muhalefet edenlerin sayıca daha
çok olduğunu, hadisi ondan daha sağlam ve dakik bir şekilde rivayet ettiklerini
düşünebilir. Ancak Ebu Bekr b. Hazm'ın kadılık ve sünnetler konusundaki derin
bilgisini, ibadetlere de ne kadar düşkün olduğunu bilmemektedir.
17048- Rivayet
edildiğine göre Malik b. Enes: "Ebu Bekr b. Hazm'ın kadılık hakkındaki
bilgisi Medine'deki hiçbir insanda yoktu" demiştir.
17049- Yine Malik'in
bildirdiğine göre Ömer b. Abdilazız, Ebu Bekr b.
Hazm'dan Amre binti
Abdirrahman ve Kasım b. Muhammed'den işittiği şeyleri yazmasını istemiştir.
17050- Başkasının da
bildirdiğine göre namaza düşkünlüğünden dolayı Ebu Bekr b. Hazm'ın alnı ile
burnunda secde izi çıkmıştır.
17051- Ömer b.
Abdilazız, Medine'de Müslümanlar arasındaki davalarda ona güveniyorsa, Amre ve
başkasından işittiği hadisleri yazma konusunda ona güveniyorsa, Amre'den
naklettiği bir hadise biz neden güvenmeyelim? Amre'den olan rivayetlerinde
zamanının en büyük hadis hafızlarından biri olan Muhammed b. Müslim b. Şihab
ez-Zühri bile ona mutabaat etmiştir. Süleyman b. Yesar, Muhammed b. Abdirrahman
el-Ensari de Amre'den olan rivayetlerinde ona mutabaat etmişlerdir.
17052- Bu konuda Yahya
b. Said ve başkasının rivayetine gelince, bunların rivayetine göre çeyrek dinar
ve daha üstü değerde olan hırsızlıklarla ilgili hadis konusunda Ebu Bekr
el-Humeydı şöyle demiştir: Süfyan'a: "Zühri bu hadisi merfu olarak rivayet
etmiştir. Ondan başka da bunu merfu olarak rivayet eden yoktur" denildi.
17053- Süfyan şu cevabı
verdi: Yahya'nın, Abd Rabbih b. Said'in, Abdullah b. Ebi Bekr'in ve Zurayk b.
Hakım'in Amre'den bildirdiğine göre Aişe: "EI kesme çeyrek dinar ve daha
üstü olan hırsızlıklarda olur" demiştir. Ancak Yahya bunu Aişe'den rivayet
ederken: "Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''EL kesme ancak
çeyrek dinar ve daha üzeri değerde olan hırsızlıklarda olur'' buyurması üzerinden
çok zaman geçmedi ve bu sözünü unutmadım" lafzını kullanır ki bu da
hadisin merfü olduğunu bize gösteriyor. İçlerinde en hafızı ise
Zühri'dir."
17054- Beyhaki der ki:
Humeydi'nin naklettiği bu rivayette de Süfyan b.
Uyeyne, Zühri'nin hadisi
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dayandırdığını açıklamış olmaktadır.
17055- Süfyan'ın,
içlerinde en hafız olan kişinin Zühri olduğunu söylemesi ve Yahya b. Said'in
rivayeti bu hocanın (Tahavi'nin) Süfyan'ın rivayetine yönelik tutumuna
muhaliftir.
17056- Malik b. Enes de
bunu Yahya'dan bu şekilde rivayet etmiştir.
17057- ResUlullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) zevcesi Aişe der ki: "Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''El kesme ancak çeyrek dinar ve daha üzeri
değerde olan hırsızlıklarda olur'' buyurması üzerinden çok zaman geçmedi ve bu
sözünü unutmadım."(--- Malik, Muvatta (2/832),
17058- Said b. Ebi Arube
de bunu Yahya b. Said kanalıyla merfu olarak rivayet etmiştir. Ancak kimin
vasıtasıyla Yahya'dan aldığını bilmiyorum.
17059- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "El kesme
ancak çeyrek dinar ve daha üzeri değerde olan hırsızlıklarda olur''
buyurmuştur.
17060- Eban b. Yezid de
bunu Yahya'dan müsned olarak rivayet etmiştir.
Budeyl b. el-Muhabber de
Şu'be kanalıyla Yahya'dan bu şekilde aktarmıştır.
17061- Hz. Aişe de bu
şekilde fetva verir ve bunu Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen
rivayet ederdi.
17062- Her iki durumda
da huccet olduğu için raviler bu hadisi bazen Aişe'nin bir fetvası olarak,
bazen de onun ResUlullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen bir hadisi
olarak rivayet ederlerdi.
17063- Abdullah b. Ebi
Bekr'in hadisine gelince, Amre'den naklen Hz.
Aişe'yle birlikte
yolculuğa çıkan iki cariye ile bir kölenin kıssasını anlatırken kölenin
onlardan bir şey çalmasını, Aişe'nin, kölenin elinin kesilmesini söylemesini
ve: "El kesme çeyrek dinar ve daha üzeri değerde olan hırsızlıklarda
olur" demesini bildirir.
17064- Hz. Aişe, ömrü
boyunca bu yönde fetva ile hüküm verir ve bunu Resulullah'tan (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) naklederdi.
17065- Amre binti
Abdirrahman da diğer ravilerin adeti olduğu üzere bu hadisi bazen Aişe'nin bir
fetvası olarak, bazen de Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen yapılan
bir hadis olarak rivayet ederdi.
17066- Bundan dolayı
güvenilir olan hadis alimlerinin hadisleri böylesi bir şey yüzünden illetli
görülemez.
17067- Abdullah b. Dlnar
bildiriyor: Ömer b. Abdilazız, Ebu Bekr b. Muhammed b. Amr b. Hazm'a:
"Bulunduğun yerde Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hadis veya
sünnet, Amre'den de hadis olarak ne bulursan yaz. Zira ilim halkalarının azalıp
alimlerin gitmesinden endişe ediyorum" şeklinde bir mektup yazdı.(---
Fethu'l-bari (1/194).
17068- Muhammed b.
Abdirrahman der ki: Ömer b. Abdilazız bana:
"Aişe'nin
hadislerini en iyi bilenlerden Amre dışında kimseler kalmadı" dedi. Ömer
bazen ona sorular sorardı.(--- Tehzibu't-tehzib (12/439).
17069- Beyhaki der ki:
Tabiun içinde Amre binti Abdirrahman'ın konumu böyleydi.
17070- Aynısı
"Yunus b. Yezid Zühri -Urve b. ez-Zübeyr ve Amer binti Abdirrahman -
Aişe" kanalıyla Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet
edilmiştir.
17071- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Çeyrek dinar
değerinde olan hırsızlıklarda hırsızın eli kesitir" buyurmuştur.(---
Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/255).
17072- Hemmam b.
Yahya'dan da aynısını Abdussamed b. Abdilvaris ve İshak b. Halid rivayet
etmiştir.
17073- Humeyd b.
Abdirrahman'ın da mevkuf olarak Hişam b. Urve'den, onun da babasından
bildirdiğine göre Aişe şöyle demiştir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) zamanında deri veya demir kalkan değerinden daha az olan şeylerde
hırsızın eli kesilmezdi. O zamanlarda her ikisinin de bir değeri vardı.''(---
Buhari, hudad (6792-6794) ve Müslim, hudad (4325,4326).
17074- Hişam b. Urve de
bunu bir kase çalan adam konusunda rivayet etmiştir. Hişam'ın bildirdiğine göre
bu adam Ömer b. AbdilaZız'e getirilince Urve: "Değersiz bir şey yüzünden
el kesilmez" demiş ve şöyle devam etmiştir: "Aişe'nin bana
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında deri veya
demir kalkan değerinden daha az olan şeylerde hırsızın eli kesilmezdi."
Müslim, Sahih'de Osman
b. Ebi Şeybe kanalıyla Abde b. Süleyman'dan rivayet etmiştir.(--- Buhari, hudUd
(6792-6794) ve Müslim, hudud (4325,4326).
17075- Bu rivayette
kalkanın değeri zikredilmemiştir. Ancak Amre rivayet ederken kalkanın değeri de
zikredilir. Amre'nin bildirdiğine göre Aişe'ye: "Kalkanın değeri ne
kadardır?" diye sorulunca, Aişe: "Çeyrek dinar" demiştir.
17076- Abdullah b. Ömer
b. el-Hattab da: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç dirhem
değerinde bir kalkanı çalan hırsızın elini kesti" diyerek kalkanın
değerini zikretmiştir.
Buhari ve Müslim,
Sahih'lerinde Malik'ten rivayet etmişlerdir. Bir grup da bunu Nafi'den bu
şekilde aktarmıştır.
(--- Buhari, hudud
(6796) ve Müslim, hudud (4327, 4328).
17077- İbn Ömer
bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç dirhem değerinde
bir kalkanı çalan hırsızın elini kesti."(--- Buhari, hudad (6796) ve
Müslim, hudad (4327, 4328).
Müslim, Sahih'de
Abdullah b. Abdirrahman kanalıyla Ebu Nuaym'dan rivayet etmiştir. Buhari de başka
bir kanalla Ubeydullah b. Ömer ve Musa b. Ukbe'den rivayet etmiştir.
17078- Şafii der ki:
"İbn Ömer'in hadisi Aişe'nin hadisine muvafıktır. Çünkü Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve ondan sonra gelenlerin zamanında üç dirhem
çeyrek dinar ediyordu.''(--- Şafii, el-Ümm (6/130).
17079- Başka bir yerde
Şafii şöyle der: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında bir dinar
on iki dirheme bozduruluyordu. Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
sonra da bu şekilde bozdurulmuştur. Ömer diyeti, gümüşü olanlar için on iki bin
dirhem, altını olanlar için ise bin dinar olarak takdir etmiştir. Aişe, Ebu
Hureyre ve İbn Abbas da diyetin on iki bin dirhem olduğunu söylemişlerdir.
17080- Amre binti
Abdirrahman bildiriyor: "Osman zamanında hırsızın biri turunç çaldı. Osman
hırsızın çaldığı turunca değer biçilmesini emretti. Bir dinarın on iki dirhem
ettiği hesabı üzerinden çalınan turuncu üç dirhem olarak hesapladılar. Bunun
üzerine Osman hırsızın elini kesti."(--- Malik, Muvatta (2/832), Şafii,
el-Ümm (6/130) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/260).
17081- Malik der ki:
"Turunç denilen de insanların yediği turunçtur." 17082- Şafii der ki:
Osman'ın hadisi de bir dinarın on iki dirhem ettiğini göstermektedir.(---
Şafii, el-Ümm (6/130).
17083- Osman'ın hadisi
aynı şekilde kuru veya yaş olsun olgunlaşmış meyvede de el kesmenin olacağını
göstermektedir. Zira turunç kuruyan bir meyve değildir.
17084- Humeyd et-Tavil
bildiriyor: Katade'nin Enes b. Malik'e el kesmeyi gerektiren hırsızlıkları
sorduğunu işittim. Enes: "Ebu Bekr es-Sıddık'in, üç dirheme bile almak
istemeyeceğim bir şey için hırsızın elini kestiğine şahit oldum" dedi.(---
Şafii, el-Ümm (6/130), Abdurrezzak, Musannef (10/236) ve Beyhaki,
es-Sünenü'l-kübra (8/259).
17085- Hz. Ali der ki:
"Çeyrek dinar ve daha üstü olan hırsızlıklarda el kesilir.''(--- Şafii,
el-Ümm (6/131) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/260).
17086- Cafer b.
Muhammed, babasından bildiriyor: "Hz. Ali çeyrek dinar değerinde olan
demir miğferi çalan bir hırsızın elini kesti.''(--- Şafii, el-Ümm (6/181) ve
Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/260).
17087- Beyhaki der ki:
Bizim huccet olarak getirdiğimiz rivayetleri tenkit eden bu hoca (Tahav!)
sanırım neyi huccet olarak kullandığını artık görmüştür. Tenkitlerini
getirirken Malik b. Enes, Ubeydullah b. Ömer, Eyyub es-Sahtiyanı, Musa b. Ukbe,
İsmaIl b. Umeyye, Hanzale b. Ebi Süfyan, Eyyub b. Musa ve Usame b. Zeyd'in Nafi
kanalıyla naklettikleri İbn Ömer'in:
"Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç dirhem değerinde zırh için el kesti"
sözünü zikretmiştir.
17088- Hadis imamı olan
Leys b. Sa'd, Nafi kanalıyla bunu İbn Ömer'den rivayet ederken: "Değeri üç
dirhem olan" lafzını kullanmıştır.
17089- Ata'nın
bildirdiğine göre İbn Abbas da: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem), kendisi için el kestiği çalıntı kalkanın değeri on dirhemdi"
demiştir.(--- Ebu Davud, hudıld (4387) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/257).
17090- Amr b. Şuayb da
babası kanalıyla dedesinden aynısını rivayet etmiştir.(--- Beyhaki,
es-Sünenü'l-kübra (8/259).
17091- Eymen el-Habeşı
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Hırsızın elinin kesilmesini
gerektirecek hırsızlık, asgari bir kalkan değerinde olmalıdır" buyurdu. O
zamanlarda kalkan da bir dinar değerindeydi.
17092- Bazıları bunu Eymen
b. Ümmi Eymen kanalıyla Ümmü Eymen'den rivayet etmiştir.
17093- Rivayetler
konusunda az bir bilgisi olan kişi bile böylesi rivayetlere dayanarak İbn Ömer
ve Aişe'nin bu yöndeki hadislerinin bırakılmayacağını bilir.
17094- Bu konuda Ebu
Bekr b. Hazm'ın Amre kanalıyla Aişe'den onun da Resulullah'tan (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) olan el kesmeyle ilgili rivayeti, Ebu Bekr b. Hazm'dan Yezid
b. el-Had ve Muhammed b. İshak rivayet etti diye nasıl bırakılabilir?
17095- Hadis alimleri
Yezid b. el-Had'ın güvenilir biri olduğu ve rivayetlerinin de huccet sayılacağı
konusunda icma etmişlerdir.
17096- Muhammed b.
İshak'a gelince, hadis alimlerine muhalif olmayan rivayetlerinde huccet biri
olarak kabul edilir. Bu rivayetinde de kimseye muhalefet etmiş değildir. Bundan
dolayı bu rivayeti huccet sayılır. Hakem b. Uteybe ise kendisinden daha hafız
olanlara muhalefet edip Eymen'in hadisini Ata ve Mücahid'den rivayet etmiştir.
17097- Ebu Davud'un
Sünen kitabında isnadıyla şöyle geçmektedir: ibn Abbas bildiriyor:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), değeri bir dinar veya on dirhem
olan bir kalkanı çaldığı için bir adamın elini kestirdi."(--- Ebu Davud,
Sünen (4/136).
17098- Bu rivayet özel
bir hırsızlık olayını zikretmektedir, bundan dolayı mana olarak daha önce
zikrettiğimiz rivayetlere muhalif değildir.
17099- Cafer b. Rabia
bildiriyor: Ala b. el-Esved, Ebu Seleme b. Abdirrahman ve Kesir b. Hubeyş
-veya: Kesir b. Huneys- el kesme konusunda ihtilafa düştüler ve bunu sormak
için Aişe'nin yanına girdiler. Aişe: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''El kesme ancak çeyrek dinar ve daha üstü olan hırsızlıklarda olur''
buyurdu" dedi.
Beyhaki der ki: Cafer'in
bu rivayetini reddedenler, Cafer'in Ebu Seleme b. Abdirrahman'dan bir şey
işitmediğini söylerler.(--- Buhari, Tarih (4/1/210).
17100- Bu rivayeti
reddeden kişi de Eymen el-Habeşi'nin rivayetini huccet olarak getiremez.
Eymen'in Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olan rivayetinin
isnadında kopukluk vardır. Aynı şekilde isnadında kopukluk bulunduğu için Kasım
b. Abdirrahman'ın rivayet ettiği İbn Mes'ud'un: "On dirhemden daha az olan
hırsızlıklarda el kesilmez" sözünü de huccet olarak getiremez.(--- Şafii,
el-Ümm (6/131) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/261).
17101- Cafer b. Rabia
bildiriyor: İbn Cariye, Ebu Seleme b. Abdirrahman, Abdulmelik b. Muğire ve
Kesir b. Hubeyş -veya: Kesir b. Huneys- el kesme konusunda ihtilafa düştüler ve
bunu sormak için Aişe'nin yanına girdiler. Aişe: "Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''El kesme ancak çeyrek dinar değerinde ki
hırsızlıklarda olur'' buyurduğunu işittim" dedi.(--- Buhari,
et-Tarihu'l-kebir (4/1/210), Şafii, el-Ümm (6/130) ve Beyhaki,
es-$ünenü'l-kübra (8/261).
17102- Aynı isnadla
Buhari aynısını "İbn Ebi Meryem - Yahya b. Eyyub - Cafer b. Rabia - Esved
b. Ala b. Cariye - Amre - Aişe" kanalıyla Resulullah'tan (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) rivayet etmiştir.(--- Buhari, et-Tarihu'l-kebir (4/1/210).
17103- Buhari der ki:
Aynısını Harun b. İsmail, "Ali b. el-Mübarek Yahya b. Ebi Kes!r - Muhammed
b. Abdirrahman el-Ensari - Amre" kanalıyla Resulullah'tan (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bildirmiştir. (--- Buhari, et-Tarihu'l-kebir (4/1/210).
17104- Buhari der ki:
Aynısını Uveys!, "İbn Ebi'r-Rical - babası - Amre - Aişe" kanalıyla
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet etmiştir.(--- Buhari,
et-Tarihu'l-kebir (4/1/210).
17105- Buhari der ki:
Aynısını Asbağ, "İbn Vehb - Mahreme b. Bükeyr- babası - Süleyman b. Yesar
- Amre - Aişe" kanalıyla Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
rivayet etmiştir.(--- Buhari, et- Tarihu'l-kebir (4/1/210).
17106- Buhari'nin Tarıh
eserinde Kesir b. Hubeyş'in biyografisinde hadisi bu şekilde bulduk. Ancak
Kesir'den bahsederken: "Amre binti Abdirrahman'dan hadis işitmiştir. Esved
b. el-Ala veya Ala b. el-Esved de ondan rivayetlerde bulunmuştur"
demiştir.(--- Buhari, et-Tarihu'l-kebir (4/1/209).
17107- Sonrasında hadisi
Amre'den rivayet eden bir grubun rivayetlerini zikreder.(--- Buhari, Tarihu'l-kebir
(4/1/210).
17108- Göründüğü
kadarıyla Cafer b. Muhammed bunu Esved b. Ala'dan rivayet ederken, el kesme
konusunda ihtilafa düşen Ebu Seleme ile iki arkadaşı bunu sormak için Amre'nin
yanına girmiş, Amre de onlara Aişe kanalıyla Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) söz konusu rivayeti bildirmiştir.
17109- Belki de Esved b.
Ala da Amre'nin yanına girenlerden biridir. Zira İbn Ebi Meryem'in rivayetinde
buna işaret vardır.
17110- Buhari, Tarih'te
Ala'nın Ebu Seleme ve Amre'den hadis işittiğini belirtmiş ve Cafer b.
Muhammed'in böyle dediğini zikretmiştir.
Cafer'in Esved'den
bizzat hadis işitmişliği kesin değildir. Ancak Abdurrahman b. Hürmüz
el-A'rec'ten hadis işitmiştir. Bundan dolayı Ebu Seleme ve onunla birlikte
zikredilenlerden de hadis işitmiş olması uzak değildir. Esved, Ebu Seleme'den
bu hadisten başkasını da rivayet etmiştir. Bundan dolayı hadiste bu hocanın
(Tahavi'nin) hadisi reddetmesini gerektirecek herhangi bir şey
bulunmamaktadır.(--- Buhari, et-Tarihu'l-kebir (1/1/447).
17111- Her ne kadar daha
fazlasını zikretmek hadise yönelik bizim dediklerimizi destekleyecek mahiyette
olsa da cemaatin Amre kanalıyla Aişe'den ve yine cemaatin Nafi kanalıyla İbn
Ömer'den olan rivayetlerin" zikretmeye gerek kalmamıştır. Doğruya ulaşmak,
Allah'ın sayesindedir.
17112- Eymen'in
hadisinin munkatı olduğunu bize gösteren başka bir şe-de İbnu'z-Zübeyr'in
azatlısı Eymen'in Tubey'den, onun da Ka'b'dan olan şu rivayetidir: "Kişi
güzel bir şekilde abdest alıp yatsı namazını kıldıktan sonra rüku ve secdelerini
tam yaparak ve ne okuduğunu anlayarak dört rekat nafile namaz kılarsaKadir
gecesinde kılmış gibi sevabını alır."
17113- Ata bunu rivayet
ederken bu şekilde "İbnu'z-Zübeyr'in azatlısı Eymen" demiştir.
"İbn Ebi Amre'nin azatlısı Eymen" diyenler de vardır. Aişe'den
rivayette bulunur. Onun üstünde olan hiç kimseden de rivaye" yoktur.
17114- Şafii, kalkanın
değerine yönelik onun hadisinin munkatı olduğu konusunda bu rivayetini delil
olarak göstermiştir.
17115- Beyhaki der ki:
Eymen b. Ümmi Eymen kanalıyla Ümmü Eymen'den olan rivayeti de hatalıdır. Şerık
b. Abdillah el-Kadı bu şekilde rivayet etmiş ve isnadında karıştırma yapmıştır.
Şerık de ezberinin kötülüğünden dolayı güvenilir olan hafız alimlerine muhalif
olan rivayetlerinde huccet biri görülmez.
17116- Şafii onların
rivayetleri konusunda gerekli cevapları vermiştir. Rabi'nin bildirdiğine göre
Şafii şöyle demiştir: Birine: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
sünnetinde çeyrek dinar ve daha üstü değerde olan hırsızlıklarda elin kesilmesi
vardır. Sen nasıl on dirhem ve daha üstü olan hırsızlıklarda elin kesileceğini
söylüyorsun? Bu konuda delilin nedir?" diye sordum.(--- Şafii, el-Ümm
(6/130).
17117- Adam şöyle dedi:
"Şerık, Mansur kanalıyla Mücahid'den, o Eymen'den, o da Resulullah'tan
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) söylediğimiz söze benzer bir rivayette
bulunmuştur."
17118- Adama:
"Eymen'i tanıyor musun?" diye sordum.
17119- Sonra şöyle devam
ettim: "Kendisinden Ata'nın rivayette bulunduğu Eymen büyük biri değildir ve
belki de Ata'dan daha küçüktür. Ata onun kanalıyla Ka'b'ın karısının oğlu
Tubey'den, o da Ka'b'dan naklen bir rivayette bulunmuştur. Bunun da isnadında
kopukluk vardır. İsnadında kopukluk olan bir hadis de huccet olamaz.''(---
Şafii, el-Ümm (6/130).
17120- Adam şu karşılığı
verdi: "Şerık b. Abdillahı Mansur kanalıyla Mücahid'den, o da Usame'nin
anne bir kardeşi olan Eymen b. Ümmi Eymen'den rivayette bulunmuştur."
17121- Adama şöyle
dedim: "Hocalarımız konusunda bilgin yok.
Usame'nin kardeşi Eymen
henüz Mücahid doğmadan önce Huneyn savaşında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ile birlikteyken öldürüldü. Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) sonra yaşamamıştır ki ondan rivayette bulunsun.''(--- Şafii, el-Ümm
(6/130) ve Beyhakl, es-Sünenü'l-kübra (8/257).
17122- Adam şu karşılığı
verdi: "Bize rivayet edildiğine göre Abdullah b. Amr: ''Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkanın değerinde olan bir şey için el kesti.
Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında da kalkanın değeri bir
dinardı'' demiştir."
17123- Adama şöyle
dedim: "Amr b. Şuayb'ın rivayetinde Abdullah b. Amr'ın kalkanın değeri
konusundaki görüşü böyledir. Oysa kalkan eskiden de şimdilerde de bir
malolmaktan öte değildir. Bu malın değeri de bazen on, bazen yüz, bazen de iki
dirhem olabilir. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çeyrek dinarda el
kesmişse bundan daha yüksek meblağda olan hırsızlıklarda da el kesiyor
demektir. Sen ise Amr b. Şuayb'ın, rivayetleri kabul edilmeyecek biri olduğunu
söylüyor, bizim uygulamamıza ve görüşlerimize muvafık olan rivayetlerini de
''Hatalıdır'' diyerek bırakıyorsun. Nasıl bazen rivayetlerini reddediyor, bazen
de güvenilir ve sağlam ravilere karşı onu huccet olarak getiriyorsun? Oysa Amr
b. Şuayb bizim görüşlerimize muhalif olan bir şey rivayet etmiş
değildir."(--- Şafii, el-Ümm (6/130-131) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra
(8/259).
17124- Adam:
"Ali'den de bizim görüşümüzün aynısı rivayet edilmiştir"1 karşılığını
verdi.
17125- Adama şöyle
dedim: "Söz konusu hadisi ZaMirı, Şa'bi kanalıyla Ali'den rivayet
etmiştir. Ancak Cafer b. Muhammed'in öğrencileri "Cafer - babası
Muhammed" kanalıyla Hz. Ali'nin: ''El kesme, çeyrek dinar ve daha üstü
olan hırsızlıklarda olur'' dediğini rivayet etmiştir. Cafer'in Hz. Ali'den olan
rivayetinin de Zaafiri'nin rivayetinden daha sağlam olması evladır."
17126- Adam şu karşılığı
verdi: "Bize rivayet edildiğine göre İbn Mes'ud da: ''El kesme, asgari on
dirhem değerinde olan hırsızlıklarda olur'' demiştir.''
17127- Adama şöyle
dedim: "Sevrı'nin İsa b. Ebi Azze kanalıyla Şa'bi'den, onun da İbn
Mes'ud'dan bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beş
dirhem değerinde bir şey çalan hırsızın elini kesmiştir. Bu hadis de sahihliğe
''Şa'bi - Kasım - Abdullah b. Mes'ud'' kanalıyla gelen hadisten daha
yakındır."
17128- Adam: "Bu
hadise neden itibar etmiyorsunuz?" diye sordu.
17129- Adama: "Bu
hadis de bizim görüşümüze aykırı durmuyor. Zira Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) üç dirhemde el kesmişse beş dirhem veya daha üstü değerde olan bir
şey için de kesecektir" karşılığını verdim.
17130- Adam: "Bize
rivayet edildiğine göre Ömer b. el-Hattab sekiz dirhem değerinde olan bir şey
için el kesmemiştir" dedi.
17131- Adama şu
karşılığı verdim: "Bunun Ömer b. el-Hattab'tan rivayet edilmesi doğru
değildir. Ma'mer'in de Ata el-Horasani'den bildirdiğine göre Hz. Ömer: ''Çeyrek
dinar ve daha üstü değerde olan hırsızlıklarda el kesilir'' demiştir. Biz bu
rivayeti de huccet kabul etmiyoruz, zira sabit değildir. Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) uygulaması ve sözü varken de hiç kimsenin
uygulaması ve sözü huccet olamaz. Böylesi bir durumda Müslümanlara düşen
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözü ve uygulamasına tabi
olmaktır."
17132- Şafii der ki:
"Bu konuda bize muhalefet edenlerin dayandığı sahih bir hadis yoktur.
Muhalefet ettikleri kişiler de bu konuda sünneti bırakıp Kur'an'ın zahirine
dayanmış değildir."(--- Şafii, el-Ümm (6/131) ve Beyhaki,
es-Sünenü'l-kübra (8/260-261).
17133- Beyhaki der ki: Onların
Ömer'den olan hadislerini Kasım b. Abdirrahman rivayet etmiştir ve isnadında
kopukluk vardır.
Katade'nin
İbnu'l-Müseyyeb'den -İbnu'l-Müseyyeb yerine Süleyman b. Yesar'ı zikredenler de
vardır- bildirdiğine göre Hz. Ömer: "El, ancak asgari beş dirhem değerinde
olan hırsızlıklarda kesilir" demiştir.
Katade'nin Enes'ten
bildirdiğine göre Ebu Bekr ve Ömer de beş dirhem değerinde olan hırsızlıklarda
el kesmişlerdir. (--- Abdurrezzak, Musannef (10/233) ve Beyhaki,
es-$ünenü'l-kübra (8/260). --- Beyhaki, es-$ünenü'l-kübra (8/262) ve
Kurtubi, Tefsir (6/161). --- Beyhaki,
es-$ünenü'l-kübra (8/262).
17134- İbn Mes'ud
bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beş dirhem değerinde
bir şey çalan hırsızın elini kestirdi.''(--- Beyhaki, es-$ünenü'l-kübra
(8/261).
17135- Şafii der ki: Biz
bu hadise itibar ediyoruz, ancak asgari çeyrek dinar olan hırsızlıklarda el
kesiyoruz. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında beş dirhem de
çeyrek dinardan daha fazla etmekteydi.
17136- Oysa Iraklılar
buna muhalefet edip: "On dirhemden daha az değerde olan hırsızlıklarda el
kesilmez" diyorlar.
17137- Beyhaki der ki:
"Ebu Hayseme de bunu Abdurrahman b. Mehdi'den bu şekilde rivayet
etmiştir."
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Koruma Altında
Olmayan Malın çalınması