MARİFETU SUNEN VE’L-ASAR |
LİAN |
ANA SAYFA Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Lian
15032- Şafii der ki:
Yüce Allah: "Namuslu kadınlara zina isnat edip sonra da dört şahit
getiremeyenlere seksen değnek vurun"[Nur, 4] buyurmaktadır.
15033- Yine Yüce Allah
şöyle buyurmaktadır: "Karılarına zina isnat edip de kendilerinden başka
şahitleri olmayanların şahitliği, kendisinin doğru sözlülerden olduğuna Allah'ı
dört defa şahit tutmasıyla olur. Beşincisinde, eğer yalancılardan ise Allah'ın
lanetinin kendisine olmasını diler. Kocasının yalancılardan olduğuna dair
Allah'ı dört defa şahit getirmesi, beşinci defada da eğer kocası doğru
söyleyenlerden ise Allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını dilemesi, kadından
cezayı kaldırır."[Nur, 6-9]
15034- Şafii der ki:
Yüce Allah'ın Kitabı'nda açık bir şekilde, karısına zina isnat edip de
kendisinden başka şahidi olmayanın şahitliği ile birlikte, kendisinin doğru
sözlülerden olduğuna dair Allah'ı dört defa şahit tutmasını, beşincisinde de
eğer yalancılardan ise Allah'ın lanetinin kendisinin üzerine olmasını
dilemesini emretmiştir. Aynı şekilde de kendisine zina isnat edilen namuslu
kadının da, kocasının yalancılardan olduğuna dair Allah'ı dört defa şahit
getirmesini, beşinci defada ise eğer kocası doğru söyleyenlerden ise Allah'ın
gazabının kendi üzerine olmasını dilemesini emretmiştir. Bu da kendisine zina isnad
edilen kadın kendisine iftira atıldığını söyleyip iftiracıya had uygulanmasını
istemeden, kocasının mulaane yapılmasını isteyemeyeceğini gösterir. (--- Şafii,
el-Ümm (5/286).
15035- Şafii der ki:
"Allah eşlerin lanetleşmesini mutlak olarak zikretmesiyle, talakı geçerli
ve farzlardan sorumlu olan her kocanın ve zevcenin lanetleşmesi geçerli
sayılmıştır."(--- Şafii, el-Ümm (5/286).
15036- Şafii der ki:
Bazıları bize muhalefet ederek: "Eşler arasında, ancak hür ve Müslüman
olmaları ve daha önce bir isnattan dolayı kendilerine had uygulanmamış olmaları
halinde lanetleşme olabilir. Biz bu konuda bir hadis rivayet ettik ve ona
uyduk" dediler. Kendilerine: "Hangi hadis?" dediğimizde şu
karşılığı verdiler: "Amr b. Şuayb'ın, Abdullah b. Amr'dan bildirdiğine göre
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Şu dört kişiyle eşleri arasında
lanetleşme olmaz. Müslümanın nikahı altında olan Yahudi ve Hıristiyan kadın,
köleyle evli olan hür kadın, hürle evli olan cariye ve Hıristiyanla evli olan
Hıristiyan kadın'' buyurm uştUr.'(--- İbn Mace, talak (2071), Beyhaki,
es-Sünenü'l-kübra (7/396) ve Şafii, el-Ümm (5/133).
15037- Biz bunlara şu
karşılığı veririz: "Bu rivayet meçhul bir kişiden ve yanılan bir kişiden
gelmiştir. Amr b. Şuayb'ın, Abdullah b. Amr'dan olan rivayeti kopuktur. Bunu
rivayet eden iki kişiden biri; "Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)" derken, diğeri, Abdullah b. Amr'dan mevkuf olarak nakletmiştir.
Bu hadis ne Amr'dan, ne de Abdullah b. Amr'dan sabit değildir. Hadisi de
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadar dayandıran kişi yanılan
biridir. Amr b. Şuayb bize Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizim
sözümüze muvafakat eden, sizin sözlerinize de muhalefet eden hükümler
nakletmiştir. Bu rivayetleri de güvenilir olanlar kendisinden nakledip
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dayandırmıştır. Siz Amr b. Şuayb'ın
hem bu rivayetlerini, hem de bu konudaki başka rivayetlerini reddettiniz ve
hatalı olduğunu söylediniz. Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
naklen bizim muvafık olduğumuz, sizin de muhalif olup çoğuna karşı çıktığınız
otuz hükme yakın rivayeti sabit ise bunlar sizin aleyhinizde birer delildir.
Bizce rivayetleri sabit olmayan birinden naklen gelen rivayetleri huccet kabul
etmenizde çok da insaflı değilsiniz. Aynı şekilde rivayetleri sabit olsa dahi
böylesi bir rivayeti de huccet kabul etmenizde çok da tutarlı değilsiniz. Zira
biz böylesi bir rivayeti sabit görmüyoruz. Çünkü onunla Abdullah b. Amr
arasında kopukluk vardır."(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (7/395,396) ve
Şafii, el-Ümm (5/133).
15038- Şafii bunu
el-Kadim'de zikrederek şöyle demiştir: Kendisine:
"Kur'an'da açık
olan şeyi neden bıraktın?" denilince: "Bu bazı kimseler için has bir
şeydir ve buna delalet eden rivayet vardır" karşılığını verdi. Kendisine:
"Buna delalet eden şey nedir?" dediğimizde, meçhulolan ve yanılmakla
bilinen bir kişi kanalıyla Amr b. Şuayb'dan, babasından, dedesinden naklederek:
"Şu dört kişiyle eşleri arasında lanetleşme olmaz'' şeklinde bir hadis
rivayet etti ve hadiste cariyeyi, köleyi, müşrik erkeği ve müşrik kadını
zikretti. Kendisine: "Ne biz, ne de sen meçhulolan ve yanılmakla bilinen
kişinin hadisinin kabul edilmeyeceği konusunda muhalefet etmeyiz değil
mi?" dediğimizde: "Evet" karşılığını verdi. Kendisine: "O
zaman nasıloluyor da bu kanalla gelen Amr'ın rivayetini huccet
sayıyorsun?" denilince: "Benim yanımda o tanınan biridir"
karşılığını verdi. Bunun üzerine kendisine şöyle denildi: "Sizin
bölgenizden ilim ehlinin onun hakkında bizim dediğimiz gibi dediğini
işittik."
15039- Şafii der ki:
Ayrıca kendisine şöyle de denildi: "İbn Cüreyc, Usame b. Zeyd ve güvenilir
kişilerden olan birden fazla kişi Amr b. Şuayb, babası, dedesi kanalıyla Allah
Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu yönde rivayette bulunmuştur. Amr
kanalıyla babasından şahit ile birlikte yemin ve yemini reddetme konusunda
hükümler, kafirin diyetinin Müslümanın diyetinin yarısı kadar olduğu, buluntu
şey ve başka konularda bizim kendisine uyduğumuz senin de bıraktığın rivayetler
gelmiştir. Biz onun hadisini sana huccet sayarsak sen onun zayıf biri olduğunu
söyler ve: "Amr'ın rivayeti bir sahifeden ibarettir. O, bilmediğimiz bir
şey rivayet etmiştir ve insanlar onun hadisini rivayet etmekten
sakınmaktadır" dersin. Eğer dediğin gibiyse güvenilir biri olsa dahi
hadisini huccet saymaman gerekir. Aynı şekilde Amr'ın, Allah Resulü'nden
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet ettiği ve kimsenin. bunda kendisine
muhalefet etmediği hadise muhalefet etme durumunda olmaz ki sen onun zayıf
olduğunu söylemekte ve kendisine muhalefet etmektesin. Sen bu şekilde her iki
durumda da hata etmekten kurtulamazsın."
15040- Beyhaki der ki:
Osman b. Ata ve Yezid b. Buzeyğ er-Remli bu hadisi, "Ata el-Horasanı - Amr
b. Şuayb - babası - dedesi" kanalıyla Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Şu dört kişiyle eşleri arasında lanetleşme olmaz. Müslümanın
nikahı altında olan Hıristiyan kadın, Müslümanın nikahı altında olan Yahudi
kadın, hürle evli olan cariye ve köleyle evli olan hür kadın'' şeklinde rivayet
etmişlerdir.
15041- Ata el-Horasanı,
Şafii'nin dediği gibi çok yanılmakla bilinen biridir.
15042- Oğlu Osman da çok
zayıf birisidir. Ebu Abdurrahman'ın bildirdiğine göre Darakutni böyle demiştir.
Hadis hafızlarından birçok kişi de böyle demiştir.
15043- Osman el-Vakkası
bunu Amr b. Şuayb'dan rivayet etmiştir ve kendisi hadisleri metruk birisidir.
Yahya b. Main ve hadis imamlarından başkaları onun zayıf olduğunu söylemiştir.
15044- Aynısını Ammar,
Ammar b. Matar, Hammad b. Amr ve Zeyd b. Rufey' rivayet etmiştir ve bunlar
zayıf kimselerdir. Ebu Abdurrahman'ın bildirdiğine göre Darakutni ve başkaları
yine böyle demiştir.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (7/396).
15045- Darakutni der ki:
Bu hadis İbn Cüreyc ve Evzai kanalıyla Amr b.
Şuayb'dan, o babasından,
o da dedesinden Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dayandırılmadan
nakledilmiştir.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (7/396,397).
15046- Beyhaki der ki:
Abdullah'tan mevkuf olarak sabit bir şekilde rivayet edilmesi konusunda görüş
vardır. Çünkü kavi olmayan Ömer b. Harun bunu İbn Cüreyc ve Evzal'den rivayet
etmiştir.
15047- Yahya b. Ebi
Uneyse bunu Amr'dan mevkuf olarak rivayet etmiştir.
Yahya b. Ebi Uneyse
metruk biridir. Biz kendisinden rivayette bulunan kişinin güvenilir olması ve kendisini
güçlendiren başka bir rivayetinde olması durumunda Amr b. Şuayb'ın, babası,
dedesi kanalıyla olan hadisini huccet saymaktayız. Biz bu hadisin sahih bir
kanalla Ömer'den rivayet edildiğini görmedik. Doğrusunu da Allah bilir.(---
Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (7/397).
15048- Bu hadis Yahya b.
Salih el-Eyli kanalıyla başka bir isnadla rivayet edilmiştir. Hadis bu isnadla
batıldır ve aslı yoktur.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (7/397,398).
15049- Eyyub, İkrime
kanalıyla İbn Abbas'tan bildiriyor: Hilal b. Umeyye hanımını zina yapmakla
suçlayınca kendisine: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bundan
dolayı ceza olarak sana seksen kamçı atacaktır" dediler. Hilal: "Emin
olana kadar gözlerimle iyice görüp kulaklarımla da iyice duyduktan sonra, Yüce
Allah beni seksen kamçıyla cezalandırmayacak kadar adildir. Hayır! Vallahi bana
asla kamçı atmayacaktır" karşılığını verdi. Lanetleşme ayeti nazil olunca
Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hilal ve hanımını çağırıp:
"Allah ikinizden birinin yalancı olduğunu biliyor. Aranızda tövbe edecek
var mı?" diye sordu. Hilal: "Vallahi ben doğru söylüyorum"
karşılığını verince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Doğru
söylediğine dair kendisinden başka ilah olmayan adına yemin et (bunu dört defa
söyle sonra) ''Eğer yalan söylüyorsam Allah'ın laneti üzerime olsun'' de!!
buyurdu. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Beşincide onu
durdurun; çünkü bu, azabı getirebilecek olan şahadettir" buyurdu. Hilal
yemin ettikten sonra, hanımı dört defa yemin etti ve:
"Kendisinden başka
ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki, o yalancılardandır. Eğer doğru söylüyorsa
Allah'ın gazabı üzerime olsun" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Beşincide onu durdurun; çünkü bu, azabı getirebilecek olan şahadettir''
buyurdu. Kadın tereddüd edip itiraf edecekken:
"Vallahi ben
kabilemi rezil etmem!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Eğer kadının doğurduğu çocuk siyah, yassı yüzlü, tombul bacaklı ve dolgun
kalçalı olursa o zaman çocuk kendisine isnad edilen adamındır. Fakat çocuğu
kumral, zayif kalçalı ve ince bacaklı doğurursa çocuk Hilal b. Umeyye'nindir!!
buyurdu. Kadının doğurduğu çocuk zina için tarif edilen vasıflarda idi.
Başka bir kanalla aynısı
rivayet edilmiştir.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-Kübra (7/395) ve Tirmizi, tefsir
(5/332).
15050- Abbad b. Mansur
bunu İkrime kanalıyla İbn Abbas'tan nakletmiş ve rivayetinin sonunda:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Eğer edilen yeminler olmasaydı
bu kadınafarklı bir şekilde davranırdım'' buyurdu" demiştir.(--- Ebu
Davud, talak (2256), Tirmizi, tefsir (5/331, 332) ve İbn Mace, talak (2067).
15051- Şafii der ki:
Kocanın: "Zina ettiğini gördüm" demesi veya: "Zina etti"
demesi veya: "Ey zina eden" demesi aynı şeydir. Kişinin yabancı
birine böyle demesinin onu zina etmekle suçlamış olması gibi.(--- Şafii, el-Ümm
(5/298, 299).
15052- İbn Cüreyc der
ki: Ata'ya: "Erkeğin karısına: "Ey zina eden!" diye seslenmesi;
ancak daha sonra onu zina ederken görmediğini veya bunu kasıtsız bir şekilde
dediğini söylemesi konusunda ne dersin?" diye sorduğumda: "Bu durumda
lanetleşme olur" dedi.(--- Şafii, el-Ümm (5/298,299).
15053- Şafii,
el-Kadim'de şöyle demiştir: "Dilsiz kişi eğer anlaşılıyorsa işaret ile
lanetleşir.''(--- Şafii, el-Ümm (5/286).
15054- Cafer b.
Muhammed, babasından bildiriyor: Umame binti Ebi'l-As konuşamaz olunca
kendisine: "Filan kişiye şu kadar ve filan kişiye şu kadar verilsin"
denildi. (Sanırım: "Filan kişi de hür olsun" demişti) Kendisi de:
"Evet" diye işaret edince, o bunu vasiyet olarak saydı.
15055- Şafii der ki:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) doğum yatağındaki çocuğu
başkasına nisbet etmişse, çocuğun kime benzediği belli olduktan sonra birine
nisbet edilmesi tercihe şayandır."
15056- Ata der ki:
"Erkek karısıyla ilişki kurduktan sonra ona zina suçunu isnat ederse
kocaya had uygulamr."
15057- Şafii der ki:
"Eğer çocuğu, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karı koca
ayrıldıktan sonra doğan çocuğu başkasına nisbet ettiğini ölçü alarak
reddederse, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem); kadın doğum yaptıktan ve
kocasıyla lanetleştikten sonra çocuğu başkasına nisbet etmiştir."
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: