MARİFETU SUNEN VE’L-ASAR |
HUL’ VE TALAK |
ANA SAYFA Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Talakın Gerçekleştiği
Sözler ve Ancak Boşamayı Kastetme Halinde Talak Sayılan Sözler
14694- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Üç şeyin
şakası da ciddisi de ciddi olarak sayılır. Bunlar nikah, boşama ve boşanan kadını
döndürmedir" buyurmuştur.
Ebu Davud, Sünen'de
Ka'nebi kanalıyla Abdulazız b. Muhammed'den rivayet etmiştir. Süleyman b. Bilal
bunu Abdurrahman b. Habıb'den rivayet ederek ona mutabaat etmiştir.(--- Ebu
Davud, talak (2194), Tirmizi, talak (1184, "hasen") ve İbn Mace,
talak (1/658).
14695- Şafii der ki:
"Yüce Allah Kitab'ında talakı üç isimle zikretmiştir.
Talak (boşama), firak
(ayrılma) ve serah (serbest bırakma). Kim hanımına talakın adları olan bu
isimlerden biriyle hitab ederse niyet etmemiş olsa bile talak gerçekleşmiş
olur."
14696- Sonra sözlerine
devam ederek şöyle dedi: Boşama sözlerine benzeyen başka sözler söylenmesi
halinde talak geçerli olmaz. Ancak kişinin talak sayısını bildirerek: "Ben
bu söz ile talakı kastettim" demesi bunun dışındadır. (--- Şafii, el-Umm
(5/259).
14697-14698- Nafi b.
Uceyr b. AbdiYezid'İn bildirdiğine göre Rükane b. Abdiyezid, hanım! Suheyme
el-Muzeniyye'yi kesin talakla boşadı ve Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) gelip: "Ey Allah'ın Resulü! Hanımım Suheyme'yi kesin talakla
boşadım, ancak Vallahi bununla bir talakı kasdettim" dedi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sadece bir talakı kasdettiğine dair Allah
adına yemin eder misin?" diye sorunca, Rükane: "Vallahi sadece bir
talakı kasdettim" cevabını verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ona hanımını geri döndürdü. Rukane bu hanımını Ömer zamanında
ikinci, Osman zamanında da üçüncü defa boşadı.(--- Şafii, el-Ümm (5/137,260),
Ebu Davud, talak (2206-2208), Tirmizi, talak (U77), İbn Mace, talak (1/661) ve
Beyhaki, es-Sünenü'l-Kübra (7/342).
14699- Rükane b.
AbdiYezid kanalıyla Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aynısı
rivayet edilmiştir.
14700- Muhammed b. İbrahım
el-Medenı bunu Abdullah b. Ali b. es-Saib kanalıyla aynı şekilde rivayet
etmiştir. Zübeyr b. Said el-Haşimı bunu Abdullah b. Ali b. Rükane b. AbdiYezid
kanalıyla babasından, o da dedesinden aynı mana ile rivayet etmiştir.
14701- Muhammed b. Abbad
b. Cafer bildiriyor: Muttalib b. Hantab hanımını kesin talakla boşayıp Hz.
Ömer'e gelerek durumunu anlattı. Ömer:
"Neden böyle
yaptın?" diye sorunca, Muttalib: "Yapmış oldum" cevabını verdi.
Ömer: "Kendilerine verilen öğüdü yerine getirmiş olsalardı onlar için daha
iyi ve daha sağlam olurdu"[Nisa, 66] ayetini okuyup: "Neden böyle
yaptın?" diye sorunca, Muttalib yine: "Yapmış oldum" cevabını
verdi. Bunun üzerine Ömer: "Hanımını geri döndür, bu bir talak
sayılır" dedi.(--- Şafii, el-Ümm (5/260).
14702- Süleyman b.
Yesar'ın bildirdiğine göre Hz. Ömer, Tev'eme'ye, Muttalib'e dediği gibi
demiştir (ve onunda talakını bir talak saymıştır).(--- Şafii, el-Ümm (5/260).
14703- Süleyman b. Yesar
bildiriyor: Zurayk oğullarından bir adam karısını üç talak ile boşadı. Hz.
Ömer: "Bununla ne kastettin?" diye sorunca, adam: "Kadınlar çok
olduğu halde harama düşeceğimi mi sanıyorsun?" karşılığını verdi. Bunun
üzerine Ömer ondan yemin etmesini istedi ve o da yemin etti.
14704- Şafii der ki:
"Sanırım: ''Karısını ona geri döndürdü'' dedi.''(--- Şafii, el-Ümm
(5/138).
14705- Şafii,
el-Kadım'de şöyle demiştir: "Leys b. Sa'd bunu Yezid b. Ebi Habıb
kanalıyla Bukeyr b. Abdillah'tan muhtasar olarak rivayet etmiştir."
14706- Şafii der ki:
Ömer b. el-Hattab'ın, Muttalib'e: "Neden böyle yaptın?" diye tekrar
sorarken -Allah doğrusunu bilir- ona: "Böyle derken neyi kastettin?"
demek istemiştir. Muttalib de -Allah doğrusunu bilir-: "Ben bu sözü
söylerken boşama niyeti ile söylemedim" demek istemiştir.
14707- Leys b. Sa'd'ın
hadisi Ömer'in dediğinin mana olarak benim açıkladığım şekilde olduğunu
göstermektedir. Başka bir yerde ise şöyle demiştir: "Muttalib bir talaktan
başka boşamayı kastetmediğini bildirince Ömer bu talakı bir talak saydı."
Bu da sözlerinden belli olmuştur.(--- Şafii, el-Ümm (5/138).
14708- Şafii der ki:
"Kendilerine verilen öğüdü yerine getirmiş olsalardı onlar için daha iyi
ve daha sağlam olurdu.''[Nisa, 66] Eğer üç talakı zikretmeden boşamışsa, o
zaman asılolarak talak sayılmayacak, ancak boşama sıfatını ve birkaç boşama
manasını taşıyan bir söz söylemiştir. Bu sebeple onu boşama sırasında başka
sözler söylemekten nehyetmiş, ancak onu boşamaktan nehy etmemiştir. Ona ne
kastettiği konusunda da yemin ettirmemiştir. Eğer birden fazlasını kastettiyse
o talakını geçerli sayardı.(--- Şafii, el-Ümm (S/138).
14709- Malik'in
bildirdiğine göre Ömer b. el-Hattab'a mektup yazılarak Irak'tan bir adamın
hanımına: "İpin omzundadır" dediği haber verilince, Ömer cevap
olarak, Irak valisine ona gelecek hac mevsiminde kendisiyle gelip görüşmesini
söylemesini yazdı. Hac mevsiminde Ömer, Kabe'yi tavaf ederken adam onunla
karşılaşıp selam verince, Ömer: "Sen kimsin?" diye sordu. Adam:
"Yanına gelmemi emrettiğin kişiyim" cevabını verince, Ömer:
"Şu evin Rabbi
adına doğru söylemeni istiyorum; ipin omzundadır, sözünden talakı mı
kastettin?" diye sorunca, adam: "Eğer benden başka yerde yemin etmemi
isteseydin, doğru söylemezdim. Ben bununla ayrılmayı kastettim" dedi.
Bunun üzerine Ömer adama: "Mesele kastettiğin gibidir" dedi.(--- Malik,
Muvatta (5).
14710- Şafii der ki: Biz
de bu görüşteyiz. Bu da talak sözlerine benzeyen her sözün talak hükmünde
olmadığına delalet etmektedir. Burada sözü söyleyene sorulur, eğer bu sözü ile
boşamayı kastetmiş ise boşama geçerli sayılır. Eğer boşamayı kastetmemiş ise
boşama sayılmaz. Şafii bunu Malik'in ashabdan bazılarının hilafına görüş
bildirmesine cevap olarak söylemiştir.
14711- Said b. Salim
bildiriyor: İbn Cüreyc, Ata'ya kesin talak hakkında sorunca, Ata: "Burada
kişi diniyle baş başa bırakılır. Eğer üç talakı kastettiyse üç talak ile
boşamış olur. Eğer bir talakı kastetmiş ise bir talak sayılır" karşılığını
verdi. (--- Şafii, el-Ümm (5/260).
14712- Ata bildiriyor:
Valilerden biri (kadı) Şurayh'ı çağırarak karısına:
"Sen benden bette
(kesin talakla boşsun)" diyen bir adam hakkında sordu. Şurayh, bu konuda
cevap vermemek için izin istedi, ancak vali kabul etmeyince: "Tatak
sünnettir. Bette talakı ise bidattır. Sünnet ile boşayanın boşamasını geçerli
sayın. Ancak bidat olan bette talakını ona bırakın ve adamı diniyle baş başa
bırakın" dedi. (--- Şafii, el-Ümm (5/260).
14713- Said bildiriyor:
İbn Cüreyc, Ata'ya kişi karısına: "Serbestsin, benden serbestsinı sen
berisinı benden berisinı bainsinı benden bainsin'' demesi durumunu sorunca,
Ata: " Bunların hepsi aynı şeydir" karşılığını verdi.
14714- Ata der ki:
Kişinin: "Sen boşsun" demesi sünnettir ve bu, talak olduğu için kişi
bu durumda dinine havale edilmez.
14715- Ata der ki:
Kişinin: "Sen berisinı sen bainsin" demesi durumunda kendisine ne
kastettiği sorulur. Eğer talakı kastetmiş ise bu talaktır. Eğer başka bir şeyi
kastetmiş ise talak değildir.(--- Şafii, el-Ümm (5/260,261).
14716- İbn Cüreyc
bildiriyor: Amr b. DInar kişinin: "Sen berisin veya sen bainsin veya sen
serbestsin veya sen benden berisin" demesi konusunda: "Dini ile baş
başa bırakılır" demiştir.(--- Şafii, el-Ümm (5/261).
14717- İbn Cüreyc'in
bildirdiğine göre İbn Tavus'un babası şöyle demiştir: Eğer kişi: "Sen bana
haramsın" derken talakı kastetmiş ise bu talak sayılır.(--- Şafii, el-Ümm
(5/261).
14718- Hammad der ki:
İbrahım(-i Nehal)'ye kişinin karısına: "Sen bana haramsın" demesi
konusunu sorduğumda: "Eğer talakı kastetmiş ise bu, talak sayılır. Aksi
takdirde bu, bir yemindir" karşılığını verdi.(--- Şafii, el-Ümm (5/261).
14719- İbrahım
bildiriyor: Ömer b. el-Hattab, "Sen serbestsin, sen berisin, sen bettesin,
sen bainsin" denilmesi ile ilgili olarak: "Bu, bir talak sayılır ve
onu döndürmeye hakkı vardır" demiştir.
14720- Şafii,
el-Kadim'de şöyle demiştir: İbn Cüreyc'in, Ata'dan bildirdiğine göre Ömer b.
el-Hattab'ın huzuruna hanımına: "İpin omzundadır" diyen biri
çıkarılınca, Hz. Ali'ye: "Bunların arasında hüküm ver" dedi. Hz. Ali
ona: "Bu sözünden neyi kastettin?" diye sorup Rükn ve Makam arasında
yemin ettirmek istedi. Adam: "Talakı kasdettim" cevabını verince Hz.
Ali bunu üç talak saydı. (--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (7/344).
14721- "Said -
Katade - Hasan" kanalıyla Hz. Ali'den bir öncekinin aynısı rivayet
edilmiştir. (--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (7/344).
14722- Beyhaki der ki:
Muhtemelen bette talakının üç talak olduğu Hz.
Ali'nin kendi görüşü
olarak rivayet edilmiştir. Mansur, Ata b. Ebi Rebah kanalıyla bu konuda şöyle
rivayette bulunmuştur: Bir adam bu lafızları tekrar etti ve Ömer b. el-Hattab'a
gelince, Ömer, Rükn ve Makam arasında ona yemin ettirerek: "Dediğinle ne
kastettin?" diye sordu. Adam: "Talakı kastettim" deyince, Ömer
onları birbirinden ayırdı. Muhtemelen bu lafızları her tekrar etmesinde talakı
kastediyordu. munkatı bir hadistir.
14723- Sabit bir hadisle
Ka'b b. Malik'ten bize şöyle bildirilmiştir:
Tövbemin kabul edildiği
hakkında ayet nazil olmadan önce Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bana
eşimden ayrılmamı emrettiği zaman: "Onu boşayayım mı, yoksa ne
yapayım?" diye sordum. Bana kendisiyle haber gönderdiği elçi:
"Hayır boşama,
sadece ondan ayrı dur ve ona yaklaşma" cevabını verdi. Bunun üzerine ben
de eşime: "Ailene git ve Allah bu konuda hüküm verene kadar onların
yanında kal" dedim.
14724- Bu da kişinin
hanımma: "Ailene git" demesi durumunda eğer talakı kastetmiyorsa
bunun boşama olmadığına delalet etmektedir. Bu ifade diğer kinayelere de ölçü
sayılabilir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Kinaye Yoluyla
Talakı Üç Talak Sayanlar