MARİFETU SUNEN VE’L-ASAR |
NİKAH |
ANA SAYFA Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Değişik Memleketlerde
Olan Karı Kocadan Birinin Müslüman Olmasıyla, Nikah İddet Bitmeden Geçersiz
Olmaz
13978- Şafii der ki: Ebu
Süfyan b. Harb, Huzaa'lıların yurdu Merru'zZehran'da müslüman oldu. Huzaa'!ılar
fetihten önce müslüman olmuş ve burası Daru'I-İslam olmuştu. Ebu Süfyan'ın
karısı Hind bint Utbe de o sıralar Mekke'de bulunuyordu ve kafirdi. Mekke de o
zaman henüz Daru'l-harb olan bir yerdi. Daha sonra Ebu Süfyan Mekke'ye gelip
karısını İslam'a davet edince Hind onu sakalından tutup: "Sapıtmış olan bu
ihtiyarı öldürün" dedi. Hind; Ebu Süfyan'ın müslüman oluşundan günler
sonra müslüman oldu. Kafirken Mekke'de ikamet ediyordu. Kocası da Müslümandı ve
Daru'lİslam'da (Huzaalıların yanında) ikamet ediyordu. Ebu Süfyan Mekke'ye
döndüğünde Hind Müslüman değildi ve Daru'l-harb'deydi. Daha sonra Mekke
Daru'l-İslam olunca, Ebu Süfyan Müslüman, Hind ise kafirdi. Hind, iddeti
bitmeden müslüman olunca eski nikahlarıyla evliliklerine devam ettiler. Çünkü
Hind, iddeti bitmeden müslüman olmuştu.
13979- Hakım b. Hizam da
müslüman olduğunda aynı durumdaydı.
13980- Safvan b. Umeyye
ve İkrime b. Ebu Cehl'in hanımları Mekke'de müslüman oldular. Daha sonra Mekke
Daru'l-İslam olduğu zaman Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (bazı
müşriklerin öldürülmesiyle ilgili) hükmü üzerine İkrime, Daru'l-Harb olan
Yemen'e kaçtı. Safvan da Daru'I-Harb olan Yemen'e gitmek için yola çıktı; ancak
Daru'I-İslam olan Mekke'ye dönüp kafir olarak Huneyn savaşına katıldı.
Hanımıyla da evliliklerine eski nikahlarıyla devam ettiler. İkrime de geri
dönüp müslüman oldu ve evliliklerine eski nikahlarıyla devam ettiler. Kadınlar
müslüman olduktan sonra kocaları müslüman olduğunda henüz iddetleri bitmemişti.
13981- Şafii der ki: Ebu
Süfyan, Hakım b. Hizam, Safvan ve İkrime ile hanımlarıyla ilgili rivayetler
Megazı alimleri tarafından bilinmektedir.(--- Şafii, el-Ümm (5/44).
13982- Megazı alimlerine
göre Ensar'dan bir kadın, Mekke'de bir adamla evliydi. Kadın müslüman olup
Medine'ye hicret ettikten sonra iddet müddeti içinde kocası gelip müslüman oldu
ve evliliklerine eski nikahlarıyla devam ettiler.
13983- Şafii der ki: İbn
Şihab'ın bildirdiğine göre Safvan b. Umeyye müslüman olmayı kabul etmeyip
kaçtıktan sonra ResUlullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi. Sonra
müşrik olmasına rağmen Huneyn ve raif gazvesine katıldı. Hanımı da Müslümandı.
Buna rağmen (Safvan müslüman olduktan sonra) evliliklerine eski nikahlarıyla
devam ettiler. İbn Şihab der ki: "Safvan ve hanımının müslüman olmaları
arasında bir ay kadar vardı."
13984- 13985- Şafii,
el-Kadim'de der ki: İbn Şihab'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) zamanında bazı kadınlar, yurtlarında müslüman oldular. Bu
kadınlar muhacir değildi ve kocaları da kafirdi. Bunlardan VelId b. Muğıre'nin
kızı, Safvan b. Umeyye ile evliydi. Bu kadın fetih günü müslüman olmuştu.
Safvan b. Umeyye, Taif ve Huneyn'e kafir olarak katılmıştı. Hanımıysa bu sırada
müslümandı. Buna rağmen Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları
ayırmadı. Safvan müslüman olunca da evliliklerine eski nikahlarıyla devam
ettiler. İbn Şihab der ki: "Safvan ve hanımının müslüman olmaları arasında
bir ay kadar vardı."(--- Malik, Muvatta (2/543-544).
13986- Şafii der ki: Malik'in
İbn Şihab'dan bildirdiğine göre Hakım b. elHaris b. Hişam'ın annesi, İkrime b.
Ebi Cehil ile evliydi. Bu kadın fetih günü müslüman olmuş, İkrime de müslüman
olmayı kabul etmeyip kaçmıştı. Daha sonra Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) gelip biat etti ve hanımıyla evliliklerine eski nikahlarıyla devam
ettiler.(--- Malik, Muvatta (2/545).
13987- 13988- Şafii der
ki: Malik'in bildirdiğine göre İbn Şihab şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) müslüman olup yanına hicret eden ve kocası kafir olarak küfür
diyarında kalan bazı kadınları hicret dolayısıyla kocalarından ayırmıştır.
Ancak bu kadınların iddeti bitmeden kocaları da müslüman olup hicret ettikleri
zaman onları eski nikahları üzerinde karı koca olarak bırakırdI. Bu hadis başka
bir kanalla daha geniş bir şekilde nakledilmiştir.(--- Malik, Muvatta
(2/544). --- Beyhaki, es-Sünenu'l-kübra (7/186).
13989-13990- Beyhaki der
ki: Amr b. Şuayb'ın, babası kanalıyla Abdullah b. Amr'dan, onu da
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklettiği, kızı Zeyneb'i, yeni
bir nikahla kocasına geri verdiğiyle ilgili hadis hakkında Ebu'l-Hasan
edDarekutnı şöyle dedi: "Bu hadis sabit değildir. Haccac, huccet kabul
edilemez. Doğru olan İbn Abbas'ın hadisidir."
13991- Darekutnı şu
hadisi kasdetmektedir: İbn Abbas: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem), kızı Zeyneb'i Ebi'l-As b. er-Rabi'ye eski nikah üzerinden geri
verdi" demiştir.(---2 Ebu Davud, talak (2240), Tirmizi, nikah (1143) ve
İbn Mace, nikah (2009).
13992- Tirmiz!'nin
bildirdiğine göre Muhammed b. İsmail el-Buhari der ki:
"İbn Abbas'ın bu
konudaki hadisi, Amr b. Şuayb'ın hadisinden daha sahihtir."
13993- Beyhaki der ki:
"Bana bildirildiğine göre Haccac b. Ertaa, Amr'dan hadis dinlememiştir.
Haccac da tedlisle meşhurdur."
13994- Beyhaki der ki:
Tahavı, İbn Abbas'ın, Eyyub kanalıyla İkrime'den naklettiği: "Yahudi veya
hıristiyanla evli olup müslüman olan kadın, kocasından ayrılır. İslam üstün
olandır. Ondan üstünü olmaz" hadisinin zayıf olduğuna delil göstermesi doğru
değildir.
13995- Hadisten,
Müslüman kadının Yahudi veya Hıristiyan'ın nikahında kalamayacağı
kastedilmiştir. Bu durum, daha sonra müslüman olan Yahudi ve Hıristiyan'ın
nikahında kalan Yahudi veya Hıristiyan kadının durumu gibi değildir. Çünkü
İslam üstün olandır. Ondan üstünü olmaz. Bundan kastedilen işte budur. Bunların
ne zaman birbirinden ayrılacakları hadiste zikredilmemiştir.
13996-İbn Abbas der ki:
"Bir kadın, Müslümanlarla savaş halinde olan müşriklerden kaçıp
(müslümanların yanına) hicret ettiğinde bir defa hayız görüp temizlenene kadar
kimse ona talip olamaz. Temizlendikten sonra ise evlenmesi helal olur.
Evlenmeden önce kocası da müslüman olup hicret ederse kadın kocasıyla
evliliğine devam eder."
13997- Bu görüş,
Ebu'l-As hakkında rivayet edilen hadise uygundur. Bu da İslam ile karı koca
arasındaki bağın kesildiğini söyleyenlerin görüşünün doğru olmadığına delalet
etmektedir.
13998- Delilsiz bir
şekilde Ebu'l-As'la ilgili hadisin neshedildiğini iddia edenin bu görüşü kabul
edilemez. Ebu'l-As, Bedir günü esir edilince müslüman olmamıştı. Ebu'l-As, Zeyd
b. Harise müfrezesinden sonra müslüman oldu. Bu müfrezede Ebu'l-As ve
yanındakiler Medine'ye götürüldü. Zeyneb onu himayesine alınca Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun himayesini kabul ederek Zeyneb'in yanına
girip: "Ona iyi davran. Ancak sana yaklaşmasın. Çünkü sen ona helal
değilsin" buyurdu. Sonra Ebu'l-As, Mekke'lilerin eşyalarıyla Mekke'ye
döndü. Daha sonra da müslüman olup Medine'ye geldi. Durum buyken, Zühri'den
rivayette bulunarak, Ebu'l-As'ın Bedir günü esir edilip Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) götürüldüğü, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) de kızını ona tekrar verdiği nasıl iddia edilebilir. Bu, mirasla ilgili
hükümlerin nüzulünden önce gerçekleşmiştir.
13999- Beyhakl der ki:
Bedir kıssasıyla ilgili hadiste Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu
serbest bırakıp, kızını (Zeyneb'i) ona göndermesini şart koştuğu geçmektedir.
Zeyneb o zaman Mekke'deydi. Ebu'l-As Bedir'de esir edilince, Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Zeyneb'i göndermesi şartıyla onu serbest bırakmış, Ebu'l-As
ta bu şartı yerine getirmiş ve bundan çok sonra müslüman olmuştu. Megazi
alimleri bu hadiseyi bu şekilde nakletmiştir.
14000- Tahavi'nin Zühri
ve Katade'den bu konuyla ilgili naklettiği hadisin isnadı kopuktur. Abdullah b.
Amr ve İbn Abbas'ın hadislerinin değişik olmasının sebebi şöyle açıklanmıştır:
Abdullah b. Amr, mümin kadınların, daha önce kafir olan erkeklere eski nikahla
geri dönmelerini haram kıldığını bildiği için: "Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) kızı Zeyneb'i, yeni nikahla kocasına geri verdi"
demiştir. Abdullah b. Abbas ise Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Zeyneb'i Ebu'l-As'a geri verdiğini öğrendiği zaman, yüce Allah'ın, mümin kadınları
kafirlere haram kıldığını bilmediği için: "Onu ilk nikahıyla geri verdi.
Çünkü aralarındaki nikah feshedilmemişti" demiştir.
14001- Ömrüme yemin
olsun ki; sahabenin kimseden işitmedikleri halde bildikleri gibi rivayette
bulunduğunu söylemek sahabe hakkında kötü zanda bulunmak demektir. Abdullah b.
Amr'ın hadisini hadis hafızlarından hiçbiri sabit bulmamıştır.
14002- Hadis sabit olsa
bile, Abdullah b. Amr, bizzat şahit olmadan veya güvenilir birinden nakletmeden
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu yeni bir nikahla geri verdiğini
söylemez. İbn Abbas ta bizzat şahit olmadan veya güvenilir birisinde işitmeden
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kızı Zeyneb'i, ilk nikahıyla
kocasına geri verdiğini söylemez. O zaman Amr b. el-As gibi biri Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kızını Ebu'l-As'a geri vermeden önce Mumtehine
ayetinin indiğini karıştırabilir. Eğer Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
zamanında yaşı küçük olduğu için karıştırdığı söylenecek olursa, Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefatından sonra hadisi rivayet ederken, nüzul
sebeplerini bilmesine rağmen nasıl karıştırır. Bu uzak bir ihtimaldir.
14003- İki hadis te
sahih olsa, Abdullah b. Amr'ın hadisini tercih ederdik.
Çünkü onun hadisinde,
diğerinde olmayan ilave vardır. Ancak hadis hafızları bunu sabit bulmayınca biz
de bıraktık ve İbn Abbas'ın hadisiyle megazi alimlerinin Ebu Süfyan ve
başkasıyla ilgili yaptığı rivayetleri tercih ettik.
14004- İbn Abbas'ın hadisinde,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zeyneb'i altı yıl, başka bir
rivayette ise iki yıl sonra geri döndürdüğünün geçtiğini, bu süre zarfında
iddet diye bir şey kalmayacağı iddia edilecek olursa şöyle deriz:
"Mumtehine'deki ayet nazil oluncaya kadar nikah sabitti ve Zeyneb'in
müslüman olmasıyla kocasının kafir olmasının nikaha zararı yoktu. Hudeybiye'den
sonra ayet nazil olunca, Zeyneb'in boş olup iddet süresi başladı. Kısa bir süre
sonra iddet bitmeden Ebu'l-As müslüman olunca Zeyneb'i ilk nikahıyla geri
döndürdü.
14005- Arkadaşımız bu
konuda Megazı alimlerinin Ebu Süfyan ve başkası hakkında yaptıkları rivayetlere
dayanmıştir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: