MARİFETU

SUNEN VE’L-ASAR

FERAİZ

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Dedenin Mirastaki Payı

 

12598- Abdurrahman b. Ebi'z-Zinad'ın bildirdiğine göre miras payları ile ilgili hükümler, bunların usulü ve manası Zeyd b. Sabit tarafından gelmiş, bunların anlamına yönelik açıklamalar da Ebu'z-Zinad tarafından yapılmıştır.

 

12599- Zeyd der ki: Buna göre ölen kişinin babasının babası olan dede, ölenin babası dururken yakınlığından dolayı mirastan herhangi bir pay alamaz. Ölenin erkek çocuğu ve erkek çocuğunun oğlu ile birlikte ise kendisine altıda bir pay verilir. Bunun dışındaki durumlarda şayet ölen kişinin baba tarafından erkek veya kız kardeşi yoksa önce diğer yakınlardan başlanır. Paylaşımdan sonra geriye altıda bir ve daha fazlası kalırsa kalan bu kısım dedeye verilir. Geriye altıda bir veya daha fazlası kalmazsa da altıda bir dedeye verilir.

 

12600- Kişinin babasının babası olan dedenin, anne-baba bir olan kardeşleriyle birlikte miras durumunda önce varisler arasında farz sahibi olan kişi varsa ona öncelik tanınır ve mirastaki payı verilir.

Geriye kalanda dede ile kardeşler arasında paylaşım dedenin lehine olacak şekilde hesaplanır. Üçte biri alması kendisi için daha hayırlı ise kendisine üçte bir verilir. Kardeşlerden biri sayılıp onlar gibi terekeden pay alması kendisi için daha hayırlı ise ona kardeş gibi hisse verilir. Terekenin tümünün altıda birini alması kendisi için daha hayırlı ise de ona altıda bir verilir. Ondan sonra geriye kalan da ölenin anne-baba bir kardeşleri arasında erkeğe kızın iki katı olacak şekilde paylaştırılır. Sadece bir paylaşım durumunda alacakları hisseler farklı olur.

 

12601- O da ölen kadından geriye koca, anne, dede ve baba bir kız kardeş kalması durumudur. Böylesi bir durumda terekenin yarısı kocaya, üçte biri anneye, altıda biri dedeye, yarısı da kız kardeşe düşecek şekilde hesaplanır. Sonra dedenin altıda birlik hissesi ile kız kardeşin terekenin yarısı olan hissesi toplanıp üçe bölünür. Bunun da üçte ikisi dedeye, üçte biri kız kardeşe verilir.

 

12602- Baba bir kardeşlerin şayet yanlarında anne-baba bir kardeşleri yoksa dede ile miras durumları anne-baba bir kardeşlerin dedeyle olan miras durumları gibidir. Erkekleri diğerlerinin erkekleri gibi, kızları da diğerlerinin m: kızları gibi payalırlar.

 

12603- Anne-baba bir kardeşler ile baba bir kardeşler bir arada olduğu zaman anne-baba bir kardeşler, baba bir kardeşlerden dolayı dedenin mirastaki payını azaitırlar.

 

12604- Dedenin payından sonra kardeşlere kalan miktar sadece anne-baba bir kardeşlerin olur ve baba bir olan kardeşler bundan bir şey alamazlar. Ölenin anne-baba bir tek bir kız kardeşi olması durumunda ancak baba bir kardeşler payalabilirler. Ölenin anne-baba bir sadece bir kız kardeşi varsa baba bir erkek kardeşler ve dede ile paylaşıma girer. Anne-baba bir kız kardeş ile baba bir erkek kardeşlere hisse düşmesi durumunda payı tüm malın yarısını tamamlayana kadar anne bir kız kardeşe verilir. Baba bir kardeşler paylarına düşenden anne-baba bir kız kardeşe malın yarısını

 

alacak şekilde verdikten sonra bir şeyartarsa erkeğe kızın iki katı olacak şekilde aralarında paylaştırılır. Bir şeyartmaması durumunda da bir şey alamazlar.(--- Beyhaki, Sünenü'l-kübra (6/250-251).

 

12605- Abdurrahman b. Ebi'z-Zinad: "Ebu'z-Zinad, Zeyd'in mektubunu Harice b. Zeyd b. Sabit ve Zeyd b. Sabifin ailesinin büyüklerinden aldı" demiş ve Zeyd b. Sabifin Muaviye'ye yazdığı mektubu zikretmiştir. Mektupta şunlar yazılıydı:

 

12606- Ölenin baba bir kardeşleri varken dedenin mirası konusunda ben de müminlerin emiri Ömer gibi düşünüyorum. Ömer, şayet ölenin bir erkek kardeşi varsa terekeyi ikiye bölüp bir bölümünü kardeşe bir bölümünü de dedeye verirdi..

 

12607- Dedenin yanında ölenin bir kız kardeşi varsa bu kıza terekenin üçte birini verirdi. İki kız kardeşi varsa terekeyi ikiye böler, yarısını kız kardeşlere yarısını da dedeye verirdi.

 

12608- Dedenin yanında ölenin iki erkek kardeşi varsa dedeye terekenin üçte birini verirdi.

 

12609- Erkek kardeşler daha fazla ise dedeye üçte birden daha az vermezdi. Dedenin payından geriye kalanı da ölenin kardeşleri arasında paylaştırırdı. Yüce Allah'ın farz kıldığı paylaşımda da anne-baba bir kardeşler mirasta baba bir olan kardeşlerden daha önceliklidir.

 

12610- Bildiğim kadarıyla müminlerin emiri Ömer, ölenin dedesi ile baba bir kardeşler arasında miras paylaşımını bu şekilde yapardı. Dedenin yanında baba bir olmayan ve sadece anne bir kardeş olanlara mirastan pay vermezdi. Daha sonraları müminlerin emiri Osman b. Affan da ölenin dedesi ile kardeşleri arasında bu şekilde taksimat yapardı.(--- Beyhaki, Sünenü'l-kübra (6/248-249).

 

12611- Şafii der ki: Dedenin mirastaki payı konusunda ihtilaf edilmiştir, Zeyd b. Sabit, Ömer, Osman, Ali ve İbn Mes'ud: "Ölenin kardeşleriyle birlikte dedeye pay verilir" demiştir.

 

12612- Ebu Bekr es-Sıddık, İbn Abbas, Aişe, İbnu'z-Zübeyr ve Abdullah b. Utbe ise böylesi bir durumda dedeyi baba konumunda sayar ve kardeşlerini mirastan düşürürlerdi.

 

12613- Sonrasında Şafii böylesi bir durumda onları terekeye ortak kılanların görüşünü tercih etmesini anlatır ki el-Mebsut'ta bu zikredilmiştir.

 

12614- Abdullah b. Seleme bildiriyor: "Hz. Ali, altıncı kişi olana kadar dedeyi kardeşlere terekede ortak kılar, onlardan biri sayardı.''(--- Şafii, el-Ümm (7/179).

 

12615- Şafii der ki: Ancak Iraklılar bu konuda böyle demezler. Hocaları: ''Dede baba konumundadır" der ve kardeşleri paylaşım dışı tutar.

 

12616- Hem biz, hem Iraklılar bu konuda Zeyd gibi düşünüyoruz.

Terekeyi kardeşlerle paylaşması kendisi için daha hayırlı ise terekeyi dede ile kardeşler arasında paylaştırırız. Her halükarda da dedeye toplam terekenin üçte birinden daha azı verilmez.(--- Şafii, el-Ümm (7/179).

 

12617- ŞafiTnin bildirdiğine göre İbrahım( -i Nehai) şöyle demiştir: "Abdullah (b. Mes'ud) dedeyi kardeşlerle terekeye ortak kılardı. Kardeşler fazla ise dedeye terekenin altı birİ kadarını verirdi.''(--- Şafii, el-Ümm (7/179).

 

12618- Şafii der ki: "Hz. Ali'nin bu konuda daha önce zikredilen uygulaması da bu manadadır."

 

12619- Şafii'nin bildirdiğine göre İbrahım(-i NehaI) şöyle demiştir: "Abdullah (b. Mes'ud), Ekderiyye durumunu sekiz hisse üzerinden paylaştırır, anneye bir, dedeye bir, kız kardeşe üç, kocaya da üç hisse verirdi.''(--- Şafii, el-Ümm (7/179).

(Ekderiyye, ölenden geriye kalan koca, anne, kız kardeş ve dedenin miras durumudur.)

 

12620- Şafii der ki: Iraklılar ise bu görüşte değildir. Iraklılardan bazıları bu konuda Zeyd b. Sabit'ten yapılan bir rivayete göre görüş bildirirler. Bu rivayete göre Zeyd, Ekderiyye durumunu dokuz hisse üzerinden paylaştırırdı. Bu paylaşımda anneye iki, dedeye bir, kız kardeşe üç ve kocaya da üç hisse verirdi. Geri kalanı da dede ile kız kardeş arasında, erkeğe iki kıza bir hisse olacak şekilde paylaştırırdı.(--- Şafii, el-Ümm (7/179).

 

12621- Şafii'nin isnadıyla bildirdiğine göre Şa'bi şöyle demiştir: Ölenden geriye kalan dede, kız kardeş ve annenin miras durumu konusunda Abdullah (b. Mes'ud): "Kız kardeşe üç, anneye bir, dedeye de iki hisse verilir" demiştir.(--- Şafii, el-Ümm (7/179).

 

12622- Şafii der ki: Iraklılar ise bu görüşte değildir. Iraklılar böylesi bir durumda Zeyd gibi terekeyi dokuz hisse üzerinden paylaştırır, anneye üç, dedeye dört, kız kardeşe de iki hisse verirler.(--- Şafii, el-Ümm (7/179).

 

12623- Şafii'nin bu rivayetleri zikretmedeki amacı bu konuda Hz. Ali ile Abdullah'a muhalefet eden Iraklılara, bu rivayetlerin onları bağladığını göstermektir.

 

12624- Şafii, İhtilafu'l-İrakiyyin eserinde şöyle der: "Sünnette dedeye belirli bir pay verildiği konusunda sadece bir kanalla gelen rivayet dışında başka da bir rivayet bilmiyorum. Bu rivayet de hadis alimlerinin yanında tam olarak sabit değildir."

 

12626-12625- Beyhaki der ki: Şafii'nin işaret ettiği rivayet sanırım İmran b. Husayn'ın şu rivayetidir: Hz. Ömer, Müslümanlara: "İçinizden Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), dedenin mirastaki payı konusunda hüküm verdiğini işiten var mı?" diye sordu. Adamın biri kalktı ve: "Ben böylesi bir davaya şahit oldum ve dedeye üçte bir verdi" öedi. Ömer: "Dedeyle birlikte diğer varislerden kimler vardı?" diye sorunca, adam: "Bilmiyorum" karşılığını verdi. Bunun üzerine Ömer: "Bilemeyesin emi!" diye çıklŞtı.(--- Beyhaki, Sünenü'l-kübra (6/244).

 

12627- Şafii bu hadisi ravi Ali b. Cud'an'dan dolayı zayıf bulmuş gibidir.

Zira Ali hadis alimlerinin yanında zayıf biridir. Ya da Hasan'dan dolayı zayıf bulmuş gibidir. Zira Hasan'ın imran'dan hadis işitmişliği sabit değildir. imran'dan rivayetinde de isnadında ihtilaflar vardır.

 

12628- Diğerinden daha tercihe şayan olan başka bir rivayete göre İmran b. Husayn şöyle bildiriyor: İhtiyarın biri Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Oğlumun oğlu öldü. Onun terekesinden bana düşen nedir?" diye sordu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sana altıda bir vardır" buyurdu. Adam dönüp gidince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu çağırdı ve:

"Sana bir altıda bir daha düşer" buyurdu. Adam dönüp gidince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir daha onu çağırdı ve: "Sana ikram olarak bir altıda bir daha düşer" buyurdu.(--- Ebu Davud, feraiz (2896) ve Tirmizi, feraiz (2099).

 

12629- Ancak hadis alimleri Hasan'ın imran b. Husayn'dan hadis işitmişliğinin sabit olmadığını söylemişlerdir.

 

12630- Hasan bildiriyor: Hz. Ömer: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), mirasta dedeye ne kadar verdiğini içinizden kim biliyor?" diye sorunca, Ma'kil b. Yesar: "Ben biliyorum! Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona altıda bir erdi" vdedi. Ömer: "Dedeyle birlikte diğer varislerden kimler vardı?" diye sorunca, Ma'kil: "Bilmiyorum" karşılığını verdi. Bunun üzerine Ömer: ''Bilemeyesin emi! O zaman bu bilgi ne işimize yaradı!" diye çıkıştı.(--- Ebu Davud, feraiz (2897).

 

12631- Bu rivayetin isnadındaki kopukluk daha açıktır. Çünkü Hasan, Ömer'in bu soruyu sormasına şahit olmuş değildir. Sanırım Şafii de bunu fark etmiş ve: "Bu rivayet de hadis alimlerinin yanında tam olarak sabit değildir" demiştir.

 

12632- Her iki rivayetin isnadı mürselolan kısma kadar sahihtir. Bundan dolayı Ebu Davud bunları Sünen'de tahric etti.

 

12633- İsa b. Ebi İsa el-Hannat bildiriyor: Ömer b. el-Hattab meclis arkadaşlarına: "İçinizde dedenin mirastaki payı konusunda Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir şey bilen var mı?" diye sordu. Adamın biri: "Ben biliyorum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dedeye altıda bir verdi" dedi. Ömer:

"Dedeyle beraber mirasçılardan başka kim vardı?" diye sorunca, adam:

"Bilmiyorum" dedi. Bunun üzerine Ömer: "Hay bilmeyesice!" dedi ve: "Başka bilen var mı?" diye sordu. Başka bir adam: "Benim bu konuda bilgim var" dedi. Ömer: "Nedir?" diye sorunca, adam: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dedeye üçte bir verdi" dedi. Ömer: "Dedeyle beraber mirasçılardan başka kim vardı?" diye sorunca, adam: "Bilmiyorum" dedi. Bunun üzerine Ömer: "Hay bilmeyesice!" dedi.

Oradakilere aynı şeyi sorunca, başka bir adam: "Benim bu konuda bilgim var" dedi. Ömer: "Nedir?" diye sorunca, adam: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dedeye terekenin yarısını verdi" dedi. Ömer: "Dedeyle beraber mirasçılardan başka kim vardı?" diye sorunca, adam: "Bilmiyorum" dedi. Bunun üzerine Ömer: "Hay bilmeyesice!" dedi ve oradakilere aynı şeyi sordu. Başka bir adam kalkıp: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dedeye malın tümünü verdi" dedi.

Zeyd miras davalarına bakmaya başlayınca ölenin kardeşleri varken dedeye terekenin üçte birini verdi. Ölenin tek bir erkek kardeşi varsa dedeye terekenin yarısını verdi. Ölenin dededen başka varisi olmadığı zaman da terekenin tümünü dedeye verdi.

 

12634- Beyhaki der ki: Sevri de bunu İsa el-Medeni kanalıyla Şa'bi'den üçte bir ve altıda bir verilmesi konularında rivayet etmiştir.

Ancak isnadında kopukluk vardır. İsa da huccet biri değildir.(--- Abdurrezzak, Musannef (ı 9058).

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Avl