MARİFETU SUNEN VE’L-ASAR |
CUMA NAMAZI |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Bir Köyde Cuma Namazı
Kılabilmek İçin Gereken Kişi Sayısı
6301- ŞafiI der ki: Cuma
namazı farz ise normalde herhangi bir sayı sınırı olmadan ya da bu namazı kılacak
olan kişinin mukım ya da yolcu olduğuna bakılmadan bunun eda edilmesi gerektiği
düşünülebilir. Ancak mukım olanlar dışındaki kişilere Cuma namazının farz
olmadığı konusunda herhangi bir ihtilafın olduğunu bilmiyorum. Cuma namazının
kırk kişiden daha az olan kişilere farz olduğu konusunda da herhangi bir haber
duymuş değilim.
6302- Başkaları ise Cuma
namazının, camisi olan herkese farz olduğunu söylemiştir.
6303- Hocalarımızdan
birkaç kişinin: "Kasabada bulunan, mukım olan ve sayıları kırkı bulan
kişilere Cuma namazı farzdır" dediğini işittim.
6304- Bu konuda
bildiğimiz kadarıyla söylenen asgari rakam budur.
Benim de itibar ettiğim
görüş budur ve buna muhalif olan sağlam bir haber de bulunmamaktadır.(---
Şafii, el-Ümm (1/190).
6305- Hadisçiler
tarafından sabit bulunmayan bir kanalla rivayet edildiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye geldiğinde kırk kişiyle Cuma namazı
kılmıştır.(--- Şafii, el-Ümm (1/190).
6306- Yine rivayet
edildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ureyne ahalisine Cuma
namazı ile bayram namazlarını kılmaları konusunda bir mektup yazmıştır.
6307- Yine rivayet
edildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Amr b. Hazm'a Necran ahalisine
bayram namazlarını kıldırmasını söylemiştir.
6308- Beyhaki der ki:
Aynı isnadla rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
Amr b. Hazm'a: "Kurban bayramı namazını erkenden, Ramazan bayramı namazını
da biraz geciktirerek kıldır. (Bu namazlarda) insanlara öğütlerde bulun"
şeklinde bir mektup yazmıştır.
6309- İbn Abbas der ki:
"Medine'de Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mescid'inde kılınan
cumadan sonra dışarıda kılınan ilk Cuma namazı, Bahreyn'İn Cuvase köyünde kılınan
namazdır."
Ravi Osman der ki:
"Cuvase, Abdulkays köylerinden bir köydür."(--- Beyhaki,
es-Sünenü'l-kübra (3/176).
Buhari, Sahih'de Ebu
Amir el-Akadı kanalıyla İbrahım b. Tahman'dan rivayet etmiştir.(--- Buhari,
salat (892).
6310- Sahabe de iyi
niyetlerinden dolayı şerı bir konuda kendi yanlarından bir işi yapacak
değillerdi. Göründüğü kadarıyla bu köyde Cuma namazını kılmaları Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) emriyle olmuştur.
6311- Abdurrahman b.
Ka'b b. Malik der ki: Babamın gözleri göremez hale geldiğinde ona ben rehberlik
yapardım. Cuma günü onu namaza götürürken de ezanı duyunca Ebu Umame Es'ad b.
Zürare'ye bağışlanma dilerdi. Bu şekilde bir süre ne zaman cuma ezanını işitse
bunu yapmaya devam etti. Ona: "Babacığım! Cuma ezanın! duyduğun zaman
neden Es'ad b. Zürare'ye bağışlanma diliyorsun?" diye sorduğumda:
"Evladım! Çünkü o, Beyada oğullarının taşlığındaki Hezmu'n-Nebit'te,
Hadamat denilen göletin yanında bize ilk Cuma namazını kıldıran kişidir"
dedi. Ona: "O gün kaç kişiydiniz?" diye sorduğumda: "Kırk
kişiydik" dedi.(--- Ebu Davud, salat (1069), Hakim, Müstedrek (1/281) ve
Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (3/177).
6312-6313- Beyhaki der
ki: Yunus b. Bukeyr ise bunu İbn İshak'tan rivayet ederken Ka'b'ın:
"Evladım! Çünkü Es'ad, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye
gelmeden önce Beyada oğullarının taşlığındaki Hezmu'n-Nebit'te, Hadamat denilen
göletin yanında ilk Cuma namazını bize kıldıran kişidir" dediğini
zikreder.
6314- Ebu Süleyman
el-Hattabı: "Doğrusu da göletin ''Nun'' harfi ile ''Naki' '' şeklinde
yazılmasıdır" demiştir.(--- Hattabi, Mealimu's-sünen (1/244).
6315- Ben derim ki: Bu
da Zühri'den rivayet olunan, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mus'ab
b. Umeyr'i Medine'ye gönderdiğinde on iki kişiyle Cuma namazı kıldırması
rivayetine muhalif değildir. Zira bu rivayette kasıt, Birinci Akabe biatında
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) biat eden on iki kişinin yardımıyla
oradakilere namazı kıldırdığıdır. Bu on iki kişiden biri de Es'ad b. Zürare'dir.
Es'ad, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir mektup yazarak Medine'de
Müslüman olanları bildirmiş ve oradakilere Kur'an'ı okutmak, dini bilgileri
öğretip namaz kıldırmak için ashabından birini göndermesini istemişti. Bunun
üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Mus'ab b. Umeyr'i
göndermişti.
6316- Zühri der ki:
"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelişinden önce Medine'de
Müslümanlara ilk Cuma namazını kıldıran kişi Mus'ab'tır."
6317- Zühri, Cuma
namazında imamlığı Mus'ab'ın yapması dolayısıyla bu namazı onun kıldırdığını
söylemiştir. Ka'b b. Malik ise ilk namazı Es'ad'ın kıldırdığını söylemiştir.
Zira Mus'ab, Medine'ye ilk geldiğinde Es'ad'ın evinde misafir olmuş, Es'ad ona
yardımcı olmuş ve İslam'a davet etmek için onu Ensar'ın yanına götürmüştür.
6318- Zühri, Mus'ab'ın
on iki kişiyle Cuma namazını kıldırdığını zikretmiştir. Bunlardan kastı da
Mus'ab'a yardımcı olan Medineli on iki temsilcidir. Ka'b ise kırk kişiye namaz
kıldırdığını zikretmiştir. Onun da burada kastı, temsilcilerle birlikte Medine
ahalisinden Müslüman olan kişilerdir.
6319- Ka'b'ın rivayeti
muttasıl, Zühri'nin ise munkati'dır. İlk Cuma konusu da onların rivayetiyle
gelmiştir. Cuma namazı onlar nasıl ve hangi sayıyla kıldılarsa o şekilde
kılınması caizdir. Doğruya ancak Allah ulaştırır.
6320- Musa b. Ukbe ve
Muhammed b. İshak da şöyle bildirir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem), hicreti sırasında Amr b. Avf oğullarından yola çıktığında Medine ile
Kuba arasında bulunan Salim oğulları ile Kurra oğullarına uğradı. Cuma gününe
denk gelince onlara Cuma namazını kıldırdı. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) Medine'ye gelişinde kıldırdığı ilk Cuma namazı da bu oldu." (---
Bakın: el-Halebi, es-Siretu'l-Halebiyye (2/57), İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-nihaye
(3/197), Yakut elHamevi, Mu'cemu'l-buldan (4/214), es-Semhudi, Vefdu'l-vefd
(1/183), Zemahşeri, el-Fdik (1/64), İbn Düreyd, el-İştikak (s. 465),
İbnu'l-Esir, Üsdü'l-ğdbe (3/108), İbn Hacer, el-İsdbe (4/30) ve İbn Sa'd,
Tabakat (1/223).
6321- Bu rivayette namaz
kılanların sayısına dair bir şey bulmuş değilim.
Sayı konusu şayet sahih
ise Şafii'nin mürselolarak rivayet ettiği gibidir. Sahih değilse de Ka'b b.
Malik'in rivayetinde geçtiği gibidir.
6322- Ubeydullah b.
Abdillah b. Utbe der ki: "İçinde kırk adamın bulunduğu her köyde Cuma
namazı kılınması gerekir."(--- Şafii, el-Ümm (1/190) ve Beyhaki,
es-Sünenü'l-kübra (3/178).
6323- Süleyman b. Musa
bildiriyor: Ömer b. Abdilazız, Şafii ile Mekke arasında bulunan ve su
kaynaklarında ikamet edenlere: "Sayınız kırkı buluyarsa Cuma namazı
kılın!" şeklinde bir yazı yazdı.(--- Şafii, el-Ümm (1/190) ve Beyhaki,
es-Sünenü'l-kübra (3/178).
6324- Beyhaki der ki:
Bize bildirildiğine göre Ebu'l-Melih er-Rakki şöyle demiştir: Ömer b.
Abdilazız'den bize gelen mektupta: "Bir köyde kırk adam olduğu zaman Cuma
namazı kılsınlar" yazıyordu.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (3/178).
6325- Cafer b. Burkan
der ki: Ömer b. Abdilazız, Adiy b. Adiy el-Kindi'ye şöyle bir mektup yazdı:
"Çadırlarda göçebe olarak yaşamayan, yerleşik olan köy sakinlerini bul ve
başlarına bir yönetici ata. Yöneticiye de onlara Cuma namazını kıldırmasını
söyle."(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (3/179).
6326- Anlatıldığına göre
Ömer b. el-Hattab ve Osman b. Affan'ın hilafetleri zamanında onların emriyle
İskenderiye ahalisi, Mısır kasabaları ve Medain sahilindeki kasabalar Cuma
namazlarını kılardı. Bu bölgelerde de ashabdan kişiler bulunuyordu.
6327- Şeybani Said b.
el-As oğullarının bir azatlısından bildiriyor: İbn Ömer'e Mekke ile Medine
arasında bulunan köylerde Cuma namazının kılınıp kılınmayacağını sorduğumda:
"Şayet başlarında bir yönetici varsa evet kılarlar" dedi.
6328- Şafii el-Kadim'de
der ki: Biri: "Cuma namazı ancak kasaba hükmünde olan bölgelerde
kılınır" demiş ve bu konuda zayıf olan bir rivayet zikretmiştir.
6329- Beyhaki der ki:
"Böylesi bir söz Ali b. Ebi Talib'den rivayet edilmiştir. Fakat
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu konudagelen böyle bir rivayet
yoktur."
6330- Hz. Ali der ki:
"Cuma namazı ancak kasaba hükmünde olan bölgelerde kılınır ve teşrik
tekbirleri de ancak öylesi yerlerde getirilir."(--- Abdurrezzak, Musannef
(3/167,307) ve Beyhakl, es-Sünenü'l-kübra (3/179).
6331- Sevrl de bunu
Zübeyd'den mevkuf olarak rivayet etmiştir.
6332- Şafii der ki:
Ancak bir bölgenin kasaba hükmünde olması için ne kadar olması gerekir? Bu
kasabadan kasıt büyük şehir mi? Yoksa zikrettiğimiz gibi ahalisi göçebe
olmayan, yerleşik olduğu için de evleri bitişik olan yerler mi? Kasabadan kasıt
büyük şehir olduğu söylenecek olursa selef zamanında Mekke ile Medine
arasındaki kasabalarda Cuma namazı kılınmıştı. Hz. Osman zamanında da Rebeze'de
Cuma namazı kılınmıştı. Cuma namazının sadece göçebe ve yolculardan düştüğünü
biliyoruz. Ancak kasaba ahalisinden Cuma namazı düşmüş değildir.
6333- Rivayet edildiğine
göre Hz. Hüseyn, sadece Ömer'in şehir yaptığı yerlerde Cuma namazının
kılınacağını, Mekke'de Cuma namazının gerekmediğini düşünürdü. Ancak bize
muhalif olanların görüşü böyle değildir.
6334- Ebu Rafi'
bildiriyor: Ebu Hureyre, Bahreyn'deyken Ömer'e bir mektup yazıp Cuma namazı
konusunu sordu. Ömer yazdığı cevapta: "Bulunduğunuz yerde Cuma namazını
kılın" dedi.
6335- Şafii der ki: Bu
hadisin nasılolduğunu bilmiyorum, ancak sabit bir hadis ise "Hangi kasabada
olursanız olun Cuma namazını kılın" anlamındadır. Çünkü Bahreyn'de
bulunacakları yer kasaba dışında bir yer değildi.
6336- Beyhaki der ki: Bu
rivayetin isnadı hasendir. Bunu Muhammed b. İshak b. Huzeyme, Ali b. Haşrem
kanalıyla İsa b. Yunus'tan, o da Şu'be'den rivayet etmiştir.
6337- Cabir der ki:
"Kırk ve daha fazla sayıda olan kişiler için Cuma namazı, Ramazan ve
Kurban bayramı namazları kılmaları, geçerli sünnettir."
6338- Ancak bu hadis,
huccet sayılamayacak kadar zayıf bir rivayettir.(--- Darekutn!, Sünen (1/ 164)
ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (3/177).
6339- Zühri kanalıyla
Ümmü Abdillah ed-Devsiyye'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Cuma namazı, dört kişi olsalar dahi imamı bulunan her bir
kasabaya farzdır" buyurmuştur.
6340- Bu da sahih
olmayan zayıf bir rivayettir. Sünen kitabında bu hadislerin isnadlarını
zikrettik.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
İmamın Cuma Namazı
Kılınmayan Bir Yere Yolcu Olarak Uğraması