MARİFETU SUNEN VE’L-ASAR |
CEMAATLE NAMAZ |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
İmam ile Cemaatin
Niyetlerinin Farklı Olması ve Diğer Hususlar
5724- Cabir b. Abdillah
der ki: Bir gün Muaz b. Cebel yatsı namazını Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) arkasında kıldıktan sonra kabilesine de kıldırmak üzere geldi.
Kıraatinde Bakara Suresine başlayınca cemaatten bir adam saftan ayrılıp namazı
tek başına kıldı. Namaz bitince adama: "Münafık mı oldun!" diye
çıkıştıklarında, adam: "Münafık olmadım! Yine de bunu gidip Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) anlatacağım" dedi.
Sonra Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Dün gece
yats! namazını biraz geç kıldırdın. Muaz da bu namazı senin arkanda kıldı.
Sonra gelip bize kıldırırken Bakara Suresi'ni okumaya başladı. Ben saftan
ayrılıp namazı tek başıma kıldım. Zira bizler arazilerimizi su taşıyarak
suluyor ve kendimiz de çalışıyoruz" dedi. Bunun üzerine Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Muaz'a döndü ve: "Ey Muaz! Fitne mi
çıkaracaksını Fitne mi çıkarmak istiyorsun! Namazda şu şu sureleri oku"
buyurdu.
5725- Beyhaki der ki:
Süfyan da Ebu'z-Zübeyr kanalıyla Cabir'den aynısını rivayet etmiş, ancak burada
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Muaz'a: "A'la. Leyl, Tarık ve
benzeri surelerden oku'' buyurduğu eklemesini yapmıştır.
5726- Süfyan der ki:
Amr'a: "Ebu'z-Zübeyr bunu rivayet ederken Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) Muaz'a: ''A'la, Leyl ve Tarık surelerini oku buyurduğunu
zikrediyor" dediğimde, Amr: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) okumasını söylediği sureler de bunlardı veya buna benzer
surelerdi" karşılığını verdi.
Müslim, Sahih'de
Muhammed b. Abbad el-Mekkı kanalıyla Süfyan'dan rivayet etmiştir. Buhari ve
Müslim, Eyyub es-Sahtiyanı kanalıyla Amr b. Dinar'dan muhtasar olarak rivayet
etmişlerdir. Buhari de Şu'be ve Selim b. Habban kanalıyla Amr'dan tahric
etmiştir. (--- Buhari, salat (700-701) ve Müslim, salat (1022).
5727-5728- Müslim bunu
Huşeym ve MansOr b. Zazan kanalıyla Amr b. Dinar'dan, o da Cabir b.
Abdillah'tan şöyle bildirir: "Muaz b. Cebel yatsı namazını Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasında kılar, sonra kabilesinin yanına dönüp
bu namazı onlara kıldımdı."l
Müslim de Yahya b.
Yahya'dan rivayet etmiştir.(--- Müslim, salat (1024).
5729- Cabİr der ki:
"Muaz b. Cebel yatsı namazını Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
arkasında kılar, sonra kabilesinin yanına dönüp bu namazı onlara kıldırırdı.
Muaz bu namazı nafile olarak, cemaat de yatsı namazı farzı olarak
kılardı."(--- Buhari, salat (700-701).
5730- Rabi' bu hadisin
isnadında İbn Cüreyc'i zikretme konusunda tereddüt etmiştir, ancak isnadında
İbn Cüreyc vardır.
5731- Harmele de bunu ŞafiI'den
bu şekilde rivayet etmiş, ondan naklen şöyle demiştir: "Sabit bir
hadistir. Tek kanalla rivayet edilip de bunun kadar sağlam ve ravileri bu kadar
güvenilir olan başka da bir hadis bilmiyorum."(--- Şafii, el-Ümm (1/173).
5732- Beyhaki der ki: Ebu
Asım en-Nebil ve Abdurrezzak da bunu İbn Cüreyc'ten bu şekilde rivayet edip
rivayette söz konusu eklemeyi (Mu az bu namazı nafile olarak, cemaat de yatsı
namazı farzı olarak kılardı) zikretmişlerdir. Güvenilir olan kişilerden gelen
böylesi bir ekleme de makbuldür. Bu ekleme başka bir kanalla da Cabir'den
rivayet edilmiştir.
5733- Cabir b. Abdillah
bildiriyor: "Muaz b. Cebel yatsı namazını Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) arkasında kılar, sonra kabilesinin yanına dönüp bu namazı onlara
kıldırırdı. Muaz bu namazı nafile olarak kılardı."(--- Ebu Davud, salat
(793).
5734- Beyhaki der ki:
Bir hadise bitişik olarak aktarılan ifade, özellikle de iki kanalla aynı
şekilde rivayet edilmişse ve ifadenin asıl hadisin metninden ayrı olduğunu
gösteren bir şey yoksa o hadisten sayılır. Göründüğü kadarıyla da hadisteki
"Muaz bu namazı nafile olarak, cemaat de yatsı namazı farz: olarak
kılardı" ifadesi Cabir b. Abdillah'ın sözüdür.
5735- Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabı da herhangi bir bilgiye dayanmadan böylesi
bir şeyi söylemeyecek kadar Allah'ı bilen ve O'ndan korkan kişilerdi.
5736- Cemaatten ayrılıp
namazı tek başına kılan adam da bunu Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
aktardığında, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sadece Muaz'ın namazı
uzun tutmasına itiraz etmiş, kendisi kılmış olmasına rağmen yatsı namazını
onlara kıldırması konusunda herhangi bir şey dememiştir. Bu konuda herhangi bir
sakınca olsaydı namazı uzun tutmaması gerektiğini öğretmesi gibi bunu da ona öğretirdi.
Bazıları da Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu Nahle vadisinde de
yaptığını ve o zamanlarda Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir farzı
günde iki defa kıldığını, daha sonra ise bunun neshedildiğini söylemiştir.
5737- Bunu söyleyen kişi
de bilmediği bir konuda konuşmuş demektir.
Amr b. Şuayb'ın,
Meymune'nin azatlısı Süleyman'dan onun da İbn Ömer'den bildirdiğine göre
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Farz olan) bir namazı bir
günde iki defa kılmayın" buyurmuştur. Ancak bu hadis de Muaz'ın hadisinin
sabit olmasına bağlı olarak sabit sayılacak değildir. Zira Amr b. Şuayb bunu
rivayette tek kaldığı için huccet olup olmayacağı konusunda ihtilaf vardır.
Arada ihtilaf var gibi görünse de Muaz'ın hadisini nakleden ravilerin
rivayetlerinin huccet olacağı konusunda ittifak vardır.
5738- Bunun yanında
Muaz'ın yaptığı, ifa edilen bir emir değil ki sonradan "(Farz olan) bir
namazı bir günde iki defa kılmayın" buyruğuyla neshedilmiş olsun. Zira
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabına tek kılınan namazların
sonradan cemaatle yeniden kılınması konusunda teşviklerde bulunurdu. Belki de
bazıları bu teşviki emir olarak anlamış, bundan dolayı Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) "(Farz olan) bir namazı bir günde iki defa
kılmayın" buyurup bir namazın her biri de farz olacak şekilde iki defa
kılınmaması gerektiğini söylemiştir.
5739- Belki de
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu sözü tek kılınan namazın,
faziletinden dolayı cemaatle iade edilmesini henüz sünnet kılmamışken
söylemiştir. Zira bazı namazların yeniden kılınacağı konusunda icma vardır.
5740- Nafi', İbn
Ömer'den, akşam ve sabah namazları dışında diğer vakit namazların yeniden
kılınabileceği konusunda rivayette bulunmuştur. Bu hadisi de Resulullah'tan
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) İbn Ömer rivayet etmiştir.
5741- Zikrettiğimiz
ihtimallerin yanında neshe dair herhangi bir tarih ve sebep zikredilmeden
böylesi bir habere dayanarak bir uygulamayı nasıl neshedilmiş sayabiliriz?
5742- Cabir bildiriyor: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Nahle vadisinde korku anında öğle namazını
kıldırırken ashabından bir gruba iki rekat kıldırıp selam verdi. Sonra namaz
kılmayan diğer grup geldi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara
da iki rekat kıldırıp selam verdi."(--- İbn Ebi Şeybe, Musannef (2/464),
İbn Huzeyme, Sahih (1353), Darekutni, Sünen (2/60) ve Beyhaki,
es-Sünenü'l-kübra (3/259).
5743- Şafii der ki:
"Bu korku namazında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sonradan
kıldırdığı iki rekat kendisi için nafileyken arkasındaki cemaat için
farzdı."(--- Şafii, el-Ümm (1/173).
5744- Beyhaki der ki:
Katade ve başkaları da bunu Hasan'dan bu şekilde rivayet etmişlerdir. Mana olarak
aynısı Ebu Seleme b. Abdirrahman kanalıyla Cabir'den de tahric edilmiştir.
Sahih'de de "Eş'as - Hasan - Ebu Bekre" kanalıyla Resulullah'tan
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet edilmiştir.
5745- İbn Cüreyc'in
bildirdiğine göre Ata şöyle demiştir: "İkindi vakti gelip de öğle namazını
henüz kılmamışsan imamla birlikte kılacağın namazı öğle namazı, daha sonra
kılacağın namazı da ikindi namazı sayarsın."(--- Şafii, el-Ümm (1/173).
5746- ibn Cüreyc der ki:
Ata bunu söyledikten sonra ekledi: "Zira: ''ikindi vakti gelip de öğle
namazını henüz kılmamışsan imamla birlikte kılacağın namazı öğle namazı say''
denilirdi."(--- Şafii, el-Ümm (1/173).
5747- ibn Cüreyc
bildiriyor: ''Ata bazen yatsı namazını kaçırır, geldiğinde cemaat sabah
namazını kılıyor olurdu. Onlarla birlikte iki rekat kılar, sonra ona iki rekat
daha eklerdi. Bu şekilde kıldığı namazı da yatsı namazı sayardı.''(--- Şafli,
el-Ümm (1/173).
5748- Ata der ki:
"ikindi namazını kılmayı unutup da akşam namazını kılarken aklına gelen
kişi kıldığı bu namazı ikindi namazı saysın. Akşamı kıldıktan sonra ikindiyi
kılmadığı aklına gelirse akşamdan sonra ikindi namazını kılsın."(---
Şafii, el-Ümm (1/173).
5749- Şafii der ki: Ömer
b. el-Hattab ve Ensar'dan bir adamdan da benzeri rivayet edilmiştir.(--- Şafii,
el-Ümm (1/173).
5750- Ebu'd-Derda ve ibn
Abbas'tan da benzeri rivayet edilmiştir.(--- Şafii, el-Ümm (1/173).
5751- Vehb b. Münebbih,
Hasan ve Ebu Reca el-Utaridı de aynı şeyi söylerdi. Rivayet edildiğine göre
bazıları öğle namazını kılmak için Ebu Redı el-Utaridl'nin yanına gelince Ebu
Reca'nın öğleyi kılmış olduğunu gördüler. Ona: "Biz de arkadan öğleyi
kılmak için gelmiştik" dediklerinde, Ebu Reca: "Sizleri boş çevirecek
değilim" dedi ve kalkıp öğle namazını onlara kıldırdı.(--- Şafii, el- Ümm
(1/173).
5752- Şafii der ki:
"Ebu Katan da Ebu Halde kanalıyla bunu Ebu Reca elUtaridl'den rivayet
etmiştir."
5753- İbn Cüreyc der ki:
Adamın biri Tavus'a: "İnsanların namaza (sabah namazına) durduklarını
görünce ben de onlarla kıldım ve bunu (kılamadığım) yatsı namazı saydım"
deyince, Tavus: "Doğru yapmışsın" karıştığını verdi. (--- Şafii, el-
Ümm (1/173).
5754- Şafii el-Kadim'de
başka bir rivayette şöyle der: Hişam'ın bildirdiğine göre Hasan'a, kişinin
ikindiyi kıldıran imamın arkasında öğle namazına niyet ederek namaz kılması
sorulunca: "Öğle namazı yerine geçer" demiştir.
5755- Şafii der ki:
"Bu durum sünnete, yaptığımız açıklamalara, sonra da kıyasa göre caizdir.
Namaz kılan her bir kişi için kendi niyeti önemlidir ve başkasının niyeti imamı
da olsa onun namazını etkilemez."(--- Şafii, el-Ümm (1/173).
5756- Şafii bu konuda
mukim olanın yolcu olan kişinin arkasında namaz kılmasını, mesbuk olan kişinin
namazını, kişinin farz kılan birinin arkasında nafile namazı kılmasını şahit
olarak getirir. Başka bir yerde de bu konuda Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) bir adam için: "Bu adamla birlikte namaz kılarak ona sadakada
bulunacak kimse yok mu?" buyurmasını delil olarak getirir ki bu hadisi
isnadıyla birlikte daha önce zikretmiştik.
5757- Şafii der ki:
Alimlerden birine: "Bu hadisi Cabir'den Amr b. Dinar, Ebu'z-Zübeyr ve
Abdullah b. Miksam rivayet etmiş olsaydı sahih olur muydu?" diye
sorduğumda: "Evet! Amr insanların en güvenilir kişilerindendir" dedi.
Ona: "Cabir ondan daha güvenilir değil mi?" diye sorduğumda:
"Evet!" karşılığını verdi. Ona: "Resulullah'tan (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) onun rivayetine muhalif olan başka bir rivayet biliyor
musun?" diye sorduğumda: "Hayır!" dedi.
5758- Şafii sözlerine
devam edip şöyle der: Bu arkadaşımız: "Belki de Muaz, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile kıldığı namazı nafile, cemaate kıldırdığı
namazı da farz saymıştır" deyince, ona: "Amr b. Dinar'ın rivayeti
senin bu ihtimalini ortadan kaldırıyor. Zira o rivayette Cabir: ''O namaz Muaz
için nafile, arkasındaki cemaat için de farzdı'' demiştir" karşılığını
verdim.
Bana: "Keşke o son
ekleme olmasaydı?" deyince, ona: "Düşünsen olayın senin dediğin gibi
olmadığını da göreceksin" karşılığını verdim. "Nasıl?" diye
sorunca da şöyle dedim: "Muaz için Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ile kıldığı bir namaz belki de ömrü boyunca kılacağı tüm namazlardan
daha güzeldir. Muaz cemaatle birlikte Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) arkasında kıldığı böylesi bir namazı nafile sayıp az sayıdaki kişiye
kıldırdığı bir namazı farz mı sayacak? Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ile kıldığı namazı nafile sayacak olsa evi uzak olduğu için gecenin bir
zamanına kadar beklemez, kılıp giderdi. Keşke bunları sizden başkaları
söyleseydi."
5759- Şafii şöyle devam
eder: Adam bana: "Bunları senden başka diyen var mı?" diye sorunca
şöyle dedim: "Evet! Ata b. Ebi Rebah böyle demiştir. Vehb b. Münebbih,
Tavus, Hasan b. Ebi'l-Hassan ve Ebu Reca el-Utaridı de böyle yapmıştır.
Onlardan önce de benzerini İbn Abbas, Ebu'd-Derda ve Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ashabından bir veya iki kişi de söylemiştir."
5760- Adam: "Senin
zamanında yaşayanlardan bunu diyen var mı?" diye sorunca şöyle dedim:
"Evet! Müslim b. Halid, senin bulunduğun Basra'da Abdurrahman b. MehdI,
Yahya b. Said ve başkaları bunu demiştir. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) hadisinin de doğrulanması için birilerinin ona tabi olmasına gerek yok.
Ona tabi olmak kişi için şanstır ve tersine hareker etme imkanı da yoktur."
5761- Ona yine şöyle
dedim: "Şu an yeryüzünde Ebu Kılabe'den daha değerli biri yoktur. Oysa sen
kendi görüşün için Ebu Kilabe'ye muhalif oluyorsun. Bu anlattıklarımdan sonra
hala kendi görüşünü mü savunacaksın?"
5762- Evzai der ki:
ikindi namazı kılınacağı sırada Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ashabından henüz öğle namazını kılmamış olan üç adam geldi. Namaz kılınıp imam
selam verdikten sonra bu kişiler birbirlerine: "Ne yaptın?" diye
sormaya başladı. Biri: "Ben imamla kıldığım namazı öğle namazı saydım,
sonra ikindiyi kıldım" dedi. Diğeri: "Ben de imamla kıldığım namazı
nafile namaz saydım. Sonra öğle ile ikindiyi kıldım" dedi. Yaptıklarından
dolayı da hiçbiri diğerini kınamadı.
5763- Aynı olayı Vadın
b. Ata, Mahfuz b. Alkame kanalıyla Ebu Aiz'den şöyle bildirir: "ikindi
namazı kılınacağı sırada Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından
üç adam Mescid'e girdi... " Sonrasında ravi bir öncekinin aynısını
zikreder.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: