MARİFETU SUNEN VE’L-ASAR |
CEMAATLE NAMAZ |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
İmamın Oturarak Ayakta
Olan Cemaate Namaz Kıldırması
5671- Şafii der ki: Ben
hasta olan imamın, yerine cemaate ayakta namaz kıldıracak birini tayin etmesini
tercih ederim.
5672- Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) günler boyunca hasta kalmıştı. Bu hastalığı
sırasında da bir kez dışında cemaate oturarak namaz kıldırdığını bilmiyoruz.
Bir defa oturarak kıldırmasından sonra da vefat edene kadar bu şekilde namazı
kıldırmış değildir.
5673- Bu da bize
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında cemaate namaz kıldırmak
için birini tayin etmesi ile kendisi oturarak namazı kıldırmasının caiz
olduğunu göstermektedir. Ancak Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) emriyle
başkasının cemaate namaz kıldırması daha çok olmuştur.(--- Şafii, el-Ümm
(1/171).
5674- Şafii der ki:
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nakledilen bazı uygulamalar bu
konuda sonradan neshin olduğunu da göstermektedir.
5675- Enes b. Malik
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bindiği atın üzerinden
düşünce sağa ayak bileği çıktı. Yanına gittiğimizde namazlardan birini oturarak
kılınca biz de arkasında oturarak kıldık. Namazı bitirince de şöyle buyurdu:
"İmam kendisine uyulmak için imam olmuştur. İmamınız namazı ayakta kılarsa
siz de ayakta kılın. İmam rüku edince siz de edin. İmam rüku'dan kalkınca siz
de kalkın. İmam ''Semiallahu limen hamideh (= Allah kendisine hamd edenleri
işitir)'' dediği zaman ''Allahumme Rabbenli lekel hamd (= Rabbimiz olan
Allahım! Sana hamdolsun)'' deyin. Şayet imamınız namazı oturarak kılıyorsa siz
de oturarak kılın. ''
Buhari ve Müslim,
Sahih'lerinde Malik kanalıyla rivayet etmişlerdir.(--- Buhari, salat (805) ve
Müslim, salat (896).
5676- Hz. Aişe der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hastalandığında namazı evinde oturarak
kıldı. Ziyaretine gelen ashabından bazıları da arkasında ayakta namaza durdu.
Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oturmaları için işaret edince
oturdular. Namazı bitirince de şöyle buyurdu: "İmam kendisine uyulmak için
imam olmuştur. İmam rüku edince siz de edin, rükudan kalkınca siz de kalkın.
Şayet imamınız oturarak kılıyorsa siz de oturarak kılın."
Buhari, Malik kanalıyla
ve Müslim ise Hişam kanalıyla tahrıc etmiştir.(--- Buhari, salat (688) ile
marda (5658) ve Müslim, salat (901).
5677- Şafii der ki:
Abdullah'tan gelen sabit bir hadiste de bu yönde eski uygulamanın
neshedildiğine işaret vardır.
5678- Zira Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre attan düştüğü için namazı oturarak kılmıştır. Aişe de aynı
şeyi aktarmıştır. Ebu Hureyre'nin rivayeti de onların rivayetlerine mutabıktır.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu durumda oturarak namaz kılarken
arkasında olanların da oturarak namazı kılmalarım söylemiştir.
5679- Ancak daha sonra
Aişe, vefatına sebep olan hastalığı sırasında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) oturarak namazı kıldığını, arkasında olanların ise namazı ayakta
kıldıklarını rivayet etmiştir.
5680- Bu da
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edene kadar cemaate
kıldırdığı son namaz olduğu için daha önceki uygulamayı neshetmiş demektir.
5681- Hişam b. Urve,
babasından bildiriyor: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hastalığı
sırasında (Mescid'e) çıktı. (Cemaate namaz kıldıran) Ebu Bekr onu fark edince
geri çekilmek istedi. Ancak Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yerinde
kalması için işarette bulundu ve gelip yanında durdu. Bu şekilde Ebu Bekr,
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyarak, cemaat de Ebu Bekr'e uyarak
namazı kIİdılar."(--- Malik, salat (18).
5682- Hz. Aişe
bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), hastalığı
ağırlaşınca cemaate Ebu Bekr'in namaz kıldırmasını söyledi. Kendini biraz iyi
hissedince (Mescid'e) çıkıp namazı kıldıran Ebu Bekr'in yanında oturdu. Bu
şekilde Ebu Bekr oturmuş olan Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
cemaat de ayakta olan Ebu Bekr'in imamlığında namazı kıldılar."(---
Müslim, salat (918).
5683- Şafii der ki:
Şayet bu namazda Ebu Bekr'in Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
cemaatin de Ebu Bekr'e uyarak namaz kıldığı söylenirse şu karşılığı veririz:
"Burada Ebu Bekr de cemaattendir ve cemaate Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) imamlığını aktarmıştır. Zira Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) oturarak kıhyordu ve sesi de kısıktı. Ebu Bekr ise ayaktaydı, cemaat
tarafından görülüyor ve sesi duyuluyordu.''
5684- Şafii der ki:
İbrahım en-Nehai de Esved kanalıyla Aişe'den naklen Urve'nin rivayetinin
benzerini nakledip Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oturarakı Ebu
Bekrin ayakta Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazına uyarak
cemaatin de arkada ayakta namaz kıldığını zikreder.
5685- Hz. Aişe der ki:
"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hastalığı ilerlemişken Bilal
gelip onu namaza çağırdı. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ebu
Bekr'e söyleyin, cemaate namazı kıldırsın'' buyurdu.''
Sonrasında ravi söz
konusu hadisi zikredip şöyle devam eder: Ebu Bekr namaza başlayınca Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendini biraz daha iyi hissetti. İki adamın
kolları arasında ayaklarını yerde sürüyerek Mescid'e girdi. Ebu Bekr onun
geldiğini duyunca geri çekilmek istedi. Ancak Allah Resulü (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) yerinde kalması için ona işaret etti. Sonrasında Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip Ebu Bekrin sol tarafında oturdu. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) oturarak namazı kıldırdı. Ebu Bekr de ayakta
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyarak, cemaat de Ebu Bekr'e uyarak
namazı kıldılar.
Müslim, Sahih'de
"Yahya b. Yahya - Ebu Muaviye ve Vekı" kanalıyla ve Buhari ise
Kuteybe kanalıyla Ebu Muaviye'den rivayet etmiştir.(--- Buhari, salat (664) ve
Müslim, salat (916).
5686- Müslim sol
tarafında durmayı zikretmeden İsa b. Yunus ve Ali b. Müshir kanalıyla A'meş'ten
rivayet etmiştir.
5687 - Buhari de
"Müsedded - A'meş" kanalıyla şu ifadelerle aktarmıştır: "Ebu
Bekr onun geldiğini görünce geri çekilmek istedi. Ancak Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaza devam etmesi yönünde ona işaret etti.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oturarak, Ebu Bekr de yanında durarak
namazı kıldılar. Ebu Bekr, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
tekbirlerini tekrar edip cemaate duyuruyordu."
Sonrasında Buhari:
"Muhadir de bunu A'meş'ten rivayet ederek mutabaat etmiştir" dedi.
Buhari ayrıca Hafs b.
Giyas'ın A'meş'ten olan rivayetine de eserinde yer vermiştir. Bu hadis de
imamın Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olduğu, Ebu Bekr'in de ona
uyarak namaz kıldığını göstermektedir.
5688- Buhari ve Müslim,
Abdullah b. Numeyr'in Hişam b. Urve'den onun da babasından olan benzer
rivayetini başını müsned, sonunu ise mürsel olarak rivayet etmişlerdir.
5689- Ubeyd b. Umeyr:
"Güvenilir olan birinin bana bildirdiğine göre" demiş ve Hişam b.
Urve'nin babasından olan rivayetine benzer Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) namaz kılışını, bu namazda Ebu Bekr'in yanında duruşunu zikreder. Burada
güvenilir olan kişiden kastettiği de Aişe olsa gerektir.
5690- Şafii der ki:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu namazda cemaatin oturmasını
söylememiş, onlar da oturmamışlardır. Şayet önceki uygulama neshedilmiş
olmasaydı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oturunca onların da oturması
gerekirdi. Zira önceki uygulamada arkasında ayakta namaz kılanlara oturmalarını
söylemişti."
5691- Beyhaki der ki:
Cabir'den rivayet edilen, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasında
ayakta namaz kılanlara oturmalarını söylemesi attan düştüğü zamanda olan bir
şeydir. Ebu Süfyan'ın Cabir'den olan rivayetinde de bu durum genel ve mutlak
olarak zikredilmiştir.(--- Müslim, salat (903).
5692- Rabi' der ki:
Şafii'ye şöyle dedim: imamın oturarak cemaate namaz kıldırmayacağını söylüyor
ve bu konuda Ebu Bekr'in Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz
kıldırdığı yönündeki Rabia'dan nakledilen hadise dayanıyoruz. Şayet bu hadis
sabit ise bu konuda bizim söylediğimiz görüşe ters değildir. Ayrıca bu yönde bıraktığımız
hadislere de muhalif değildir. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
günler boyunca hasta kalmıştır ve hastalığı süresince bir kez dışında cemaate
namaz kıldırdığı bize ulaşmış değildir. Bu zaman zarfında da cemaate namazı Ebu
Bekr kıldırmıştır. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hastayken namazı
bir defa kıldırması Ebu Bekr'in birden daha fazla kıldırdığının söylenmesine
engel değildir. Aynı şekilde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu
Bekr'in arkasında bir veya daha fazla namaz kılması Ebu Bekr'in onun arkasında
birden fazla namaz kılmadığı anlamına da gelmiyor. Zira Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) hayattayken Ebu Bekr namazlarının genelini onun arkasında
kılmıştır."
5693- Yine Şafii'ye
şöyle dedim: "Ancak Rabia'nın hadisine dayanarak Hişam b. Urve'nin
hadisinin hatalı olduğunu söylüyoruz."
5694- Şafii şu cevabı
verdi: "Hadis ve huccetler konusundaki cehaletinizden dolayı böyle
düşünüyorsunuz. Rabia'nın hadisi mürseldir ve böylesi hadisler sabit değildir.
Başka bir kanalla müsned olarak rivayet edilene kadar da Hişam b. Urve'nin
babasından olan rivayetini de sabit görmüyorduk. Peki siz nasıl sabit olan bir
hadisi bırakıp sabit olmayan bir hadisi huccet sayıyorsunuz? Huccet olarak
gördüğünüz hadis en sabit hadislerden biri olsa bile yine benim dediğim anlama
geliyor. Bu durumda bile Urve ile Enes'in hadislerine ne muvafık, ne de muhalif
olur. Bizim dayandığımız hadisin yanında da bir anlamı kalmıyor."
5695- Beyhaki der ki:
Ebu Bekr'in namazı ayakta, oturarak kılan Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) uyarak tamamladığı Aişe'nin rivayetiyle sabittir. Kılınan bu namaz da
öğle namazıydı.
5696- Ubeydullah b.
Abdillah anlatıyor: Aişe'nin yanına girdim ve: "Bana Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) hastalık dönemini anlatır mısın?" diye
sordum. Aişe: "Olur" deyip şöyle devam etti:
Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) hastalığı ilerleyince: "Cemaat namazı kıldı
mı?" diye sordu. "Ey Allah'ın Resulü! Hayır, seni bekliyorlar"
dedim. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman leğende bana
su koyun" buyurdu. Dediğini yapıp leğende su getirdik. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yıkandıktan sonra ayağa kalkmak istedi, fakat
düşüp baygınlık geçirdi.
Kendine geldiğinde yine:
"Cemaat namazı kıldı mı?" diye sordu. "Ey Allah'ın Resulü!
Hayır, seni bekliyorlar" dedim. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "O zaman leğende bana su koyun" buyurdu. Yine dediği gibi
yapıp leğende su getirdik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yıkandıktan
sonra ayağa kalkmak istedi, fakat yine düşüp baygınlık geçirdi.
Kendine geldiğinde yine:
"Cemaat namazı kıldı mı?" diye sordu. "Ey Allah'ın Resulü!
Hayır, seni bekliyorlar" dedim. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "O zaman leğende bana su koyun" buyurdu. Yine dediği gibi
yapıp leğende su getirdik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yıkandıktan
sonra ayağa kalkmak istedi, fakat yine düşüp baygınlık geçirdi.
Kendine geldiğinde yine:
"Cemaat namazı kıldı mı?" diye sordu. "Ey Allah'ın Resulü!
Hayır, seni bekliyorlar" dedik. İnsanlar da Mescid'de Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) çıkıp yatsı namazını kıldırmasInI bekliyorlardı.
Sonrasında Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Bekr'e cemaate namaz kıldırması için haber
gönderdi.
Elçi Ebu Bekr'in yanına
gitti ve: "Resulullah cemaate namazı senın kıldırmanı söylüyor" dedi.
Ebu Bekr ise yufka yürekli biriydi. Ömer'e: "Ey Ömer! Cemaate namazı sen
kıldır" deyince, Ömer: "Sen bunu daha fazla hak edersin" karşılığını
verdi. Bunun üzerine o günlerde cemaate namazı Ebu Bekr kıldırmaya başladı.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) kendini biraz iyi hissedince biri Abbas olmak üzere iki
kişinin kolları arasında öğle namazına çıktı. Ebu Bekr de o sırada namazı
kıldırıyordu. Ebu Bekr, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiğini
görünce geri çekilmek istedi, ancak Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
işaret ederek yerinde kalmasını söyledi.
Sonra kendisini
tutanlara: "Beni (Ebu Bekr'in) yanında oturtun" buyurunca, Ebu
Bekr'in yanına oturttular. Ebu Bekr ayakta, oturarak namazı kılan Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyarak, cemaat de Ebu Bekr'e uyarak öğle namazını
kıldılar.
Ubeydullah der ki: Daha
sonra Abdullah b. Abbas'ın yanına girdim ve:
"Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) hastalığı konusunda Aişe'nin bana anlattığı şeyi
sana anlatayım mı?" dedim. İbn Abbas: "Anlat" deyince, Aişe'nin
bana dediklerinin aynısını ona aktardım. İbn Abbas bana anlatılan olayın hiçbir
tarafına karşı çıkmadı. Sadece: "Abbas'ın yanında duran diğer adamın adını
sana söyledi mi?" diye sordu. Ben: "Hayır!" karşılığını
verdiğimde, İbn Abbas: "0 kişi Ali'ydi" dedi.
Buhari ve Müslim,
Sahih'lerinde Ahmed b. Yunus'tan rivayet etmişlerdir.(--- Buhari, salat (687)
ve Müslim, salat 911).
5697- Beyhaki der ki: Bu
sabit hadis bize Ebu Bekr'in günlerce cemaate namaz kıldırdığını, Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) sadece öğle namazına çıktığını, Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) oturarak, Ebu Bekr'in de ayakta namazı kıldığını
göstermektedir.
5698- Esved ise bunu
Aişe'den rivayet ederken, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip Ebu
Bekr'in sol tarafına oturduğunu zikreder.
5699- Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) imam olduğu için bu namazda imamın durması gereken yerde
durmuştur. Aişe'nin: "Ebu Bekr de Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) uyarak namazını kıldı" demesi de bunu desteklemektedir.
Rabia'nın: "Ebu
Bekr, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz kıldırdı sözüne gelince
Şafii'nin dediği gibi isnadında kopukluk vardır. Lafzında baz:. ihtilaflar
olmasına rağmen aynısı mevsul olarak "Nuaym b. Ebi Hind - Ebu Vail -
Mesruk - Aişe" kanalıyla da rivayet edilmiştir.
5700- Şu'be de
bunu" A'meş İbrahım - Esved - Aişe" kanalıyla da rivayet ederdi.
5701- Ancak birlikte
kıldıkları bu namazın hangisi olduğu konusunda tereddütlerimiz vardır. Diğer
rivayetlerden anladığımıza göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu
Bekr'in arkasında Pazartesi günü sabah namazını kılmıştır. Vefatından önce
kıldığı son namaz da buydu. Şafii'nin dediği gibi de bu namaz Ebu Bekr'in,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasında kıldığı namazdan
başkadır.
5702- Enes b. Malik bildiriyor:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tek parçalık giysi içinde, iki ucunu
boynunda bağlamış bir şekilde Ebu Bekr'n arkasında namaz kıldı. Kalkmak
istediği zaman: "Bana Usame b. Zeyd'i çağırın" buyurdu. Usame gelince
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sırtını onun göğsüne dayadı. Son
kıldığı namaz da bu oldu. (--- Tirmizi, salat (363), Nesai, imamet (2/79),
Beyhaki, Delail (7/192) ve Ahmed, Müsned (3/159 216,243,262).
5703- Beyhaki der ki: Bu
da bize ResUlullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Bekr'in arkasında
kıldığı namazın onun son namazı olduğunu göstermektedir. Bu da Pazartesi günü
sabah namazıdır. Bu gün de Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat
ettiği gündür.
5704- Bu da Zühri'nin
Enes'ten Pazartesi gününde kıldıkları namaz konusunda rivayet etiğine muhalif
değildir. Bu hadiste Enes'in dediğine göre saflarda namaz kılarken Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) adasının perdesini kaldırıp onları izlemiştir.
Sonra onlara namazı tamamlamalarını söylemiş ve perdeyi indirmiştir. Bu
olayanlar birinci rekatı kılarlarken olmuştur. İkinci rekatta ise Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendini iyi hissedince çıkıp onlarla ikinci
rekatı kılmıştır. Sabit'in rivayetinde anlatılan da budur.
5705-5707- Bunu da Musa
b. Ukbe'nin İbn Şihab'dan, Ebu'l-Esved'in de Urve'den naklettiği şu rivayet
göstermektedir: "Pazartesi gecesi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ateşi düşünce sabah namazına Çıktı. Çıktığında cemaat ikinci rekata
durmuştu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ilerleyip naman kıldıran
Ebu Sekr'in yanında durdu. Ebu Sekr geriye doğru çekilince Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu giysisinden tuttu ve yerine döndürdü. Bu
şekilde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oturarak, Ebu Bekr de ayakta
namaz: kıldılar. Kıraati de Ebu Bekr yaptı.
Ebu Bekr kıraatini
bitirince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ayağa kalktı ve birlikte
kendisinin ilk, Ebu Bekr'in ise ikinci rükusuna gittiler. Ebu Bekr secdeleri de
bitirince teşehhüde oturdu. Arkada cemaat de teşehhüde oturmuştu. Ebu Bekr
selam verince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) diğer rekan kılıp
namazını tamamladı. Sonra Mescid'deki direklerden birinin yanına gitti...
"
Sonrasında ravi Hz.
Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Usame b. Zeyd'i çağırtmasını,
görevlendirdiği konuda ona söylediklerini ve o günü Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) vefatını zikreder.(--- Beyhaki, Delail (7/197-198).
5708- Beyhaki der ki:
Ebu Bekr'in Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyarak kıldığı namaz,
öğle namazıdır. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu namaza Abbas ve
Ali'nin kolları arasında çıkmıştı. Ebu Bekr'in Resulullah'a (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) imamlık yaptığı namaz ise sabah namazıdır. Bu namaza da Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Fadl b. Abbas ve bir hizmetçisinin kollan
arasında çıkmıştır.
5709- Bu konuda gelen
rivayetlerin geneli bunu söylemektedir. Doğruya ancak Allah ulaştırır.
5710- Şa'bi'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Benden sonra
kimse oturarak cemaate namaz kıldırmasın" buyurmuştur.(--- Beyhaki,
es-Sünenü'l-kübra (3/80).
5711- Bu hadisi huccet
olarak getirenler bunun huccet olmadığını biliyorlar. Zira mürsel bir hadistir
ve hadislerinden uzak durulan bir raviden gelmektedir.
5712- Beyhaki der ki:
"Cabir b. Yezid el-Cu'fı hadis alimlerinin yanında rivayetleri metruk,
görüşleri ve mezhebi yerilen biridir.
5713- Darekutnı der ki:
"Bu hadisi Cabir el-Cu'fı dışında rivayet eden olmamıştır. O da metruk
biridir. Hadis de mürseldir ve huccet olamaz."
5714- Beyhaki der ki:
Cabir el-Cu'fı'den de rivayetinde ihtilaf edilmiştir.
Şafii'nin dediği gibi
İbn Uyeyne bunu Cabir'den rivayet etmiştir. İbrahım b. Tahman ise bunu Cabir
kanalıyla Hakem'den: "Ömer: ''Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
sonra hiç kimse cemaate oturarak namaz kıldıramaz'' şeklinde bir mektup
yazdı" şeklinde rivayet etmiştir. Bu da mürsel mevkuf bir rivayettir. Onu
Hakem'den rivayet eden de zayıf biridir.
5715- ŞafiI der ki: Bu
konuda bazılarını hataya düşürecek rivayetler de gelmiştir. Zira Abdulvehhab
es-Sekafı'nin Yahya b. Said kanalıyla onun da Ebu'z-Zübeyr'den, onun da
Cabir'den bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hasta iken
ashabından bazıları ziyaretine gitmişler, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) oturarak namaz kılınca onlar da arkasında oturarak namazı kılmışlardır.
5716- Sekafı'nin Yahya
b. Said'den bildirdiğine göre Useyd b. Hudayr da aynı şeyi yapmıştır.
5717 - Şafii der ki:
"Zira kişi bazen bir konuda Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bir şey öğrenir, buna muhalif olan başka bir şeyin bulunduğunu bilmediği için
de bildiğine dayanarak görüş belirtir. Ancak onun görüşleri, itibar ettiği
rivayetin Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başka bir sözü veya
uygulamasıyla neshedildiğini bilen kişilerin yanında huccet değeri
taşımayabilir... "
Şafii bunu açıklamaya
çalışırken bu kişilerin bu konuda nesheden uygulamayı bilmedikleri için böyle
yaptıklarını anlatmaya çalışır ve: "Bu da bize bazı konuları insanlar
içinden sadece bazı kişilerin bilebileceğini göstermektedir" der.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: