MARİFETU SUNEN VE’L-ASAR |
NAMAZ |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Geçmiş Namazın Kazası
4002-4003- İmran b.
Husayn der ki: "Bir yolculukta Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
beraberken uyuyakaldık ve güneş doğunca uyandık. Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) müezzine ezan okumasını emretti, sonra sabah namazının iki
rekatını (sünnetini) kıldık. Sonra imkan bulunca da farzı kıldık.(--- Şafii,
es-Sünenu'l-Me'sure (7S) ve Ebu Davud, salat (443).
4004- Harmele'nin
rivayetinde Şafii dedi ki: İmran'ın: "Namaz kılmaya imkan bulunca"
sözünden kasıt, namazı kılabilecek vaktin olması veya ihtiyaçları için dağılan
sahabenin toplanarak bir araya gelmesidir.
4005-4007- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birlikte Hayber'den
dönerken gece vakti yol aldı ve gecenin sonunda mola verip Bilal'e: ''Uyuma,
bizi sabah namazına kaldır" buyurarak uyudu. Ashab da uyumuştu. Bilal bir
süre bekledikten sonra sabaha karşı devesine yaslandı ve uykuya daldı. Güneş
doğup yüzlerine vuruncaya kadar ne Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
ne Bilal, ne de sahabe uyandı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birden
heyecanla uyanıp: ''Ey Bilal!" diye seslenince, Bilal: "Ey Allah'ın
Resulü! Seni uyutan (Allah) beni de uyuttu" dedi. Bunun üzerine Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Yola çıkın" buyurdu ve sahabe develerini
kaldırıp yola düştüler. Biraz gittikten sonra Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) Bilal'e emretti. Bilal kamet getirdi ve Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) cemaate sabah namazını kıldırdı. Namazdan sonra da: ''Namazı
unutup kılamayan onu hatırlayınca kılsın. Çünkü Allah kitabında ''Beni anmak
için namazı kll''[Taha, 14] buyurur" dedi. (---Ebu Davud, salat (435) ve
Nesai, salat (1/295 muhtasar).
4008- Harmele'nin
kitabında Şafii dedi ki: Bu iki hadis sabittir. Abdulvehhab'ın hadisi ise
müsneddir.
4009- Beyhaki der ki:
İbnu'l-Müseyyeb'in hadisini Yunus b. Yezid el-Eyli, Zühri'den müsned olarak
nakletmiştir. Eban el-Attar da, Ma'mer kanalıyla Zühri'den, o Said b.
el-Müseyyeb'den, o da Ebu Hureyre'den müsned olarak nakletmiştir. Ancak Yunus
rivayetinde ezanı zikretmemiş, Eban ise Ma'mer'den olan rivayetinde ezanı zikretmiştir.
4010- Şafii der ki: Enes
b. Malik'ten bu iki rivayete muvafakat eden rivayette bulunulmuştur.(---
Buhari, salat (597) ve Müslim, salat (2/982).
4011- Megazi alimleri
bunu başka bir yolla nakletmiştir.
4012- Enes b. Malik'in bildirdiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Namazı unutup kılamayan onu
hatırlayınca kılsın. Bunun başka kefareti yoktur" buyurdu. Hemmam der ki:
Daha sonra Katade'nin bu hadisi naklederken: "Beni anmak için namazı
kıl''[Taha, 14] ayetini okuduğunu işittim.
Buhari ve Müslim bunu
Sahih'te Hemmam b. Yahya'dan rivayet etmiştir.
4013- Müslim bunu İbn
Ebi Arube ile Müsenna b. Said kanalıyla Katade'den: ''Veya uyuyakalıp kılamazsa
... " ilavesiyle tahric etmiştir. Müsenna, ayeti hadisle beraber
zikretmiş, ancak İbn Ebi Arube zikretmemiştir.(--- Müslim, salat (2/983).
4014-4015- Ebu
Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Kişinin unutarak kılmadığı namazın vakti, hatırladığı vakittir"
buyurdu.(--- Beyhaki, es-Sünenu'l-Kübra (2/219)
4016- Yukarıdaki hadisin
isnadındaki Ebu'z-Zinad'dan rivayette bulunan Hafs b. Ebi'I-Attaf'ın
hadislerinin münker olduğu söylenmiştir.
4017- Buhari ve hadis
alimlerden bazıları zikrettiğimiz hadisi: '' ... hatırladığı vakittir"
sözü olmadan nakletmiştir.
4018- Şafii, İmran ve
İbnu'I-Müseyyeb'in rivayetlerini, kişinin uyandıktan sonra artık namazı kaza
etmesi için vakit darlığı olmadığına ve bunları kaza ederken peşpeşe kılmanın
vacip olmadığına delil göstermiştir.(--- Beyhaki, es-Sünenu'l-Kübra (2/219).
4019- Şafii daha önce
dedi ki: Öğle namazını, birden çok namaz vakti geçinceye kadar geciktirmenin
vebali, bir namaz vakti geciktirmekten daha büyük değildir.
4020- Şafii der ki: Said
b. el-Müseyyeb'in hadisi mana olarak daha açıktır.
Bu hadiste
zikredildiğine göre güneş üzerlerine vurmadan uyanmamışlardır. Güneşin
üzerlerine vurması onun sıcaklığını hissetmeleri demektir. Bu da ancak gün
yükselince olur. Buradan da anlıyoruz ki Zeyd b. Eslem'den rivayet edilen,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ''Bu vadi, Şeytanın olduğu bir
vadidir" buyurması ve o vadiden çıkıp bir süre yol almaları nafile namazı
vaktinin gelmesi için değildir. Zira uyandıklarında zaten nafile namaZin vakti
gelmişti.
4021, Zeyd b. Eslem der
ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke yolunda mola verip
Bilal'i kendilerini namaza uyandırmaları için görevlendirdi." Ravi hadisi
zikredip şöyle devam etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sahabeye
yola devam edip vadiden çıkmalarını emretti ve: "Bu, şeytanın bulunduğu
bir vadidir" dedi. Ravi, hadisin vadiden çıkmaları, konaklamaları, abdest
almaları ve namazlarıyla ilgili bölümünü zikredip şöyle devam etti: "Ey
insanlar! Şüphesiz Allah, bizim ruhlarımızı kabzetti. Dileseydi ruhlarımızı bir
başka zamanda bize geri verirdi. Sizden biri uyuyakalıp namazı kaçırır veya
unutur da sonra hatırlarsa, vaktinde kıldığı gibi o namazı kılsın." Ravi
bundan sonra hadisin devamını zikretti.
4022- Hadis
mürseldir.(--- Malik, Muvatta (1/14-15),
4023- Bize sabit bir
hadiste Ebu Hazım'dan rivayetle Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu kıssada: "Herkes devesinin yularını
tutsun. Zira bu mekan, şeytanın bize uğradığı bir mekandır'' buyurdu. (---
Müslim, salat (2/977).
4024- Şafii der ki: (Bir
keresinde) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şeytanı boğarak namaz
kıldı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birden çok vadide namaz
kılarken şeytanı boğmuştur. (--- Şafii, el-Umm (1/78).
4025- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Ben namaz kılarken karşıma şeytan çıkınca onu alıp boğdum. Eğer kardeşim
Süleyman'ın duası olmasaydı, insanların görmesi için onu şu sütunlardan birine
bağlardım.''
4026- Aynı manada bir
hadis Ebu Hureyre ve Ebu'd-Derda'dan nakledilmiştir. (--- Müslim, salat
(2/806).
4027- Aynı hadis İbn
Mes'ud ve Cabir b. Semure kanalıyla da nakledilmiştir. (--- Ahmed, Müsned
(4/216, 3/419).
4028- Şafii, bir namazı
kaçırıp, başka bir namaz vakti girince hatırlayan kişiyle ilgili olarak şöyle
dedi: "İmam olsun, cemaat olsun bulunduğu vaktin namazını kılar, bu namazı
bitirince de kaçırdığı namazı kılar.''(--- Şafii, el-Ümm (1/78).
4029- Şafii, bunun
sadece namazı unutan için geçerli olduğunu söylemiştir.
4030-4031- Böyle
demesinin sebebi, Malik'in, Muvatta'da, Nafi'den naklettiği şu hadistir:
Abdullah b. Ömer dedi ki: "Bir namazı kılmayı unutan ve imamın ardında
namaz kılarken hatırlayan kişi, imam selam verince unuttuğu namazı kılsın, daha
sonra son sünneti kılsın."(--- Malik, Muvatta (1/168).
4032- Şafii, diğer
(imamla beraber kıldığı) namazı tekrar kılmaya gerek olmadığını söylemiştir.
4033- Nakledilen
rivayetler namazı kaza etmenin belli bir vakti olmadığına delalet eder. Kaza
namazı namaz dışında bir sebeple geciktirilebiliyorsa, namazla meşgulolduğu
için geciktirmek de caizdir.
4034-4035- İbn Ömer'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Bir
namazı unutup, imamın ardında namaz kılarken hatırlayan, imamla olan namazını
tamamladıktan sonra, unuttuğu namazı kılsın, sonra imamlakıldığı namazı tekrar
etsin.''(---Darekutni, Sünen (162) ve Beyhaki, es-Sünenu'l-Kübra (2/221).
4036- Bu hadis Yahya b.
Eyyub kanalıyla Said b. Abdirrahman'dan bu isnadla mevkuf olarak nakledilmiştir
ve sahıh olan budur.
4037- Hasan'ın
bildirdiğine göre İmran b. Husayn uyuyakalıp namazı kaçırmalarını ve sonra kaza
etmelerini anlatırken şöyle dedi: Resulullah'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Ey Allah'ın Resulü! Bu namazı yarın kendi vaktinde kaza etmeyelim
mi?" diye sorduk. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah
size faizi haram kılarken, sizden faiz mi alacak?" karşılığını verdi.(---
Beyhaki, es-Sünenu'l-Kübra (2/217).
4038- Daha önce geçen
rivayetler, geçmiş namazın sadece kazasının kılınması gerektiğine delalet eder.
4039- Esved b. Şeyban'ın
Halid b. Sumeyr kanalıyla bildirdiğine göre Ebu Katade uyuyakalıp namazı
kaçırmalarını ve sonra kaza etmelerini anlatırken şöyle dedi: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yarın sabah bu namaza yetişen (o vaktin
farzını kıldığı gibi) kaza olarak bir namaz daha kılsın'' buyurdu.(--- Beyhaki,
es-Sünenu'l-Kübra (2/217).
4040- Bu rivayette
raviye hiçbir güvenilir ravi mutabaat etmemiştir.
4041-4042- Süleyman b.
el-Muğıre'nin Sabit el-Bunanı vasıtasıyla Abdullah b. Rebah'dan bildirdiğine
göre Ebu Katade bu kıssayı anlatırken şöyle dedi: "Uykudan dolayı kusur
söz konusu değildir. Asıl kusurlu hareket ediş, bir sonraki namazın vakti
gelinceye kadar namazı kılmayanın yaptığıdır. Kim bunu yaparsa uyanacağı vakit
o namazı kılsın. Ertesi günü de o namazı aynı vaktinde kılsın. "
Müslim bunu Sahih'te
Şeyban b. Ferruh kanalıyla Süleyman'dan rivayet etmiştir.(--- Müslim, salat
(2/978).
4043- -Allah en doğrusunu
bilir- Ancak hadisten kastedilen, sabah namazının vaktinin güneş doğduktan
sonra da devam etmesi değil, güneş doğduktan sonra o namazın kaza edilmesidir.
Bu namaz, ikinci güne kalacak olursa o günün sabah namazı vaktinde kaza edilir.
4043- Doğru olan lafız
ve hadisten kastedilen budur.
4045- Halid b. Semure
bunu Abdullah b. Rebah'tan başka anlama gelecek şekilde yanılgıyla nakletmiş,
İmran b. Husayn'ın rivayetinde ise sarih bir şekilde rivayet etmiştir.
4046- İbn Rebah'ın
hadisi ve bu hadisi İmran'a dayandırması, iki kıssanın da aynı olduğuna delalet
eder. Allah en doğrusunu bilir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: