MARİFETU SUNEN VE’L-ASAR |
TAHARE |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Teyemmümün Yapılma
Şekli Hakkında İhtilaflar
1557- Şafii der ki:
Teyemmüm ayeti Mustalik oğulları gazvesinde nazil oldu. Hz. Aişe'nin gerdanlığı
kopup kaybolunca insanlar Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte
onu aramaya başladı. O zaman bir subaşında olmadıkları gibi yanlarında da su
yoktu. Bunun üzerine Yüce Allah teyemmüm ayetini indirdi.
1558- Meğazi
alimlerinden ve başkalarından birçok Kureyşli bunu bana rivayet etti.
1559- Hz. Aişe der ki:
"Bir yolculuğu sırasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
birlikte bulunduk. Gerdanlığım kopup kaybolunca Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) onu bulmak için orada konakladı. Yanlarında da su yoktu. Bunın
üzerine teyemmüm ayeti nazil oldu." (--- Buhari, teyemmüm (334).
1560- Hz. Aişe
bildiriyor: Bir yolculuğu sırasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ile birlikte bulunduk. Beyda veya Zatu'l-Ceyş denilen yere ulaştığımızda
gerdanlığım kopup kayboldu. Onu bulmak için Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) orada konaklayınca diğer Müslümanlar da konakladılar. Bir su başında
olmadıkları gibi yanlarında da su yoktu. Bunun üzerine insanlar Ebu Bekr
es-Sıddık'ın yanına gelip: "Aişe'nin bu yaptığını gördün mü? Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile yanındakilerin zorunlu olarak konaklamalarına
sebep oldu. Bir subaşında olmadıkları gibi yanlarında da su yoktur!"
diyerek sitemde bulundular. Ebu Bekr kalkıp yanıma geldi. Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) başını dizime koymuş uyuyordu. Bana: "Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile diğer insanların konaklamalarına
sebep oldun! Üstelik bir subaşında olmadıkları gibi yanlarında da su yoktur"
diyerek beni azarladı ve ağzına geleni söyledi. Eliyle de böğrüme vurmaya
başladı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dizimde uyuduğu için de
hareket edemiyordum. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu şekilde
uyudu ve su olmadan sabahladı. Bunun üzerine Yüce Allah teyemmüm ayetini
indirdi. Bu ayet nazil olunca Useyd b. Hudayr: "Bu sizin ilk bereketiniz
değildir ey Ebu Bekr ailesi!" dedi. Gitmek için üzerine bindiğim deveyi
kaldırdığımızda ise gerdanlığın altında olduğunu gördük.
Buhari ve Müslim, Sahih'lerinde
Malik kanalıyla tam metin olarak rivayet etmişlerdir. (--- Tahrici daha önce
yapılmıştı.
1561- Ammar b. Yasir der
ki: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte teyemmüm
aldık ve kollarımızı omuzlarımıza kadar meshettik."
1562- İbn Uyeyne bu
hadisi Amr b. Dinar kanalıyla Zühri'den rivayet: etmiştir. Sonra da bunu bizzat
Zühri'den işiterek bizzat ondan rivayet etmiştir. Ubeydullah b. Abdillah bunu
bazen babası kanalıyla Ammar'dan rivayet ederken bazen babasını zikretmeksizin
rivayet etmiştir. (--- Müzenı, Tuhfetu'l-eşraf (7/478).
1563- Ali b. el-Medını
der ki: Süfyan'a: "Ubeydullah b. Abdillah bunu babası kanalıyla Ammar'dan
mı rivayet etti?" dediğimde: "Babasından rivayet edip etmediği
konusunda şüpheliyim" karşılığını verdi.
1564-1565- Ali b.
el-Medını der ki: Ubeydullah b. Abdillah bunu rivayet edip: "(Ammar'ın)
bize bildirdiğine göre" dediği zaman babası zikretmezdi. (--- Ebu Davud,
teyemmüm (1/88).
1566- Ammar b. Yasir der
ki: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte bir
yolculukta idik. Teyemmüm ayeti nazil olunca Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ile birlikte teyemmüm aldık ve kollarımızı omuzlarımıza kadar
meshettik."
1567- Şafii bunu
güvenilir kişiler kanalıyla Ma'mer'den bu şekilde rivayet etmiştir.
1568- Abdurrezzak bunu
Ma'mer kanalıyla isnadında Ubeydullah b. Abdillah'ın babasını zikretmeksizin
rivayet etmiştir. (--- Abdurrezzak, Musannef (827).
1569- Ancak bu konuda
Zühri'ye ihtilaf edilerek: "Ubeydullah b. Abdillah'ın, babası kanalıyla
bildirdiğine göre" denilmiştir. Başka bir yerde de babasını
zikretmeksizin: "Ubeydullah b. Abdillah'ın bildirdiğine göre"
denilmiştir.
1570- Salih b. Keysan
bunu Zührl kanalıyla rivayet etmiştir.
1571- Ammar b. Yasir
bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gece vakti Ulatu'l-Ceyş
denilen yerde konakladı. Yanında eşi Hz. Aişe de bulunmaktaydı. Hz. Aişe'nin
Yemen boncuğundan olan gerdanlığı kesilip kaybolunca insanlar orada kaldı ve
gün ağarıncaya kadar gerdanlığı aradılar. Yanlarında su yoktu. Ebu Bekr gelip
kendisine kızdı ve: "Susuz bir yerde insanları yolundan ettin" dedi.
Bunun üzerine Yüce Allah, Peygamber'ine (Sallallahu aleyhi ve Sellem) temiz
toprakla temizlenme ruhsatını (ayetini) indirdi. Müslümanlar Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte kalkıp ellerini yere vurdular ve
topraktan bir şey avuçlamadan ellerini kaldırıp yüzlerini ve ellerini
omuzlarına kadar, avuçlarının içinden de koltuk altlarına kadar meshettiler.
"
1572- İbn Yahya
rivayetinde: "İbn Şihab bunu rivayet ederken: "Ancak insanlar buna
(omuz ve koltuk altına kadar meshetmeye) itibar etmiyorlar'" ziyadesinde
bulundu, demiştir.
1573- Ebu Davud der ki:
İbn İshak bunu Zühri kanalıyla bu şekilde rivayet etmiş ve rivayetinde:
"İbn Abbas'ın bildirdiğine göre" diyerek iki vuruşu da zikretmiştir.
(--- Ebu Davud, taharet (320).
1574- Şafii'nin ve
Ammar'dan rivayette bulunan kişinin bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem), Ammar b. Yesar'a yüzünü ve ellerini mesh ederek teyemmüm etmesini
emretmiştir. (--- Beyhaki, es-Sünenü'l-Kübra (1/210).
1575-1576- Şekık der ki:
Abdullah (b. Mes'ud) ve Ebu Musa (el-Eş'arl) ile birlikte oturuyordum. Ebu
Musa, Abdullah'a: "Ey Ebu Abdirrahman! Biri cünüp olsa ve su bulamasa
namaz kılması gerekir mi?" diye sorunca, Abdullah: "Hayır"
karşılığını verdi. Ebu Musa ona: "O zaman Ammar'ın, Ömer'e: ''Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir iş için ikimİzi bir yere gönderdiğinde cünüp
oldum ve su bulamayınca da (teyemmüm niyetine) toprakta yuvarlandım. Dönüp de
bunu Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) anlattığımızda yüzünü ve
ellerini meshetti. Sonra: "Bu şekilde yapman senin için yeterli
olurdu" buyurdu'' demesini duymadın mı?" diye sorunca, Abdullah:
"Ömer'in buna ikna olduğu görüşünde değilim" karşılığını verdi. Ebu
Musa: "O zaman: ''Eğer su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm
edin''[Maide, 6] ayetine ne diyeceksin?" deyince: "Abdullah:
"Şayet onlara bu yönde ruhsat verilse bu sefer soğuk zamanlarda suyla
abdest almayıp toprakla teyemmüm almak isteyeceklerdir" karşılığını verdi.
A'meş der ki: Şakık'e:
"Abdullah bu sebeple bundan (teyemmümden) hoşlanmamıştır" dedim. (---
Ebu Davud (321), Nesai (319), Beyhaki, es-Sünenü's-suğra (233), Ahmed, Müsned
(18334), İbn Hibban (1304,1307) ve İbn Huzeyme (270).
Buhari ve Müslim değişik
kanallarla A'meş'ten rivayet etmişlerdir. (--- Buhari (345, 346) ve Müslim
(776).
1577- Ayrıca Buhari,
Ya'la b. Ubeyd'in hadisine işaret etmiştir (ki o da hadisin muhtevasına en
uygun olandır).
1578- ibn Abdurrahman b.
Ebza'nın bildirdiğine göre babası şöyle anlatıyor: Bir adam Hz. Ömer'e gelip
bir yolculukta iken cünüp olduğunu ve su bulamadığını zikredince, Ömer:
"Namaz kılmana gerek yoktur" dedi. Bunun üzerine Ammar, Ömer'e şöyle
dedi: "Ey müminlerin emıri! ikimiz bir müfrezede iken cünüp olduğumuzu
hatırlıyorsun, değil mi? Su bulamadığımız için sen namaz kılmamış ve ben
toprakta yuvarlanarak namaz kılmıştım. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) yanına döndüğümüzde ve bu durumu kendisine zikrettiğimizde: ''Senin
namazı bırakmaman gerekirdi. Sana gelince ey Ammar! Senin de hayvanın toprakta
debelenmesi gibi debelenmene gerek yoktu. Şöyle yapman yeterli olurdu''
buyurmuş ve ellerini yere toprağa vurup: ''İşte böyle'' buyurmuştu. Sonra ellerini(n
üzerindeki tozları) üfleyip yüzünü ve ellerini mesh etmişti" Ravi der ki:
Ammar bunu rivayet ederken kolları zikretmedi.
Buhari, Sahıh'de Adem b.
Ebi iyas kanalıyla Şu'be'den: "Sonra yüzünü ve ellerini meshetti"
şeklinde rivayet etmiştir. (--- Buhari, teyemmüm (339-343) ve Müslim, teyemmüm
(s. 2/345,1/380,381).
1579- Sonra Buhari bunu
bir grup kanalıyla Şu'be'den ve Müslim b. el-Haccac da bunu Yahya el-Kattan ve
Nadr b. Şumeyl kanalıyla Şu'be'den rivayet etmiştir.
1580- Her ikisi de
hadislerinde Hakem'in: "Ben bunu ibn Abdirrahman b. Ebza'dan yani Said b.
Abdirrahman'dan işittim" dediğini söylemiştir.
1581- Ayrıca Buhari,
Nadr'ın rivayetine işaret etmiştir.
1582- Seleme b. Kuheyl
bunu Zer b. Abdillah kanalıyla metninde şüphe ederek rivayet etmiştir.
1583- Seleme b. Kuheyl
der ki: "Zer'in bu hadisi İbn Abdurrahman b. Ebza'dan rivayet ettiğini
işittim."
1584- Şu'be der ki:
"Sonra Seleme meshin sadece ellerde mi, yoksa dirseklere kadar mı olduğu
konusunda şüpheye düştü."
1585-1586- Ammar der ki:
"Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) teyemmüm hakkında
sorduğumda elleri bir defa yere vurup yüzümü ve ellerimi meshetmemi
emretti." (--- Ahmed, Müsned (4/263).
1587-1588- Eban b. Yezid
el-Attar bildiriyor: Katade'ye yolculukta iken teyemmüm almak hakkında
sorulunca Katade şu karşılığı verdi: "Bir kişinin bana ''Şa'bi -
Abdurrahman b. Ebza - Ammar b. Yasir'' kanalıyla bildirdiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''(Yüz ve eller) dirseklere kadar (mesh
edilir)'' buyurmuştur." (--- Beyhaki, es-Sünenü'l-Kübra, (1/210).
1589- Ebu Malik b. Habıb
b. Suhban'dan gelen rivayette ihtilafa düşülerek ve kendisi kanalıyla
Abdurrahman b. Ebza'dan rivayet edilerek: "Kolların yarısına kadar (mesh
edilir)" denilmiştir. Yine kendisi kanalıyla bizzat Ammar b. Yasir'den
rivayet edilerek: "Yüz ve eller (mesh edilir)" denilmiştir.
1590- Burada Hakem b.
Uteybe'nin rivayetine itimat etmek gerekir. Çünkü kendisi fakih ve hafız birisi
olmasından dolayı hadiste şüphe etmeyen birisidir. Şekık b. Seleme'nin bunu Ebu
Musa kanalıyla Ammar'dan rivayet etmesi gibi de en güzel bir içerikle rivayet
etmiştir.
1590- Şafii der ki:
"Ammar b. Yasir'in, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
birlikte Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) emri üzerine omuzlara
kadar mesh ederek teyemmüm alması, teyemmüm ayetinin indiği zamanda ise, ancak
neshedilmiş olması durumunda doğru sayılabilir. Zira Allah Resulü'nün
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine yüz ve elleri mesh ederek teyemmüm
yapmasını emrettiği rivayet edilmiştir.
1592- Ya da Allah
Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sadece bir teyemmüm şekli rivayet
etmiş, ancak bunu ondan rivayette ihtilafa düşülmüştür. Bu durumda
İbnu's-Simma'nın ihtilaf taşımayan rivayeti en sağlam rivayet olur. İhtilaf
taşımamasıyla da amel edilmeye en uygun olan rivayettir. Zira fark! şekilde
gelen iki rivayet arasında Allah'ın Kitab'ına en yakın olan rivayet budur.
1593- Ya da namaz vakti gelince
teyemmüm ile ilgili ayeti duymuşlar ve ihtiyaten kolu bütünüyle mesh
etmişlerdir. Zira abdestte de kolu tamamen yıkamanın bir sakıncası yoktur.
1594- Konuyu Allah
Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sorduklarında da bundan daha azını
meshetmelerinin de caiz olacağını söylemiştir.
1595- Benim için bu
konuda getirdiğim deliller içinde İbn Şihab'ın Ammar'dan olan rivayetinin en
uygun anlamı budur. (--- Beyhaki, es-Sünenü'l-Kübra (1/211).
1596- Beyhaki der ki:
"Bu bölümün tamamına bakıldığında Ebu Musa ve İbn Ebza kanalıyla Ammar'dan
rivayet ettiğimiz hadise göre yüzün ve ellerin mesh edilmesi gerektiği
anlaşılır. İbnu's-Simma ve İbn Ömer kanalıyla rivayet ettiğimiz hadise göre de
yüzün ve kolların mesh edilmesi gerektiği anlaşılır."
1597- Ancak Ammar'ın iki
rivayetinin içeriği iki kıssanın yaşandığına delalet etmektedir. Muhtemelen
sonraki kıssa İbnu's-Simma'nın ve İbn Ömer'in hadisindeki selam kıssasından
sonradır. Belki de daha öncedir. Artık (teyemmüm ederken) ikisinden birini
tercih etmekten başka yapılacak bir şey yoktur.
1598- Ebu Musa ve İbn
Ebza'nın Ammar kanalıyla olan rivayetleri isnad açısından daha sabittir.
1599- Kolları mesh etmek
hem Kur'an'a, hem de kıyasa daha uygundur.
1600- Bir şeyin
karşılığı olarak yapılacak şey, onun aynısı ile olur. Şatil'nin:
"Temizlik ve namaz
için ihtiyat olarak yapılması ile" demesi gibi. Doğruya Allah ulaştırır.
1601- Müslim b. Haccac
der ki: Bir kişi Şafii için: "Ammar b. Yasir'in teyemmüm hakkındaki meşhur
olan, ilim ehlinin sabit ve huccet saydığı hadisi bırakıp, ''İbrahım b. Ebi
Yahya - Ebu'I-Huveyris - A'rec'' kanalıyla İbnu's-Simma'nın: ''Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzünü ve kollarını meshetti'' şeklindeki
rivayetine uymaktadır" diyerek hakkında çirkin şeyler söylemiştir.
1602- Bu kişi Şafii
hakkında çirkin şeyler söylerken bu çirkin şeylerin kendisine gerektiğini
düşünmemiştir. Zira kişi hakkında: "Filan kişinin hadisini bıraktı ve
filan kişinin hadisi ile amel etti" denilir. Çünkü kişi belki her iki
hadisi de bilmektedir ve söz konusu şeyi anlatırken birini diğerine tercih
etmektedir.
1603- Şafii'nin itibar
etmediğini iddia ettiği hadis yanında değildir ki ona itibar etmemiş olsun.
Çünkü hadis alimlerinin teyemmüm konusunda kendisiyle amel ettiği Ammar'ın
hadisi Hakem'in, Zer kanalıyla ve Katade'nin Azre kanalıyla, her ikisinin de
İbn Ebza'nın babası kanalıyla Ammar'dan olan hadisidir.
1604- Ayrıca "A'meş
- Ebu Vail - Ebu Musa" kanalıyla Ammar'ın, Allah Resulü'nden (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) olan hadisidir.
1605- Bu hadislerden bir
tanesi olsun ne Şafii'nin, ne el-Mısri'nin, ne de el-Bağdadl'nin kitabında
bulunmamaktadır.
1606- Kişi kendisi
kusurluyken nasılolur da Şafii'nin kusurlu olduğunu söyler? Ancak bu kişinin bu
hadis hakkında ve bilgisi olmadığı buna benzer hadislerde kusur araması bir
deliliktir.
1607- Şafii kitabında
şöyle demiştir: Ammar: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
birlikte teyemmüm ettik ve kollarımızı omuzlarımıza kadar meshettik" dedi.
1608- Yine Ammar kanalıyla
Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzü ve elleri meshetme yönünde
bir rivayet gelmiştir.
1609- Ammar'ın:
"Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte teyemmüm ettik ve
kollarımızı omuzlarımıza kadar meshettik" demesi (omuzlarımıza kadar mesh
edilmesi) sanırım Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) emri ile
değildi.
1610- Ammar kanalıyla
Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüz ve eller mesh
edilir" şeklinde gelen rivayet sabit (sahih) ise ve: "KollarımıZl
omuzlarımıza kadar meshettik" rivayeti sabit değil ise Allah Resulü'nden
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelen sabit bir hadis kabule diğerinden daha
önceliklidir.
1611- Said b. Salim de
bu şekilde fetva verirdi.
1612- el-Bağdadı
hakkında açık olarak böyle demiştir. Ancak Bağdadi ona bir söz ve kınama
fırsatı bırakmadan gereken cevabı vermiştir.
1613- Şair insanları
ayıplayan kişiyi güzel bir şekilde vasfederek şöyle
demiştir: "Nice
ayıplayan vardır ki dış haliyle görünür Oysa o kimse ayıplarıyla giysilerine
bürünür."
1614- Rivayet ehlinin
lideri olan İmam Beyhaki, Şafii'yi müdafaa etmek sadediyle der ki: Şafii
el-Kadim'inde şöyle demiştir: "Bu yönde Hz. Peygamber'den de (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bir rivayet gelmiştir ki bu rivayette yüz ve eller
kastedilmektedir. Ancak bu rivayetin sabit olduğunu bilsem onu dikkate alır ve
ondan asla şüphe etmezdim."
1615- Ebu İshak'ın
bildirdiğine göre Hz. Ali teyemmüm konusunda: "Eller biri yüz için, biri
de eller için olmak üzere (toprağa) iki defa vurmayla yapılır" demiştir.
(--- Abdurrezzak, Musannef (1/213), İbn Hazm, el-Muhalla (2/156), Hazİmı,
el-İtibar (s. 181), Beyhaki, es-Sünenü'l-Kübra (1/212) ve Şafii, el-Ümm
(7/163).
1616- (Ebu Said) bunu
Kitabu Ali ve Abdillah'ta bu şekilde anlatmıştır, ancak isnadında kopukluk
vardır.
1617- Ebu İshak'ın,
Ali'nin bir talebesinden bildirdiğine göre Hz. Ali (teyemmüm konusunda):
"Eller biri yüz için, biri de eller için olmak üzere (toprağa) iki defa
vurmayla yapılır" demiştir. (--- Beyhaki, es-Sünenü'l-Kübra (1/212).
Darakutnı kitabında bunu
bu şekilde rivayet etmiştir.(--- Darakutnı, Sünen (26).
1618- Birinci rivayet
daha doğrudur. Yezid b. Ebi Habıb, Ali ve İbn Abbas'ın teyemmüm konusunda:
"Yüz ve eller mesh edilir" dediklerini rivayet etmiştir. (---
Beyhaki, es-Sünenü'l-Kübra (1/212).
1619- Ata kanalıyla İbn
Abbas'tan aynısı rivayet edilmiştir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Kendisiyle
Teyemmüm Yapılan Toprak