MÜSNED-İ HANBEL

SİYER

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

165- Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Cömertliği ve Kendisinden isteyeni Boş Çevirmemesi

 

1. Sehl b. Sa'd

 

25880 (1) Sehl b. Sa'd es-Saidi bildiriyor: Bir kadın, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bir bürde (=aba) getirdi. -Ravi der ki: Sehl: "Bürdenin ne olduğunu biliyor musunuz?" diye sorunca, oradakiler: "Evet (biliyoruz, aba ince dokuma ihram gibi dikişsiz) bir kumaştır" cevabını verdi. Sehl de: "Evet" dedi.- Kadın: "Ey Allah'ın Resulü! Bunu sana kendi elimle dokudum. Bunu sana giydirmek için geldim" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de onu aldı. Zaten böyle bir şeye ihtiyacı vardı. Sonra Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu izar olarak giyip yanımıza çıktı. Sonra filan oğlu filan -Sehl bu kişinin adını zikretti- gelerek: "Ey Allah'ın Resulü! Bu aba ne güzeldir! Bunu bana giydir" dedi. Bunun üzerine Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Tamam'' diyerek eve girip abayı dürdü ve adama gönderdi. Orada bulunanlar: "Vallahi sen iyi etmedin. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona ihtiyacı vardı ki onu giydi. Sonra sen kendisinin bir şey isteyen hiç kimseyi reddetmediğini bildiğin halde bunu ondan istedin" dediler. Adam da: "Vallahi ben bunu giymek için istemedim. Ancak öldüğüm zaman kefenim olsun diye istedim" dedi. Vefat ettiği zaman da bu, onun kefeni oldu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari 3/143 (1277), Nesai 8/204 (5321) ve İbn Mace 2/1177 (3555) rivayet ettiler.

 

 

2. Enes b. Malik

 

25881 (1) Enes b. Malik bildiriyor: Ensar'dan bir takım kimseler bazı hurma ağaçların mahsulünü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e tahsis ediyorlardı. Bu uygulama Kurayza ve Nadir'i fethedinceye kadar sürdü. Muhacirler oradan payalıp ona ihtiyaçları kalmayınca, Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) verdikleri hurma ağaçlarını sahipleri olan Ensar'a geri veriyordu. Benim ailem de bana Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gitmemi ve ondan vaktiyle Hz. Nebi'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vermiş oldukları hurmaları veya bir kısmını geri istememi emrettiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise bizim vaktiyle kendisine verdiğimiz hurma ağaçlarını ümmü Eymen'e vermişti. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o hurma ağaçlarını bana verdi. Tam bu sırada ümmü Eymen gelip elbiseyi boynuna dolayarak: "Olmaz! Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki, Nebi onları bana vermişken size geri vermez" veya bu manada bir şey demeye başladı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Benim şu malım onun yerine senin olsun'' diyor, ümmü Eymen de yine: "Olmaz Vallahi!" diyordu. Bu durum, sanırım Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ona verdiğinin on katını veya buna yakın bir şey verene kadar devam etti.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari:7 /410 (4120) ve Müslim 3/1392 (1771) rivayet ettiler.

 

 

3. Enes

 

25882 (1) Enes der ki: Bir dilenci Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona bir hurma verilmesini emretti. Dilenci onu almadı veya onu attı. Başka bir dilenci gelince ona da bir hurma verilmesini emretti. Dilenci (memnun bir ifade ile): "Sübhanallah! Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir hurma ha! (Ne kadar güzel)" dedi. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cariyeye: ''ümmü Seleme'ye git ve yanındaki kırk dirhemi ona ver'' buyurdu.

 

[Hasen]

 

Diğer tahric: Beyhaki 6/521 (9134) rivayet etti. Heysemi (13649) der ki: "Ahmed rivayet etmiştir. Umara b. Zazan hariç -ki cemaat onu güvenilir görmüş, Darekutnı ise zayıf addetmiştir- ricali, Sahih ricalidir."

 

 

 

25883 (2)- Enes der ki: Bir dilenci Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona bir hurma verilmesini emretti. Ancak dilenci onu attı. Başka bir dilenci gelince ona da bir hurma verilmesini emretti. Dilenci (memnun bir ifade ile): "Sübhanallah! Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir hurma ha! (Ne kadar güzel)" dedi. Bunun üzerine Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cariyeye: ''ümmü Seleme'ye git ve yanındaki kırk dirhemi ona ver'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

 

4. Mikdad b. el-Esved

 

25884 (1) Mikdad b. el-Esved der ki: İki arkadaşımla birlikte Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gittik. Şiddetli bir açlığa maruz kalmıştık. Kime müracaat ettiysek bizi davet etmedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizi beraberinde götürdü. Yanında dört keçi vardı. Bana: ''Ey Mikdad! Bunları sağ ve aramızda dört payolarak taksim et'' buyurdu. Bir gece Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gecikmişti. Ben kendi kendime: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ensar'dan bir kişinin yanına gitmiş doyana kadar yenıiş ve kana kana içmiş olabilir. Ben onun payını da içsem" dedim. Hep öyle düşünüyordum ki sonunda kalkıp Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in payını içtim. Sonra da süt kabını kapattım. Bu işi yaptıktan sonra üzülerek: "Şimdi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aç bir şekilde gelip bir şey bulamaz" dedim ve örtündünı. Bu şekilde düşünürken Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içeri girip uyanık olan kişinin işitebileceği, uyuyan kimsenin de işitemiyeceği bir şekilde selam verdi. Sonra süt kabının yanına gidip örtüyü açtı ve kabın boş olduğunu gördü. Bunun üzerine: ''Allahım! Bana yedirene sen de yedir, bana içirene sen de içir'' diye dua etti. Ben bu duayı fırsat bilip hemen bıçağı aldım ve keçilerin yanına gidip hangisinin daha semiz olduğuna bakmaya başladım. Elimi hangisinin memesine attıysam sütle dolu buldum. Ben de süt sağıp kabı doldurdum. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gidip: "İç, ey Allah'ın Resulü!" dedim. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başını kaldırıp: ''Ey Mikdad! Bu yaptığın hatadan sonra sana ne oldu?'' buyurdu. Ben yine: "İç, ey Allah'ın Resulü! Sonra size söylerim" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) doyana kadar içtikten sonra sütü bana verdi. Ben de içtim. Sonra: "Şimdi söyle'' buyurdu. Ben de durumu kendisine anlattım. Bunun üzerine: ''Bu, semadan inen berekettir. Niçin uyuyan arkadaşlarımızı uyandırmak için bana haber vermedin? Onlara da paylarım içirirdik'' buyurdu. Ben de: "Sizinle birlikte berekete kavuştuktan sonra başkasının buna nailolup olmadığına pek aldırmam" dedim.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Müslim 3/1635 (2055) ve Tirmizi 5/70 (2719) rivayet ettiler.

 

 

 

25885 (2)- Mikdad der ki: Ben ve iki arkadaşım (Medine'ye) geldik.

Açlıktan dolayı kulaklarımız duymaz, gözlerimiz görmez olmuştu. Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabına vardık, ama kimse bizi kabul etmedi. Bunun üzerine Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gittik. Bizi ailesinin yanına götürdü. Baktık ki, yanlarında üç keçi bulunmakta. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize: "Bu keçileri sağıp aramızda taksim edin'' buyurdu. Biz keçileri sağıyor ve herkes payına düşeni içiyordu. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de payını kaldırıyorduk. O, gece gelip öyle selam verirdi ki uyuyan kişiyi uyandırmaz, sadece uyanık kişi onu işitirdi. Sonra Mescid'e gidip namaz kılardı. Sonra da gelip sütünü içerdi. Bir gece şeytan bana gelip (vesvese ederek): "Muhammed, Ensar'ın yanına gider ve ona ikramda bulunurlar. Orada nasiplenir, bu azıcık süte ihtiyacı yoktur. Onun sütünü

de iç" dedi. Şeytan durmadan bana böyle vesvese veriyordu. Sonunda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sütünü de içtim. Ancak içtikten ve onu tekrar çıkaramayacağımı anladıktan sonra şeytan bana pişmanlık duygusu verip: "Vay haline! Sen ne yaptın! Muhammed'in sütünü içtin. Az sonra gelip sütünü bulamayınca sana beddua eder, sen de onun bedduası sebebiyle helak olup dünya ve ahiretini kaybedersin" diye vesvese vermeye başladı. üzerimde yünden bir örtü vardı. Onu başıma çektiğim zaman ayaklarım, ayaklarıma çektiğim zaman başım açıkta kalıyordu. Bu sebeple uyuyamadım. Ancak arkadaşlarım uyumuştu. Derken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip önceden olduğu gibi selam verdi. Sonra Mescid'e gidip namaz kıldı. Sonra sütün yanına geldi ve kabın üstünü açtı. Fakat kabda bir şey bulamamıştı. Başına semaya kaldırdı -ben kendi kendime: "İşte şimde bana beddua edecek ve helak olacağım" dedim- ve: ''Allahım! Bana yedirene sen de ye dir. Bana içirene sen de içir'' diye dua etti. Ben de üzerimdeki örtüyü üzerime alıp kalktım ve bıçağı alarak keçilerin yanına gittim. Sonra hangisinin daha semiz olduğunu kontrol etmeye başladım. Birirıi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için kesecektim. Baktım ki hepsinin memeleri süt dolu. Bunun üzerine Muhammed'in ailesinin süt sağdığı kabı alıp süt sağarak doldurdum. Hatta üstü köpükle kaplanıncaya dek doldurdum. Sonra sütle Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına vardım. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ey Mikdildi Siz bu gece sütünüzü içmediniz mi?'' diye sorunca, ben: "Ey Allah'ın Resulü! İç" dedim. Hz. Nebi {Sallallahu aleyhi ve Sellem} içtikten sonra kabı bana uzattı. Ben yine: "Ey Allah'ın Resulü! İç" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine içti ve kabı bana verdi. Ben de kabı alıp kalan sütü içtim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in doyduğunu ve biraz önceki duaya mazhar olduğumu düşünerek, sevincihaden yere düşünceye kadar güldüm. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ey Mikdad! Bu yaptığın hatalardan bir tanesidir'' buyurdu. Ben de: "Ey Allah'ın Resulü! Ben, şöyle oldum ve şöyle yaptım" dedim. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bu, ancak Allah'ın rahmetidir. Niçin şu iki arkadaşını uyandırmak için bana haber vermedin? Onlar da ondan bir şeyler içerlerdi'' buyurdu. Ben de: "Serıi hak olarak gönderene yemin olsun ki sen bu rahmetten payını aldıktan sonra ben de seninle birlikte ondan payımı aldıktan sonra başkasının alıp almadığına aldırmam" dedim.

 

[Sahih]

 

 

 

25886 (3)- Mikdad b. el Esved anlatıyor: Medine'ye geldiğimiz zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizi onar kişilik gruplar halinde ayırdı. Yani her eve on kişilik bir grup misafir olacaktı. Ben de Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gidecek olan on kişi içindeydim. Bizim sütünü sağdığımız sadece bir keçimiz vardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geciktiği zaman biz sütümüzü içer ve Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) payını ayırırdık. Bir gece yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gecikmişti ve biz uyumuştuk. Ancak Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bayağı gecikmiş ve belki biri onu davet etmiştir, artık bu gece gelmez diye düşünmüştüm. Bu sebeple de payına ayırmış olduğumuz sütü içtim. Gecenin bir vakti geçtiği zaman Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip eve girdi. Fakat ben sütü içtikten sonra uyuyamamıştım. İçeri girdiği zaman kısık bir sesle selam verdi. Sonra süt kabına doğru gitti. Kabın boş olduğunu görünce sustu. Sonra: ''Allahım! Bu gece bize yemek yedirene sen yedir'' diye dua etti. Bunun üzerine sıçrayarak kalkıp bıçağı aldım ve keçiye yöneldim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Sana ne oldu?'' diye sorunca: "(Keçiyi) keseceğim" dedim. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Hayır, bana keçiyi getir'' buyurduo Ben de keçiyi yanına getirdim. Keçinin memesini sıvazladı ve biraz süt çıktı. Sonra onu içip uyudu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir'de (20/569) ve Ebu Nuaym, Hilye'de (1/174) rivayet ettiler.

 

 

 

25887 (4)- Mikdad b. el-Esved anlatıyor: Bir arkadaşımla birlikte Medine'ye geldik. Ama kime müracaat ettiysek bizi davet etmedi. Bunun üzerine Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidip durumu anlatınca bizi evine götürdü. Yanında dört keçi bulunmaktaydı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ey Mikdad! Bu keçileri sağ ve sütünü dörde ayır. Her kişiye de kendi payını ver'' buyurdu. Ben de öyle yapmaktaydım. Bir gece Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) payını ayırdım. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gecikmiş ve ben yatağıma uzanmıştım. Kendi kendime: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ensar'dan bir ailenin yanına gitmiştir. Kalkıp şu sütü içsem" diyordu m. Sürekli olarak bunu düşünüyordum ki sonunda kalkıp kendisine ayırmış olduğum payı içtim. Süt mideme ulaşıp yerleştiğinde yaptığımdan dolayı üzülmeye başladım. Yine kendi kendime: "Şimdi Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aç ve susuz olarak gelip kabda bir şey bulamaz" demeye başladım. Sonra örtüyü yüzüme çektim. Bu sırada Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve uyanık olan kişinin işitebileceği uyuyan kimsenin işitemiyeceği bir şekilde selam verdi. Sonra kabın üstünü açtı ve kabın boş olduğunu gördü. Bunun üzerine başını göğe kaldırıp: ''Allahım! Bana içirene sen de içir. Bana yedirene sen de yedir'' diye dua etti. Bu duasını fırsat bilerek bıçağı alıp keçilere yaklaştım. Kesmek için hangisinin daha semiz olduğunu kontrol etmeye başladım. Elim birinin memelerine değdi. Baktım ki süt dolu. Diğerine baktığımda yine memeleri süt doluydu. Diğerlerine baktığımda yine memeleri süt doluydu. Bunun üzerine bir kaba süt sağıp Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gittim ve: "İç!" dedim. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ne olduğunu söyle ey Mikdad!'' buyurunca, ben: "İç, sonra söylerim" dedim. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bu hatalarından biridir ey Mikdad! '' buyurdu ve sütü içti. Sonra bana: ''(Al) iç'' buyurdu. Ben yine: "Ey Allah'ın Resulü! İç!" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kanana kadar içti. Sonra ben de alıp içtim. Sonra da olanları anlattım. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ne dedin! '' deyince: "Şöyle şöyle oldu" dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bu, semadan inen bir berekettir. Bana durumu haber verseydin de arkadaşlarına da içirseydim'' buyurdu. Ben de: "Eğer bereketi birlikte içtiysek diğerlerine aldırmam" dedim.

 

[Sahih]

 

 

5. Cabir b. Abdillah

 

25888 (1) Cabir b. Abdillah der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den kendisinden ne istendiyse asla: "Hayır" dememiştir.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Humeydi 2/515 (1228), İbn Ebi Şeybe (11/15), Buhari (6034), Müslim (6084-5) ve İbn Sa'd (1/93) rivayet ettiler.

 

 

6. Cabir b. Abdillah

 

25889 (1) Cabir b. Abdillah der ki: Ben evimin gölgesinde iken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oradan geçti. Kendisini gördüğümde yerimden sıçrayarak kalktım ve arkasında yürümeye başladım. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bana: ''Yaklaş!'' buyurunca, ben de yaklaştım. Elimden tuttu ve eşlerinden ümmü Seleme'nin veya Zeyneb binti Cahş'ın adasının yanına geldi. İçeri girdi ve sonra benim girmeme izin verdi. Eşinin üzerinde örtü vardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yanınızda yemek var mıdır?'' diye sorunca:

"Evet" dediler. Sonra üç ekmek getirildi ve sofranın üzerine konuldu. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Katık olarak bir şey yok mu?'' diye sorunca: "Hayır yoktur, fakat biraz sirke vardır" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''O zaman getirin'' buyurdu. Sirkeyi getirdiklerinde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ekmeklerden birini kendi önüne birini de benim önüme koydu. üçüncüyü de bölüp yarısını kendi önüne diğer yarısını da benim önüme koydu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Müslim (2052) rivayet etti.

 

 

7. İbn Abbas

 

25890 (1) İbn Abbas bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanların en cömerdi idi. En fazla cömert olduğu zamanlar Ramazan ayında Cibril ile buluştuğu zamanlardı. Cibril her gece gelip kendisine Kur'an'ı öğret irdi.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Ebu Ya'la (2552) rivayet etti. 9888 (4)'te tekrar etmiştir.

 

 

8. Laklt b. Sabire

 

25891 (1) Asım b. Lakit b. Sabira, Muntefik oğullarının elçisi olarak Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelen babasından veya dedesinden bildiriyor: Ben ve bir arkadaşım Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına geldik, ama onu evde bulamadık. Aişe bize hurma ve bulamaç ikram etti. Çok geçmeden Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hızlıca gelerek: ''Size bir şey yedirildi mi?" diye sordu. Biz: "Evet, ey Allah'ın Resulü! " dedik. Bu sırada elinde bir yavru olan çoban, sürüyü ağı la sürüyordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Doğum mu yaptı?" diye sordu. Çoban: "Evet" cevabını verince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Öyleyse bize bir koyun kes" dedi ve bize doğru dönüp: "Sakın bunu sizin için kestiğimizi zannetmeyin. Bizim yüz koyunumuz var ve sayının bunun üzerine çıkmasını istemiyoruz. Çoban bize bir yavru doğurtunca, ona emrederiz ve doğan yavrunun yerine bize bir koyun keser'' dedi. Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Bana abdesti anlat!" dedim. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Abdesti güzelce alı parmakların arasına suyu eriştir. Oruçlu değilsen burnuna suyu iyice çek" buyurdu. Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Bir hanımım var (deyip hanımının ağzının bozuk olduğunu)" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu boşa" buyurunca, ben: "Onunla aramızda bir hukuk ve çocuk var" karşılığını verdim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ona, diline sahip olmasını emret, eğer onda hayır varsa dediğini yapar. Karını, cariyeni döver gibi dövme'' buyurdu.

 

Diğer tahric: Aynı uzunlukla Abdurrezzak (80) ve Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir'de (19/479); kısa metinle Ebu Davud (144) ve Hakim, Müstedrek'te (1/148) rivayet ettiler.

18125 (2)'de geçti

 

 

9. Safvan b. Umeyye

 

25892 (1) Safvan b. Umeyye der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanlardan en çok nefret ettiğim bir kimse iken Huneyn günü ganimet mallarından bana o kadar çok verdi ki, insanlardan en çok sevdiğim kimse oldu."

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Müslim 4/1806 (2313) ve Tirmizi 3/44 (666) rivayet ettiler.

 

 

10. Ebu Useyd

 

25893 (1) Ebu Useyd şöyle derdi: "Bedir savaşında İbn Ayiz elMerzuban'ın kılıcı elime geçmişti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ganimetten herkesin elinde bulunanı geri getirmesini emredince onu getirip ganimet malları arasına bıraktım. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisinden bir şey istendiği zaman bu isteği geri çevirmezdi. Erkam b. Ebi'l-Erkam el-Mahzumi kılıcı görüp tanıdı ve onu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den istedi. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kılıcı ona verdi.

 

[Hasen]

 

Heysemi (14179) der ki: "Ben derim ki: Ahmed bu hadisi uzun bir hadis içinde rivayet etmiştir. O hadis Bedir gazvesi bahsinde geçmişti. Ravileri güvenilir ravilerdir. Ancak Abdullah b. Ebi Bekir, Ebu Useyd'den hadis işitmemiştir. En doğrusunu Allah bilir."

 

 

11. Enes

 

25894 (1) Enes bildiriyor: Adamın biri Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den isteyince, kendisine iki dağ arasını dolduran bir koyun sürüsü verdi. Adam kabilesine dönüp: "Ey kavmim! Müslüman olun! Vallahi Muhammed, fakirlik ve ihtiyaç korkusu duymadan çok büyük ihsanlarda bulunuyor" dedi. Kimisi sırf dünyalık elde etmek için müslüman oluyordu. Ancak çok geçmeden müslümanlık onlara, dünyadan ve içindekilerden daha sevimli veya daha değerli geliyordu.

 

[Sahih]

 

284 (4)'te tekrar etmiştir.

 

 

SONRAKİ