MÜSNED-İ HANBEL |
SİYER |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
88- Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Zeyneb binti Cahş ile Evlenmesi
89- Beni Lahyan
Gazvesi
88- Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Zeyneb binti Cahş ile Evlenmesi
1. Enes b. Malik
25302- Enes b. Malik el-Ensari bildiriyor: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Medine'ye geldiği zaman on yaşındaydım ve annelerim beni
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hizmetine vermişlerdi. İnsanlar
arasında hicab ayeti indiği zamanı en iyi bilen benim. Hicab ayeti indirildiği
zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zeyneb binti Cahş ile
evlenmişti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Zeyneb ile evlendiği
sabah Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) halkı çağırdı, halk yemek
yedikten sonra çıkıp gittiler, bir grup ise Hz. Nebi'in (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) yanında kaldı. Bunların Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
yanında oturmaları uzayınca Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkıp
dışarıya çıktı. Ben de onların çıkması için Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ile beraber çıktım. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yürüyünce
biz de yürüdük. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hz. Aişe'nin adasının
eşiğine geldi ve onların gittiğini zannedip geri döndü. Ben de onunla döndüm ve
oradakilerin çıktığını gördüm. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
kendisiyle onlar arasına bir örtü çekti. Bunun üzerine Allah hicab ayetini
indirdi.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(5166, 5466, 6238), Müslim (3495) ve Nesai, es-Sünenu'l-kübra'da (6581) rivayet
ettiler.
25303- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Necd taraflarına bir süvari
birliği gönderdi. Bu birlik, Hanife oğullarından olan ve Sümame b. üsal diye
anılan Yemame halkının liderini yakalayıp getirerek Mescid'in direklerinden
birine bağladılar. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çıkıp: ''Ey Sümame!
İçinde taşıdığın (gerçek düşünce) nedir?" diye sorunca: "Ey Muhammed!
İçimdeki hayırdır. Eğer öldürürsen kan sahibi birini öldürmüş olursun. Eğer bir
iyilikte bulunursan iyiliğe şükreden bir kimseye iyilik etmiş olursun. Eğer
para istiyorsan, iste ondan sana istediğin kadar verilir" cevabını verdi.
Bunun üzerine Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu öylece bıraktı. Ertesi
gün olunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Ey Sümame!
İçinde taşıdığın (gerçek düşünce) nedir?" diye sordu. O da şöyle cevap
verdi: "Sana dediğim gibidir. Eğer bir iyilikte bulunursan iyiliğe
şükreden bir kimseye iyilik etmiş olursun. Eğer öldürürsen kan sahibi birini
öldürmüş olursun. Eğer para istiyorsan iste, ondan sana istediğin kadar
verilir." Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine onu
öylece bıraktı. Ertesi gün olunca da: "Ey Sümame! İçinde taşıdığın (gerçek
düşünce) nedir?" diye sordu. O da şöyle cevap verdi: "Sana dediğim
gibidir. Eğer bir iyilikte bulunursan iyiliğe şükreden bir kimseye iyilik etmiş
olursun. Eğer öldürürsen kan sahibi birini öldürmüş olursun. Eğer para
istiyorsan iste, ondan sana istediğin kadar verilir." Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu serbest bırakın'' buyurdu.
Onu Mescid'e yakın bir hurmalığa götürdüler. Sümame yıkanıp Mescid'e girdi ve
şöyle dedi: "Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in de Allah'ın
Resulü olduğuna şahitlik ederim. Ey Muhammed! Vallahi, yeryüzünde senin
yüzünden nefret ettiğim kadar yüzünden nefret ettiğim kimse yoktu. Şimdi ise
sen benim için yeryüzündeki en sevgili Yüzsün. Vallahi, senin dinin kadar
hiçbir dinden nefret etmiyordum. Şimdi ise senin dinin benim için en sevgili
dindir. Vallahi, senin ülken en nefret ettiğim ülkeydi. Şimdi ise en sevdiğim
ülkedir. Ben umre yapmak üzereyken süvarilerin beni yakaladılar. Ne yapmamı
emredersin?" Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu müjdeleyip umre
yapmasını emretti. Sümanıe, Mekke'ye gelince, bir kişi: "Dininden
döndün" deyince, Sümame şöyle karşılık verdi: "Hayır. Muhammed ile
Müslüman oldum. Vallahi, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) izin
vermedikçe Yemame' den size bir buğday tanesi bile gelemez."
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(3/161), Müslim 3/1386 (1764), Nesai 2/46 (712) ve Ebu Davud 3/57 (2679)
rivayet ettiler.
89- Beni Lahyan
Gazvesi
1. Ebu Ayyaş
25304- Ebu Ayyaş ez-Zuraki der ki: Resulullah'la (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) birlikte Usfan'da idik. Halid b. el-Velid'in komutasında olan
müşriklerle karşılaştık. Kıble ile aramızda duruyorlardı. Orada Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize öğle namazını kıldırdı. Müşrikler:
"Onlar bu şekilde namazda iken haklarından gelseydik!" dediler. Ancak
daha sonra: "Onlar için şimdi oğullarından ve kendi canlarından daha
değerli olan bir namaz gelecek"
dediler. Bunun üzerine
öğle ile ikindi namazı arasında Cibril: "Sen içlerinde olup da namazlarını
kıldırdığın zaman, bir kısmı seninle beraber namaza dursun ve silahlarını da
yanlarına alsınlar .. ."[Nisa 101,102] ayetiyle geldi.
ikindi namazı vakti
gelince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) silahlarımızı almamızı söyledi
ve bu şekilde arkasında iki saf olarak durduk. Rüküya vardığında hep birlikte
rüküya vardık ve kalktığında hep birlikte rüküdan kalktık. Secdeye ise sadece
hemen arkasında duran safla birlikte gitti. Diğerleri ise ayakta kalıp onları
düşmana karşı korudu. ilk saftakiler secdelerini bitirip kalktıklarında diğer
grup da olduğu yerde secdeye gitti. Onlar da kalktıklarında arkadakiler öne,
öndekiler de arkaya geçti. Bu şekilde hep birlikte ikinci rekatın rüküsuna
gittiler ve hep birlikte rüküdan kalktılar. Rüküdan sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hemen arkasındaki saf secdeye giderken
diğerleri kıyamda kalıp onları korudular. Öndeki saf secdeyi bitirip oturunca
arkadakiler de secdeye gidip oturdular. Sonrasında Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) selam verip namazı bitirdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) biri Usfan'da, biri de Süleym oğulları topraklarında olmak üzere bu
şekilde namazı iki defa kıldırdı.
[Sahih]
8060 (1)'de tekrar
etmiştir.