MÜSNED-İ HANBEL |
TIB, RUKYE, NAZAR VE UĞUR |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
29- Göz Değmemesi için
Yapılması Gerekenler
1. Sehl b. Huneyf
19625 (1) Ebu Umame b. Sehl b. Huneyf (babasından) bildiriyor: Babam Sehl
b. Huneyf Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Mekke'ye doğru
yola çıktı. Cuhfe'deki Hazzar yolunun oradayken bir gölette yıkandı. Babam Sehl
beyaz tenli, zarif ve güzel bir vücuda sahip biriydi. Adiy b. Ka'b oğullarına
mensub biri olan Amir b. Rabia onu bu şekilde görünce:
"Bu güne kadar
böylesine, bakire bir kızda dahi bulunmayan bir teni görmüş değilim" dedi.
Demesiyle de Sehl olduğu yere yığıldı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e gelip: "Ey Allah'ın Resulü! Sehl'e yetiş! Zira ne başını oynatab
iliyor, ne de kendine gelebiliyor" dediler. Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) onun bu halini görünce: ''Bu konuda suçladığınız biri var
mı?'' diye sordu. Oradakiler: "Amir b. Rabia ona bakmıştı" dediler.
Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona kızdı ve:
''Biriniz neden kardeşinin canına kasteder ki? Beğendiğin bir şey gördüğün
zaman ''Barekallah'' diyerek bereket dilesiner diye çıkıştı. Sonra Amir'e:
''Onun için yıkan!'' buyurunca Amir yüzünü, dirseklere kadar ellerini, dize
kadar ayaklarını, peştamalinin alt kısmını bir kabın içinde yıkadı. Yıkamadan
sonra kapta toplanan su da Sehl'in üzerine döküldü. Adamın biri bu suyu Sehl'in
başına ve sırtına doğru döküyor, kabı da ters çevirip arkasında tutuyordu. Bu
şekilde Sehl ayağa kalktı. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve diğer
müslümanlarla birlikte hiçbir şeyolmamış gibi yola koyuldu.
[Sahih]
Diğer tahric: Nesai,
Amelu yevm vel-Ieyle'de (209) rivayet etti.
19626 (2)- Sehl b.
Huneyf der ki: Bir akarsuyun yanından geçerken içine girip yıkandım. Çıktığımda
ise ateşim yükselmişti. Durumum Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
söylenince: ''Ebu Sabit'e söyleyin iyileşmesi için dua edip Allah'a sığınsın''
buyurdu. "Efendim! Efsun, humma (yüksek ateş) için de geçerli midir?"
dediğimde: ''Rukye, göz değmesi, akrep ısırması ve yılan sokması olmak üzere üç
şey için yapılır'' buyurdu.
[Sahih]
Affan rivayetinde:
''Rukye, nazarı akrep ısırması ve yılan sokması olmak üzere üç şey için
yapılır'' ibaresi geçmiştir.
Diğer tahric: Ebu Davud,
tıb 4/11 (3888) ve Hakim (3/408) rivayet ettiler.
2. Amir b. Rabia
19627- Abdullalı b. Amir der ki: Sehl b. Huneyf ile birlikte
yıkanmak için tenha bir gölet aramaya çıktık. Bulduğumuzda Sehl yıkanmak için
yünden olan giysisini çıkardı. O sırada ona baktığımda göz değdim. Sehl
yıkanmak için suya girdiğinde titremeye başladığını gördüm. Yanına gelip üç
defa seslendim, ancak cevap vermedi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip
durumu bildirdiğimde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip suya girdi.
Suya girdiğinde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bacaklarının
beyazlığını şu an bile görür gibiyim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
eliyle Sehl'in göğsüne vurdu ve: ''Allahım! Ateşini, soğukluğunu ve acısını
ondan gider!'' diye dua etti. Sehl kendine gelip kalkınca Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Biriniz kardeşinde veya kendinde veya malında
beğendiği bir şey gördüğü zaman Allah'tan bereketli olmasını dilesin. Zira göz
değmesi denilen şey vardır'' buyurdu.
[Sahih]
Diğer tahric: İbn Mace
2/1160 (3509), İbnu's-Sünnı (202, 206) ve Hakim (4/215) rivayet ettiler.
Heysemi (5/108) hasen
olduğunu söylemiştir.
3.Suheyb
19628- Suheyb der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
namaz kıldıktan sonra sonra konuşur gibi dudaklarını oynatır, ancak ne dediğini
anlamazdık. Bir ara bunu ona söylediğimizde: ''Bunun farkına vardınız mı ki?''
diye sordu. Adamın biri: "Evet" deyince de şöyle buyurdu:
''Nebilerden birini düşündüm de kendisine Ümmetinden fok sayıda asker ihsan
edilmişti. Bir ara: ''Kim bunlarla baş edebilir -veya- kim bunların karşısında
durabilir!'' dedi. -veya buna benzer bir şey söyledi. Ne söylediği konusunda
tereddüt Süleyman'a aittir.- Bunun üzerine Allah ona: ''Ümmetini şu üç şeyden
birinde muhayyer kıl. Onlara kendilerinden olmayan bir düşmanı musallat edeyim.
Ya da onları açlığa maruz bırakayım. Ya da onlara ölümü göndereyim'' diye
vahyetti. Nebi bunu Ümmetine bildirdiğinde: ''Sen ki Allah'ın Nebiisin! Bizim
adımıza bu üçünden dilediğini seç'' karşılığını verdiler. Eskiden bir şeyolduğu
zaman insanlar namaza sığınırlardı. Bu cevaplarının ardından Nebi namaza durdu
ve namazında: ''Onlardan olmayan bir düşmanın musallat edilmesi, olmaz. Açlığa
maruz kalmaları da olmaz. Ama ölüm olabilir'' dedi. Bunun üzerine Allah üç gün
boyunca ölümü onlara musallat etti. Bu süre zarfında onlardan yetmiş bin kişi
öldü. Dudaklarımı oynattığımı gördüğünüzde ben: ''Ey Rabbim olan Allahım! Senin
adına savaşıl'ı senin verdiğin güçle düşmana saldırırım. Senin inayetin olmadan
ne bir güç ne de bir kuvvet olabilir'' diyordum.''
[Sahih]
Diğer tahric: Tirmizi
(3340) ve Nesai, es-Sünenu'l-kübra'da (8579) rivayet ettiler.
13246 (2)'de tekrar
etmiştir.