MÜSNED-İ HANBEL |
TALAK / BOŞAMA |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
16- Lanetleşme
Konusunda Hilal b. Umeyye ile Uveymir'in Kıssaları
1. İbn Abbas
18274 MÜKERRER
18274 (1) İbn Abbas der ki: "Namuslu kadınlara zina isnat edip sonra
da dört şahit getiremeyenlere seksen değnek vurun. Artık onların şahitIiğini
asla kabul etmeyin. İşte bunlar fasık kimselerdir"[Nur 4] ayeti nazil
olduğu zaman Ensar'ın önderlerinden biri olan Sa'd b. Ubade: "Ey Allah'ın
Resulü! Ayet bu şekilde mi nazil oldu?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Ey Ensar! Önderiniz olan şu adamın ne dediğini duyuyor
musunuz?'' buyurunca, Ensarlı Müslümanlar: "Bu adam kıskanç biridir!
Evlendiği bütün kadınları bakire olanlardan seçmiştir. Kıskançlığından dolayı
da boşadığı bir kadına içimizden hiç kimse cesaret edip talip olamıyor!"
karşılığını verdiler. Bunun üzerine Sa'd şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü!
Bu ayet in hak olduğunu ve Allah'tan geldiğini tabi ki biliyorum! Ancak denilen
karşısında şaşırdım. Zira bu durumda bana ait bir kadını başka bir erkekle
ilişki halinde görsem dört şahit bulana kadar ona ne dokunabilir, ne de bir şey
yapabiliyorum. Vallahi ben bu dört şahidi bulana kadar adam işini bitinniş
olur."
Bu olay üzerinden çok
bir zaman geçmedi ki (TEbuk savaşına katılmayıp sonradan) tövbeleri kabul
edilen üç kişiden biri olan Hilal b. ümeyye gece vakti tarlasından döndüğü
zaman karısının yanında bir adam gördü. Onu kendi gözleriyle gördü ve kendi
kulaklarıyla işitti. Ancak onlara dokumnadı ve sabaha kadar bekledi. Sabah
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına geldi ve: "Ey Allah'ın
Resulü! Gece vakti karımın yanına geldiğimde yanında bir adam buldum. Olanları
gözümle gördüm, kulaklarımla işittim" dedi. Hilal'in bu söylediklerini Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) hiç de hoş karşılamadı ve bundan dolayı canı
sıkıldı. Ensar toplanıp: "Sa'd b. Ubade'nin dediği bir durumun içine
düştük. Şimdi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hilal b. Umeyye'ye ceza
verecek ve müslümanlar arasında onun şahitliğini iptal edecektir" dediler.
Hilal da: "Vallahi, Allah'ın bana bu konuda bir çıkış yolu göstereceğini
umuyorum" dedi. Daha sonra Hilal, Allah Resulüne: "Ey Allah'ın
Resulü! Sana geldiğim konu yüzünden sıkıntıya düştüğünü görüyorum, ama Allah da
biliyor ki doğru söylüyorum!" dedi.
Vallahi Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona (iftira) ceza(sı) uygulanmasını emretmek
üzereyken Allah, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e vahiy indirdi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e vahiy indiği zaman yanındakiler onun
teninin bembeyaz kesilmesinden anlarlardı. Vahiy inişi bitene kadar da onunla
konuşmadılar. İşte o sırada: "Karılarına zina isnat edip de kendilerinden
başka şahidIeri olmayanların şahidliği, kendisinin doğru sözlülerden olduğuna
Allah'ı dört defa şahit tutmasıyla olur. Beşincisinde, eğer yalancılardan ise
Allah'ın lanetinin kendisine olmasını diler"[Nur 6,7] ayetleri nazil oldu.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendine gelince: ''Müjde ey Hilal! Allah
sana bir kurtuluş ve çıkış yolu kıldı'' buyurdu. Hilal da: "Bunu Rabbimden
bekliyordum" diye karşılık verdi.
Daha sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kadını çağırın'' buyurduğu zaman kadını
çağırdılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ikisine de inen ayetleri
okudu, nasihat etti ve ahiret az ab ının dünya azabından daha ağır olduğunu
söyledi. Hilal: "Ey Allah'ın Resulü! Vallahi ben onun hakkında doğru olanı
söyledim" deyince, kadın: "Yalan söylüyor" karşılığını verdi.
Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Aralarında litin
yapın'' buyurdu. Hilal'a "(Doğruyu söylediğine dair) şehadet et"
dediklerinde, Hilal doğru söylediğine dair dört defa şehadet etti. Beşinci
şehadeti edeceği zaman onu: "Ey Hilal! Allah'tan kork! Zira dünyadaki
azap, ahiretteki azaptan daha hafiftir! Bu beşinci şehadet sana azabı
getirebilecek olan şehadettir!" diye uyardılar. Fakat Hilal: "Vallahi
Allah bundan dolayı beni azap etmeyeceği gibi bana ceza da uygulatmayacak"
dedi ve: "Eğer yalancılardan isem Allah'ın laneti üzerime olsun"
şeklindeki beşinci şehadetini de yaptı.
Sonra kadına:
"Kocanın yalancılardan olduğuna dair Allah adına dört defa şehadet
et" dendi. Kadın da bu yönde dört defa şehadet etti. Beşincisine geldiği
zaman onu: "Allah'tan kork! Zira dünyadaki azap, ahiretteki azaptan daha
hafiftir! Bu beşinci şehadet sana azabı getirebilecek olan şehadettir!"
diye uyardılar. Kadın biraz durakladıktan sonra: "Vallahi ben kabilemi
rezil etmem!" diye düşündü ve: "Eğer kocam doğru söylüyorsa Allah'ın
öfkesi benim üzerime olsun" şeklindeki beşinci şehadeti de yaptı. Bunun
üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları ayırdı. Bu beş şehadet
yüzünden kadının doğuracağı çocuğun baba adı ile anılmamasını, kadına zinacı ve
çocuğunun da veledi zina diye çağrılmamasını emretti. Kadını veya doğacak
çocuğu bu şekilde çağıranların da cezalandırılacağını söyledi. Ortada bir talak
veya ölüm olmadan ayrıldıkları için de erkeğin kadına ev ve nafaka vermesi
gerekmediğine hükmetti.
Sonra: ''Eğer kadın
çocuğu kumralı zayıf kalçalı ve ince bacaklı doğurursa çocuk Hilal'indir. Fakat
doğurduğu çocuk esmer, yassı yüzlü, tombul bacaklı ve dolgun kalçalı olursa o
zaman çocuk kendisine isnad edilen adamındır'' buyurdu. Kadın çocuğu esmer,
yassı yüzlü, tombul bacaklı ve dolgun kalçalı olarak doğurdu. Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Eğer edilen yeminler olmasaydı bu
kadına farklı bir şekilde davranırdım'' buyurdu.
[Sahih]
İkrime der ki:
"Çocuk daha sonraları Mısır'a vali oldu. Annesine nisbet edildi, ama baba
adı ile anılmadı." [Sahih]
Diğer tahric: Tayalisi
(2667), Ebu Davud (2256), Ebu Ya'la (2740-1), Tirmizi (3176), İbn Mace (2067),
Taberi, Tefsır'de (18/65, 66), Beyhaki (7/394,395), Vahidi, Eshabu'n-Nuzul'de (237,
238) rivayet etttiler.
18275 (2)- İbn Abbas der
ki: Hilal b. ümeyye karısını zinayla suçlayınca ona: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bundan dolayı ceza olarak sana seksen kamçı
atacaktır" dediler. Hilal: "Emin olana kadar gözlerimle iyice görüp
kulaklarımla da iyice duyduktan sonra, Allah beni seksen kamçıyla
cezalandırmayacak kadar adildir. Hayır! Vallahi bana asla kamçı
atmayacaktır" karşılığını verdi. Bunun üzerine lanetleşme ile ilgili
ayetler nazil oldu.
[Sahih]
18276 (3)- Kasım b.
Muhammed, İbn Abbas'tan bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
Aclan oğullarından olan adam ile karısı arasında lanetleşmeyi gerçekleştirdi.
Kadın hamileydi ve kocası: "Hurma sulamasından beri karıma yaklaşmış
değilim" diyordu. Hurmalar da sulandığı zaman ağaç dipleri toprakla
örtülür ve iki ay boyunca bir daha su verilmezdi. Kadının kocası, kolları ve
bacakları zayıf, kumral saçlı birisiydi. Kadının (siyah tenli biri olan)
İbnu's-Semha ile zina ettiği söyleniyordu. Kadın siyah tenli, karakaşlı, kısa
kıvırcık saçlı, kolları kalın bir çocuk doğurdu. Kasım der ki: İbn Şeddad b.
el-Had, İbn Abbas'a: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in,
hakkında: ''Şayet delilsiz bir şekilde birini recmedecek olsaydım bu kadını
recmederdim'' buyurduğu kadın, bu kadın mıydı?" diye sorunca, İbn Abbas:
"Hayır! Bahsettiğin kadın, İslam döneminde kötülüklerini açıkça yapan
birisiydi" dedi.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(9/400, 401, 405,.406, 12/159, 160) ve Müslim (1/438) rivayet ettiler.
18277 (4)- Başka bir
kanalla bir öncekinin aynısı "Kolları kalın, bacakları dolgun"
ibaresi geçmiştir.
[Sahih]
18278 (5)- İbn Abbas der
ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) lanetleşme sonrası doğan
çocuğun babasının adıyla anılmamasına ve annesinin zinayla suçlanmamasına
hükmetti. Kadına veya çocuğu na zina suçlamasında bulunanların iftira cezasına
çarptırılmasına hükmetti. Yine ortada bir talak veya ölüm olmadan ayrıldıkları
için de erkeğin kadına nafaka ve ev vermesi gerekmediğine hükmetti."
[Sahih]
18279 (6)- İbn Abbas
bildiriyor: Adamın biri Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldi ve:
"Hurma sulamasından beri karımı görmüş değilim" dedi. Hurmalar da
sulandığı zaman ağaç dipleri toprakla örtülür ve kırk gün boyunca bir daha su
verilmezdi. Adam şöyle devam etti: "Ancak geldiğimde karımı bir adamla
birlikte gördüm." Adam sarı benizli, ince yapılı, düz saçlı birisiydi.
Kadının kendisiyle zina ettiği iddia edilen adam ise esmer, kısa kıvırcık saçlı
ve etine dolgun birisiydi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Allahım! Gerçeği ortaya çıkar'' diye dua ettikten sonra karı koca arasında
lanetleşmeyi yaptı. Daha sonra kadın, zina ettiği adama benzeyen bir çocuk doğurdu.
[Sahih]
18280 (7)- İbn Abbas
bildiriyor: Adamın biri Nebi'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve:
"Hurma sulamasından beri karımı görmüş değilim" dedi. Hurmalar da
sulandığı zaman ağaç dipleri toprakla örtülür ve kırk gün boyunca bir daha su
verilmez di. Adam şöyle devam etti: "Ancak geldiğimde karımı bir adamla
birlikte gördüm." Adam sarı benizli, ince yapılı, düz saçlı birisiydi.
Kadının kendisiyle zina ettiği iddia edilen adam ise esmer, kısa kıvırcık saçlı
ve etine dolgun birisiydi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Allahım! Gerçeği ortaya çıkar! Allahım! Gerçeği ortaya çıkar!'' diye dua
ettikten sonra karı koca arasında lanetleşmeyi yaptı. Daha sonra kadın, zina
ettiği adama benzeyen bir çocuk doğurdu.
[Sahih]
18281 (8)- İbn Abbas
bildiriyor: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şüpheli olan
hamileliklerde eşler arasında lanetleşme yapardı."
[Sahih]
2. Abdullah b. Mes'ud
18282 (1) Abdullah der ki: Cuma gecesi Mescid'de oturuyorduk.
Ensar'dan bir adam: "Birimiz karısının bir adamla zina ettiğini görüp de
adamı öldürse onu öldürürsünüz. Öldürmeyip bunu dile getirse şahit
yetersizliğinden iftirada bulundu diye kamçılarsınız. Sussa da öfke içinde
susar. Vallahi sabaha sağ çıkarsam bunu Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
soracağım" dedi. Sabah olunca da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e: "Ey Allah'ın Resulü! Birimiz karısının bir adamla zina ettiğini
görüp de adamı öldürse onu öldürürsünüz. Öldürmeyip bunu dile getirse şahit
yetersizliğinden iftirada bulundu diye kamçılarsınız. Sussa da öfke içinde
susar. Allah bu konuda hükmünü versin" dedi. Bunun üzerine lanetleşme
(lian) ayetleri nazil oldu. Böylesi bir şeye maruz kalan ilk kişi de Ensar'dan
olan bu adam oldu.
[Sahih]
Diğer tahric: Müslim
(1495), Ebu Davud (2253) ve İbn Mace (2068) rivayet ettiler.
18283 (2)- Abdullah (b.
Mes'ud) der ki: Cuma gecesi Mescid'de oturuyorduk. Ensar'dan bir adam:
"Birimiz karısının bir adamla zina ettiğini görüp de bunu dile getirse
şahit yetersizliğinden iftirada bulundu diye kamçılarsınız. Adamı öldürse onu
öldürürsünüz. Sussa da öfke içinde susar. Vallahi sabah bunu Allah Resulü'ne
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) soracağım" dedi. Sabah olunca da Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: "Ey Allah'ın Resulü! Birimiz karısının
bir adamla zina ettiğini görüp de bunu dile getirse şahit yetersizliğinden
iftirada bulundu diye kamçılarsınız. Adamı öldürse onu öldürürsünüz. Sussa da
öfke içinde susar. Allahım! Hüküm ver! Allahım! Hüküm ved" dedi. Bunun
üzerine lanetleşme (han) ile ilgili: "Karılarına zina isnat edip de
kendilerinden başka şahidIeri olmayanların şahidliği, kendisinin doğru
sözlülerden olduğuna Allah'ı dört defa şahit tutmasıyla olur. Beşincisinde,
eğer yalancılardan ise Allah'ın lanetinin kendisine olmasını diler,,[Nür 6,7]
ayetleri nazil oldu.
[Sahih]
3. Abdullah b. Ömer
18284 (1) Said b. Cübeyr der ki: İbn Ömer'e lanetleşme konusunu
sorduğumda şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Aclan oğullarından
bir çifti lanetleşme sonrasında birbirinden ayırmıştı. Lanetleşme sonrası:
''Allah ikinizden birinin yalan söylediğini biliyor! İçinizden (yalan
söylediğini itiraf edip) tövbe edecek var mı?'' diye sordu. Bunu üç defa
sormasına rağmen sözlerinden dönmeyince onları boşadı.
[Sahih]
Diğer tahric: Ebu Davud
(2/245) rivayet etti.
18285 (2)- İbn Ömer
bildiriyor: "Adamın biri karısıyla lanetleşti ve adam, lanetleşmeye konu
olan çocuğu kabul etmedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) onları ayırdı ve çocuğu anrıesine verdi."
[Sahih]
Diğer tahric: Malik,
Muvatta'da (2/90), Buhari (4748, 5306, 5313-5, 6748), Müslim (3745-7) ve İbn
Mace (2069) rivayet ettiler.
18286 (3)- İbn Ömer der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) lanetleşen çifte: ''İçinizden biri
yalan söylüyor, ama bunun hesabı artık Allah'a kalmıştır. Sen de artık bu
kadınla asla bir araya gelemezsin!'' buyurdu. Adam: "Ey Allah'ın Resulü!
Mehir olarak kadına verdiğim mal ne olacak?" deyince, Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Kadından alacağın bir şey yok! Şayet iddianda doğru isen
verdiğin malonunla birlikte olmana karşılıktır. Yok, yalan söylüyorsan da bu
malı hiç alamazsın!'' karşılığını verdi.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(5312, 5350), Müslim (3741), Ebu Davud (2257) ve Nesai (6/177) rivayet ettiler.
18287 (4)- İbn Ömer
bildiriyor: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karı koca arasında
lanetleşmeyi yaptıktan sonra onları ayırdı."
[Sahih]
18288 (5)- Ahmed başka bir
kanalla bir öncekinin aynısını bildiriyor.
[Sahih]
18289 (6)- Said der ki:
İbn Ömer'e: "Adamın biri karısıyla lanetleşti" dediğimde:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) lanetleşen bir çifti
ayırdı..." dedi ve söz konusu hadisi aktardı.
[Sahih]
18290 (7)- Said b.
Cübeyr der ki: İbnu'z-Zübeyr'in emirliği döneminde lanetleşen karı kocanın
birbirinden ayınlıp ayınlmayacağı konusu bana sorulunca nasıl bir cevap
vereceğimi bilemedim. Yerimden kalkıp İbn Ömer'in evine gittim. "Ey Ebu
Abdirrahman! Lanetleşen karı koca birbirinden ayınlırlar mı?" diye
sorduğumda şöyle dedi: Sübhanallah! Bu konuyu ilk soran kişi de filanın oğlu
falan kişiydi.
Adam: "Ey Allah'ın
Resulü! Biri karısını çirkin bir durumda görse ne yapmalı? Zira konuşursa büyük
ve ağır bir şey söylemiş olur. Buna susarsa da böylesi çirkin bir şey
karşısında sessiz kalmış olur" dedi. Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) susup adama herhangi bir cevap vermedi. Adam daha sonra geldi ve:
"Daha önce sana sormuş olduğum şey başıma geldi" dedi. Bunun üzerine
Allah, Nur Suresi'ndeki: "Karılarına zina isnat edip de kendilerinden
başka şahidIeri olmayanların şahitliği, kendisinin doğru sözlülerden olduğuna
Allah'ı dört defa şahit tutmasıyla olur. Beşincisinde, eğer yalancılardan ise
Allah'ın lanetinin kendisine olmasını diler. Kocasının yalancılardan olduğuna
dair Allah'ı dört defa şahit getirmesi, beşinci defada da eğer kocası doğru
söyleyenlerden ise Allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını dilemesi, kadından
cezayı kaldırır"[Nür 6-9] ayetleri indirdi.
Bu ayetlerin nazil
olmasıyla Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) önce adamdan başlayıp ona
nasihatlerde bulundu, dünyadaki cezanın ahiretteki cezadan daha hafif olduğunu
hatırlattı. Ancak adam: "Seni hakla gönderene yemin olsun ki yalan
söylemiyorum" dedi. Sonra aynı şekilde kadına nasihatlerde bulundu,
dünyadaki cezanın ahiretteki cezadan daha hafif olduğunu hatırlattı. Kadın da:
"Seni hakla gönderene yemin olsun ki yalan söylüyor" dedi. Sonrasında
adam dört defa doğruyu söylediğine dair Allah adına şehadette bulundu.
Beşincisinde de: "Yalan söylüyorsam Allah'ın laneti üzerime olsun"
dedi. Daha sonra kadın dört defa kocasının yalan söylediğine dair Allah adına
şehadette bulundu. Beşincisinde de: "Şayet doğruyu söylüyorsa Allah'ın gazabı
üzerime olsun" dedi. Sonrasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
onları ayırdı.
[Sahih]
Diğer tahric: Müslim
(1/436) rivayet etmiştir.
18291 (8)- İbn Ömer
bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ensar'dan olan karı koca
arasında lanetleşmeyi yaptıktan sonra onları ayırdı."
[Sahih]
18292 (9)- Said b.
Cübeyr der ki: İbn Ömer'e: "Ey Ebu Abdirrahman! Lanetleşen karı koca
birbirinden ayırılırlar mı?" diye sorduğumda şöyle dedi: Sübhanallah! Tabi
ki ayırılırlar! Bu konuyu ilk soran da filan kişiydi. Adam: "Ey Allah'ın
Resulü! Biri karısını çirkin bir durumda görse ne yapmalı? Zira konuşursa büyük
ve ağır bir şey söylemiş olur. Buna susarsa da böylesi bir şey karşısında
sessiz kalmış olur" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de
susup adama herhangi bir cevap vermedi ve işine devam etti. Adam daha sonra
geldi ve: "Daha önce sana sormuş olduğum şey başıma geldi" dedi.
Bunun üzerine Allah, Nur Suresi'ndeki: "Karılarına zina isnat edip de
kendilerinden başka şahidIeri olmayanların şahitliği, kendisinin doğru
sözlülerden olduğuna Allah'ı dört defa şahit tutmasıyla olur. Beşincisinde,
eğer yalancılardan ise Allah'ın lanetinin kendisine olmasını diler. Kocasının
yalancılardan olduğuna dair Allah'ı dört defa şahit getirmesi, beşinci defada
da eğer kocası doğru söyleyenlerden ise Allah'ın gazabının kendi üzerine
olmasını dilemesi, kadından cezayı kaldırır' [Nur 6-9] ayetleri indirdi.
Bunun üzerine Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) adamı çağırdı ve bu ayetleri kendisine okudu.
Adama Allah'ı hatırlattı ve dünyadaki cezanın ahiretteki cezadan daha hafif
olduğunu söyledi. Ancak adam: "Seni hakla gönderene yemin olsun ki kadın
hakkında yalan söylemiyorum" dedi. Sonra aynı şekilde kadına nasihatlerde
bulundu, dünyadaki cezanın ahiretteki cezadan daha hafif olduğunu hatırlattı.
Kadın da: "Seni hakla gönderene yemin olsun ki yalan söylüyor" dedi.
Sonrasında adamı çağırdı. Adam dört defa doğruyu söylediğine dair Allah adına
şehadette bulundu. Beşincisinde de: "Yalan söylüyorsam Allah'ın laneti
üzerime olsun" dedi. Daha sonra kadın dört defa kocasının yalan
söylediğine dair Allah adına şehadette bulundu. Beşincisinde de: "Şayet
doğruyu söylüyorsa Allah'ın gazabı üzerime olsun" dedi. Sonrasında
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları ayırdı.
[Sahih]
18293 (10)- İbn Ömer
bildiriyor: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında adamın biri
karısıyla lanetleşti ve lanetleşmeye konu olan çocuğu kabul etmedi. Bunun
üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları ayırdı ve çocuğu annesine
verdi."
[Sahih]
18294 (11)- İbn Ömer
bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karı koca arasında
lanetleşmeyi yaptıktan sonra çocuğu annesine verdi. Zira adam çocuğu kabul
etmemişti."
[Sahih]
18295 (12)- Said b. Cübeyr
der ki: İbn Ömer'e: "Karısıyla lanetleşen kişinin durumu nedir?" diye
sorduğumda şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Adın
oğullarından bir çifti lanetleşme sonrasında birbirinden ayırmıştı. Lanetleşme
sonrası: ''Allah ikinizden birinin yalan söylediğini biliyor! İçinizden (yalan
söylediğini itiraf edip) tövbe edecek var mı?'' diye sordu. Bunu onlara üç defa
sordu.
[Sahih]
4. Ebu Malik Sahl b.
Sa'd
18296 (1) Sehl b. Sa'd bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
zamanında karı koca arasında lanetleşmeye şahit oldum ki o zamanlar henüz on
beş yaşındaydım. Adam: "Ey Allah'ın Resulü! Lanetleşmeden sonra şayet onu
yanımda tutacaksam hakkında yalan söylemiş olacağım" dedi. Kadın da zinayı
doğrulayacak özelliklerde bir çocuk doğurdu.
[Sahih]
18297 (2)- Sehl b. Sa'd
anlatıyor: Uveymir, Asım b. Adiy'e geldi ve: "Adamın biri karısının
yanında başka bir adam görse ve onu öldürse buna karşı adam öldürülür mü? Veya
bu durumda bu adam ne yapmalı? Bunu benim için Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e sorsana" dedi. Asım bunu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e sorduğunda Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu hoş
karşılamadı ve bu tür soruları kınadı. Daha sonra Uveymir, Asım'la karşılaşınca
ona: "Ne oldu?" diye sordu. Asım: "Bana hayır getirmedin, zira
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine sorduğum soruyu hoş
karşılamadı" diye cevap verdi. Uveymir de: "Vallahi Allah Resulü'ne
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidecek ve bunu bizzat kendim ona soracağım"
dedi.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in yanına gittiğinde de söz konusu ayetler nazil olmuştu.
Ayetlerin nazil olmasıyla Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Uveymir
ile karısını yanına çağırdı ve aralarında Han yaptı. Lanetleşmeyi
bitirdiklerinde Uveymir: "Ey Allah'ın Resulü! Eğer ben onu yanımda
tutacaksam o zaman onun hakkında yalan söylemiş olacağım" dedi ve
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söylemeden kendisi karısından ayrıldı.
Bu şekilde de boşanma, lanetleşenlerin sünneti oldu. Daha sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kadını gözleyin. Şayet siyah tenli, kara gözlü
ve iri kalçalı bir çocuk doğurursa Uveymir doğru söylemiş olur. Ancak rengi
kertenkele kızıllığında olursa Uveymir yalan söylemiş demektir" buyurdu.
Daha sonraları kadın Uveymir'i doğru çıkaracak özelliklerde bir çocuk doğurdu.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari:,
hudad 12/180 (6854), Müslim, lian 2/1129 (1492), Ebu Davud, talak 2/275 (2251),
Nesiı, talak 6/143 (3402), İbn Mace, talak 1/667 (2066) ve Dirimi, nikah 2/201
(2229) rivayet ettiler.
26522 (1)'de tekrar
edecektir.
18298 (3)- Sehl b. Sa'd
es-Saidi der ki: Aclan oğullarından olan Uveymir karısıyla lanetleştikten
sonra: "Ey Allah'ın Resulü! Lanetleşmeden sonra onu hala yanımda tutarsam
ona haksızlık etmiş olurum. Onun için boştur, boştur, boştur!" dedi.
[Sahih]
18299 (4)- Abbas b. Sehl
b. Sa'd, babasından bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Asım
b. Adiy'e: ''Bu kadın doğum yapana kadar yanında kalsın. Şayet esmer bir çocuk
doğrursa çocuğu olduğunu kabul etmeyen Uveymir'den demektir. Ancak kıvırcık
saçlı, siyah dilli doğarsa (zina yaptığı iddia edilen) İbnuls-Sehma'dan
demektir'' buyurdu."
Asım der ki: "Çocuk
doğduğunda elime aldım. Yeni doğmuş deve yavrusu gibi saçları kıvırcıktı.
Çenesine baktığımda ağzı akçaağaç gibi kırmızıydı. Dilini çıkarıp da hurma gibi
siyah olduğunu gördüğümde ise: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
doğru söylemiş" dedim.
[Sahih]
Diğer tahric: Bu kanalla
Ebu Davud (2246) rivayet etti.
18300 (5)- Sehl der ki:
Ensar'dan bir adam Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldi ve:
"Ey Allah'ın Resulü! Adamın biri karısını yabancı bir erkekle yakalasa ne
yapacak? Onu öldürecek mi?" diye sorunca Allah, Kur'an'da lanetleşme ile
ilgili söz konusu ayetleri indirdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) adama: ''Senin ve karın hakkında hüküm verildi'' buyurdu ve benim de
bulunduğum bir yerde lanetleştiler. Lanetleşme sonrası Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) onları ayırdı.
[Sahih]
21687 (1)'de tekrar
edecektir.
18301 (6)- Sehl b. Sa'd
bildiriyor: Uveymir el-Aclani, Asım b. Adiy elEnsari'ye geldi ve: "Ey
Asım! Adamın biri karısının yanında başka bir adam görse ve onu öldürse buna karşı
adam öldürülür mü? Veya bu durumda bu adam ne yapmalı? Bunu benim için
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e sorsana" dedi. Asım bunu Nebi'e
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) sorduğunda Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bunu hoş görmedi ve bu tür soruları kınadı. Bu durum da Asım'ın zoruna
gitti. Asım evine dönünce Uveymir yanına geldi ve: "Ey Asım! Resulullah ne
dedi?" diye sordu. Asım: "Bana hayır getirmedin, zira Resulullah
kendisine sorduğum soruyu hoş karşılamadı" diye cevap verdi. Uveymir de:
"Vallahi Allah Resulü'ne bunu mutlaka soracağım" dedi.
sonrasında Uveymir,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gitti ve:
"Adamın biri
karısının yanında başka bir adam görse ve onu öldürse buna karşı adam öldürülür
mü? Veya bu durumda bu adam ne yapmalı?" diye sordu. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah senin ve karın hakkında ayetler indirdi.
Gidip karını getir'' buyurdu. Benim de bulunduğum bir ortamda Uveymir ile
karısı lanetleştiler. Lanetleşme bittikten sonra Uveymir: "Ey Allah'ın
Resulü! Eğer ben onu yanımda tutacaksam o zaman onun hakkında yalan söylemiş
olacağım" dedi ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söylemeden
kendisi karısını boşadı.
[Sahih]
18302 (7)- Sehl b. Sa'd
es-Saidi, Asım b. Adiy'den bildiriyor: Ona Aclan oğullarından bir adam geldi
ve: "Ey Asım! Adamın biri karısının yanında başka bir adam görse ve onu
öldürse buna karşı adam öldürülür mü? Veya bu durumda bu adam ne yapmalı? Bunu
benim için Resulullah'a sorsana" dedi. Asım bunu Nebi'e sorduğunda Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu hoş görmedi ve bu tür soruları
kınadı. Bu durum da Asım'ın zoruna gitti ... " Sonrasında ravi bir önceki
hadisin aynısını aktarıp sonunda şöyle dedi: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) söylemeden kendisi karısını boşadı. Lanetleşme sonrası bu şekilde
adamın karısını boşaması da sünnet oldu."
[Sahih]
18303 (8)- Sehl b. Sa'd
bildiriyor: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu yönde soruların
sorulmasını hoş görmemiş ve soranları kınamıştır."
[Sahih]
18304 (9)- Sehl b. Sa'd
es-Saidi der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu yönde
soruların sorulmasını hoş görmemiş ve soranları kınamıştır."
[Sahih]
5. Ebu Hureyre
18305- Ebu Hureyre bildiriyor: Sa'd b. Ubade: "Ey Allah'ın Resulü!
Karımı yabancı bir adamla yakalasam dört şahit getirinceye kadar onlara
dokunmayayım mı?" diye sorunca, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''Evet!'' karşılığını verdi.
[Sahih]
Diğer tahric: Müslim,
lian 2/1135 (1498) ve Ebu Davud, diyat 4/181 (4533) rivayet ettiler.
6. Enes b. Malik
18306- Enes b. Malik bildiriyor: Hilal b. ümeyye karısının Şerik b.
Sehma ile zina ettiğini söyleyince (lanetleşme sonrası) Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Doğacak çocuğu bekleyin. Şayet çocuk kıvırcık saçlı; sürme
gözlü, ince bacaklı olursa Şerik b. Sehma'dan demektir. Ancak beyaz tenli,
bozuk gözlü ve düz saçlı olarak doğarsa Hilal b. Umeyye'dendir'' buyurdu.
Sonrasında kadın kıvırcık saçlı, sürme gözlü ve ince bacaklı bir çocuk doğurdu.
[Sahih]
Diğer tahric: Müslim,
lian 2/1130 (1493), Tirmizi, talak 3/497 (1202) ve Nesai, talak (6/175) rivayet
ettiler.