MÜSNED-İ HANBEL |
ÖLDÜRME, YARALAMA VE DİYETLER |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
27- KlSAS / Bir Yakını
Kasıtlı Olarak Öldürülen Kişinin iki Şeyden Birini Tercih Etmek Serbestliği
1. Abdullah b. Amr
17029 (1) Amr b. Şuayb'ın, babasından, onun da dedesinden bildirdiğine
göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: ''Kim
kasıtlı olarak birini öldürürse, bu kimse maktulün velilerine verilir. Onlar
dilerse katili öldürürı dilerse de diyeti alır. Diyet ise dört yaşına girmiş
otuz dişi deve, beş yaşına girmiş otuz dişi deve ve kırk hamile devedir. Bu,
kasıtlı öldürmenin diyetidir. Maktulün velileri ile ne anlaşma yapılırsa bu
meblağ onların hakkıdır. Bu, diyetin ağırlaştırılmış halidir.''
[Hasen]
Diğer tahric: Tirmizi
(1387) ve İbn Mace (2626) rivayet ettiler.
17095 (2)' de tekrar
edecektir.
2. Ebu Şureyh
el-Huza'i
17030 (1) Ebu Şureyh el-Huza'i der
ki: Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu -Yezid'in rivayetinde
ise: "buyurduğunu işittim"-: ''Yakını öldürülen kişi veya yaralanan
kimse, üç şıktan birini tercih etmekte serbesttir. Ya kısas uyguları ya diyeti
alır ya da affeder. Eğer dördüncü bir şık isterse onu engelleyin. Eğer
bunlardan (öldürmek dışındaki iki şıktan) birini kabul eder ve sonra öldürürse
artık ona, içinde ebedi olarak bırakılacağı Cehennem vardır.''
[Zayıf]
Diğer tahric: Ebu Davud,
diyat 4/169 (4496), İbn Mace 2/876 (2623) ve Darimi 2/247 (2351) rivayet
ettiler.
17031 (2)- Ebu Said el-Makburi
anlatıyor: Amr b. Said ordusunu Mekke'ye İbnu'z-Zübeyr ile savaşmaya gönderdiği
zaman Ebu Şureyh yanına gelip onunla konuştu ve Resulullah'tan (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) işitmiş olduğu hadisi haber verdi. Sonra Amr b. Said'in
kavminin yanına gidip oturdu. Ben de gidip yanında oturdum. O, kavme
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işitmiş olduğu hadisi Amr b.
Said'e anlattığı gibi anlattı. Sonra Amr
b.Said'in (bu konuda)
kendisine ne dediğini söyledi ve şöyle devam etti:
Bu olay Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Mekke'yi fethettiği ve bizim kendisiyle birlikte
olduğumuz bir zamanda gerçekleşti. Fethin ertesi günü Huzaalılar, Huzeyl'e
mensup müşrik birini öldürdü. Bunun üzerine Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) kalkıp bize şöyle bir hutbe verdi: ''Ey insanlar! Şüphesiz ki Allah,
gökleri ve yeri yarattığı günden beri Mekke'yi haram kılmıştır. Kıyamet gününe
kadar da haram olarak kalacaktır. Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir kişi
için orada kan dökmek veya bir ağacı kesmek helal olmaz. Benden önce hiç
kimseye helal olmadığı gibi benden sonra gelen hiç kimseye de helal
olmayacaktır. Benim için de sadece işte bu saat helal kılındı. Bu da
Mekkelilere bir gazap olarak böyle oldu. Bilmiş olun ki dün gibi eski haramlığı
tekrar yerine gelmiştir. Sizden burada hazır bulunan kişi, hazır bulunmayana
bunu tebliğ etsin. Size: ''Allah'ın Resulü orada savaşmıştır'' diyen kimselere:
''Şüphesiz Allah orayı Resulü için helal kılmıştır. Sizin için ise helal
kılmamıştır'' deyin. Ey Huzaalılar topluluğu! Artık öldürmeyin. Çok zaman da bu
(öldürme) olmaktadır. Eğer birini öldürürseniz diyeti ödersiniz. Şu bulunduğum
andan itibaren kim öldürülürse, öldürülenin ailesi için şu iki şeyden birini
tercih etme hakkı vardır. Ya öldürenin kısas olarak öldürülmesini ya da
öldürülenin diyetini ister. '' Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
Buzaalıların öldürdüğü adamın diyetini ödedi.
Bunun üzerine Amr b.
Said, Ebu Şureyh'e şöyle dedi: "Şöyle çekil ey yaşlı! Biz onun haramlığını
senden daha iyi biliriz. Orası, kan döken kişiyi, itaat etmeyip asi geleni ve
cizyeye engel olanı öldürmeye mani değildir" dedi. Bunun üzerine Ebu
Şureyh şu karşılığı verdi: "Ben orada hazır idim. Sen ise gaib idin. Ben
de sana Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in, bizden hazır bulunan
kişinin hazır bulunmayana tebliğ etmemizi emrettiği gibi sana tebliğ ettim.
Artık sen bilirsin."
Ebu Abdillah:
"Babamın kitabında bunu kendi el yazısı ile böyle buldum" dedi.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(104, 1832,4295), Müslim (3283), Ebu Davud (4504), Tirmizi (809, 1406) ve Nesai
(5/205) rivayet ettiler.
17032 (3)- Sa'd b. Bekr
oğullarından olan Müslim b. Yezid, Ebu Şureyh ve Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in ashabndan olan Ka'bi'den şöyle işittiğini bildiriyor: Hz. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Mekke'nin fetih gününde bize Bekr oğulları ile
savaşmamıza izin verdi. Hatta onlardan öcümüzü almak için aradığımız adamı
Mekke'de ele geçirdik. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
kılıçların indirilmesini emretti. Bizden bir grup sabah vakti harem bölgesinde
Huzeyl kabilesinden bir adamla karşılaştı ve onu öldürdü. Bu kişi Müslüman
olmak için Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelmekteydi. Aynı zamanda
bu kişi Cahiliye döneminde kendilerine ok atmış biri idi. Bu sebeple onun
peşinde idiler. Hz. Nebi'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidip iman etmesine
engel oldular. Bu durum Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e ulaşınca çok
öfkelendi. Vallahi daha önce böylesine öfkelendiğini asla görmemiştim. Bunun
üzerine bizi bağışlaması için Ebu Bekr, Ömer ve Ali'nin yanına gittik. Helak
edilmiş olmaktan korkmuştuk. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz
kıldıktan sonra kalkıp kendisine yakışır bir şekilde Allah'a hamdü sena etti ve
şöyle buyurdu: ''Derim ki! Şüphesiz ki Allah, Mekke'yi haram kıldı, insanlar
haram kılmadı. Bana da ancak gündüzden bir saat (bir süre) helal kıldı.
Şüphesiz ki Allah katında taşkınlık (azgınlık) bakımından insanların en ileri
gelenleri üçtür. Bunlar Harem'de adam öldürenı (birinin) katilinden başkasını
öldüren ve cahiliye döneminden kalan kan davasını güden kimselerdir. Vallahi
öldürmüş olduğunuz adamın diyetini ödeyeceğim.'' Sonra Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) adamın diyetini ödedi.
Diğer tahric:
Abdurrezzak (9188) rivayet etti.
25424 (1)'de tekrar
edecektir.
17033 (4)- Ebu Şureyh
el-Huza'i bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Şüphesiz ki Allah katında taşkınlık (azgınlık) bakımından insanların en
ileri geleni, katilinden başkasını öldüren veya İslam döneminde Cahiliye
döneminden kalan kan davasını güden veya uykuda gözlerine gerçekte görmediği
bir şeyi gördüren (görmediği bir rüyayı görmüş gibi anlatan) kimsedir.''
[Sahih]
Diğer tahric: Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir'de
(22/498) ve Hakim (4/349) rivayet ettiler.
19850 (1)'de tekrar
edecektir.
17034 (5)- Ebu Şureyh
el- Ka'bi der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Mekke'nin fetih
gününde şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki Allah, Mekke'yi haram kıldı, insanlar
haram kılmadı. Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse artık orada kan
akltmasını ağaç kesmesin. Eğer bir kimse: ''Orası, Allah Resulü’ne helal
kılındı'' derse, şüphesiz ki Allah onu sadece bana helal kıldı. (Bütün)
insanlara helal kılmadı. Bu saatten sonra da kıyamet gününe kadar haramdır. Siz
Huztilalılar topluluğu bu kişiyi öldürdünüz. Ben de onun diyetini ödeyeceğim.
Bu dediklerimden sonra biri öldürülürse, öldürülen kimsenin ailesinin iki
şeyden birini tercih etme hakkı vardır. Ya (kısas yapıp) öldürürı ya da diyeti
alır.''
[Sahih]
17035 (6)- Said b. Ebi
Said bildiriyor: Amr b. Said ordusunu Mekke'ye gönderdiği zaman Ebu Şureyh
kendisine şöyle dedi: "Ey komutan! Bana izin ver de sana, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in, Mekke fethinin ertesi gününde yapmış olduğu
bir konuşmayı anlatayım. Zira o konuşmayı yaparken kulaklanın onu duydu, kalbim
onu ezberledi ve gözlerim onu gördü. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem), Allah'a hamdü sena ettikten sonra şöyle buyurdu: ''Allah, Mekke'yi
haram kıldı, insanlar haram kılmadı. Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse,
artık orada kan akltmasını ağaç kesmesin. Eğer bir kimse: ''Orası, Allah
Resulü'ne helal kılındı'' derse, ona: ''Şüphesiz ki Allah onu sadece Resulüne
helal kıldı. Size helal kılmadı'' deyin. Bana da ancak gündüzden bir saat (bir
süre) kadar izin verdi. Bilmiş olun ki dün gibi eski haramlığı tekrar yerine
gelmiştir. Sizden burada hazır bulunan kişi, hazır bulunmayana bunu tebliğ
etsin.'''' Ebu Şureyh'e: "Amr (bu konuda) sana ne dedi?" denilince,
Ebu Şureyh şu karşılığı verdi: "O bana: ''Ey Ebu Şureyh! Ben bu işi senden
daha iyi bilirim. Orası, isyancıyı, birini öldürüp kaçanı ve cizye ödemeden
oraya sığınanı korumaz'' dedi." -Haccac rivayetinde: "Cizye ödemeden
oraya sığınanı korumaz"; İshak rivayetinde ise: "Cizye vermeye engel
olam (korumaz)" ibaresi geçmiştir-.
[Sahih]
3. Abdullah b. Amr
17036 (1) Amr b. Şuayb'ın, babasından, onun da dedesinden bildirdiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz
ki Allah katında taşkınlık (azgınlık) bakımından insanların en ileri geleni,
haram bölgede birini öldüren veya (birinin) katilinden başkasını öldüren veya
İslam döneminde Cahiliye döneminden kalan kan davasını güdüp öldürendir.''
[Sahih]
Diğer tahric: Ebu Davud
(2274),3547), Tirmizi (1390,1585) ve Nesai (6/278) rivayet ettiler.
4. Cabir b. AbdilIah
17037 (1) Cabir b. Abdullah bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): ''Diyeti aldıktan sonra öldüren kişiyi (asla) affetmem'' buyurdu.
[Zayıf]
Diğer tahric: Tayalisi 243 (1763) ve Ebu Davud 4/173 (4507)
rivayet ettiler.