MÜSNED-İ HANBEL |
İSİMLER VE KÜNYELER |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
DEVAM: 5- Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Taktiğı Lakap ve Künyeler
4. Ammar b. Yasir
12747 (1) Ammar b. Yasir der ki: Zatu'l-Uşeyre gazvesinde Hz. Ali ile yoldaştık.
Daha sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oraya gelip konakladığında
Mudlic oğullarından bir topluluğun, hurmalıkları içinde olan bir su kaynağında
çalıştıklarını gördük. Ali bana: "Ey Ebu'l-Yakzan! Onların yanına gidip
nasıl çalıştıklarına bakalım mı?" deyince birlikte yanlarına gittik. Bir
süre onların çalışmalarını izledikten sonra uyku bastırdı. Bunun üzerine
Ali'yle hurma ağaçlarının sık olduğu bir yere gidip toprak üzerinde uzanıp
uyuduk. Vallahi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ayağıyla bizi
dürtmesiyle kendimize geldik. Toprak üzerinde uyuduğumuz için de üzerimiz toz
toprak olmuştu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işte o günü üzerindeki
topraktan dolayı Ali'ye: ''Ey Ebu Turab'' dedi.
Sonra bize: ''İnsanlar
içinde en bedbaht olan iki kişinin kim olduğunu size söyleyeyim mi?'' diye
sorunca: "Ey Allah'ın Resulü! Tabi ki söyle" dedik. Bunun üzerine
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bunlardan biri Semud kavminden
(Salih peygambere ait olan) deveyi boğazlayan Uhaymirldir. Ey Ali! Diğeri de
şurana (başına) vurup da şuranı (sakallarını kana) bulayacak olan kişidir''
buyurdu.
[Hasen]
Heysemi (14775) der ki:
"Ahmed ve Taberani rivayet etti. Bezzar da muhtasar bir şekilde rivayet
etti. Hepsinin ravileri güvenilirdir. Sadece tabiinden olan kişi Ammar'ı
dinlememiştir."
27617 (l)'de tekrar
edecektir.
12748 (2)- Ammar b.
Yasir der ki: "Uşeyre gazvesinde Ali b. Ebi Talib ile yoldaştık. Mudlic
oğullarından hurmalıkları içinde çalışan bir toplulukla karşılaştık ... "
Sonrasında ravi bir öncekinin aynısını aktarır.
[Hasen]
5. Suheyb b. Sinan
12749 (1) Zeyd b. Eslem bildiriyor: Ömer b. el-Hattab, Suheyb'e:
"Üç şey sende olmasaydı iyi biri olurdun" deyince, Suheyb:
"Bunlar nedir? Zira bizi kınadığım hiç görmemiştik" dedi. Ömer şöyle
dedi: "Birincisi çocuğun olmadığı halde ''Ebu Yahya'' künyesiyle
çağrılıyorsun. İkincisi, dilinde pelteklik olmasından dolayı Nemir b. Kasit
oğullarına nisbet ediliyorsun. Üçüncüsü de elinde hiç mal tutmuyorsun." Suheyb
de bunlara şöyle karşılık verdi: "Ebu Yahya künyesiyle çağrıImam
konusunda, bu künyeyi bana veren bizzat Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) idi. Bundan dolayı ölene kadar bu künyeyi bırakmam. Nemir b. Kasit
oğullarına nisbet edilmeme gelince, evet ben onlardan biriyim. Ama
Ubulle'deyken bana bir sütanne tutulmuştu. Dilimdeki pelteklik buradandu.
Elimde hiç mal tutmama konusunda gelince ise malımı sadece hakedilen yerlere
infak ettiğimi görmüyor musun?"
[Sahih]
Diğer tahric: İbn Mace,
edeb 2/1231 (3738) ve Taberani, M. el-Kebir'de 8/37 (7297) rivayet ettiler.
12750 (2)- Hamza b.
Suheyb bildiriyor: (Ömer böyle deyince) babam Suheyb ona şu karşılığı verdi:
"çocuğum olmamasına rağmen künyemin olması konusunda, ''Ebu Yahya''
künyesini bana bizzat Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) koydu. Çok yemek
yedirdiğim konusunda gelince ise Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in:
''En hayırlınız başkalarına yemek ikrammda bulunandır'' buyurduğunu
işittim."
[Hasen]
6. Hz. Aişe (r.anha)
12751 (1) Hişam, babasından bildiriyor: Hz. Aişe: "Ey Allah'ın
Resulü! Bütün eşlerinin künyesi varken benim yok" deyince, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Senin de künyen Ümmü Abdillah olsun'' buyurdu.
Bundan dolayı çocuğu olmamasına rağmen vefat edene kadar Ümmü Abdullah künyesi
ile anıldı.
[Sahih]
Diğer tahric.
Abdurrezzak (19858) ve Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir'de (23/35) rivayet etti.
12752 (2)- Hişam,
babasından bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Aişe'ye: ''Sen
neden künye kullanmıyorsun?'' diye sorunca, Aişe: "Kiminle künyeleneyim
ki?" dedi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem), İbnu'z-Zübeyr'i kastederek:
''Oğlun (yeğenin) Abdullah ile künyelen'' buyurdu. Bundan dolayı Aişe, Ümmü
Abdullah künyesiyle anılırdı.
[Sahih]
12753 (3)- Hz. Aişe der
ki: "Ey Allah'ın Resulü! Benden başka diğer tüm eşlerinin künyesi
var" dediğimde, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Senin de
künyen Ümmü Abdillah olsun '' buyurdu.
[Zayıf]
12754 (4)- Hz. Aişe der
ki: "Ey Allah'ın Resulü! Benden başka diğer tüm eşlerinin künyesi
var" dediğimde, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Senin de
künyen Ümmü Abdillah olsun '' buyurdu.
[Zayıf]
12755 (5)- Hz. Aişe der
ki: "Ey Allah'ın Resulü! Benden başka diğer tüm eşlerinin künyesi
var" dediğimde, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Oğlun
(yeğenin) Abdullah ile (Ümmü Abdillah olarak) künyelen'' buyurdu.
[-Sahih-]
Diğer tahric: Buhari,
el-Edebu'l-Müfred'de (851), Ebu Davud, edeb 4/293 (4970) ve İbn Mace, edeb
2/1231 (3739) rivayet ettiler.
12756 (6)- Hişam b.
Urve, babasından bildiriyor: Hz. Aişe: "Ey Allah'ın Resulü! Benden başka
diğer tüm eşlerinin künyesi var" deyince, Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''Sen de oğlun (yeğenin) Abdullah b. ez-Zübeyr ile künyelen'' buyurdu.
Bundan dolayıdır ki Aişe vefat edene kadar Ümmü Abdillah künyesi ile anılırdı.
[-Sahih-]
7. Ebu Cebire'nin
Amcaları
12757 (1) Ebu Cebire b. ed-Dahhak el-Ensari, amcalarından bildiriyor:
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize (Medine'ye) geldiği zaman bizlerden
herkesin bir veya iki lakabı bulunuyordu. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
birine lakabıyla seslendiği zaman: "Ey Allah'ın Resulü! Adam bu isimle
çağrılmasından hoşlanmıyor" denilirdi. Bunun üzerine: "Birbirinizi kötü
lakaplarla çağırmayın"[Hucurat 11] ayeti nazil oldu.
[-Sahih-]
Diğer tahric: Ebu Davud,
edeb 4/29 (4962), Tirmizi, tefsır 5/388 (3268, "hasen sahih") ve İbn
Mace, edeb 2/1231 (3741) rivayet ettiler.
21841 (1)'de tekrar
edecektir.
12758 (2)- Ebu Cebire b.
ed-Dahhak der ki: "Birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın,,[Hucurat 11]
ayeti, biz Seleme oğulları hakkında nazil oldu. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) Medine'ye yanımıza geldiği zaman bizlerden herkesin iki veya üç ismi
bulunuyordu. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birine ismiyle seslendiği
zaman: "Ey Allah'ın Resulü! Adam bu isimle çağrılınca kızıyor"
denilirdi. Bunun üzerine: "Birbirinizi kötü lakaplarla
çağırmayın"[Hucurat 11] ayeti nazil oldu.
[-Sahih-]