MÜSNED-İ HANBEL

ZEKAT

 

DEVAM: 34- Sadaka Vermenin Fazileti

 

Adiy bin Hatim

 

9589 (12) Adiy b. Hatim der ki: Ben Akrab denilen yerdeyken, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in süvarileri (veya elçileri) halamı ve birçok kimseyi tutsak edip götürdüler. Atlılar Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına ulaşınca tutsakları sıraya dizdiler. Halamın anlattığına göre kendisi: "Ey Allah'ın Resulü! Elçi uzakta kaldı. Çocuklardan da uzak kaldını. Ben de yaşlı bir kadınım. Herhangi bir hizmeti yapamam. Bana bir iyilikte bulun ki, Allah da sana iyilikte bulunsun" dedi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Senin elçin kimdir?'' diye sorunca halam: "Adiy b. Hatim'dir" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Şu, Allah ve Resulünden kaçan Adiy mi?'' diye sordu. Halam der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana bir iyilikte bulundu (azad etti). Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dönünce yanında bir adam vardı (Bu adamın Ali olduğunu sanıyorum) Adam: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den bir binek iste" deyince, halam Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den bir binek istedi; Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) halama bir binek verilmesini emretti. Geldiğimde halam bana: "Ey Adiyy! Öyle bir iş yaptın ki, baban onu yapmazdı. Ondan birşeyler umarak veya ondan korkarak da olsa onun yanına git! Zira filan Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına geldi; onun ikramına mazhar oldu. Falan kişi de gelince ona da ikramda bulundu" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gittim. Vardığımda yanında bir kadın ve çocuklar (veya çocuk) bulunuyordu. Onların Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e yakınlığından söz eden Adiy şunları ekledi: "Anladım ki o, ne Kisra'dır, ne de kayser'dir." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu görünce ''Ey Adiy b. Hatim! Seni ürküten ve firar ettiren nedir? Yoksa La ilahe illallah demek mi senin firar etmene sebep oldu? Allah'tan başka bir ilah mı vardır? Yoksa seni firar ettiren Allahu Ekber (sözü) müdür? Allah'tan Yüce kimse mi vardır?'' diye seslendi, Ben Müslüman olunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yüzü gülüp: ''Şüphesiz ki, Yahudiler gazaba uğrayanlardır, Hıristiyanlar da sapıtanlardır'' buyurdu,

Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e sordular, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Allah'a hamdü sena ettikten sonra: ''Ey insanlar! Şunu biliniz ki, malınızdan arta kalanından infak etmek hakkmızdır! Bir adam bir Sal ve bir sa,m birazını, bir avuç ve bir avucun bir kısmmı infak etti. '' -Şu'be der ki: bildiğim kadarıyla şöyle buyurmuştur:- bir hurma, bir hurmanın yarısını infak etti. Biriniz (Kıyamet gününde) Aliah’ın huzuruna girince Allah: ''Seni işitir ve görür kılmadım mı? Seni mal ve çocuk sahibi kılmadım mı? Salih amel olarak ne yaptm?'' der. Bunun üzerine kişi önüne bakarı arkasına bakarı sağına ve soluna bakari ancak bir şey bulamaz. Ateşten korunacak bir şeyi bulunmadığmdan dolayı yüzüyle ateşten korunmaya çalışır, (O halde) yarım hurmayla da olsa Cehennemden korununuz. Onu da bulamazsanız birine yumuşak bir söz söyleyin. Ben sizin için fakirlikten korkmuyorum. Şüphesiz ki Allah size yardım edecek ve çokça rızık verecektir. Veya sizin birçok yeri fethetmenizi nasib edecektir. Öyle ki, bir kadın Hire ile Yesrib -veya daha uzak bir mesafe- arasında hırsızlıktan korkmadan yolculuk yapacaktır''

Muhammed b. Cafer der ki: Şu'be bu hadisi bana defalarca rivayet etti ve bunu kendisine ben de okudum.

 

Heysemi (10352) der ki: "Hadisi Ahmed ve Taberani rivayet etmiş olup ravileri, güvenilir ravi olan Abbad b. Hubeyş dışında Sahih'in ravileridir." İbn Hibban (6246) rivayet etti.

25421 (8)'de tekrar edecektir.

 

 

 

5- Hz. Aişe (r.anha)

 

9590 (1) Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Yarım hurmayla da olsa Cehennem ateşinden kendinizi koruyun'' buyurdu.

 

[-Sahih-]

 

 

 

9591 (2)- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Ey Aişe! Yarım hurmayla da olsa Cehennem ateşinden kendini koru. Çünkü O, toku doyurduğu kadar aç'ı da doyurur. ''

 

[-Sahih-]

 

 

SONRAKİ