MÜSNED-İ HANBEL |
TEVHİD |
DEVAM: 4- Allah'ın
Yüceliği, Büyüklüğü, Kudreti ve Mahlukatın O'na Muhtaç Olması
DEVAM: 4- Ebu Zer’
(radiyallahu anh)
48 (3) Ebu Zer'in Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den
bildirdiğine göre: Allah şöyle buyurur: ''Zulmü kendime haram kıldığım gibi
kullarıma da haram kıldım. Bundan dolayı birbirinize zulmetmeyin. Her Adem oğlu
gece gündüz günah işler. Ancak benden bağışlama dilediği zaman yaptığına
aldırmadan onu bağışlarım.
Doğru yolu gösterdiklerim
hariç hepiniz dalaletteydiniz. Giydirdiklerim hariç hepiniz çıplaktınız.
Doyurduklarım hariç hepiniz açtınız. İçirdiklerim hariç hepiniz susuzdunuz.
Benden hidayeti isteyin ki sizleri doğru yola erdireyim. Benden giysi isteyin
ki sizi giydireyim. Benden yiyecek isteyin ki size yedireyim. Benden içecek
isteyin ki sizleri içireyim.
Ey kullarım, Şayet
gelmişiniz geçmişiniz, insanınız cinleriniz, küçüğünüz büyüğünüz, erkeğiniz
kadınınız,
(Abdussamed'in
rivayetinde) yaşlınız çocuğunuz içinizden en takvalı kişi gibi olsalar yine de
mülkümde bir şey arttıramazlardı. Şayet gelmişiniz geçmişiniz, insanınız
cinleriniz, küçüğünüz büyüğünüz, erkeğiniz kadınınız içinizden en kafir kişi
gibi olsalar mülkümden ancak bir iğnenin deniz suyundan eksilttiği kadarını
eksiltebilirlerdi.'' [Sahih]
Diğer tahric: Müslim
(2577)
49 (4) Ebu Zer'in bildirdiğine göre Resulullah (sallallahu aleyhi
ve sellem) şöyle buyurmuştur: ''Allah buyurur ki: Ey kullarım; Günahtan uzak
tuttuklarım hariç hepiniz günahkarsınız. Benden bağışlanma dileyiniz ki sizleri
bağışlayayım. Benim bağışlama kudretimin olduğunu bilip de bağışlanma dileyen
kişiyi günahlarının ne olduğuna bakmadan bağışlarım. Doğru yolu gösterdiklerim
hariç hepiniz dalalettesiniz. Benden hidayeti isteyin ki sizleri doğru yola
erdireyim. İhtiyaçlarını giderdiklerim hariç hepiniz muhtaçsınız.
İhtiyaçlarınızı benden isteyin ki, sizlere rızıklar vereyim. Şayet diriniz
ölünüz, gelmişiniz geçmişiniz, yaşınız kurunuz, kullarım içinden en takvalı
kişi gibi olsalar yine de mülkümde bir sinek kanadı kadarını dahi
arttıramazlardı. Şayet diriniz ölünüz, gelmişiniz geçmişiniz, yaşınız kurunuz
bir araya gelip bunlardan her bir kişi tüm isteklerini benden dilese her birine
istediğini verir ve mülkümden bir şey eksilmezdi. Birinizin deniz kenarından
geçerken bir iğneyi denize sokup çıkarması halinde deniz suyundan ne kadar
eksiltebiliyorsa bunların da istekleri mülkümden ancak bu kadarını
eksiltebilirdi. Çünkü ben eli açık, istediğini elde eden ve cömert biriyim.
Dilediğimi yapabilirim. İhsanım da azabım da bir söze bağlıdır. Bir şeyin
olmasını dilediğim zaman ''Ol'' derim, oluverir.''[Hasen]