musannef Abdurrezzak |
KİTABU’L-CAMİ Ma’mer
b. Raşid el-Ezdi |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Kader
20063- ibnu'I-Müseyyeb
bildiriyor: Ömer b. el-Hattab: "Ya Resulallah!
Neden am el ediyoruz? Bize
yazılıp takdir edilmiş bir şey için mi, yoksa amellerimiz sayesinde
kazanacağımız bir şey için mi?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Yazılıp takdir edilmiş bir şey için" karşılığını verdi.
Hz. Ömer: "Takdir edilmişse o zaman ne diye amel ediyoruz?" diye
sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Herşeye ancak kendi
ameliyle ulaşılır" buyurdu. Bunun üzerine Hz. Ömer: "O zaman
elimizden geldiği kadarıyla amellerimizi yaparız" dedi.
Tahric: Tirmizi (3/196),
Salim kanalıyla babasından başka bir lafızla rivayet etti.
20064- İbn Tavus,
babasından (Tavus'tan) bildirir: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Ya Resulallah! Ne diye amel ediyoruz? Amellerimizle kazanacağımız bir şey
için mi, yoksa bize yazılıp takdir edilmiş bir şey için mi?" diye
sorulunca: "Yazılıp takdir edilmiş bir şey için" karşılığını verdi.
"Takdir edilmişse o zaman ne diye amel ediyoruz?" diye sorulunca,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişiye takdir edilen şeyin yolu
bu şekilde kolaylaştırılır" karşılığını verdi. Bunun üzerine: "Şimdi
elimizden geleni artık yaparız" buyurdu
20065- Humeyd b.
Abdirrahman, ilk Muhacirlerden olan annesi Ümmü Gülsüm binti Ukbe'den bildirir:
Bir defasında Abdurrahman b. Avf kendinden geçip bayıldı. Biz onun öldüğünü
düşündük. Bundan dolayı Mescid'e çıktım ve emredildiği gibi bu musibet
karşısında sabır ve namazla Allah'tan yardım dilemeye koyuldum. Abdurrahman
kendine gelince: "Ben bayıldım mı?" diye sordu. Biz: "Evet,
bayıldın" karşılığını verdik. Abdurrahman şöyle dedi:
"Doğru
söylüyorsunuz. Kendimden geçtiğimde yanıma iki melek geldi ve: ''Aziz ve Emin
olan (Allah)ın huzurunda hesabı vermek ister misin?'' dediler. Başka bir melek
ise: ''Onu geri götürün! Zira bu kişi henüz annesinin karnındayken said olması
takdir edilen kişilerden biridir. Yüce Allah da onu çocuklarının içinde bir
süre daha yaşatacak'' karşılığını verdi." Bu olaydan sonra Abdurrahman bir
ay daha yaşadı ve vefat etti.
20066- İbn Hubeyre'nin bildirdiğine
göre İbn Ömer şöyle demiştir: Allah bir canı yarattığı zaman rahimlerden
sorumlu olan melek: "Rabbim! Erkek mi, kız mı olacak?" diye sorar.
Allah da ne olması gerektiğini takdir eder. Melek: "Rabbim! Cehennemlik mi
yoksa cennetlik mi olacak?" diye sorunca, Yüce Allah bu konudaki takdirini
de meleğe bildirir.
20067- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Hz. Adem ile Musa, münakaşa ettiler. Musa: ''Soyunu cehenneme sokan kişi
sensin!'' deyince, Adem: "Ey Musa! Sen ki, Yüce Allah'ın, risaletini ve
sözlerini bildirmek Üzere seçtiği ve Tevrat'ı verdiği birisin. Tevrafta (benim
henüz yaratılmadan önce) yeryüzüne indirileceğimin yazılı olduğunu görmedin
mi?'' diye sordu. Hz. Musa: ''Evet. gördüm'' karşılığmı verdi. Bu şekilde Adem,
Musa'yı yenmiş oldu. ''
Tahric: Buhari (6/121);
Müslim 2652 (15), Ebu Seleme kanalıyla ve Tirmizi (3/196) rivayet ettiler.
20068- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Hz. Adem ile Musa, münakaşa ettiler. Hz. Musa: ''İnsanları azdıran,
cennetten çıkıp yeryüzüne inmelerine sebep olan sensin!'' deyince, Adem: ''Ey
Musa! Yüce Allah'm, her şeyin bilgisini verdiği ve risaleti için insanlar
içinden seçtiği kişi sen değil misin?'' sorusunu sordu. Hz. Musa: ''Evet!''
karşılığını verdi. Bunun üzerine Adem: ''Öyleyken henüz ben yaratılmadan yapmam
takdir edilen bir şeyden dolayı beni neden kınıyorsun?'' dedi ve bu şekilde
Musa'yı (tartışmada) yenmiş oldu.''
Tahric: Müslim 2652 (15)
rivayet etti.
20069- Başka bir kanalla
Ebu Hureyre'den aynısı rivayet edilmiştir.
Tahric: Buhari (6/120)
ve Müslim 2652 (15), Muhammed b. Sirin kanalıyla rivayet ettiler.
20070- Zühri ile Tavus
der ki: isa b. Meryem (aleyhisselam), iblis'le karşılaştı.
Hz. isa: "Sana
takdir edilen dışında başına bir şey gelmeyeceğini öğrenemedin mi?"
deyince, iblis: "O zaman şu dağın tepesine çık ve oradan kendini aşağıya
at. Sonra hayatta kalıp kalmayacağına bak" karşılığını verdi.
Tavus bundan sonrasına
şöyle devam eder: "Bunun üzerine Hz. isa:
"Allah'ın: ''Kulum
beni denemeye kalkmasın! Ben dilediğimi yaparım'' buyurduğunu bilmiyor
musun?" dedi.
Zühri ise sonrasını
şöyle rivayet eder: Bunun üzerine Hz. isa: "Kul Rabbini deneyemez, ancak Yüce
Allah kulunu dener" karşılığını verdi ve bu şekilde iblis'e üstün geldi.
20071- Zühri der ki:
Bana ulaşana göre Makam-ı ibrahim'de üç sahife buldular. Her sahifede de bir
yazı vardı. Birinci sahifede: "Ben, Bekke (Mekke)'nin sahibi olan
Allah'ım. Onu, Güneş'i yarattığım gün yaratıp masum yedi melekle kuşatarak
ahalisine eti ve sütü bereketli kıldım" yazılıdır. ikinci sahifede:
"Ben, Bekke (Mekke)'nin sahibi olan Allah'ım. Rahmi (akrabalık bağlarını)
yarattım ve ona kendi ismimden (Rahim) bir isim türettim. Her kim akrabalık
bağını korursa ben de yanında olur, bu bağı koparanla da ilişkimi tümden
keserim" yazılıdır. Üçüncü sahifede: "Ben, Bekke (Mekke)'nin sahibi
olan Allah'ım. Hayrı da, şerri de ben yarattım. Hep hayır işleyen kişiye ne mutlu.
Hep şer işleyen kişinin de vay haline" yazılıydı.
20072- Yahya b. Ya'mur
der ki: İbn Ömer'e: "Yanımızda bir topluluk hayrın ve şerrin kaderle
takdir edildiğini söylerken başka bir topluluk hayır ve şerrin kaderle takdir
edilmediğini söylemekte" dediğimde, bana:
"Döndüğün zaman
benim onlardan, onların da benden beri olduğunu söyle" karşılığını
verdi.
Tahric: Müslim (1/27),
Abdullah b. Bureyde kanalıyla rivayet etti.
20073- İbn Tavus,
babasından (Tavus'tan) bildirir: Adamın biri İbn Abbas'a: "Bazıları hayrın
ve şerrin kaderle takdir edildiğini söylüyorlar" deyince, İbn Abbas:
"Bizimle Kaderciler arasında hakem olarak:
"Putperestler
diyecekler ki: ''Allah dileseydi ne biz ortak koşardık, ne de atalarımız.
Hiçbir şeyi de haram kılmazdık.'' Onlardan öncekiler de aynı şekilde
(peygamberleri) yalanladılar ve sonunda azabımızı tattılar. De ki: ''Yanınızda
bize açıklayacağınız bir bilgi var mı? Siz zandan başka bir şeye uymuyorsunuz
ve siz sadece yalan söylüyorsunuz. De ki: Kesin delil, ancak Allah'ındır. Allah
dileseydi elbette hepinizi doğru yola iletirdi"[En'am, 148, 149] buyruğu
vardır" cevabını verdi.
20074- Ali b. Ebi Talib
der ki: Bir cenazenin ardından çıktık. Baki'deyken Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yanımıza çıktı. Elinde değneği vardı. Gelip oturdu ve
elindeki değnekle bir süre dalıp yeri eşeledi. Sonra: "Dünyaya gelen her
bir canın mutlaka cennet veya cehennemdeki yeri veya said mi şaki mi olacağı
önceden yazılmıştır" buyurdu. Adamın biri: "Ya Resulallah! o halde
amel etmeyi bırakıp bize takdir edilene güvenerek yaşayalım mı?" deyince,
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayır! Sizler amellere devam
edin. Her bir kişi ne için yaratılmışsa o yol kendisine kolaylaştırılacaktır.
Şekavet ahalisinden (cehennemlik) olan kişiye onların amelleri
kolaylaştırılırken. saadet ahalisinden (cennetlik) olan kişiye de onların
amelleri kolaylaştırılır" buyurdu ve: "Artık kim verir ve sakınırsa,
en güzeli de tasdik ederse, biz de onu en kolaya hazırlarız. Kim cimrilik eder,
kendini müstağni sayar ve en güzeli de yalanlarsa, biz de onu en zora
hazırlarız"[Leyl, 5-10] ayetlerini okudu.
Tahric: Tirmizi (3/196),
Buhari (6/211, 212); Müslim(2647), Mansur kanalıyla; Tirmizi (4/314), Zaide
kanalıyla Mansur'dan tam metin olarak; diğer hadis imamları ve Buhari,
cenaiz'de (11/405) rivayet ettiler.
20075- Tavus:
"Kader hakkında konuşmaktan uzak durun! Zira kader hakkında konuşanlar
bilgisizce konuşmaktadırlar" demiştir.
20076- İbn Mes'ud der ki:
Biri söz (Kur'an), biri de hidayet olmak üzere uyulması gereken şeyler sadece
iki tanedir. En güzel söz, Yüce Allah'ın sözüdür. En güzel hidayet yolu da
Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yolu ve hidayetidir. Haram kılınan
şeyler ile bidatlerden sakının! Zira en kötü işlerden biri de bir şeyleri
sonradan çıkarıp dine sokmaktır (bidattir). Her bidatin de kişiyi dalalete
sürükleyeceğini bilin. Emellerinizi uzun tutmayın ki kalpleriniz katılaşmasın.
Gelecek olan her şeyin yakın, uzak olan her şeyin de gelmeyecek olduğunu bilin.
Bilin ki bedbaht olan kişi henüz annesinin karnındayken bedbaht olacağı yazılıp
takdir edilen kişidir. Mutlu olan kişi de başkalarından ibret alan kişidir.
Bilmelisiniz ki en kötü konuşmalar yalan konuşmalardır. Ciddi de olsa, şaka da
olsa yalan söylenmeyeceğini bilin. Kişi çocuğuna bir şeyin sözünü verip de
sonradan bu sözü yerine getirmemezlik etmesin. Bilin ki yalan, kişiyi günaha,
günah da cehenneme götürür. Doğruluk da kişiyi hayra, hayır da cennete götürür.
Zira doğru söyleyen kişi için: "Doğru söyleyip hayır işledi" denilir.
Yalan söyleyen kişi için de: "Yalan söyleyip kötülük yaptı" denilir.
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişi yalanı alışkanlık
edindiği zaman Allah katında yalanellardan biri olarak kayda geçer. Doğru
söylemeyi alışkanlık edindiği zaman da Allah katında doğrulardan biri olarak
yazılır" buyurduğunu işittim. Bühtandan da sakının! Bühtan nedir bilir
misiniz?3 Koğuculuk yapmak ve laf taşımaktır.
Tahric: Müslim (2/333),
Buhari; Müslim ve Tirmizi, Şakik b. Seleme kanalıyla İbn Mes'ud'dan merfu
olarak rivayet ettiler. Müslim (2/325), Şu'be kanalıyla Ebu İshak'tan rivayet
etti. Müslim (2606) ve İbn Mace (46) rivayet ettiler.
20077- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müşriklerin küçükken ölen
çocuklarının durumu sorulunca: "(Yaşadıkları taktirde) nasıl amellerde
bulunacaklarını Yüce Allah bilir" cevabını verdi.
Tahric: Farklı
kanallarla Müslim (2/337) rivayet etti.
20078- İbn Tavus,
babasından (Tavus'tan) bildirir: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
müşriklerin küçükken ölen çocuklarının durumu sorulunca: "(Yaşadıkları
taktirde) nasıl amellerde bulunacaklarını Yüce Allah bilir" cevabını
verdi.
Tahric: Buhari (2/125,
8/153), İbn Şihab kanalıyla ve Müslim (2659) rivayet ettiler.
20079- Hasan bildiriyor:
Selman: "Müşriklerin küçükken ölen çocukları cennet ahalisinin hizmetçisi
olacaklardır" dedi. Bunun neyine şaşırılmaktadır? Yüce Allah onlara
böylece değer verip ikramda bulunmuştur.
Tahric: Taberanı ve
Bezzar, Semure kanalıyla merfu olarak rivayet ettiler. Hafız, Fethu'lBari'de
(3/160).
20080- İbn Abbas der ki:
"Kişinin aciz veya akıllı olması da kaderine göredir.''
Tahric: Müslim (2/336),
Tavus kanalıyla İbn Ömer' den merfu olarak başka bir lafızla rivayet etti.
20081- Haris bildiriyor:
İbn Mes'ud elini ağzına götürdü ve: "Kişi kadere inanmadan, öleceğini ve
tekrar dirileceğinin bilgisini taşımadan imanın tadını alamaz" dedi.
20082- İbn Mes'ud der
ki: "Kişide üç özellik bulunduğu zaman imanının tadını alır. Bunlardan
biri, kişinin ciddi olsun, şaka olsun yalandan uzak durmasıdır. ikincisi,
başına gelen şeylerin mutlak bir şekilde başına geleceğinin takdir edildiğini
bilmesidir. Üçüncüsü, başına gelmeyen şeylerin mutlak bir şekilde başına
gelmeyeceğinin takdir edildiğini bilmesidir."
20083- Ebu ishak, Esed
kabilesinden biri olan Haccac'dan bildirir:
Selman'a: "Ey Ebu
Abdillah! Kadere iman nedir?" diye sorduğumda:
"Kişinin, başına
gelen şeylerin mutlak bir şekilde başına geleceğinin takdir edildiğini, başına
gelmeyen şeylerin de mutlak bir şekilde başına gelmeyeceğinin takdir edildiğini
bilmesidir. Kadere iman budur" dedi.
Tahric: Tirmizi (3/200),
Cabir kanalıyla başka bir lafızla merru olarak rivayet etti.
20084- Hasan(-ı Basri)
der ki: Talha b. Ubeydillah, (emel savaşı sırasında yaralanınca bir yandan
göğsündeki kanı silerken bir yanda da: "Allah'ın emri mutlaka yerine
gelecek, yazılmış bir kaderdir"[Ahzab, 38] ayetini okuyordu.
20085- Hasan(-ı Basri)
der ki: "Kaderi inkar eden, Kur'an'ı inkar etmiş demektir."
20086- Hasan(-ı Basri)
şöyle derdi: "Eceller, rızıklar, fıtneler, musibetler, iyilikler kaderle
olur ve Allah'tandır. Kötülükler ise kendimizden ve şeytandandır,"
20087- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Her çocuk fıtrat üzere
doğar. Sonradan annesi babası onu Yahudi. Hıristiyan veya Mecusi yaparlar.
Hayvanın yavrusunu sağlam bir şekilde doğurması gibidir. Hiç böylesi bir
yavruda sakatlık görür müsünüz?" buyurdu. isteyen bu konuda:
"Allah'ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata sımsıkı tutun"[Rum,
30] ayetini okuyabilir.
Ma'mer der ki: Zühri'ye:
"Sen bu konuda farklı düşünürken nasıl öylesi bir hadisi rivayet
edersin?" diye sorduğumda: "Biz duyduğumuzu rivayet ediyoruz"
karşılığını verdi.
Tahric: Müslim (2658)
rivayet etti. Farklı kanallarla Müslim (2/336) ve Buhari (3/159),
"Zühri-Ebu Hureyre" kanalıyla başka bir lafızla rivayet ettiler. bak:
Fethu'l-Bari'de (3/159, 161).
20088- iyad b. Himar
el-Mücaşil'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Yüce Allah, bugün bana öğrettiği sizin de bilmediğiniz
şeyleri size öğretmemi emretti ve şöyle buyurdu: "Bir kula ihsan ettiğim
her şey helaldir. Ben kullarımın hepsini de hanif olarak yarattım, ancak
şeytanlar onlara gelip dinlerinden alıkoydular ve kendilerine helal kıldığım
şeyleri haram yaptılar. Haklarında bir şey indirmediğim bazı şeyleri bana ortak
koşmalarını emrettiler."
Yüce Allah yeryüzü ahalisine
baktı ve Ehl-i Kitab'dan olan bazılan dışında diğer bütün Araplara ve Arap
olmayanlara öfkelendi. Yüce Allah, Kureyşlileri yakmamı emretti. Ancak
kendisine: ''Rabbim! O zaman başımı koparıp yerlere atarlar!'' dediğimde şöyle
buyurdu: ''Hem seni, hem de senin vasıtanla diğer insanları denemek için ben
seni gönderdim. Sana, hiçbir suyun yok edemeyeceği. uyurken de uyanıkken de
okuyabileceğin bir kitap indirdim. Onlara karşı savaş ki biz de sana yardım
edelim. Bağışlarda bulun ki biz de sana ihsanlarda bulunalım. Sen bir ordu
çıkar ki biz de aynısından beş ordu daha göndererek seni destekleyelim. Sana
tabi olanlarla beraber, sana isyan edenlere karşı savaş!''
Sonra şöyle buyurdu:
''Cennet ahalisi adaletli liderler, bütün yakınlarına ve Müslümanlara karşı
merhametli, şefkatli olan kişiler, varlıklı, iffetli ve bağışlarda bulunan
kişiler olmak üzere üç smıftan oluşacaktır. "
Yine şöyle buyurdu:
"Cehennem ahalisi de şu beş zümreden olacaktır: Hiçbir gücü bulunmayan.
aile ve mal hedefi gütmeden içinizden birilerine tabi olarak yaşayan zayıf
kişiler, sabah akşam seni. ailen ve malın konusunda aldatan kişiler, hırsı
aşikar olan ve en basit şeylerde bile ihanet eden hainler, çirkin sözler
söyleyen kişiler ... "
İyad der ki:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunları sayarken cimri ve
yalancı olan kişileri de zikretti."
Tahric: Farklı
kanallarla Müslim (2/385) rivayet etti.
20089- Mutarrif b.
Abdillah der ki: "Yüce Allah insanları kaderleriyle baş başa
bırakmamıştır. Ancak sonunda kaderlerinde bulunan olur."
20090- Esved b. Serı'
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müşriklerin üzerine bir
müfreze gönderdi. Ancak gönderdiği kişiler en sonunda çoluk çocuğu da öldürmeye
başladılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara: "Neden
çocukları öldürdünüz?" diye sorunca: "Ya Resulallah! Onlar müşrik
çocukları değiller mi?" karşılığını verdiler. Daha sonra Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbe vermek üzere kalktı ve: "Her insan
fıtrat üzere doğar ve konuşacak yaşa gelene dek öyle kalır" buyurdu.
Tahric: Farklı
kanallarla İbn Hibban (s. 399) rivayet etti.
20091- Ma'mer der ki:
Ömer b. Abdilazız, Adiy b. Ertaa'ya şöyle bir mektup yazdı: "Sonrasına gelince,
Sa'd b. Mes'ud'u Uman'da görevlendirmen Yüce Allah'ın sana yapmanı takdir
ettiği hatalardan birisidir. Yüce Allah senin öylesi bir hatayla denenmeni
takdir etmiştir."
20092- Abdurrezzak der
ki: Babamın bize bildirdiğine göre Ebu'lMikdam, Vehb'e: "Ey Ebu Muhammed!
Seninle oturup konuştuk. Daha önce Ata ile Mücahid'in de seninle birlikte
oturduklarını ve sana muhalefet ettiklerini zikrettin" deyince, Vehb şu
karşılığı verdi: "Her iki taraf da doğru söylemektedir. Birileri Yüce Allah'ı
eksikliklerden tenzih ederken, diğerleri Allah için öfke duymaktadırlar. Ancak
ayetleri yanlış yorumlamışlardır."
20093- İbn Mes'ud der
ki: Doğru olan ve doğruluğu tasdik edilen Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bize şöyle anlattı: "Birinizin anne karnında bir araya getirilmesi
tam kırk gün sürer. Sonra yine kırk günlük süre içinde kan pıhtısı halini alır.
Sonra yine kırk günlük süre içinde et parçası haline gelir. Sonra Yüce Allah
ona bir melek gönderir ve: ''Ecelini, amelini, said (cennetlik) mi. şaki (cehennemlik)
mi olacağını yaz!'' emrini vererek dört şeyi yazması istenir. Kişi
cennetliklerin amellerini yaparak nihayet cennetle arasında bir arşınlık bir
mesafe kalır. işte o zaman kaderi öne geçip (ölmeden önce) cehennemliklerin
amelini yapar (ve bu şekilde cehenneme girer). Yine kişi cehennemliklerin
amellerini yaparak nihayet cehennemle arasında bir arşınlık bir mesafe kalır.
işte o zaman kaderi öne geçip (ölmeden önce) cennetliklerin amelini yapar ve bu
şekilde cennete girer. ''
Tahric: Müslim (2/332,
333), birden fazla kişi kanalıyla Nmeş'ten; Buhari (11/383), Şu'be kanalıyla
A'meş'ten; Ebu Davud 4708) ve farklı kanallarla Ebu Avane, rivayet ettiler.
20094- Hz. Ebu Bekr
es-Sıddik der ki: Yüce Allah mahlukatını iki avuç olarak yarattı. Sağında bulunanlara:
"Selamet içinde cennete girin!" dedi. Diğerlerine de: "Cehenneme
girin ki oraya girmenize aldırmayacağım" dedi. Bu durumları (yazgıları)
kıyamete dek sürecektir.
20095- Müminlerin annesi
Aişe anlatıyor: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ensar' dan bir
çocuğun cenazesi getirildi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun
namazını kıldıktan sonra: "Ya Resulallah! Bu çocuğa ne mutlu! Ne bir
kötülük etmiş ne de kötülüğün ne olduğunu bilmiştir. Cennet kuşlarından bir kuş
olmuştur" dedim. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şu karşılığı
verdi: "Ey Aişe! Belki de başka bir durumları olacaktır. Zira Yüce Allah
cenneti yaratırken onun için ahali de yaratmıştır. Cehennemi de yaratırken onun
için ahali yaratmıştır. Her iki ahaliyi de henüz babalarının belindeyken bunlar
(cennet ve cehennem) için yaratmıştır. ''
Tahric: Müslim (2/337),
birden fazla kişi kanalıyla Sevri' den ve Ebu Davud (s. 648) rivayet ettiler.
20096- Ya'la b. Murre
anlatıyor: Hz. Ali'nin ashabından bir grup bir araya geldik. Ben:
"Müminlerin emirini koruyalım. Zira savaş halindedir ve suikasta
uğrayabilir" dedim. Bu şekilde odasının kapısında bekleyerek onu korumaya
başladık. Sabah namazına çıkıp da bizi kapının yanında görünce: "Ne
yapıyorsunuz?" diye sordu. Biz: "Ey müminlerin emiri! Savaş halinde
olduğun için suikasta uğramandan endişe edip seni koruyoruz" dedik. Hz.
Ali: "Beni gök ahalisine karşı mı, yoksa yer ahalisine karşı mı
koruyorsunuz?" diye sorunca, biz: "Tabi ki yer ahalisine karşı
koruyoruz. Hem gök ahalisine karşı seni nasıl koruyabiliriz ki?"
karşılığını verdik. Hz. Ali şöyle dedi: "Semada takdir edilmedikten sonra
yerde hiçbir şeyolmaz! Her bir kişiyi korumak için iki melek
görevlendirilmiştir. Bu iki melek kaderiyle karşılaşıncaya kadar kişiyi korurlar.
Ancak kaderiyle karşılaşınca kaderiyle arasından çekilirler."
20097- Ma'mer der ki:
Bana ulaşana göre Amr b. el-As, Ebu Musa'ya:
"Rabbim konusunda
kendisiyle çekişeceğim birini bulmayı çok isterdim" deyince, Ebu Musa:
"Ben çekişirim" karşılığını verdi. Amr: "Rabbim hem bir şeyi
yapmamı takdir edecek, hem de bundan dolayı beni cezalandıracak mı?" diye
sorunca, Ebu Musa: "Evet!" dedi. Amr: "Neden?" diye
sorunca, Ebu Musa: "çünkü Allah hiçbir zaman zulmetmez" karşılığını
verdi. Bunun üzerine Amr: "Doğru söylüyorsun" dedi.
20098- Budeyl
el-Ukayli'nin bildirdiğine göre Mutarrif b. Abdillah b. eşŞıhhır:
"Ademoğlu! Kaderinle baş başa bırakılmış değilsin, ama kaderine göre
hareket ediyorsun" demiştir.
20099- Ma'mer der ki:
İbn Tavus'un yanındaydım. Oğullarından biri de oradaydı. O esnada Salih adında
bir adam geldi ve İbn Tavus'un oğluyla kader konusunda konuşmaya başladı. Adam
biraz konuştuktan sonra İbn Tavus konuşulanları işitti. parmaklarıyla
kulaklarını tıkadı ve oğluna: "Sen de parmaklarınla kulaklarını iyice
tıka! Söylediklerinden hiçbir şeyi duyma, zira kalp zayıftır" dedi.
20100- Ma'mer'in,
arkadaşlarından imran adında birinden naklen bildirdiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Sizleri cennete
yaklaştırıp cehennemden uzaklaştıracak ne varsa anlatıp açıkladım. Cebrail'in
içime bıraktığı ve bana haber verdiğine göre hiçbir can geç de olsa kendisine
takdir edilen (Izkın tamamını almadan ölmez. Ey insanlar! Allah'tan korkun ve
(Izkınızı helaliyle arayın. Rızkınızın gecikmesi sizi, onu Yüce Allah'm haram
kıldığı yollardan elde etmeye sevketmesin. Zira kişi Yüce Allah'ın katındakine
ancak ona itaat ederek ulaşabilir."
20101- Katade der ki:
ibnu'I-Müseyyeb'e kader konusunu sorduğumda:
"Yüce Allah'ın
takdir ettiği şeyolması gereken şeydir" dedi.
20102- İbn Tavus,
babasından (Tavus'tan) bildirir: Adamın biri İbn Abbas'a: "Arzularımızı
senden başkasından yana kılan Allah'a hamdolsun" deyince, İbn Abbas:
"Arzuların tümü insanları dalalete düşürür" karşılığını verdi.
20103- Ömer b. Abdilazız
der ki: "Arzulardan, öfkeden ve hırstan uzak durabilen kişi kurtuluşa
erer."
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: