musannef

Abdurrezzak

KİTABU’L-CAMİ Ma’mer b. Raşid el-Ezdi

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Divan (=Maaş Defterleri)

 

20036- ibrahım b. Abdirrahman b. Avf der ki: Kisra'nın hazineleri Hz.

Ömer'e getirildiğinde Abdullah b. el-Erkam ez-Zühri ona: "Paylaştırana kadar neden bunları beytulmala koymuyorsun?" dedi. Hz. Ömer: "Dağıtıp bitirene kadar kapalı bir yerde asla tutmam!" karşılığını verdi. Sonrasında verdiği emirle bu hazineler Mescid'in bir bölmesinde konuldu. Üzeri örtülerek gece başında nöbet tuttular. Sabah olup da üzerinin açılmasını emrettiğinde altın ve gümüşlerin parlaklığı gözleri alıyordu. Hz. Ömer bunu görünce ağlamaya başladı. Abdurahman b. Avf ona: "Ey müminlerin emiri! Neden ağlıyorsun? Vallahi bugün Allah'a şükretme, mutlu olma ve sevinme günüdür" deyince, Hz. Ömer: "Değil! Zira böylesi bir mal hangi topluluğa verilmişse aralarına kin ve nefret de bırakılmıştır" karşılığını verdi. Sonra:

"Bunu sa' ile ölçerek mi verelim yoksa avuçla mı?" diye sorunca, Hz. Ali:

"Avuçlayarak ver" dedi. Sonrasında ilk önce Hasan b. Ali'yi çağırdı ve ona avuçla verdi. Sonra Hz. Hüseyin'i çağırdı ona da avuçla verdi. Sonra da diğer Müslümanlara avuçlarla bu hazineden dağıttı. Daha sonra maaş defterleri (divanlar) tuttu. Muhacirlerden her bir adama maaş olarak her yıl beşbin dirhem, Ensar'dan her bir adama yıllık dörtbin dirhem bağladı. Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eşlerinden her birine de yıllık oniki bin dirhem maaş bağladı. içlerinden sadece Safıyye ile Cüveyriye'ye yıllık her birine altıbin dirhem maaş bağladı. 

 

Tahric: İbnu'l-Mübarek; İbn Ebi Şeybe ve Kenz'de (2/321) geçtiği üzere Haraiti başka bir lafızla rivayet ettiler.

 

 

 

20037- Ma'mer'in bildirdiğine göre Zühri ile Katade şöyle demişlerdir:

"Hz. Ömer, Bedir savaşına katılan Muhacirlerden her bir adama yıllık altıbin dirhemlik maaş bağladı."

 

 

 

20038- Zühri der ki: Zekat olarak toplanan genç develerden birkaç tanesi(nin bacakları) kırılınca Hz. Ömer onları kesti. Etinden bir yemek yapıp insanları davet etti. Abbas: "Bize devamlı olarak böyle şeyler yapsan olmaz mı?" deyince, Hz. Ömer şu karşılığı verdi: "Bu develer konusunda başka da bir çıkar yol bulamadım. Böyle yapmasaydık ya birinin hakkı alınıp başka birinin hakkına eklenecek ya da biri hakkı olan bir şeyden mahrum kalacaktı. "

 

 

 

20039- Ömer b. el-Hattab: "Sahip olduğunuz cariye ve köleler hariç yeryüzünde ne kadar Müslüman varsa bu ganimet malında hakkı bulunmaktadır" demiştir.

 

 

 

20040- Malik b. Evs b. el-Hedesan der ki: Hz. Ömer, "Zekatlar Allah'tan bir farz olarak fakirlere, miskinlere, onu toplayan memurlara, kalpleri Müslümanlığa ısındırılacaklara verilir; kölelerin, borçluların, Allah yolunda olanların ve yolda kalanların uğrunda sarfedilir. Allah pek iyi bilendir, hikmet sahibidir"[Tevbe, 60] ayetini okudu ve: "Toplanan zekatlar ayette zikredilen kişilerin hakkıdır" dedi. Sonra, "Ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri Allah'ın, Peygamberin ve yakınlarının, yetimlerin, düşkünlerin ve yolcularındır"[Enfal, 41] ayetini okudu ve şöyle dedi:

"Bu ayet Müslümanların genelini içine almıştır. Yaşadığım sürece Himyer'in bir dağ yamacında olan bir çoban bu uğurda alnı terlememiş olsa dahi ganimetten payını alacaktır."

 

 

 

20041- Urve b. ez-Zübeyr ve Said b. el-Müseyyeb bildirirler: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hakım b. Hizam'a diğerlerinden daha az mal verince, Hakım: "Ya Resulallah! Bana herkesten daha az vereceğini düşünmüyordum" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) razı olacağı kadar verdi. Sonra Hakim: "Ya Resulallah! Bana verdiğin maldan hangisi daha hayırlıydı?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "ilk verdiğim daha hayırlıydı" buyurdu ve şöyle devam etti: "Ey Hakim b. Hizam! Dünya malı, tatlı ve çekicidir. Kim payına düşene kanaat edip razı olursa kazandığı kendisine bereketli olur. Ancak hırslı olan kişinin kazandığının bir bereketi olmaz ki böylesi bir kişi yiyip de dayamayan kişi gibidir. Veren el de alan elden daha haylrlıdır." Hakım: "Ya Resulallah! Senden alınsa da mı?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Benden alınsa da" karşılığını verdi. Bunun üzerine Hakım: "Seni hakla gönderene yemin olsun ki bundan sonra asla kimseden bir şey istemeyeceğim!" dedi.

Hakim ölene kadar da ne maaş, ne de yardım kabul etti. Hz. Ömer hakkını alması için kendisini çağırır, ancak o almayı kabul etmezdi. Bundan dolayı Ömer b. el-Hattab: "Allahım! Şahit ol ki Hakım b. Hizam'ı bu maldan hakkını alması için çağırıyorum, ancak kendisi almayı kabul etmiyor. Onu hakkını yemiş olmaktan da Allah'a sığınırım" derdi. Hakim de ona: "Vallahi ne senden, ne de başkasından asla bir şeyalmam" derdi. Hakım vefat ettiğinde de Kureyş'te herkesten çok malı vardı. 

 

Tahric: Buhari (3/215), Yunus kanalıyla Zühri'den rivayet etti. İshak b. Rahuye, Müsned'inde (3/216), Ma'mer kanalıyla rivayet etti.

 

 

 

20042- Meymün b. Mihran der ki: Muhammed b. Mervan beni yanına çağırdı ve maaş alanların defterine adımı yazmak istediğini söyledi. Ben ise kabul etmedim. Bana: "Diğer Müslümanlar gibi senin bir payın olmasını istemez misin?" diye sorunca, ben: "ismim maaş defterinde kayıtlı olmasa dahi öyle bir payım var" karşılığını verdim. Bana: "Daha öncekilerden ismi maaş defterine kayıtlı olmayan birini tanıyor musun?" diye sorunca: "Evet!" dedim. "Kim?" diye sorunca da: "Hakım b. Hizam" dedim.

 

 

 

20043- Hişam b. Urve, babasından bildirir: "Hz. Ömer öldürülünce Zübeyr adını maaş defterinden sildirdi. Hz. Osman öldürülünce de Abdullah b. ez-Zübeyr adını maaş defterinden sildirdi."

 

 

 

20044- Ata b. Yesar bildiriyor: Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hz. Ömer'e bir şeyler gönderdi, ancak Ömer bunları geri çevirdi ve: "Ya Resülallah! Sen bize kişinin hiç kimseden bir şey almamasının daha hayırlı olduğunu söylememiş miydin?" dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Benim dediğim isteyerek almaktır. Ama istenmeden biri sana bir şey verdiği zaman o şey Allah'm sana göndermiş olduğu bir Tizıktır" buyurunca, Hz. Ömer: "Seni hakla gönderene yemin olsun ki hiç kimseden bir şey istemeyeceğim! Ancak istemeden bana verilen şeyi de alacağım" dedi.

 

 

 

20045- Saib b. Yezid der ki: Ömer b. el-Hattab, Abdullah b. es-Sa'di ile karşılaşınca ona: "Bana anlatılana göre Müslümanların işini görüyor, ancak sana verilen ücreti kabul etmiyormuşsun" dedi. Abdullah: "Hali vaktim yerinde, kölelerim ve atlarım da var. Verilen bu ücrete ihtiyacım yok. Yaptığım hizmetlerin de Müslümanlara sadaka olmasını istiyorum" karşılığını verince, Hz. Ömer şöyle dedi: "Öyle yapma! Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana bağışta bulunur, ancak ben: ''Ya Resulallah! Onu benden başkasına ver'' derdim. Yine bir defasında bana bağışta bulununca: ''Ya Resulallah! Benden başkasına ver'' dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Ey Ömer! Bunu al ve ya kendin kullan ya da sadaka olarak başkasına ver, Beklenti içinde olmadan ve istemeden Allah'ın bu maldan sana gönderdiğini aL. Bunun dışında başkasından gelecek malda gözün olmasın.'' "

 

Tahric: Buhari, ahkam ve zekat'da (2/217) aynısını rivayet etti.

 

 

 

20046- Ahnef b. Kays anlatıyor: Bir defasında Hz. Ömer'in kapısının yanında oturuyorduk. içerden bir cariye çıkınca: "Bu, müminlerin emirinin odalığı!" dedik. Cariye: "Vallahi ben onun odalığı değilim. Ben ona helal değilim. Beytulmalın cariyelerinden biriyim" karşılığını verdi. Daha sonra cariye içeriye girip Hz. Ömer yanımıza çıktı. "Sizce beytülmaldan bana ne kadarı helaldir?" diye sordu. Biz: "Müminlerin emiri bunu daha iyi bilir" dedik. Aynı şeyi bir daha sorunca biz aynı cevabı verdik. Bunun üzerine Hz. Ömer şöyle dedi: "isterseniz bana helal olan miktarı size söyleyeyim. Beytulmaldan bana haccımı ve umremi yapabilmek için bir binek, kışlık ve yazlık giysim, ailemi doyuracak kadar yiyecek ve diğer Müslümanlar gibi ganimetteki payımdır. Zira ben de herhangi bir Müslüman gibiyim."

Ma'mer der ki: "Hz. Ömer'in hem hac, hem de umre için kullandığı tek bir devesi vardı."

 

Tahric: Ebu Ubeyd, el-Emval'de; Said b. Mansur; İbn Ebi Şeybe; İbn Sa'd; Buhari ve Müslim rivayet ettiler. Kenz' de (2/315) geçmektedir.

 

 

 

20047- İbn Sırin der ki: Ömer b. el-Hattab akrabalarından biriyle karşılaşınca bu akrabası beytülmaldan kendisine mal vermesini istedi. Hz. Ömer onu azarlayıp tersleyince adam gitti. Daha sonra aynı kişiyle bir daha karşılaşınca: "Yine benden mal istemek için mi geldin? Allah'ın huzuruna emanete ihanet etmiş bir yönetici olarak çıkarsam ne cevap vereyim? Kendi malımdan bir şeyler isteseydin ya!" dedi ve kendi şahsi malından ona bolca verdi.

Eyyub der ki: "Sanırım İbn Sırın, Hz. Ömer'in adama onbin dirhem verdiğini söyledi. ''

 

 

 

20048- Zühri der ki: Hz. Ebü Bekr halife olarak seçilince şöyle dedi:

"Kabilem de bilir ki mesleğim (ticaretim) ailemin geçimini sağlamaktan aciz değildir. Ancak Müslümanların işleriyle meşgul oluyorum. Müslümanların işleriyle ilgilenmeme karşılık Ebü Bekr ailesinin geçimi de beytulmaldan karşılanacaktır. ''

 

Tahric: Buhari (4/212), Yunus kanalıyla Zühri'den rivayet etti.

 

 

 

20049- Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im, babasından bildirir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Huneyn savaşı sonrası dönüşe geçtiği zaman Bedeviler elde edilen ganimetlerden almak için Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) peşine düştüler. Onu semure ağaçlarının altına sığınmaya zorladılar ki bu kargaşada bineğinin üzerindeyken hırkası sırtından alındı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hırkamı bana geri verin! Size karşı cimri davranacağımı mı sanıyorsunuz? Vallahi şu ağaçların dikenleri kadar malım olsa hepsini aranızda paylaştırırdım. Beni asla cimri. korkak ve yalancı bulamazsınız!" buyurdu.

 

Tahric: Buhari (4/27, 115) Zühri kanalıyla rivayet etti.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Sadaka