musannef Abdurrezzak |
KİTABU’L-CAMİ Ma’mer
b. Raşid el-Ezdi |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Hayırlı Mal, Hayırlı
İlim
21027- Tavus der ki: Bir
adamın dört oğlu vardı. Bu kişi hastalandığında çocuklarından biri: "Ona
hastalığında siz bakıp mirasından bir şey almamayı mı, yoksa kendisine benim
bakıp ta mirasından bir şey almamamı mı istersiniz?" dedi. Kardeşleri:
"Ona sen bak ve mirasından bir şey alma" dediler. Bu kişi babası
vefat edene kadar bakımını yaptı ve mirasından bir şey almadı.
Sonra bu kişiye
rüyasında: "Falan yerde filan kişiye git ve ondan yüz dinar al"
denildi. Bu kişi rüyasında iken: "Bu parada bereket var mıdır?" diye
sorunca: "Hayır, yoktur" karşılığı verildi. Sabahladığı zaman bu
rüyasını hanımına anlattı. Bunun üzerine hanımı: "Onu al, onun bereketi
onunla giyecekler alman ve geçimini sağlamandır" dedi. Ancak kocası bunu
kabul etmedi.
Akşamladığı zaman yine
rüyasında: "Falan yerde fılan kişiye git ve ondan on dinar al"
denildi. Bu kişi yine: "Bu parada bereket var mıdır?" diye sorunca:
"Hayır, yoktur" karşılığı verildi. Sabahladığı zaman bu rüyasını
hanımına anlattı. Hanımı yine önceki demiş olduğu şeyleri söyledi. Adam yine
böylesi bir parayı almayı kabul etmedi. Üçüncü gecede rüyasında:
"Falan yerde filan
kişiye git ve ondan bir dinar al" denildi. Bu kişi: "Bu parada
bereket var mıdır?" diye sorunca: "Evet, vardır" karşılığı
verildi. Bunun üzerine oraya gidip bir dinar aldı.
Sonra çarşıya gitti ve
yanında iki balık bulunan bir kişiyle karşılaştı. Ona:
"Bu balıkları kaça
satıyorsun?" diye sorunca, adam: "Bir dinar" karşılığını verdi.
O da balıkları bir dinara aldı ve evine gitti. Balıkları (temizlemek için)
yardığında her birinin karnında daha önce hiç kimsenin bir benzerini görmemiş
olduğu iki tane inci buldu. Kral adamlarını bir inci almaları için göndermişti.
Kralın istediği inci de ancak bu kişinin yanında bulunuyordu. Bu inciyi
yaklaşık kırk katır yükü altına karşılık sattı.
Kral inciyi görünce:
"Bu şey bir diğeri olmadan güzel olur mu? Bunun iki katı fiyatına olsa da
bunun gibi bir tane daha bulup alın" dedi. Kralın adamları bu kişinin
yanına gelip: "Sen de bu incinin aynısı var mıdır? Sana diğeri için
verdiğimizin iki katını verelim" dediler. Adam: "Bunu yapacak
mısınız?" diye sorunca: "Evet" dediler. Bunun üzerine ikinci
inciyi onlara ilk sattığı incinin iki katı kadar bir fiyata sattı.
Tahric: Ebu Nuaym,
Hilye'de (4/7), Abdurrezzak kanalıyla rivayet etti.
21028- Zühri'nin
bildirdiğine göre Muhacirlerden bir kişi: "Canım elinde olana yemin olsun
ki Muhacirlerden öyle gruplara yetiştim ki eğer sizinle oturduğumu görseler
benimle alay ederlerdi" demiştir.
21029- Mansur der ki:
ibrahim(-i Nehai)'ye: "Benim işçi bir komşum var.
Beni yemeğe davet etti.
Ancak davetine icabet etmedim" dedim. Bunun üzerine ibrahım: "Şeytan
aranıza düşmanlığı sokmak istiyor. Daha önceleri valiler halkın malını
gasbederek alır ve insanları davet ederlerdi. Bu davete de icabet
edilirdi" karşılığını verdi.
21030- İbn Abbas der ki:
"Hayrı öğreten kişiye denizdeki balıklar da dahil olmak üzere bütün
yeryüzü hayvanları dua eder.''
Tahric: Farklı
kanallarla ve başka bir lafızla Tirmizi merfu olarak ve Ahmed başka bir lafızla
merfu olarak rivayet ettiler.
21031- Hz. Ali der ki:
"Şu beş şeyi iyi ezberleyin. Eğer bunları birilerinden öğrenmek için yola
düşecek olursanız siz ulaşmadan bunlar yok olup gider. Kul kendi suçundan başka
bir şeyden korkmasın. (Allah'tan başka) kimseden bir şey beklemesin. Cahil kişi
bilmediğini sormaktan utanmasın. Alim kişi bilmiyorsa: ''Allah daha iyi bilir''
demekten utanmasın. Sabır insanda baş konumundadır. Eğer baş kesilirse
vücuttaki her şey kuruyup yok olur. Sabrı olmayan kişinin de imanı olmaz."
21032- Nu'man b.
ez-Zübeyr es-San'anı bildiriyor: Muhammed b. Yusuf (veya Eyyub b. Yahya)
Tavus'a yediyüz (veya beşyüz) dinar gönderdi. Parayı götüren kişiye: "Eğer
bunu senden teslim alırsa vali seni giydirecek ve sana ihsanda
bulunacaktır" denildi. Bunun üzerine elçi dinarları alıp Cünd'de olan
Tavus'un yanına gitti ve: "Ey Ebu Abdirrahman! Vali bu nafakayı sana
gönderdi" dedi. Tavus: "Buna ihtiyacım yoktur" karşılığını
verdi.
Adam mükafatı almak için
para kesesini Tavus'un evinin bacasına atarak geri döndü ve Tavus'un parayı aldığını
söyledi. Bir müddet geçtikten sonra Tavus valinin hoşlanmadığı bir iş yapınca:
"Birini gönderin ve bize malımızı göndersin" dediler. Bir kişi
Tavus'a gelip: "Valinin gönderdiği paralar nerede?" diye sordu.
Tavus: "Ben adamdan bir şeyalmadım" deyince elçi geri dönüp durumu
haber verdi. Ancak Tavus'un doğru söylediğini bildiler.
Vali: "Parayı
götüren adama bakın ve onu getirin" dedi. Bu kişiyi bir daha Tavus'a
gönderdiler. Adam Tavus'a gidip: "Benim sana getirmiş olduğum parayı
istiyorum ey Ebu Abdurrahman!" dedi. Tavus: "Ben senden bir şey aldım
mı?" deyince, adam: "Hayır almadın" karşılığını verdi. Ona:
"Parayı nereye bıraktığını biliyor musun?" diye sorulunca: "Evet
onu bacaya bıraktım" karşılığını verdi. Ona: "O zaman bıraktığın yere
bak" dedi. Adam elini uzattı ve para kesesini yerinde buldu. Örümcekler
üzerine ağ örmüştü. Bunun üzerine keseyi alıp tekrar valinin yanına geri döndü.
Tahric: Ebu Nuaym,
Hilye'de (4/14), Abdurrezzak kanalıyla rivayet etti.
21033- Enes der ki:
"Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) saçları kulaklarının
yarısına kadar ulaşırdı.''
Tahric: Ebu Davud (4185)
ve Nesai (8/133) rivayet ettiler.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: