musannef

Abdurrezzak

KİTABU’L-CAMİ Ma’mer b. Raşid el-Ezdi

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

idareci Çoban Gibidir

 

20649- İbn Ömer'in bildirdiğine göre Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hepiniz çobansınız ve hepiniz güttüklerinizden sorumlusunuz. insanları idare eden idareci. çobandır ve güttüklerinde sorumludur; erkek. ailesinin çobanıdır ve onlardan sorumludur. Kadın, kocasının malının çobanıdır. Köle, efendisinin malının çobanıdır ve ondan sorumludur. Biliniz ki. hepiniz çobansınız ve hepiniz sorumlusunuz.''

 

Tahric: Buhari (9/202), Hammad b. Zeyd kanalıyla Eyyub'dan ve Müslim (1929) rivayet ettiler.

 

 

 

20650- İbn Ömer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah. her sorumluyu sorumlu olduğu şeyde. Allah'ın emrini uygulayıp uygulamadığından hesaba çekecektir. Hatta kişi ailesinden hesaba çekilecektir. ''

 

Tahric: İbn Adiy, Enes hadisinden merm olarak; İbn Hacer, Fethu'l-Bari'de (13/92) geçtiği üzere Taberani, Ebu Hureyre hadisinden me rm olarak aynı mana ile rivayet ettiler.

 

 

 

20651- Hasan(-i Basri) der ki: Ubeydullah b. Ziyad, hasta olan Ma'kil b. Yesar'ın yanına girince, Ma'kil ona şöyle dedi: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dediğini duydum: "Allah kime bir şeyin sorumluluğunu verir de o kişi bunu samimiyetle yerine getirmezse ve bu sorumluluğuna ihanet ederek ölürse cehenneme girer." Ubeydullah: "Neden bunu daha önce söylemedin?" diye sorunca, Ma'kil: "Hayır, eğer bu hastalığımdan kalkacağımı bilseydim sana bu hadisi söylemezdim" cevabını verdi. 

 

Tahric: Farklı kanallarla Buhari: (13/104) ve farklı kanallarla Müslim aynı mana ile rivayet ettiler.

 

 

 

20652- Katade'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bir işe zorlanana o işte yardım edilir. Bir işi kendisi isteyen ise o işle baş başa bırakılır" buyurdu.

 

 

 

20653- Bir adam, Hasan'dan bidiriyor: Hasta olan Bilal b. Ebi Bürde'nin yanına girince Hasan(-ı BasrI): "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) görevlendireceği bir adamı çağırınca, adam: "Ya Resulallah! Benim için hayırlı olanı sen bana seç" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem).' "(Yerinde) otur" buyurdu.

 

Tahric: Mecmau'z-Zevaid'de (5/201) geçtiği üzere farklı kanallarla ve başka bir lafızla Taberani, merru olarak rivayet etti.

 

 

 

20654- Hasan(-ı BasrI) bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Abdurrahman b. Semure'ye şöyle buyurdu: "idareciliğe talip olma, eğer onu isteyerek alırsan, onunla baş başa bırakılırsın. Onu istemeden sana verirlerse bu konuda sana yardım edilir. ''

 

Tahric: Farklı kanallarla ve başka bir lafızla Buhari (13/101) rivayet etti.

 

 

 

20655- Haram b. Muaviye'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim idare işlerinden herhangi biriyle görevlendirilir ve ihtiyaç sahiplerine, yoksullara, fakirlere kapısını açarsa, Allah ona, ihtiyaçlarını, yoksulluğunu ve fakirliğini gidermesi için sema kapılarını açar, İhtiyaç sahiplerine, yoksullara ve fakirlere kapısını kapatana ise Allah ona, ihtiyaçlarını, yoksulluğunu ve fakirliğini giderememesi için sema kapılarını kapatır. "

 

 

 

20656- Raf! el-Hayr et-Tai anlatıyor: Bir gazvede Ebu Bekr ile beraber bulundum, geri dönüp dağılacağımız zaman kendisine şöyle dedim: "Ey Ebu Bekr! Seninle bir müddet beraber oldum, senden faydalanacağım güzel bir şey elde etmeden ayrılıyorum. Bana tavsiyede bulun ve unutmamam için bu tavsiye uzun olmasın." Ebu Bekr şöyle karşılık verdi: "Allah sana merhamet etsin. Allah sana merhamet etsin. Alah sana bereket versin, Allah sana bereket versin. Farz namazları vaktinde kıl, malının zekatını gönül hoşluğuyla ver, Ramazan orucunu tut, hac yap ve islam'da hicretin güzel bir şeyolduğunu, hicretteyken de cihadın güzel olduğunu biL. idareci de olma." Ben: "Ey Ebu Bekr! Namaz, oruç, zekat, hac, hicret ve cihad ile ilgili söylediklerinin hepsi de güzeldir ve anladım. Ama idareci olma sözüne gelince, Vallahi gördüğüm kadarıyla bugün en hayırlılarınız idarecidir" deyince, Ebu Bekr şöyle karşılık verdi: "Bana: ''Tavsiyeni uzun tutma'' demiştin. Şimdi uzatacağım. Bugün kolay gördüğün idarecilik, yakında yayılıp bozulacak ve onu ehil olmayan kişiler alacak. idareci olanlar, hesabı en uzun ve azabı en ağır olacaklardır. idareci olmayalar ise, hesapları en kolay ve azabı en hafif kişiler olacaktır. Çünkü idareciler, müminlere zulmetmeye en yakın kişilerdir. Allah müminleri koruması altına almış, bunlar Allah'ın komşusu ve ziyaretçileridir. Vallahi, sizden birinin komşusunun oğlağı veya devesine bir şeyolur ve ayağı şişmiş bir şekilde akşamlar da: ''Komşumun oğlağı, komşumun devesi'' der. Halbuki Allah, komşusu(nun uğradığı haksızlık) için öfkelenmeye daha çok hak sahibidir."

 

Tahric: İbnu'l-Mübarek s. 235 (674), bu isnadla ve Taberanı bundan daha uzun bir metinle rivayet ettiler. Heysemı: "Ravileri güvenilir kişilerdir" dedi. bak: Mecmau'z-Zevaid (5/202).

 

 

 

20657- Huzeyfe der ki: "Kabe'nin Rabbine yemin olsun ki; akid sahipleri helak oldular. Vallahi onlara üzülmem, ama Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından helak olacak olanlara üzülürüm. Akidleri bozanlar, kiminle akdi bozduklarını anlayacaklar."

 

 

 

20658- Muhammed b. Sırın bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Amr b. el-As'ı ordu komutanı olarak gönderince şöyle dedi: "Birini komutan olarak gönderiyor, benim için daha sevgili olanı bırakıyorum, Ama umulur ki bu, daha uyanık ve yolculuğa daha dayanıklı -veya düşmana daha iyi tuzak kuran- olur."

 

Tahric: Said b. Mansur (3/2609), "HiHid-Hasan" kanalıyla başka bir lafızla rivayet etti.

 

 

 

20659- İbn Sırın der ki: Ömer b. el-Hattab, Ebu Hureyre'yi Bahreyn'e vali olarak görevlendirdi. Ebu Hureyre Bahreyn'den dönerken yanında on bin dirhem getirdi. Ömer: "Ey Allah'ın ve Kitab'ının düşmanıl Bu malı kendine mi alıyorsun?" deyince, Ebu Hureyre: "Ben ne Allah'ın, ne de Kitab'ının düşmanı değilim. Aksine bunlara düşman olanlara düşmanım" karşılığını verdi. Ömer: "Bu mallar (paralar) sana nereden geldi?" diye sorunca, Ebu Hureyre: "Doğurup çoğalan atlarım, kölelerimin paraları ve bana verilen hediyelerden geldiler" cevabını verdi. Baktıklarında, bu paranın dediği yerlerden geldiğini anladılar. Daha sonra Ömer, Ebu Hureyre'yi tekrar vali yapmak için çağırınca, Ebu Hureyre bunu kabul etmedi. Ömer:

 

"Senden daha hayırlı olan Hz. Yusuf bile bu işi istemişken, sen istemiyor musun?" diye sorunca, Ebu Hureyre: "Yusuf, peygamber oğlu peygamber oğlu peygamber oğlu peygamberdir. Ben ise bir cariyeciğin oğlu olan Ebu Hureyre'yim ve üç ve iki şeyden (dolayı görevalmaktan) korkarım" dedi. Ömer: "Neden beş şeyden demiyorsun?" diye sorunca, Ebu Hureyre şöyle cevap verdi: "Hayır, ben bilmeden konuşmaktan, yanlış hüküm vermekten, sırtımın kırbaçlanıp malımın alınmasından ve şahsiyetime sövülmesinden korkarım."

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye'de (1/380), Yahya b. el-Ala kanalıyla Eyyub'dan merfu olarak ve farklı kanallarla İbn Sa'd (2/335) rivayet ettiler.

 

 

 

20660- Ebu Hureyre der ki: "Eminlere ve idarecilere yazıklar olsun. Kıyamet günü bazı topluluklar, bir şeyin idaresini almaktansa kaküllerinden yıldızlara asılmış olmayı tercih edecekler.''

 

Tahric: Ahmed, Müsned'inde ve Beğavl, Şerh es-Sünne'de Ebu Hureyre kanalıyla merfu olarak rivayet ettiler.

 

 

 

20661- Tavus der ki: "Yetimlerin sorumluluğunu almayan veya insanların mallarıyla ilgili hüküm vermeyen ya da insanlara idareci olmayan kişiyi belalar zor durumda bırakmaz.''

 

Tahric: Farklı kanallarla ve başka bir lafızla Ebu Nuaym, Hilye'de (4/13) rivayet etti.

 

 

 

20662- Asım b. Ebin-NecOd bildiriyor: Ömer b. el-Hattab valilerini gönderirken onlara şu şartı koşardı: "Değeri yüksek at ve katırlara binmeyin, Yemeğin iyisini yemeyin, ince elbiseler giymeyin ve ihtiyaç sahiplerine kapılarınızı kapatmayın. Eğer bunlardan birini yaparsanız, cezaya müstahak olursunuz." Sonra onları yolcu edip ve geri döneceği zaman şöyle derdi:

 

"Sizi Müslümanların kanlarına, ırzlarına ve mallarına musallat etmedim. Sizi, onlara namaz kıldırmanız, feyleri (ganimetleri) aralarında taksim etmeniz ve aralarında adaletle hükmetmeniz için gönderdim. çözemeyeceğiniz bir problem olursa onu bana bildiriniz. Sakın Bedevilere vurup onları zelil etmeyin. Onları hep düşmanla savaşta tutup ailelerine dönmelerine engel olmayınız, sonra fitneye düşürürsünüz. Kur'an'ı başka şeylerden arındırınız ve Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olan rivayetlerinizi azaltınız.  Gidin! Yapacaklarınızda ben de sizinle ortağım!"

 

Tahric: Farklı kanallarla Beyhaki (4/439, 9/29), Ebu Firas kanalıyla Ömer' den başka bir lafızla ve Hakim, Müstedrek'te (4/439) rivayet ettiler. Kenz (3/2386), müellifi kaynak göstermiştir.

 

 

 

20663- Osman b. Zufer eş-Şamı'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sizin en hayırlı idarecileriniz. sizin sevdiğiniz, onların da sizi sevdiği, sizin onlara dua ettiğiniz, onların da size dua ettiği idarecilerdir. Yöneticilerinizin en kötüsü ise, sizin nefret ettiğiniz, onların da sizden nefret ettiği. sizin onlara lanet ettiğiniz onların da size lanet ettiği idarecilerdir. ''

 

Tahric: Müslim, Avf b. Malik hadisinden merfu olarak ve Tirmizi (3/246), Ömer b. elHattab hadisinden rivayet ettiler.

 

 

 

20664- Ma'mer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Dünyada adil olanlar, kıyamet günü, dünyadaki adaletleri sebebiyle Rahman'ın kudret elinde, inciden yapılmış minberler üzerindedirler.

 

Tahric: Müslim başka bir lafızla rivayet etti.

 

 

 

20665- Ömer b. el-Hattab: "Size bildiğimden hayırlı kişiyi idareci tayin etsem ve adaletli davranmasını emretsem, görevimi yapmış olur muyum?" diye sorunca: "Evet" cevabını verdiler. Ömer: "Benim emrettiğim şekilde davranıp davranmadığını bakmazsam hayır" dedi.

 

 

 

20666- Humeyd b. Hilal der ki: Hz. Ömer, Hz. Ebu Bekr'i defnedince minbere çıktı ve şöyle dedi: "Ey insanlar! Allah beni sizinle, sizi de benimle imtihan etti ve arkadaşımdan sonra idareyi aldım. Vallahi, sizin işlerinizden bildiğim ve bilmediğim konular bana geldiği zaman bunları emin ve ehil olan kişilerden başkasına havale edecek değilim." Hz. Ömer halifeliği süresince de buna bağlı kaldı.

 

 

 

20667- Hasan(-ı Basri): "Kulağını heva sahibine teslim etme, böyle yaparsan kalbin hastalanır. idareci, kendisine Kur'an'dan bir sure okuman için seni çağırırsa, davetine icabet etme, eğer icabet edersen, onun yanından, girdiğinden daha kötü bir halde çıkarsın" dedi.

 

 

 

20668- Ebu Hureyre bir adama: "Polis ve zabıta olma" demiştir.

 

 

 

20669- Zühri der ki: Bir Yahudi Abdulmelik'e gelip: "ibn Hürmüz bana zulmetti" dedi, ama Abdulmelik ona bakmadı. Adam aynı şeyi ikinci ve üçüncü defa söyledi, ama Abdulmelik yine adama dönüp bakmadı. Adam şöyle dedi: "Allah'ın Kitabı Tevrat'ta şöyle yazılı olduğunu görüyoruz: "idareci, dava kendisine iletilmedikçe, yapılan zulüm ve haksızlığa ortak sayılmaz. Eğer dava kendisine iletilince bu zulüm ve haksızlığı değiştirmezse, onlara ortak olur." Bunun üzerine Abdulmelik korkuya kapılıp, İbn Hürmüz'ü çağırıp onu görevinden azletti.

 

 

 

20670- Ebu Müslim el-Havlani der ki: "idareci, duru ve tatlı olan büyük bir pınar gibidir. Bunun suyu büyük bir nehre akar ve insanlar bu nehre girip bulandırırlar, ama pınardan akan su bu nehri tekrar durultur. Eğer bulanıklık pınardan geliyorsa nehir de bulanır. idareci ve halk, çadır gibidir. Çadır direksiz durmaz. Direk de ancak kazıklarla sağlam durur. Her kazığın sökülüşünde direk biraz daha gevşer. Bundan dolayı lider olmadan ahalinin, ahali olmadan da liderin ıslah olması (ayakta kalması) mümkün değildir."

 

 

 

20671- Katade der ki: İbn Ömer'e: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabı gülerler miydi?" diye sorulunca: "Evet. Üstelik iman da kalplerinde dağlardan daha büyüktü" cevabını verdi.

 

 

 

20672- İbn Sirin: "Hadisi on kişiden dinlerdim, hadisin lafızları değişik, ama ma na olarak aynı olurdu" demiştir.

 

 

 

20673- Katade der ki: "Resulullah' ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabının kadıları altı kişiydi: Ömer, Ali, Ubey b. Ka'b, Abdullah b. Mesud, Eba Musa el-Eş'arı ve Zeyd b. Sabit. Ömer, İbn Mes'ud ve el-Eş'ari birbirleriyle benzer hükümler verirler, birbirlerinden alırlardı. Ali, Ubey ve Zeyd b. Sabit'in verdiği hükümler de birbirine benzerdi ve bunlar da birbirlerinden alırlardı. Zeyd, Hz. Ali ile Ubey'den ihtiyaç duyduğu şeyleri (hükümlerle ilgili görüşleri) alırdı."

 

 

 

20674- Rabia oğullarından biri olan Musa b. ibrahım bildiriyor: Hz. Ebu Bekr hilafete getirilince evinde üzgün bir şekilde otururken yanına Ömer girdi. Ebu Bekr, Ömer'i kınayıp: "Bu işi sen bana yükledin" deyip, insanlar arasında hüküm vermenin zorluğundan yakındı. Ömer: "Sen Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''idareci ictihad edip verdiği hükümde isabet ederse iki ecir alır. ictihad edip yanılırsa bir ecir alır'' dediğini duymadın mı?" deyince Ömer'in naklettiği bu hadis Ebu Bekr'i biraz rahatlattı.

 

 

 

20675- Hz. Ali der ki: "Kadılar üç türlüdür: ictihad edip yanılan ve bu sebeple Cehennemlik olan; hakkı gördüğü halde aksine hüküm verip Cehennemlik olan ve hüküm verip isabet eden cennetliktir."

 

 

 

20676- Katade der ki: Hz. Ömer, Ebu Musa'ya şöyle yazdı: "Bıkkınlık, kızgınlık, endişe ve husumet anında (hukuki kararlar vererek) insanlara eziyet etmekten sakın." Yine ona şöyle yazdı: "Hükmü ancak idareci verebilir, böyle olması zalime ve yalancı şahide daha çok korku verir. iki hasım yanında oturunca ve birinin zulmettiğini gördüğünde onun başını acıt."

 

 

 

20677- Hz. Ali: "Daha önce hüküm verdiğiniz gibi hüküm vermeye devam edin ki cemaat olarak kalasınız. Zira aranıza ihtilafın çıkmasından endişe ediyorum" demiştir.

 

 

 

20678- İbn Sırın bildiriyor: Hz. Ömer, Ebu Musa'ya: "Öğrendiğime göre idareci olmadığın halde hüküm veriyor muşsun" deyince, Ebu Musa: "Evet veriyorum" karşılığını verdi. Ömer: "Onun sıcaklığını (cehennemini), serinliğini (cennetini) yüklenenin üzerine at" dedi.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Verilen Emirleri Dinleyip Bunlara itaat Etmek