musannef

Abdurrezzak

KİTABU’L-CAMİ Ma’mer b. Raşid el-Ezdi

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Dağlamak

 

19514- Katade der ki: imran b. el-Husayn dağlanınca, kendisine:

"Dağlandın mı, ey Ebu Nuceyd?" denildi. imran: "Evet. Ama dağlamak ne hastalıktan kurtarır, ne de tedavi eder" karşılığını verdi. Ma'mer der ki: "Katade veya başkası: "imran b. Husayn dağlanınca, bir yıl boyunca (namazdayken) selam veremedi. Sonra selam vermeye başladı" dedi.

 

19515- Ebu Umame b. Sehl b. Huneyf der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) diken hastalığı denilen bir rahatsızlıktan dolayı ağrı çeken Esad b. Zürare'nin yanına girdi ve (tedavi amacıyla) boynundan dağladı, ama buna rağmen Esad vefat etti. Bunun üzerine Resululah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yahudiler için bu ne kötü bir ölümdür. Çünkü onlar: ''Arkadaşı (Muhammed) onu tedavi etti, ama bir yaran olmadı'' diyecekler. "

 

 

19516- Zühri: "ibn Ömer, yüz felci sebebiyle dağlandı, oğlu Vakıd'ı da dağladı" demiştir.

 

Tahric: Tahavi, Şerh Maani'l-Asar'da rivayet etti.

 

 

 

19517- İbn Mes'ud der ki: Bir grup Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip: "Ey Allah'ın Resulü! Bir arkadaşımız rahatsızlandı. Onu dağlayalım mı?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir müddet sustuktan sonra: "isterseniz dağlayın. isterseniz onu -taşlarla- ısıtm" buyurdu.

 

Tahric: Tahavı rivayet etti.

 

 

 

19518- Şa'bi'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: Isıtılmış bir şeyi ağnyan yere koyarak ısıtmak, benim için dağlamaktan daha iyidir. Ağza ilaç vermek ise benim için karnımın şiş kalmasından daha iyidir. Burna ilaç vermek ise benim için iltihabı parmakla sıkmaktan daha iyidir. Bir şeyi iyiye yormak ise benim için kötüye yormaktan daha iyidir. "

 

 

 

19519- İbn Mes'üd der ki: Bir gece Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanındayken çok konuştuk. Ertesi günün sabahı yanına gittiğimizde bize şöyle dedi: "Bu gece bütün peygamberler ümmetleriyle bana gösterildi. Kimi peygamber üç kişiyle, kimileri onar, yirmişer kişilik gruplar halinde, kimi sadece bir kişiyle, bazılan ise tek başına geçti. Sonunda Hz. Musa beraberinde, isrart oğullarından olan büyük bir toplulukla geçince hoşuma gitti ve: ''Bunlar kim?'' diye sordum. Bana: ''Bu. beraberinde israrı oğulları olan kardeşin Musa'dır'' denildi. Ben: ''Ümmetim nerede?'' diye sorunca; bana: ''Sağına bak'' denildi. Bakınca, yüzleri o yönü kaplamış erkekler gördüm. Sonra bana: ''Soluna bak'' dendi. Baktığımda, yüzleri o yönü kaplamış erkekler gördüm. Sonra: ''Razı oldun mu?'' diye sorulunca: ''Evet ya Rabbi!'' dedim. Bana: ''Bunlarla beraber, yetmiş bin kişi hesaba çekilmeksizin Cennete girecektir'' denildi." Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle devam etti: "Anam babam size feda olsun! Eğer bu yetmiş bin kişiden olmaya gücünüz yetiyorsa, onlardan olunuz. Eğer kusur yaparsanız o yönü dolduranlardan olunuz. Eğer kusur yaparsanız ufku dolduranlardan olunuz. Zira orada bazı kişileri gördüm ki, birbirlerine girip karmakarışık bir şekilde dalgalanıp duruyorlardı"

 

Ukkaşe b. Mihsan kalkarak: "Ya Resulallah! Beni de yetmiş (bin) kişiden yapması için Allah'a dua et" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona dua etti. Bir başkası kalkarak: "Beni de onlardan yapması için Allah'a dua et" deyince, Hz. Peygamber: "Ukkaşe, bu konuda senden önce davrandı" buyurdu.

 

Sonra biz (kendi aramızda) Cennete hesapsız girecek yetmiş bin kişinin kim olabileceğini konuştuk. Kimileri: "Bu yetmiş bin kişi islam'da doğmuş, herhangi bir şeyi Allah'a ortak koşmamış, ölünceye kadar da böyle devam etmiş kimselerdir" dedi. Konuştuklarımız Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kulağına gidince şöyle buyurdu: "Bunlar tedavi amacıyla vücutlarını dağlatmayan. büyü yapmayan. nesnelere uğursuzluk vasfetmeyen ve Rablerine tevekkül edenlerdir. ''

 

Tahric: Ahmed (1/401), Abdurrezzak kanalıyla rivayet etti.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Kıskançlık