musannef

Abdurrezzak

Ehl-i Kitab

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Ehl-i Kitab'dan Ne Kadar Cizye Alınır?

 

19264- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a, cizyeyi sorunca: "Bildiğimiz belli bir miktar yoktur. Ancak anlaştıkları miktar alınır, onların sonra bütün malları korunur" cevabını verdi. Amr b. Dinar da aynı şeyi söylemiştir.

 

19265- Nafi bildiriyor: "Ömer b. el-Hattab büluğ çağında olan her erkeğe kırk veya dört dirhem cizye koydu. Irak halkından ise cizyeyi gümüş olarak aldı. çünkü Irak gümüşün olduğu memleketti. Şam ise altının çok olduğu ülke olduğu için cizyeyi onlardan altın olarak aldı. Yine Hz. Ömer, insanlara dağıttığı gıda ve giyeceği, yanlarında konaklayan müslümanları üç gün üç gece ağırlamalarını şart koştu. ''

 

19266- İbn Ömer der ki: Şam halkından cizye verenler Hz. Ömer'e gelip:

"Müslümanlar yanımızda konaklayınca bizden koyun ve tavuk kesmemizi istiyorlar" dediler. Bunun üzerine Hz. Ömer: "Onlara yediğinizden yedirin, bundan fazla bir şey yedirmeyin" dedi.

 

19267- Eslem der ki: Hz. Ömer, ordu komutanlarına mektup yazıp, erkeklerden vücudunun tüylerini tıraş edecek yaşa gelenlerden cizye almalarını, çocuklardan ve kadınlardan cizye alınmamasını istedi. Irak halkına, adam başı kırk dirhem cizye koydu. Yine Irak halkına adam başı on beş ölçek yiyecek tayin ettti. Şam halkına adam başı dört dinar, iki müdd tahıl, üç kıstı zeytin yağı, bir miktar bal ve iç yağı cizye koydu. Eyyub veya Nafi, iç yağı ve balın miktarını hatırlamamıştır - Mısır halkına adam başı dört dinar, bir irdeb tahıl, (ravinin) hatırlamadığı bir şey ve müminlerin emirinin giyecek ihtiyacı. Aynı zamanda onlara gelen müslümanları üç gün ağırlayıp yediklerinden, müslümanlara helal olanını yedirmeyi cizye olarak tayin etti. Hz. Ömer, Şam'a gelince, Şam halkı (gelen misafirlerin) kendilerini tavuk kesmeye zorladıklarını şikayet ettiler. Bunun üzerine Hz. Ömer: "Onlara, kendileri için helal olan ve sizin yediklerinizden başka bir şey yedirmeyin" dedi.

 

 

 

19268- Mesruk b. el-Ecda' der ki: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Muaz'ı Yemen'e gönderdi ve kendisine, (zimmet ahalisinden) büluğ çağına yetişen her kadın ve erkekten bir dinar veya bu değerde meafir kumaşı almasını emretti. ''

 

Tahric: Ebu Davud (1578); Tirmizi (633) ve Nesai (5/25) rivayet ettiler.

 

 

 

19269- Hz. Ömer der ki: "Zimmet ahalisinin (anlaşmalı tebanın) kölelerini (ve tarımsal arazilerini) satın almayınız. Çünkü onlar ülkelerinin haracını onları çalıştırarak haraçlarını verirler."

 

 

 

19270- Sevri der ki: "Vali, onların refah durumuna göre cizyeyi arttırır, sıkıntıları na göre azaltır. Valinin onların durumunu gözetip cizyeyi ayarlaması için belli bir zaman yoktur. Zorla teslim alınmayıp sulh yoluyla anlaşma yapılanlarla, anlaşılan miktardan fazlası alınamaz. Arazilerinden ve adam başı verecekleri cizye de az olsun çok olsun anlaşılan miktarda alınır. Bunların mallarında zekat yoktur.

 

 

 

19271- İbn Ebi Necih der ki: Mücahid'e: "Neden Şam halkının kitab ehlinden dört dinar cizye alınıyor da Yemen halkından bir dinar cizye alınıyor?" diye sorunca: "Şam halkının maddi durumu daha iyi olduğu için bu şekilde alınıyor" cevabını verdi.

 

 

 

19272- Hilal b. Yesaf'ın, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Muhakkak ki siz bir kavimle savaşacak ve onlara galib geleceksini. Bunlar, canlarını ve çocuklarını size karşı mallarıyla korumaya çalışacaklar ve sizinle bir anlaşma üzerinde barış yapacaklar. Onlardan bu anlaşmada belirlenen miktardan fazla birşey almayınız."

 

 

 

19273- Hz. Ömer'in azatlısı Eslem bildiriyor: Hz. Ömer, ordu komutanlarına mektup yazıp, kadınlardan ve çocuklardan cizye almamalarını, erkeklerden vücudunun tüylerini tıraş edecek yaşa gelenlerden cizye almalarını, bunların boyunlarına mühür vurulmasını, saçlarını uzatanların kaküllerini kısaltmalarını, belli bir yerde ikamet etmeye zorlanmalarını, eğerlere sadece yan olarak binmelerini emretmelerini bildirdi. Yan olarak binmek: "Ayakları eyerin iki tarafına değil, yan tarafa aynı yere uzatmaktır. Ömer b. Abdilazız idareye gelince aynı şeyi yapmıştır.

 

Abdullah'ın, Nafi’den bildirdiğine göre Eslem şöyle dedi: "Hz. Ömer, Şam'da olanlar için, her erkek başına dört dinar ve iki müd yiyecek, iki veya üç ölçek zeytinyağı vergi koydu. Mısır'da olanlar içinse dört dinar, iki irdeb yiyecek ve başka bir şey daha vergi koydu. Irak'ta olanlar içinse kırk dirhem, on beş kafiz ve şimdi hatırlamadığım bir şeyi daha vergi olarak koydu. Bununla birlikte yanlarına uğrayan müslümanları üç gün ağırlamalarını, elbise vermelerini ve ne kadar olduğunu hatırlamadığım balı da vergi olarak koydu."

 

 

 

19274- Amir b. Abdillah b. ez-Zübeyr bildiriyor: Bir adam, zimmet ehlinden (anlaşmalı tebadan) içinde ot ve başka bir şeyolan yem torbasını alınca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunu al(dın ha)!" dedi. Adam: "Aldım ama bunun bir değeri yok" karşılığını verince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen, benim onlara verdim ahdi bozdun. Resulullah'ın vermiş olduğu ahdi bozdun" buyurdu. Adam gidip torbayı sahibine verip Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Aldığın şeye ihtiyacın yok mu?" diye sordu. Adam: "Bilakis, var ama o torba, kendisinden aldığım kişiye daha çok lazım" cevabını verdi.

 

 

 

19275- İbn Ebi Leyla bildiriyor: Bir ordu, zimmet ehlinden (anlaşmalı tebadan) bir adamın ekininin yanından geçerken hayvanlarını bu ekine saldılar. Bir adam ise bineğini salmayıp otlakta yaymaya başladı ve ekine girmesine izin vermedi. Ekinin sahibi olan zımmı, bineğinin ekine girmesine izin vermeyen adamın yanına gelip: "Allah beni senden korudu -veya Allah senin vasıtanla beni korudu. Eğer sen olmasaydın, şunlara gücüm yeterdi ama sen böyle yapmakla onları korumuş oldun" dedi.

 

 

 

Tarlalarından ve Ticaretlerinden Alınacak Miktar

 

19276- Ebu Miclez bildiriyor: Ömer b. el-Hattab, Ammar b. Yasir, Abdullah b. Mes'ud ve Osman b. Huneyf'i Kufe'ye gönderdi. Ammar b. Yasir'i, namaz kıldırmak ve savaştan, İbn Mes'ud'u insanlar arasında hüküm vermekten ve beytulmalden, Osman b. Huneyf'i ise arazilerden sorumlu tuttu. Onlara her gün için bir oğlak tahsis etti. Bu oğlağın yarısını ve sakatatı Ammar'a, dörtte biri İbn Mes'ud'a ve dörtte biri de Osman b. Huneyf'e verdi. Sonra onlara: "Bence, hangi köyden her gün bir oğlak alınırsa o köyün harab olması uzun sürmez" deyip şöyle devam etti: "Sizler ve benim bu mala karşı konumumuz, yetimin velisinin malına karşı konumu gibidir." Sonra: "Zengin olan, iffetti olmağa çalışsın, yoksul olan uygun bir şekilde yesin"[Nisa, 6] ayetini okudu. Hz. Osman, zimmet ehlinden (anlaşmalı tebadan) her yıl için yirmi dört dirhem vergi aldı. Kadın ve çocuklardan ise bir şeyalmadı. Kufe topraklarını işleyen zimmet ehlinin her cerib (132lt) hurma ağacına on dirhem, her cerib üzüme sekiz dirhem, her cerib kamışa altı dirhem, her cerib buğdaya dört dirhem, her cerib arpaya iki dirhem vergi koydu. Ömer de bunu kabul etti.

 

 

 

19277- Tavus bildiriyor: ibrahim b. Sa'd, Aden valisiyken İbn Abbas'a:

"Zimmet ehlinin (anlaşmalı tebanın) malından ne alınır?" diye sordu. İbn Abbas: "Mallarından fazlasını alın" cevabını verdi. ibrahim: "Bize şunu şunu yapmamızı söylüyorlar" deyince, İbn Abbas: "Onlara bu dediğini yapma" karşılığını verdi. Ben: "Anberden cizye nasıl alınır?" diye sorunca: "Eğer alınacaksa humus (beşte biri) alınır" cevabını verdi.

 

 

 

19278- Mısır'ın vergi memuru Ruzayk'ın bildirdiğine göre Ömer b.

Abdilazız kendisine şöyle yazdı: "Sana uğrayan Müslüman tüccarların ticaret için kullandıkları mallarından zekat olarak her kırk dinardan bir dinar ai. Arta kalan ve kırk dinardan az olan malda da, yirmi dinar için zekatı (her yirmi dinar için yarım dinar gelecek şekilde) aynı hesap üzerinden ai. Arta kalan malın zekatı dinarın üçtebirinden daha az ediyorsa onun için bir şeyalma. Aynı şekilde sana uğrayan Ehl-i Kitab veya Zimmı tüccarlardan her yirmi dinar için (haraç olarak) bir dinar ai. Arta kalan ve yirmi dinardan az olan malda da on dinara kadar (her on dinar için yarım dinar olacak şekilde) aynı hesap üzerinden haracı ai. Arta kalan malın haracı, dinarın üçtebirinden daha az ediyorsa onun için bir şeyalma."

 

 

 

19279- Yahya b. Said der ki: "Zimmet ehlinin (anlaşmalı tebanın) tüccarlarından öşrün yarısını ilk olarak alan kişi Ömer b. el-Hattab' dır. Şam diyarındaki Nabati'ler Medine'ye gelince onlardan öşrün yarısını (yirmide bir) alırdı."

 

 

 

19280- Amr b. Şuayb der ki: Menbec halkı ve Aden denizinin öbür tarafındakiler Ömer b. el-Hattab'a mektup yazıp, Arap diyarına ticaret maksadıyla girmek için izin istediler ve buna karşılık mallarının öşrünü vermeyi teklif ettiler. Hz. Ömer bu konuyu sahabeye danışınca, hepsi bu konuda muvafakat etti. Onlardan ilk öşrü alan kişi Hz. Ömer'dir."

 

 

 

19281- Yahya b. Ebi Kesır der ki: "Ehl-i Kitab'dan altın ve gümüşle alış veriş yapanlardan, müslümanlardan alınanın iki katı alınır. Ömer b. el-Hattab ve Ömer b. Abdilazız böyle yapmıştır."

 

 

 

19282- Salim, babasından bildiriyor: "Hz. Ömer, Nabatilerden buğday ve zeytin yağı yetiştirenlerden onda bir (cizye) alıyordu. Böyle yapmasının sebebi, Medine'ye gelen yükün çok olmasıdır. Nohut, mercimek ve benzeri şeyleri yetiştirenlerden ise yirmide bir (cizye) alıyordu."

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Müslümanın, Yahudinin Tarlasını Satın Aldıktan Sonra, O Tarlanın Ondan Alınması veya Yahudinin Müslüman Olması