musannef Abdurrezzak |
Miras |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Dedenin Mirastaki Payı
19041- Şa’bi:
"islam'da ilk olarak mirastan payalan dede Ömer'dir" demiştir.
Tahric: Farklı
kanallarla Darimı (s. 390) rivayet etti.
19042- Şa’bi der ki:
"Dedeye, insanların icma ettiği payı ver."
Tahric: Darimı,
"Said b. Muğıre-İsmail" kanalıyla başka bir lafızla rivayet etti.
19043- İbn Sırin der ki:
Abıde es-Selmani'ye, dedenin de bulunduğu mirası sorunca: "Bu konuda, Hz.
Ömer' den yüz değişik dava ezberledim.
Ben: "Omer'den
mi?" diye sorunca, Abıde: "Omer'den" cevabını verdi.
Tahric: Darimı (s. 389),
"Yezid-İbn Sınn" kanalıyla Ömer'i zikretmeksizin; İbn Ebi Şeybe;
farklı kanallarla Beyhakı ve Kenz'de (6/242) geçtiği üzere Sa'd rivayet
ettiler.
19044- Başka bir kanalla
bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.
Tahric: Beyhakı (6/245),
Yezid b. Harun kanalıyla Hişam b. Hassan'dan rivayet etti.
19045- Hz. Ömer:
"Dedeyle ilgili değişik hükümler verdim ve hiç birinde de haktan
sapmadım" demiştir.
Tahric: Beyhaki (6/245),
İbn Avn kanalıyla İbn Sırin'den rivayet etti.
19046- Hz. Ömer:
"Dede konusunda kendi görüşümle hüküm vermediğime sizi şahit
tutuyorum" demiştir.
19047- İbn Ömer:
"Cehennemin diplerine atılma konusunda en cüretkar olanınız, dede
konusunda cüretkar olanlarınızdır" demiştir.
19048- Hz. Ali:
"Kim Cehennem diplerine atılmayı istiyorsa (mirastaki payları konusunda)
dede ile erkek kardeşler arasında hüküm versin" demiştir.
Tahric: Farklı
kanallarla Said b. Mansur (s. 6/2) ve Darimı, Firyabı kanalıyla Sevri'den
rivayet ettiler.
19049- İbn Cüreyc der
ki: Babamın söylediğine göre ibnu'z-Zübeyr, Irak halkına mektup yazıp
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu yazdı: "Eğer
Allah'tan başka dost edinecek olsaydım, Ebu Bekr'i dost edinirdim." Ebu
Bekr, dedeyi (mirasta) baba gibi sayardı.''
Tahric: Said b. Mansur
(s. 6/2), İbn Ebi Muleyke kanalıyla İbnu'z-Zübeyr'den "kısa bir
metinle" rivayet etti.
19050- Zühri ve Katade: "Hz.
Ebu Bekr, dedeyi (mirasta) baba gibi sayardı" dediler. Ma'mer de aynı
şekilde fetva verirdi. Ma'mer: "Zühri'nin bildirdiğine göre Hz. Osman da
dedeyi (mirasta) baba gibi saymıştır" dedi.
Tahric: Said b. Mansur
(s. 6), "Halid-Ata" kanalıyla rivayet etti.
19051- Mervan'ın
bildirdiğine göre Hz. Ömer hançerlenince, dedenin mirastaki payı konusunda
kendileriyle istişare edince, Hz. Osman: "Senin görüşüne uyarsak, bu görüş
doğrudur. Senden önceki ihtiyarın (Ebu Bekr) görüşüne uyacak olursak, o görüş te
ne güzeldi" dedi.
Tahric: Darimi (s. 390),
Vuheyb kanalıyla Hişam b. Urve' den rivayet etti.
19052- Hişam b. Urve,
babasından bildiriyor: Hz. Ömer: "Ben dede konusunda bir hüküm vermiştim,
isterseniz o hükümle amel edin" deyince, Osman: "Senin görüşüne
uyarsak, bu görüş doğrudur. Senden önceki ihtiyarın (Ebu Bekr) görüşüne uyacak
olursak, o görüş te ne güzeldi" dedi.
19053- Ata bildiriyor;
İbn Abbas dedeyi (mirasta) baba konumunda görür ve; "Atalarım İbrahim,
İshak ve ''Yakub'un dinine uydum''[Yusuf, 38] ayetini okurdu.
Ata der ki: İbn Abbas:
"Eğer cinler insanlar arasında dede olacağını bilselerdi, "Rabbimizin
yüceliği her yücelikten üstündür''[Cin, 3] demezlerdi" dedi.
Tahric: Said b. Mansur
(s. 6) bu isnadla rivayet etti.
19054- Ata (b. Ebi
Rebah)'ın bildirdiğine göre İbn Abbas miras konusunda dedeyi baba gibi sayardı.
İbn Cüreyc der ki: İbn Tavus, babasından, o da İbn Abbas'tan aynı rivayette
bulundu.
Tahric: Said b. Mansur,
Leys kanalıyla Ata' dan daha önce üzere rivayet etti.
19055- İbn Cüreyc der
ki: İbn Tavus, babasından, o da İbn Abbas'tan aynı rivayette bulundu.
19056- Tavus'un
bildirdiğine göre İbn Abbas miras konusunda dedeyi baba gibi sayardı.
Tahric: Darimı, Vuheyb
kanalıyla İbn Tavus'tan rivayet etti.
19057- Ata (b. Ebi
Rebah)'ın bildirdiğine göre Hz. Ali, miras konusunda dedeyi baba gibi sayardı.
İbn Cüreyc der ki: Irak halkından bazıları Ata (b. Ebi Rebah)'ın Ali'den olan
bu rivayetini garipsemiştir.
19058- Şa’bi der ki: Hz.
Ömer dede oluncaya kadar dede(nin mirastaki payı) hakkında konuşmayı sevmezdi.
Ömer (dede olunca) şöyle dedi:
"Benim ve Ebu
Bekr'in görüşü; miras konusunda dede, kardeşten daha çok hak sahibidir
şeklindedir ve bu konuda muhakkak bir şey söylemek gerekir" dedi ve halka
hutbe verip: "Hz. Peygamber' den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu konuda
bir şey duydunuz mu?" diye sordu. Bir adam kalkıp: "Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) dedeye üçte bir pay verdiğini gördüm"
deyince: "(Dedenin) yanında (mirasçı olarak) kim vardı?" diye sordu.
Adam: "Bilmiyorum" dedi. Daha sonra bir daha hutbe verince bir adam:
"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dedeye altıda bir pay
verdiğini gördüm" deyince: "(Dedenin) yanında (mirasçı olarak) kim
vardı?" diye sordu. Adam: "Bilmiyorum" dedi. Ömer bu konuyu Zeyd
b. Sabit'e sorunca, Zeyd Ömer'e dalları çıkan bir ağacı misal verdi ve şimdi
hatırlamadığım bir şey söyleyip, dedeye mirastan üçte bir pay verdi. Sevri der
ki: Duyduğuma göre Zeyd, Ömer'e şöyle dedi: "Ey müminlerin emiri! Bir ağaç
yeşerdi ve ondan bir dal çıktı, bu daldan da dallar çıktı. ilk dalı diğer
daldan üstün kılan şey nedir. iki dal da ilk daldan çıkmıştır." Ömer aynı
durumu Ali'ye sorunca, Ali ona selin vurduğu bir vadiyi misal verip, onu
kardeşlerle aynı konuma koyup altıda bir pay verdi. Duyduğuma göre Ömer, Ali'ye
sorduğunda, Hz. Ali, ona sel sularının akmasını, ondan bir kolun oluşmasını bu
koldan da iki kolun oluşmasını misal verdi ve: "Sence, ortadaki bu kol
kuruyunca sular diğer iki kola döner mi?" dedi. Şa’bi der ki:
"Zeyd, kardeşler
kendisiyle beraber üç kişi oluncaya kadar, dedeyi kardeş konumunda sayardı.
Eğer üç kişiden fazla olurlarsa, dedeye üçte bir pay verirdi. Ali ise,
kardeşler kendisiyle beraber altı kişi oluncaya kadar, dedeyi kardeş konumunda
sayar ve altıda bir pay verirdi. Eğer kendisiyle birlikte altı kişiden fazla
olurlarsa, dedeye altıda bir pay verir ve kalan kısmı kardeşler arasında pay
ederdi."
Tahric: Beyhaki (6/247),
İbnu'I-Mübarek kanalıyla Sevd' den rivayet etti.
19059- Katade der ki:
Ömer b. el-Hattab, Ali b. Ebi Talib'i, Zeyd b. Sabit'i ve Abdullah b. Abbas'ı
çağırıp, dedenin (mirastaki) durumunu sordu. Hz. Ali:
"Her durumda üçte
bir alır" dedi. Zeyd: "Kardeşlerle beraber üçte bir alır, farz
sahipleriyle beraber ise altıda bir alır. Eğer paylaşmak kendisi için daha
hayırlı olursa, mirastaki payını paylaşarak alır" dedi. İbn Abbas ise:
"Dede, baba gibidir. Kardeşler kendisiyle beraber miras alamazlar. Yüce
Allah bizimle Hz. ibrahim arasında birçok baba olmasına rağmen: "Atalarım
İbrahim, İshak ve ''Yakub'un dinine uydum''[Yusuf, 38] buyurmaktadır"
dedi. Hz. Ömer, Zeyd'in görüşünü tercih etti.
19060- Zühri der ki:
"Hz. Ömer, farz olan hisseleri bu şekilde taksim etmiştir. Ondan sonra
Zeyd, bu hisseleri aynı şekilde tanzim etmiş ve böyle uygulanmaya
başlanmıştır."
19061- Zühri der ki:
Ömer b. el-Hattab, eğer başkaları yoksa, dedeyle kardeşi mirasa ortak yapardı.
iki kardeşle beraber ise dedeye üçte bir pay verirdi. Paylaşmak dede için daha
hayırlı olunca ise hissesini paylaştırma usulüyle verirdi ve ona mirasın
tamamının altıda birinden daha az vermezdi. Ondan sonra Zeyd, bu hisseleri aynı
şekilde tanzim etmiş ve böyle uygulanmaya başlanmıştır.
19062- Yahya b. Said der
ki: Muaviye'nin Zeyd b. Sabit'e yazdığı bir mektubu okudum. Mektupta, dede ve
kardeşi soruyordu. Zeyd cevap olarak şöyle yazmıştı: "Allah en iyisini
bilir. Ben, iki halifenin -yani Ömer ile Osman'ın- dedeyle birlikte tek kardeşe
mirasın yarısının verilmesine, iki kardeşle dedenin olması durumunda ise üçte
birinin verilmesine, kardeşler daha fazla olsa bile üçte birden daha az
almayacaklarına hükmettiler."
Tahric: Said b. Mansur
(s. 7/1), Huşeym kanalıyla Yahya'dan ve Beyhaki (6/249) rivayet ettiler.
19063- ibrahım(-i NehaI)
der ki: "Zeyd b. Sabit dedeyi erkek ve kızkardeşlerle mirasın üçte birine
ortak yapardı. Şayet dedeye üçtebir düşüyorsa ona bunu verir, geriye kalanı da
erkek ve kızkardeşlere bırakırdı, Dedeye, bababir kardeşle payını verir, kalanı
da kardeşe verirdi. Dedeyle birlikte annebir kardeşe bir şey vermezdi. Bababir
ve annebir kızkardeşlerle bababir kardeşleri paylaşıma sokar, ancak onlara bir
şey vermezdi. Anne bababir kardeş olan tek kardeşe ise mirasın yarısını
verirdi. Kızkardeşler ve dede olunca, kızkardeşlerle beraber dedeye üçte bir
verir, kızkardeşlere de üçte ikiyi verirdi. Eğer iki kızkardeş varsa, onlara
mirasın yarısını, dedeye de diğer yarısını verirdi.
Tahric: Beyhaki (6/250),
İbnu'l-Mübarek kanalıyla Sevri' den rivayet etti.
19064- ibrahım(-i Nehai)
der ki: "Hz. Ali, dedeyi kardeşlerle altı kişiye kadar ortak yapardı ve
her farz sahibine payını verirdi. Annebir kardeşe ve annebir kızkardeşe ise
dedeyle beraber miras vermezdi. Bababir kardeşi, anne bababir kardeşlerle ve
dedeyle mirasa ortak yapmazdı. Ölenin çocuğu varsa ve başka erkek veya
kızkardeşi yoksa dedeye altıdabirden fazla pay vermezdi. Anne bababir
kızkardeş, dede, bababir erkek kardeş olursa, kızkardeşe mirasın yarısını
verir, diğer yarısını da dedeyle bababir erkek kardeş arasında eşit paylaştırırdı.
Eğer kardeşler daha çok olursa, paylaşmak daha hayırlı oluncaya kadar dedeye
altıdabir pay verirdi. Altıda bir daha hayırlı olunca ise ona altıda bir pay
verirdi. ''
Tahric: Kenz (6/276, müellifi
kaynak göstermiştir); Beyhaki (6/249), İbnu'l-Mübarek kanalıyla Sevri' den ve
Darimi (s. 390) rivayet ettiler.
19065- ibrahım(-i Nehai)
der ki: İbn Mes'ud, üç kardeşe kadar dedeyi onlarla ortak yaptı. Kardeşler
üçten fazla olunca ise dedeye mirasın üçte birini verdi. Eğer varisler
kızkardeş ise, onlara farz olan hisselerini verip geriye kalanını dedeye verdi.
İbn Mes'ud, annebir kardeşi ve annebir kızkardeşi dedeyle birlikte mirasa ortak
yapmazdı ve: "Bababir kardeş, baba ve anne bir kardeşle ve dedeyle beraber
mirasa ortak olamaz" derdi. Anne ve bababir kızkardeş, bababir kardeş ve
dedeyle ilgili olarak ise: "Anne bababir kızkardeş mirasın yarısını alır,
kalanı da dede alır. Bababir erkek kardeş ise bir şeyalamaz" derdi.
Tahric: Beyhaki (6/250),
İbnu'l-Mübarek kanalıyla Sevri'den rivayet etti.
19066- Şa’bi der ki:
"Hz. Ali dışında sahabeden hiç kimse, erkek kardeşin oğullarını babaları
konumunda saymazdı. Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabı arasında
Abdullah b. Mes'ud'dan daha fakihi yoktu."
19067- Sevri: "Hiç
kimse, erkek kardeşin oğluna dedeyle beraber mirastan pay vermemiştir"
dedi.
19068- ibrahım(-i Nehai)
der ki: "Hz. Ömer ve İbn Mes'ud, (miras konusunda) anneyi dededen üstün
tutmazlardı."
19069- Şa’bi der ki: Hz.
Ali, İbn Mes'ud, Zeyd b. Sabit, Hz. Osman ve İbn Abbas; dede, anne, anne ve
bababir kızkardeş konusunda ihtilaf ettiler. Hz. Ali: "Kızkardeş mirasın
yarısını, anne üçte birini, dede ise altıda birini alır" dedi. İbn Mes'ud:
"Kızkardeş mirasın yarısını, anne altıda birini, dede ise üçte birini
alır" dedi. Hz. Osman: "Anne mirasın üçte birini, kızkardeş üçte
birini, dede de üçte birini alır" dedi. Zeyd: "Miras dokuz hisseye
bölünür. Anneye üçte bir verilir, kalanın üçte ikisi dedeye, üçte biri de
kızkardeşe verilir" dedi. İbn Abbas ise: "Anne üçte bir alır, kalanı
da dede alır. Kızkardeşe ise bir şey düşmez" demiştir.
19070- Başka bir kanalla
ibrahım'den bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.
19071- Ebu ishak der ki:
(Kadı) şureyh'e gidip, anne, erkek kardeş, dede ve kocanın mirastaki durumunu
sorduğumda: "Koca mirasın yarısını alır, anne de üçte birini alır"
deyip sustu. Ben sorumu tekrarlayınca ise: "Koca mirasın yarısını alır,
anne de üçte birini alır" deyip yine sustu. Ben sorumu tekrar edince ise
yine: "Koca mirasın yarısını, anne de üçte birini alır" dedi.
Başucunda duran kişi: "(Şureyh) dede hakkında bir şey demiyor"
deyince, Abıde es-Selmanı'ye gidip aynı şeyi sordum. Abıde, mirası altıya bölüp,
kocaya yarısını, anneye bir hisse, kızkardeşe bir hisse, dedeye de bir hisse
verdi. Sevri der ki: "Öğrendiğime göre İbn Mes'ud da bu durumdaki bir
mirası aynı şekilde taksim etti. ''
Tahric: Darimı (s. 391),
Zuheyr kanalıyla Ebu İshak'tan bundan daha uzun bir metinle rivayet etti.
19072- Abdullah (b.
Mes'ud) der ki: "Mirasçıların, dede, kız ve kızkardeş olmaları durumunda
miras dörde bölünür. Kız iki hisse, dede bir hisse ve kızkardeş bir hisse alır.
Eğer kızkardeşler iki olursa, miras sekiz hisseye bölünür. Kız mirasın
yarısını, dede iki hisse, kızkardeşlerin her biri de birer hisse alırlar.
Kızkardeşler üç taneyse, miras on hisseye bölünür. Kız mirasın yarısı olan beş
hisse, dede iki hisse, kızkardeşler de her biri birer hisse olmak üzere üç
hisse alırlar.''
Tahric: Beyhakı (6/25),
Yezid b. Harun kanalıyla Sevri'den rivayet etti.
19073- ibrahım(-i NehaI)
der ki: "Hz. Ömer, dede, anne ve kızkardeşle ilgili olarak, kızkardeşe
mirasın yarısını, anneye bir hisse, dedeye iki hisse verdi ve (miras konusunda)
anneyi dededen üstün tutmadL"
Tahric: Beyhaki (6/252),
İbrahim kanalıyla ve Beyhaki'de geçtiği üzere Said b. Mansur (3/68) rivayet
ettiler.
19074- Abdullah (b.
Mes'ud) der ki: "Mirasçıların anne, kızkardeş, koca ve dede olmaları
durumunda miras sekiz hisseye bölünür. Kızkardeş üç hisse, koca üç hisse, anne
bir hisse ve dede bir hisse alır." Hz. Ali ise şöyle dedi: "Bu
durumda miras dokuza bölünür. Koca üç hisse, kızkardeş üç hisse, anne iki
hisse, dede ise bir hisse alır." Zeyd ise: "Bu durumda miras ekderiyye
(ölenden geriye koca, anne, kızkardeş ve dedenin kalması durumunda yapılacak
taksimat) hesabı üzere yirmi yedi hisseye bölünür. Koca dokuz, anne altı, dede
sekiz, kızkardeş ise dört hisse alır" dedi.
Tahric: Said b. Mansur
(s. 7/1), "Ebu Avane-İbrahim" kanalıyla rivayet etti.
19075- Abdullah (b.
Mes'ud) der ki: "Mirasçıların, karı, anne, erkek kardeş ve dede olması
halinde miras dört hisseye bölünüp her biri bir hisse alır." A'meş'ten
başkasının ibrahım'den bildirdiğine göre Abdullah (b. Mes'ud): "Bu durumda
miras yirmi dört hisseye bölünür. Anne altıdabir olan dört hisseyi, karı
dörttebir olan altı hisseyi alır. Geriye kalan ise yedişer hisse olarak dedeyle
kardeş arasında paylaştırılır" dedi.
19076- Abdullah (b.
Mes'ud) şöyle derdi: "Mirasçıların dede, anne bababir kızkardeş ve bababir
erkek kardeş olması durumunda, kızkardeş mirasın yarısını, geriye kalanı ise
dede alır. iki kardeşe ise bir şey düşmez."
Tahric: Farklı
kanallarla Beyhaki (6/250, 251) rivayet etti.
19077- ibrahim(-i
Nehai): "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından hiç kimse,
annebir erkek kardeşi dedeyle birlikte mirasçı kılmazdı" demiştir.
Tahric: Said b. Mansur,
Şa'bi kanalıyla başka bir lafızla rivayet etti.
19078- Sevri der ki:
"Mirasçılar dede ve kızkardeş olursa, üç hisseye bölünür. Dede iki hisse,
kızkardeş te bir hisse alır. Üç kızkardeş ve dede olursa, beş hisseye bölünür.
Dört kızkardeş ve dede olursa, altı hisseye bölünür. Beş kızkardeş ve dede
olursa, üç ile beşi çarpıp on beş hisse çıkarılır. Eğer üçte bir dede için daha
hayırlıysa, mirasın üçte birini yarısıyla çarp ve malın tamamının üçte birini
dedeye ver. Kalan kısım ise kızkardeşler arasında paylaştır. Eğer kızkardeş ve
dedeyle birlikte anne de varsa, miras dokuza bölünür. Anne üçte bir alır,
geriye kalan altı hissenin dördünü dede, ikisini ise kızkardeş alır. Eğer anne,
dede ve iki kızkardeş varsa, miras yirmi dörde bölünür. Anne, altıda bir olan
dört hisseyi, dede on hisseyi, kızkardeşler de on hisseyi alırlar. Eğer anneyle
beraber üç kızkardeş ve dede olursa, miras altıya bölünür. Altıda bir anneye
verilir. Geriye kalan beş hissenin üçü kızkardeşlere, ikisi de dedeye verilir.
Eğer anneyle beraber dört kızkardeş ve dede olursa, miras on sekiz hisseye
bölünür. Anne altıda bir olan üç hisseyi, dede geriye kalanın üçte biri olan
beş hisseyi, kızkardeşler de geriye kalan on hisseyi alırlar. Kızkardeşler daha
çok olunca miras yine on sekiz hisseye bölünür. Bunun altıda biri anneye,
kalanın üçte biri dedeye verilir. Eğer hesap tam çıkarsa (avi olmazsa) kalanı
kızkardeşlere verilir. Hesabın tam çıkmaması halinde ise tüm kardeşler arasında
paylaştırılır."
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: