musannef Abdurrezzak |
(Fitneler) |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Müslümanın Ayıbını
Örtmek
18919- Ata (b. Ebi
Rebah) der ki: Daha önce, hırsız getirilip: "Çaldın mı?
Hayır de. Çaldın mı?
Hayır de, hayır de" denirdi. Hz. Ali'ye, çaldıklarıyla beraber iki hırsız
getirilince, kalkıp halka kırbaçla vurarak onları hırsızların etrafından
uzaklaştırdı, hırsızları da ne çağırdı, ne de sordu.
18920- ikrime b. Halid
der ki: Ömer b. el-Hattab'a bir adam getirilince:
"Çaldın mı? Hayır
de" dedi. Adam: "Hayır" deyince, Ömer adamı serbest bırakıp
elini kesmedi.
18921- ibrahim
bildiriyor: Ebu Mes'ud el-Ensari'ye, bir deve çalan bir kadın getirilince, ona:
"Çaldın mı? Hayır de" dedi.
18922- Yezid b. Ebi
Kebşe bildiriyor: Ebu'd-Derda'ya, hırsızlık yapan Selame adında bir kadın
getirilince, ona: "Ey Selame! Çaldın mı? Hayır de" dedi. Selame:
"Hayır" deyince, Ebu'd-Derda onun elini kesmedi.
18923- İbn Sevban der
ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bir örtü çalan bir adam
getirilip: "Ey Allah'ın Resulü! Bu adam hırsızdır" denildi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Çaldığını zannetmiyorum.
Yazıklar olsun sana çaldın mı?" buyurdu. Adam: "Evet"
karşılığını verince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunun
elini kesiniz. Sonra (kanın dinmesi için) dağlayıp bana geliriniz"
buyurdu. Böyle yapıldıktan sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
adama: "Allah'a tövbe et" buyurdu. Adam: "Allah'a tövbe
ediyorum" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Allahım! Bunun tövbesini kabul et" dedi.
Tahric: Ebu Davud,
Merdsil'inde (258) rivayet etti.
18924- Başka bir kanalla
bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.
18925- Muhammed b. el-Münkedir
bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir hırsızın elini
kestikten sonra dağlanmasını emretti, sonra: "Allah'a tövbe et"
buyurdu. Adam: "Allah'a tövbe ediyorum" deyince, Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allahım! Bunun tövbesini kabul et"
dedi. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Hırsızın eli kesilince bu el Cehenneme düşer. Eğer bu kişi bir daha
çalarsa, o da elinin peşinden (Cehenneme) gider. Eğer tövbe ederse (kıyamet
günü) elini geri alır."
18926- Zühri bildiriyor:
Safvan, cübbesini çalan bir hırsızı Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
getirince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adamın elinin
kesilmesini emretti. Safvan: "Ben bunu istememiştim ey Allah'ın Resulü!
Cübbe ona sadaka
olsun" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana
gelmeden önce böyle yapsaydın ya!" buyurdu.
Tahric: İbn Mace (2595),
"İbn Şihab-Abdullah b. Safvan'ın babası" kanalıyla mavsul olarak
rivayet etti.
18927- Furafısa b. Umeyr
el-Hanefi b. Abdiddar bildiriyor: Bir hırsız benden bir şey çalınca onu
yakaladık ve insanlar etrafını sardı. Zübeyr gelip:
"Bu nedir?"
diye sorunca, durumu kendisine bildirdik. Zübeyr: "Onu affedin"
deyince, biz: "Ey Ebu Abdillah! Çaldığı şey yanında olan hırsız hakkında
mı böyle diyorsun?" karşılığını verdik. Zübeyr: "Evet. Hüküm
verilmeden önce onu affedin. Eğer hakkında hüküm verilirse, onu ne bırakmak, ne
de aracı olmak helal olmaz" dedi.
18928- Hişam b. Urve
bildiriyor: Zübeyr, bir hırsızı yakalamış ve etrafında insanlar toplanmış olan
Furafisa'nın yanından geçerken, hırsıza aracı oldu. Furafisa: "Onu valiye
götürürüz, vali isterse affeder" deyince, Zübeyr: "Vali onu
affederse, Allah (valiye) afiyet vermesin" karşılığını verdi.
Tahric: Beyhaki (8/333),
Cafer b. Avn kanalıyla Hişam b. Urve' den rivayet etti.
18929- ikrime'nin
bildirdiğine göre Ammar b. Yasir bir hırsızı yakaladıktan sonra:
"Allah'ın, (karşılığında) ayıplarımı örtmesi umuduyla onun yaptığını
gizlerim" dedi.
18930- ikrime'nin
bildirdiğine göre İbn Abbas bir hırsızı yakalayınca ona azık vererek gönderdi.
Ammar da çantasını çalan bir adam kendisine gösterilince, ona kötü söz
söylemeden bıraktı.
18931- Ebu Bekr
es-Sıddık: "Hırsızı, zina yapanı ve şarap içeni, giysimden başka
gizleyecek bir şeyim olmasa, bu giysiyle onu örtmeyi isterdim" demiştir.
18932- Hz. Ömer:
"Hırsızı bağırarak kaçır, (yakalamak için) ona pusu kurma" demiştir.
18933- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Müslümanın bir ayıbıni örtenin, Allah ta kıyamet günü ayıbını örter. Kim
bir müslümanın bir sıkıntısını giderirse, Allah ta kıyamet günü onun bir
sıkıntısını giderir. Müslüman, kardeşinin yardımcısı olduğu müddetçe, Allah ta
onun yardımcısıdır. ''
Tahric: Müslim ve
Tirmizi (3/123, 21319) rivayet ettiler.
18934- Suheyl b. Ebi
Salih, babasından bildiriyor: Ebu Hureyre - hadisi Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) dayandırıp dayandırmadığını bilmiyorum- şöyle dedi: "Müslümanın
bir ayıbını örtenin, Allah ta ayıbını örter."
18935- Süleyman b. Müsa,
kendisine anlatan birinden bildiriyor:
Resülullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından Ensari olan bir adam Medine'den yola
çıkarak, Allah'ın Resülünden beraberce duydukları bir hadisi sormak için Mısır
valisi olan Ukbe b. Amir'e gitti ve bu hadisi sordu. Ukbe şöyle dedi:
Resülullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim kardeşinde gördüğü bir kötülüğü
örterse. Allah ta onun hem dünyada. hem ahirette kusurunu örter"
buyurduğunu duydum. Süleyman der ki: Hz. Osman, halifeliği döneminde, çirkin
bir iş işlemekte olan bir topluluğun yanına çağırıldı. O da kalktı gitti.
Onların dağıldıklarını, fakat ortalıkta hoş olmayan şeyler olduğunu gördü.
Bunun üzerine onlarla karşılaşmadığı için Allaha hamdetti ve bir köle azad
etti.
18936- Mesleme b.
Mahled'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Kim kardeşinde gördüğü bir kötülüğü örterse, Allah ta onun hem
dünyada. hem ahirette kusurunu örter. Sıkıntıda olanı kurtaranı da Allah
kıyamet gününün sıkıntılarının birinden kurtarır. Kişi kardeşinin ihtiyacını
giderirse Allah ta onun sıkıntısını giderir."
ibn Cüreyc der ki: Ebü
Eyyüb yola çıkıp Mısır'da olan Ukbe b. Amir'in yanına giderek: "Sana, ben
ve senden başka ona şahit kalmayan bir şeyi soracağım. Resalullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Dünyada bir müminin ayıbını örterse. Kıyamet
günü Allah da onun ayıbını örter'' buyurduğunu nasıl duydun?" dedi ve
(Ukbe kendisine hadisi anlatınca), yükünü indirmeden Medine'ye döndü. Bu
hadisi, Ebu Said, Ata'ya nakletmiştir.
18937- Amr b. şuayb'ın
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yanıma
gelmeden önce aranızdaki meselelerde birbirinizi affediniz. Haddi gerektiren
şey bana ulaşınca (uygulanması) vacip olur" buyurdu.
Tahric: Ebu Davud,
"İbn Vehb-Abdullah b. Amr b. el-As" kanalıyla merru olarak ve Beyhaki
(8/331) rivayet ettiler.
18938- Amr b. Dinar
bildiriyor: Safvan b. Umeyye'ye Mekke'nin fethinden sonra; "Hicret
etmeyenin dini yoktur" denilince, hicret ederek Resalullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) geldi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem); "Ey
Ebu VehbI Mekke'nin geniş yataklı vadilerine geri dön" buyurdu. Safvan:
"Bu hırsızdır ve benim bir abamı çaldı" deyince, Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onun elini kesiniz" buyurdu. Safvan;
"Abayı ona bağışladım ey Allah'ın Resalü!" deyince ise: "Bunu
bana getirmeden önce böyle yapsaydın ya! Hırsızı yanıma getirdikten sonra
olmaz" buyurdu ve hırsızı eli kesildi, Safvan da Mekke'ye geri döndü.
18939- Tavus der ki:
Safvan b. Umeyye'ye: "Hicret etmeyen helak oldu" denilince,
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gitmeden başını yıkamayacağına dair
yemin edip bineğine binerek yola çıktı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ile Mescid'in kapısında karşılaşınca: "Ey Allah'ın Resulü! Bana:
''Hicret etmeyen helak oldu'' denildi. Ben de sana gelmeden başımı
yıkamayacağıma dair yemin ettim" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Safvan islam'ı duyup din olarak kabul etti. Hicret te fetihten
sonra bitti, ama cihad ve niyet vardır. Cihada çıkmanız istenince, cihada
çıkmız" buyurdu. Daha sonra Safvan, abasını çalan bir adamı getirince,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adamın elinin kesilmesini emretti.
Safvan: "Ey Allah'ın Resulü! Ben bunu istememiştim. Abayı ona sadaka
olarak sayıyorum" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Bunu bana getirmeden önce böyle yapsaydın ya!" buyurdu.
Tahric: Nesai (7/145)
rivayet etti.
18940- İshak b. Abdillah
b. Ebu Talha bildiriyor: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir adam
gelerek: "Ey Allah'ın Resulü! Had cezasını gerektirecek bir suç işledim.
Haddi (şeri cezayı) bana uygula" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ona bir şey sormadı. Namaz için kamet getirilince, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkıp namaz kıldı, adam da Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraberdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) namazı bitirince, adam ona yetişip: "Ey Allah'ın Resulü! Had
gerektiren cezası işleyen benim. Bana bu haddi uygula" dedi. Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Biraz önce bizimle namaz kılmadın
mı?" diye sorunca, adam: "Evet, kıldım" dedi. Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Git. senin günahın
bağışlandı" buyurdu.
Tahric: Buhari (8/206)
ve Müslim (2764), İshak b. Abdillah kanalıyla Enes'ten rivayet ettiler.
18941- Şa'b7 der ki: İbn
Mes'ud, Kufe'de olan evine gidince, insanlarla dolu olduğunu görüp şöyle dedi:
"Bizden fetva sormak için gelen, otursun. inşallah ona fetvayı veririz.
Muhakeme olmak için gelen, otursun da kendisiyle davacı olduğu kişi arasında
hüküm verelim. Kim de, Allah'ın örttüğü bir ayıbını bize bildirmek için
gelmişse, onu Allah'ın örtmesiyle örtsün, Allah'ın kendisini bağışlamasını
kabul etsin, tövbesini, o tövbeyi kabul edecek zata gizlice yapsın. Biz o
günahı bağışlayamayız, ama had uygular ve o utancı taşımasına engel
oluruz."
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: