musannef Abdurrezzak |
(Fitneler) |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
İrtidad
İmandan Sonra Küfre
Girmek
18690- İbn Cüreyc der
ki: Ata (b. Ebi Rebah) bana, iman ettikten sonra küfre giren kişiyle ilgili
olarak: "islam'a davet edilir, eğer kabul etmezse öldürülür" deyince,
ben: "Kaç defa Müslüman olması istenir?" diye sordu. Ata:
"Bilmiyorum" cevabını verince, ben: "Peki bunu kimden
naklediyorsun?" diye sordum. Ata: "Bilmiyorum, ama böyle (yapılması
gerektiğini) duyduk" dedi.
18691- Ebu Osman
en-Nehdi'nin bildirdiğine göre Hz. Ali, Müslüman olduktan sonra küfre giren bir
kişinin, bir ay boyunca tövbe etmesini istedi. Adam kabul etmeyince Ali onu
öldürttü.
18692- Süleyman b.
Musa'nın bildirdiğine göre Osman b. Affan, müsüman olduktan sonra küfre giren
bir kişiyi üç defa islam'a davet ettikten sonra, adam kabul etmeyince onu
öldürttü .
18693- İbn Şihab der ki:
"Müslüman şirke girerse, üç defa islam'a davet edilir. Eğer kabul etmezse
boynu vurulur."
18694- Ubeyd b. Umeyr,
Müslüman olduktan sonra küfre giren kişinin öldürüleceğini söylemiştir.
18695- Muhammed b.
Abdirrahman b. el-Kari, babasından bildiriyor: Mecze'e b. Sevr veya Şakık b.
Sevr, Tuster'in fethedildiğini Hz. Ömer'e müjdelemek için gelince, onu
Medine'de bulamadı. Ömer, bir tarlasına gitmişti. Tarlaya gidip Ömer'in olduğu
bahçeye yaklaşınca tekbir getirdi. Ömer, onun tekbir getirdiğini duyunca
kendisi de tekbir getirdi ve bir araya gelinceye kadar tekbir getirmeye devam
etti. Buluştuklarında, Ömer:
"Yanında ne (haber)
var?" diye sorunca, İbn Sevr: "Allah'ın adını vererek söylüyorum ey
müminlerin emiri - İbn Sevr, Ömer'in Tuster'i Kare'ye bağlamasından korkuyordu
- Allah bize Tuster'i fethetmeyi nasib etti. Tuster şöyle şöyle bir şehirdir ve
Basra'ya bağlıdır" dedi. Ömer: "Evet, o Basra'ya ait bir yerdir. Bana
bildirmen gereken bir şeyoldu mu?" karşılığını verince, İbn Sevr:
"Hayır, ancak Araplardan bir adam irtidad edince boynunu vurduk"
cevabını verdi. Ömer: "Yazık size! Onu bir yere hapsedip kapısını
sıvasaydınız (kapatsaydınız) ve bir delik açarak üç gün boyunca oradan ona her
gün bir ekmek ve bir testi su verseydiniz. Üçüncü gün de kendisine Müslüman
olmasını teklif etseydiniz, belki dönerdi" deyip: "Allahım! Ben buna
izin vermedim. Emretmedim ve bu konuda bilgim de yoktu" diye ekledi.
Tahric: Said b. Mansur
(3/2572), Yakub kanalıyla babasından (Muhammed b.
Abdirrahman' dan),
Malik, Abdurrahman b. Muhammed b. Abd kanalıyla ve aynı kanalla (Doğrusu
Muhammed b. Abdirrahman' dır) Beyhaki (8/207) rivayet ettiler.
18696- Enes anlatıyor:
Tuster'in fethinde, Ebu Musa beni Ömer'e gönderince, Ömer bana, Bekr b. Vail
oğullarından irtidad edip müşriklere katılan altı kişinin durumunu sorup:
"Bekr b. Vail oğullarından olan o kişiler ne yaptılar?" diye sordu.
Ben, onları unutturmak için başka bir mevzu açınca, yine: "Bekr b. Vail
oğullarından olan o kişiler ne yaptılar?" diye sordu. Ben: "Ey
müminlerin emiri! islam'dan irtidad edip müşriklere katılan bu kişiler için öldürülmeden
başka yol yoktur" deyince, Ömer: "Onları barış yoluyla teslim almam,
benim için güneşin üzerine doğduğu bütün altın ve gümüşlerden daha
hayırlıdır" karşılığını verdi. Ben: "Ey müminlerin emiri! Onları ele
geçirseydin ne yapardın?" diye sorunca, Ömer: "Çıktıkları kapıdan
geri girmelerini teklif ederdim. Eğer girerlerse bunu kabul ederdim. Yoksa
onları hapsederdim" dedi.
Tahric: Said b. Mansur
(3/2573), Halid b. Abdillah kanalıyla Davud'dan ve Beyhaki (8/207), Ali b. Asım
kanalıyla Davud' dan rivayet ettiler.
18697- ibrahım(-i
NehaI): "Mürtedin tövbe etmesi istenir" demiştir.
Süfyan: "Biz de bu
görüşü benimseriz" demiştir.
Tahric: Beyhaki (8/197)
rivayet etti.
18698- ibrahım(-i NehaI)
der ki: Şöyle denirdi: "Gücünüz yettiğince Müslümanlara had uygulamaktan sakınınız.
Müslümana had uygulanmaması için bir yol bulduğunuzda, ona had uygulamayınız.
Müslümanlardan bir hakimin af konusunda yanılması, ceza konusunda yanılmasından
daha hayırlıdır. "
18699- Abdullah b. Ubeyd
b. Umeyr'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
irtidad eden Nebhan'a dört defa tövbe etmesi için teklifte bulunmuştur.
18700- Tavus:
"Dininden dönen kişinin kanından başka bir şey kabul edilmez"
demiştir.
18701- Ömer b. Abdillah
b. Urve bildiriyor: Hz. Osman, muhasara altındayken evinin saçağına çıktı ve
onu öldürmek istediklerini, başka bir şey istemediklerini duyunca indi ve:
"Onların öyle bir şey istediğini duydum ki, bu şeyi söylemelerinden ve bu
şeyi gönül rahatlığıyla yapmalarından korkuyordum. Müslümanın kanı üç sebeple
helal sayılır: iman ettikten sonra küfre girmek, evlendikten sonra zina etmek
ve bir cana karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıymak."
18702- Osman b. Affan'ın
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Müslümanın kani, ancak şu üç şeyle helal olur: Evli olduğu halde zina
edenin recmeditmesi. bir kimseyi öldürdüğü için (kısas olarak) öldürülmesi ve
Müslüman olduktan sonra küfre girerse öldürülmesi."
18703- Hz. Osman
muhasara altına alındığı zaman şöyle dedi:
"Müslümanın kanı
ancak şu üç sebeple helal olur: Birini öldürenin (kısas olarak) öldürülmesi,
evlendikten sonra zina yapan(ın recmedilmesi) veya Müslüman olduktan sonra
küfre girmesi."
18704- İbn Mes'ud der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), tıpkı benim sizin aranızdaki şu
kalkmam gibi bizim aramızda hitap için ayağa kalktı ve şöyle buyurdu:
"Canım, kendisinden başka ilah olmayanın elinde olana yemin ederim ki,
Allah'tan başka ilah olmadığına ve benim de Allah'm Resulü olduğuma şahitlik
edenin kanı şu üç şey dışında helal olmaz: Cana karşılık can, evli olan zinakar
ve islam'ı bırakıp cemaatten ayrılan."
Tahric: Buhari (9/6),
A'meş kanalıyla; Müslim (26) 1676, Sevri kanalıyla ve başkaları rivayet
ettiler.
18705- Ebu Burde der ki:
Muaz b. Cebel, Yemen'de Ebu Musa elEş'ari'nin yanına gidince, yanında bir adam
görüp: "Bu kimdir?" diye sordu. Ebu Musa: "Bu, Yahudiyken
Müslüman olan, sonra tekrar Yahudiliğe dönen biridir. -zannedersem- iki aydır
islam'a girmesini istiyoruz" karşılığını verdi. Muaz: "Vallahi, bunun
boynunu vurmadığınız müddetçe oturmam" deyince, adamın boynunu vurdular.
Sonra Muaz dedi ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dininden
dönenin veya dinini değiştirenin öldürülmesine hükmetti. ''
Ma'mer der ki:
Katade'den duyduğuma göre Muaz: "Vallahi, bunun boyun kökünü vurmadığınız
müddetçe oturmam" demiştir.
Tahric: Buhari (12/222),
Kurra kanalıyla Humeyd b. Hilal'dan ve Müslim (1733, 3/1456), Humeyd b. Hilal
kanalıyla aynısını rivayet ettiler.
18706- İbn Abbas'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Dinini değiştireni -veya döneni- öldürünüz ve ona Allah'ın azabıyla -yani
ateşle- işkence etmeyiniz."
Tahric: Nesai (7/104) ve
Buhari (4/75, 9/18), Eyyub kanalıyla rivayet ettiler.
18707- Ubeydullah b.
Abdillah b. Utbe'nin bildirdiğine göre babası şöyle dedi: İbn Mes'ud, irtidad
eden Irak'lı bir topluluğu yakalayıp bu konuda Ömer'e mektup yazınca, Ömer
şöyle cevap yazdı: "Onlara hak dini ve Şahadet kelimesini arz et. Eğer
kabul ederlerse onları serbest bırak. Kabul etmezlerse öldür." Bu
topluluğun bir kısmı islam'ı kabul edince serbest bırakıldılar, kabul
etmeyenler ise öldürüldüler.
18708- Kays b. Ebi Hazım
der ki: İbn Mes'ud'a bir adam gelerek şöyle dedi: "Hanıfe oğullarının
mescitlerinden birine uğradım ve: ''Öğüttükçe öğütenlere andolsun, yoğurdukça
yoğuranlara andolsun, pişirdikçe pişirenlere andolsun, (bu ekmeği) lokma lokma
alanlara andolsun!'' şeklinde, Allah'ın indirmediği bir şeyler okuduklarını
gördüm." İbn Mes'ud, liderleri olan ibnu'n-Nevvaha'ya gelip onu öldürdü ve
kalanların çok olduğunu görüp şöyle dedi: "Bu gün bunları şeytana kurban
etmeyeceğim. Bunları Şam'a götürün, belki Allah onlara tövbe etmeyi nasib eder
veya veba hastalığından ölüp yok olurlar."
ismail'in Kays'tan
bildirdiğine göre İbn Mes'ud şöyle dedi: "Bu -ibnu'nNevvaha- Müseyleme
tarafından Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gönderilince,
Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer elçiyi öldürecek olsaydım, bunu
öldürürdüm" buyurdu.
18709- Ebu Amr
eş-Şeybanı der ki: Hz. Ali'ye, Hıristiyanken Müslüman olan, sonra irtidad eden
bir adam getirilince, Hz. Ali ona: "Sakın miras alabilmek için irtidad
etmiş, sonra islam'a dönecek olmayasın?" diye sordu. Adam:
"Hayır" cevabını verince, Ali: "Sakın, bir kadını istemene
rağmen sana verilmemiş ve bu sebeple irtidad etmiş, kadını aldıktan sonra da
islam'a dönecek olmayasın?" diye sordu. Adam: "Hayır" cevabını
verince, Ali: "islam'a geri dön" dedi. Adam: "Hayır. Mesıh'e
kavuşmadıkça dönmem" karşılığını verince, Ali, adamın öldürülmesini
emretti ve adamın boynunu vurdular, mirasını da müslüman olan çocuklarına
verdiler.
18710- Ebu Amr
eş-Şeyban'i der ki: Müstevrid el-İcli Müslüman olduktan sonra Hıristiyanlığa dönünce,
Utbe b. Ferkad onu Hz. Ali'ye gönderdi. Ali onun tövbe etmesini isteyince,
Müstevrid bunu kabul etmedi. Bunun üzerine Ali onu öldürttü. Hıristiyanlar onun
cesedini otuz bin dirhem karşılığında isteyince, Hz. Ali Müstevrid'in cesedini
vermeyi kabul etmeyip yaktırdı.
ibn Uyeyne der ki: Ammar
ed-Duhen'i'nin bildirdiğine göre Hz. Ali namaza giderken Mustevrid el-İcli'yi
tövbeye davet etti ve: "Senin için Allah'tan yardım diliyorum" dedi.
Mustevrid de: "Ben de senin için Mesih'ten yardım diliyorum" karşılığını
verdi. Hz. Ali elini Mustevrid'in boynuna doğru götürdü ve taktığı haçtan
kolyeyi koparıp attıktan sonra:
"Allah'ın kulları!
Onu öldürün" deyip namaza gitti. Ancak kendisi başka bir adamı namaz
kıldırması için öne geçirdi. Daha sonra cemaate bunu abdestini bozacak bir
şeyden dolayı değil, pis sayılan bu haçlardan birine dokunduğu için yaptığını
ve bundan dolayı abdestini tazelemek istediğini söyledi.
18711- İbn Ubeyd b.
el-Ebras bildiriyor: Hz. Ali, irtidad eden Müstevrid el-İcli'nin tövbe etmesini
isteyince, Müstevrid kabul etmedi. Bunun üzerine Ali ona ayağıyla vurdu ve halk
ta onu öldürdü.
18712- Kabus b. Muharik
bildiriyor: Muhammed b. Ebi Bekr, Hz. Ali'ye mektup yazıp, zındık olan (irtidad
eden) iki müslümanın durumunu sorunca, Ali: "Eğer tövbe etmezlerse
boyunlarını vurunuz" şeklinde cevap yazdı .
18713- Simak b. el-Fadl
bildiriyor: Urve, Ömer b. Abdilazız'e mektup yazıp, müslüman olduktan sonra
irtidad eden bir adamın durumunu sorunca, Ömer şöyle cevap yazdı: "Ona
islam'ın kanunlarını sor, eğer bilirse, ona Müslüman olmayı teklif et. Eğer
kabul etmezse boynunu vur. Eğer bilmiyorsa, ondan alacağın cizyeyi ağırlaştır
ve bırak."
18714- Ma'mer der ki:
Cezıre halkından bir adamın bildirdiğine göre bir topluluk Müslüman olduktan kısa
bir süre sonra irtidad ettiler. Meymun b. Mihran bu konuyu mektupla Ömer b.
Abdilazız'e sorunca, Ömer: "Onlardan tekrar cizye almaya başla ve serbest
bırak" şeklinde cevap yazdı .
18715- Ebu't-lufeyl der
ki: Hz. Ali, Ma'kil es-Sülemı'yi Naciye oğullarına gönderince, Ma'kil onların
üç gruba ayrılmış olduklarını gördü. Bir kısmı Hıristiyanken Müslüman olmuştu.
Bir kısmı Hıristiyanlık dininde kalmıştı. Bir kısmı da Müslüman olduktan sonra
tekrar Hıristiyan olmuştu. Ma'kil, adamlarıyla bir işarette anlaşıp: "Bu
işareti görünce, Müslüman olduktan sonra irtidad eden gruba silah la
saldırın" dedi. Onlara işareti verince silahla onlara saldırdılar,
savaşçılarını öldürüp, zürriyetlerini esir aldılar. Ma'kil onları Meskale'ye
yüz bin dirheme satıp, elli binini peşin aldı, elli bini de sonraya kaldı. Hz.
Ali de bu alışverişi geçerli saydı. Meskale, Muaviye'ye katılınca ise esirleri
azad etti. Ali bunların azad edilmelerini de geçerli saydı ve Meskale'nin evine
giderek orada dağıttı. Daha sonra (Meskale'ye esirleri satanlar, kalan elli
bini taleb etmek için) Ali'nin yanına geldiklerinde Ali: "Adamınız
düşmanınıza katıldı. Onu bana getirin, hakkınızı ondan alayım" dedi.
Tahric: İbn Ebi Şeybe,
Abdulmelik b. Said b. Hayyan kanalıyla Ammar'dan aynısını ve aynı kanalla
Beyhaki (8/208) rivayet ettiler.
18716- Zühri der ki: Hz.
Ebu Bekr, orduyu irtidad edenlerle savaşmaya gönderince: "Bakınız, ezan
duyduğunuz yere karışmayınız. Çünkü ezan imanın şiarıdır" dedi.
18717- Hişam b. Urve'nin
bildirdiğine göre babası şöyle dedi: irtidad edenler Ebu Bekr'e gelip:
"Savaşmamız için bize silah ver" derler, onlara silah verince de
kendisiyle savaşırlardı. Abbas b. Mirdas bu konuda şöyle demiştir: Ondan
silahını alıp onunla mı savaşıyorsunuz?
Allah sizi ibret olacak
şekilde cezalandırsın.
18718- Ubeydullah b.
Abdillah b. Utbe der ki: Hz. Ebu Bekr zamanında irtidadlar olunca, Hz. Ömer:
"Ey Ebu Bekr! Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bana, insanlarla
"La ilahe illallah" deyinceye kadar savaşmam vahyedildi. "La
ilahe illallah" derlerse, (islam'ın) hakkı dışında, kanları ve mallarını
benden korumuş olurlar ve hesaplan Allah'a aittir" buyurduğu halde (bu)
insanlarla nasıl savaşacaksın?" diye sorunca, Ebu Bekr şöyle cevap verdi:
"Vallahi, namazla zekatı birbirinden ayıranlarla savaşacağım. Şüphesiz
zekat, malın hakkıdır. Vallahi, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
verdikleri bir dişi oğlağı bile benden esirgerlerse, onlarla savaşırım."
Ömer: "Vallahi anladım ki, Hz. Ebu Bekir'in bu görüşü, Allah'ın savaş
meselesinde ona ilhamından başka bir şey değildi. iyice anladım ki, bu karar
hakmış" dedi.
Tahric: Müslim (1/37),
"Ukayl-Ebu Hureyre" kanalıyla rivayet etti.
18719- Mikdad b.
el-Esved der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın
Resulü! Ben ve bir müşrik karşılaşıp çarpıştık ve o elimi kesti. Ona vurmak
için saldırınca da: "La ilahe illallah" dedi. Bu durumda onu
öldüreyim mi, bırakayım mı?" Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu
bırak" buyurunca, ben: "Elimi kesse bile mi?" diye sordum.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Elini kesse bile"
buyurunca aynı soruyu iki veya üç defa tekrar ettim. Bunun üzerine Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer adam: ''La ilahe illallah'' dedikten
sonra onu öldürürsen, adamın bu sözü söylemeden önceki durumuna düşersin (kafir
olursun), o da senin onu öldürmeden önceki durumuna düşer" buyurdu.
Mikdad, Kinde'dendi ve Zühre oğullarının anlaşmalısıydı.
Tahric: Müslim (156) 95
ve Buhari (5/109), Zühri kanalıyla rivayet ettiler.
18720- Kabısa b. Zueyb
der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından bir adam kaçan
bir askeri birliğe saldırıp, kaçan bu müşriklerden bir adama yetişti. Ona
kılıçla vuracağı zaman adam: "La ilahe illallah" dedi, ama sahabi
adamı öldürmeden bırakmadı. Adam, onu öldürdüğü için rahatsızlık hissedip
durumu Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) anlatarak: "Benden
korunmak için tevhid kelimesini söyledi" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Kalbini yarıp baktın mı? Kalbin durumunu dil
açıklar" buyurdu. Fazla zaman geçmeden, adamı öldüren bu kişi vefat
edince, defnedildi ama sabah olunca yerin üzerinde olduğu görüldü. Adamın
ailesi Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip durumu anlatınca, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu defnedin" buyurdu. Adamı
defnettiler, ama yine ertesi sabah toprağın üzerine çıktı. Adamın ailesi durumu
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir daha bildirince, Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Toprak onu kabul etmedi. Onu mağaralardan
birine atmız" buyurdu.
Tahric: Müslim, Usame b.
Zeyd kanalıyla defin olayını zikretmeksizin aynısını rivayet etti.
18721- İbn Ömer der ki: Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Halid b. el-Velid'i -zannedersem-
Cezıme oğullarına gönderince, Halid onları islam'a davet etti; ama onlar:
"Müslüman olduk" diyemedikleri için: "Sabil olduk" demeye
başladılar. Bunun üzerine Halid onları öldürmeye ve esir almaya başladı. Her
birimize de bir esir verdiler. Bir gün bize herkesin kendi esirini öldürmesini
emredince ben: "Vallahi, ben esirimi öldürmem, hiçbir arkadaşım da esirini
öldürmez" dedim ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelip
Halid'in yaptıklarını anlattık. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ellerini kaldırıp: "Allahım! Halid'in yaptığından sana
sığınırım. Allahım! Halid'in yaptığından sana sığınırım" dedi.
Tahric: Buhari (5/203,
9/91) ve Nesai (8/236) rivayet ettiler.
18722- Ebu Katade der
ki: Riddet olaylarında yola çıkıp güneş batmak üzereyken bir topluluğa vardık
ve onlara mızraklarımızı doğrulttuk. Onlar:
"Siz
kimsiniz?" diye sorunca, biz: "Biz Allah'ın kullarıyız" cevabını
verdik. Onlar: "Biz de Allah'ın kullarıyız" deyince, Halid onları
esir aldı ve sabah olunca da boyunlarının vurulmasını emretti. Ben: "Ey
Halid; Allah'tan kork. Bunu yapman helal değildir" deyince, Halid:
"Otur. Bu seni ilgilendirmez" karşılığını verdi. (Zühri der ki) Ebu
Katade, Halid ile beraber hiçbir savaşa çıkmayacağına yemin ederdi. Halid'i,
ganimet almak için onları öldürmeye teşvik edenler bedevilerdi. Bu Malik b.
Nuveyra'nın kabilesine karşı yapılmıştı.
18723- Amr b. Şuayb
bildiriyor: Bir adam, Abdullah b. Ömer veya İbn Amr'a -ibn Şuayb emin
değildir-: "Bir adam kılıçla bana saldırınca kılıcı düştü, ben de kılıcı
alıp onu öldürdüm" deyince, şöyle karşılık verdi:
"Allah'ın huzuruna
birini öldürmüş olarak çıkmış olursun." Adam: "Peki o beni
öldürürse" deyince ise: "O zaman o kişi Allah'ın huzuruna birini
öldürmüş olarak çıkar" karşılığını verdi.
18724- Zühri der ki: Abs
oğullarından ve Ensar'dan biri olan Huzeyfe b. el-Yeman, uhud günü babası Yeman
ile beraber Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte şiddetli bir
şekilde savaştı. Müslümanlar Yeman'ı kuşatıp kılıçlarıyla ona vurmaya
başlayınca, Huzeyfe: "Babam!" demeye başladı; ama onlara yetişene
kadar sahabe onun ne dediğini anlamadılar. Yeman'a kılıçlarla vurarak
öldürdüler. Bunun üzerine Huzeyfe: "Allah sizi bağışlasın. O merhamet
edenlerin en merhametlisidir" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bunu öğrenince, Huzeyfe'nin, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) yanındaki değeri ve dostluğu daha da arttı.
Kadının Müslüman
Olduktan Sonra irtidad Etmesi
18725- Zühri, Müslüman
olduktan sonra küfre giren kadınla ilgili olarak:
"Tövbe etmesi
istenir, tövbe etmezse öldürülür" dedi.
Tahric: Beyhaki (/203),
Abdurrezzak kanalıyla rivayet etti.
18726- ibrahım(-i Nehai),
irtidad eden kadınla ilgili olarak: "Tövbe etmesi istenir, tövbe etmezse
öldürülür" dedi.
18727- Başka bir kanalla
Sevri'den bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.
Hasan(-ı BasrI)
ise""Esir alınıp Müslüman olması için zorlanır" demiştir.
18728- Katade: "Bu
durumdaki kadın esir alınıp satılır. Ebu Bekr, dinden dönenlerin kadınlarına bu
şekilde davranıp onları satmıştır" demiştir.
18729- Eyyub'un
bildirdiğine göre Ömer b. Abdilazız, Hıristiyanlığa giren bir ümmü veled
hakkında: "Dininden olanlara değil, çocuğunun olduğu ülkede satılır"
diye yazdı.
18730- Yahya b. Said'in
bildirdiğine göre Ömer b. Abdilazız, böyle bir kadını Dumetu'l-Cendel' de,
dininden olmayanlara satmıştır.
18731- İbn Abbas der ki:
"irtidad eden kadın, öldürülmez, hapsedilir."
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Ergenlik çağına
Gelmeyen Kişinin Eli Kesilmez