musannef Abdurrezzak |
Diyetler |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Ceninin Diyeti (=Gurre)
18333- Halid ed-Dımeşki
bildiriyor: Abdulmelik, henüz kan pıhtısı olan cenine yirmi dinar, cenin et parçası
haline gelmişse kırk dinar, kemikler oluşmuşsa altmış dinar, kemiklerin
üzerinde et oluşmuşsa seksen dinar, ceninin yaratılışı tamamlanıp saçları
çıkmışsa yüz dinar diyet ödenmesine hükmetmiştir. (Halid) der ki:
"Öğrendiğime göre Hz. Ali aynı şekilde hüküm vermiştir.
18334- İbn (üreye der
ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "(eninin diyeti ne zaman vacip olur?" diye
sorduğumda: "Et parçası halini almadıkça diyet gerekir" cevabını
verdi. Sanırım ben: "Eğer cenine can verilmişse ama henüz organları tamamlanmamışsa,
diyet vacip olur mu?" diye sorunca: "Evet" cevabını verdi.
18335- Katade:
"(enin, et parçası halini almışsa diyetin üçte ikisi, eğer henüz kan
pıhtısıysa diyetin üçte biri ödenir" demiştir.
18336- Zühri der ki:
Eğer düşüğün bebek olduğu belli olursa ve ağlamazsa bir ğurre! ödenir. Ağlarsa
tam diyet ödenir. Bu durumda düşük erkekse bin dinar, kızsa beşyüz dinar
ödenir." Katade de aynı şeyi söylemiştir.
18337- Zühri ve Katade'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ceninde bir köle
veya cariyenin azad edilmesine hükmetmiştir.
18338- Ebü Hureyre der
ki: Huzeyl kabilesinden iki kadın kavga ettiler ve biri diğerine taş attı. Taş
kadının karnına isabet edince kadın öldü ve karnındaki cenin de düştü.
Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) taşı atan kadının diyet ödemesine,
cenin için de diyet olarak bir köle veya cariye vermesine hükmetti. Bir kişi:
"Henüz yememiş, içmemiş, konuşmamış ve doğarken sesi çıkmamış birisinin
diyeti nasıl ödenir? Böyle birisinin kanı heder olmalıdır"" dedi. Ebü
Hureyre'nin iddia ettiğine göre Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu
adam
hakkında: "Bu,
kahinlerin kardeşlerindendir" buyurdu.
Tahric: Buhari (7/175,
9/14), İbn Şihab kanalıyla ve Müslim (36) 1681 rivayet ettiler. Ancak Ma'mer'in
rivayetini Müslim (2/62), Abdurrezzak kanalıyla rivayet etmiştir.
18339- Tavus der ki: Hz.
Ömer, bir kadına, direkle vuran bir kadına kısas uygulamayı düşünüp, durumu
istişare ederek: "Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında buna
benzer bir dava olmuş muydu?" diye sordu. Kendisine şöyle denildi:
Hamel b. Malik b.
en-Nabiğa'nın iki hanımı vardı. Biri diğerine vurdu ve hem kadını, hem
karnındaki cenini öldürdü. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
öldürülen kadın için diyete, cenin içinse ğurre olarak bir köle veya cariye ya
da at verilmesi hükmünü verdi. Bunun üzerine Ömer tekbir getirerek buna göre
hüküm verdi ve: "Eğer bunu duymasaydım bile aynı şekilde hüküm
verirdim" dedi. Bir adam: "Ey Allah'ın Resalü! Henüz yememiş,
içmemiş, konuşmamış ve doğarken sesi çıkmamış birisinin diyetini mi ödeyeceğim.
Böyle birisinin kanı heder olmalıdır" dedi.
18340- Ma'mer der ki:
İbn Tavus: "Gurre, bir erkek köle veya cariye veya bir attır"
deyince, ben: "Bu, Ömer'in hadisinden mi (çıkarıldı)?" diye sordum.
İbn Tavus: "Evet" cevabını verdi.
18341- Zeyd der ki:
"Cenin diri olarak düşerse, diyeti tam olur. Bu, doğarken ses çıkarsa da,
çıkarmasa da aynıdır." Ma'mer'in bildirdiğine göre Zühri der ki:
"Diyetin tam olması için, çocuğun hapşırarak ta olsa ses çıkarması
gerekir. Hapşırması benim için ses çıkarması demektir."
18342- Tavus der ki:
Ömer b. el-Hattab'a bu konuda Resalullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) verdiği
şu hüküm anlatıldı: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kadınların
kocasını çağırdı ve ona, hanımlarından birinin diğerine evin direğiyle
vurduğunu ve hem kadını, hem karnındaki cenini öldürdüğünü söyledi. Bunun
üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadın için diyet
ödenmesine, cenin için de ğurre verilmesine hükmetti." Ömer tekbir
getirip: "Biz de kendi görüşümüzle aynı hükmü vermek üzereydik" dedi.
18343- İbn Abbas der ki:
Hz. Ömer minbere çıkıp: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cenin
konusunda verdiği hükmü duyanın söylemesini, Allah'ı hatırlatarak
istiyorum" deyince, Hamel b. Malik b. en-Nabiğa el-Huzeli kalkıp şöyle
dedi: "Ey müminlerin emiri! iki hanımım vardı. Biri diğerini çardağın
direğiyle yaralayıp -veya ona vurup- hem kadını, hem de karnındaki çocuğu
öldürdü. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (çocuk için) ğurre olarak bir
köle veya cariye verilmesine hükmetti." Bunun üzerine Ömer: "Allahu
ekber! Böyle bir şey duymasaydık, başka şekilde hüküm verirdik" dedi.
Tahric: Ebu Davud
(4573), "Süfyan-Tavus" kanalıyla; Nesai (8/21) ve İbn Mace (2641)
rivayet ettiler.
18344- Tavus der ki:
"Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu konuda ğurre olarak bir
köle veya cariye ya da bir at verilmesine hükmetti.''
Tahric: Ebu Davud (s.
269), Abdullah b. Muhammed ez-Zühri kanalıyla İbn Uyeyne'den başka bir lafızla
ve Beyhaki (8/114), Şafii kanalıyla İbn Uyeyne' den başka bir lafızla rivayet
ettiler.
18345- İbn Sırin der ki:
"Gurre; erkek köle veya cariye ya da yüz davardır." Eyyub'un, Ebu
Melih b. Usame'den bildirdiğine göre ise: "Yüz on davardır.''3
Tahric: Beyhaki (8/108,
115) rivayet etti.
18346- Amr b. Şuayb
bildiriyor: Huzeyl kabilesinden bir adamın hanımı olan Huzeylli iki kadından
biri hamileydi. Diğeri hamile olana tokaçla vurup çocuğu düşürmesine sebep
olunca, kocası Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip durumu anlattı.
Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Düşük sebebiyle kadına,
ğurre olarak bir erkek köle veya cariye ödenecek" deyince, kadına vuranın
amcasının oğlu Hamel b. Malik b. en-Nabiğa: "Henüz içmemiş, yememiş ve
doğarken sesi çıkmamış birisinin diyetini mi ödeyeceğim? Böyle birisinin kanı
heder olmalıdır" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Sen seci' mi yapıyorsun?" veya: "Günün kalan kısmını seci'
yaparak geçirirsin" karşılığını verdi.
18347- İbn Şihab der ki:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kumasına vurup hem onu, hem de
karnındaki çocuğu öldüren kadının, (yüz deve) diyet ödemesine, karnındaki çocuk
için de ğurre olarak erkek bir köle veya cariye vermesine hükmetti."
18348- Katade:
"Çocuk, azalan tam olarak düşse bile, doğarken ses çıkarmazsa onu mirasçı
kılmam" demiştir.
18349- ibnu'l-Müseyyeb bildiriyor:
Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cenin için ğurre olarak bir köle
veya cariye verilmesine hükmetti. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
hakkında hüküm verdiği Huzeyli: "Ey Allah'ın Resulü! Henüz içmemiş,
yememiş, konuşmamış ve doğarken sesi çıkmamış birisinin diyetini nasıl öderim?
Böyle birisinin kanı heder olmalıdır" deyince, Allah'ın Resulü: "Bu
(adam). kahinlerin kardeşlerindendir" buyurdu.
Tahric: Buhari (7/175)
ve Nesai (8/49), İbn Şihab kanalıyla mürsel olarak rivayet ettiler.
18350- İbn Şihab'ın
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), öldürülen
kadının diyetini akileye (öldürenin akrabaları) yüklemiştir.
18351- Muğire b. Şu'be
der ki: Bir kadın, kumasına direkle vurarak onu öldürünce Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), diyeti, öldüren kadının asabeden olan
akrabalarına yüklemiş, kadının karnındaki çocuk için de ğurre ödenmesine
hükmetmiştir. Bir bedevi: "Ey Allah'ın Resulü! Henüz yememiş, içmemiş,
bağırmamış ve doğarken sesi çıkmamış birisinin diyetini bana mı yüklüyorsun?
Böyle birisinin kanı heder olmalıdır" deyince, Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) (itirazı yapan bu sözlerini kafıyeli bir şekilde
söylediğinden dolayı): "Bedevi Arapların sed'eleri gibi mi seci'ti
konuşuyorsun?" buyurdu.
Tahric: Müslim (2/63),
İbn Mehdi kanalıyla Sevrrden başka bir lafızla; Tirmizi (1411) ve Nesai (8/50)
rivayet ettiler.
18352- ibrahim(-i
Nehai): "Gurre, akileye aittir" demiştir.
18353- Muğire b. Şu'be
bildiriyor: Hz. Ömer, bir kadının düşük yapmasına sebep olan biri hakkında
istişare edince, Muğire: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu
konuda ğurre verilmesine hükmetti" dedi. Ömer: "Eğer doğru
söylüyorsan, bunu tasdik edecek birini getir" karşılığını verince,
Muhammed b. Mesleme, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu durumda
ğurre ödenmesine hükmettiğine şahitlik etti.
Tahric: Buhari (9/14,
126); Müslim (1683), "Hişam-Muğire" kanalıyla rivayet ettiler. İbn
Cüreyc'İn hadisini ise el-İsmaili rivayet etti. Feth (12/203) ve Sahih Müslim'e
(2/63) bakınız.
18354- ibnu'I-Müseyyeb
der ki: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), anne karnındayken
öldürülen cenin için, eğer cenin erkekse ğurre olarak bir köle, kadınsa cariye
ödenmesine hükmetti."
18355- Abdulazız b. Ömer
bildiriyor: Ömer b. Abdilazız'in bir mektubunda şöyle yazılmıştır:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), hamileyken öldürülen kadının
diyetinin ödenmesine, karnındaki cenin içinse bir köle veya cariye ödenmesine
hükmetti."
18356- İbn Abbas'ın
azatlısı ikrime anlatıyor: Hanımlarından biri diğerini öldüren, Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) de cenin için ğurre, kadın içinse diyet
ödenmesine hükmettiği adamın ismi Hamel b. Malik b. en-Nabiğa'dır. Bu adam,
Beni Kesir b. Hunase b. Gafıle b. Ka'b b. rabiha b. Lihyan b. Huzeyl'dendir.
Öldüren kadının ismi ise, Ümmü Afıf binti Mesruh'tur ve Beni Sa'd b.
Huzeyl'dendir. Kardeşi de Ala' b. Mesruh'tur. Öldürülen kadın ise Muleyke binti
Uveymir'dir. Bu kadın Beni Lihyan b. Huzeyl'dendir. Kardeşi de Amr b.
Uveymir'dir. Ala b. Mesruh: "Bu, henüz yememiş, içmemiş, konuşmamış ve
doğarken sesi çıkmamıştır. Böyle birisinin kanı heder olmalıdır" deyince,
Amr b. Uveymir: "çocuğun erkek olduğu bellidir (ceninin cinsiyeti bile
belli olmuştur)" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cenin
için ğurre olarak bir erkek köle veya cariye ya da at veya yüz davar veya yirmi
deve ödenmesine hükmetti. İbn Abbas'ın azatlısı ikrime'den rivayet edilen
hadisin tamamı budur.
18357- Katade:
"Gurrenin değeri, elli dinardır" demiştir.
18358- Başka bir kanalla
İbn Şübrüme'den bu açıklamanın aynısı rivayet edilmiştir.
18359- Zühri:
"Cenin, varis olmaz, doğarken ses çıkarmadıkça diyeti tam olmaz. Ceninin
düşerken hapşırması benim için doğarken ses çıkarmış olmak için
yeterlidir" demiştir.
Henüz Doğmamış çocuğu
Öldüren
18360- İbn Cüreyc der
ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Henüz doğup ses çıkarmamış çocuğu öldürenin
cezası nedir?" diye sorunca: "Ben, köle azad etmesi veya oruç tutması
gerektiği görüşündeyim" cevabını verdi.
18361- Zühri, hanımına
vurup düşük yapmasına sebep olan kişiyle ilgili olarak: "Bir ğurre öder,
bir köle azad eder ve verdiği ğurreden miras alamaz. Bu ğurre çocuğun,
kendisinden başka olan varislerinindir" demiştir.
18362- Mücahid der ki:
"Bir kadın, hamile bir kadının karnını sıvazlayınca, kadın çocuğunu
düşürdü. Bu durum Hz. Ömer'e arzedilince, hamile olan kadının karnını
sıvazlayan kadına, kefaret olarak bir köle azad etmesini emretti."
18363- ibrahim(-i
Nehai), ilaç içerek veya rahmine bir şey sokarak çocuğunun düşmesine sebep olan
kadınla ilgili olarak: "Kefaret olarak bir ğurre verir" demiştir.
Cariyenin Cenini
18364- Zühri:
"Cariyenin ceninindeki diyetin cariyenin fiyatına oranı, hür kadının
ceninindeki diyetin kendi diyetine oranı gibidir" demiştir.
18365- Katade, cariyenin
cenininin diyeti hakkında şöyle dedi: "Eğer cenin canlıysa, değeri ödenir.
Eğer ölüyse, cariyenin değerinin yirmide biri kadardır."
18366- ibrahım,
cariyenin cenininin değerinin, cariyenin değerinin yirmide biri kadar olduğunu
söyledi. Süfyan der ki: Biz: "Eğer cenin canlıysa, değeri ödenir. Eğer
ölüyse, canlı olduğu takdirde değeri ne kadarsa, bu değerin yirmide biri kadar
ödenir" deriz.
18367- Zühri, adamın,
cariyesinin ceninini azad ettikten sonra, cariyenin öldürülmesiyle ilgili
olarak şöyle dedi: "Cariyenin diyeti ödenir. Ceninin de diyeti köle olduğu
göz önünde bulundurularak ödenir. Çünkü onun azad edilmesi doğup ses
çıkarmasıyla gerçekleşecekti."
18368- ibnu'I-Müseyyeb:
"Cariyenin cenininin diyeti on dinardır" demiştir.
18369- Başka bir kanalla
İsmail b. Umeyye'den bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.
18370- Ma'mer, Kufeli
bir kişinin: "Cariyenin ceninindeki diyetin cariyenin fiyatına oranı, hür
kadının ceninindeki diyetin kendi diyetine oranı gibidir" dediğini
bildirir.
18371- İbn Cüreyc der
ki: Bazıları: "Cariyenin cenini annesinin değerine oranı, hür olan kadının
cenininin hür kadının diyetine oranı kadardır" dedi. Derim ki: Bu, ne
annenin ne de babanın değeriyle takdir edilmez. Ziyad b. Şeyh: "Hür
kadının canlıyken öldürülen cenininin diyeti on iki bin dirhemdir. Anne
karnındayken öldürülürse bir ğurre ödenir, bu da diyetini karşılar. Cariyenin
doğan cenininin öldürülmesinin diyeti elli dinar civarındadır. Eğer ceninken
öldürülürse bu miktar diyet olarak verilir. Eğer: "Diyeti annesinin
değerine göre hesaplanır" denilecek olursa, o zaman onun değeri, doğunca
öldürüldüğü takdirde ödenmesi gereken diyetten fazla olur."
Hayvanın Sebep Olduğu
Zarar
18372- Amr b. Dinar der
ki: "Aygırın sebep olduğu mağduriyet hederdir, madenin sebep olduğu
mağduriyet hederdir, kuyunun sebep olduğu (mağduriyet) hederdir."
18373- Ebu Hureyre' nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Hayvanın sebep olduğu mağduriyet hederdir. kuyunun sebep olduğu
mağduriyet hederdir. madenin sebep olduğu mağduriyet hederdir. Madenlerde ise
beşte bir zekat vardır. ''
Tahric: Nesai (5/45);
Buhari (2/160, 9115) ve Müslim (710), İbn Şihab kanalıyla rivayet ettiler.
18374- Yakub b. Utbe,
Salih ve İsmail b. Muhammed'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem), hayvanın sebep olduğu mağduriyetin, kuyunun sebep olduğu mağduriyetin
ve madenin sebep olduğu mağduriyetin heder olduğuna, madenlerde ise beşte bir
zekat olduğuna hükmetti." İbn Cüreyc der ki: "Cahiliye döneminde,
hayvanların, kuyuların ve madenlerin sebep olduğu mağduriyetten, bunların
sahipleri olan topluluğu sorumlu tutarlardı. Bu durum Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bahsedilince, yukarıda zikredilen hükmü verdi."
18375- Abdulazız b. Ömer
bildiriyor: Ömer b. Abdilazız'in bir mektubunda şöyle yazılmıştır: Bize
bildirildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) maden göçüğünün
altında kalıp ölen ve bir hayvanın toslayarak öldürdüğü iki kişi hakkında:
"Madenin öldürdüğü hederdir. Hayvanın öldürdüğü hederdir" buyurdu.
Cubar kelimesini Tihame halkı heder manasında kullanırlar.
18376- Huzeyl b.
Şurahbil'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Madenin sebep olduğu mağduriyet hederdir, davarın sebep olduğu mağduriyet
hederdir. Madenlerde ise beşte bir zekat vardır. Hayvanın teperek verdiği zarar
da hederdir" buyurdu.
Tahric: Beyhaki, İbn
Mehdi kanalıyla Sevri' den ve Kays b. Rabia (8/344) mavsUl olarak rivayet
ettiler.
18377- Ma'mer
bildiriyor: Zühri'ye: "Kişiye bir hayvan saldırırsa ve adam hayvanı
öldürürse durum ne olur?" diye sorunca, Zühri: "Adam hayvanın
bedelini öder" cevabını verdi. Ben: "Neden?" diye sorunca ise
şöyle cevap verdi: Çünkü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Hayvanın yaralaması hederdir" buyurmuştur. Zühri der ki:
"Hayvana zarar veren onun zararını öder" dedi.
18378- Ebu Hureyre:
"Kişi hayvana vurursa, verdiği zararı karşılar" demiştir.
18379- Abdulkerim der
ki: "Bir aygır bir adama saldırınca, adam kılıcıyla onu öldürdü. Bu durum
Ebu Bekr es-Sıddik'e zikredilince: "Aklı olmayan hayvanın bedelini
vermesine hükmediyorum" dedi. Hz. Ali de aynı şeyi söylemiştir.
18380- Eba Hureyre:
"Hayvana vurup zarar veren bu zararı öder" demiştir.
18381- Esved b. Kays,
kabilesinden olan bir ihtiyardan bildiriyor: "Bir çocuk, Zeyd b. Sahan'ın
evine girince, Zeyd'e ait olan bir deve çocuğa vurarak onu öldürdü. çocuğun
velileri gelip deveyi kestiler ve Ömer b. elHattab'ın yanında davalaştılar.
Ömer, çocuğun kanını heder saydı, çocuğun babasına devenin bedelini ödetti."
18382- ibrahım(-i Nehai)
der ki: "Bir deve ürkünce bir adama vurup öldürdü. Maktulün velileri
deveyi kestiler ve Şureyh'in yanında davalaştılar. Şureyh, adamın kanını heder
saydı, onlara devenin bedelini ödetti."
18383- ibrahım(-i Nehai)
der ki: "Değerli bir deve bir çocuğu çiğneyip öldürünce deveyi öldürdüler.
(Kadı) Şureyh, deveyi öldürenlere bedelini ödetti, çocuğun kanını da heder
saydı."
18384- İbn Cüreyc der
ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Eğer, bir aygırdan, onu öldürme dışında
korunamayacak olursam, nasıl olur da bedelini öderim?" diye sorunca:
"Böyle dediler. Bildiğim kadarıyla daha öncekilerin uygulaması bu
şekildeydi" cevabını verdi.
Zem'a'nın İbn Tavus'tan
bildirdiğine göre Tavus: "Bu durumda adamın aygırın bedelini ödemesine
gerek yoktur" demiştir.
Süfyan, kişinin evinde
bir hayvan bulunmasıyla ilgili olarak şöyle dedi:
"Eğer bu kişi
hayvana binmişse veya tutmuşsa ve hayvan birine vurursa, hayvanın sahibi zararı
öder. Eğer hayvanı evin bir köşesine bağlamışken hayvan birine vurursa, hayvanın
sahibi zarar ödemez. Eğer hayvan yürürken ürküp bir kişiye vurursa, hayvan
sahibi zararı ödemez."
18385- ibrahım(-i NehaI)
der ki: "Eğer hayvan bir insanı tırmalarsa, sahibi zararı ödemez. Ama eğer
ayağıyla vurursa sahibi zararı öder." Ravi der ki: "Bizce bunun
manası, hayvanın yürürken kişiye vurmasıdır."
18386- Şa’bi der ki:
"Kişi hayvanını Müslümanların geçtiği yolda bağlarsa, hayvanın verdiği
zararı karşılar. Zararı karşılamak ta hayvanın sahibinin akrabaları na
aittir."
18387- ibrahım(-i
Nehai). kişinin atının ürküp birini öldürmesiyle ilgili olarak: "Atın
sahibi zararı karşılar. Çünkü o bu durumda, uçan kuşa ok atarken bir adamı
vurup öldüren gibidir" demiştir. ibrahim, atın birine arka ayağıyla
vurduktan sonra ön ayaklarıyla basmasıyla ilgili olarak şöyle dedi:
"Diyetin yarsını
öder. Çünkü arka ayağın vurmasında zararı ödemek yoktur. Ön ayağın verdiği
zarar ise ödenir. Bu durumda atın, adamı arka ayağıyla mı yoksa ön ayağıyla mı
öldürdüğünü bilemeyiz." Muhammed b. Cabir bu rivayeti Hammad'dan, o da
ibrahım'den zikretmiştir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Deli, Çocuk ve
Sarhoşun Verdiği Zarar