musannef

Abdurrezzak

Diyetler

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Ceninin Diyeti (=Gurre)

 

18333- Halid ed-Dımeşki bildiriyor: Abdulmelik, henüz kan pıhtısı olan cenine yirmi dinar, cenin et parçası haline gelmişse kırk dinar, kemikler oluşmuşsa altmış dinar, kemiklerin üzerinde et oluşmuşsa seksen dinar, ceninin yaratılışı tamamlanıp saçları çıkmışsa yüz dinar diyet ödenmesine hükmetmiştir. (Halid) der ki: "Öğrendiğime göre Hz. Ali aynı şekilde hüküm vermiştir.

 

 

18334- İbn (üreye der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "(eninin diyeti ne zaman vacip olur?" diye sorduğumda: "Et parçası halini almadıkça diyet gerekir" cevabını verdi. Sanırım ben: "Eğer cenine can verilmişse ama henüz organları tamamlanmamışsa, diyet vacip olur mu?" diye sorunca: "Evet" cevabını verdi.

 

 

 

18335- Katade: "(enin, et parçası halini almışsa diyetin üçte ikisi, eğer henüz kan pıhtısıysa diyetin üçte biri ödenir" demiştir.

 

 

 

18336- Zühri der ki: Eğer düşüğün bebek olduğu belli olursa ve ağlamazsa bir ğurre! ödenir. Ağlarsa tam diyet ödenir. Bu durumda düşük erkekse bin dinar, kızsa beşyüz dinar ödenir." Katade de aynı şeyi söylemiştir.

 

 

 

18337- Zühri ve Katade'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ceninde bir köle veya cariyenin azad edilmesine hükmetmiştir.

 

 

 

18338- Ebü Hureyre der ki: Huzeyl kabilesinden iki kadın kavga ettiler ve biri diğerine taş attı. Taş kadının karnına isabet edince kadın öldü ve karnındaki cenin de düştü. Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) taşı atan kadının diyet ödemesine, cenin için de diyet olarak bir köle veya cariye vermesine hükmetti. Bir kişi: "Henüz yememiş, içmemiş, konuşmamış ve doğarken sesi çıkmamış birisinin diyeti nasıl ödenir? Böyle birisinin kanı heder olmalıdır"" dedi. Ebü Hureyre'nin iddia ettiğine göre Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu adam

hakkında: "Bu, kahinlerin kardeşlerindendir" buyurdu.

 

Tahric: Buhari (7/175, 9/14), İbn Şihab kanalıyla ve Müslim (36) 1681 rivayet ettiler. Ancak Ma'mer'in rivayetini Müslim (2/62), Abdurrezzak kanalıyla rivayet etmiştir.

 

 

 

18339- Tavus der ki: Hz. Ömer, bir kadına, direkle vuran bir kadına kısas uygulamayı düşünüp, durumu istişare ederek: "Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında buna benzer bir dava olmuş muydu?" diye sordu. Kendisine şöyle denildi:

Hamel b. Malik b. en-Nabiğa'nın iki hanımı vardı. Biri diğerine vurdu ve hem kadını, hem karnındaki cenini öldürdü. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öldürülen kadın için diyete, cenin içinse ğurre olarak bir köle veya cariye ya da at verilmesi hükmünü verdi. Bunun üzerine Ömer tekbir getirerek buna göre hüküm verdi ve: "Eğer bunu duymasaydım bile aynı şekilde hüküm verirdim" dedi. Bir adam: "Ey Allah'ın Resalü! Henüz yememiş, içmemiş, konuşmamış ve doğarken sesi çıkmamış birisinin diyetini mi ödeyeceğim. Böyle birisinin kanı heder olmalıdır" dedi.

 

 

 

18340- Ma'mer der ki: İbn Tavus: "Gurre, bir erkek köle veya cariye veya bir attır" deyince, ben: "Bu, Ömer'in hadisinden mi (çıkarıldı)?" diye sordum. İbn Tavus: "Evet" cevabını verdi.

 

 

 

18341- Zeyd der ki: "Cenin diri olarak düşerse, diyeti tam olur. Bu, doğarken ses çıkarsa da, çıkarmasa da aynıdır." Ma'mer'in bildirdiğine göre Zühri der ki: "Diyetin tam olması için, çocuğun hapşırarak ta olsa ses çıkarması gerekir. Hapşırması benim için ses çıkarması demektir."

 

 

 

18342- Tavus der ki: Ömer b. el-Hattab'a bu konuda Resalullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) verdiği şu hüküm anlatıldı: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kadınların kocasını çağırdı ve ona, hanımlarından birinin diğerine evin direğiyle vurduğunu ve hem kadını, hem karnındaki cenini öldürdüğünü söyledi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadın için diyet ödenmesine, cenin için de ğurre verilmesine hükmetti." Ömer tekbir getirip: "Biz de kendi görüşümüzle aynı hükmü vermek üzereydik" dedi.

 

 

 

18343- İbn Abbas der ki: Hz. Ömer minbere çıkıp: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cenin konusunda verdiği hükmü duyanın söylemesini, Allah'ı hatırlatarak istiyorum" deyince, Hamel b. Malik b. en-Nabiğa el-Huzeli kalkıp şöyle dedi: "Ey müminlerin emiri! iki hanımım vardı. Biri diğerini çardağın direğiyle yaralayıp -veya ona vurup- hem kadını, hem de karnındaki çocuğu öldürdü. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (çocuk için) ğurre olarak bir köle veya cariye verilmesine hükmetti." Bunun üzerine Ömer: "Allahu ekber! Böyle bir şey duymasaydık, başka şekilde hüküm verirdik" dedi.

 

Tahric: Ebu Davud (4573), "Süfyan-Tavus" kanalıyla; Nesai (8/21) ve İbn Mace (2641) rivayet ettiler.

 

 

 

18344- Tavus der ki: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu konuda ğurre olarak bir köle veya cariye ya da bir at verilmesine hükmetti.''

 

Tahric: Ebu Davud (s. 269), Abdullah b. Muhammed ez-Zühri kanalıyla İbn Uyeyne'den başka bir lafızla ve Beyhaki (8/114), Şafii kanalıyla İbn Uyeyne' den başka bir lafızla rivayet ettiler.

 

 

 

18345- İbn Sırin der ki: "Gurre; erkek köle veya cariye ya da yüz davardır." Eyyub'un, Ebu Melih b. Usame'den bildirdiğine göre ise: "Yüz on davardır.''3

 

Tahric: Beyhaki (8/108, 115) rivayet etti.

 

 

 

18346- Amr b. Şuayb bildiriyor: Huzeyl kabilesinden bir adamın hanımı olan Huzeylli iki kadından biri hamileydi. Diğeri hamile olana tokaçla vurup çocuğu düşürmesine sebep olunca, kocası Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip durumu anlattı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Düşük sebebiyle kadına, ğurre olarak bir erkek köle veya cariye ödenecek" deyince, kadına vuranın amcasının oğlu Hamel b. Malik b. en-Nabiğa: "Henüz içmemiş, yememiş ve doğarken sesi çıkmamış birisinin diyetini mi ödeyeceğim? Böyle birisinin kanı heder olmalıdır" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen seci' mi yapıyorsun?" veya: "Günün kalan kısmını seci' yaparak geçirirsin" karşılığını verdi.

 

 

 

18347- İbn Şihab der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kumasına vurup hem onu, hem de karnındaki çocuğu öldüren kadının, (yüz deve) diyet ödemesine, karnındaki çocuk için de ğurre olarak erkek bir köle veya cariye vermesine hükmetti."

 

 

 

18348- Katade: "Çocuk, azalan tam olarak düşse bile, doğarken ses çıkarmazsa onu mirasçı kılmam" demiştir.

 

 

 

18349- ibnu'l-Müseyyeb bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cenin için ğurre olarak bir köle veya cariye verilmesine hükmetti. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), hakkında hüküm verdiği Huzeyli: "Ey Allah'ın Resulü! Henüz içmemiş, yememiş, konuşmamış ve doğarken sesi çıkmamış birisinin diyetini nasıl öderim? Böyle birisinin kanı heder olmalıdır" deyince, Allah'ın Resulü: "Bu (adam). kahinlerin kardeşlerindendir" buyurdu. 

 

Tahric: Buhari (7/175) ve Nesai (8/49), İbn Şihab kanalıyla mürsel olarak rivayet ettiler.

 

 

 

18350- İbn Şihab'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), öldürülen kadının diyetini akileye (öldürenin akrabaları) yüklemiştir.

 

 

 

18351- Muğire b. Şu'be der ki: Bir kadın, kumasına direkle vurarak onu öldürünce Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), diyeti, öldüren kadının asabeden olan akrabalarına yüklemiş, kadının karnındaki çocuk için de ğurre ödenmesine hükmetmiştir. Bir bedevi: "Ey Allah'ın Resulü! Henüz yememiş, içmemiş, bağırmamış ve doğarken sesi çıkmamış birisinin diyetini bana mı yüklüyorsun? Böyle birisinin kanı heder olmalıdır" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (itirazı yapan bu sözlerini kafıyeli bir şekilde söylediğinden dolayı): "Bedevi Arapların sed'eleri gibi mi seci'ti konuşuyorsun?" buyurdu.

 

Tahric: Müslim (2/63), İbn Mehdi kanalıyla Sevrrden başka bir lafızla; Tirmizi (1411) ve Nesai (8/50) rivayet ettiler.

 

 

 

18352- ibrahim(-i Nehai): "Gurre, akileye aittir" demiştir.

 

 

 

18353- Muğire b. Şu'be bildiriyor: Hz. Ömer, bir kadının düşük yapmasına sebep olan biri hakkında istişare edince, Muğire: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu konuda ğurre verilmesine hükmetti" dedi. Ömer: "Eğer doğru söylüyorsan, bunu tasdik edecek birini getir" karşılığını verince, Muhammed b. Mesleme, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu durumda ğurre ödenmesine hükmettiğine şahitlik etti. 

 

Tahric: Buhari (9/14, 126); Müslim (1683), "Hişam-Muğire" kanalıyla rivayet ettiler. İbn Cüreyc'İn hadisini ise el-İsmaili rivayet etti. Feth (12/203) ve Sahih Müslim'e (2/63) bakınız.

 

 

 

18354- ibnu'I-Müseyyeb der ki: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), anne karnındayken öldürülen cenin için, eğer cenin erkekse ğurre olarak bir köle, kadınsa cariye ödenmesine hükmetti."

 

 

 

18355- Abdulazız b. Ömer bildiriyor: Ömer b. Abdilazız'in bir mektubunda şöyle yazılmıştır: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), hamileyken öldürülen kadının diyetinin ödenmesine, karnındaki cenin içinse bir köle veya cariye ödenmesine hükmetti."

 

 

 

18356- İbn Abbas'ın azatlısı ikrime anlatıyor: Hanımlarından biri diğerini öldüren, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de cenin için ğurre, kadın içinse diyet ödenmesine hükmettiği adamın ismi Hamel b. Malik b. en-Nabiğa'dır. Bu adam, Beni Kesir b. Hunase b. Gafıle b. Ka'b b. rabiha b. Lihyan b. Huzeyl'dendir. Öldüren kadının ismi ise, Ümmü Afıf binti Mesruh'tur ve Beni Sa'd b. Huzeyl'dendir. Kardeşi de Ala' b. Mesruh'tur. Öldürülen kadın ise Muleyke binti Uveymir'dir. Bu kadın Beni Lihyan b. Huzeyl'dendir. Kardeşi de Amr b. Uveymir'dir. Ala b. Mesruh: "Bu, henüz yememiş, içmemiş, konuşmamış ve doğarken sesi çıkmamıştır. Böyle birisinin kanı heder olmalıdır" deyince, Amr b. Uveymir: "çocuğun erkek olduğu bellidir (ceninin cinsiyeti bile belli olmuştur)" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cenin için ğurre olarak bir erkek köle veya cariye ya da at veya yüz davar veya yirmi deve ödenmesine hükmetti. İbn Abbas'ın azatlısı ikrime'den rivayet edilen hadisin tamamı budur.

 

 

 

18357- Katade: "Gurrenin değeri, elli dinardır" demiştir.

 

 

 

18358- Başka bir kanalla İbn Şübrüme'den bu açıklamanın aynısı rivayet edilmiştir.

 

 

 

18359- Zühri: "Cenin, varis olmaz, doğarken ses çıkarmadıkça diyeti tam olmaz. Ceninin düşerken hapşırması benim için doğarken ses çıkarmış olmak için yeterlidir" demiştir.

 

 

 

Henüz Doğmamış çocuğu Öldüren

 

18360- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Henüz doğup ses çıkarmamış çocuğu öldürenin cezası nedir?" diye sorunca: "Ben, köle azad etmesi veya oruç tutması gerektiği görüşündeyim" cevabını verdi.

 

 

 

18361- Zühri, hanımına vurup düşük yapmasına sebep olan kişiyle ilgili olarak: "Bir ğurre öder, bir köle azad eder ve verdiği ğurreden miras alamaz. Bu ğurre çocuğun, kendisinden başka olan varislerinindir" demiştir.

 

 

 

18362- Mücahid der ki: "Bir kadın, hamile bir kadının karnını sıvazlayınca, kadın çocuğunu düşürdü. Bu durum Hz. Ömer'e arzedilince, hamile olan kadının karnını sıvazlayan kadına, kefaret olarak bir köle azad etmesini emretti."

 

 

 

18363- ibrahim(-i Nehai), ilaç içerek veya rahmine bir şey sokarak çocuğunun düşmesine sebep olan kadınla ilgili olarak: "Kefaret olarak bir ğurre verir" demiştir.

 

 

 

Cariyenin Cenini

 

18364- Zühri: "Cariyenin ceninindeki diyetin cariyenin fiyatına oranı, hür kadının ceninindeki diyetin kendi diyetine oranı gibidir" demiştir.

 

 

 

18365- Katade, cariyenin cenininin diyeti hakkında şöyle dedi: "Eğer cenin canlıysa, değeri ödenir. Eğer ölüyse, cariyenin değerinin yirmide biri kadardır."

 

 

 

18366- ibrahım, cariyenin cenininin değerinin, cariyenin değerinin yirmide biri kadar olduğunu söyledi. Süfyan der ki: Biz: "Eğer cenin canlıysa, değeri ödenir. Eğer ölüyse, canlı olduğu takdirde değeri ne kadarsa, bu değerin yirmide biri kadar ödenir" deriz.

 

 

 

18367- Zühri, adamın, cariyesinin ceninini azad ettikten sonra, cariyenin öldürülmesiyle ilgili olarak şöyle dedi: "Cariyenin diyeti ödenir. Ceninin de diyeti köle olduğu göz önünde bulundurularak ödenir. Çünkü onun azad edilmesi doğup ses çıkarmasıyla gerçekleşecekti."

 

 

 

18368- ibnu'I-Müseyyeb: "Cariyenin cenininin diyeti on dinardır" demiştir.

 

 

 

18369- Başka bir kanalla İsmail b. Umeyye'den bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.

 

 

 

18370- Ma'mer, Kufeli bir kişinin: "Cariyenin ceninindeki diyetin cariyenin fiyatına oranı, hür kadının ceninindeki diyetin kendi diyetine oranı gibidir" dediğini bildirir.

 

 

 

18371- İbn Cüreyc der ki: Bazıları: "Cariyenin cenini annesinin değerine oranı, hür olan kadının cenininin hür kadının diyetine oranı kadardır" dedi. Derim ki: Bu, ne annenin ne de babanın değeriyle takdir edilmez. Ziyad b. Şeyh: "Hür kadının canlıyken öldürülen cenininin diyeti on iki bin dirhemdir. Anne karnındayken öldürülürse bir ğurre ödenir, bu da diyetini karşılar. Cariyenin doğan cenininin öldürülmesinin diyeti elli dinar civarındadır. Eğer ceninken öldürülürse bu miktar diyet olarak verilir. Eğer: "Diyeti annesinin değerine göre hesaplanır" denilecek olursa, o zaman onun değeri, doğunca öldürüldüğü takdirde ödenmesi gereken diyetten fazla olur."

 

 

 

Hayvanın Sebep Olduğu Zarar

 

18372- Amr b. Dinar der ki: "Aygırın sebep olduğu mağduriyet hederdir, madenin sebep olduğu mağduriyet hederdir, kuyunun sebep olduğu (mağduriyet) hederdir."

 

 

 

18373- Ebu Hureyre' nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hayvanın sebep olduğu mağduriyet hederdir. kuyunun sebep olduğu mağduriyet hederdir. madenin sebep olduğu mağduriyet hederdir. Madenlerde ise beşte bir zekat vardır. ''

 

Tahric: Nesai (5/45); Buhari (2/160, 9115) ve Müslim (710), İbn Şihab kanalıyla rivayet ettiler.

 

 

 

18374- Yakub b. Utbe, Salih ve İsmail b. Muhammed'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), hayvanın sebep olduğu mağduriyetin, kuyunun sebep olduğu mağduriyetin ve madenin sebep olduğu mağduriyetin heder olduğuna, madenlerde ise beşte bir zekat olduğuna hükmetti." İbn Cüreyc der ki: "Cahiliye döneminde, hayvanların, kuyuların ve madenlerin sebep olduğu mağduriyetten, bunların sahipleri olan topluluğu sorumlu tutarlardı. Bu durum Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bahsedilince, yukarıda zikredilen hükmü verdi."

 

 

 

18375- Abdulazız b. Ömer bildiriyor: Ömer b. Abdilazız'in bir mektubunda şöyle yazılmıştır: Bize bildirildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) maden göçüğünün altında kalıp ölen ve bir hayvanın toslayarak öldürdüğü iki kişi hakkında: "Madenin öldürdüğü hederdir. Hayvanın öldürdüğü hederdir" buyurdu. Cubar kelimesini Tihame halkı heder manasında kullanırlar.

 

 

 

18376- Huzeyl b. Şurahbil'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Madenin sebep olduğu mağduriyet hederdir, davarın sebep olduğu mağduriyet hederdir. Madenlerde ise beşte bir zekat vardır. Hayvanın teperek verdiği zarar da hederdir" buyurdu.

 

Tahric: Beyhaki, İbn Mehdi kanalıyla Sevri' den ve Kays b. Rabia (8/344) mavsUl olarak rivayet ettiler.

 

 

 

18377- Ma'mer bildiriyor: Zühri'ye: "Kişiye bir hayvan saldırırsa ve adam hayvanı öldürürse durum ne olur?" diye sorunca, Zühri: "Adam hayvanın bedelini öder" cevabını verdi. Ben: "Neden?" diye sorunca ise şöyle cevap verdi: Çünkü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayvanın yaralaması hederdir" buyurmuştur. Zühri der ki: "Hayvana zarar veren onun zararını öder" dedi.

 

 

 

18378- Ebu Hureyre: "Kişi hayvana vurursa, verdiği zararı karşılar" demiştir.

 

 

 

18379- Abdulkerim der ki: "Bir aygır bir adama saldırınca, adam kılıcıyla onu öldürdü. Bu durum Ebu Bekr es-Sıddik'e zikredilince: "Aklı olmayan hayvanın bedelini vermesine hükmediyorum" dedi. Hz. Ali de aynı şeyi söylemiştir.

 

 

 

18380- Eba Hureyre: "Hayvana vurup zarar veren bu zararı öder" demiştir.

 

 

 

18381- Esved b. Kays, kabilesinden olan bir ihtiyardan bildiriyor: "Bir çocuk, Zeyd b. Sahan'ın evine girince, Zeyd'e ait olan bir deve çocuğa vurarak onu öldürdü. çocuğun velileri gelip deveyi kestiler ve Ömer b. elHattab'ın yanında davalaştılar. Ömer, çocuğun kanını heder saydı, çocuğun babasına devenin bedelini ödetti."

 

 

 

18382- ibrahım(-i Nehai) der ki: "Bir deve ürkünce bir adama vurup öldürdü. Maktulün velileri deveyi kestiler ve Şureyh'in yanında davalaştılar. Şureyh, adamın kanını heder saydı, onlara devenin bedelini ödetti."

 

 

 

18383- ibrahım(-i Nehai) der ki: "Değerli bir deve bir çocuğu çiğneyip öldürünce deveyi öldürdüler. (Kadı) Şureyh, deveyi öldürenlere bedelini ödetti, çocuğun kanını da heder saydı."

 

 

 

18384- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Eğer, bir aygırdan, onu öldürme dışında korunamayacak olursam, nasıl olur da bedelini öderim?" diye sorunca: "Böyle dediler. Bildiğim kadarıyla daha öncekilerin uygulaması bu şekildeydi" cevabını verdi.

Zem'a'nın İbn Tavus'tan bildirdiğine göre Tavus: "Bu durumda adamın aygırın bedelini ödemesine gerek yoktur" demiştir.

Süfyan, kişinin evinde bir hayvan bulunmasıyla ilgili olarak şöyle dedi:

"Eğer bu kişi hayvana binmişse veya tutmuşsa ve hayvan birine vurursa, hayvanın sahibi zararı öder. Eğer hayvanı evin bir köşesine bağlamışken hayvan birine vurursa, hayvanın sahibi zarar ödemez. Eğer hayvan yürürken ürküp bir kişiye vurursa, hayvan sahibi zararı ödemez."

 

 

 

18385- ibrahım(-i NehaI) der ki: "Eğer hayvan bir insanı tırmalarsa, sahibi zararı ödemez. Ama eğer ayağıyla vurursa sahibi zararı öder." Ravi der ki: "Bizce bunun manası, hayvanın yürürken kişiye vurmasıdır."

 

 

 

18386- Şa’bi der ki: "Kişi hayvanını Müslümanların geçtiği yolda bağlarsa, hayvanın verdiği zararı karşılar. Zararı karşılamak ta hayvanın sahibinin akrabaları na aittir."

 

 

 

18387- ibrahım(-i Nehai). kişinin atının ürküp birini öldürmesiyle ilgili olarak: "Atın sahibi zararı karşılar. Çünkü o bu durumda, uçan kuşa ok atarken bir adamı vurup öldüren gibidir" demiştir. ibrahim, atın birine arka ayağıyla vurduktan sonra ön ayaklarıyla basmasıyla ilgili olarak şöyle dedi:

"Diyetin yarsını öder. Çünkü arka ayağın vurmasında zararı ödemek yoktur. Ön ayağın verdiği zarar ise ödenir. Bu durumda atın, adamı arka ayağıyla mı yoksa ön ayağıyla mı öldürdüğünü bilemeyiz." Muhammed b. Cabir bu rivayeti Hammad'dan, o da ibrahım'den zikretmiştir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Deli, Çocuk ve Sarhoşun Verdiği Zarar