musannef Abdurrezzak |
Müdebber |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Umra (Birşeyin Kullanım
Hakkını Ömür Boyu Birine Bağışlamak)
16872- Tavus ile Katade
der ki: Umra, birine: "Bu, hayatın boyunca kullanmak üzere senindir"
denilerek bir malın verilmesidir .
16873- Zeyd b. Sabit'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Umra hakkı,
kişinin ölmesinden sonra varislerine geçer" buyurmuştur.
Tahric: Ahmed, Müsned
(5/189) ve Beyhak] (6/174) rivayet ettiler.
16874- Başka bir kanalla
Zeyd b. Sabit'ten aynısı rivayet edilmiştir.
Tahric: Nesai (6/271),
Ma'mer kanalıyla ve Ahmed, Müsned (5/189), Abdurrezzak kanalıyla rivayet etti.
16875- Zeyd b. Sabit
bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) umra olarak verilen malın
verilen kişiye, rukba olarak verilen malın da verilen kişiye ait olduğuna
hükmetti."
16876- Cabir b.
Abdillah'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Kime umra ile bir şey verilirse o şeyartık kendisinindir"
buyurmuştur.
Tahric: Buhari (5/150);
Müslim 27 (1225) ve Ahmed, Müsned (3/293, 389) rivayet ettiler.
16877- Habıb b. Ebi
Sabit bildiriyor: Bedevinin biri Abdullah b. Ömer'e:
"Adamın biri
oğullarından birine hayatı boyunca kullanması için bir deve verdi. Bu devenin
de yavruları oldu" deyince, İbn Ömer: "Deve ve yavruları hayattayken
de, ölümünden sonra da verilen kişinindir" karşılığını verdi. Bedevi:
"Deve umra olarak değil de, sadaka olarak verilmiş olsa?" diye
sorunca, İbn Ömer: "Böylesi bir durumda onu geri alması daha da
zordur" dedi.
16878- İbn Tavus,
babasından (Tavus'tan) bildirir: "Umra caizdir ve onunla hüküm
verilir."
16879- Habib b. Ebi
Sabit bildiriyor: Bedevinin biri İbn Ömer'e: "Adamın biri oğullarından
birine hayatı boyunca kullanması için bir deve verdi. Bu deve yavruladı ve ufak
bir sürü oluştu" deyince, İbn Ömer: "Deve ve yavruları hayattayken de
ölümünden sonra da verilen kişinindir" karşılığını verdi.
16880- İbn Sirin der ki:
Adamın birinin (kadı) Şureyh'e gelip umra konusunu sorduğuna şahit oldum.
Şureyh: "Umra, verilen kişi ve ailesi için caizdir" dedi. Soran adam
az bir sustuktan sonra: "Böyle nasıl bir hüküm verdin?" diye sordu.
Şureyh şu karşılığı verdi: "Bu hükmü veren ben değilim. Bu hükmü
peygamberinin diliyle Yüce Allah vermiştir ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''Kişinin hayatı boyunca sahip olduğu bir şeye ölümünden sonra
varisleri sahip olur'' buyurmuştur."
Tahric: Nesai (6/277);
Beyhakı (6/175), İbn Uyeyne kanalıyla Eyyub'den ve Vekı (2/362, 376), Hişam b. Hassan
kanalıyla İbn Sirin' den rivayet ettiler.
16881- Ma'mer, bir
adamdan naklen Hasan'dan Şureyh'in dediğinin aynısını bildirmiştir.
16882- İbn Sirin der ki:
(Kadı) Şureyh'e umra davası getirilince söz konusu malın umra olarak verilen kişiye
olduğuna hükmetti. Davayı getiren kişi: "Ey Ebü Umeyye! Bu konuda lehime
mi hükmettin?" deyince, Şureyh:
"Lehine hükmü veren
ben değilim. Böylesi bir hükmü veren Muhammed'dir (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)" karşılığını verdi.
16883- Katade bildiriyor:
Süleyman b. Hişam Mekke'deyken beni ve Zühri'yi yanına çağırdı. Bize umra
konusunu sorunca ben: "Umra, verilen kişi ve ailesi için caizdir"
dedim. Zühri ise dediğime muhalif olan bir şey söyledi. Bunun üzerine Süleyman:
"Bu konuda ihtilafa düştünüz! Mekke'de alim biri var mı?" diye sordu.
Ben: "Evet, Mekke'de daha alim birini tanımadığım bir ihtiyar var"
dedim. Süleyman: "Kim o?" diye sorunca, ben:
"Ata b. Ebi
Rebah" karşılığını verdim. Süleyman, Ata'ya haber gönderdi ve:
"Şu ikisi umra
konusunda ihtilafa düştüler. Sen bu konuda ne diyorsun?" diye sordu. Ata:
"Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Umra olarak bir şeyi vermek
caizdir'' şeklinde hüküm verdi" karşılığını verdi. Adamın biri: "Ama
Abdulmelik b. Mervan bu şekilde hüküm vermezdi" deyince, Ata: "Aksine
Abdulmelik bu konuda bu şekilde hüküm verirdi" karşılığı verdi.
Tahric: Beyhaki (6/174),
Hemmam kanalıyla Katade'den uzun bir metinle rivayet etti.
16884- Amir b. Luey
oğullarının kardeşlerinden biri olan Evs b. Sa'd b.
Ebi Serh bildiriyor:
Daru'I-Hakem'de bir meskenimiz vardı. Abdulmelik hilafeti döneminde bana:
"Daru'ı-As'ta bulunan meskeni bana sat" deyince, ben: "O,
Ebu'ı-As ailesinin değil bizim evimizdir. Cahiliyedeyken evimizdi, müslüman
olduğumuzda da aynı evdeydik" karşılığını verdim. Abdulmelik:
"Ama bu ev size
umra olarak verilmişti" deyince, ben: "Hangi şekilde verilmiş olursa
olsun sonuçta bizim evimizdir. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evin
bizim olmasına hüküm vermişti" karşılığını verdim. Abdulmelik: "Doğru
söylüyorsun. O evi satar mısın?" diye sorunca: "Para karşılığında
satmam, ama başka bir ev karşılığında veririm" karşılığını verdim.
Abdulmelik: "O zaman evlerimden emsal bir ev bak" deyince, ben:
"Eyyub b. el-Ahnes'in evi karşılığında veririm" karşılığını verdim.
Abdulmelik: "O ev Mervan'ın evlerinden biridir. Başka bir ev seç"
deyince, ben: "Hirmaş'ın evi" karşılığını verdim. Abdulmelik: "O
ev seni olsun" deyince Hirmaş'ın evi karşılığında bu evi ona verdik.
Tahric: el-Fakihi, İbn
Cüreyc kanalıyla ve ondan da İbn Hacer, el-İsabe (1/84) nakletmiştir.
16885- İbn Abbas der ki:
"Kişi birine umra olarak bir şey verdiği zaman artık o, verilen kişiye
aittir."
16886- Cabir b. Abdillah
anlatıyor: Medine'de bir kadın oğluna umra olarak bir bahçesini verdi. Kadının
ölümünden sonra kendisine bahçe verilen oğlu da geride bir oğul bırakarak öldü.
Ölen oğlun annesinden olan erkek kardeşleri de vardı. Kadının oğulları:
"Bahçeyi bize geri ver" dediklerinde, ölen adamın oğlu: "Bu
bahçe hayattayken de, ölümünden sonra da babamızındır" karşılığını verdi.
Hz. Osman'ın azatlısı Tarık'ın huzurunda davalaştıklarında Tarık, Cabir'i
yanına çağırdı. Cabir, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) umra olarak
verilen malın verilen kişiye ait olacağı yönünde hüküm verdiğine dair şehadette
bulununca Tarık da bahçe konusunda bu şekilde hüküm verdi. Daha sonra
Abdulmelik'e bir mektup yazarak söz konusu davayı ve Cabir'in bu konuda yaptığı
şehadeti bildirdi. Abdulmelik de: "Cabir doğru söylemiş" şeklinde bir
cevap yazdı. Tarık da verdiği hükmün arkasında durdu. Söz konusu bahçe halen
kendisine umra olarak verilen kişinin oğullarının elindedir.
ibn Cüreyc der ki: Amr
b. Şuayb da: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) umra olarak verilen
malın verilen kişiye ait olacağı yönünde hüküm verdi" demiştir. Yine bana
bildirilene göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişi kendisine
umra olarak verilen malı teslim almışsa artık kendisinin malıdir"
buyurmuştur.
Tahric: Müslim (2/38),
İshak b. Mansur ve Muhammed b. Rafi' kanalıyla Abdurrezzak'tan; Nesai (6/274)
ve Beyhakı (6/173), İshak kanalıyla rivayet etti.
16887- Cabir b. Abdillah
der ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) caiz gördüğü umra,
kişinin malı verirken: "Bu senin ve senden sonra gelen
çocuklarınındır" demesi şeklinde olan umra'dır. Ancak kişi bir malı umra
olarak verirken: "Yaşadığın sürece bu sana aittir" dediği zaman
ölmesi durumunda mal veren kişiye geri döner."
Ma'mer der ki:
"Zühri de bu şekilde hüküm verirdi."
Tahric: Müslim (2/38),
İbn Rahuye kanalıyla Abdurrezzak'tan ve Ebu Davud (3555) rivayet etti.
16888- Hişam b.
Urve'nin, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurmuştur: "Kişi bir malı umra olarak birine ve ondan sonra da
çocuklarına geçecek şekilde verdiği zaman kendisine verilen kişinin ölmesi
halinde bu umra ona varis olanların mülkiyetine geçer. ''
Tahric: Nesai (6/275),
"Hişam-Abdullah b. Ez-Zübeyr" kanalıyla ve İbn Ebi Şeybe,
Musannef(22611), Hişam kanalıyla rivayet etti.
16889- Hişam b. Urve,
babasından bildirir: "Kişi kendisi hayatta olduğu sürece bir malı
varislerinden birine verdiği veya kendisi hayatta olduğu sürece varislerinden
birine bir meskende oturma hakkı tanıdığı zaman öldükten sonra bu verilenler
miras malı arasına katılır."
16890- İbn Cüreyc
bildiriyor: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Kişi birine umra olarak bir şeyi
verirken ölmesi durumunda malın serbest kalacağı şartını koşması konusunda ne
dersin?" diye sorduğumda iki defa ard arda:
"Kendisine verilen
kişinin ölümünden sonra bu mal serbest kalır" dedi. Ona:
"Serbest kalan mal,
Allah yolunda mı harcanır?" diye sorduğumda: "Evet!" dedi.
16891- Ma'mer'in bildirdiğine
göre Zühri ile Hasan(-ı BasrI) şöyle demişlerdir: Kişi bir malı birine umra
olarak verirken: "Hayatta olduğun sürece bu malın kullanım hakkı senindir.
Ölmen durumunda bu mal serbest kalır" dediği zaman aynı şekilde:
"Benim ölmem halinde de bu mal serbest kalır" demelidir.
16892- Abdurrezzak
bildiriyor: Kişinin bir malı umra olarak verirken:
"Ölmen halinde bu
mal satılsın ve parası yoksullara dağıtılsın" demesi konusunda İbn Cüreyc
iki defa ard arda: "Veren kişinin dediği gibi yapılır" demiştir.
16893- İbn Cüreyc
bildiriyor: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Kişinin bir malı umra olarak verirken:
"Ölmen halinde bu mal varislerime geri verilsin" demesi konusunda ne
dersin?" diye sorduğumda: "Olmaz! Umra olarak verilen bir şey hayattayken
de öldükten sonra da verilen kişinin malı olarak kalır" dedi. Ona:
"Aradaki fark ne o zaman?" diye sorduğumda: "Aradaki fark bir
malı umra olarak verirken verilen kişinin ölümünden sonra malın (varislere
dönmesini değil) serbest kalması şartını koşmaktır" dedi.
16894- Zühri der ki:
"Kişi bir malı umra olarak verirken verdiği kişiye:
"Sen hayatta
olduğun sürece senin, sen öldükten sonra da filan kişinin olsun" dediği
zaman verilen mal konusunda söylediği üzere hareket edilir."
Abdurrezzak der ki: Hz.
Ali ise: "Umra konusundaki tasarruf koşulan şarta göredir" demiştir.
İbn Cüreyc'in bildirdiğine göre de Katade bu konuda:
"Verilen kişinin
ölümünden sonra veren kişinin varislerine geçer" demiştir.
16895- Sevri der ki:
Kişi vasiyet ederken: "Bu mal hayatta olduğu sürece filan kişinin, onun
ölümünden sonra da falan kişinindir" dediği zaman mal vasiyette ilk
zikredilen kişinin olur ve ikinci kişinin onda hiçbir hakkı olmaz.
16896- İbn Abbas'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bir malın
umrd olarak verilmesi caizdir ve verilen kişinin ölümünden sonra varisterine
geçer" buyurmuştur.
16897- İbn Cüreyc der
ki: Umra ve uygulaması konusunda İbn Şihab'ın Ebu Seleme b. Abdirrahman'ın hadisinden
naklen bana bildirdiğine göre cabir b. Abdillah el-Ensari' şöyle demiştir:
"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) verdiği hükme göre, kişi
birine umra olarak bir malı: ''Bunu sana ve senden sonra son kişi de ölene
kadar çocuklarına veriyorum'' diyerek verdiği zaman bu mal verilen kişinin ve
ondan sonra da çocuklarının olur. Böylesi bir durumda verilen mal geri sahibine
(onu verene) dönmez, çünkü verilen kişinin ölümünden sonra onun varislerine
geçmiştir."
Tahric: Buhari (3/216),
kısa bir metinle; Müslim (2/38), Abdurrahman b. Bişr el-Abdi kanalıyla
Abdurrezzak'tan ve Ahmed, Müsned (3/399) rivayet etti.
16898- İbn Cüreyc
bildiriyor: Ata (b. Ebi' Rebah)'a şöyle dedim: "Kişi birine bir malı bir
veya iki yıllığına verdiği zaman bu, umra değil kardeşine yaptığı bir
bağıştır."
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: