musannef

Abdurrezzak

Yeminler - Adaklar

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Beytü'l-Makdis'e Kadar Yürümeyi Adamak

 

15886- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Bir kişi Basra'dan Beytü'l-Makdis'e kadar yürümeyi adadı" dediğimde: "Siz bu Kabe'ye gelmekle emrolundunuz. Bu kişi bu Kabe'ye yürüsün. Kişi bir yerde kalmayı adarsa yine durum aynıdır. (Yani Kabe' de kalır)" karşılığını verdi. Ona: "Vasiyette durum nasıldır? Bir kişi bir vasiyette bulunuyor ve sen vasiyet ettiğin şeyden daha hayırlı bir şey görüyorsun. Bu durumda ne yapmalıdır?" diye sorduğumda: "Eğer vasiyet ederken bir yer belirlemediyse daha hayırlı gördüğün şeyi yap. Eğer yoksullara ve Allah yolunda harcamak üzere vasiyet ettiyse ve ondan daha hayırlı bir şey gördüysen yine hayırlı gördüğün şeyi yap" karşılığını verdi. Sonra bu dediğinden geri dönerek: "Harcamayı kişinin vasiyeti doğrultusunda yap" dedi. Ancak ilk dediği benim için daha uygun olandır.

 

 

 

15887- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'ın bana bildirdiğine göre Hz. Aişe binti Ebi Bekr, Sebir (dağın)da bir süre kalmayı adadı. Kardeşi Abdurrahman ölünceye kadar onu bundan men etti. Ölünce de Hz. Aişe gidip orada bir müddet kaldı.

 

 

 

15888- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah) bana, dağ başlarında bir müddet kalmayı adayanlar hakkında: "Bu zamanı mescidin yanında kalmakla geçirsinler" dedi.

 

 

 

15889- ibnu'I-Müseyyeb der ki: "Kim, iliya mescidinde (Mescid-i Aksa'da) itikafa çekilmeyi adar da, Medine'de, Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mecidinde itikafa çekilirse bu, kendisi için yeterli olur. Kim, Allah Resülü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mecid'inde itikafa çekilmeyi adar da Mescidu'I-Harem'de itikafa çekilirse yine kendisi için yeterli olur. Kim de dağ başlarında itikafa çekilmeyi adarsa buna güç yetiremez. Bu sebeple bir cemaat mescidinde itikafa çekilsin."

 

 

 

15890- Ömer b. Abdirrahman b. Avf, Allah Resülü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından ve Ensar'dan olan bazı kişilerden bildirir: Ensar'dan bir kişi fetih gününde Resülullah' ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi. Allah Resülü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Makam'a yakın bir mecliste oturmaktaydı. Adam, Resülullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) selam verdikten sonra: "Ey Allah'ın Resülü! Ben, Allah'ın, Peygamberine ve müminlere Mekke'yi fethetmeyi nasib etmesi halinde Beytü'l-Makdis'te namaz kılmayı adadım. Kureyş'te Şam ahalisinden olan bir kişi buldum Bu kişi benimle birlikte koruyucu olarak gidip gelecektir" dedi. Allah Resülü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Burada namaz kıl" buyurdu. Adam aynı şeyi üç defa tekrar etti ve Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) her defasında aynı cevabı verdi. Adam dördüncü defa aynı şeyi terar edince, Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Git ve orada namaz kıl. Muhammed'i gönderene yemin olsun ki eğer burada namaz kılsaydın Beytü'I-Makdis'te kılacağın namazın yerini tutardı" buyurdu. İbn Cüreyc der ki: Bu kişi Sakif'te ikamet eden Sadef'li Şerid b. Suveyd'tir.

 

Tahric: Farklı kanallarla Ebu Davud (s. 468) "kısa bir metinle" rivayet etti.

 

 

 

15891- Ata b. Ebi Rebah der ki: Şerid, Resülullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip: "Ey Allah'ın Resülü! Ben, Allah'ın, sana fethi nasib etmesi halinde Beytü'lMakdis'te namaz kılmayı adadım" dedi. Allah Resülü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Burada kıl" buyurdu. Şerıd üç defa aynı şeyi tekrar etti ve Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aynı şekilde hep: "Burada kıl" buyurdu. Dördüncü defada ise: "Git (orada kı!), canım elinde olana yemin olsun ki eğer burada namaz kılsaydın Beytü'I-Makdis'te kılacağın namazın yerini tutardı" buyurdu. Sonra da: "Bu Mescidu'l-Haram'da kılman bir namaz, başka yerde kılman yüz bin namazdan daha efdaldir" buyurdu.

 

Tahric: Ebu Davud (s, 468), "Habib b. Muallim-Cabir" kanalıyla Şend'i zikretmeksizin "kısa bir metinle" rivayet etti.

 

 

 

15892- İbn Tavus der ki: Kim babama gelip: "Ben yürüyerek Beytü'lMakdis'e gitmeyi veya yürüyerek Beytü'l-Makdis'i ziyaret etmeyi adadım" derse, babam ona: "Mekke'ye git" derdi.

 

 

 

15893- İbn Cüreyc der ki: Bir adam Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Bir kişi Allah yolunda bir azık vermeyi adadı" deyince, Ata: "Bu kişinin akrabaları var mıdır?" diye sordu. Adam: "Evet vardır" cevabını verince: "O zaman onu akrabaları na versin" karşılığını verdi. Burada akrabalarından kasıt, çocukları ve buna benzer kişilerdir.

 

 

 

15894- Murre el-Hemdani der ki: Mescidde her direğin yanında iki rekat namaz kılmaktaydım. Ben, Abdullah'ın yanında iken bir kişi gelip: "Bu mescidde her direğin dibinde iki rekat namaz kılan kişi hakkında ne dersin?"diye sorunca: "Eğer bu kişi Allah'ın ilk direğin yanında olduğunu (namazını kabul edeceğini) bilseydi namazını bitirene kadar o direğin yanından ayrılmazdı" karşılığını verdi.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Kişinin Dizleri Üzerinde Tavaf Etmeyi Adayıp da Adağını ifa Etmeden Ölmesi