musannef Abdurrezzak |
Alışveriş |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
İflas
Kişinin, iflas Eden
Birinin Yanında Kendi Malını Bulması
15157- Zühri der ki:
"Her kim birine (borca) mal satar da müşteri iflas ederse ve satıcı kendi malını
müşterinin yanında olduğu gibi görürse onu almakta öncelik hakkına sahiptir.
Ancak parasından bir kısmını almış ise diğer alacaklılarla eşittir. Eğer
müşteri ölürse satıcı yine diğer alacaklılarla eşittir."
15158- Abdurrahman b.
Haris b. Hişam der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Kim birine bir mal satar da müşteri iflas ederse ve alıcı malın
parasından bir kısmını müşteriden almadığı halde malını müşterinin yanında
olduğu gibi görürse onu almakta öncelik hakkına sahiptir. Eğer müşteri ölürse
diğer alacaklılarla eşittir. ''
Tahric: Malik ve onun
kanalıyla Beyhaki (6/46) "kısa bir metinle" rivayet ettiler.
15159- Başka bir kanalla
Ebu Hureyre vasıtasıyla Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zühri'nin
hadisinin aynısı rivayet edilmiştir.
Tahric: Buhari (3/155);
Müslim (1559), Yahya b. Said kanalıyla ve Ebu Davud (3519) rivayet ettiler.
15160- Ebu Hureyre
bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim iflas eden
(borçlu) kişinin yanında malmı olduğu gibi görürse onu almaya diğer kişilerden
daha fazla hak sahibidir" buyurdu.
Tahric: Farklı
kanallarla Beyhaki (6/44) rivayet etti.
15161- Ebu Hureyre
bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "iflas eden (borçlu)
kişinin yanında mal olduğu gibi duruyarsa sahibi onu almaya diğer
alacaklılardan daha fazla hak sahibidir" buyurdu.
Tahric: Beyhaki (6/45),
Ebu Huzeyfe kanalıyla Sevri' den rivayet etti.
15162- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişi iflas
ederse ve satıcı iflas edenin yanında malmı olduğu gibi görürse onu almakta
diğer alacaklılardan daha fazla hak sahibidir" buyurmuştur.
Tahric: Beyhakı (6/46),
Abdurrezzak kanalıyla rivayet etti.
15163- Başka bir kanalla
bu hadisin aynısını rivayet edilmiştir.
15164- Başka bir kanalla
bu hadisin aynısını rivayet edilmiştir.
15165- Tavus der ki:
"Kişi birine mal satar da müşteri iflas ederse ve satıcı malını iflas edenin
yanında malını olduğu gibi görürse onu almakta daha fazla hak sahibidir. Eğer
müşteri aldığı malın bir kısmını telef etmişse mal sahibi diğer alacaklılarla
eşittir. '' İbn (üreyc de bu konuda Ata (b. Ebi Rebah)ın aynı görüşte olduğunu
söyledi.
15166- Ma'mer
bildiriyor: Katade, bir mal alıp da bir kısmını telef ettikten sonra iflas eden
kişi hakkında: liSahibi alacağından bir kısmını almamışsa onu almakta diğer
alacaklılardan daha fazla hak sahibidiril dedi.
15167- Ömer b. Abdilazız
der ki: "Eğer kişi alacağından bir kısmını almış ise diğer alacaklılarla
eşittir." Zühri de aynı görüştedir.
15168- Eyyub, İbn Sirin
kanalıyla bildiriyor: (Kadı) Şureyh: "Kim alacaklı olduğu kişinin
iflasından sonra ondan bir şey almışsa diğer alacaklılarla eşit olur ve her
kişi iflas eden kişiden alacağı oranına göre mal alır" dedi. İbn Sirin de
bu şekilde fetva verirdi.
15169- İbn Ebi Muleyke
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim birine bir mal
satıp parasından hiç almadan müşteri iflas ederse ve satıcı malını müşterinin
yanında olduğu gibi görürse onu almakta diğer alacakıllardan daha fazla hak
sahibidir" buyurdu.
15170- Hz. Ali:
"Alacaklı malını (iflas edenin yanında) olduğu gibi görse bile diğer
alacaklılarla eşittir" demiştir.
15171- Muğıre
bildiriyor: ibrahım: "Satıcı (malını iflas edenin yanında olduğu gibi
görse bile) diğer alacaklılarla eşittir" dedi. Sevri de aynı görüşte olup:
"Bize göre iflas eden veya ölen kişi hakkında alacaklıların durumu
aynıdır" demiştir. Ancak biz ibrahım'in görüşündeyiz.
Kişinin iflas Etmesi
veya Malına Haciz Konulması
15172- Ma' mer der ki:
"Bizim bu konuda duyduğumuz; iflası henüz ilan edilmemiş kişinin malında
tasarruf hakkının devam ettiği, iflası ilan edilen kişinin ise artık malında tasarruf
hakkının kalmayacağıdır."
15173- Amr b. Meymun
bildiriyor: "Ömer b. Abdilazız iflas eden kişiyi kınamak babından borcuna
karşılık yanında ücretle çalıştırırdı."
Sevri der ki: "ibn
Ebi Leyla iflas eden kişinin yanında gizleyip kimseye göstermediği mal olduğunu
öğrenirse onu alacaklılara dağıtırdı."
15174- ibrahım en-Nehai
der ki: "Hacizli kişinin mallarını satmak veya satın almak caizdir. Ona
hadlerin uygulandığı gibi borcuna karşılık ücretle çalıştırmak da
caizdir."
15175- Sevri der ki:
"Kadı, kişinin iflas ettiğini ilan etmediği müddetçe hacizli kişi mal
satıp mal alabilir. Hacizli kişinin borç alması ve bu borçla iş yapması
geçerlidir. Müslüman kişinin malına haciz konulmamalıdır."
15176- Hişam b. Urve,
naklen bildiriyor: Abdullah b. Cafer, Zübeyr'e geldi ve: "Ben şu kadara
bir şey satın aldım. Ali, Osman'ın yanına gidip bunu benden haczetmesini
isteyecek" dedi. Bunun üzerine Zübeyr: "Ben senin bu alışverişinde
ortağınım" dedi. Hz. Ali, Hz. Osman'a gidip: "Cafer filan şeyi satın
aldı. Onun bu malını haczet" deyince, Zübeyr: "Ben bu alışverişte
Cafer'in ortağıyım" dedi. Bunun üzerine Hz. Osman, Hz. Ali'ye:
"Zübeyr'in alışverişine ortak olduğu adamın malını nasıl haczedeyim?"
karşılığını verdi.
Tahric: Farklı
kanallarla Beyhaki (6/61) rivayet etti.
15177- Abdurrahman b.
Ka'b b. Malik, babasından bildiriyor: Muaz b.
Cebel müsamahakar, genç
ve çok güzel bir kişiydi. Hatta kavminin en yakışıklısı idi. Ayrıca oldukça
cömertti. Bu yüzden borcu eksik olmazdı. Sonunda mallarına borçları yüzünden el
konuldu. Bunun üzerine Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip
alacaklıların borçlarından biraz bağışlatmasını istedi. Ancak alacaklılar bunu
kabul etmedi. Eğer birinin hatırı için bunu yapacak olsalardı Allah Resulü'nün
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) hatırı için Muaz'ın borcundan biraz düşürürlerdi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Muaz'ın bütün malını borcuna karşılık
sattı ve Muaz'ın elinde hiç bir şey kalmadı. Mekke'nin fetih yılında Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Muaz'ı kaybettiği malları geri kazanması
için Yemen'de bir kavme vali olarak gönderdi. Muaz uzun bir süre Yemen'de
kaldı. Zekat mallarıyla ticaret yapanların ilki kendisidir. Bu zaman zarfında
orada birçok mal kazandı. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat
edene kadar Yemen'de kaldı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat
edince Ömer, Ebu Bekr'e: "Şu kişiyi çağırt, sahip olduğu mallardan
kendisine yetecek kadarını bırak gerisini de al" dedi.
Bunun üzerine Hz. Ebu
Bekr: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun kaybettiği malları
telafi etmesi için göndermişti. Kendisi gönül rızasıyla vermediği müddetçe
ondan hiçbir şeyalmam" karşılığını verdi. Hz. Ebu Bekr bu konuda Hz.
Ömer'e itaat etmeyince bizzat kendisi yanına gitti ve olanları Muaz'a anlattı.
Muaz: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kaybettiğim malları telafi
etmem için beni göndermişti. Bunları sana verecek değilim" cevabını verdi.
Bir zaman sonra Muaz,
Hz. Ömer ile karşılaşınca: "Dediğini yapacağım, o günden sonra rüyamda
kendimi bir gölde gördüm. Boğulmaktan korktum ve sen beni kurtardın" dedi.
Sonra Hz. Ebu Bekr'in yanına gidip rüyasını ona da anlattı ve kendisinden hiç
bir şey gizlemeyeceğine dair yemin ederek sahip olduğu malları kamçısına
varıncaya kadar saydı. Bunun üzerine Hz. Ebu Bekr: "Ben senin mallarını
almam, onları sana bağışlıyorum" karşılığını verdi. Hz. Ömer: "işte
bu, bu malların kendisine temiz kılınıp helal olduğu andır" dedi. Sonra
Muaz, Medine'den Şam'a gitti. Ma'mer der ki: Kureyşli bir kişi dedi ki:
"Zühri'nin şöyle dediğini işittim: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi
ve Sellem),
Muaz'ın malını sattığı
zaman onları halka vakfedip: "Buna bir şey satanın satışı
geçersizdir" buyurdu.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Borcun Başkasına
Devredilmesi (=ihale)