musannef

Abdurrezzak

Alışveriş

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Selef / Selem Türü Alışveriş

 

Selef Akdi Ancak Belli Bir Vade ile Olur

 

14058- Zühri der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye geldiğinde, Medine halkının, meyveleri selef satışı ile sattığını gördü. Bunun üzerine onlara: "Kim meyvelerini selef satışı ile satarsa bu faizdir. Ancak belli bir ölçüde ve belli bir vade ile olanı bunun dışındadır" buyurdu.

 

 

 

14059- İbn Abbas der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye geldiğinde, Medine halkının meyvelerde iki üç yıllık selef satışı yaptığını gördü. Bunun üzerine: "Kim meyvelerini selef satışı ile satarsa belli bir ölçü ve belli bir tartı ile satsın" buyurdu.

 

Tahric: Buhari (3/111) ve Müslim (1604), İbn Ebi Necih kanalıyla rivayet ettiler.

 

 

 

14060- Başka bir kanalla İbn Abbas'tan bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir. Ancak farklı olarak: "Allah Resölü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Belli bir ölçü ve belli bir tartı ile satsın" buyurdu" ibaresi vardır. 

 

Tahric: Buhari (3/111) ve Müslim (128) 1604, Süfyan kanalıyla Seyri'den rivayet ettiler.

 

 

 

14061- Nafi' bildiriyor: "ibn Ömer kişinin gümüşü belli bir vade ve belli bir ölçüde bir şey karşılığında satmasında bir sakınca görmezdi.''

 

Tahric: Malik, Nafi' kanalıyla İbn Ömer'den aynı mana ile ve Beyhaki (6/19), Amr b. DInar kanalıyla İbn Ömer'den rivayet ettiler.

 

 

 

14062- İbn Ömer: "Birinin benden yiyecek karşılığında bir dinar almasını ve bu bir dinarla o yiyeceği bana Şam'dan getirmesini isterdim" demiştir.

 

 

 

14063- Ma'mer anlatıyor: Bir kişi Katade'ye: "Benim bir kişi de yiyecek alacağım vardır. Ancak alacağım yanında yoktur. Bu sebeple onu çarşıdan alıp getirdi. Bu konuda ne dersin?" diye sorunca: "Ben bilmem, kişi kendisinden alacaklı olduğum şeyi nereden isterse oradan getirsin" karşılığını verdi.

 

 

 

14064- İbn Abbas der ki: "Güvenilir bir şekilde belli bir vade ile yapılan selef satışını Allah'ın helal kılıp böyle bir satışa izin verdiğine şahitlik ederim. Eğer öyle değil ise Allah niçin: ''Belli bir vade ile karşılıklı borç alışverişinde bulunduğunuz vakit onu yazın'' [Bakara, 282] buyursun ki?"

 

Tahric: Beyhakı (6/18, 19), Eyyub kanalıyla Kahıde' den rivayet etti.

 

 

 

14065- Ma'mer bildiriyor: işiten bir kişinin bana bildirdiğine göre ibrahim(-i Nehai), selef satışı ile bulunduğu yılın mahsülünden vermek üzere buğday satan ve teslimatı diğer yıla erteleyen kişi hakkında: "Buğdayı ikinci yılın mahsülünden verir" dedi.

 

 

 

14066- ikrime bildirir: İbn Abbas buğday harmanına, şıra yapma zamanına beytü'l-maldan mal dağıtma zamanına diyerek selef satışı yapmaktan hoşlanmaz ve malın teslim edileceği ayı belirlerdi. 

 

Tahric: Beyhakı (6125), Sa' dan kanalıyla Sevri' den rivayet etti.

 

 

 

14067- Ma'mer bildiriyor: Katade malın teslim edileceği ayı belirtmeksizin selef akdi yapmayı sevmezdi.

 

 

 

14068- Rezın bildirir: ibnu'I-Müseyyeb'e, buğdayın, pamuk ipliğinden dokunan ham kumaşın ve giysilerin selef şeklinde satışı sorulunca: "Kumaş ve giysiler belirli ölçlerde belirli bir zamana kadar, buğday da belirli bir ölçekte belirli bir zamana kadar olmalıdır" karşılığını verdi.

 

Tahric: Beyhakı (6/26), İbn Abbas kanalıyla aynısını rivayet etti.

 

 

 

14069- Zühri der ki: "Selef türü satışa ruhsat verilmesi, fıyatların artıp eksilmesi ve bu durumun lehine mi, yoksa aleyhine mi olacağını bilmemenden dolayıdır."

 

 

 

14070- Eyyub bildiriyor: İbn Sirin selef akdi yapacağı zaman fıyatın artması ve eksilmesi durumuna göre satıcının şart koşmasını sevmez ve:

"Fiyatı artsa da, eksilse de bu mal artık benimdir" derdi.

 

 

 

14071- Sevri dedi ki: "Selef akdi yapacağın zaman malı teslim etme zamanını ve yerini belirle. Eğer zamanı belirler ve yeri belirlemezsen bu satış kabul edilmez. Yiyeceği sana nerede teslim edeceği yeri belirlediğin zaman satış geçerli olur."

 

 

 

14072- Ebu Said der ki: Selem usulü ile satıştaki fıyat farkı riba gibidir.

Ancak belli dirhem üzerinden belli bir ölçü ile olursa fıyatı istediğin kadar arttırabilirsin. ''

 

Tahric: Farklı kanallarla Beynakı (6/25) rivayet etti.

 

 

 

14073- Abdulkerım Ebi Umeyye bildiriyor: "ibn Sirin hasat zamanı gelmedikçe yiyecekte selef satışı yapmayı sevmezdL"

 

 

 

14074- Abdulkerım bildiriyor: Hasan(-ı BasrI): "Belli bir ölçü ve belli bir vade ile olduktan sonra selef satışı yapılmasında bir sakınca yoktur" dedi.

 

 

 

14075- İbn Tavus: "Selef satışını ancak ekini veya hurmalığı olan kişi yapabilir" derdi.

 

 

 

14076- Abdurrezzak der ki: Mekke'de iken Sevri'ye: "Ben burada ikamet etmekteyim ve meyvelere ihtiyaç duymaktayım. Bu sebeple selef akdi ile dirhem karşılığında, nar, salatalık, muz ve buna benzer şeyler almaktayım" dediğimde: "Böyle yapma, çünkü bunların değişik türleri vardır" karşılığını verdi.

 

 

 

14077- Muhammed b. Ebi Mücalid der ki: İbn Ebi Bureyde ve Abdullah b. Şeddad, beni Abdurrahman b. Ebza el-Huzai ve Abdullah b. Ebi Evfa elEslemı'ye gönderdiler. Onlara selef satışını sorduğumda: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında ganimetler elde ederdik. Şam'daki Nebatlılar gelir ve onlardan belli bir vade ile buğday, arpa, kuru üzüm alışverişi hususunda selef akdi yapardık" dediler. "Onların ekini var mıydı?" diye sorduğumda: "Biz onlara ekinlerinin olup olmadığını sormazdık" karşılığını verdiler. ı Abdurrezzak der ki: "Bizim de görüşümüz budur."

 

 

 

14078- Mansur bildiriyor: "ibrahim(-i Nehai), harmanı zamanına, devlet hazinesinden dağıtılacak yardım zamanına, gıda çeklerinin çıkma zamanına, hurma kesme ve hasat zamanına selef satışı yapmayı mekruh gördü. Fakat malın teslim edileceği ayı belirterek selef türü satış yapılmasında sakınca görmezdi."

 

 

 

14079- Başka bir kanalla Katade'den bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.

Abdurrezzak da bu görüştedir.

 

 

 

Selef Türü Satışta Rehin ve Kefalet

 

14080- Ali b. Bezıme bildiriyor: Said b. (übeyr'e selef akdinde rehin bırakma durumu sorulunca bundan hoşlanmadı ve: "Bu garantili bir kardır" dedi.

 

 

 

14081- Katade bildiriyor: "Hasan( -I Basri) selef satışında rehin bırakılmasını ve kefıl gösterilmesini mekruh gördü."

 

 

 

14082- Ebi iyad bildiriyor: "Ali b. Ebi Talib selef satışında rehin bırakılmasını ve kefıl gösterilmesini mekruh gördü."

 

 

 

14083- Muhammed b. Kays der ki: İbn Ömer'e belli bir ölçüde ve belli bir vade ile selef satışının sorulduğunu işittim. İbn Ömer bunda bir sakınca görmedi. Ona: "Böylesi bir satışta rehin bırakılırsa" denildiğinde: "Dediğin şey daha güvencelidir" karşılığını verdi.

 

Tahric: Beyhaki (6/19), Amr b. Dinar kanalıyla İbn Ömer' den başka bir lafızla rivayet etti.

 

 

 

14084- Hişam b. Huceyr der ki: Hasan el-Basri'nin şöyle dediğini işittim:

"Müslümanlar: ''Kim selef akdi yaparsa rehin almasın ve kefıl istemesin'' derlerdi."

 

 

 

14085- İbn Sırin der ki: "Eğer selef satışının kendisinde bir sakınca yoksa (ödenen paraya karşılık) rehin alınmasında veya kefıl istenmesinde de bir sakınca yoktur."

 

 

 

14086- Mansur'un ve başkalarının bildirdiğine göre ibrahım(-i NehaI) ve Şa’bi selef akdi yapıldığı zaman rehin alınmasında veya kefıl istenmesinde bir sakınca görmezlerdi.

 

 

 

14087- Zühri der ki: "Selef akdi yapıldığı zaman rehin alınmasında veya kefıl istenmesinde bir sakınca yoktur."

 

 

 

14088- Başka bir kanalla ibrahım'den bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.

 

 

 

14089- Mekhul: "Selef akdi yapıldığı zaman rehin alınmasında veya kefıl istenmesinde bir sakınca yoktur" dedi.

 

 

 

14090- Miksem'in bildirdiğine göre İbn Abbas selef akdi yapıldığı zaman rehin alınmasında veya kefıl istenmesinde bir sakınca görmezdi.

 

 

 

14091- Zeyd b. Eslem bildiriyor: Bir alacaklı Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) borcunu istedi ve sert konuştu. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Yahudi bir kişiden selef şeklinde bir şeyler almak için birini ona gönderdi. Yahudi bu satış için rehin isteyince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine zırhını gönderdi ve: ''Vallahi ben hem yeryüzünde, hem gökyüzünde emin birisiyim" buyurdu.

 

 

 

14092- Bedle'den yaşlı bir kişi der ki: Şa’bi'ye selef akdinde rehin ve kefalet konusu sorulunca: "Bu, Fırat nehrinin suyundan daha helal olan bir şeydir" dedi.

 

 

 

14093- İbn Avn der ki: Şa'bi'ye selef akdinde rehin ve kefaleti sorduğumda: "Kim bunu mekruh görmektedir ki?" karşılığını verdi. Ona:

"Bu kişiyi sana söyleyeyim mi?" dediğimde: "Bu kişi dirilerden midir, yoksa ölülerden mi?" dedi. Ona: "Dirilerdendir" dediğimde: "Diri kişiler hakkında konuşmana gerek yoktur" karşılığını verdi.

 

 

 

14094- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir Yahudiden selef şeklinde birkaç ölçek un satın almış ve rehin olarak ona zırhını bırakmıştır.

 

Tahric: Farklı kanallarla Buhari (5/86) "kısa bir metinle" ve Müslim (1604), A'meş kanalıyla aynısını rivayet ettiler.

 

 

 

Selef ile Alınan Bir Malın Teslimat Anında Sadece Bir Kısmını Mal Olarak Almak

 

14095- Mansur bildiriyor: "ibrahim(-i NehaI), kişiyle selef akdi yaptıktan sonra teslimat zamanında malın bir kısmını alıp kalan kısmında tekrar parasını almayı mekruh görmüştür."

 

 

 

14096- Cabir (el-Cu'fi) bildiriyor: "Şa’bi kişiyle selef akdi yaptıktan sonra teslimat zamanında malın bir kısmını yiyecek, bir kısmını da dirhem olarak almayı mekruh görürdü."

 

 

 

14097- Mansur ve A'meş bildiriyor: ibrahim(-i NehaI) bir kişiyle yiyecek almak üzere selef akdi yaptıktan sonra teslimat zamanında malın bir kısmını yiyecek, bir kısmını da dirhem (gümüş) olarak almayı mekruh görür ve şöyle derdi: "Kişi selef türü satışla mal aldığı kişiye bir iyilikte bulunacaksa dirhem karşılığında ondan alacağını alsın, kendisine bırakmak istediği kadarını da bıraksın" derdi.

 

 

 

14098- Başka bir kanalla ibrahım'den bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir

 

 

 

14099- Başka bir kanalla Hasan'dan bu fetvanın aynısı rivayet edilmiştir.

 

 

 

14100- Başka bir kanalla Zühri'den, ibrahim ile Hasan'ın hadisinin aynısı rivayet edilmiştir.

 

 

 

14101- Said b. Cübeyr bildiriyor: İbn Abbas bir kişiyle yiyecek almak üzere selef akdi yaptıktan sonra teslimat zamanında malın bir kısmını yiyecek, bir kısmını da dirhem olarak almakta bir sakınca görmez ve: "Bu, iyilik yapmaktır" derdi.

 

 

 

14102- Seleme b. Müsa der ki: Said b. Cübeyr'e kişinin selef akdi yaptıktan sonra teslimat zamanında malın bir kısmını alıp kalan kısmında tekrar parasını almasını sorduğumda: "ibn Abbas bunun mal sahibine yapılan bir iyilik olduğunu söylerdi" karşılığını verdi. 

 

Tahric: Beyhakı (6/27), Zekeriya b. Yahya b. Esed kanalıyla Süfyan' dan rivayet etti.

 

 

 

14103- Muhammed b. el-Hanefıyye der ki: "Kişinin selef akdi yaptıktan sonra teslimat zamanında malın bir kısmını alıp kalan kısmında tekrar parasını almasında bir sakınca yoktur. Hakem (b. Uteybe) de bunda bir sakınca görmezdi."

 

 

 

14104- Ebu'I-Esved der ki: Ben ve kardeşim (bir konuyu sormak için) (kadı) Şureyh'in yanına gittik. Biz bir kişiyle selem akdi yapmıştık. Teslimat zamanı gelince bu kişi: "Alacaklı olduğunuz yiyeceğin hepsi yanımda bulunmamaktadır. isterseniz yiyeceğin bir kısmını alıp kalan kısmında tekrar parasını alın" dedi. Bunun üzerine ona: "Biz bu durumu birine soralım" dedik. Bunu Şureyh'e sorduğumuzda: "Ya yiyeceğin tamamını ya da paranızın tamamını alırsınız" karşılığını verdi.

 

 

 

14105- Nafi'nin bildirdiğine göre İbn Ömer böylesi bir durumda malın bir kısmını alıp kalan kısmında tekrar parasını almakta bir sakınca görmezdi.

 

 

 

Kişi Selef ile Bir Malı Satın Aldıktan Sonra Teslimat Zamanında Yerine Başka Bir Malı Alabilir mi?

 

14106- İbn Ömer der ki: "Bir şeyalmak üzere selef akdi yaparsan teslimat zamanında ya verdiğin parayı, ya da kendisi için selef akdi yaptığın malı alabilirsin,"

 

 

 

14107- Hasan(-ı Basri) der ki: "Bir şey için selef akdi yaptığın zaman onu teslim almadan başka bir şeyde kullanma."

 

 

 

14108- Başka bir kanalla Hasan(-ı Basri) ile İbn Sirin'den bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.

 

 

 

14109- İbn Ömer dedi ki: "Bir şey için selef akdi yaptığın zaman onu teslim almadan başka bir şeyde kullanma."

 

 

 

14110- Muhammed (b. Sirin) ile Hasan( -ı Basri), belli bir tartı ile selef akdi yapıp teslimat zamanında belli ölçü ile almayı ya da belli bir ölçü ile selef akdi yapıp teslimat zamanında belli tartı ile almayı mekruh görürdü. Sevri de Hişam kanalıyla bu hadisin aynısını rivayet etmiştir.

 

 

 

14111- Eslem bildirir: Said b. Cübeyr, kişinin: "Eğer bUğday vereceksen on ölçek, arpa vereceksen yirmi ölçek veya hurma vereceksen otuz ölçek verirsin" diyerek farklı şeyler üzerine selef akdi yapmasını mekruh görürdü.

 

 

 

14112- Amr b. Süleym der ki: Tavus'a: "Selef ile aldığım bir malı teslim almadan başka bir yerde kullanabilir miyim?" diye sorduğumda: "Yaptığın satışı bozmadan böyle bir şeyi yapman caiz değildir. Satışı bozman halinde ise kendi paranla istediğin şeyi alabilirsin" karşılığını verdi. Abdurrezzak da bu görüştedir.

 

 

 

14113- Tavus der ki: İbn Abbas'a bir zamanda selef akdi ile un satın alan ve teslimat zamanında alacağını bulamayan kişi un yerine giysi alabilir mi?" diye sorduğumda bunu mekruh gördü ve: "Anlaştığı şey dışında ondan bir şeyalamaz" karşılığını verdi.

 

 

 

14114- Amr b. Dinar der ki: Ebu'ş-Şa'sa'nın şöyle dediğini işittim: "Selef akdi yaptığın zaman teslimat zamanında kendisi için selef akdi yaptığın mal veya paran dışında bir şeyalma."

 

 

 

14115- İbn Sırın bildiriyor: İbn Ömer selem yapılınca: "Selem satışı yaptım derken ''Eslemtu'' kelimesini kullanmayı uygun görmezdi ve: "Şüphesiz ki ancak alemlerin Rabbi Allah'a teslim olunur" derdi.

 

Tahric: Beyhakı (6/29), Veki' kanalıyla İbn Avn'dan rivayet etti.

 

 

 

Dinar ile Selef Akdi Yapan Kişi Dinardan Başka Bir Şey Alabilir mi?

 

14116- İbn Sirin der ki: "(Selef akdi ile) dinarla bir şey satın alıp malı teslim etme zamanı geldiğinde dinar karşılığında kendisi için anlaştığından veya başka bir şeyden dilediğini aL"

 

 

 

14117- Hammad (b. Ebi Süleyman) ve İbn Sirin belli bir vade ile dinarla yiyecek satın alan kişi hakkında: "Vade geldiği zaman kişi yiyecek veya onun yerine başka bir şeyalabilir" dediler.

 

 

 

14118- Ebu'ş-Şa'sa der ki: "Belli bir zamanda teslim almak üzere dinar karşılığında mal satın aldığın zaman teslimat zamanında dinar karşılığında anlaştığın malı veya başka bir malı alabilirsin." Abdurrezzak da bu görüştedir.

 

 

 

14119- Ata b. Ebi Rebah der ki: İbn Abbas'a: "Selefile kumaş alan bir kişi teslimat zamanında onun yerine buğdayalabilir mi?" diye sorulduğunda:

"Bunda bir sakınca yoktur" karşılığını verdi.

 

 

 

14120- İbn Abbas der ki: "Selef ile yiyecek alıp teslimat zamanı geldiğinde alacaklı olduğun kişide yiyecek bulamazsan alacağın miktardan daha eksik olmak üzere başka bir şey al ve ondan iki defa kar etme."

 

Tahric: el-Muhalla'da (9/5) geçtiği üzere Said b. Mansur bu isnad ile rivayet etti.

 

 

 

14121- Cafer b. Süleyman der ki: Teyzem oğlu bana şöyle anlattı:

Mücahid'e: "Selef satışı ile bir kişiden dinar karşılığında ipek satın aldım. Teslimat zamanı geldiğinde bu kişide ipek bulunduğunu gördüm. Bu ipeği ondan satın alabilir miyim?" diye sorduğumda: "Eğer alacaksan mutlaka kendisinden almış olduğun fiyatın daha fazlasıyla al" karşılığını verdi. İbn Tavus: "Eğer bu kişi ipeği başkasına satarsa senin onu bu kişiden dilediğin bir fıyatla almanda bir sakınca yoktur" dedi.

 

 

 

14122- İbn Tavus, babasından (Tavus'tan) bildirir: "Ticaret malından dolayı birinde altın alacağın olsa ve alacaklı olduğun kişi sana başka bir ticaret malını kendisinden satın almanı isterse al ve ondan ikinci bir kar etme. Eğer öylesi bir durumda alacak isen bunu başka bir zamana erteleme. Almış olduğun malı geri döndürmende de bir sakınca yoktur."

 

 

 

14123- İbn Uyeyne der ki: Amr b. Dinar'a: "Birine altın karşılığında yiyecek satsam ve ödeme zamanı adama gelip alacağımı istesem, adam da: ''Yanımda yoktur, sen benden yiyecek ai'' derse" ne yapmalıyım?" dediğimde, Tavus bu durumda yiyecek alınmasını mekruh gördü. Ebu'şŞa'sa ise: "Borç ödeme zamanı gelmişse dilediğini al" dedi.

 

 

 

14124- Zühri bildiriyor: Ölçülen veya tartılan bir şeyi dinar karşılığında satarsan (alacaklı olduğun kişi borç ödeme zamanında dinar ödeyemezse) dinar karşılığında ölçülen ve tartılan bir şeyalma. Bunların dışında sana başka şeyler verebilir. Eğer ölçülen bir şeyi satarsan ve sana yiyecek cinsinden olmak üzere tartılan bir şey verirse onu ai.

 

 

 

14125- ibnu'I-Müseyyeb ve Süleyman b. Yesar kişinin dinar karşılığında belli bir vade ile yiyecek satıp da dinarı alma zamanı geldiğinde altını almadan onunla yine yiyecek alınmasını mekruh görmüştür.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Kişinin Malı Satın Aldıktan Sonra Satıcıya: "Malını Geri AI Sana Şu Kadar Vereyim" Demesi