musannef

Abdurrezzak

Talak

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Önceki Evlilik ile Boşanma Konularında islam'ın Hükmü

 

12631- Amr b. Şuayb bildiriyor: "Cahiliye döneminde paylaştırılan her miras, paylaştırılmış olduğu şekilde kalır. Cahiliyeden kalma evlenme ve boşanmaları Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olduğu gibi bırakmıştır. Faiz (riba) konusunda ise ödemesi islam dönemine denk gelenler bundaki faizi atıp sadece anaparayı sahibine verirler. Cahiliye döneminde ölenin geriye bıraktığı malı sadece büyükler paylaşırdI. Bize anlatılana göre bu şekilde paylaştırılan malların islam döneminde yeniden paylaştırılması konusunda insanlar Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile konuşmuş, ancak Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu kabul etmemiştir."

 

 

 

12632- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Cahiliyeden kalan evlilik, boşanma ve miras konularını islam döneminde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olduğu gibi bıraktığı konusunda sana ulaşan bir şey var mı?" diye sorduğumda: "Bize ulaşan Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları olduğu gibi bıraktığıdır" dedi.

 

 

 

12633- Zühri der ki: "Miras paylaştırıldıktan sonra Müslüman olan kişi artık yeni bir paylaşım isteyemez."

 

 

 

12634- Ata b. Ebi Rebah'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Cahiliye döneminde paylaştırılan her miras. paylaştırılmış olduğu şekilde kalır. Müslüman olduktan sonraya denk gelen her miras paylaşımı da isıami taksimata göre yapılır.''

 

Tahric: Said b. Mansur (3/191, 195) farklı kanallardan rivayet etti. Abdürrezzak bunu son ciltte tekrar edecektir. İbn Abbas ve İbn Ömer hadisinden şahitleri vardır.

 

 

 

12635- Ömer b. el-Hattab der ki: "Miras paylaşımından önce Müslüman olan kişi varislerden biri olur."

 

 

 

12636- Ata (b. Ebi Rebah) der ki: "Kişinin müşrikken (cahiliye döneminde) yaptığı evlilik, Müslüman olduktan sonra da geçerli olur."

 

 

 

12637- Amr b. Dinar der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Cahiliye döneminde yapılan miras paylaşımlarını olduğu gibi bıraktı. islam döneminde yapılacakları ise islamı taksimata göre yaptı.''

 

Tahric: Said b. MansÜr (3/192), İbn Uyeyne kanalıyla Amr'dan mürsel olarak ve EbÜ Davud (s. 404), "Muhammed b. Müslim-İbn Abbas" kanalıyla merfu olarak rivayet ettiler. Abdürrezzak bunu son ciltte "Muhammed b. Müslim-Ebu'ş-Şa'sa" kanalıyla mürsel olarak tekrar edecektir.

 

 

 

12638- Nafi’nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) miras konusunda şöyle hüküm vermiştir: "Cahiliye döneminde paylaştırılan her miras, paylaştırılmış olduğu şekilde kalır. Müslüman olduktan sonraya denk gelen her miras, paylaşımı da İslami taksimata göre yapılır. ''

 

 

 

12639- Amr b. Dinar der ki: "islam dini geldiğinde bazıları Cahiliyeden kalma evlilikler yapmışlardı. Bildiğim kadarıyla Müslüman olduktan sonra da kadınlar Cahiliyede yapılan akitle bunların yanında kalmışlardır."

 

 

 

12640- Şa'bi bildiriyor: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kızı Zeyneb Müslüman olduğunda kocası Ebu'l-As b. er-Rabi müşrikti. Kısa bir süre sonra o da Müslüman oldu ve yeni bir nikah akdi yapmadılar."

Abdürrezzak der ki: "Ma'mer, Halid vasıtasıyla Şa'bi'den aynısını rivayet etmiştir."

 

 

 

12641- Sevri der ki: "Hıristiyan karı koca Müslüman olduklarında eksi nikah akitleri üzerinden evlilikleri devam eder."

 

 

 

12642- ibrahim(-i Nehai) der ki: "Kişi öldükten sonra miras taksimatı yapılmadan varislerden biri Müslüman olursa müslüman biri olarak alacağı olmaz. Zira Müslüman olan kişi terekeyi bırakan kişinin ölümünden ve miras paylarının belli olmasından sonra Müslüman olmuştur. Miras olarak geriye kalan köleler için de aynı durum geçerlidir."

 

 

 

12643- Hasan b. Muhammed b. Ali bildiriyor: "Ebu'I-As b. er-Rabi' b. Abdiluzza b. Abdişems b. Abdimenaf, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hz. Hatice'den olan kızıyla evliydi. Ebu'I-As deriden bir iple bağlı (esir) olarak getirilince Hz. Zeyneb onu serbest bıraktırdı."

 

Amr der ki: "Bildiğim kadarıyla Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları Cahiliyeden kalma olan nikahlarıyla evli bıraktı (nikah tazelemedi)."

 

Tahric: Said b. Mansur (3/2104), Hammad b. Zeyd kanalıyla Amr b. Dinar'a mevkuf olarak kısa bir metinle rivayet etti.

 

 

 

12644- İbn Abbas der ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kızı Zeyneb Müslüman olduğunda kocası el-As b. er-Rabi' henüz müşrikti. Daha sonra o da Müslüman olunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları önceki evlilik akitleriyle evli bıraktı."

 

Tahric: Ebu Davud; Tirmizi (2/196) ve Beyhaki (7/187), Muhammed b. İshak kanalıyla Davud b. el-Husayn' dan rivayet ettiler. Tirmizi, Yezid b. Harun'un şöyle dediğini zikreder: "Bu konuda İbn Abbas'tan gelen rivayetin isnadı daha sağlamdır; ancak uygulama Amr b. Şuayb'tan gelen rivayete göredir." Üç hadis sonrasında yine tekrar edilecektir.

 

 

 

12645- İbn Abbas der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında bir kadın Müslüman oldu. Daha sonra ilk kocası Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve: "Ben de onunla birlikte Müslüman olmuştum ve birlikte Müslüman olduğumuz da herkes tarafından biliniyordu" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadını ikinci kocasından ayırdı ve ilk kocasına döndürdü.

 

Tahric: Beyhaki (7/188, 189), Ubeydullah b. Musa ile Mahled b. Yezid kanalıyla İsrail'den rivayet etti.

 

 

 

12646- Zühri bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında bazı kadınlar bulundukları bölgede Müslüman olmuş, ancak hicret etmemişlerdi. Bunlar Müslüman olduklarında kocaları henüz kafirdi. Bu kadınlardan biri de Atike binti'I-Velid b. el-Muğıre idi. Atike, Safvan b. Umeyye ile evliydi ve Mekke'nin fethi sırasında Müslüman olmuştu. Kocası Safvan ise deniz yoluyla Müslümanlardan kaçtı. Amcası oğlu Vehb b. Umeyr b. Vehb b. Halef geri dönmesi için Safvan'ın peşinden birini gönderdi. Safvan'a Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisini islam'a davet ettiğini, geri dönmesini ve istemesi halinde Müslüman olabileceğini, Müslüman olmaması halinde de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tarafından iki ay sürgüne gönderileceği mesajını iletmesini istedi. Bunların güvencesi olarak da Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hırkasını da gönderdiği kişiye verdi.

 

Safvan, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hırkasını giymiş bir şekilde döndüğü zaman Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) herkesin önünde onu yanına çağırdı. Safvan atı üzerinde: ''Ey Muhammed! Vehb b. Umeyr bana hırkanı gönderdi ve senin beni yanına çağırdığını, Müslüman olmam halinde bunu kabul edeceğini, aksi halde beni iki aylığına sürgüne göndereceğini söyledi" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Ey Ebu Vehbi ini" buyurunca, Safvan: "Vallahi bu konuda kararını açıklayıncaya kadar inmem!" karşılığını verdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "iki değil dört ay sürgün edileceksini" buyurdu.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir orduyla Hevazin kabilesinin üzerine gideceği zaman ödünç olarak silah ve savaş teczihatı istemek üzere Safvan'ı yanına çağırdı. Safvan: "Bunlar benden zorla mı alınacak, yoksa gönül rızasıyla mı vereceğim?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Tabi ki gönül rızasıyla vereceksin" buyurdu. Bunun üzerine Safvan yanında bulunan silah ile diğer savaş aletlerini ödünç olarak Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) verdi.

 

Safvan henüz kafır biri iken Huneyn savaşı ile raif üzerine yapılan seferde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte çıktı. O zamanlar karısı müslümandı ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Safvan da Müslüman olana kadar karısıyla onu ayırmadı. Safvan Müslüman olunca karısı eski nikahla yanında kaldı. 

 

Haris b. Hişam'ın kızı Ümmü Hakım de Mekke'nin fethi sırasında Müslüman olmuş, kocası ikrime b. Ebi Cehl ise Müslümanlardan Yemen'e kaçmıştı. Karısı Ümmü Hakım peşinden Yemen'e gitti ve onu islam'a davet etti. ikrime bu davete icabet edip Müslüman oldu. Ümmü Hakım kocası ikrime'yi alıp Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına döndü. Allah Resülü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları görünce sevinç içinde ayağa fırladı. Hırkasını giymeden de ikrime ona biat etti. Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ümmü Hakim ile ikrime'yi ayırdığı konusunda bize ulaşan bir bilgi yoktur. ikrime de Müslüman olunca eski nikah üzerinden yine karı koca olarak kaldılar. 

 

Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Müslüman olup yanına hicret eden ve kocası kafir olarak küfür diyarında kalan bazı kadınları hicret dolayısıyla kocalarından ayırmıştır. Ancak bu kadınların iddeti bitmeden kocaları da Müslüman olup hicret ettikleri zaman onları eski nikahları üzerinde karı koca olarak bırakırdI. Bu şekilde Müslüman olup da hicret eden bir kadını, iddeti bitmeden kocasının da Müslüman olup hicret etmesi durumunda Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu kocasından ayırdığı yönünde bize ulaşan herhangi bir bilgi yoktur.

 

Tahric:Beyhaki (7/186) Malik (1143) (2/75, 2/76, 2/78).

 

 

 

12647- ikrime b. Halid bildiriyor: Mekke'nin fethi sırasında ikrime b. Ebi Cehl kaçtı. Karısına bir mektup yazınca gidip onu geri getirdi ve Müslüman oldu. Karısı da gitmeden müslüman olmuştu. Her ikisi de bu şekilde Müslüman olunca Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları eski nikahları üzerinden karı koca olarak bıraktı.

 

 

 

12648- Abdullah b. Amr der ki: "Resülullah' ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kızı Zeyneb kocası Ebu'I-As'tan bir yıl önce Müslüman oldu. Daha sonra Ebu'ı-As Müslüman olunca Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yapılan yeni bir nikahla kızını ona döndürdü."

 

Tahric: Tirmizi (2/195), Ebu Muaviye kanalıyla el-Haccac'dan ve Beyhaki (7/188), Yezid b. Harun kanalıyla Abdullah b. Amr'dan rivayet ettiler.

 

 

 

12649- İbn Şihab der ki: Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kızı Zeyneb Müslüman oldu ve Allah Resülü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hicretinden sonra Medine'ye hicret etti. Zeyneb Müslüman olduğunda kocası Ebu'I-As b. erRab,' b. Abdiluzza müşrik olarak Mekke'de kaldı. Ebu'I-As müşrik biri olarak Bedir savaşına katıldı. Esir düşünce fidye karşılığında serbest bırakıldı ki varlıklı birisiydi. Uhud savaşına da müşrik biri olarak katıldı. Uhud dönüşü Mekke'de bir süre kaldıktan sonra ticaret amacıyla Şam'a gitti. Ancak yolda Ensar'dan bir grup Müslüman tarafından esir alındı.

 

Esir alınınca Zeyneb, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girdi ve:

"Müslümanlardan konum olarak en aşağıda olan kişi dahi birini himayesine alabiliyor" dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Zeyneb! Bunu neden dedin?" diye sorunca, Zeyneb: "Ebu'I-As'ı ben de himayeme alıyorum" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Himayeni kabul ediyorum" buyurdu. Sonrasında da hiçbir kadının himayesini kabul etmedi. Ebu'I-As Müslüman olunca eski nikahları ile evlilikleri devam etti.

 

Zeyneb, Medine'de iken Hz. Ömer Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu istemişti. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu Zeyneb'e zikredince, Zeyneb:

"Ya Resulallah! Bildiğin gibi Ebu'I-As çok iyi bir damattı. Şayet sen de uygun görürsen biraz daha bekleyelim" dedi. Zeyneb bu cevabı verince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) susup bu konuda bir şey demedi.

 

Süfyan b. el-Haris b. Abdilmuttalib de Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke fethi dönüşünde Revha'da iken Müslüman oldu. Müşrik olan karısı Cumane binti Ebi Talib'in yanında geri döndüğünde o da müslüman oldu ve eski nikahla yine evliliklerine devam ettiler.

 

Mahreme b. Nevfel, Ebu Süfyan b. Harb ve Hakım b. Hizam da Marru'zZehran'da Müslüman oldular. Sonra müşrik olan karılarının yanına döndüler. Karıları da müslüman olunca eski nikahlarıyla evliliklerine devam ettiler. Mahreme'nin karısı Abdurrahman b. Avf'ın kızkardeşi şifa binti Avf'tı. Hakım'in karısı Zeyneb binti'I-Avvam'dı. Ebu Süfyan'ın karısı ise Hind binti Utbe b. Rabla'ydı.

 

ibn Şihab der ki: "Safvan b. Umeyye de Atike binti'I-Velid ve Amine binti Ebi Süfyan ile evliydi. Atike, Mekke'nin fethi sırasında Müslüman olunca Amine de Müslüman oldu. Sonrasında onlarla birlikte yaşayan Safvan da Müslüman oldu."

 

Tahric: İbn Abbas hadisinden şahidini Ebu Davud (2240) ve Tirmizi (1143) rivayet etti.

İbn Amr hadisi ile fıkhi hüküm açısından muarız bir durumdadır.

 

 

 

12650- İbn Cüreyc bildiriyor: İbn şihab: "Karısı Müslüman olan kişinin kendisi de Müslüman olup olmaması yönünde seçim yapması istenir. Şayet o da Müslüman olursa kadın karısı olarak kalır. Ama Müslüman olmazsa islam dini onları ayırır" derdi. Ömer b. Abdilazız de: "Şayet kadın kocasından önce Müslüman olursa azat edilen cariyenin köle olan kocasından ayrılması gibi o da kocasından ayrılmış olur" şeklinde bir ferman yazdı.

 

 

 

12651- Hasan(-ı BasrI) ile Ömer b. Abdilazız: "Eğer kocası da kadın henüz iddetini bitirmeden Müslüman olursa onun üzerinde herkesten çok hak sahibidir" dediler.

 

 

 

12652- Abdürrezzak bildiriyor: Sevri: "Müslümanlarla anlaşması olan müşrik karı kocadan biri Müslüman olduğu zaman, davaları yetkili birine taşınır. Yetkili kişi de müşrik olan tarafa da Müslüman olmasını teklif eder. Olmaması halinde de onları ayırırdı" dedi. Şa’bi: "Her ayrılma boşanma sayılır" dedi. Arkadaşlarımız ise: "Erkek tarafından gelen her türlü ayrılma boşanma sayılır. Kadın tarafından gelenler ise ayrılma sayılır ve boşanma olmaz" demişlerdir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Sonradan Müslüman Olanların Durumları