musannef Abdurrezzak |
Talak |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Kocası Ölen Kadının
Sakınması Gereken Şeyler
12111- Ata (b. Ebi
Rebah) der ki: "İbn Abbas, kocası ölen kadının koku sürünmekten uzak durmasını
söylerdi. Kocası ölmüş kadının koku ve süslenmesi yasaklanmıştır. Görenlerin:
"Süslenmiş" diyeceği şekilde giyinmelerden uzak durmalıdır. Boyalı
giysiler giymemeli, takı takınmamalıdır. Bana bildirilene göre İbn Abbas kocası
ölmüş kadının koku ve süslenmeden uzak durması gerektiğini söylerdi."
12112- Ata (b. Ebi
Rebah) der ki: "Kocası ölmüş kadın koku sürünmez, süslenmez, süs sayıldığı
ve içinde misk olduğu için gözlerine ismid sürmesi çekmez. Aynı şekilde
gözlerine hudud denen merhemden süremez, zira içine vers katıldığı
söylenmiştir. Ancak isterse sarısabır merhemi sürebilir.''
Tahric: İbn Hazm,
el-Muhalla'da (10/278), Ata' dan rivayet etti.
12113- Ata (b. Ebi
Rebah) bildiriyor: "İbn Abbas, kocası ölmüş kadının ko ku ve süslenmeden
uzak durması gerektiğini söylerdi." İbn Cüreyc der ki: "Ata (b. Ebi
Rebah), kocası ölen kadının takması mekruh görülen takılar içinde gümüş
takılarda bir sakınca görmezdi."
12114- Ümmü Seleme der
ki: "Kocası ölmüş kadın takı takınmaz, kına yakınmaz ve koku sürünmez.''
Tahric: İbn Hazm
(10/278), Abdürrezzak'tan naklen ve Beyhaki (7/440), Abdürrezzak kanalıyla
rivayet ettiler.
12115- İbn Ömer der ki:
"Kocası ölmüş kadın iddeti içinde kendi evinden başka bir evde gecelemez.
Koku sürünmez, kına yakınmaz, sürme çekmez. Kokulardan uzak durur, asb denilen
(Yemen yapımı) çizgili dış giysiler dışında boyanmış giysiler giymez."
Tahric: Beyhaki (7/440),
Ubeydullah b. ümer kanalıyla rivayet etmiş, ıbn Hazm da (10/277),
Abdürrezzak kanalıyla
Ubeydullah'tan zikretmiştir.
12116- Abdürrezzak başka
bir kanalla yukarıdakinin aynısını bildirir.
Tahric: Said b. Mansur
(2123), Huşeym kanalıyla İbn Ebi Leyla' dan rivayet etti.
12117- Zühri der ki:
"Kocası ölmüş kadın asb denilen (Yemen yapımı) çizgili kumaş giymez, siyah
giysiler de giymez. Takı takınmaz ve kokular sürünmez."
12118- ibnu'I-Müseyyeb
der ki: "Kocası ölmüş kadın, iddeti içinde hacca gitmez, umre yapmaz,
zafiranla boyanmış giysiler giymez ve gözlerine sürme çekmez."
12119- İbn Cüreyc
bildiriyor: Ata (b. Ebi Rebah): "Kocası vefat eden kadının üzerinde kocası
vefat ederken takı varsa isterse onları çıkarmayabilir. Ancak kocası ölürken
üzerinde takı yoksa sonradan süslenmek niyetiyle takı takınmasın" dedi.
Ata (b. Ebi Rebah) kocası ölmüş kadının her türlü altın takmasını mekruh görür
ve: "Altın, süs eşyasıdır. Kocası ölmüş kadına da boşanmış kadına da
mekruhtur" derdi.
12120- Ata el-Horasani'nin
bildirdiğine göre İbn Abbas - Ebu Said der ki: Başkalarının kitabında İbn Abbas
yerine ibnu'l-Müseyyeb'in yazılı olduğunu gördüm - şöyle demiştir: "Kocası
ölmüş kadın (iddeti içinde) kokular sürünmez. Boyalı renkli giysiler giymez, takı
takınmaz. Kına yakınmaz ve aspurla boyanmış giysiler giymez."
Tahric: "Aspurla
boyanmış giysiler giymez" cümlesi hariç İbn Hazm, el-Muhalla'da (2(278)
nakletmiştir.
12121- Zühri der ki:
"Kocası ölmüş kadın, iddeti içinde kına ve ketemle saçlarını boyayıp
tarayabilir. içine reyhan katılmış yağdan (kokudan) sürünebilir, ancak içine
koku katılmış yağdan sürünemez. Ayrıca normal koku sürünmez."
12122- Ata (b. Ebi
Rebah) der ki: "Kocası ölmüş kadın ortada bir zorunluluk olursa tedavi
amaçlı ismid veya başka kokulardan gözüne sürebilir. Başını kınayla tarayıp
boyayabilir. Saf yağdan veya Farisilerin ürettiği yağlardan sürünebilir. Ancak
içine koku karıştırılmış yağ kullanamaz. iddeti içindeyken hiçbir kokuya da
dokunamaz. ''
Tahric: İbn Hazm
(10/278), Abdürrezzak'a dayandırmadan zikretmiştir.
12123- Nafi' bildiriyor:
"Muti'nin kızı Aişe, kocası Asım b. Amr ölünce iddetini tutarken aynı şeyi
(bir önceki rivayette zikredilenleri) yapmıştır."
12124- Ata (b. Ebi
Rebah) der ki: "Kust ile azfar (iddet içinde sürülmesi mekruh görülen)
koku değildir. ''
12125- Nafi' bildiriyor:
"Safiyye binti Ebi Ubeyd, İbn Ömer'in iddetini beklerken gözlerinden
rahatsız olmasına rağmen tedavi amaçlı sürme çekmedi ve neredeyse görme
yetisini kaybediyordu."
12126- Nafi’ bildiriyor:
"Safiyye binti Ebi Ubeyd, İbn Ömer'in iddetini beklerken gözlerinden
rahatsızlandı. Gözlerinin ağrısı artmasına rağmen ismid sürmesinden çekmedi.
Gözlerine sarısabır merhemi sürerdi.''
12127- Nafi’ bildiriyor:
"İbn Ömer vefat edince karısı Safiyye binti Ebi Ubeyd iddetini beklerken
gözlerinden rahatsızlandı, Ancak sürme yerine gözlerine sarısabır merhemi
sürerdi.''
Tahric: Said b. MansÜr
(2128), aynı isnadla rivayet etti.
12128- Ümmü Atiyye der
ki: "Yas içindeyken çizgili kumaşlar dışında boyalı (renkli) giysiler
giymememiz emredildi. Kocamız dışında hiçbir ölü için de üç günden fazla yas
tutmamamız emredildi. Hayızdan temizlenmenin ardından sürdüğümüz kust ile azfar
dışında koku da sürünmememiz emredildi."
Tahric: Buhari (9/398),
Hafsa kanalıyla Ümmü Atiyye' den ve Müslim rivayet ettiler.
12129- Ümmü Atiyye der
ki: "Kocası ölmüş kadın iddeti içinde boyalı (renkli) giysiler giymez.
Hayızdan temizlenmenin ardından sürülen az miktarda kust ile azfar dışında koku
da sürünmez.''
Tahric: Said b. Mansur
(2125), İbn Sirin ile Hafsa kanalıyla Ümmü Atiyye'den rivayet etti.
12130- Humeyd b.
Nafi'nin bildirdiğine göre Zeyneb binti Ebi Seleme şöyle demiştir: Ebü Süfyan
vefat ettiği zaman kızı ve Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eşi Ümmü
Habıbe'nin yanına girdim. Ümmü Habıbe içinde sufra (boyası) veya haluk bulunan
koku getirtti ve bu kokudan genç bir kıza sürdü. Elindekini de yanaklarına
sürüp şöyle dedi: "Vallahi benim kokuyla işim olmaz, ancak Resülullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Yüce Allah'a ve ahiret gününe inanan bir
kadına, kocası dışında ölen biri için üç günden daha fazla yas tutması helal
olmaz. Ancak kocasının ölümünden dolayı dört ay on gün yas tutabilir''
buyurduğunu işitmiştim."
Sonrasında erkek kardeşi
vefat eden Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımı Zeyneb binti
Cahş'ın yanına girdim. O da getirttiği kokudan süründükten sonra şöyle dedi:
''Vallahi benim kokuyla işim olmaz, ancak Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) minberde: ''Yüce Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kadına, kocası
dışında ölen biri için üç günden daha fazla yas tutması helal olmaz. Ancak
kocasının ölümünden dolayı dört ayan gün yas tutabilir'' buyurduğunu
işitmiştim."
Ümmü Seleme'nin de şöyle
dediğini işittim: Kadının biri Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
geldi ve: "Ya Resulallah! Kızımın kocası öldü. Bu arada kızım gözlerinden
rahatsızlandı, acaba gözlerine sürme çekebilir miyim?" diye sordu.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki üç defa: "Hayır!"
karşılığını verdi ve şöyle devam etti: "Dört ay on gün beklemesi lazımdır.
Oysa Cahiliye döneminde birinizin kocası öldüğü zaman bir yil sonrasinda bir
hayvan tezeğini atmak suretiyle yaSini bitirirdi ...
Humeyd der ki: Zeyneb'e:
"Bir sene sonra deve tezeğini atma meselesi ne?" diye sorduğumda
şöyle dedi: "Cahiliyede kocası ölen kadın, ufak bir odaya girer, en kötü
elbiselerini giyer ve üzerinden bir sene geçinceye kadar koku ve benzeri hiçbir
şeye dokunmazdı. Sonra ona eşek, koyun ve kuş cinsinden bir hayvan getirilir,
ona dokunup üzerine sürünürdü. (Tırnaklarının uzunluğundan) temizlenmek için
dokunduğu hayvanların çok azı hayatta kalırdı. Sonra odadan çıkar, ona bir
tezek verilir o da tezeği atardı. Bundan sonra da dilediği gibi koku ve benzeri
şeyleri kullanabilirdi."
Abdürrezzak der ki:
"Malik'e hifş ifadesinin anlamını sorduğumda: "Dar ve küçük oda
anlamındadır" dedi. Ona teftaddu'nun anlamını sorduğumda ise:
"Kadının ellerini hayvanın üzerinde gezdirip üzerine sürmesidir" dedi.
Tahric: Buhari (1/486)
farklı kanallardan rivayet etti.
12131- Hz. Aişe veya
Hafsa şöyle demiştir: "Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kadına, kocası
dışında ölen biri için üç günden daha fazla yas tutması helal olmaz."
12132- Hz. Aişe der ki:
"Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kadına, kocası dışında ölen biri için
üç günden daha fazla yas tutması helal olmaz."
12133- Hişam b. Urve
bildiriyor: Babam: "Kadın kocası dışında ölen hiç kimse için üç günden
fazla yas tutamaz. Sadece kocası için iddeti bitene kadar yas tutabilir"
derdi.
Tahric: Said b. Mansur,
İbn Ebi'z-Zinad kanalıyla Hişam' dan rivayet etti.
12134- Ümmü Habibe'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah'a
ve ahiret gününe iman eden" veya: "Allah'a ve Resulüne iman eden bir
kadına. kocası dışında ölen biri için üç günden daha fazla yas tutması helal
olmaz. Ancak kocasının ölümünden dolayı dört ay on gün yas tutabilir"
buyurmuştur.
12135- Hişam b. Urve
bildiriyor: Kocası vefat eden bir kadın Urve'ye:
"Yanımda sadece
bakkam (ağacıy)la boyalı kırmızı bir başörtüm var. Onu giyebilir miyim?"
diye sorunca, Urve: "Hayır!" karşılığını verdi. Kadın: "Ama
ondan başka bir başörtüm yok!" deyince, Urve: "O zaman onu siyaha
boya ve öyle giyin" karşılığını verdi.
Tahric: Said b. Mansur
(2126), İbn Ebu'z-Zinad kanalıyla Hişam'dan rivayet etti.
12136- İbn Sırin
bildiriyor: Ümmü Seleme'ye kocası vefat eden kadının ismid (antimon) sürmesi
çekip çekemeyeceği konusu sorulup: "Kadın sürme çekmeye alışmış ve
gözlerinden de rahatsız" denilince, Urve: "Hayır! Gözleri yerinden
çıkacak olsa bile süremez!" karşılığını verdi.
Tahric: Said b. Mansur
(2120), Hafsa kanalıyla Üm mü Seleme' den rivayet etti
12137- Ata (b. Ebi
Rebah) der ki: "Kocası vefat eden kadın, zorunlu durumlarda ismid
(antimon) sürmesi veya başka kokuları tedavi amaçlı çekip sürünebilir."
12138- Zühri der ki:
"Kocası vefat eden kadın sürme çekemez. Ancak gözlerinden rahatsızsa
tedavi amaçlı kullanabilir."
12139- Leys b. Ebi
Süleym bildiriyor: Kocası vefat etmiş kadının biri Mücahid'e: "Annem aktar
olduğu için koku satıyorum" deyince, Mücahid: "Bir sakıncası
olmaz" karşılığını verdi. Kadın dönüp gidince Mücahid oradakilere:
"Sakıncası olmasa da ko ku işiyle uğraşması hoş değildir" dedi.
12140- İbn Cüreyc
bildiriyor: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Kocası ölen kadının evinde renkli
yaygılar varsa ne yapmalı?" diye sorduğumda: "Onları kaldırması benim
için daha hoş olur" dedi. Ona: "Hac için çıkacağı zaman bineğini
süsleyip kendisi de sülenebilir mi?" diye sorduğumda şu karşılığı verdi:
"Hayır! Zira onu görenler: ''Bu kim?'' diye sorduklarında: ''Filan kadın,
süslenmiş'' demeye başlarıar."
12141- İbn Cüreyc
bildiriyor: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Kocası ölmüş kadın kızlarından birini
bir ihtiyaç için gönderirken onu süsleyebilir mi?" diye sorduğumda:
"Bunun bir sakıncası olmaz, zira kendisinin süslenmesi
yasaklanmıştır" dedi. Ona kocası ölmüş kadının ince kumaş giymesini
sorduğumda da: "Şeffaf olduğu için altını gösterir" dedi ve böylesi
kumaştan giysileri tüm kadınlara mekruh gördü.
12142- Ömer b. el-Hattab
der ki: "Kadınlarınıza kabatı cinsi ince kumaştan giysiler giydirmeyin. Bu
tür giysiler altını göstermese de vücut hatlarını belli eder."
12143- İbn Cüreyc
bildiriyor: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Kocası ölmüş kadın şeffaf olmayan ince
kumaşlı giysiler giyebilir mi?" diye sorduğumda: "Bir sakıncası
olmaz. Ayrıca güzel olan beyaz giysilerinden giyinebilir" dedi. Ona:
"Merv ve Horasan yapımı giysiler giyebilir mi?" diye sorduğumda:
"Bunlar kişiyi süslü gösterirler" dedi.
12144- İbn Cüreyc
bildiriyor: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Kocası ölmüş kadın saçını nasıl
yapmalıdır?" diye sorduğumda: "Normal günlük giysilerini giyene kadar
onları örmez" dedi.
12145- İbn Cüreyc
bildiriyor: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Kadının üzerinde gümüş takılar varken
kocası öldüğünde, şayet bu takıları sonradan takmamışsa çıkarması gerekir
mi?" diye sorduğumda: "Gerekmez" dedi. Ona: "Kocası
öldüğünde ayağında gümüş halhal, gümüş bilezik, gümüş süslemeler, gümüş kolye
ve gümüş yüzükler varsa bunları çıkarır mı?" diye sorduğumda:
"İsterse bunları çıkarmayabilir, zira bunlar onun süslendiğini
göstermez" dedi. Ona: "Peki, ya inci?" diye sorduğumda: "Süstür"
dedi. Ona: "Taktığı gümüş yüzüğün kaşı turkuaz (firuze) taşından veya
yakuttan ise?" diye sorduğumda: "Dilerse bunu çıkarmayabilir. Ancak
bu kaşlar altın yüzüğün üzerindeyse isterse onu çıkarsın. Ancak altını az ise
kalabilir. Zira altın kendisine de, başka kadınlara da mekruhtur" dedi.
12146- İbn Cüreyc
bildiriyor: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Kocası ölmüş kadın giysi altında altın
halhal takabilir mi?" diye sorduğumda: "Süs sayılır" dedi.
12147- İbn Cüreyc
bildiriyor: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Böylesi bir kadın üzerindeki küpesini çıkarsın
mı?" diye sorduğumda: "Çıkarmasına gerek yoktur. Ancak kocası ölürken
üzerinde bu tür takılardan bir şeyler yoksa bunları sonradan takmasın, zira
taktığı zaman süslenmiş gibi olur" dedi. Ona: "Gerdanlık veya boncuk
kolye takabilir mi?" diye sorduğumda: "Küçük ve basit bir şey değilse
takamaz" dedi.
12148- Ata (b. Ebi
Rebah) der ki: "Erkekle ilişkiye girebilecek yaşta genç bir kız iken
kocası vefat ettiğinde hayız görmemiş olsa dahi taliplerine karşı tavırlarında,
süslenme ve koku sürme konusunda hayız gören diğer kadınlar gibi davranır.
Ancak henüz buluğa ermemiş bir kız ise ailesi istedikten sonra onu süsleyebilir
ve koku sürebilirler."
12149- Sevr! der ki:
"Cariye, kocası da olan efendisi öldüğü zaman iddeti içinde evinden
çıkabilir, koku sürünebilir ve kına yakınabilir. Zira kocası ölmüş normal
kadınlar gibi değildir."
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Kadına iddeti içinde
Taliplerin Çıkması