musannef Abdurrezzak |
Nikah |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Evlenip Gerdeğe
Girmeden ve Mehri Vermeden Ölenin Durumu
10889- Nafi der ki: İbn
Ömer, oğlu Vakıd'ı evlendirdi ve vakıd, gerdeğe girmeden veya mehri vermeden vefat
etti. İbn Ömer kadına mehir vermeyince, annesi bu durumun muhakemeyle
halledilmesinden başka bir şeyi kabul etmedi. Abdurrahman b. Zeyd gelip:
"Kadının annesi, seninle muhakeme olmak istiyor. Sen ne dersen onu
yapalım" deyince, İbn Ömer: "Bir hakınız varsa ondan vazgeçmenizi
istemem" dedi ve meseleyi Zeyd b. Sabit'in yanında muhakeme ettiler. Zeyd
kadına mehir vermeyip, mirastan almasına ve iddet beklemesine hükmetti.
Tahric: Farklı
kanallarla Said b. Mansur (921, 924) kısa bir şekilde ve Beyhaki (7/246)
rivayet ettiler.
10890- Başka bir kanalla
bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.
10891- Nafı, yukarıdaki
hadisle aynı manada bir rivayette bulunup: "ibn Ömer, Ubeydullah b.
Ömer'in kızını evlendirdi" demiştir.
10892- Zühri: "Sadece
mirastan alır. Ne mehir alır, ne de iddet bekler" demiştir.
10893- Abduhayr'in
bildirdiğine göre Hz. Ali, bu durumdaki kadına miras verir, iddet bekletir, ama
mehir vermezdi.
Tahric: Said b. Mansur
(3/919), Halid kanalıyla Ata b. es-Saib' den rivayet etti.
10894- Hakem b. Uteybe
bildiriyor: Hz. Ali, bu durumdaki kadına miras verir, iddet bekletir, ama mehir
vermezdi. Hakem der ki: Hz. Ali'ye, İbn Mes'ud'un sözü bildirilince:
"Bedevilerin, Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözünün hilafına
söyledikleri söze itibar edilmez" dedi.
Tahric: Said b. Mansur
(3/927), Mezid b. Cabir kanalıyla başka bir lafızla rivayet etti.
10895- İbn Abbas der ki:
"Sadece miras alır, mehir alamaz.'' Yine İbn Abbas: "iddet beklemesi
gerekir" demiştir. Amr: "Ata ve Ebu'ş-Şa'sa'nın da aynı şeyi
söylediğini duydum" demiştir.
Tahric: Beyhaki (7/247),
SevrI kanalıyla İbn Cüreyc'den rivayet etti.
10896- Tavus, İbn
Mes'üd'un hadisini duyuncaya kadar: "Mehir alamaz" derdi. İbn
Mes'üd'un bu konudaki hadisini duyduktan sonra eski görüşünü bırakmış ve bu
konuda bir şey söylemez olmuştur.
10897- Ata (b. Ebi
Rebah) der ki: İbn Abbas'a, kadının kocasının kendisine mehri belirledikten
sonra ölmesiyle ilgili olarak sorulunca: "Hem mehri, hem mirası alır"
demiştir.
Tahric: Beyhaki (7/247),
Abdulmecid kanalıyla İbn Cüreyc'den rivayet etti.
10898- Alkame der ki:
Abdullah b. Mes'ud'a gidilip, bir kadınla evlenen ve ona mehir belirleyen, ama kadına
dokunmadan vefat eden kişinin durumu sorulunca, kadına mehir vermeleri
gerektiğini söyleyip şöyle dedi: "Ben bu konuda görüşümü söylüyorum. Eğer
doğru söylemişsem Allah'tandır. Yanlış söylemişsem bendendir. Kadın, ne eksik
ne fazla, sadece dengi olan kadınların aldığı kadar mehir alır, idet beklemesi
gerekir ve kendisine miras ta düşer." Ma'kil b. Yesar el-Eşcai kalkıp:
"Şahitlik ederim ki, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Amir b.
Ruas b. Sa'sa'a oğullarından olan Beni Ruas'tan, Rev'a binti Vaşik hakkında
verdiği hükmü verdin" dedi.
Süfyan da bu görüşle
amel etmektedir.
Tahric: Tirmizi (2/192),
Abdurrezzak kanalıyla Sevri' den rivayet etti. Tirmizi (1145) Abdurrezzak
kanalıyla; Ebu Davud (2115); Nesai (6/121, 198) ve İbn Mace (1891) rivayet
ettiler.
10899- Şa'bi anlatıyor:
Bir adam Abdullah b. Mes'ud'a gelip, kocası kendisiyle gerdeğe girmeden ve
mehir belirlemeden ölen kadının durumunu sordu. İbn Mes'ud: "insanlara
sor. insanlar çoktur" veya buna benzer bir şey söyledi. Adam: "Vallahi
bir yıl beklesem senden başkasını bulamam. (Bu sebeple) seni bırakmam"
dedi. İbn Mes'ud adamın sorusuna bir ay boyunca cevap vermedi ve (bir ay sonra)
kalkıp abdest alarak iki rekat namaz kıldı, sonra: "Allahım! Doğru olan
şey sendendir. Yanlış olan ise bendendir" deyip şöyle devam etti: "Bu
kadının, dengi olan kadınların aldığı mehri alması, mirastan da alması ve iddet
beklemesi görüşündeyim." Eşca kabilesinden bir adam kalkıp: "Şahitlik
ederim ki, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Birva' binti Vaşik
el-Eslemi hakkında verdiği hükmü verdin" dedi. Rev'a, Hilal b. Umeyye ile
evliydi. İbn Mes'ud, Eşca kabilesinden olan adama: "Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) verdiği bu hükmü senden başka duyan var mı?"
diye sorunca, adam: "Evet" deyip kavminden bir grubu getirdi ve onlar
da bunu duyduklarını söylediler. İbn Mes'ud'un, Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) verdiği bu hükme uygun bir hüküm vermesi sebebiyle başka
hiçbir şey için bu kadar sevindiği görülmedi. ı
10900- Hasan(-ı Basri)
ve Katade, bu konuda İbn Mes'ud'un söylediğini söylerlerdi.
10901- Tavus, İbn
Mes'ud'un hadisini duyuncaya kadar: "Mehir alamaz" derdi. İbn
Mes'ud'un bu konudaki hadisini duyduktan sonra eski görüşünü bırakmış ve bu
konuda bir şey söylemez olmuştur.
Tahric: Ebu Davud
(2114); Nesai: (6/122); İbn Mace (1891) ve Beyhaki: (7/245), "Davud b. Ebi
Hind - Abdullah" kanalıyla aynısını rivayet ettiler.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Mehir Ne Zaman
Helal Olur? Geçimsiz Olan Kadının Mehri