musannef Abdurrezzak |
Nikah |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Hulle
10776- Abdulmelik b.
el-Muğıre der ki: İbn Ömer'e, kadının ilk kocasına helal kılınması meselesi
sorulunca: "Bu zinadır" cevabını verdi.
Tahric: Beyhaki (7/208),
Said b. Ebi Arube kanalıyla Ma'mer'den rivayet etti.
10777- Ömer b.
el-Hattab: "Bana getirilen her hulleci erkek ve kadını recmederim"
demiştir.
Tahric: Farklı
kanallarla Said b. Mansur (3/1988,1989) rivayet etti.
10778- Abdullah b. Şerık
el-Amiri der ki: İbn Ömer'e, amcasının kızını boşayan, sonra tekrar almak
isteyen kişinin, bu kadının kendisine helal olması için başka bir erkekle hulle
yaptırması sorulunca şöyle cevap verdi: "Eğer hulleciyle yirmi sene veya
buna yakın bir süre bir arada kalsalar bile, niyetleri hulle yapmaksa ikisi de
zina yapmış olurlar."
10779- Malik b. Huveyris
bildiriyor: İbn Abbas bir adam: "Amcam hanımını üç defa boşadı"
deyince, İbn Abbas: "Amcan Allah'a isyan etti ve Allah ta onu yaptığına pişman
etti. Amcan şeytana uydu ama şeytan ona çıkış yolu göstermedi" karşılığını
verdi. Adam: "Onu helal kılmak için bir adamla evlendirme konusunda ne
dersin?" diye sorunca ise İbn Abbas: "Allah'ı aldatanı Allah ta
aldatır" cevabını verdi.
Tahric: Farklı
kanallarla Said b. Mansur (3/1060, 1061) ve Tahavi (2/33) rivayet ettiler.
10780- İbn Cüreyc der
ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Bilerek hulle yapana ceza verilir mi?"
diye sorduğumda şu karşılığı verdi: "Ceza verileceğini duymadım. Ancak
bana göre bunu yapanın cezalandırılması gerekir. Hulle için mehrin meblağını
yüksek tutsalar dahi bunu yapmaya yol açan herkesin cezalandırılması
gerekir."
10781- Katade der ki:
"Kendisine bu nikah yapılan erkek veya bu nikahı yapan (koca) veya
kadından biri huleye niyet etse, bu nikah geçersiz olur."
10782- Hişam b. Urve'nin
bildirdiğine göre babası, eğer karı koca bundan habersizse hulle yapmakta bir
sakınca görmezdi.
10783- Katade der ki:
"Hulleci kadını boşayınca, kadın eski kocası na helal olmaz. Eğer kadın
hulle niyetiyle evlenmişse, hulleciyle birbirlerinden ayrılmaları
istenir."
10784- İbn Cüreyc der
ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Bir kişi, bilerek hulle yapmak niyetiyle bir
kadınla evlenir, sonra kadını boşamak istemezse durum ne olur?" diye
sorunca: "Bunda (kadını boşamamasında) bir sakınca yoktur" cevabını
verdi.
10785- Hasan, bir
kadınla hulle yapmak niyetiyle evlenip durumu kadına bildirmeyen kişi hakkında:
"Allah'tan kork ve Allah'ın yasakları konusunda ateşten bir çivi
olma" dedi.
10786- İbn Sırın der ki:
"Bir kadın, bir adama haber gönderip, (kendisini boşayan) kocasına helal
olması için kendisiyle evlendi. Bunun üzerine Hz. Ömer, evlenen adama kadını
boşamamasını, eğer boşarsa kendisini cezalandıracağını söyledi. Bu adam, hiçbir
şeyi olmayan miskin biriydi. Adamın, sadece biriyle erkeklik organını diğeriyle
arka tarafını kapattığı iki parça kumaşı olduğu için bu adama zu'r-Ruk'ateyn
(iki yamalı) denirdi.
10787- Başka bir kanalla
Eyyub'den bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.
10788- Mücahid der ki:
Kureyş'ten bir adam hanımını kesin bir şekilde üç talakla boşadı. Bir ara
çarşıda alışveriş için genç oğluyla gelen bedevi bir ihtiyarla karşılaştı.
Gence: "Bana bir iyilik yapar mısın?" dedi ve yoluna devam etti.
Sonra bir daha gelip onunla konuştu. Genç: "Evet, senin için ne
yapabilirim?" deyince adam genci alıp gitti ve durumu ona anlatıp boşanan
karısıyla bir günlüğüne evlenmesini istedi. Genç, adamın karısıyla evlendi ve
onunla bir gece yattı. Adam sabah gelip girmek için izin istedi. Adam eve girdi
ancak genç, kadının arkasında duruyordu. Kadın eski kocasına: "Vallahi bu
genç beni boşayacak olursa seninle bir daha asla evlenmem!" dedi. Olay Hz.
Ömer'e aktarılınca kadının eski kocasına: "Şayet kadını bu genç boşadıktan
sonra alıp evlenseydin sana şöyle şöyle yapardım" dedi ve ona tehditlerde
bulundu. Sonra kadının genç kocasını çağırdı ve: "Karını yanında tut"
dedi.
ibn Cüreyc der ki:
Mücahid'den başkası şöyle demiştir: Hz. Ömer'in hilafeti döneminde adamın biri
karısını dönüşsüz bir şekilde üç talakla boşadı. Medine'de bedevilerden
Zu'n-Nemireteyn adında yoksul bir adam vardı. Bir gün yaşlı bir kadın bu
bedevinin yanına geldi ve: "Onunla bir gece kaldıktan sonra sabah boşamak
şartıyla mehri ve şahitleri bizden olacak şekilde bir kadınla evlenir
misin?" diye sordu. Bedevi: "Evlenirim" deyince onu kadınla
evlendirdiler ve onunla bir gece kaldı. Sabah olunca evlendiği kadın ona bir
kaftan verdi ve: "Bugün senden beni boşamanı isteyecekler, ancak ben senin
yanında kalmak istiyorum" dedi. Bedevi, Hz. Ömer'in yanına gidip durumu
bildirince yaşlı kadını çağırdı ve onu ağır bir şekilde dövdü. Sonra
"Vallahi, eğer bu konuda bana bir delil getirilirse o zaman görürsün"
dedi. Daha sonra da: "Ey Zu'n-Nemireteyn! Sana giysi ihsan eden Allah'a
hamdolsun! Karının yanında kaL. Biri bu konuda seni rahatsız ederse yanıma
gel" dedi.
Tahric: Said b. Mansur
(3/1995), "Huşeym-İbn Sirin" kanalıyla aynısını ve Beyhaki (7/209),
Said b. Salim kanalıyla İbn Cüreyc' den rivayet ettiler.
10789- Şa’bi: "Eğer
bunu emreden koca değilse bir sakıncası yoktur" demiştir.
10790- Ata der ki:
"Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), hulle nikahı yapana,
yaptırana, faiz yiyene, buna şahitlik edene, bunu yazana, saçına saç ekletene
ve ekleyene, dövme yapana ve yaptırana lanet etti. ''
Tahric: Metnin parçalar
halinde sahih şahitleri vardır.
10791- Hz. Ali der ki:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) faiz yiyene, yedirene, buna şahitlik
edene, yazana, güzel görünmek için dövme yapana ve yaptırana, zekatı vermeyene,
hulle yapana, yaptırana lanet etmiştir. Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) (cenazenin ardından) bağırıp feryad ederek ağlamayı da
yasaklamıştı."
Tahric: Ebu Davud
(2076,2077); İbn Mace (1935), Amir eş-Şa'bi kanalıyla "kısa bir
metinle" ve Tirmizi (2/185), Mücalid kanalıyla Şa'bi' den "kısa bir
metinle" rivayet ettiler.
10792- Başka bir kanalla
bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.
10793- İbn Mes'ud der
ki: "Faizi yiyenler, yedirenler, faizli olduğunu bildikleri halde böylesi
bir akdi yazanlar ve şahitlik edenler, saçlarına ek yapan ve yaptıranlar,
zamanı geçene kadar vereceği zekatı bekleten ve ondan eksiltenler, hicret
ettikten sonra topukları üzre geri dönenler, hulle yapan ve yaptıranlar,
kıyamet günü Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) diliyle
lanetlenmişlerdir. ''
Tahric: Nesai (8/147);
Tirmizi (2/186, hasen, sahih), Huzeyl b. Şurahbil kanalıyla İbn Mes'ud'dan;
Beyhaki (7/208), Huzeyl kanalıyla "Zekata tecavüz edenler, hicret ettikten
sonra topukları üzere geri dönüp dinden çıkanlar" lafzı olmaksızın ve
Abdürrezzak, Zekat bölümünde rivayet ettiler.
Cariyeye Hulle Yapmak
10794- İbn Abbas
Cariyeyi kesin talakla boşayan köle hakkında:
"Efendisinin
cariyeyle cima etmesi, o cariyeyi köleye helal kılar" demiştir.
10795- İbn Cüreyc der
ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Bir köle, cariyeyi kesin talakla boşarsa,
efendisinin o cariyeyle cima etmesi, cariyeyi köleye helal kılar mı?" diye
sorunca, Ata: "Evet" cevabını verdi. Ben: "Efendi bununla
hulleyi kasdetse bile mi?" diye sorunca ise: "Hayır. Hulle yapmak
yasaklanmıştır" cevabını verdi.
10796- Zubeyr b.
el-Avvam ve Zeyd b. Sabit şöyle derlerdi: "Eğer hulle yapmayı
kasdetmiyorsa, efendisinin cariyeyle ilişkiye girmesiyle, o cariye (köle olan)
kocasına helal olur."
10797- Katade, kocası
tarafından boşanan cariyeyle efendisinin ilişkiye girmesiyle ilgili olarak
şöyle dedi: "Eğer efendisi huleyi kasdetmemişse, kocasının onu geri döndermesinde
sakınca yoktur." Ma'mer: "Zeyd b. Sabir'in de aynı şeyi söylediğini
duydum" demiştir.
10798- Mesrük der ki:
"Ancak haram kılındığı yolla helal olur.(Ondan boşanarak nasıl kendisine
haram olduysa, başkasıyla evlenip ondan da boşanmadan artık eski kocasına helal
olmaz.)"
10799- ismail der ki:
Şa'bi'ye: "Cariyeyle efendisinin cima etmesiyle o cariye (kesin talakla
boşadığı) kocasına helal olur mu?" diye sorulunca:
"Efendisi onun
kocası değildir" cevabını verdi.
10800- Şa'bi, efendisin
cariyesinin kocasına dönebilmesi için hulle yapmasıyla ilgili olarak:
"Kocadan (evlenmekten) başka onu hiçbir şey kocasına helal kılmaz"
demiştir.
10801- Zühri:
"Kocadan (evlenmekten) başka onu hiçbir şey kocasına helal kılmaz"
demiştir.
10802- İbn Mes'üd şöyle
derdi: "Başka biriyle nikahlanmadıkça, efendisinin onunla ilişkiye
girmesi, cariyeyi kocasına helal kılmaz."
10803- Ebu Rafi der ki:
"Zeyd b. Sabit ve Osman b. Affan'a Ali b. Ebi Talib'in de bulunduğu bir
zamanda, efendinin hulle yapmayı kasdetmeden, cariyesiyle ilişkiye girip
kocasına helal kılması sorulunca, Zeyd b. Sabit ve Osman b. Affan: "Helal
olur" cevabını verdiler. Hz. Ali ise onların bu görüşünü beğenmeyip kızgın
bir şekilde oradan kalktı."
Sonraki sayfa için aşağıdaki
link’i kullan:
"Babalarınızın
Nikahladığı Kadınlar''[Nisa 22]