musannef Abdurrezzak |
Ehl-i Kitab’a Dair |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Ehl-i Kitab'a Bir Şey
Sormak
10156- Amr b. el-As'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Kur'an'dan bir ayet bile olsa, benden naklediniz. Beni israil
(hikayelerin)den de rivayet edin, bunda bir mahzur yoktur. Kim benim adıma bir
yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın. "
Tahric: Buhari (6/319),
Dahhilk b. Mahled kanalıyla Evzai'den rivayet etti.
10158- Zeyd b. Eslem der
ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ehl-i Kitab'a bir şey
sormayınız. Çünkü onlar kendilerini dalalete düşürmüşken size doğru yolu
gösteremezler" buyurdu. Biz: "Ey Allahim Resulü! israiloğulları ile ilgili
olaylan nakledebilir miyiz?" diye sorunca ise: "Nakledin, bunda bir
sakınca yoktur" cevabını verdi.
Tahric: İlk bölümünü
Cabir hadisinden Beyhaki (2/10-11); ikincisini Ebü Hureyre, Ebü Said ve İbn Amr
hadislerinden muhtelif müellifler rivayet ettiler.
10159- İbn Abbas der ki:
"Allah'ın size indirilen Kitabı aranızda saf ve içine bir şey
karışmamışken nasıl olur da Ehl-i Kitab'a sorarsınız. O, Allah'ın size
bildirdiği haberlerin en yenisidir. Yüce Allah sizlere Ehl-i Kitab'ın, kendi
elleriyle kitaplar yazdığını, sonra onun karşılığında az bir ücret almak için:
''Bu, Allah tarafından gönderilmiştir'' dediklerini bildirmiştir. Onlar kitabı
değiştirip ayetlerin yerlerini değiştirdiler. Allah'tan size gelen, sizi Ehl-i
Kitab'a soru sormaktan alıkoymuyor mu? Vallahi, onlardan hiç kimsenin size
indirileni sorduğunu görmedik.''
Tahric: Buhari (5/185),
Yunus kanalıyla Zühri' den ve yine farklı kanallarla Buhari (13/260, 384)
rivayet etti.
10160- İbn Ebi Nemle el-Ensarı,
babasından bildiriyor: Ebu Nemle Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
yanında otururken zımmilerden bir adam gelip: "Ey Muhammed! Şu cenaze
konuşacak mı?" diye sorunca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Allah daha iyi bilir" cevabını verdi. Yahudi: "Evet
konuşacak" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ehl-i
Kitab'm size anlattıklarına ne inanm, ne de yalanlayınız. ''Allah'a ve
kitaplarına inandık'' deyin. Eğer böyle derseniz, onların söylediği batilsa,
tasdik etmemiş, doğruysa yalanlamamiş olursunuz" buyurdu.
Tahric: Ebu Davud
(3644), Abdurrezzak kanalıyla rivayet etti.
10161- Ata b. Yesar der
ki: Yahudiler, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabına bazı şeyler
anlatırlar, sahabe de onları dinleyip hayret ederlerdi. Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara şöyle buyurdu: "Onları ne
doğrulayın, ne de yalanlayın. ''Bize ve size indirilene iman ettik. ilahımiz ve
ilahınız birdir ve biz Ona teslim olduk'' deyiniz. "
Tahric: Kısa metinle Ebu
Hureyre'den Buhari (4215), Ebu Nemle'den Ebu Davud (3644) ve Ebu Hureyre' den
Beyhaki (10/163) rivayet etti.
10162- Abdullah (b.
Mes'ud) der ki: "Ehl-i Kitab'a bir şey sormayınız. Kendileri sapıtmışken
sizi asla hidayete erdirebilecek değillerdir. Şayet onlara bir şey soracak
olursanız; ya gerçeği yalanlamış ya da bir batılı doğrulamış olursunuz. Kitab
ehlinden hiç kimse yoktur ki kalbinde onu Allah'ın kitabına sevkeden bir işaret
bulunmamış olsun." Sevri der ki: Ma'n'ın, Kasım b. Abdurrahman'dan olan
rivayetinde Abdullah'ın şu ilavesi de yer alır: "Eğer mutlaka sormanız
gerekiyorsa Allah'ın Kitab'ına uygun olup olmadığına bakınız, eğer uygunsa
kabul ediniz. Uygun değilse bırakınız."
Tahric: Sevr! bu metinle
ve hasen bir isnadla rivayet etti.
10163- Ebu Kılabe
bildiriyor: Ömer b. el-Hattab, kitap okuyan bir adamın yanından geçerken bir
müddet onu dinledi ve adamın okuduğunu beğenerek: "Bana bu kitaptan bir
tane yazar mısın?" dedi. Adam: "Tamam" karşılığını verince Hz.
Ömer tabaklanmış bir deri aldı ve adamın yanına geldi. Adam derinin önüne ve
arkasına bu metinleri yazdı. Ömer, Peygamberimizin (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) yanına gelip bu kitabı okumaya başlayınca Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yüzünün rengi değişmişti. Ensar'dan bir kişi eliyle kitaba
vurarak: "Annen seni kaybetsin ey Hattab'ın oğlu! Kitabı okumaya
başladığından beri Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzüne bakmıyor
musun?" dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Ben hem ilk. hem son peygamber olarak gönderildim. Bana Allah kelamının
tamamı ve sonuncusu verildi. Bana söz sadeleştirildi ve kısaltilarak verildi.
Her işe dalıp da şaşıranlar sizi helake sürüklemesin" buyurdu.
Tahric: Ebu Ya'la
(1/182), Ömer b. el-Hattab kanalıyla tam metin olarak ve başka bir yerde
(1/173) farklı bir lafızla bir kısmını rivayet etti.
10164- Abdullah b. Sabit
der ki: Ömer b. el-Hattab, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip:
"Ey Allah'ın Resulü! Kurayza'dan bir kardeşime uğradım ve bana Tevrat'tan
seçme ayetler yazdı, onları sana arzedeyim mi?" diye sorunca Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzünün rengi değişmişti. Abdullah der ki: Ben:
"Allah aklını yok etsin. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
yüzünün renginin nasıl değiştiğini görmüyor musun?" deyince, Ömer:
"Rab olarak Allah'ı, din olarak islam'ı, peygamber olarak Muhammed'i kabul
ettim" dedi. Bunun üzerine Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
öfkesi geçti ve şöyle buyurdu:
"Muhammed'in canı
elinde olana yemin ederim ki; Musa aranızda olsa ve siz de beni bırakıp ona
uysanız, yoldan çıkmış olurdunuz. Siz topluluklar içinde benim kısmetimsiniz,
ben de peygamberler içinde sizin kısmetinizim. "
Tahric: Heysemi'de
(1/173) geçtiği üzere Ahmed ve Taberani rivayet ettiler. Zayıf olan Cabir
el-Cu'fi dışındaki ravileri Sahih'in ravileridir. Bunu Ahmed (3/387) rivayet
etti.
10165- Zühri bildiriyor:
Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımı Hafsa, üzerinde Hz. Yüsuf
kıssası yazılı bir köprücük kemiğiyle gelip onu Resulullah'a (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) okuyunca, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzünün rengi
değişmeye başladı ve: "Eğer ben aranızdayken Yusuf gelseydi ve siz beni
bırakıp ona uysaydınız yoldan çıkmış olurdunuz" buyurdu.
10166- ibrahim en-Nehai
şöyle derdi: Küfe'de, Danyal'ın kitaplarını yazan bir adam vardı. Ömer b.
el-Hattab'dan onun getirilmesi konusunda bir mektup gelince adam: "Neden
çağrıldığımı bilmiyorum" dedi. Hz. Ömer'in huzuruna çıkınca ise, Ömer ona
kırbaçla vurduktan sonra, "Elif, lam, ra. Bunlar apaçık kitabın
ayetleridir. Muhakkak Biz, onu anlayıp düşünesiniz diye Arapça bir Kur'an
olarak indirdik. Biz bu Kur'an'ı vahyederek, sana en güzel kıssaları anlatıyoruz.
Oysa daha önce sen bunlardan habersizdin"[Yusuf, 1,2,3] ayetlerini okudu.
Adam, Hz. Ömer'in ne istediğini anlayıp: "Ey müminlerin emiri! Beni bırak,
Vallahi yanımdaki bu kitapların hepsini yakacağım" deyince, Hz. Ömer adamı
serbest bıraktı.
Tahric: Ebu Ya'la, Halid
b. Urfuta kanalıyla bunun aynısını uzun bir şekilde rivayet etti. bak:
Mecmau'z-Zevaid (1/182).
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Anlaşmayı Bozmak
ve idam Etmek