musannef Abdurrezzak |
Meğazi |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Hz. Ömer'in Katili Ebu
Lu'lue Hadisesi
9775- Zühri anlatıyor:
Ömer b. el-Hattab, Acemlerden hiç kimsenin Medine'ye girmesine izin vermezdi.
Muğire b. Şu'be, Ömer'e: "Yanımda marangoz, oymacılık ve demircilikte usta
olan, Medine ahalisine faydalı olacak bir köle vardır. Eğer izin verirsen onu
sana göndereyim" diye bir mektup yazdı. Ömer bu kişinin Medine'ye
gelmesine izin verdi. Muğıre onun günlük iki dirhem vergi vermesine hüküm
kıldı. Bu kişi Mecusi asıllı biri idi ve kendisine Ebu Lu'lue denilmekteydi.
Bir zaman geçtikten sonra ödediği verginin çokluğundan şikayet için Ömer'e
geldi. Ömer: "Sen ne iş yaparsın?" diye sorunca: "Ben
marangozluk, oymacılık ve demircilik yaparım" karşılığını verdi. Bunun
üzerine Ömer: "Yaptığın işlere göre ödediğin vergi çok değildir"
dedi. Köle bundan dolayı öfkelenerek geri dönmüştü. Bir gün Ömer otururken köle
yanına geldi. Ömer: "Ben senin: ''Eğer istersem, rüzgar ile dönen bir
değirmen bile yaparım'' dediğini duymadım mı (sanıyorsun)?" deyince Ebu
Lu'lue: "Ben sana öyle bir değirmen yapacağım ki, insanlar hep onu
konuşacak" dedi. Ebu Lu'lue gidince Ömer yanındakilere: "Az önce köle
beni tehditte bulundu" dedi. Ebu Lu'lue bu işte tam karar kılınca bir
hançer kuşandı ve Mescid'in bir köşesinde oturdu. Ömer seher vaktinde kalkar ve
insanları namaz için uyarırdı. Bu sırada Ebu Lu'lue, Ömer'in üzerine sıçradı ve
onu üç yerinden hançerledi. Birini göbeğinin altına vurmuştu ki ölümüne sebep
olan da bu idi. Bu sırada Mescid'dekilerden on iki kişi daha yaralamıştı.
Bunlardan altısı ölmüş, altısı hayatta kalmıştı. Sonra Ebu Lu'lue kendini
hançerledi ve öldü.
Ma'mer der ki: Zühri'den
başka birinin şöyle anlattığını işittim: "Irak'lı biri üzerine bir pelerin
attı. Eba Lu'lue etrafının sarıldığını görünce de kendini hançerledi."
Zühri der ki: "Hz.
Ömer zayıf düştüğünü görünce: "Namazı Abdurrahman
b. Avf kıldırsın"
dedi.
Zühri şöyle devam etti:
Abdullah b. Abbas bana şöyle anlattı: "Ben ve Ensar'dan birkaç kişi Ömer'i
evine götürdük. Ömer bayıldı ve sabah aydınlığı yaklaşıncaya kadar kendine
gelmedi. Bir kişi: "Onu ancak namaz vaktiyle ayıltırsınız" dedi.
Bunun üzerine: "Ey müminlerin emıri! Namaz!" deyince gözlerini açıp: "insanlar
namazı kıldı mı?" diye sordu. Biz: "Evet, kıldı" dediğimizde:
"Namazı terk eden kişinin müslümanlıktan nasibi yoktur" dedibelki de
Ma'mer: "Namazı geçiren" dedi- ve yarasından kanlar akarken namazını
kıldı. Sonra: "Dışarı çık ve beni kimin hançerlediğini sor" dedi.
Bunun üzerine bende dışarı çıktım. Herkes oraya toplanmıştı. "Müminlerin
emırini kim hançerledi?" diye sorduğumda: "Muğıre b. Şu'be'nin
kölesi, Allah'ın düşmanı Ebu Lu'lue" karşılığını verdiler.
Ömer'in yanına geri
döndüm. O, kendisine vereceğim haberi bekliyordu.
Ona: "Ey müminlerin
emıri! Seni, Allah'ın düşmanı Ebu Lu'lue hançerledi" dediğimde:
"Allahu ekber! Kıyamet gününde, Allah'a ettiği secdeyle benimle
davalaşacak birini katilim kılmayan Allah'a hamd olsun. A'rabinin beni
öldüreceğini düşünmemiştim" dedi. Sonra hekim geldi ve ona şıra içirdi.
Şıra yarasından dışarı aktı. Oradakiler: "Bu kan kırmızısıdır" dedi.
Başka bir hekim gelip ona süt içirdi. Bunun üzerine süt yaradan akmaya başladı.
Ona süt içiren kişi: "Vasiyetini et ey müminlerin emıri!" deyince.
Ömer:
"Muaviye
oğullarının kardeşi beni doğruladı" karşılığını verdi.
Zühri, Salim'den
bildirerek şöyle devam etti: İbn Ömer der ki: Sonra Hz.
Ömer; Ali, Osman, Sa'd,
Abdurrahman, Zübeyr - ravi: "Talha'yı zikretti mi zikretmedi mi
bilmiyorum" dedi - olmak üzere altı kişiyi yanına çağırdı ve:
"Sizin bu
insanların idaresi hakkındaki durumunuzu araştırdım ve insanların bu konuda hiç
bir ihtilaftarının olmadığını gördüm. Eğer ihtilaf olursa o da ancak sizin
aranızda olur. Bu sebeple istişare edin ve aranızdan birini emır (halife)
kılın" dedi.
Ma'mer der ki: Zühri
şöyle devam etti: Humeyd b. Abdirrahman'ın bana bildirdiğine göre Misver b.
Mahreme şöyle dedi: Abdurrahman b. Avf istişare günlerinden üçüncü gecenin bir
kısmı geçtikten sonra yanıma geldi ve beni uyuyor buldu. "Onu
uyandırın" dedi ve beni uyandırdılar. Sonra: "uyuduğunu görüyorum.
Vallahi ben üç gecede çok az uyuyabildim. Git bana, Enasar'ın önde
gelenlerinden filan ve filanı çağır" dedi. Ben de gidip onları çağırdım.
Onlarla Mescid'de uzun bir süre baş başa kaldı ve sonra kalkıp gittiler. Bana:
"Git, Zübeyr'i, Talha'yı ve Sa'd'ı çağır" dedi. Ben de gidip
çağırdım. onlarla da uzun bir süre fısıldaşarak gizlice konuştu. Sonra yanından
kalktıklarında: "Bana, Ali'yi çağır" dedi. Ali'yi çağırdığımda onunla
da uzun bir süre fısıldaşarak konuştu. Sonra Ali de yanından kalkınca:
"Bana, Osman'ı çağır" dedi. Onu çağırdığımda kendisiyle fısıldaşmaya
başladı. Ancak sabah ezanı fısıldaşmalarını kesti. Sonra da Suheyb namazı
kıldırdı.
Namazdan sonra insanlar
Abdurrahman'ın yanında toplandı.
Abdurrahman, Allah'a hamdü se na ettikten sonra: "Derim ki: insanlara
baktım ve Osman'a denk olanını görmedim. Ey Ali! Sen bundan kendine bir şeyler
çıkarıp ta dertlenme" dedi. Sonra: "Ey Osman! Allah'ın ahdi, misakı,
zimmeti ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zimmeti üzerine.
Allah'ın Kitabı, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünneti
doğrultusunda ve sonrasında iki halifenin idareyi yürüttüğü gibi amel edecek
misin?" diye sordu. Osman:
"Evet"
deyince, elini tutup ona biat etti. Sonra oradakiler biat etti. Sonra da Ali
biat etti ve oradan gitti. İbn Abbas'a rastlayınca İbn Abbas:
"Aldatıldın" dedi. Ali de: "Bu aldatılmak mıdır?"
karşılığını verdi. Osman altı yıl boyunca önceki iki halife gibi hüküm kıldı.
Sonra zayıf düştü ve yaşanan olaylara yenik düştü.
Zühri der ki: Said b.
el-Müseyyeb'in bana bildirdiğine göre Abdurrahman b. Ebi Bekr, - üzerinde asla
yalan sınaması yapmadığımız - Ömer öldürüldüğü zaman şöyle dedi: Ben Hürmüzan,
Cüfeyne ve Ebu Lulu'e'nin yanına varmıştım. Bunlar birbirinin sırdaşı idi.
Bunların peşlerine düştüm. Derken, birinden ortalarına, kabzası ortada olan iki
uçlu bir hançer düştü. Abdurrahman b. Avf: "Ömer'in ne ile öldürüldüğünü
araştırın" demişti. Araştırdıklarında baktılar ki, Abdurrahman'ın
vasıflandırdığı hançer bu idi. Bunun üzerine Ömer'in oğlu Ubeydullah hemen bir
kılıç kuşanıp doğru Hürmüzan'a geldi ve ona: "Bana yoldaş ol da kendim
için bir at bakalım!" dedi. Hürmüzan atlardan anlayan biri idi. Önünde yürümeye
başladı. Ubeydullah ona kılıcını çekti. Hürmüzan kılıcın kendine geldiğini
hissedince:
"La ilahe
illallah" dediyse de Ubeydullah onu öldürdü. Oradan Hıristiyan olan
Cüfeyne'ye geldi ve onu çağırdı. Yanına geldiğinde kılıcı kaldırdı ve iki
gözünün arasına indirdi. Sonra da henüz ufak bir çocuk olan Ebu Lu'lue'nin
kızına geldi. O kız müslüman olduğunu söylerdi. Ancak onu da öldürdü. Sanki o
gün yeryüzü üzerindekilere gece olmuştu.
Sonra Ubeydullah yalın
kılıç olarak yöneldi ve: "Vallahi Medine'deki bütün esirleri ve
başkalarını öldüreceğim" dedi. Sanki muhacirlerden bir kısım kimselere laf
işittiriyordu. Onlar: "Kılıcını at!" demeye başladı. O, bunu kabul
etmiyor, onlar da kendisine yaklaşmaya korkuyordu. Sonra Amr b. elAs gelip: "Yeğenim
kılıcı bana ver!" deyince, o da verdi. Sonra Osman gelip onun üzerine
sıçrayarak başını çekince, alın alına çarpıştılar. insanlar araya girip onları
ayırdılar. Osman ayrılıp, Ubeydullah b. Ömer'e işaret ederek:
"Bana islam'da
böyle bir yara açan adam hakkında ne yapacağımı söyleyin" dedi.
Muhacirler, onu öldürmesini söylediler. Bazı kişiler ise: "Dün babası
öldürüldü, bu gün de ardından oğlunu mu yollayacaksınız. Allah, Hürmüzan'ın da
Cüfeyne'nin de şerrini bizden uzak etsin" dediler. Bunun üzerine Amr b.
el-As kalkıp: "Ey müminlerin emıri! Allah bu fitnenin senin zamanında
olmasından seni korudu. Sen de onu affet" dedi. Amr'ın bu sözü üzerine
insanlar dağıldı. Osman da bu öldürülen iki adamla kızın fidyelerini ödedi.
Zühri der ki: Hamza b.
Abdillah b. Amr: "Allah, Hafsa'ya merhamet etsin.
Bu kişi Ubeydullah'a,
Hürmüzan'ı ve Cüfeyne'yi öldürmek için cesaret veren kişiydi" dedi.
Zühri der ki: Abdullah
b. Sa'lebe - veya: "Ebu Halıfe el-Huzai" dedi şöyle dedi:
"Hürmüzan'ın, Ömer'in arkasında ellerini kaldırıp namaz kıldığını
gördüm."
Ma'mer der ki: Zühri'den
başkaları şöyle dediler: Hz. Osman: "Ben Hürmüzan, Cüfeyne ve (küçük)
kızın velisiyim. Onların kanlarına karşılık olan cezayı diyete çevirdim"
demiştir.
Tahric: Buhari (7/44-
51), Amr b. Meymune kanalıyla başından sonuna kadar ve kitabu'l-ahkam'da
(13/155), "Millik-Misver" kanalıyla son kısmını rivayet etti. İbn
Sa'd (3/355, 356), Salih b. Keysan kanalıyla Zühri' den rivayet etti.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: