musannef

Abdurrezzak

Cihad

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Düşmanın (islam'a) Daveti

 

9420- Tavus der ki: Allah Resalü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Muaz b. Cebel'i, Yemen'e gönderdiği zaman ona şöyle vasiyet etti: "Sen Ehl-i kitaptan olan bir kavmin yanına gidiyorsun. Onları tevhide davet et. Eğer bu konuda sana itaat ederlerse, onlara: ''Allah size gece ve gündüzde beş vakit namazı farz kıldı'' de. Eğer bu konuda da sana itaat ederlerse, onlara: ''Allah size on iki ayda bir ay oruç tutmanızı farz kıldı'' de. Eğer bu konuda da sana itaat ederlerse, onlara: ''Zenginlerinizden alınmak üzere, Allah size zekatı farz kıldı'' de. Eğer bu konuda da sana itaat ederlerse, onların mallarından al, ama mallarının iyisini almaktan uzak dur. Mazlumun bedduasından korun. Çünkü (Yüce Allah) mazlumun duası ile aramda bir perde yoktur (buyurur). "

 

Tahric: Buhari ve Müslim, İbn Abbas kanalıyla başka bir lafızla rivayet ettiler.

 

 

 

9421- ibnu'I-Müseyyeb bildiriyor: "Allah Resalü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Beni Kureyza'yı islam'a davet etmeden kendileriyle savaşmamıştır. islam'ı kabul etmemeleri üzerine onlarla savaşmıştır. ''

 

Tahric: Bureyde'den şahidini Müslim (1731) ve Ebü Davud (2612) rivayet etti.

 

 

 

9422- Abdurrahman b. Ka'b b. Malik'in, Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir ashabından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Nadir oğullarının kendisine ahid vermelerini istemiş ve kabul etmemeleri üzerine onlarla savaşmıştır.

 

Tahric: Ebu Davud (3004), Abdurrezzak kanalıyla uzun bir metinle rivayet etti.

 

 

 

9423- Asım b. Ebi'n-Nucud der ki: Halid b. el-Velid, Mihran b. Zazan'a ve adını bildirdiği başka birine: "Derim ki: Sizi islam'a davet etmekteyim. Eğer kabul etmezseniz sizi cizye vermeye davet ediyorum. Eğer bunu da kabul etmezseniz yanımda, Perslerin içki içmeyi sevmesi gibi sizinle savaşmayı seven bir topluluk vardır" diye mektup yazdı. 

 

Tahric: Beyhaki (9/187), İbn İshak kanalıyla aynısını ve Said, Sünen'inde (3/2468) rivayet ettiler. Bak: Heysemı Mecmau'z-Zevaid (5/310).

 

 

 

9424- Yahya b. ishak b. Abdillah b. Ebi Talha bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hz. Ali'yi gönderdiği zaman arkasından birini gönderdi ve şöyle buyurdu: "Ali'nin arkasından git; ama onu arkadan çağırma. Fakat ona yetişip yardımcı ol ve: ''Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sana gelinceye kadar bekle'' de" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelinceye kadar orada konakladı. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelince de: "İslam'a davet etmeden hiçbir kavimle savaşma" buyurdu. Abdurrezzak der ki: "Ben bu rivayeti Yahya b. ishak'tan işittim."

 

Tahric: Taberamı M. el-Evsat'ta, Enes kanalıyla rivayet etti. Osman b. Yahya dışındaki ravileri Sahih'in ravileridir. Osman b. Yahya da güvenilir kişidir. Bak: Heysemı Mecmau'z-Zevaid (5/305). İbn Ebi Şeybe (14002) aynı kanalla; İbn Abbas hadisinden ise Ahmed (1/231) ve diğerleri rivayet etti.

 

 

 

9425- Ebu Osman en-Nehdi der ki: "Düşmanı önce İslam'a, sonra da (islam'ı kabul etmedikleri zaman) savaşa davet ederdik."

 

Tahric: Farklı kanallarla Said b. Mansur (3/2471, 2474) rivayet etti.

 

 

 

9426- ibrahim(-i Nehai): "Onlar davet edildikleri şeyi bilmekteydi" demiştir.

 

 

 

9427- İbn Abbas der ki: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) islam'a davet etmediği hiçbir kavimle savaşmamıştır.''

 

Tahric: Ahmed, Ebu Ya'la ve Taberanı İbn Abbas kanalıyla başka bir lafızla ve Beyhaki (9/107), "Taberam-İbn Abbas" kanalıyla rivayet ettiler.

 

 

 

9428- Süleyman b. Bureyde el-Eslemı, babasından bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir orduya veya bir müfrezeye komutan tayin ettiği zaman özelde komutana takvayı öğütler ve yanındakilere hayır tavsiye edip şöyle buyururdu: "Allah'm adıyla Allah yolunda, Allah'ı inkar edenlerle savaşm. Ancak vefasızlık etmeyin, öldürdüğünüz kimselerin uzuvlarını kesmeyin, hainlik etmeyin ve çocukları öldürmeyin. Müşriklerden düşmanlarınla karşılaştığın zaman onları şu üç şeye davet et. Bu üç davetinden hangisini kabul ederlerse etsinler sen de onların icabetini kabul et ve onlara dokunma. Onları İslamiyete davet et. Eğer davetine icabet ederlerse sen de onların icabetini kabul et ve onlara dokunma. Sonra onları kendi topraklarını bırakıp muhacirlerin topraklarına hicrete davet et. Hicreti kabul etmeleri durumunda muhacirlerle eşit haklara sahip olduklarını ve muhacirlerin sorumlu oldukları şeylerden de sorumlu olduklarını haber ver. Eğer Müslüman olmayı kabul ederler, ancak memleketlerini terk edip de hicret etmeyi kabul etmezlerse onlara çöldeki mümin bedeviler konumunda olduklarını. bedevilerin sorumlu oldukları şeylerden kendilerinin de sorumlu olduklarını müslümanlarla birlikte savaşa katılmadıkları sürece elde edilen mal ve ganimetlerden bir paylan olmadığını haber ver.

 

Eğer İslam'ı kabul etmezlerse onlardan cizye iste. Eğer kabul ederlerse onlardan bunu kabul et ve onlara dokunma. Eğer kabul etmezlerse Allah'tan yardım dile ve onlarla savaş. Kale içindekileri kuşattığın zaman senden Allah'ın ve Peygamberinin hükmüne göre teslim olmayı isterlerse kabul etme. Ama senin, atalarının ve arkadaşlarının hükmüne razı olup teslim olacaklarsa kabul et. Sizin kendi zimmetinizi. babalarınızın ve arkadaşlarınızın zimmetini bozmanız, Allah'ın ve Resulünün zimmetini bozmanızdan daha hafiftir. Kale içindekileri kuşattığın zaman senden Allah'ın hükmüne göre teslim olmayı isterlerse kabul etme. Senin vereceğin hükme göre teslim al. Çünkü Allah'ın hükmünde isabet edip etmeyeceğini bilmezsin. "

 

Tahric: Farklı kanallarla Müslim (17/31) ve farklı kanallarla Tirmizi (2/401) rivayet ettiler.

 

 

 

9429- Ebu vai! der ki: Biz Hanakın'de iken Hz. Ömer bize şöyle bir mektup yazdı: "Bir kaleyi kuşattığınız zaman: ''Allah'ın ve bizim hükmümüze göre teslim olun'' demeyin. Onları kendi hükmünüze göre teslim alın. Sonrasında da onlar hakkında dilediğiniz hükmü verin. Biri diğerine: "Meters''(farsça: korkma) derse ona eman vermiş olur. "La tedhel''(nebatice: korkma) derse yine ona eman vermiş olur. "Korkma" derse yine ona eman vermiş olur. Allah, dilin ne söylediğini bilendir."

 

Tahric: Farklı kanallarla Beyhaki (9/96); farklı kanallarla Said b. Mansur (3/2583, 2584) ve Buhari (6/173) rivayet ettiler.

 

 

 

9430- İbn Cüreyc der ki: Habib b. el-Velid bana şöyle anlattı: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir yere bir ordu gönderdiği zaman şöyle buyururdu:

"Allah'ın adıyla gidin ve Allah yolunda, Allah'ı inkar edenlerle savaşın. Sizi ancak hainlik etmemeniz, öldürdüğünüz kimselerin uzuvlarını kesmemeniz. çocukları öldürmemeniz, kilise yakmamanız ve hurma ağacı kesmemeniz üzere gönderiyorum" buyururdu. Yemen'de kendisi aleyhinde yalan söyleyen bir kişiyi öldürtmek için birini gönderdi ve ona: "Onu yak!" buyurdu. Sonra: "Allah'a has olan bir azapla azaplandırma (onu yakma)" dedi. 

 

Tahric: Farklı kanallarla Beyhaki (9/90) "kilise yakmamanız" lafzı olmaksızın rivayet etti. Kısa metinle şahidini Müslim (1731) rivayet etti.

 

 

 

9431- Şakik der ki: Biz Hanakin'de iken Hz. Ömer bize şöyle bir mektup yazdı: "Ay bazı günlerde küçük, bazı günlerde de büyük görünür. iki kişi: "Biz dün Ay'ı gördük" demedikçe bayram etmeyin. Bir kaleyi kuşattığınız zaman ahalisini Allah'ın ve Resulünün hükmüne göre teslim almayın. Onları kendi hükmünüze göre teslim alın. Sonrasında da onlar hakkında dilediğiniz hükmü verin. Kimseye: "Meters veya korkma veya La tedhel" demeyin. Allah, dilin ne söylediğini bilendir"

 

Tahric: Said b. Mansur (3/2583) rivayet etti.

 

 

 

9432- Bukeyr b. Abdillah b. el-Eşec der ki: Şam ahalisinden bir kişi ibnu'lMüseyyeb'e gelip: "Ey Ebu Muhammed! Sana savaşlarımızda yaptığımızı anlatayım mı?" dediğinde: "Hayır, anlatma. Bana, Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve ashabının ne yaptığını anlat" karşılığını verdi. Bunun üzerine adam şöyle devam etti: "Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir köye geldiği zaman ahalisini islam'a davet ederdi. Eğer kendisine uyarlarsa onları kendine ve ashabı arasına katardı. Kabul etmedikleri takdirde de cizye vermelerini isterdi. Verdiklerinde cizyeyi kabul ederdi. Kabul etmedikleri takdirde onlara savaş açardı. Müslümanların en aşağısı bile onlardan birine eman verdiği zaman hepsi de eman vermiş sayılırdı. 

 

Tahric: Aynı kanalla Said b. Mansur (2475) rivayet etti.

 

 

 

9433- Mücahid der ki: "Putların ahalisi ile islam için, Ehl-i kitapla da cizye için savaşılırdı''

 

Tahric: Beyhaki (9/186), "İbn Ebi Şeybe-Pudayl b. İyad" kanalıyla rivayet etti.

 

 

 

9434- İbn Ömer der ki: Halid b. el-Velid Cuzeyme'ye bir elçi göndererek onları islam'a davet etti. Onlar müslüman olduk diyemedi. Ancak:

"Atalarımızın dininden çıktık, atalarımızın dininden çıktık" diyorlardı. Bunun üzerine Halid onlarla savaşmaya ve esirler almaya başladı. Bizden her kişiye bir esir verdi. Bir gün her kişiye kendi esirini öldürmesini emretti. Abdullah b. Ömer: "Vallahi! Ne ben, ne de arkadaşlarımdan hiç kimse esirini öldürmeyecektir" dedi. Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldiğimizde ellerini açarak iki defa: "Allahım! Halid'in yaptığı şeyden beriyim ve sana sığmırım" dedi.

 

Tahric: Farklı kanallarla Buhari (8/42) rivayet etti.

 

 

 

9435- Talha b. Ubeydillah b. Keriz der ki: Ömer b. el-Hattab şöyle bir mektup yazdı: "(Müslümanlardan) her kim müşriklerden birini gökyüzüne işaret ederek çağırırsa bu müşrik Allah'ın güvencesi altındadır. Şüphesiz ki o artık Allah'ın ahdi ve misakı üzerine müslümanın yanına gelmiş olur.2

 

Tahric: Farklı kanallarla Said b. Mansur (3/2582) rivayet etti.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Eman; Kölenin ve Kadının Eman Vermesi