musannef

Abdurrezzak

Cihad

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Müşrikleri Bağlayarak Öldürmek ve Esirlerin Fidyesi

 

9389- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah), şirk ahalisinin bağlanarak öldürülmesinden hoşlanmaz ve: "Sonunda onlara üstün geldiğinizde onları esir alın; savaş sona erince onları ya karşılıksız, ya da fidye ile salıverin"[Muhammed, 4] buyruğunu okurdu. Sonra bu ayeti: "Onları tutun, bulduğunuz yerde öldürün"[Nisa, 89] buyruğu neshetti. Bunun özel olarak Araplar hakkında indiğini söylediler. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Bedir savaşında Ukbe b. Ebi Muayt'ı bağlayarak öldürttü. 

 

Tahric: Said b. Cübeyr hadisinden Ebu Davud, Merasil'de (337) rivayet etti.

 

 

 

9390- ibrahim et-Teymı bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ukbe b. Ebi Muayt'ı bir ağaca bağlattı. Ukbe: "Kureyşlilerin içinden beni mi öldüreceksin?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet" buyurdu. Ukbe: "Müşriklerin çocukları için ne vardır?" deyince de, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cehennem vardır" karşılığını verdi. 

 

Tahric: Ebu Davudı Merasil'inde (s. 14) rivayet etti.

 

 

 

9391- Abdülkerım el-Cezerı bildiriyor: Eba Bekr es-Sıddık'a müşriklerin komutanı hakkında: "Ona karşılık bize (fidye olarak) şunu şunu vermektedirler" diye bir mektup yazıldı. Eba Bekr: "Onu öldürün, bir müşriğin öldürülmesi benim için şu ndan ve şundan daha iyidir" dedi.

 

 

 

9392- Ma'mer der ki: Ömer b. Abdilazız'e muhafızlık yapan Şam ahalisinden bir kişi bana şöyle anlattı: "Ömer b. Abdilazız'in bir Türk dışında esir öldürttüğünü asla görmedim. Türklerden esirler getirilmişti. Onların köle edinilmesini emretti. Onları getirenlerden bir kişi: "Ey müminlerin emiri! Eğer şu kişinin müslümanları nasıl öldürdüğünü bir görseydin onlara çokça ağlardın" deyince, Ömer b. Abdilazız: "Onu hemen öldür" dedi. Bunun üzerine onu öldürttü.

 

 

 

9393- Hasan(-ı BasrI): "Esirlerı düşmana gözdağı vermek için ancak savaşta iken öldürülebilir" dedi.

 

 

 

9394- İbn Abbas der ki: Allah Resalü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Bedir savaşında esir alınanların fidyesini aldı. Her esirin fidyesi dört bin dirhem idi. Ancak fidyeden önce Ukbe b. Ebi Muayt'ı öldürttü. Ali b. Ebi Talib onu bağlayarak öldürdü. ukbe b. Ebi Muayt: "Ey Muhammed! Müşriklerin çocukları için ne vardır?" deyince de, Allah Resalü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cehennem vardır" karşılığını verdi.

 

 

 

9395- imran b. Husayn der ki: Amir oğulları, Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından iki kişiyi esir almıştı. Bir de onu hac kafilesinde en önde giden bir devesini de almışlardı. Adam bağlı iken, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanından geçince: "Ey Muhammed! Ben neden hapsedilmekteyim? Hac kafılesinin en önde giden devemi niye aldınız?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Anlaşmalı olduğun Amir oğullarının işlediği suçtan dolayı" karşılığını verdi. Amir oğulları, Sakıf ile anlaşmalı idi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir daha geldiği zaman bu kişi bir daha çağırarak: "Ey Muhammed!" diye seslendi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona cevap verince: "Ben müslümanım" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de: "Eğer sen bunu tutuklanmadan önce söyleseydin tam olarak kurtulmuş olurdun" karşılığını verdi. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir daha oradan geçerken bu kişi yine Allah Resulü'nü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çağırdı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelince: "Ben açım, bana yemek verin" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "ihtiyacın bu mudur?" dedi ve ona yemek verilmesini emretti. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) esir alınan iki arkadaşının bırakılmasına karşılık onu serbest bıraktı.

 

Bir grup Medine'nin bir tarafına akın etti ve bir deveyi ele geçirip bir kadını da esir aldılar. Sonra kafılenin yanına geri döndüler. Kadın gece vakti kalkıp bir devenin yanına gitti. Kafıle develeri yan taraflarında dinlenmeye bırakmıştı. Kadın bir deveye yaklaşıp binmek istediğinde deve böğürüyordu. Nihayet Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) devesinin yanına geldi. O, uysal bir deveydi ve böğürmezdi. Kadın devenin arkasına bindi ve ona bağırdı. Bunun üzerine kavim kadını yakalamak için peşine düştü. O da kaçıp giderken eğer Allah kısmet eder de kurtulursa deveyi kesmeyi adadı. Sonunda da kurtuldu. Kadın Medine'ye geldiği zaman (deve alınıp) Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelindi ve: "Bu, senin devendir, fılan kadın bunun üzerinde geldi. Allah onu bu deve ile kurtardı" denildi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kadının yanına gelip:

 

"Bunu nasıl yaptın?" diye sorunca, kadın olanları anlatıp: "Allah beni onun üzerinde kurtardı. Ben de onu kesmeyi adadım" dedi. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ne kötü bir mükafat. Allah'a isyan konusundaki adak yerine getirilmez. Ademoğlu sahip olmadığı bir şeyi de adayamaz" buyurdu.

 

Tahric: Müslim (2/44), İbn Uleyye kanalıyla Eyyub'dan ve Humeydi (2/365), İbn Uyeyne kanalıyla Eyyub'dan rivayet ettiler.

 

 

 

9396- Harise b. Mudarrib bildiriyor: Furat b. Hayyan esir alınmış ve Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun öldürülmesini emretmişti. Furat b. Hayyan: "Ben müslümanım" deyince, Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) haber verildi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu serbest bıraktı ve: "Aranızda bir takım insanlar vardır ki, biz onları imanlarına hava le ederiz. Bunlardan biri de [urat b. Hayyan'dır" buyurdu.

 

Tahric: Buhari, Tarih'te (4/1/128) ve Ebu Davud (2652) rivayet ettiler.

 

 

 

9397- Ma'mer der ki: "Mücahid ile birlikte bir gazvede idim. Bizimle beraber olan bir kişinin esiri kaçınca, bir kişi arkasından gitti ve onu öldürdü. Mücahid de bu durumu ayıpladı."

 

 

 

9398- Kasım b. Abdirrahman der ki: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Bedir esirlerine: "Sizden hiç kimse yoktur ki bir kişinin bir darbesiyle öldürülür veya fidye verir" buyurdu. 

 

Tahric: İbn Mes'üd hadisinden Tirmizi (1714) hasen isnadla rivayet etti.

 

 

 

9399- Muti' b. el-Esved -aslında adı el-As idi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adını Muti' koydu- bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (Mekke'nin) fetih gününde: "Bu günden sonra hiçbir Kureyşli bağlanarak idam edilmeyecektir" buyurdu.

 

Tahric: Humeydi (1/258) bu isnadla ve Müslim (2/104), Süfyan' dan başkası kanalıyla Zekeriya'dan rivayet ettiler.

 

 

 

9400- Cübeyr b. Mut'im'in bildirdiğine göre Allah Resülü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Bedir esirlerine: "Mut'im b. Adiy sağ olsaydı ve bunlar hakkında benden bağışlanmalarını dileseydi bu kokuşmuşları bırakırdım" buyurdu.

 

Tahric: Buharl, Abdürrezzak kanalıyla sonunda "Ona (Mut'im b. Adiy'e)" lafzı olmaksızın ve Humeydi (1/254), İbn Uyeyne kanalıyla Zühri' den rivayet ettiler.

 

 

 

9401- Amr b. DInar der ki: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aralarında Ebu Veda'a b. Sabare es-Sehmı'nin de bulunduğu Bedir esirlerini ele geçirdiği zaman onun hakkında: "Bunun Mekke'de güzel bir oğlu vardır. O da Muttalib b. Ebi Veda'a'dır" buyurdu. Bu kişi babasının fidyesini getiren ilk kişiydi.

 

Tahric: Ebu Rafi hadisinden şahidini Ahmed (6/9) ve İbnu'z-Zübeyr'den Taberani (Mecmau'z-zevaid 10013) rivayet etti.

 

 

 

9402- Abide der ki: Cibril (aleyhisselam), Bedir günü Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) indi ve: "Allah, seni bu esirleri öldürmekte veya fıdye karşılığında bırakıp ta (sonraki bir savaşta) bunların sayısınca ashabından kişiler öldürülmesi karşılığında muhayyer bıraktı" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabına istişare edince: "Onlardan fıdye alıp onlara karşı kuvvetli olalım. Sonra Allah dilediği kişiye şehadetle ikramda bulunur" dediler. 

 

Tahric: Tirmizi, Nesai ve İbn Mace, "Hişam b. Hassan-Ali" kanalıyla aynısını ve İbn Sa'd (2/22), Hişam b. Hassan-Abıde" kanalıyla mürsel olarak rivayet ettiler.

 

 

 

9403- Amr b. Dinar der ki: Amr b. Meymune el-Evdi'nin şöyle dediğini işittim: "iki şey vardır ki, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları yaptı. Biri münafıklara (savaşa gitmemeleri için) izin vermesi, diğeri de esirlerden fıdye almasıdır.

 

 

 

9404- Leys der ki: Mücahid'e: "Bana ulaşana göre İbn Abbas: "Esirlerin öldürülmesi caiz değildir. Zira Allah: "Sonunda onlara üstün geldiğinizde onları esir alın; savaş sona erince onları ya karşılıksız, ya da fidye ile salıverin"[Muhammed, 4] buyurmaktadır, diyor" dediğimde, Mücahid şu karşılığı verdi: "Bu, bununla alakalı değildir. Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabının hepsinin bunu kabul etmediği zamana yetiştim. Onlar: "Bu, mensuh bir ayettir" derdi. Bu, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile müşrikler arasında anlaşma varken geçerli olan bir şeydi. Bugün ise, Allah'ın: "Onları tutun, bulduğunuz yerde öldürün"[Nisa, 89] buyruğuna uyulmaktadır. Eğer Arap müşriklerinden ise ondan Müslüman olmasından başka bir şey kabul edilmez. Eğer bunu kabul etmezse öldürülür. Diğerleri ise Müslüman olmayı kabul etmezse Müslümanlar onlara dilediklerini yaparlar. isterlerse öldürürler, isterlerse sağ bırakırlar. Eğer dinlerinden dönmezlerse isterlerse fidye alırlar. Eğer islam'ı kabul ederlerse onlardan fidye alınmaz."

 

 

 

9405- Cuveybir'in bildirdiğine göre Dahhak: "Sonunda onlara üstün geldiğinizde onları esir alın; savaş sona erince onları ya karşılıksız, ya da fidye ile salıverin"[Muhammed, 4] buyruğunu açıklarken: "Bu ayeti: "Onları tutun, bulduğunuz yerde öldürün''[Nisa, 89] buyruğu neshetti" dedi. Süddi de aynısını söylemiştir.

 

 

 

9406- İbn Cüreyc der ki: Bana anlatılana göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Bedir gününde her kişiye kendi esir aldığı kişiyi verdi. Esir alan adam esirle anlaşma yapıp fidyesini kendisi alıyordu.

 

 

 

9407- ikrime b. Halid bildiriyor: Suheyl b. Amr, Bedr esirlerinin fidyesini aldı ve Kureyş'in savaşmak istediğini Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) haber vermeye gitti. Ebu Veda'a'nın fıdyesi dört bin dirhem idi.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Silah ve Kur'an'ı Düşman Topraklarına Taşımak