musannef Abdurrezzak |
HAC / Menasik |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Hicr ve Hicr'in
Kabe'den Olan Bir Kısmı
9147- İbn Cüreyc
anlatıyor: Husayn b. Numeyr'in ilk ordusunda Şam askerleri mevcut iken bir kişi
Cumeh oğulları tarafında yangın çıkardı. Mescid de o zaman ev ve çadırlarla
doluydu. Yangın o kadar büyüdü ki Kabe ve üzerindeki her şey yandı. Hatta
üzerine bir kuş konacak olsa bile taşları dökülecek bir şekildeydi. Kureyşli
Muhammed b. el-Murtefı' bana şöyle anlattı: "Vallahi! Bir gece
ibnu'z-Zübeyr'in arkasında yatsı namazı kılarken Kabe'nin içini gördüm. Herkes
kapı aralıklarından Kabe'nin içini görmüştü.
ibnu'z-Zübeyr namazdan
sonra: "(Kabe'nin nasıl bir durumda olduğunu) Gördünüz mü?" diye
sordu. Biz de: "Evet, gördük" karşılığını verince, ibnu'z-Zübeyr,
Kabe'yi yıkıp yeniden inşa etmeye karar verdi. Bana, kendisiyle Kabe yapısında
kullanılacak harcı yapmak için Yemen'den safran otu taşımak üzere şu kadar şu
kadar deve gönderdi." -Ravi der ki: "Bu kişi dört bin küsür deve
olduğunu zikretti- "(Safran otu getirildikten sonra) Kendisine:
"Safran otu küflenir ve kokar" denilince, onu Kureyşli kadınlara ve
yaşlılara dağıttı. Yapı harcına da safran otu yerine kireç koydu. ibnu'zZübeyr
inşa için her şeyi hazırlayınca İbn Abbas: "Eğer öyle bir şey yapacaksan
insanları kıblesiz bırakma. Kabe'nin köşelerine birer direk koyup bir örtü çek
ki, insanlar ona doğru namaz kılsın" diye haber gönderdi. ibnu'z-Zübeyr de
öyle yaptı.
Pazar günü ibnu'z-Zübeyr
minbere çıkıp: "Ey insanlar! Kabe'yi yıkma hakkında ne dersiniz?"
diye sordu. Kimse ona karşı çıkmamıştı. Fakat: "Bize kalırsa Kabe'yi
yıkma" dediler. Herkes görüşünü söyleyip bitirene kadar ibnu'z-Zübeyr
sustu. Sonra: "Kişi evinin başına yıkılmasını mı beklemeli? Siz de
görüyorsunuz ki, üzerine bir kuş konacak olsa bile taşları ufalanacak
durumdadır. Biliniz ki yarın onu yıkacağım" dedi. O anda Bekr oğullarının
bir cenazesi olmuştu. isteyen de, istemeyen de o cenazeye katıldı. Makam'ın
yanında ibnu'z-Zübeyr'e bir yastık getirdiler ve ibnu'z-Zübeyr onu ikiye
katlayarak ona yaslandı. Sonra adamlar yıkım için örtünün arkasından Kabe'nin
duvarları üzerine çıktılar. Cenazeyi defın işi de bitmişti.
Bunun üzerine kimisi
Mina tarafına, kimisi de Meymune kuyusu tarafına kaçıştı. Bunlar Kabe'yi
yıkacak kişilerin üzerine gökyüzünden büyük bir musibet geleceğini düşünüyordu.
Kaçışanlar geri gelince: "Gelin girin, Vallahi yıkım işi bitti"
denildi. Bunun üzerine insanlar Mescid'e girdi. Kabe'yi yıkımda temel taşlarına
kadar ulaşmışlardı. Temel taşları birbirine kenetlenmiş bir şekildeydi ve
sökülmüyordu. ibnu'z-Zübeyr, Kureyş'in büyüklerini topladı ve temeli gösterdi.
İbn Mut7' manivelayı alıp Humeyd oğulları tarafından temeli sökmeye çalıştı.
Ancak temel taşlarının hepsi bir parçaymış gibi sallanıyordu. Sonra (temeli
sökmekten vaz geçip) Kabe'yi inşa ederek yükseltti. Ona biri doğuda, biri de
batıda olmak üzere insanların birinden girip birinden çıkacağı iki kapı
yaptı(rdı).
inşa işi bitince
Mescid'in tabanı büyük küçük çukurlarla doluydu. Bu sebeple ahali onu düzeltmek
için çalışmaya başladı. Mescid'in zeminini düzeltmek için kimisi yüz deve ile
malzeme taşırken kimisi hayır ümid ederek elbisesi ve gömleği içinde ZU Tuva
denilen yerden malzeme taşımaktaydı. Mescid'in zemini düzelinceye kadar bu
şekilde malzeme taşıdılar. Sonra: "Ey insanlar! Ten'ım denilen yerden
ihrama girerek bineksiz gelip umre yapmanız görüşündeyim. Gücü olan deve, ona
gücü yetmeyen sığır ve ona da gücü yetmeyen koyun kurban etsin" dedi. Ben
bu kalabalıktan dolayı kıyamet gününü hatırladım. O zaman düzlük ve dağlık
olmak üzere her yer büyüklerle, küçüklerle, bekarlarla, evlilerle, kadınlarla
ve traş olanlarla doluydu. O günkünden daha fazla kelle, paça ve butu bir arada
görmemiştim.
Tahric: el-Ezraki
(1/131), Said b. Salim kanalıyla İbn Cüreyc'den aynı mana ile rivayet etti.
9148- Ma'mer'in
bildirdiğine göre temel taşlarının manivela ile sallandığını gören bir kişi:
"(Kabe'nin temel taşları) yere çökmüş develer gibi (iri)ydi"
demiştir.
9149- İbn Abbas der ki:
"Hicr denilen yer, Kabe'dendir. Kabe'nin eski halde olduğu yerden tavaf
edilir. Resulullah ta (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hicr'in arkasından tavaf
etti."
9150- İbn Cüreyc
anlatıyor: Abdullah b. Ubeyd b. Umeyr'in şöyle dediğini işittim: Abdülmelik
halife iken Haris b. Abdillah kendisine elçi olarak gönderildi. Abdülmelik:
"Ebu Hubeyb'in iddia ettiği şeyi Hz. Aişe'den işitmiş olduğunu
sanmıyorum" dedi. Haris ise doğru biri olup yalan söylemeyen bir kişiydi.
Abdülmelik: "Sen onun ne dediğini işittin?" diye sorunca, Haris şu
karşılığı verdi:
Hz. Aişe'nin şöyle
dediğini işittim: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bana:
''Kavmin Kabe'yi yaptığı zaman eksik bir şekilde yapt!. Eğer kavmin şirkten
yeni çıkmış olmasaydı onların eksik bıraktığı yeri ben yapardım. Belki kavmin
benden sonra onu yapmak ister. Bu sebeple sana eksik bıraktıkları yeri
göstereyim'' buyurdu." Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona
yaklaşık olarak yedi arşınlık bir yer gösterdi." Abdullah b. Ubeyd'in
hadisi bu şekildedir.
Velid b. Ata şu eklemede
bulundu: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ona doğuda ve
batıda olmak üzere yer seviyesinde iki kapı yaptım. Kavminin kapıyı niye
yükselttiğini biliyor musun?" diye sordu. Hz. Aişe: "Hayır,
bilmiyorum" karşılığını verince: "Ona ancak istedikleri kişilerin
girebilmesi için öyle yaptılar. Girmesini istemedikleri kişinin kapının yanına
kadar çıkmasına izin verirler ve içeri gireceği zaman onu iterek oradan aşağı
düşürürler" buyurdu." Abdülmelik, Haris'e: "Sen onun öyle
dediğini işittin mi?" diye sorunca, Haris: "Evet, işittim"
karşılığını verdi. Bunun üzerine Abdülmelik asasıyla bir süre yeri eşeledikten
sonra: "Keşke onu (ibnu'zZübeyr'in) sorumluluk yüklenerek yapmış olduğu
eski halinde bıraksaydım" dedi.
Tahric: Müslim (1/430),
Muhammed b. Bekr kanalıyla İbn Cüreyc' den rivayet etti.
9151- Ma'mer, Zühri' den
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hz. Aişe'ye:
"Kavminin Kabe'yi, ibrahim'in yaptığı temellerden daha küçük yaptığını
görmüyor musun?" buyurunca: "Ey Allah'ın Resulü! Sen onu Hz.
ibrahim'in yapmış olduğu temeller üzerine kadar genişletmiyecek misin?"
diye sordu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer kavmin
küfürden yeni çıkmış olmasaydı (yapardım)" buyurdu.
9152- Ubeydullah b. Ebi
Yezid, babasından naklen bildiriyor: Hz. Ömer, Mekke'ye geldiği zaman Cahiliye
zamanında doğan bir kişiyi sormak üzere Zühre oğullarından yaşlı bir kişiye
birini gönderdi. Kadınlar Cahiliye zamanında iddet beklemezdi. Elçi bu yaşlı
kişi ile Ömer'in yanına geldi. Ömer'i Hicr'de oturuyor buldular. Ömer bu yaşlı
kişiye sorusunu sorunca, yaşlı kişi: "Bu kişinin suyu filan kişidendir.
Çocuk ise filan kişinin yatağında doğdu" dedi. Bunun üzerine Ömer:
"Doğru söyledin, ancak Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu konuda
çocuğun, doğduğu yatak sahibine ait olduğu üzere hüküm kılmıştır" dedi.
Yaşlı kişi kalkıp gideceği sırada Ömer:
"Kabe'nin inşasını
anlat" dedi. Yaşlı: "Kureyşliler Cahiliye zamanında Kabe'yi inşa
ettiler, Ancak tümünü yapmaya güç yetiremeyince Hicr denilen yerin bir kısmını
Kabe'nin dışında bıraktılar" dedi. Bunun üzerine Ömer: "Doğru
söyledin" karşılığını verdi.
Tahric: Humeydi (1/15)
bu isnadla; ilk kısmını İbn Mace (s. 145) ve Beyhaki (7/402) rivayet ettiler.
9153- İbn Cüreyc der ki:
Abdullah b. Ubeyd b. Umeyr'in şöyle anlattığını işittim: Hz. Aişe'nin, kardeşi
Abdurrahman ile arasında bir sorun vardı. Kardeşi kendisiyle konuşmamaya yemin
etmişti. Hz. Aişe kardeşinin yanına gelmesini isteyince, kardeşi bunu kabul
etmedi. Hz. Aişe'ye: "O, gece vakti belli bir saatte tavaf eder"
denilince, Hz. Aişe, Hicr'in kapısında onu beklemeye başladı. Kardeşi tavaf
ederken yanından geçince onu elbisesinden tutup çekti ve Hicr'in içine getirene
kadar bırakmadı. Sonra:
"Filan kişiyi senin
için azad ediyorum, filan kişiyi senin için azad ediyorum, Beyt'inde bulunduğum
Allah'a yemin ederim" diyerek yeminler edip özür dilemeye başladı.
9154- Ümmü Külsum binti Amr
b. Ebi Akreb bildiriyor: Hz. Aişe gece vakti (Şeybe b. Osman'dan) Kabe'nin
kapısını açmasını istedi. Ancak o bunu kabul etmedi. Bunun üzerine Hz. Aişe
bana: "Haydi gel Kabe'ye girelim" dedi ve Hicr denilen yere girdi.
9155- Hişam b. Urve'nin,
babasından bildirdiğine göre Hz. Aişe: "Benim için namazı Hicr'de kılmayla
Kabe'nin içinde kılmak arasında bir fark yoktur" demiştir.
Tahric: el-Kura' da (s.
465) geçtiği üzere Said b. Mansur rivayet etti.
9156- Ma'mer'in bir
arkadaşından bildirdiğine göre Hz. Aişe, Hicr'de namaz kıldı ve: "Filan
kişinin (Kabe bakımıyla görevli kişinin) burnu yere sürtse bile Kabe'de
(Hicr'de) namaz kılacağım" demiştir. Bu kişi de gece vakti onu Kabe'nin
içine girmekten alıkoymuştu.
9157- Mersed b. Şurahbil
anlatıyor: ibnu'z-Zübeyr, Kureyş'in ileri gelenlerinden ve büyüklerinden olmak
üzere yetmiş kişiyle Hz. Aişe'nin yanına geldi. Hz. Aişe de onlara şöyle
anlattı: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer kavmin şirkten
yeni çıkmış olmasaydı Kabe'yi, İbrahim ve İsmail'in yapmış olduğu temeller
üzerine inşa ederdim. Kabe'yi niçin İbrahim'in yapmış olduğu temellerden daha
küçük yaptıklarını biliyor musun?" buyurunca: "Hayır,
bilmiyorum" karşılığını verdim. Bunun üzerine şöyle buyurdu: "Onlar maddi
sıkıntılar yaşadıklarından dolayı öyle yaptılar."
(Mersed) anlatıyor:
Zamanında Kabe, Şam ahalisi tarafından yakılmıştı. (ibnu'z-Zübeyr) onu yıktığı
zaman ben Mekke'de idim. Hicr'de temeli açtığında taşlar birbirine
kenetlenmişti. Onu herkesin görmesi için sekiz gün açıkta bıraktı. Temel
taşlarının gebe deve karnı gibi büyük olduğunu gördüm. Bazı taşların karşısında
beş, bazılarının da karşısında iki taş vardı. Bir kişinin manivelayı alıp
taşları sökmek istediğini ve Rükn'ün bir tarafını sallayınca diğer Rükn'ün de
sallandığını gördüm. Sonra (temel taşlarını sökmekten vaz geçip) Kabe'yi o
temeller üzerine inşa etti. Ona biri doğuda, biri de batıda olmak üzere yer
hizasında iki kapı yaptı. ibnu'z-Zübeyr öldürüldüğü zaman Haccac onu yıktı ve
Hicr tarafından yaptı. Sonra onu eskiden olduğu yere getirdi." Sonra
Abdülmelik: "Keşke onu ibnu'zZübeyr'in sorumluluk yüklenerek yapmış olduğu
şekilde bıraksaydın" diye yazdı. İbn Abbas'ın şöyle dediğini işittim:
"Eğer bana, Hicr'de ibnu'zZübeyr'e yetki verildiği gibi bir yetki
verilseydi, Hicr'in hepsini Kabe'ye dahil ederdim. Eğer Hicr, Kabe'den değil
ise niye arkasından tavaf ediliyor ki?!"
Tahric: Taberani M.
el-Kebir'de rivayet etti. Bak: Heysemi Mecmau'z-Zevaid (3/290).
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Kendisi için Yola
Çıkılacak Mescitler ve Kuba Mescidinde Namaz