musannef Abdurrezzak |
HAC / Menasik |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Sefere Çıkılacağı Zaman
Yapılacak Dua
9231- Abdullah b. Sercis
der ki; Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir sefere çıkacağı zaman:
"Allahım! Yolculuğun meşakkatlerinden, zorluktan dolayı sapıtmaktan,
kevrden sonra havr olmaktan, aile ve mal hakkında üzücü şeyler görmekten sana
sığınırım" şeklinde dua ederdi. Muhammed b. Sevr, Ma'mer'e: "Kevrden
sonra havr olmak ne demektir?" diye sorduğunda, Ma'mer: "Kişinin
salih iken bozulmasıdır" karşılığını verdi.
Tahric: Müslim (1343) ve
Tirmizi (4/242), Hammad b. Zeyd kanalıyla Asım'dan rivayet ettiler.
9232- İbn Ömer
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sefere çıkarken devesinin
üstünde iyice yerleştikten sonra üç defa tekbir getirir ve şöyle dua ederdi:
"Bunları bizim hizmetimize veren Allah'ın şanı ne yücedir, münezzehtir.
''Yoksa biz bunlara güc yetiremezdik. Biz herhalde, ancak Rabbimize dönüp
gidicileriz!"[Zuhruf, 13, 14] Allahım! Bu yolculuğumuzda senden iyilik,
takva ve razı olacağın ameller dileriz. Allahım! Bu yolculuğumuzda bize
kolaylık ver ve onun uzaklığını bize kısalt. Allahım! Seferde sahibimiz sensin.
Ailemizin de vekili sensin. Allahım! Bu yolculuğun meşakkatlerinden. kötü
halden ve ailem hakkında üzücü görüntülerden sana sığınırım. "
Seferden dönerken de
aynı şekilde dua eder ve şu eklemede bulunurdu:
"Biz yolculuktan
geri dönen, tövbe eden, ibadet eden ve Rabbimize hamd edenleriz. "
Tahric: Müslim (1342);
Tirmizi (4/245), Hammad b. Seleme kanalıyla Ebu'z-Zübeyr'den değişik bir
lafızla hasen olduğunu söyleyerek; Buhari (11/147), İbn Ömer kanalıyla
"kısa bir metinle" ve Ebu Davud (s. 350), Abdürrezzak kanalıyla başka
bir lafızla rivayet ettiler.
9233- ibrahim(-i NehaI)
der ki: Sefere çıkacakları zaman şöyle dua ederlerdi: "Allahım!
Mağfıretini ve rızanı bize ilet. Hayır, senin elindedir. Sen her şeye gücü
yetensin. Allahım! Seferde sahibimiz sensin. Geride bıraktığımız büyüklerin ve
ailemizin vekili de sensin. Allahım! Bu yolculuğumuzu kolay kıl ve yolumuzu
bize kısa It. Allahım! Yolculuğun meşakkatlerinden ve meşakketten dolayı
sapıtmaktan sana sığınırız."
Tahric: Ebu Ya'la
(10/130) rivayet etti.
9234- Tavus der ki:
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dua ederdi: "Ben hiçbir
şey değilken beni yaratan Allah'a hamdolsun. Allahım! Dünyanın zorluklarına,
zamanın kötülüklerine, günlerin ve geceterin musibetlerine karşı bana yardımcı
ol. Allahım! Yolculuğumda benimle beraber ol, ailemi gözet ve beni yönlendir.
İyi ahlak üzere beni dosdoğru kıl. Ey Rabbim! Beni. kendine sevdir ve beni
insanların insafına bırakma. Ey güçsüzlerin Rabbi! Sen, benim Rabbimsin. Senin
gökleri ve yeri aydınlatan, karanlıklar kendisiyle aydınlanan, öncekilerle sonrakilerin
işi sayesinde düzelen zatına sığınırım. Beni gazabına uğratma ve öfkeni üzerime
indirme. Rızan için elimden geleni yapmaktayım. Güç ve kuvvet ancak seninledir.
"
9235- İbn Ömer der ki:
Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir seferden döndüğü ve yüksek bir
yere (tepeye) geldiği zaman üç defa tekbir getirir ve:
"Allah'tan başka
ilah yoktur. 0, tektir ve ortağı yoktur. Mülk onundur ve hamd ona aittir"
diye dua ederdi. Sonra: "Biz yolculuktan geri dönen, tövbe eden ibadet
eden ve Rabbimize hamd eden kişileriz. Allah vaadini gerçekleştiren, kuluna
yardım eden ve orduları tek başına hezimete uğratandır" derdi.
Tahric: Malik ve onun
kanalıyla Buhari (11/147) rivayet ettiler.
9236- Mücahid der ki:
İbn Ömer ile birlikte bir yolculukta bulundum. Tan yeri ağardığı zaman o,
yüksek bir sesle: "Allah'a hamdettiğimizi, onun rahmetini ve bize verdiği
güzel nimetleri duyan duysun. Allahım! Yolculuğumuzda bizimle beraber ol ve
bize iyilikler ihsan et. Cehennemden sana sığınırım" diye dua ederdi.
Tahric: Müslim (2/349),
Ebu Hureyre kanalıyla merru olarak ve Buhari (3/8), Nafi' kanalıyla rivayet
ettiler.
9237- Yezid el-Fakir
bildiriyor: İbn Ömer sabah vakti sefere çıkacağı zaman: "Allah'a
hamdettiğimizi, onun bize verdiği nimetleri duyan duysun. Allahım!
Yolculuğumuzda bizimle beraber ol ve bize iyilikler ihsan et. Cehennemden
Allah'a sığınırım" diye dua ederdi.
9238- Nafi' bildiriyor:
İbn Ömer: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), hac veya umre için
yolculuğa çıkıp yüksek bir yere geldiğinde üç defa tekbir getirirdi" dedi
ve devamla Abdullah b. Ömer'in nakletmiş olduğu yukarıdaki hadisi zikretti.
Tahric: Müslim (1344)
Eyyub kanalıyla rivayet etti.
9239- Muhammed b. Ali b.
Hüseyn der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Her devenin
sırtında bir şeytan bulunur. Siz ona bindiğiniz vakit, Allah'ın size emrettiği
şekilde Allah'ın adını anınız, sonra da onları kendiniz için kullanınız.
Şüphesiz taşıyan (onların sırtında taşınmanızı sağlayan) Allah'tır"
buyurdu.
Tahric: Ebu Las
hadisinden Ahmed (4/221) ve Beyhaki (5/252) rivayet etmiştir.
9240- Bera b. Azib der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir seferden geri döndüğü zaman:
"Biz yolculuktan geri dönen, tövbe edip ibadet eden ve Rabbimize hamd eden
kişileriz" derdi.
Tahric: Tirmizi (4/243),
"Şu'be-Bera b. Azib'den, babasından" merru olarak rivayet etti.
9241- Cabir der ki:
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir seferden geri döndüğü zaman:
"Biz yolculuktan geri dönen ve tövbe eden, ibadet eden kişileriz.
Rabbimize hamd eden kişileriz inşallah. Allahım! Bu yolculuğun
meşakkatlerinden, (aile ve malda) kötü hale düşmekten ve ailem hakkında üzücü
görüntülerden sana sığınırım" diye dua ederdi.
Tahric: Taberani, M.
el-Evsat'ta rivayet etti. Heysemı (10/1230): "İlk rivayette tanımadığım
kişiler bulunmaktadır. İkincisinde ise metrılk olan Ebu Sa'd el-Bakkal
bulunmaktadır" dedi. İbn Ömer hadisinden şahidini Ebü Davud (2598) ve
Tirmizi (3447) rivayet etti.
9242- Salim der ki: Hac
veya umreden geri dönecekleri zaman: "Biz yolculuktan geri dönen ve tövbe
eden, ibadet eden kişileriz. Rabbimize hamd eden kişileriz inşallah. Allah
vaadini gerçekleştiren, kuluna yardım eden ve orduları tek başına hezimete
uğratandır" derlerdi.
9243- Başka bir kanalla
Cabir'den bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.
9244- Ebu Musa el-Eş'arı
der ki: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile bir seferde idik. Bir vadiye
geldiğimizde insanlar yüksek bir sesle tekbir getirip tehlih etmeye başlayınca,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Siz ne sağıra, ne de burada
olmayan birine dua ediyorsunuz. O işitendir ve yakın alandır. O sizinle
beraberdi,' buyurdu.
Tahric: Buhari (11/147),
"Başka biri -Ebu Musa" kanalıyla ve Müslim (2704), Asım kanalıyla
uzun bir metinle rivayet ettiler.
9245- İbn Cüreyc der ki:
"Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve askerleri yükseklere
çıktıklarında tekbir getirir, düzlüklere indiklerinde tesbih ederlerdi.
Namazdaki tekbir ve tesbihler de buna göre belirlenmiştir.''
Tahric: Ebu Davud
(2599), Abdürrezzak kanalıyla rivayet etti.
9246- Ebu Musa el-Eş'arı
der ki: insanlar yükseklere çıktıklarında tekbir getirir ve düzlüklere
indiklerinde seslerini şiddetli bir şekilde yükseltirlerdi. Bunun üzerine Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Siz ne sağıra, ne de burada olmayan
birine dua ediyorsunuz. Siz işiten ve gören birine dua ediyorsunuz. O işitendir
ve yakın alandır. O, sizinle beraberdir" buyurdu.
Tahric: Buhari (8/101,
9/144) ve Müslim 2704 (45), Eyyub kanalıyla uzun bir şekilde rivayet ettiler.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: