musannef Abdurrezzak |
Zekat |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Zekat Hayvanlarının
Sayılma ve Alınma Şekilleri
6806- Hasan b. Müslim b.
Yenak bildirir: Ömer b. el-Hattab, Süfyan b. Abdillah es-Sekafi'yi zekat memuru
olarak görevlendirdi ve ona: "Allah yolunda savaşa çıkan kişi gibi olmak
ister misin?" diye sordu. Süfyan: "insanlar kendilerine haksızlık
yaptığımızı düşünürken nasıl Allah yolunda savaşan kişi gibi olabilirim
ki!" karşılığını verdi. Ömer: "Ne diyorlar?" diye sorunca,
Süfyan: "Oğlak için de mi zekat alınacak?, diyorlar" karşılığını
verdi. Bunun üzerine Ömer şöyle dedi: "Tabi ki onu da hesap edeceksin!
Hatta yeni doğmuş bir şekilde çobanın elinde görsen dahi zekatı belirlerken onu
da hesaba katacaksın! Bu konuda onlara: "Eti için beslenen, yavrusunu
emziren, gebe olan ve damızlık olarak kullanılan hayvanları zekat olarak
almayız" de."
Ravi der ki: Abdullah b.
Kesır de Asım'dan bunun benzerini rivayet eder, ancak sonunda Hz. Ömer'in şöyle
dediğini zikreder: "Koyun ve sığırlardan üç ile beş yaş arası olanlardan
al ki bu şekilde iyisi ve kötü arasındaki denge sağlanmış olur."
Ravi der ki: Metinde
geçen 'Ekule' ifadesi kısır olan semiz hayvandır.
Rubey ifadesi ise
çobanın kendi için beslediği koyundur.
Tahric: Malik (1/254),
"Sevri-Salim" kanalıyla rivayet etti.
6807- ikrime der ki:
"Kişinin oğlak ile keçileri varsa zekatları ikisi içinden sayıları daha
fazla olandan alınır."
6808- Asım b. Süfyan bildirir:
Süfyan b. Abdillah, raif'de bulunan kabilelerden zekatı toplardı. O bölgede
bulunan sürü sahipleri zekat hesaplanırken küçük hayvanların da bu hesaba
katılmaları konusunda şikayette bulunup: "Şayet küçük hayvanları da hesaba
katacaksan o zaman zekat hayvanı olarak onlardan da al!" dediler. Bu
sözleri karşısında süfyan onlara herhangi bir karşılık vermedi. Ömer b.
el-Hattab ile karşılaşınca: "Sürü sahipleri zekat hesaplanırken küçük
hayvanları da hesaba katmamdan yana şikayette bulunup: "Şayet küçük
hayvanları da hesaba katacaksan o zaman zekat hayvanı olarak onlardan da al!,
diyorlar" dedi. Ömer de ona şu karşılığı verdi:
"Onlara de ki:
"Biz henüz yeni doğan ve çobanın elinde taşınanları dahil olmak üzere
bütün küçük hayvanları hesaba katarız. Ancak eti için beslenen, damızlık olarak
kullanılan ve gebe olan hayvanları zekat olarak almayız. Zekatı keçilerden ve
diğer hayvanlardan üç ile beş yaş arası olanlardan alırız ki bu şekilde iyisi
ve kötüsü arasındaki denge sağlanmış olur. Biz zekatta oğlağa varana dek bütün
küçük hayvanları hesaba katarız."
6809- Zühri:
"Zekatta henüz küçük olan hayvanlar da hesaba katılır" demiştir.
6810- Hakem (b. Uteybe)
der ki: "Koyunların zekatı alınacağı zaman sürü ikiye bölünür. Sürü sahibi
bu ikisinden birini kendine seçerken, zekat memuru da zekatı diğer bölüm
içinden alır."
6811- Kasım b. Muhammed
der ki: "Koyunların zekatı alınacağı zaman sürü hayvanın büyüklüğüne göre
üçe bölünür. Sürü sahibi bu üçü içinden en iyisini kendine seçerken, zekat
memuru da zekatı kalanlar içinden vasat olan bölümden alır."
6812- Abdurrahman b.
el-Kasım der ki: Hz. Ömer, koyunların zekatı konusunda şöyle dedi: "Sürü
sahibi koyunların üçte birini tek tek seçip kendine alır. Kalanlar da ikiye
bölünür ve zekat memuru bunlardan dilediğini seçip alır."
6813- Şihab b.
Abdilmelik bildirir: Ömer b. el-Hattab, Sa'd b. el-A'rec ile karşılaşınca ona:
"Nereye gidiyorsun?" diye sordu. Sa'd: "Cihada çıkıyorum"
karşılığını verince Ömer şöyle dedi: Arkadaşın Ya'la b. Umeyye'nin yanına dön!
Onunla yapacağınız iş (zekat memurluğu) güzel bir cihada denktir. Zekatı
alırken iyilikle almayı ve sürü sahibine de güzelce davranmayı unutmayın.
Sürüyü üçe bölün. Sürü sahibi bunlardan birini kendine seçtikten sonra kalan
üçteikiden zekat olarak alacaklarınızı alın." Sa'd der ki: "Zekat
mallarını topladıktan sonra geriye döndüğümüzde yanımıza kamçılarımızdan başka
bir şeyolmazdı. ''
Ma'mer der ki:
"Yani zekat mallarını ihtiyaç sahiplerine dağıtıp öyle dönerlerdi. "
Tahric: Ebu Ubeyd,
Emval'de bunu farklı bir lafızla rivayet etti. bak: Kenzu'l-ummal (3/319).
6814- Eyyüb der ki:
Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zekat toplamak üzere memuru
gönderirken ona: "Yaşil, dişlerini dökmüş ve kör olan hayvanlardan da
alabilirsin" buyurdu. Daha sonra da bunu netleştiren buyruklar sadır
oldu.
Tahric: Şahidini Urve'
den Beyhaki (4/102) rivayet etti.
6815- ibrahim b. Meysere
bildiriyor: Muhammed b. Yusuf. (Yemen'deki) Hakem bölgesine Tavus'u zekat
memuru olarak görevlendirdi. Tavus zekat mallarını topladıktan sonra geriye
döndüğünde yanında onlardan tek bir dirhem daha olmazdı. Ona: "Ey Ebu
Abdirrahman! Zekatı toplama işini nasıl yapardın?" diye sorduğumda şöyle
dedi:
Birinin ailesinin ve
sahip olduğu malların başında durup: "Yüce Allah'ın sana bahşettiğinden
zekatı ver ki, Allah sana merhamet etsin!" derdik. Şayet bizim de
verilmesi gereken kadar gördüğümüz bir malı çıkarırsa zekat olarak onu kabul
ederdik. Daha az çıkarması halinde ona: "Allah'ın rızasını gözet ki Allah
sana merhamet etsin" derdik. Şayet gereken miktarı çıkarırsa kabul
ederdik. Aksi taktirde sadece bize verdiklerini alırdık. Bu malı aldıktan sonra
ihtiyacı en fazla olan aileyi bulur ve malı ona verirdik." Ona:
"Adamın biri zekatını yanınıza getirse ve sonra onu vermeden geri dönse ne
yapardınız?" diye sorduğumda: "Böylesi bir durumda yanına bir daha
gitmeyiz" dedi.
6816- ikrime b. Halid
bildiriyor: Süfyan b. Abdillah es-Sekafı, kendisini raif'te zekat memuru olarak
görevlendiren Hz. Ömer'in yanına geldi ve: "Ey müminlerin emiri! Sürü
sahipleri zekatı belirlerken küçük hayvanları da hesaba kattığımızı, ancak
zekatı alırken bu küçük hayvanlardan bir şey almadığımızı söylüyorlar"
dedi. Ömer şu karşılığı verdi: "Zekatı belirlerken henüz yeni doğan ve
çobanın elinde taşınan küçük hayvanları da hesaba katın; ancak zekat hayvanı
olarak onlardan almayın. Onlara: "Yanında yavrusu olan hayvanı, damızlık
olarak kullanılan hayvanı, gebe olan hayvanı, eti için beslenen hayvanı
almayız" de. Üç yaşına gelmiş hayvanlardan al ki hem bizim, hem de sürü
sahiplerinin arasında normal bir alım olsun."
Daha sonra Safvan b.
Umeyye birkaç kişiyle birlikte bir tepsi et gönderdi.
Tepsi o sırada Mescid-i
Haram'da bulunan Hz. Ömer'in yanında konuldu ve onu taşıyanlar diğerlerinden
ayrı bir yerde durdular. Ömer onlara: "Yaklaşın! Allah bunlardan
(Müslümanlardan) yüz çeviren kişilerin canını alsın!" deyince, adamın
biri: "Ey müminlerin emiri! Bunlar Müslümanlardan yüz çevirmiyorlar, ancak
başkalarını kendilerine tercih ediyorlar" karşılığını verdi. Böylesi
Ömer'e diğerinden daha hafif geldi.
Daha sonra Ebu Mahzure
ezan okumaya başladı. Ömer ona: "Boğazının yırtılmasından korkmuyor
musun?" diye sorunca, Ebü Mahzure: "Ey müminlerin emiri! Sesimi sana
duyurmak istedim" karşılığını verdi. Bunun üzerine Ömer ona şöyle dedi:
"Siz Tihame ahalisi sıcak bir bölgede yaşıyorsunuz. Bundan dolayı öğle
ezanını serin bir vakitte oku. Az bekledikten sonra ben namaz kıldırmaya yanına
gelirim."
Daha sonra safvan b.
Umeyye'nin evine girdiğinde evini süslü, desenli perdelerle donattığını gördü.
Bunun üzerine Ömer: "Bunların yerine kıldan mamul perdeler koysanız tozu
daha iyi tutar" dedi.
6817- İbn Cüreyc der ki:
"Babam ile başkalarından işittiğime göre Hz.
Ömer koyunların zekat,
konusunda sürünün boylarına göre üçe bölünmesini, zekat memurunun da bu üçü
içinden orta boydan alması yönünde bir ferman yazmıştır."
6818- Ma'mer der ki:
Sedüs oğullarından Deysem adında bir ihtiyar Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) tarafından ismi Beşır olarak değiştirilen Beşır b. elHasasiyye'den
bildirir: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldik ve:
"Zekat toplayan memurlar bizlere haksızlık ediyorlar. Bizden fazladan
aldıkları kadarını onlardan saklayalım mı?" diye sorduk. Allah Resülü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Hayır saklamayın ama zekatınızı aldıkları zaman
sizlere dua etmelerini isteyin" buyurdu ve: "Onlar için dua et. Çünkü
senin duan onlar için sükunettir''2 ayetini okudu. Ona: "Temim
oğullarından komşularımız var. Bizim hayvanlardan biri ne zaman onların
topraklarına geçse onu alıyorlar. Ama bazen onların hayvanlarından bizim
bölgeye geçenler oluyor. Biz de bunları alalım mı?" diye sorduğumuzda:
"Hayır!" karşılığını verdi.
Tahric: Ebu Davud (224),
Abdürrezzak kanalıyla ancak farklı bir lafızla rivayet etti. 2 Tevbe Sur. 103
6819- İbn Şihab der ki:
"Bize ulaşana göre hayvanlarda zekat üçe bölünmüş sürünün vasat olan
hayvanlarından alınır. Sürü sahibi zekatını vermek üzere malını ortaya çıkardığı
zaman verilecek hayvanlardan birini kendisi, birini de zekat memuru seçer. Bu
durum zekat memuru alacağını bitirinceye kadar devam eder. Hayvanlar sığır ise
almaya asgari üç yaşında olanlardan başlar. Hayvanlar koyun ise sürü üçe
bölünür. Mal sahibi bunlardan birini kendine seçerken zekat memuru da vasat
olan bölümden alacağını alır."
6820- Ata (b. Ebi Rebah)
der ki: "Benim gördüğüm ve bana bildirilen zekat memurları mal sahibinin
zekat olarak getirdiğini tüm sürü adına kabul ederler. Ancak zekat hayvanları
içinde küçük, damızlık, kör veya yaşlı olan hayvanlar alınmaz."
6821- ibrahim b. Meysere
adını da verdiği birinden naklen bildirir: Ebu Hureyre'ye zekatın hangi
hayvanlardan alınacağı sorulunca şu karşılığı verdi:
"Üçe bölünen
sürünün vasat olanlarından alınır. Zekat memuru yanına geldiği zaman vermek
üzere ona üçe bölünen hayvanların üç ile beş yaş arasındaki orta boyda
olanlarını çıkar. Memur şayet bunlardan alırsa hakkını almış olur. Almak
istemezse de ona engel olma ve dil uzatma. Yediğinden ona yedir ve ona iyi
sözler söyle."
6822- İbn Cüreyc der ki:
Ensar'dan birisinin bana bildirdiğine göre Ömer b. el-Hattab valilerinden
birine şöyle bir ferman yazmıştır: "Amellerinin ihlaslı olması, mallarının
temizlenmesi için ve Allah'ın hükümlerinden bir hüküm olarak Müslümanlardan
zekatı ai. Bu konuda haddi aşmak yoldan çıkmak, diğer Müslümanlara zulmetmek
demektir. Zekatı vermemek Hakk'a kafa tutmak ve emanete hıyanet etmek demektir.
Zekatlarını almak üzere insanlara mallarını kendileri için kolay gelecek ve
zararı dokunmayacak yerlere getirmelerini söyleyin. ilk gelenleri sonradan
gelecekler de yetişene kadar bekletmeyin. Sürüyü koşturmak da hayvanlara zarar
eder; onun için acele edilmesini istemeyin. Zekatını alacağınız sürüleri otu ve
suyu uzak olan bir bölgeye getirtmeyin. Kişi zekatını almak üzere sana
koyunlarını getirdiği zaman en iyilerinden seçip alma. En kötülerinden de alma.
Bunun yerine vasat olanlarından ai.
Sürü sahibinde vermesi
gereken yaşta hayvanı yoksa benzeri olacak başka bir hayvan veya para olarak
değerini ai. Zekatı alırken Müslümanların genel maslahatlarını gözeterek sütü
için beslenen veya gebe olan hayvanlardan alma. Zira bunlar mukım olanların
malı, yolcu veya misafir olanların azığı ve günlük geçim kaynaklarıdır. Sonra
zekat olarak toplanan malları fakirler arasında dağıt. Dağıtmaya en fakir
olanlardan, yetimlerden, dullardan ve ihtiyarlardan başla. Aynı evden olan,
bineklerini bin me ve yük taşıma konusunda sırasıyla kullanan yoksullar olduğu
zaman sırasıyla binme ve yük taşımaları için zekat olarak toplanan develerden
onlara ver. Şayet deve yerine koyun varsa sütünü kullanmaları için onlara koyun
ver. iki nisab arasında olan koyunlardan beş veya on koyunun eksik olması
kişinin farz olarak vermesi gerekeni düşürmez. Ancak bu sayı onbeş olursa nisab
tamamlanana kadar küsüratların zekatını vermez."
6823- Ebu Hureyre der
ki: "Zekat memuru sana geldiği zaman: ''işte malım bu! Üzerime düşen zekat
da bu!'' dersin. Kabul edip alırsa zekatını vermiş olursun. Ancak zekat, kendi
seçip almak isterse istediğini yapması için onu kendi haline bırak ve ona lanet
okuma!"
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: