musannef

Abdurrezzak

Cenazeler

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Kabir Sorgusu

 

6737- Bera (b. Azib) anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte bir cenazeye gittik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oturunca biz de etrafında sessiz bir şekilde oturduk. Daha lahid açılmaktaydı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç defa:

 

"Kabir azabından Allah'a sığmınm" dedikten sonra şöyle devam etti: "Mümin kişi vefat anında ahirete gidip dünyadan ayrılacağı zaman ona yüzleri güneş gibi parlayan melekler beraberlerinde kefen ve kafurdan kokularla gelirler. Gözün görebildiği kadar bir kalabalıkta etrafında otururlar. Ruhu kabzedildiği zaman gökyüzündekiler de dahil olmak üzere gökyüzü ve yeryüzü arasındaki melekler ona bağışlanma dilerler. Ona semaların kapıları açılır. Sema kapılarında bulunan bütün melekler bu kişinin yanlarına çıkarılması için Allah'a dua ederler. Bu kişi yanlarına çıkarıldığı zaman da: "Ey Rabim' Filan kulun" derler.

 

Bunun üzerine Rab: "Onu yere indirin, çünkü onları topraktan yarattım. Onları tekrar toprağa döndüreceğime, oradan bir daha (hesap için) çıkaracağıma söz verdim" buyurur. O, daha yanından giden arkadaşlarının ayak seslerini işitir iken bir kişi gelip: "Rabbin kimdir? Dinin nedir? Peygamberin kimdir?" diye sorar. O: "Rabbim Allah, dinim islam. peygamberim Muhammed'dir" karşılığmı verir. Onu azarlayarak bir daha: "Rabbin kimdir? Dinin nedir? Peygamberin kimdir?" diye sorar. Bu da mümin için son imtihandır. Allah'm: "Allah, iman edenleri hem dünya hayatında, hem de ahirette sabit bir sözle sağlamlaştırır"[İbrahim, 27] buyruğu da bunu ifade etmektedir.

 

Bunun üzerine mümin: "Rabbim Allah, dinim islam, peygamberim Muhammed'dir" karşıllğlnı verir. Melek ona: "Doğru söyledin" der. Sonra ona güzel yüzlü, güzel kokulu ve güzel giysili biri gelip: "Allah'ın sana hazırladığı şeye, O'nun rızasına ve ebedi nimetleri bulunan Cennete sevin!" der. Mümin:

"Yüce Allah seni de hayırlarla sevindirsin, sen kimsin?" diye sorduğunda, o: "Ben senin salih amellerinim. Vallahi sen Allah'a itaatte hızlı. isyanda ise çok ağırdın. Yüce Allah seni hayırla mükafatlandırsın" karşılığını verir. Sonra ona Cennetten ve Cehennemden birer kapı açılır. Cehennemden açılan kapı için:

 

"Eğer Allah'a asi olsaydın Yüce Allah seni burada kılacakti" denilir. Ancak Cennetteki yerini görünce: "Ey Rabbım! Kıyameti acele kopar da aileme ve malıma döneyim" der. Bunun üzerine ona: "Yerinde kal" denilir.

 

Kafir kişi ölüp dünyadan ayrılıp ahirete gideceği zaman ona sert olan melekler iner ve büyük tarağın dak yünün içinden çıkarılması gibi damarlarını ve sinirlerini sökercesine ruhunu çıkarıp alırlar. Ruhu kabzedildiği zaman da gökyüzündekiler de dahil olmak üzere gökyüzü ve yeryüzü arasındaki melekler ona lanet eder ve sema kapıları ona kapanır. Sema kapılarında bulunan bütün melekler bu kişinin yanlarına çıkarılmaması için Allah'a dua ederler. Bu kişi yanlarına çıkarıldığı zaman da: "Ey Rabim' Filan kulun" derler. Bunun üzerine Rab: "Onu yere indirin, çünkü onları topraktan yarattım. Onları tekrar toprağa döndüreceğime, oradan bir daha (hesap için) çıkaracağıma söz verdim" buyurur.

 

 

 

o daha yanından giden arkadaşlarının ayak seslerini işitir iken bir kişi gelip:

"Rabbin kimdir? Dinin nedir? Peygamberin kimdir?" diye sorar. o: "Rabbim Allah, dinim islam, peygamberim Muhammed'dir" karşılığmı verir. Onu şiddetle azarlayarak bir daha: "Rabbin kimdir? Dinin nedir? Peygamberin kimdir?" diye sorar. O: "Bilmiyorum" cevabını verince ona: "Bilmeyesin ve öğrenmeyesin" denilir. Sonra ona kötü giysili ve kötü kokulu biri gelip: "Yüce Allah tarafından aşağılanma ve kalıcı azap la müjdelen" der. Adam: "Sen kimsin? Yüce Allah seni de kötülükle müjdelesin. Sen kimsin?" diye sorunca: "Ben senin kötü amelinim. Sen Allah'a itaatte yavaş, isyanda da pek aceleci idin. Yüce Allah seni kötülükle mükafatlandırsın" karşılığmı verir.

 

Sonra ona ama, sağır, dilsiz ve elinde balyoz olan bir melek hazırlanır. Bu balyozla bir dağa vurulacak olsa dağ toprak olur. Ardından adama öyle bir darbe vurur ki adam toprak olur. Sonra Yüce Allah onu eski haline getirir ve ona bir darbe daha vurulur. O zaman öyle bir çığlık atar ki insanlar ve cinler dışında bütün mahlukat çığlığını duyar. Sonra ona Cehennemden bir kapı açılır. "

 

Ma'mer der ki: Bu hadisi Muaz'dan işittim. Muaz bunu rivayet ederken: "insanlar ve cinler hariç bütün mahlukat duyar" ifadesini kullanır.

 

Tahric: Ahmed; Ebu Davud ve başkaları rivayet ettiler. Aynı zamanda Mişkana ve İsbatu Azabi'[-Kabr'da geçmektedir.

 

 

 

6738- Amr b. Dinar bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ömer'e: "Ey Ömer' Dişleriyle yeri kazan, saçlan yerde sürünen, gözleri şimşek gibi çakan, sesleri gök gürültüsü gibi olan, yanlarında Mina ahalisinin toplanmaSi halinde kaldırmayacağı demir topuz bulunan kabir sorguculan gelince ne yaparsm?" diye sordu. Ömer "Ya Resulallah! O gün de bu gün olduğum gibi (imanlı) olacak mıyım?" deyince, Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet" karşılığını verdi. Bunun üzerine Ömer: "O zaman Allah'ın izniyle onlara yeterim" dedi. Ubeyd b. Umeyr: "Evet, bunlar Münker ve Nekır'dir" derdi.

 

Tahric: Şerh es-Sudur'da (50) geçtiği üzere Ebu Davud, el-Ba's'ta ve Beyhaki, İsbatu Azabu'l-Kabr'da ve başkaları Beyhaki kanalıyla mürsel olarak rivayet ettiler.

 

 

 

6739- Yahya b. Ebi Kesır kendisine anlatan birinden naklen bildirir: Muaz b. Cebel ile birlikte bir cenazeye gittik. Muaz şöyle anlattı: "Siz onu defnettikten sonra arkadaşınız ayak sesinizi işitmeden oradan ayrılmayın. O zaman sorgu melekleri başı tarafından gelir. Dili: "Ona benim tarafımdan gelme. Çünkü o, Allah'ın Kitab'ına uygun bir şekilde amel ederek yorulurdu. Şimdi rahat ettiği zamandır" der. Sonra ayakları tarafından gelince, ayakları:

"Ona bizim tarafımızdan gelme, çünkü o bizimle namazlara giderdi" der. Sonra sağ tarafından gelince, sağı: "Ona bizim tarafımızdan gelme, çünkü o sadakaları sağ eliyle verirdi" der. Sonra solundan gelince, solu: "Ona bizim tarafımızdan gelme, çünkü o, Yüce Allah yolunda silahı üzerimde taşırdı" der. Sonra ona yüzü tarafından gelip korkutarak: "Bu kişi hakkında ne dersin?" diye sorar. O zaman Yüce Allah onu sağlam kılar. Eğer kişi tam olarak iman etmemiş, şüpheli ise: "Bilmiyorum, insanların bir şey dediğini işitmiştim" karşılığını verir. Bunun üzerine ona öyle bir vurulur ki insanlar ve cinler dışında orada bulunan herkes onu işitir.

 

 

 

6740- Muhammed b. Kays anlatıyor: Bir adam Ebu'd-Derda'ya gelip bir ayeti sordu. Ebu'd-Derda ayet konusunda birşey söylemedi. Adam: "İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayeti Kitap'ta açıklamamızdan sonra onları gizleyenler var ya ... "[Bakara, 159] diyerek geri dönerken, Ebu'd-Derda şöyle dedi: "Mezara girdiğin zaman siyah ve mavi renkte, saçları yerde sürünen, dişleriyle yeri kazan iki melek geldiği zaman ne yaparsın? Sana Muhammed'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sorduğu zaman ne yaparsın? Eğer doğru cevap verirsen (kurtuluşa erersin)" dedi. Bu arada Ebu'd-Derda onlarda, insanların ve cinlerin" veya: "Mina ahalisinin bir araya toplanması halinde bile kaldıramayacakları bir topuz olduğunu söyledi ve şöyle devam etti: "Cehennem üzerinde köprü kurulduğu zaman ne yaparsın? Selametle geçebilirsen (kurtuluşa erersin). Yeryüzünde basacağın yerden başka bir yer olmadığı, Rahman'ın gölgesinden başka bir gölgenin bulunmadığı zaman ve sen o gölgede gölgeleneceğin zaman ne yaparsın? Çek git! Kendisinden başka ilah olmayana yemin olsun ki, bu hak olan bir şeydir."

 

 

 

6741- Ebu Seleme'nin bildirdiğine göre Ebu Said el-Hudrı: "Mutlaka ona dar bir geçim vardır''[Ta Ha, 124] buyruğunu açıklarken: "Kemikleri birbirine girecek şekilde mezarı ona dar kılınır" dedi.

 

Tahric: Mecmau'z-Zevaid'de (3/52) geçtiği üzere Taberi'ını, Ebu Hureyre kanalıyla merfu olarak rivayet etti.

 

 

 

6742- Cabir b. Abdillah der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir gün Neccar oğullarına ait olan bir hurmalığa girince cahiliye zamanında ölüp de azap çeken Neccar oğullarından bazi kişilerin seslerini işitti. Bunun üzerine ürkmüş bir şekilde mezarlıktan çıkarak ashabına kabir azabından Allah'a sığınmalarını emretti.''

 

Tahric: Mecmau'z-Zevaid'de (3/53) geçtiği üzere Cabir'den Ahmed (3/295-6) ve Bezzar (Keşf 871) rivayet ettiler.

 

 

 

6743- Ümmü Halid binti Said b. el-As'ın bildirdiğine göre annesi:

"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kabir azabından Allah'a sığındığını işittim" dedi.

 

 

 

6744- Cabir b. Abdillah anlatıyor: Bu ümmetin fertleri kabirlerinde sorguya çekilirler. Mümin defnedilip yakınları gittiğinde, çok korkunç görünümlü bir melek gelir ve ona: "Bu adam hakkında ne derdin?" diye sorar. Mümin: "O, Allah'ın Resulü ve kuludur, derim" karşılığını verince, melek ona: "Senin için Cehennemde hazırlanmış olan yere bak. O gördüğün yer senin yerindi. Ama Yüce Allah seni kurtardı ve oradaki yerini Cennette gördüğün yer ile değiştirdi" der. Ona iki yer de gösterildiğinde, mümin:

"Bırakın da aile me bunun müjdesini vereyim" der. Ancak ona: "Yerinde kal, burası ebedi olarak senin yerindir" denilir. Münafığa gelince; yakınları gittiğinde ona: "Bu adam hakkında ne derdin?" diye sorulur. Münafık: "Bilmiyorum, insanların dediği gibi diyorum" cevabını verir. Bunun üzerine ona: "Senin için Cennette hazırlanmış olan yere bak. O gördüğün yer senin yerindi. Ama Yüce Allah o yerini Cehennemde gördüğün yer ile değiştirdi" denilir.  

 

Tahric: Mecmau'z-Zevaid'de (3/48) geçtiği üzere Ahmed ve Taberanı, M. el-Evsat'ta rivayet ettiler.

 

 

 

6745- İbn Ömer der ki: Kişi öldüğü zaman kalacağı yer ona sabah akşam gösterilir. Eğer Cennet ahalisinden ise Cennet, Cehennem ahalisinden ise Cehennem gösterilir ve: "Burası kıyamet gününde dirilip gideceğin yerdir" denilir.

 

Tahric: Değişik lafızlada Buhari ve Müslim, Malik kanalıyla Nafi'den rivayet ettiler. Fethu'l-Bari'ye (3/158) bakınız.

 

 

 

6746- Cabir b. Abdillah der ki: "Her kul öldüğü hal üzere diriltilir. Mümin imanı, münafık da nifağı üzere diriltilir."

 

Tahric: Ahmed ve Taberanı rivayet ettiler.

 

 

 

6747- Cabir b. Abdillah der ki: Said b. Muaz'ın cenazesi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) önünde iken: "Onun için Rahman'ın Arş'ı sallandı"

buyurduğu nu işittim.

 

Tahric: Buhari menakib'de Ebu Süfyan kanalıyla Cabir'den rivayet etti.

 

 

 

6748- Hişam b. Hassan, Hasan'dan naklen bildirir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim Allah'a kavuşmayı severse. Yüce Allah da ona kavuşmayı sever. Kim de Allah'a kavuşmayı sevmezse, Yüce Allah da ona kavuşmayı sevmez" buyurdu. Biz: "Ya Resulallah! Hepimiz de ölümü sevmiyoruz" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah, mumin kişinin ruhunu kabzedeceği zaman ona mutlu olacağı şeyler gösterir. işte o zaman Allah'a kavuşmayı, Yüce Allah da ona kavuşmayı sever" buyurdu.

 

 

 

6749- Ebu Atiyye el-vadii anlatıyor: Mesruk'la birlikte Hz. Aişe'nin yanına girdim. Ona: "ibn Mes'ud: ''Kim Allah'a kavuşmayı severse, Yüce Allah da ona kavuşmayı sever. Kim de Allah'a kavuşmayı sevmezse, Yüce Allah da ona kavuşmayı sevmez'' diyor. Oysa ölüm Allah'a kavuşmadan önce gerçekleşir" dedik. Bunun Lızerine Hz. Aişe şöyle şu karşılığı verdi:

"Allah, Ebu Abdirrahman'a merhamet etsin. 0, size bir şeyanlatmış, ama sonunu sormamışsınız. Bunu size anlatacağım. Yüce Allah bir kul hakkında hayır murat ettiği zaman onun ölümünden bir yıl önce ona destekçi olarak bir melek gönderir ve ölümüne kadar onu hayırlı işlerde muvaffak eder. Son hali de en hayırlı olduğu haldir. Bu kişinin ölüm anı gelip Cennetteki mükafatını görünce ruhunun çıkmasını ister. Bu da onun, Allah'a kavuşmayı sevmesi, Allah'ın da ona kavuşmayı sevmesidir. Yüce Allah bir kul hakkında şer murat ettiği zaman da onun ölümünden bir yıl önce ona bir şeytan musallat eder. Şeytan onu iyi amellerden vazgeçirip saptırır ve fıtneye düşürür. Bunun üzerine insanlar: "Bu kişi içinde bulunduğu kötü hal üzere öldü" der. Bu kişinin ölüm anı gelip Cehennemdeki azabı görünce nefsi bundan korkar ve ruhunun çıkmasını istemez. işte bu da onun Allah'a kavuşmayı, Allah'ın da ona kavuşmayı sevmemesidir."

 

 

 

6750- Hz. Ali: "Kişi Cennete mi, yoksa Cehenneme mi gideceğini bilmeden ruhu çıkmaz" demiştir.

 

Tahric: Şerhu's-Sudur'da (34) geçtiği üzere İbn Ebi Şeybe ve İbn Ebi'd-Dünya rivayet ettiler.

 

 

 

6751- İbn Abbas der ki: Ömer b. el-Hatt;''ıb'ın: "Sizden sonra kabir azabını, Rahman'ı, Decdl'ı, Havz'ı ve bir topluluğun Cehennemden çıkacağını yalanlayan kimseler çıkacaktır" dediğini işittim.

 

 

 

6752- Amr b. şurahbıl der ki: Bir kişi ölmüştü. Bu kişi mezara konulduğu zaman sorgu melekleri gelip: "Allah'ın sana vermiş olduğu azabından yüz kamçı vuracağız" dediler. Adam namazını, orucunu ve cihadını zikredince cezayı hafiflettiler ve on kamçıya indirdiler. Adam daha da hafifletmelerini isteyince bir kamçıya indirdiler ve: "Sana bir kamçı vuracağız. Bundan kurtuluşun yoktur" dediler. Sonra ona bir kamçı vurunca mezarı gün ortası gibi aydınlandı ve bayıldı. Kendine geldiği zaman: "Hangi günahıma karşılık bu kamçıyı vurdunuz?" diye sordu. Bunun üzerine ona: "Birgün küçük abdest bozdun ve abdest almadan namaz kıldın. Bir de mazlum bir kişinin yardım istediğini işittin ve ona yardım etmedin" dediler.

 

 

 

6753- Ma'mer, Tavus ile Katade'den naklen bildirir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) katırına binmiş halde iki mezarlığın yanından geçerken katır ürktü. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ürktü. ürkmesi de gerekir. Çünkü bu iki mezarın sahibi küçük günahlardan dolayı azap çekmektedir. Şu mezardaki küçük abdest bozarken üzerine sıçramasına dikkat etmezdi. Bu ise insanların etini yerdi (gıybet ederdi)" buyurdu. Sonra bir hurma dalını ikiye ayırıp her parçasını bir mezara koydu. Oradakiler: "Bunun onlara ne faydası olur?" diye sorunca: "Umulur ki, yaş oldukları müddetçe onların azaplarını hafifletir" buyurdu. 

 

Tahric: Şahit olarak İbn Abbas'tan Buhari (1/106), Müslim (1/240:111) ve Tirmizi (1/102) rivayet etti.

 

 

 

6754- İbn Tavus der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki mezarın yanına geldi ve: "Bu mezar filanın mezan, bu mezar da filanın mezandır. ikisi de küçük günahlardan dolayı azap çekmektedir. Biri küçük abdest bozarken idrardan sakınmaz, diğeri de gıybet ederdi" buyurdu. Sonra bir hurma dalını ikiye ayırıp her parçasını bir mezara koydu ve: "Umulur ki yaş oldukları müddetçe onların azaplarını hafifletir" buyurdu.

ibn Uyeyne der ki: "Mansur, Mücahid kanalıyla Tavus'tan bana aynısını bildirdi.''

 

Tahric: Farklı kanallarla Buhari ve Müslim merfu olarak rivayet ettiler.

 

 

 

6755- Ebu Seleme'nin Ebu Hureyre veya Hz. Aişe'den bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allahım! Kabir azabından. Cehennem azabı ile fitnesinden ve Mesih Deccal'ın fitnesinden sana sığınırım" buyururdu. 

 

Tahric: Buhari (3/158), "Hişam-Ebu Hureyre" kanalıyla rivayet etti.

 

 

 

6756- Atik oğulları kabilesinden olan Tavk der ki: Yezid b. el-Muhelleb bana şöyle anlattı: "Süleyman ve Ömer b. Abdilaziz ile birlikte hamamda idim. Süleyman içerideki odada ben ve Ömer b. Abdilaziz diğer odada idik. Yanımızda başka biri yoktu. Ömer b. Abdilaziz bana cesaretimi soruyor, ben de ona anlatıyordum. Sonra Ömer şöyle dedi: "Ey Ebu Halid! Sana biri gizli, biri de aleni olan iki şeyanlatacağım. Gizli olan şudur: Velid b. Abdilmelik mezara indirildiği zaman ben mezara inmiştim. Onu tabutundan ellerimiz üstüne aldığımız zaman kefeni içinde titredi ve onu mezarına koyduk. Ancak oğlu: "Babam diridir, babam diridir" deyince: "Baban diri değildir, fakat hayatta iken yaptıkları şeylerin karşılığını burada görüyor" dedim. Aleni olan şey ise şudur: Süleyman b. Abdilmelik seni Irak'a vali olarak göndermektedir. Onlara karşı Allah'tan sakın. Çünkü onlar Haccac ve Kuteybe b. Müslim zamanında yeteri kadar eziyet çektiler."

 

 

 

6757- Abdullah b. Ömer: "Mümin ve münafık olmak üzere iki çeşit insan sorguya çekilir. Mümin kişi yedi, münafık kişi ise kırk gün sorguya çekilir. Kafire ise ne Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hakkında sorulur ne de o, Muhammed'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tanır" demiştir.

ibn Cüreyc der ki: "Bu konuda: "Mezarda yedi gün boyunca sıkıntı çeken yakınının yerine, yedi gün boyunca sadaka verenden daha akıllısını görmedik" denilmiştir.

 

Tahric: İmam Ahmed'in Kitabu'z-Zühd'de bildirdiğine göre Tavus: "Ölüler mezarlarında yedi gÜn sorguya çekilir. Bu sebeple bu yedi günde onların yerine yemek yeClirmeyi mÜstehap görürlerdi" dedi. Şerhu's-Sudur'da (54) bu şekilde geçmektedir.

 

 

 

6758- İbn Cüreyc der ki: Ubeyd b. Umeyr, Münker ve Nekır'den bahisle şunları anlattı: "Onlar ağızlarından ve gözlerinden ateş çıkarırlar. Üzerlerinde kaba giysiler vardır. Onlar çıktığı zaman yeryüzü sallanır. O sırada kişinin aklı başından gider ve Allah'ın diline düşürdüğü şeyden başka bir şey aklına gelmez. Ona: "Rabbin kimdir?" diye sorarlar ... "  ve Ma'mer'in hadisinin aynısını zikretti.

 

ibn Tavus babasından (Tavus'tan) naklen bildirir: Sorgu melekleri: "Bilmeyesin ve kurtulamayasın, vay haline ki ne kadar şakisin. Yüce Allah doğru söyledi. Sen bu hal üzere yaşadın, bu hal üzere öldün ve bu hal üzere diriltileceksin. Vay haline! Allah'ın üzerinden kaldırmış olduğu rahmete ve Cehennemdeki yerine bak" derler. Sonra kefeni çıkartılır ve kendisine ateşten giysiler giydirilir. Kemikleri, birbirine girinceye kadar mezarı daraltılır. Sonra kendisi ile Cehennem ateşi arasında bir delik açılır. Bu delikten kendisine Cehennemin sıcaklığı, rüzgarı ve kokusu gelir."

 

 

 

6759- Ebü Hureyre der ki: "Toprak insanın bütün vücudunu yok eder. Sadece kuyruk sokumu kemiği kalır ve kıyamet gününde insan ondan bitip çıkar. ı Yağmur yağar, insanların cesetleri yerden biter ve ruhsuz cesetlere dönüşürler. Sonra da ona ruh üflenir."

 

 

 

6760- Ubeyd b. Umeyr der ki: "Sorgu melekleri Münker ve Neki'r'dir. Onlar ağızlarından ve gözlerinden ateş çıkarırlar. Üzerlerinde kaba giysiler vardır. Onlar çıktığı zaman yeryüzü sallanır. O sırada kişinin aklı başından gider ve Allah'ın diline düşürdüğü şeyden başka bir şeyaklına gelmez. Ona:

"Rabbin kimdir?" dediklerinde: "Rabbim Allah'tır" cevabını verir. "Dinin nedir?" diye sorduklarında: "Dinim islam'dır" karşılığını verir. "Peygamberin kimdir?" dediklerinde: "Muhammed'dir (Sallallahu aleyhi ve Sellem)" cevabını verir. "Nereden biliyorsun? Onu gördün mü?" diye sorduklarında: "Hayır görmedim, fakat bu konuda Allah'ın Kitab'ı geldi. Ben de ona inandım ve iman ettim" karşılığını verir. Bunun üzerine melekler: "Doğru söyledin, Vallahi bu hal üzere yaşayıp bu hal üzere öldün. inşallah bu hal üzere de diriltileceksin. Allah'ın sana merhamet edip de üzerinden def ettiği Cehennem ateşine ve Cennetteki yerine bak" derler. Sonra kefeni çıkartılıp yerine Cennetten giysiler giydirilir. Mezarı da gözünün görebildiğince genişletilir. Cennet ile arasında bir delik açılır ve bu delikten Cennetin rüzgarı, esintisi, serinliği ve kokusu gelir.

 

Münafığa ise topuzla vurulur ve oturtulur. Ona: "Rabbin kimdir?" diye sorduklarında: "Rabbim Allah'tır" cevabını verir. "Dinin nedir?" diye sorduklarında: "Dinim islam'dır" karşılığını verir. "Peygamberin kimdir?" diye sorduklarında: "Muhammed'dir (Sallallahu aleyhi ve Sellem)" karşılığını verir. "Neden öyle diyorsun? Onu gördün mü ki?" dediklerinde: "Hayır, Vallahi bilmiyorum" diye cevap verir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Hasta Ziyareti