musannef

Abdurrezzak

Bayram Namazları

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Fıtır Sadakası

 

5761- Ebu Hureyre der ki: "Fıtır sadakası hüre, köleye, erkeğe, kadına, küçüğe, büyüğe, fakire ve zengine hurmadan bir sa' veya buğdaydan yarım sa' olmak üzere vaciptir." Ma'mer der ki: "Bana bildirildiğine göre Zühri bu hadisi Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dayandırırdı."

 

Tahric: Mecmau'z-Zevaid'de (3/80) geçtiği üzere Ahmed Müsned'inde ve Beyhakı (4/164), Taberanı kanalıyla Abdürrezzak'tan rivayet ettiler. Farklı kanal ve metinlerle İbn Ömer, Ebü Said ve Ebü Hureyre'den sahih yollarla rivayet olunmuştur.

 

 

 

5762- İbn Ömer der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) erkek kadın, hür köle her bir müslümanın fıtır sadakası (fitre) olarak bir sa' hurma veya bir sa' arpa vermesini emretti. insanlar iki müd buğdayı buna denk saydı. Ancak Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hurma verilmesinden hoşlanırdı. ''

 

Tahric: Başka bir lafızla Buhari; Müslim, Yezid b. Zurey' kanalıyla Eyyub'dan ve Beyhakı (4/164) rivayet ettiler.

 

 

 

5763- ıbn Ömer der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ramazan ayında fıtır sadakasını Müslümanlardan hür veya köle, erkek veya kadın her birine hurmadan bir sa' veya arpadan bir sa' vermelerini emretmiştir. İbn Ebi Leyla, Nafi'den naklettiği hadisinde İbn Ömer'in: "insanlar iki müd buğdayı buna denk saydı" dediğini bildirdi.

 

 

 

5764- Abdürrezzak başka bir kanalla yukarıdakinin aynısını bildirir.

 

 

 

5765- Ata (b. Ebi Rebah) der ki: "Ticaret köleleri dışında, her köle veya hür erkeğe, her hür veya köle kadına fıtır sadakası olarak iki müd buğday veya bir sa' arpa veya bir sa' hurma vermek vaciptir. Küçük büyük olmak üzere insanlar bu konuda eşittir. Kendi kölenin yerine de fıtır sadakası ver. Zira köle kendi sadakasını verirse efendisinin vermesine gerek yoktur. ''

 

Tahric: Başka bir lafızla İbn Ebi Şeybe (4/36), Muhammed b. Bekr kanalıyla İbn Cüreyc'ten rivayet etti.   Başka bir lafızla İbn Ebi Şeybe (4/39), Muhammed b. Bekr kanalıyla İbn Cüreyc'ten rivayet etti

 

 

 

5766- Amr b. Dinar der ki: ibnu'z-Zübeyr'in minberde şöyle dediğini işittim: "Fıtır sadakası iki müd buğday veya bir sa' hurma veya bir sa' arpadır. Hür de, köle de bu konuda eşittir."

 

Tahric: Başka bir lafızla İbn Ebi Şeybe (4/36), İbnü'z-Zübeyr'den rivayet etti.

 

 

 

5767- İbn Abbas der ki: "Fıtır sadakası her köle ve hüre, küçüğe ve büyüğe vaciptir. Fıtır sadakası olarak kim bir sa' kuru üzüm veya hurma veya arpa veya buğdaya benzer arpa türünden bir şey verirse kendisinden kabul edilir"

 

Tahric: Başka bir lafızla Beyhakı, "Ebu'l-Eş'as-Hişam" kanalıyla ve Darakutni rivayet ettiler.

 

 

 

5768- İbn Abbas der ki: "Fıtır sadakası iki müd buğday veya bir sa' hurma veya bir sa' arpadır."

 

 

 

5769- İbn Mes'ud der ki: "Fıtır sadakası iki müd buğday veya bir sa' hurma veya bir sa' arpadır."

 

Tahric: Taberanı, M. el-Kebir'de ve İbn Ebi Şeybe (4/36), Muhammed b. Bekr kanalıyla İbn Cüreyc'ten rivayet ettiler. Heysemi: der ki: "Senedinde zayıf olan Abdülkerim Ebu Umeyye bulunmaktadır."

 

 

5770- Tavus: "Fıtır sadakası, hür için de, köle için de iki müd buğday veya bir sa' kuru hurmadır. Darıdan ise buğdayın iki katı verilir" dedi. 

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (4/36), "Muhammed b. Bekr-İbn Tavus'un babasından" rivayet etti.

Ancak: "Darıdan ise buğdayın iki katı verilir" cümlesini almamıştır.

 

 

 

5771- Mücahid der ki: "Fıtır sadakasında buğday dışındaki her şey bir sa' olarak verilir. Buğday ise yarım sa' olarak verilir. ''

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (4/36), "Cerir-Müdihid" kanalıyla rivayet etti.

 

 

 

5772- Cabir b. Abdillah der ki: "Fıtır sadakası Müslümanlardan küçük veya büyük köle veya hür üzerine iki müd buğday veya bir sa' hurma veya bir sa' arpadır."

 

 

 

5773- Hz. Ali der ki: "Bakmakla yükümlü olduğun her kişinin fıtır sadakası yarım sa' buğday veya bir sa' hurmadır.''

 

Tahric: Beyhaki (4/291), Hasan b. Ebi'r-Rabi' kanalıyla Abdürrezzak'tan rivayet etti ve: "Bu, mevkuftur" dedi. Darakutni, Ali'nin bu konudaki hadisini mevkÜf olarak ve İbn Ebi Şeybe (4/36), "Veki' - Abdu'l-A'la" kanalıyla rivayet etti. 

 

 

 

5774- Ebu Kılabe der ki: "Bir kişinin bana bildirdiğine göre Ebu Bekr esSıddik iki kişi arasından ona yarım sa' buğday vermiştir."

 

 

 

5775- Nafi'nin bildirdiğine göre İbn Ömer; " Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) fıtır sadakası olarak bir sa' buğday veya bir sa' arpa verilmesini emretti" dedi. Abdullah der ki; "insanlar iki müd buğdayı buna denk saydı."

 

 

 

5776- Ebu Kılabe der ki; "Bir kişinin bana bildirdiğine göre Ebu Bekr essıddık iki kişi arasından kendisine yarım sa' buğday vermiştir."

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (4/36), Abdulvehhab kanalıyla Ebu Kılabe'den rivayet etti.

 

 

 

5777- Ma'mer der ki; "Bana bildirildiğine göre Hz. Ebu Bekr fıtır sadakasını iki müd olarak verdi."

 

 

 

5778- Ma'mer der ki; "Ömer b. Abdilazız (valilerine) fıtır sadası olarak her iki kişi bir dirhem versin diye bir ferman yazdı. Bu da verilen ölçekle verilene göre hesaplanmış bir miktardır."

 

 

 

5779- Ebu Said el-Hudri der ki; "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aramızda iken küçük olsun büyük olsun, hür olsun köle olsun fıtır sadakasını bir sa' kuru peynir veya bir sa' hurma veya bir sa' arpa veya bir sa' kuru üzüm olarak verirdik. Muaviye hacca veya umreye gelene kadar hep bu şekilde verdik. 0, minberden insanlara bir şeyler anlattı. Anlattıkları arasında: "iki müd Şam buğdayı bir sa' hurmaya eşittir" demişti. Bunun üzerine insanlar iki müd buğday vermeye başladı. Ancak ben ölene kadar daha önce verdiğim gibi vermeye devam edeceğim."

 

Tahric: Müslim (1/318), Kuteybe b. Said kanalıyla Davud b. Kays'tan rivayet etti.

 

 

 

5780- Ebu Said el-Hudrı der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında fıtır sadakası hurmadan veya arpadan veya kuru üzümden veya kuru peynirden birer sa' olarak verilirdi. Muaviye idareci olduğu zaman buğday da verilmeye başlandı. Ancak o, iki müddü bir müd buğdaya eşit saydı. ''

 

Tahric: Buhari ve Müslim, Malik kanalıyla Zeyd b. Eslem' den "kısa metinle" rivayet ettiler. Yine Buhari başka bir lafızla ve daha uzun bir metinle Yezid el-Aden! kanalıyla Sevri'den rivayet etti.

 

 

 

5781- Ebu Said el-Hudrı der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında fıtır sadakasını hurmadan veya arpadan veya kuru üzümden birer sa' olarak verirdik. Muaviye zamanında ise buğday çoğaldı ve buğday da verilmeye başlandı.''

 

Tahric: Başka bir lafızla Müslim, Muhammed b. Rafi' kanalıyla Abdürrezzak'tan rivayet etti.

 

 

 

5782- Ebu Seleme b. Abdirrahman der ki: "Kişiyet bayram namazına çıkmadan önce hurmadan veya buğdaydan bir sat vermesi emredilirdi."

 

Tahric: Tahavi (1/320), İbn Şihab kanalıyla rivayet etti.

 

 

 

5783- Ebu Mideztin bildirdiğine göre İbn Ömer fıtır sadakası olarak hurma vermeyi müstehap görürdü. 

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (4/37), "Veki' - Ebu Umeyr'' kanalıyla rivayet etti.

 

 

 

5784- Hallad b. Abdirrahman der ki: Urve b. Zübeyr ile Said b. Cübey(e fıtır sadakasını sorduğumda: "Bir sat hurma veya bir sat arpa veya bir müd buğdayalarak verili(t karşılığını verdiler.

 

 

 

5785- Abdullah b. Satlebe der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ramazan bayramından bir veya iki gün önce hutbe verip: "Küçük büyük olmak üzere her kişi yarım sa' buğday cinsinden bir şeyler veya yarım sa' buğday veya bir sa' hurma veya bir sa' arpa versin" buyurdu. 

 

Tahric: Başka bir lafızla Ebil Davud (1/228), Ahmed b. Salih kanalıyla Abdürrezzak'tan rivayet etti.

 

 

 

5786- ibnu'I-Müseyyeb der ki: "Oruç tutan her kişinin fıtır sadakası olarak iki müd buğday veya bir sa' hurma vermesi gerekir." Ma'mer der ki: işiten birinin bana bildirdiğine göre Hasan(-ı Basri): "Ancak oruç tutan veya namaz kılan kişinin zekatı olur" demiştir.

 

Tahric: Tahavi (1/321), Hişam kanalıyla Katade' den rivayet etti.

 

 

 

5787- Ebu Said el-Hud ri der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında fıtır sadakasını; arpadan, kuru peynirden ve hurmadan olmak üzere üç şeyden verirdik." iyad der ki: Ebu Said el-Hudri'ye: "Şimdi niçin buğdayda verilmektedir?" diye sorduğumda: "Buğday çoğaldı ve Muaviye zamanında verilmeye başlandı" karşılığını verdi.

 

Tahric: Müslim (1/318), Muhammed b. Rafi' kanalıyla Abdürrezzak'tan rivayet etti.

 

 

 

Anne Karnında Olan Bebek için Fıtır Sadakası Verilir mi?

 

5788- Ebu Kılabe der ki: "Onlar (Sahabe ve Tabiun), küçük için de, büyük içinde fıtır sadakası vermekten hoşlanırlardı. Hatta anne karnında olan bebek için fıtır sadakası verirlerdi.''

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (4/64), Abdulvehhab es-Se kafi kanalıyla Eyyub'dan rivayet etti.

 

 

 

5789- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Anne karnında daha kıpırdamayan cenin için fıtır sadakası vermem gerekir mi?" diye sorduğumda: "Hayır, gerek yoktur. Çünkü onun tamamlanıp tamamlanmayacağını, ölü mü diri mi doğacağını bilemezsin" karşılığını verdi.

 

 

 

5790- Süleyman b. Yesar der ki: (Ata (b. Ebi Rebah)'a) "Anne karnındaki bebek için fıtır sadakası verilir mi?" diye sorduğumda: "Evet, verilir" karşılığını verdi.

 

 

 

Çöl Halkı / Göçebeler Fıtır Sadakası Verir mi?

 

5791- Zühri der ki: "Aralarından bir kişinin imam olarak bedevilerin bayram namazı kılmaları ve fıtır sadakası vermeleri müstehap görülürdü."

 

 

 

5792- Ebu'I-Abbas el-Mudlici der ki: ibnu'z-Zübeyr, Ramazan bayramından bir veya iki gün önce minberde oturup: "Fıtır sadakasını her Müslüman kişinin iki müd buğday veya bir sa' hurma olarak vermesi vaciptir. Kişi kendisi için, çocuğu için ve kölesi için fıtır sadakası versin" dedi. Ebu'lAbbas der ki: ibnu'z-Zübeyr'e: "Fıtır sadakasını çöl halkının / göçebelerin de vermesi gerekir mi?" diye sorduğumda: "Evet, gerekir. Niye onlar Müslüman değil mi! Halen de müslümanlar" karşılığını verdi.

 

Tahric: Başka bir lafızla İbn Ebi Şeybe (4/52), "Veki' - İbnu'z-Zübeyr" kanalıyla rivayet etti.

 

 

 

5793- Abdürrezzak başka bir kanalla yukarıdakinin aynısını bildirir.

 

 

 

5794- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Biz, Merr, Nahle ve Arefe köylerindeniz. Bizim de fıtır sadakası vermemiz gerekir mi?" diye sorduğumda: "Evet, gerekir" karşılığını verdi. Ona: "Fıtır sadakasını burada mı, yoksa orada mı (Medine'de mi) vereceğiz?" diye sorduğumda: "Burada vereceğiz" cevabını verdi.

 

 

 

5795- ismail b. Umeyye'nin bildirdiğine göre ibnu'I-Müseyyeb Bedevilere: "Kendini arıtan saadete ermiştir''[Şems, 9] dedi. Ma'mer der ki: Katade: "Kendini arıtan saadete ermiştir''[Şems, 9] buyruğunu açıklarken: "Kişi salih ameller sayesinde saadete erişir" demiştir.

 

 

 

 

5796- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Sence: "Kendini arıtan saadete ermiştir"[Şems, 9] buyruğunda fıtır sadakası mı kastedilmektedir?" diye sorduğumda: "Burada bütün sadakalar kastedilmektedir" cevabını verdi.

 

 

 

5797- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Bedevilerin fıtır sadakası vermesi gerekir mi?" diye sorduğumda: "Hayır, sadece şehirlilerin vermesi gerektiğini işittim" karşılığını verdi.

 

 

 

5798- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rabah)ı bana: "Bedeviler kendi sürülerinin çobanı ve kendi işlerinin işçisidirler" dedi. Ata burada çadırlarda yaşayanları kasdetmiştir.

 

 

 

5799- Zühri der ki: "Fıtır sadakası, Bedeviler için sünnettir."

 

 

 

Fıtır Sadakasının Vacip Olması

 

5800- Amr b. Şuayb der ki: Cahiliye döneminde kasame yemini kan davalarında yapılırdı. Aynı şekilde birinin yatağında doğan bir çocuğu başkasının sahiplenmesi durumunda da kan davalarında olduğu gibi elli kişi bu konuda yemin eder ve yemin sonrası söz konusu çocuğu alıp götürürlerdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hac yaptığı zaman Abbas b. Abdilmuttalib: "Filan kişi benim oğlumdur. Bu konuda kasame yemini de yaparız" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayır, çocuk hangi yatakta doğduysa o yatak sahibinindir. Zina eden kişi de taşlanırlçocuktan mahrum kalır" buyurdu ve Medine ahalisine şöyle çağıran bir münadi gönderdi: "Fıtır sadakası; erkek kadın, hür köle, küçük büyük, şehirli köylü buğdaydan iki müd veya başka yiyeceklerden bir sa' vermek üzere her müslümana vaciptir. Çocuk hangi yatakta doğduysa o yatak sahibinindir. Zina eden kişi de taşlanır / mahrum kalır." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kan davalarında kasame yeminini Cahiliye zamanında olduğu gibi devam ettirdi.

 

Tahric: Başka bir lafızla Beyhaki (4/173), Abdulvehhab b. Ata kanalıyla rivayet etti.  Aişe hadisinden kısa metinle bir şahidini Buhari (8/479) rivayet etti.

 

 

 

5801- Ebu Ammar der ki: Sa'd b. Kays b. Ubade'ye fıtır sadakasını sorduğumuzda şu karşılığı verdi: "Zekat ayeti henüz nazil olmadan önce Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) fıtır sadakasını vermemizi emretmişti. Zekat ayeti nazil olduktan sonra ise fıtır sadakasından yana bize herhangi bir emri veya bir yasaklaması olmadı. Bundandır bu sadakayı hala veriyoruz. ''

 

Tahric: İbn Mace ve Beyhaki (4/159) rivayet ettiler.

 

 

 

Fıtır Sadakası Kimlere Verilir?

 

5802- Ata (b. Ebi Rebah) der ki: "Kişi fıtır sadakasını yanında ticari amaçla tuttuğu kölelerine veremez." İbn Cüreyc der ki: "Sevri de aynı şeyi söylemiştir. "

 

 

 

5803- Katade der ki: "Ticaret köleleri bayrama kadar Ramazan ayını yanında oruçla geçirirse onlar adına fıtır sadakasını ver."

 

 

 

5804- Ata (b. Ebi Rebah) der ki: "Kendi kölenin yerine de fıtır sadakası ver. Zira köle kendi sadakasını verirse efendisinin vermesine gerek yoktur. Mükateb köle de kendi sadakasını verirse efendisinin vermesine gerek yoktur. Vermediği taktirde de efendisi verir. Çünkü azat edilene kadar kölelik halindedir. Fıtır sadakası zamanı memleketinde değil isen geri döndüğün zaman sadakanı ver. Yanında ticarette kullanmadığın Hıristiyan kölelerin varsa onların da sadakalarını ver. Seferi olan kölenin de sadakasını ver."

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (4/39), "Muhammed b. Bekr-Ata" kanalıyla rivayet etti.

 

 

 

5805- Nafi' der ki: "ibn Ömer'in iki mükateb kölesi vardı ve fıtır sadakalarını vermezdi." 

 

Tahric: Farklı kanallarla ve başka bir lafızla İbn Ebi Şeybe (4/39) ve Beyhaki (4/161), "Sevri-Nafi'" kanalıyla rivayet ettiler.

 

 

 

5806- Abdürrezzak başka bir kanalla yukarıdakinin aynısını bildirir.

 

 

 

5807- Ebu Seleme der ki: "Kişi dilerse mükateb kölesinin fıtır sadakasını ödemez."

 

 

 

5808- Ma'mer der ki: Abdulkerım el-Cezerı (ticarette kullanılmayan) Hıristiyan köleler konusunda: "Onlar maldır ve fıtır sadakalarının verilmesi gerekir" demiştir. Abdürrezzak ise: "Bunlar ticarette de kullanılan kölelerdir" demiştir.

 

 

 

5809- Katade'nin bildirdiğine göre ibnu'I-Müseyyeb ve Hasan(-ı BasrI): "Sadece oruç tutan ve namaz kılan kölelerinin fıtır sadakasını ver" dediler.

 

 

 

5810- ibrahim(-i Nehai) der ki: "Kişinin kölesi Hıristiyan da olsa efendisi fıtır sadakasını vermelidir." 

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (4/38), "İbn Abbas-İbrahım" kanalıyla rivayet etti.

 

 

 

5811- Ata (b. Ebi Rebah) der ki: "Kişinin kölesi Mecusi de olsa efendisi fıtır sadakasını vermelidir. ''

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (4/38), Vekı' kanalıyla Sevri' den rivayet etti.

 

 

 

5812- İbn Abbas der ki: "Kişi mükateb kölesi ile Yahudi olsun Hıristiyan olsun bütün kölelerinin fıtır sadakasını vermelidir."

 

 

 

5813- Ebu Hureyre der ki: "Hıristiyan da olsa bakmakla mükellef olduğumuz her kişinin fıtır sadakasını verirdik."

 

 

 

5814- Ata (b. Ebi Rebah) der ki: "Eğer köle kişinin yanında küçük hür çocuklar varsa babaları onların fıtır sadakasını ancak efendisinin izni ile verebilir."

 

 

 

5815- Ma'mer der ki: Zühri de Ata' gibi: "Babaları onların fıtır sadakasını ancak efendisinin izni ile verebilir" dedi.

 

 

 

ihtiyaç Sahibi Olan Kişi Fıtır Sadakası Verir mi?

 

5816- Abbas b. Abdillah b. Ma'bed'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Küçük büyük, hür köle, yoksul zengin her kişi fıtır sadakası olarak bir sa' buğday (tahıl) cinsinden bir şeyler veya bir sa' hurma versin. Yoksul kişiye verdiğinden daha fazlası (verene) geri döner. Zengin kişinin ise zaten malı vardır."

 

 

 

5817- Ebu Hureyre der ki: "Fıtır sadakası her zengin ve fakir kişiye vacipti."

 

 

 

5818- İbn Cüreyc der ki: Bir kişi Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Kendisi ve çocukları için fıtır sadakası veren kişi, toplanılan fıtır sadakaları dağıtılacağı zaman bir şeyalabilir mi?" dediğinde: "Evet, muhtaç ise alabilir" karşılığını verdi.

 

Tahric: Beyhaki (4/164) der ki: "Dağıtılmak üzere toplanılan fıtır sadakalarından alan kişi de kendi fıtır sadakasını verir."

 

 

 

5819- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "ihtiyaç sabihi ve borçlu olan kişinin fıtır sadakası vermesi gerekir mi?" diye sorduğumda: "Evet, gerekir" karşılığını verdi. "Kişi dağıtılan fıtır sadakasından bir şeyalabilir mi?" diye sorduğumda da: "Evet, alabilir" karşılığını verdi.

 

 

 

5820- Hasan(-ı Basri) der ki: "Yoksul kişinin vereceği fıtır sadakası, kendisine tekrar dönecek olsa bile yine de vermesi gerekir.''

 

 

 

5821- ibrahım(-i Nehai) der ki: "Bayram günü fıtır sadakası alan fakirin kendisi için fıtır sadakası vermesine gerek yoktur."

 

 

 

5822- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Fıtır sadakası vermek için bir şey bulamayan fakir kişi bu sadakayı vermek için dilenebilir mi?" diye sorduğumda: "Hayır, fıtır sadakası ancak yanında verebilecek bir şey bulunan kişiye vaciptir" karşılığını verdi.

 

 

 

5823- ibrahım(-i NehaI) der ki: "Bayram günü fıtır sadakası alan fakir kişinin kendisi için fıtır sadakası vermesine gerek yoktur."

 

 

 

5823- Abdürrezzak başka bir kanalla yukarıdakinin aynısını bildirir.

 

 

 

Çoban Olan Köle

 

5825- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Bahçede çalışan ve çobanlık yapan köle için fıtır sadakası verilir mi?" diye sorulduğunda: "Hayır, verilmez. Çünkü bu kişilerin sorumlu kılındıkları malların sadakasi verilmiştir" karşılığını verdi.

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (4/38), Muhammed b. Bekr kanalıyla İbn Cüreyc'ten rivayet etti.

 

 

 

5826- Umeyye b. Abdillah b. Halid'in bildirdiğine göre Abdulmelik b.

Mervan, İbn Alkame'ye, çoban olan köle ve bahçede çalışan kölenin sorumlu kılındıkları malların sadakasının verilmiş olmasından dolayı fıtır sadakası vermelerinin gerekmediğini yazdı. 

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (4/38), Muhammed b. Bekr kanalıyla İbn Cüreyc'ten rivayet etti.

 

 

 

5827- İbn Cüreyc der ki: "ibn Tavus'un bildirdiğine göre babası (Tavus) fıtır sadakası verirdi." Veya İbn Tavus: "Babam işçilerinin yerine fıtır sadakası verirdi" dedi. 

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (4/38), Muhammed b. Bekr kanalıyla İbn Cüreyc'ten rivayet etti.

 

 

 

5828- Nafi' der ki: "ibn Ömer Medine'de tarlasında çalışan kölelerinin, eşinin kölesinin ve bakmakla yükümlü olduğu her kişinin fıtır sadakasını verirdi. "

 

Tahric: Beyhakı (4/161), "Enes b. İyad-Nafi'" kanalıyla ve bir kısmını İbn Ebi Şeybe rivayet ettiler.

 

 

 

5829- İbn Tavus'un bildirdiğine göre babası (Tavus) tarlasında çalışan kölesinin ve sürüsüne çobanlık eden kölesinin fıtır sadakasını verirdi.

 

 

 

5830- İbn Ömer: "Kişilerin fıtır sadakasını vermek onlardan sorumlu olan kişiye aittir" demiştir.

 

 

 

5831- İbn Ebi zi'b der ki: Yezid b. Kusayt, ibnu'I-Müseyyeb'e, Urve b. ez-Zübeyr'e ve Ebu Seleme b. Abdirrahman'a kişinin sürülerine çoban olan kölelerinin yerine fıtır sadakası vermesi konusunu sorunca: "Onlar adına vermelidir" dediler. 

 

Tahric: Farklı kanallarla İbn Ebi Şeybe (4/38) rivayet etti.

 

 

 

5832- Mekhal'ün bildirdiğine göre Muaz b. Cebel ve İbn Mes'üd şöyle demişlerdir: "Tarlada çalışan köleler ile çobanlık yapan kölelerin fıtır sadakası verilmez." İbn Ömer ise: "Böylesi çobanlar için de verilmesi gerekir" dedi. Yani sürünün çobanı olan köle için de verilir.

 

 

 

5833- Nafi’ der ki: "ibn Ömer yanında bulunan, başka yerde olan ve mezrada bulunan kölelerinden yaklaşık altmış veya yetmiş kölesinin fıtır sadakasını verirdi."

Abdürrezzak der ki: "Bedeviler de fıtır sadakası olarak süt verirler.''

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe'nin (4/161), "Şafii-Nafi'" kanalıyla bildirdiğine göre İbn Ömer Vadilkura ve Hayber' de bulunan kölelerinin fıtır sadakasım verirdi.

 

 

 

5834- İbn Cüreyc der ki: Ata bana İbn Abbas'ın şöyle dediğini bildirir: "Eğer gücünüz yeterse fıtır sadakasını bayram namazından önce verin. Veya namaz esnasında verin."

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (4/35), "Abdurrahım b. Süleyman-Ata" kanalıyla İbn Abbas'ın: "Fıtır sadakasını bayram namazından önce vermek sünnettendir" dediğini rivayet etti.

 

 

 

Fıtır Sadakası Ne Zaman Verilir?

 

5835- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Fıtır sadakasını ne zaman vermektesin?" diye sorduğumda: "Ben seher vaktinde bayram namazına giderim ve namazdan önce verilmesini söylerim" karşılığını verdi.

 

 

 

5836- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'ın: "Namaz için çıktığın zaman fıtır sadakasının verilmesini söyle" dediğini işittim.

 

 

 

5837- Nafi’ der ki: "insanlar toplanan sadakaları almak için toplandıkları zaman İbn Ömer fıtır sadakasını gönderirdi. Bu da bayramdan bir veya iki gün öncedir.''

 

Tahric: Malik (1/268), Nafi' kanalıyla ve Beyhakı, (4/175), Dahhak kanalıyla rivayet ettiler.

 

 

 

5837- Nafi' der ki: "Eğer, insanlar toplanan sadakaları almak ıçın toplandıkları zaman İbn Ömer fıtır sadakasını gönderiyorsa bu da bayramdan bir veya iki gün önce demektir."

 

 

 

5839- Nafi' der ki: "Eğer, İbn Ömer fıtır sadakasını namazgaha çıkmadan önce insanlar toplanan sadakaları almak için toplandıkları zaman gönderiyorsa bu da bayramdan bir veya iki gün önce demektir."

 

 

 

5840- Ebü Seleme der ki: "Fıtır sadakasının namazgaha çıkmadan önce verilmesi emredilirdi."

 

 

 

5841- Ma'mer bildiriyor: Zühri: "Fıtır sadakasının bayramdan bir veya iki gün önce veya bayramdan bir veya iki gün sonra verilmesinde bir sakınca yoktur" dedi. Zühri, fıtır sadakasını namazgaha çıkmadan önce verirdi.

 

 

 

5842- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Fıtır sadakasını bayram sonrasına ertelememde bir sakınca var mıdır?" diye sorduğumda: "Hayır, yoktur" karşılığını verdi.

 

 

 

5843- Ubeydullah b. Ömer der ki: "Alimlerimizden, yaşlılarımızdan Salim b. Abdillah ve başkalarına ulaştım. Onlar fıtır sadakasını bayram namazına çıkmadan önce verirlerdi."

 

 

 

5844- Abdürrezzak der ki: "Ben bu sözü (bizzat kendim) Ubeydullah b.

Ömer'den de işittim."

 

 

 

5845- İbn Ömer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bayram namazına çıkılmadan önce fıtır sadakasının verilmesini emretmiştir. 

 

Tahric: Müslim, Dahhak kanalıyla Nafi'den ve Beyhaki: (4/175) rivayet ettiler.

 

 

 

5846- İbn Şihab (ez-Zühri) der ki: "Bana bildirildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanlara, fıtır sadakasını namazgaha çıkılmadan önce vermelerini emretmiş ve bunun sünnet olduğunu söylemiştir.''

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe, İbn Ebi Zi'b kanalıyla Zühri' den "munkah'" olarak rivayet etti.

 

 

 

5847- ikrime der ki: "insanlar fıtır sadakasını verir ve namazgaha çıkmadan önce (fıtrayı alanlar bundan yaptıkları) yemek yerdi. ''

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe'nin (4/36), İbn Uyeyne kanalıyla bildirdiğine göre İkrime: "Zekatını (fıtır sadakasını) namazdan önce ver" demiştir.

 

 

 

Fıtır Sadakasım Zamanı Gelince Vermek

 

5848- Ma'mer der ki: Hasan(-i Basri)'ye fıtır sadakası hakkında sorulunca onu vermemizi emretti. Ona: "insanlar aldıklarını (karşılıklı) birbirine vermektedir" denilince de: "Kişiden aldığınızı vermeyin ve verdiğinden ona yedirmeyin" karşılığını verdi.

 

 

 

5849- Sevri ile İbn Uyeyne bildiriyorlar: "Eba ishak'ın bize Amr b. Şurahbil'in fıtır sadakasını kendi malhallelerindeki mescidde topladığını ve bunu rahiplere verdiğini söyledi.'l Sevri der ki: "Başkaları ise bunu sadece Müslümanlara vermekteydi."

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe'nin (4/39), "Veki' - Ebu İshak" kanalıyla bildirdiğine göre Ebu Meysere (Amr b. Şurahbıl) dağıtılmak üzere toplanan fıtır sadakalarından rahiplere de verirdi.

 

 

 

5850- İbn Uyeyne der ki: "Eyyub (es-Sahtiyani) fıtır sadakasını tabaklarla komşularına gönderirdi."

 

 

 

5851- Ma'mer bildiriyor: "Katade, evleri Basra'daki mescide yakın olmayan kişilere fıtır sadakalarını ihtiyaç sahibi olan akrabalarına vermelerine ruhsat verdi." Abdürrezzak'a: "Sen fıtır sadakanı mescide bırakır mısın?" dediğimizde: "Eğer sadakaları orada depolamazlarsa bırakırım. Eğer depoladıklarını bilirsem komşularım arasında taksim ederim" karşılığını verdi. Bunun üzerine ona: "Ma'mer sadakasını mescide gönderirdi ki orada sadakaları depolamazlardı" dedik.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Bedeviler / Göçebeler Bayram Namazı Kılar mı?