musannef

Abdurrezzak

Namaz

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Kunut

 

4945- Ma'mer bildiriyor: Zühri: "insanlar kunutu niye yapıyor ki?" der ve şaşırarak şöyle devam ederdi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sadece birkaç gün kunut etmiş ve sonra bunu terk etmiştir." 

 

Tahric: Bera ve Enes'ten sahih şahitleri vardır.

 

 

 

4946- Zühri der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Bekr ve Ömer ölünceye kadar hiç kunut etmediler."

 

 

 

4947- Alkame ve Esved (b. Yezid): "Hz. Ömer bize uzun bir zaman namaz kıldırdı ve hiç kunut yapmadı dediler.

 

Tahric: Farklı kanallarla Tahavi (1/149) rivayet etti. 

 

 

 

4948- Esved b. Yezid ve Amr b. Meymun el-Evdi: "Ömer b. el-Hattab'ın arkasında sabah namazını kıldık ve kunut yapmadı" dediler.

 

Tahric: Farklı kanallarla Tahavi (1/149) rivayet etti.

 

 

 

4949- Alkame b. Kays'ın bildirdiğine göre İbn Mes'ud, sabah namazında kun Cıt etmezdi.

 

Tahric: Farklı kanallarla Tahavi (1/149) ve İbn Ebi Şeybe (s. 343), Veki' kanalıyla Sevri' den rivayet ettiler.

 

 

 

4950- Nafi'nin bildirdiğine göre İbn Ömer ne sabah namazında ne de vitir namazında kunüt yapmazdı.

 

 

 

4951- Osman et-Teymi der ki: Amr b. Meymün'un: "Hz. Ömer'in arkasında sabah namazını kıldık ve kunüt yapmadı" dediğini işittim.

 

Tahric: Farklı kanallarla Tahavi (1/147) rivayet etti.

 

 

 

4952- Nafi'nin bildirdiğine göre İbn Ömer sabah namazında kunüt yapmadı.

 

Tahric: Muvatta (1/174) ve farklı kanallarla Tahavi (1/149) rivayet ettiler.

 

 

 

4953- Said b. Abdirrahman'ın bildirdiğine göre İbn Abbas sabah namazını kıldı ve kunüt etmedi. İbnu'l-Mücalid'in, babasından, onun da ibrahim'den bildirdiğine göre Alkame ve Esved (b. Yezid) şöyle dediler: "Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) savaşması dışında hiçbir namazda kunüt etmemiştir. Ancak savaşta iken her namazda kunüt yapardı. Ebü Bekr, Ömer ve Osman vefat ettiler ve kunüt etmediler. Hz. Ali de Şam ahalisi ile savaşana kadar kunüt etmedi. O da savaşta iken her namazda kunüt yapardı. Muaviye de kunüt yapardı. Her kişi kendi hasmına karşı dua ederdi. "

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (s. 435); Taberani, M. el-Evsat, İbn Mes'ud kanalıyla rivayet etti. İbn Mes'ud hadisinden Beyhaki (2/213) ve Enes'ten Buhari (2/23) rivayet etti.

 

 

 

4954- Ebu'ş-Şa'sa' der ki: İbn Ömer'e sabah namazındaki kunütu sorduğumda: "Onu kimsenin yaptığını bilmiyorum" cevabını verdi. 

 

Tahric: Farklı kanallarla Tahavi (1/148) rivayet etti.

 

 

 

4955- İbn Ebi Necih der ki: Salim b. Abdillah'a: "Ömer b. el-Hattab sabah namazında kunüt eder miydi?" diye sorduğumda: "Hayır etmezdi. Bu, insanların sonradan ortaya çıkarmış olduğu bir şeydir" karşılığını verdi.

 

 

 

4956- Said b. Cübeyr'in bildirdiğine göre Hz. Ömer sabah namazında kunüt etmezdi.

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (s. 435), Veki' kanalıyla Ebu Halid'den rivayet etti.

 

 

 

4957- İbn Cüreyc bildiriyor: Hayf mescidinde İbn Abbas ve Muhammed b. Ali' den işitmiş olan bir kişi şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah namazında şu kelimelerle kunut yaparmış: "Allahım' Hidayete erdirdiklerinle beraber beni de hidayete erdir. Afiyet verdiklerinle beraber bana da afiyet ver. Dost edindiğin kullarının arasına beni de kat. Bana verdiğin şeylerde benim için bereket kıl. Takdir etmiş olduğun kaderin şerrinden beni koru. Sen takdir edensin, takdirine karşı gelinmez. Senin dostun zelil olmaz. Ey Rabbimiz' Sen yüce ve ulusun. "

 

Tahric: Farklı kanallarla İbn Nasr (131, 134) ve Beyhakı (2/210), "İbn Ebi Revvad-Bureyde b. Ebi Meryem" kanalıyla rivayet ettiler. İbn Abbas hadisinden Beyhakı (2/210) ve Hasan b. Ali'den Nesai (3/248) ile İbn Mace (1171) rivayet ettiler.

 

 

 

4958- Nuseyr b. Zu'luk der ki: "Rabı' b. Huseym'in arkasında namaz kıldım ve rükudan önce kunut yaptı. ''

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (s. 437), Vekı' kanalıyla Sevri' den rivayet etti.

 

 

 

4959- Tarık b. Şihab der ki: "Ömer b. el-Hattab sabah namazını kılıp kıraatı bitirince kunut yaptı ve rükuya gitmeden önce tekbir getirdi. ''

 

Tahric: Farklı kanallarla Tahavı (11149); İbn Ebi Şeybe (s. 438), Tahavi'nin isnadıyla Ve kı' kanalıyla Sevri' den ve İbn Nasr (134) rivayet ettiler.

 

 

 

4960- Ebu Abdirrahman es-Sülemı bildiriyor: "Hz. Ali sabah namazında kunut edeceği zaman tekbir getirdi. Sonra da rükuya gideceği zaman tekbir getirdi. ''

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (s. 438), Veki' kanalıyla Sevri'den "Rükuya vardığı zaman" lafzıyla ve İbn Nasr (134) rivayet ettiler.

 

 

 

4961- Ebu'I-Cehm bildiriyor: "Bera b. Azib sabah namazında kunüt yaptı. Kıraatı bitirdikten sonra tekbir getirdi. Aynı şekilde kunüttan sonra da tekbir getirdi."

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (s. 438), Veki' kanalıyla Sevr'i'den "Rükılya vardığı zaman tekbir getirdi" lafzıyla ve İbn Nasr (134) rivayet ettiler.

 

 

 

4962- Katade der ki: "Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebü Bekr ve Ömer sabah namazında rüküdan sonra kunüt yaptıler. Osman ise insanlar rüküya yetişsin diye rüküdan önce kunüt yapardı.''

 

Tahric: İbn Nasr (133), "Muhammed b. Yahya-Enes" kanalıyla rivayet etti. Beyhaki (2/209) Enes hadisinden uzun metinle rivayet etti.

 

 

 

4963- Enes der ki: "Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah namazında rüküdan sonra bazı Arap kabileleri için kunüt yaptı. Daha öncesi ve sonrasında ise kunutu rüku'dan önce yapardı."

 

 

 

4964- Enes b. Malik der ki: "Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edene kadar sürekli olarak sabah namazında kunüt yapardı.''

 

Tahric: Yakın metinle İbn Ebi Şeybe (s. 436) rivayet etti.

 

 

 

4965- Enes der ki: "Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah namazında rüküdan sonra kunüt yaptı."

 

 

 

4966- Humeyd der ki: Enes'e: "Nasıl kunüt yapardıniz?" diye sorduğumda: "Bazı zamanlar rüküdan önce, bazı zamanlar da rüküdan sonra kunüt yapardık" karşılığını verdi.

 

 

 

4967- Ebü ishak'ın bildirdiğine göre Alkame ve Esved (b. Yezid): "ibn Mes'üd sabah namazında kunüt etmezdi" demişlerdir.

 

 

 

4968- Ebu Rafi' anlatıyor: Ömer b. el-Hattab'ın arkasında sabah namazı kıldım. Ömer kunut yaptı ve onun kunutta şöyle dediğini işittim: "Allahım! Senden yardım ve mağfiret dileriz. Her hayırla zatını se na eder (nimetlerine) şükrederiz. Asla sana (inkar ile) küfretmeyiz. Sana iman ederiz. Sana isyan edenleri reddeder ve terk ederiz. Allahım! Ancak sana ibadet eder, sadece senin için namaz kılar ve sana secde ederiz. Ancak sana (kulluk) için çalışır ve koşarız. Rahmetini umar, azabından da korkarız. Zira senin azabın kafirlere ulaşlCldır. Allahım! Kafi ri ere azap ver ve kalplerine korku düşür. Sözlerini birbirlerine muhalif kıL. Üzerlerine azap indir. Allahım! Senin yolundan geri çeviren, peygamberlerini yalanlayan ve dostlarınla savaşan Ehl-i kitap kafi ri ere azap ver. Allahım! Mümin erkekleri ve mümin kadınları, Müslüman erkekleri ve Müslüman kadınları bağışla. Aralarını ıslah et. Kalplerini birbirlerine karşı ülfetli kıl. Kalplerinde iman ve hikmet kıL. Peygamberinin milleti üzerine sebat ettir. Sana vermiş oldukları ahdi yerine getirmelerini ilham et. Onları senin düşmanlarına ve kendilerinin de düşmanları olanlara karşı muzaffer kıL. Ey hakkın ilahı! Bizleri de onlardan eyle." Abdürrezzak der ki: Eğer ben imam olsaydım aynı şeyleri söyler ve sonra: "Allahım! Senden yardım ve mağfıret dileriz ... " derdim.

 

 

 

4969- Ata (b. Ebi Rebah) anlatıyor: Ubeyd b. Umeyr, Ömer b. elHattab'ın kunut'ta şöyle dua ettiğini bildirir: "Allahım! Mümin erkekleri ve mü min kadınları, Müslüman erkekleri ve Müslüman kadınları bağışla. Aralarını ıslah et. Kalplerini birbirlerine karşı ülfetli kıl. Onları senin düşmanlarına ve kendilerinin de düşmanları olanlara karşı muzaffer kıL. Allahım! Peygamberlerini yalanlayan ve dostlarınla savaşan Ehl-i kitap kafirlere lanet et. Allahım! Onların sözlerini birbirine muhalif kıl ve ayaklarını salla (kaydır). Üzerlerine mücrimlerden geri çevirmediğin şiddetli azabını indir. Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Allahım! Senden yardım ve mağfiret dileriz. Her hayırla zatını sena eder (nimetlerine) şükrederiz. Asla sana (inkar ile) küfretmeyiz. Sana iman ederiz. Sana isyan edenleri reddeder ve terk ederiz. Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Allahım! Ancak sana ibadet eder, sadece senin için namaz kılar ve sana secde ederiz. Ancak sana (kulluk) için çalışır ve koşarız. Rahmetini umar, azabından da korkam. Zira senin azabın kafirlere ulaşıcıdır."

 

Ubeyd b. Umeyr'in: "Kunut sabah namazının ikinci rekatında rükudan öncedir" dediğini işittim. Yine bildirildiğine göre bunlar (Besmele'den sonrakiler) İbn Mes'ud'un mushafından iki suredir ve İbn Mes'ud her gece onlarla vitir namazını kılardı. Sabah namazında kunutu sesli olarak okurdu. Ona: "Sen farz namazda istiğfar etmekten hoşlanmazsın. işte Ömer farz namazda istiğfar etmiştir" diye sorduğumda: "O, namazı bitirdikten sonra dua etmektedir" karşılığını verdi.

 

Tahric: İbn Nasr, Kıyamu'l-Leyl'de (135); Beyhakı (2/210), Süfyan kanalıyla İbn Cüreyc'den ve İbn Ebi Şeybe (s. 438), İbn Ebi Leyla kanalıyla Ata' dan rivayet ettiler.

 

 

 

4970- MeymOn b. Mihran bildiriyor: Ubey b. Ka'b (kunut'ta) şöyle derdi:

"Allahım! Senden yardım ve mağfiret dileriz. Her hayırla zatını se na eder (nimetlerine) şükrederiz. Asla sana (inkar ile) küfretmeyiz. Sana isyan edenleri reddeder ve terk ederiz. Allahım! Ancak sana ibadet eder, sadece senin için namaz kılar ve sana secde ederiz. Ancak sana (kulluk) için çalışır ve koşarız. Azabından da korkar ve rahmetini umarız. Zira senin azabın kafirlere ulaşıcıdır."

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (s. 438), Cafer b. Burkan kanalıyla rivayet etti.

 

 

 

4971- Ebu Osman en-Nehdi bildiriyor: "Hz. Ömer sabah namazında Kur'an'dan yüz ayet okunabilecek bir zaman süresince kunut yapardı.''

 

Tahric: İbn Nasr, Kıyamu'l-Leyl'de (136) ve İbn Ebi Şeybe (s. 438), "Huşeym-Ebu Osman" kanalıyla rivayet ettiler.

 

 

 

4972- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Hz. Ömer sabah namazında iki süre ile kunüt yapardı.

 

Tahric: İbn Nasr, Kıyamu'l-Leyl'de (134), Ömer b. el-Hattab kanalıyla ve Tahavi (1/147), Vehb b. Cerir kanalıyla Şu'be' den rivayet ettiler.

 

 

 

4973- Ebü Reca el-Utaridi der ki: "ibn Abbas, Basra'da vali iken bize sabah namazı kıldırdı ve rüküdan önce kunüt yaptı.''

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (s. 437), Mervan b. Muaviye kanalıyla Avf'tan rivayet etti.

 

 

 

4974- Abdullah b. Habib'in bildirdiğine göre Hz. Ali sabah namazında rükudan önce kunut yapardı. Vitir namazında da rükudan önce kunut yapardı. Avf'ın bildirdiğine göre de Hz. Ali rüküdan önce de kunut yapardı.

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (s. 437), Huşeym kanalıyla Ata b. es-Saib' den rivayet etti.

 

 

 

4975- Bera b. Azib'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah ve akşam namazlarında kunut yapardı. 

 

Tahric: Farklı kanallarla İbn Ebi Şeybe (s. 436); aynı kanallarla Tahavi (1/142) ve Müslim rivayet ettiler.

 

 

 

4976- Abdullah b. Ma'kil bildiriyor: "Hz. Ali akşam namazında rükudan önce kunut ederek bazı kişilere ve o kişilerin taraftarlarına beddua etti. Rükudan önce kunut yaptı."

 

Tahric: Farklı kanallarla İbn Ebi Şeybe (s. 439) ve Beyhaki (2/204) "Süfyan-Ali" kanalıyla rivayet ettiler.

 

 

 

4977- Abdulkerım b. Ebi'l-Muharik anlatıyor: Hasan(-ı BasrI), Ebu Rafı' esSaiğ ile karşılaştı. Ben ikisi arasında idim. Hasan: "Kunut rükudan öncedir" deyince, Ebu Rafi': "Hayır, rükudan sonradır, biz Ömer'le öyle yaptık" karşılığını verdi. Hasan: "Ne kadar bir süre Ömer'le öyle yaptınız?" diye sorunca: "iki ay, hayır iki yıl kadar yaptık" cevabını verdi. Abdulkerim parmağıyla işaret ederek bunun sabah namazında yapıldığını ima etti.

 

 

 

4978- Abdurrahman b. el-Esved el-Kahili bildiriyor: Hz. Ali sabah namazında şu iki dua ile kunut yapardı. Ancak ikinci duayı öne alarak şöyle derdi: "Allahım! Ancak sana ibadet eder, sadece senin için namaz kılar ve sana secde ederiz. Ancak sana (kulluk) için çalışır ve koşarız. Rahmetini umar, azabından da korkarız. Zira senin azabın kafirlere ulaşlcıdır. Allahım! Senden yardım ve hidayet dileriz. Her hayırla zatını se na eder (nimetlerine) şükrederiz. Asla sana (inkar ile) küfretmeyiz. Sana iman ederiz. Sana isyan edenleri reddeder ve terk ederiz."

 

Hakem'in Tavus'tan bildirdiğine göre İbn Abbas şöyle dedi: "Hz. Ömer de bu iki dua ile rüku'dan önce kunut yapardı. Ancak Ali'nin sonra okumuş olduğunu önce, önce okumuş olduğunu da sonra okudu. ikisi de aynı şeydir."

 

Tahric: Farklı kanallar ve farklı bir lafızla İbn Ebi Şeybe (s. 438) ve Beyhaki (2/205), Matar b.

Halife kanalıyla Abdurrahman b. Suveyd el-Kahili'den rivayet ettiler.

 

 

 

4979- İbn Uyeyne bildiriyor: Muharik'in bildirdiğine göre Tarık b. Şihab:

"Hz. Ömer kunut yaptı" demiştir. Arkadaşlarımızın Muharik vasıtasıyla Tarık'tan bildirdiğine göre Ömer kunut yaptıği zaman tekbir getirmiştir. Yani kıraattan sonra secdeye gideceği zaman tekbir getirmiştir .

 

 

 

4980- Said bildiriyor: Rafi' ve Ebu Katade: "Hz. Ömer'in arkasında sabah namazını kıldık. 0, rükudan sonra kunut yaptı" dediler. Biri: "Ellerini kaldırdı" derken, diğeri: "Ellerini kaldırmadı" dedi.

 

 

 

4981- Ebu Seleme bildiriyor: Ebu Hureyre öğle ve yatsı namazlarının son rekatında kunut yapardı. Sabah namazında da: "Semiallahu limen hamideh" dedikten sonra kunut ederek müminlere dua edip kafirlere lanet eder ve Resulullah' ın da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu şekilde yaptığını söylerdi.

 

 

 

4982- Amr bildiriyor: Hasan(-ı BasrI) vitir ve sabah namazlarında şöyle dua ederdi: "Allahım! Senden yardım ve mağfiret dileriz. Her hayırla zatını se na eder (nimetlerine) şükrederiz. Asla sana nankörlük etmeyiz. Sana iman ederiz. Sana isyan edenleri reddeder ve terk ederiz. Allahım! Ancak sana ibadet eder, sadece senin için namaz kılar ve sana secde ederiz. Ancak sana (kulluk) için çalışır ve koşarız. Rahmetini umar ve azabından korkarız. Zira senin azabın kafirlere ulaşıcıdır. Allahım! Senin yolundan geri çeviren, peygamberlerini yalanlayan ve dostlarınla savaşan Ehl-i kitap kafi ri ere azap ver. Allahım! Mümin erkekleri ve mümin kadınları, Müslüman erkekleri ve Müslüman kadınları bağışla. Allahım! Aralarını ıslah et ve kalplerini birbirlerine karşı ülfetli kıl. Kalplerinde iman ve hikmet kıl. Onlara vermiş olduğun nimetten dolayı şükretmelerini ve onlardan almış olduğun ahdi yerine getirmelerini ilham et. Peygamberinin milleti üzerine vefat ettir. Onları senin düşmanlarına ve kendilerinin de düşmanları olanlara karşı muzaffer kıl. Ey hakkın ilahı! Bizleri de onlardan eyle."

 

Böyle dedikten sonra da secdeye kapanırdı. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) salavat getirerek buna bir şey eklemezdi. Ona soran biri: "Ey Ebu Said! Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) salavat getirerek veya dua ederek veya tesbih ederek veya tekbir getirerek buna bir şey eklenir miydi?" diye sorunca: "Sizi bundan menetmem, ama Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabının buna bir şeyeklemediğini ve eklenmek istendiğinde öfkelendiklerini işittim" derdi.

 

 

 

4983- İbn Tavus'un bildirdiğine göre babası (Tavus): "Kunüt etmek Allah'a itaattir" derdi. O, kunüt ederken Bakara Süresinin ilk dört ayetini, sonra: "Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde akıl sahiplerine şüphesiz deliller vardır ... Ey iman edenler! Sabredin, düşmanlarınızdan daha sabırlı olun, cihada hazır bulunun, Allah'a karşı gelmekten sakının ki başarıya erişebilesiniz"[Al-i İmran, 190-200] ayetlerini, sonra: "Allah, ondan başka tanrı olmayan, kendisini uyuklama ve uyku tutmayan, diri, her an yaratıklarını gözetip durandır. Göklerde olan ve yerde olan ancak onundur. Onun izni olmadan katında şefaat edecek kimdir? Onların işlediklerini ve işleyeceklerini bilir, dilediğinden başka ilminden hiçbir şeyi kavrayamazlar. Hükümranlığı gökleri ve yeri kaplamıştır, onların gözetilmesi ona ağır gelmez. O yücedir, büyüktür"[Bakara, 255] ayetini, sonra:

"Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır ... Bize gücümüzün yetmeyeceği şeyi taşıtma, bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen Mevlamızsın, kafirlere karşı bize yardım et''[Bakara, 284-286] ayetlerini sonra da ihlas, Felak ve Nas sürelerini okurdu.

Sonra: "Allahım! Ancak sana ibadet eder, sadece senin için namaz kılar ve sana secde ederiz. Ancak sana (kulluk) için çalışır ve koşarız. Rahmetini umar, azabından da korkarız. Zira senin azabın kafirlere ulaşıcıdır. "Allahım! Senden yardım ve bağışlanma dileriz. Her hayırla zatını sena eder (nimetlerine) şükrederiz. Asla sana nankörlük etmeyiz. Sana iman ederiz. Sana isyan edenleri reddeder ve terk ederiz" derdi.

ibn Cüreyc der ki: "Bunların Bakara Süresinden iki ayet olduğunu ve ihlas Süresinden sonra olduklarını zikretmişlerdir."

 

 

 

 

 

ibn Cüreyc, İbn Tavus'tan şöyle bildirir: "Babam bunları sabah namazında sessiz olarak okurdu. Bunları öğle ikindi ve yatsı namazlarında söyleyip: "Bunlar, öğle ikindi ve yatsı namazlarının son iki rekatında okunur. Öğle namazının son iki rekatındaki ilk rekatta üst tarafta zikredilmiş olan Bakara Suresinin ayetleri okunur. ikinci rekatında ise bunlara benzer şeyler okunur. ikindi ve yatsı namazında da aynı şekildedir" derdi. Babam vitir namazını kılar ve bu şekilde okurdu.

 

 

 

4984- Ebu'I-Havra der ki: Hz. Hasan b. Ali'ye: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiği gün sen kim gibi idin ve Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aklında kalan nedir?" diye sorduğumda şöyle anlattı:

 

Aklımda kalan şudur: Bir gün adamın biri Resalullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelerek bir şey hakkında soru sordu. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Seni şüpheye düşüren şeyi bırak ve şüpheye düşürmeyen şeye yöne!. Kötülük seni şüpheye düşürür. iyilik ise tatmin eder" buyurdu.

 

Şunları da hatırlamaktayım: Bir gün Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) önünde sadaka hurmalarından bir yığın varken yanına geldim. Bir hurma aldım ve ağzıma attım. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beni arkamdan tutarak elini ağzıma soktu ve hurmayı tükürükle beraber çıkarıp yığına geri attı. Ashab: "Bıraksaydın da çocuk hurmayı yeseydi" deyince: "Sadaka Muhammed'in ailesine helal değildir" buyurdu.

 

Bana kunutun sonunda edeceğim şu duayı da öğretti: "Allahım! Hidayete erdirdiklerinle beraber beni de hidayete erdir. Afiyet verdiklerinle beraber bana da afiyet ver. Dost edindiğin kullarının arasına beni de kat. Bana verdiğin şeylerde benim için bereket kıL. Takdir etmiş olduğun kaderin şerrinden beni koru. Sen takdir edensin. takdirine karşı gelinmez. Senin dost edindiğin zelil. düşman edindiğin de şerefli olmaz. Ey Rabbimiz! Sen yüce ve ulusun."

 

Muhammed b. Ali kuşatılmış iken yanına girdim ve Hasan'dan naklederek bunu kendisine anlattım. Bunun üzerine o: "Bunlar, kunutta okumak için bize öğretilen dualardır" dedi ve bu duaları Hasan b. Umare'nin hadisinde olduğu gibi zikretti.

 

 

 

4985- Hz. Hasan b. Ali der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kunutta şu sözleri okumamı öğretti ... 

 

 

 

4986- Hasan(-ı Basri) der ki: "Hz. Ömer kunutu rükudan sonra, Osman ise insanlar rükuya yetişsin diye rükudan önce yapmıştır."

 

 

 

4987- Abdürrezzak bildiriyor: Ma'mer'in bildirdiğine göre Hasan(-i BasrI) sabah namazının bir rekatını kaçırıp da imamla sadece bir rekat kılan ve imamla kunut eden kişi hakkında: "ikinci rekatı kıldığı zaman yine kunut eder" demiştir. Ma'mer ve Katade: "Bu durumdaki kişi kunut etmez" dediler. Ma'mer: "Ancak kunut ederse daha iyidir. Etmemesi halinde de bir sakınca yoktur" dedi.

 

 

 

4988- Nu'man b. Kays der ki: "Ubeyde'nin arkasında namaz kıldım. O, sabah namazında rükudan önce kunut yaptı."

 

 

 

4989- İbn Cüreyc der ki: Bir başkaları kunut'ta şöyle derlerdi: "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Allahım! Sadece senin için namaz kılar ve sana secde ederiz. Ancak sana ibadet eder, sadece senin için namaz kılar ve sana secde ederiz. Ancak sana (kulluk) için çalışır ve koşarız. Rahmetini umar, şiddetli azabından da korkarız. Zira senin azabın kafirlere ulaşıcıdır. Allahım! Senden yardım ve bağışlanma dileriz. Zatını sena eder (nimetlerine) şükrederiz. Asla sana nankörlük etmeyiz. Sana iman ederiz. Sana isyan edenleri reddeder ve terk ederiz. Allahım! Kendimizi sana teslim ettik. Yüzlerimizi sana dönerek namaz kıldık. Ümit ve korku içinde sırtımızı sana dayayarak sana sığındık. Senden kurtulmaya, senden başka sığınılacak bir yer yoktur. indirmiş olduğun Kitab'ına ve göndermiş olduğun Peygamberine iman ettik. Allahım! Mümin erkekleri ve mü min kadınları, Müslüman erkekleri ve Müslüman kadınları bağışla. Aralarını ıslah et. Kalplerini birbirlerine karşı ülfetli kıL. Kalplerinde iman ve hikmet kıL. Sana vermiş oldukları ahdi yerine getirmelerini ilham et. Peygamberinin milleti üzerine sebat ettir. Onları senin düşmanlarına ve kendilerinin de düşmanları olanlara karşı muzaffer kıl ey hakkın ilahı! Allahım! Kafirlere azap ver, kalplerine korku düşür ve sözlerini birbirlerine muhalif kıL. Üzerlerine azap indir. Allahım! Peygamberlerini yalanlayan, senin yolundan geri çeviren ve dostlarınla savaşan Ehl-i kitap kafirlere azap ver. Allahım! Bizi bağışla, bize rahmet et ve bizden razı ol."

 

 

 

4990- İbn Sırın bildiriyor: "Ubey b. Ka'b vitir namazında rükudan sonra kunut yaptı."

 

Tahric: Başka bir lafızla İbn Nasr (133) rivayet etti.

 

 

 

4991- Nehai bildiriyor: "ibn Mes'ud sene boyunca vitir namazında kunut yapardı.''

 

Tahric: İbn Nasr (131) rivayet etti.

 

 

 

4992- Abdullah (b. Mes'ud)'un bildirdiğine göre Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vitir namazında rüküdan önce kunüt etmiştir. 

 

Tahric: Nasbu'r-Raye'de (2/124) geçtiği üzere İbn Ebi Şeybe, Darakutni ve Beyhaki rivayet ettiler.

 

 

 

4993- ibrahım(-i NehaI) der ki: "Sene boyunca vitir namazında kunüt rüküdan öncedir.''

 

Tahric: Yakın metinle İbn Ebi Şeybe (s. 434) rivayet etti.

 

 

 

4994- Hişam'ın bildirdiğine göre Hasan(-ı BasrI) ve İbn Sırın vitir namazında rüküdan önce kunüt yapardı. Abdürrezzak der ki: "Kişi rüküdan kalktıktan sonra tekbir getirir. Secdeye gideceği zaman da tekrar tekbir getirir. Bizim de görüşümüz budur."

 

 

 

4995- Ma'mer der ki: Zühri: "Ramazan ayının son yarısı dışında sene boyunca kunüt yoktur" dedi. Oysa ben Ramazan ayının ilk yarısı dışında sene boyunca kunüt ederim. Hasan(-ı BasrI) de bu şekilde yapardı. Katade ve başkaları da Hasan'ın böyle yaptığını zikrederler.

 

 

 

4996- Hişam bildiriyor: "Hasan(-ı Basri), Ramazan ayının ilk yarısı dışında sene boyunca vitir namazında kunüt yapardı. İbn Sırın ise Ramazan ayının son yarısı dışında sene boyunca kunüt yapmazdı. ''

 

Tahric: Farklı bir lafızla İbn Nasr ve Ebi Şeybe (s. 434), "Ezher es-Semman-İbn Sirin" kanalıyla rivayet etmiştir.

 

 

 

4997- Zübeyr b. Adiy bildiriyor: ibrahım(-i NehaI) vitir namazının kunütunda şu iki süreyi okumayı müstehap görürdü: "Allahım! Senden yardım ve mağfiret dileriz. Zatını sena eder (nimetlerine) şükrederiz. Asla sana nankörlük etmeyiz. Sana isyan edenleri reddeder ve terk ederiz. Allahım! Ancak sana ibadet eder, sadece senin için namaz kılar ve sana secde ederiz. Ancak sana (kulluk) için çalışır ve koşarız. Rahmetini umar, azabından da korkarız. Zira senin azabın kafirlere ulaşıcıdır."

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (s. 431), Sevr! kanalıyla "kısa metinle" rivayet etti.

 

 

 

4998- Zühri der ki: "Ramazan ayında vitir namazında (kunüt ederken) eller kaldırılmaz.''

 

Tahric: İbn Nasr, Kıyamu'l-Leyl'de (134) rivayet etti.

 

 

 

4999- İbn Şihab (ez-Zühri) der ki: "Ramazan ayında vitir namazında (kunüt ederken) eller kaldırılmaz."

 

 

 

5000- İbn Cüreyc bildiriyor: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Mekke ahalisinin Ramazan ayında vitir namazından sonra dua etmeleri hakkında ne dersin?" diye sorduğumda: "Bidattır, ben Mekke'ye gittiğimde insanlar bunu yapmıyordu. Ancak bunu sonra ortaya çıkardılar" karşılığını verdi.

 

 

 

5001- ibrahım(-i Nehai) der ki: "Kişi vitir namazının son rekatında kıraat bitince tekbir getirir. Sonra sesli bir şekilde kunut eder. Sonra rüku'ya gitmek istediğinde bir daha tekbir getirir. Kişi vitir namazında (kunüt edeceği zaman) ellerini kaldırır. Kunut'taki kıyam süresi, inşikak Süresini okuma zamanı kadar bir süredir.2 Esved rahatsız iken yanına gitmiştim. Vitir namazını kılcağım zaman ayağa kalktım. Bir kişi Esved'i (rahatsızlığından dolayı) yaslamaktaydı. 0, kunütu daha öncekinden kısa olur korkusuyla daha da uzattı."

 

Tahric: İbn Nasr (133) ve İbn Ebi Şeybe (2/307) rivayet ettiler. 2 İbn Nasr (136) ve İbn Ebi Şeybe (2/308) rivayet ettiler.

 

 

 

5002- Abdürrezzak başka bir kanalla yukarıdakinin aynısını bildirir.

 

 

 

5003- Zühri der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kunut'ta dua edeceği zaman ellerini göğsü seviyesine kadar kaldırırdı. Sonra da ellerini yüzüne sürerdi." Abdürrezzak der ki: "Ben Ma'merin de öyle yaptığını gördüm."

 

Abdürrezzak'a: "Vitir namazında dua edeceğin zaman ellerini kaldırır mısın?" diye sorduğumzda: "Evet, vitir namazının sonunda kısa bir süre kaldırırım" karşılığını verdi. 

 

Tahric: Şahitleri vardır. Silib b. Yezid'den Ebu Davud (1492), Hz. Ömer'den ve İbn Abbas'tan Dua'da (212, 213) Taberani ve Hilkim (1/536) rivayet ettiler.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

(Günahlara) Kefaret Olan Namaz