musannef Abdurrezzak |
Namaz |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Hangi Şartta Kim İmam
Olur?
Cemaat Toplandığında
imamlıkta Öncelik
3806- İbn Cüreyc der ki:
Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Bir yolculukta, Kureyşli, Arap, azatlı, köle ve çöl
halkından bir bedevi bir araya gelince, hangisi imam olur?" diye sorunca:
"En fakihleri imam olur. Eğer fıkıhta eşit olurlarsa okuması en güzel olan
imam olur. Eğer fıkıh ve kıraatta eşit olurlarsa en yaşlıları imam olur"
cevabını verdi. Ben: "Fıkıh ve kıraatta eşit olurlarsa ve en yaşlıları
köle olursa, yaşından dolayı Kureyşli ve diğerlerine imam olabilir mi?"
diye sorunca: "Evet. En alimleri, en güzelokuyanları ve en yaşlıları neden
kendilerine imam olmasın ki!" karşılığını verdi. Servi de bu görüşteydi.
3807- İbn Ömer der ki:
"Ebu Huzeyfe'nin azatlısı salim, Kuba mescidinde Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ashabından olan ilk muhacirlere ve Ensar'a imamlık yapardı.
Bunlar arasında Ebu Bekr, Ömer, Ebu Seleme, Zeyd ve Amir b. Rabia da vardı.
"
Tahric: Beyhaki,
"İbn Vehb-İbn Cüreyc" kanalıyla; Buhari yakın metinle ve Ebu Davud
başka bir metinle rivayet ettiler. Beyhaki'ye (3/89) bakınız.
3808- Ebu Mes'ud'un
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Cemaate, en iyi okuyan kimse imam olur. Eğer kıraatte (okumada) herkes
eşitse, en önce hicret eden; hicrette eşitseler, sünneti en iyi bilen: sünneti
bilmede eşitseler en yaşlıları imam olur. Kişiye, kendi yetkisi alanında olan
yerde imam olunmaz ve izin vermedikçe bir kimsenin evinde ona ait yere
oturulmaz."
Tahric: Müslim ve farklı
kanallarla Tirmizi (1/196) rivayet ettiler.
3809- Ebu Mes'ud
el-Ensari'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Cemaate, Allah'm Kitab'mı en iyi okuyan kimse imam olur. Eğer
kıraatte herkes eşitse, sünneti en iyi bilen: sünneti bilmede eşitseler, en
önce hicret eden: hicrette de eşitseler, yaşca büyük olan imam olur. Kişiye,
kendi yetkisi alanında olan yerde imam olunmaz ve izin vermedikçe bir kimsenin
evinde evsahibine ait yere oturulmaz."
3810- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bir
topluluğa, ancak en iyi okuyanları imam olur" buyurdu.
Tahric: Ebü Mes'üd
hadisinden şahidini Müslim (673), Ebü Davud (582), Tirmizi (235) ve Nesai
(2/76) rivayet etti.
3811- Eyyub, bir
adamdan, o da Amr b. Seleme'den nakletti: "Cerm kabilesinden bir heyet
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelince, Allah'ın Resulü, Kur'an'ı
en çok bilenleri olan Amr b. Seleme'ye onlara imamlık yapmasını emretti. Amr,
bu heyetin en genciydi."
3812- Muhacir b. Damra
der ki: Ebu Seleme b. Abdirrahman ve Said b. Cübeyr bir araya gelince, Said,
Ebu Seleme'ye: "Bize anlat, biz sana uyarızlı dedi. Ebu Seleme şöyle dedi:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Üç kişi yolculuğa
çıkınca onlara en iyi okuyanları imamlık yapsın. Eğer onlara imamlık yapan en
küçükleri olsa bile onlara emır olur." Ebu Seleme: "Bu (en iyi
okuyanınız) Resulullah' ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) size tayin ettiği
emırdir" dedi.
Tahric: İbn Ebi Şeybe
(s. 230), "Veki'-Ebu Seleme" kanalıyla rivayet etti.
3813- Ubeyd b. Umeyr
anlatıyor: Ömer b. el-Hattab binekler üzerinde Kabe'ye doğru yol alan bir
kafile ile karşılaşınca: "Siz kimsiniz?" diye sordu. içlerinden yaşça
en genç olanı: "Allah'ın Müslüman kullarıyız" karşılığını verdi.
Ömer: "Nereden geliyorsunuz?" diye sorunca, genç: "Uzak bir
yoldan geliyoruz" karşılığını verdi. Ömer: "Nereye gidiyorsunuz?"
diye sorunca, genç: "Beytu'I-Atık'e (Kabe'ye) gidiyoruz" karşılığını
verdi. Bunun üzerine Ömer, kendi kendine: "Allah'a andolsun ki bu genç,
emır olmayı hak ediyor" dedi ve onlara: "Emıriniz kim?" diye
sordu. Genç içlerinden yaşlı bir adamı gösterince, Ömer kendisine güzel cevap
veren genci kastederek: "Hayır! Emırleri sensin!" dedi.
3814- İbn Cüreyc der ki:
Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Bir topluluğun en fakihi imamlık için bir başkasını
yerine geçirebilir mi?" diye sorunca: "Bunda bir sakınca yoktur. Ben
bunu yapıyorum" cevabını verdi.
3815- Amr b. Seleme
el-Cermi der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanından bize bir
heyet geldi ve namazı öğretti. Sonra bize: "Kur'an') en fazla bileniniz
size imam olsun" dedi. Amr b. Seleme henüz büluğ çağına gelmemesine rağmen
kendilerine imamlık yapıyordu.
Menzil (Ev / Çadır)
Sahibinin imamlığı
3816- İbn Cüreyc der ki:
Ata (b. Ebi Rebah): "Rab' sahibi yanına gelenlere imamlık yapar"
deyince, ben: "Rab' nedir?" diye sordum. Ata: "Menzil (ev)
sahibi demektir" cevabını verdi.
3817- İbn Cüreyc der ki:
Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Kureyşli, Arap, bedevi, azatl, ve kölenin her
birinin bir çadırı olsa ve biri diğerinin çadırına gitse, namaz vakti gelince
hangisi imam olur?" diye sorunca: "Çadır sahibi imam olur. Bu, onun
hakkıdır ve bu imamlık hakkını dilediğine verir" cevabını verdi.
3818- Katade bildiriyor:
Ebu Said yemek yaptıktan sonra Ebu Zer, Huzeyfe ve İbn Mes'ud'u davet etti.
Namaz vakti gelip Ebu Zer onlara namaz kıldırmak için ileri geçince Huzeyfe:
"Geri çekiL. Ev sahibi imamlık için daha çok hak sahibidir" dedi. Ebu
Zer: "Öyle mi ey İbn Mes'ud?" diye sorunca, İbn Mes'ud:
"Evet" cevabını verdi; bunun üzerine Ebu Zer geri çekildi.
3819- İbn Cüreyc der ki:
Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Büluğ çağına gelmeyen çocuk kavmine imamlık
yapabilir mi?" diye sorunca: "Büluğ çağına gelmese de onlara imamlık
yapabilir, ancak kendisine: ''Bu senin hakkındır'' denir. Bu çocuk isterse
hakkı olduğu için onlara imamlık yapar, dilerse bu hakkını başkasına
verir" cevabını verdi.
3820- Zühri bildiriyor:
İbn Ömer Mekke'ye gelince, konakladığı yerde bazıları kendisini ziyaret
ettiler. Namaz vakti gelince onlara imamlık yaptı ve (iki rekatta) selam
verince: "Siz namazınızı tamamlayın" dedi.
Tahric: Beyhakı (2/126),
Amr kanalıyla başka bir lafızla rivayet etti.
3821- Murre el-Hemdani
der ki: İbn Mes'ud'u görmek için evine gittiğimde bana: "Ebu Musa
el-Eş'ari'nin yanındadır" denildi. Oraya gittiğimde, Abdullah ve Huzeyfe
oradaydı. Abdullah, Huzeyfe'ye: "(Duyduğum) sözleri söyleyen sen
misin?" diye sorunca, Huzeyfe: "Evet Vallahi ben söyledim. O özleri
insanların bunu falan kişi okudu ve filan kişi okudu deyip israiloğulları gibi
ayrılmalarını istemediğim için söyledim" cevabını verdi. Namaz için kamet
getirilince de, ev sahibi olduğu için Ebu Musa namazı kıldırdı.
3822- Beni Useyd'in
azatlısı Ebu Sa'd der ki: Ben köleyken evlendim ve Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ashabı olan Ebu Zer, İbn Mes'ud ve Huzeyfe'yi davet ettim.
Namaz vakti gelip Huzeyfe bize namaz kıldırmak için ileri geçince Ebu Zer veya
başkası: "Bu hak senin değildir" deyip köle olmama rağmen beni ileri
geçirdiler ve onlara namaz kıldırdım.
Tahric: İbn Ebi Şeybe
(s. 388), "Muhammed b. Fudayl-Ebu Useyd'in azatlısı Ebu Said"
kanalıyla ve Beyhaki (3/126), "Hişam- Beni Useyd'in azatlısı Ebu
Said" kanalıyla rivayet ettiler.
3823- İbn Cüreyc der ki:
Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Köle ve bedevi Kur'an okumayı bilmiyorlarsa,
yanlarına gelen misafirlere imamlık yapabilirler mi?" diye sorunca:
"Ömrüme yemin olsun ki hayır, imamlık yapamazlar" cevabını verdi.
Ben: "Sadece Fatiha Suresini biliyorlarsa" deyince ise: "Onların
fıkıh bilgisinin olmamasından ve hiçbir şey bilmeyen cahil kişiler olmalarından
korkarım" karşılığını verdi.
Kölenin imamlığı
3824- İbn Cüreyc,
Abdullah b. Ebi Muleyke'den bildirir: Kendisi, babası, Ubeyd b. Umeyr, Misver
b. Mahreme ve başkaları vadinin en yüksek yerinde olan müminlerin annesi Hz.
Aişe'nin yanına giderler, Hz. Aişe'nin azatlısı olan Ebu Amr (o vakitler) azad
edilmemiş bir köle olmasına rağmen kendilerine imamlık yapardı.
Ebu Amr, Hz. Aişe'nin
ailesinin, Muhammed b. Ebi Bekr, Urve ve ailelerinin imamıydı. Ancak Abdullah
b. Abdurrahman b. Ebi Bekr'in olduğu yerde Ebu Amr imamlık yapmazdı. Hz. Aişe
onun için: "Ebu Amr, ben vefat edip beni kabrime koyduğu zaman artık
hürdür" demiştir.
Tahric: İbn Ebi Şeybe
(s. 388), "Veki'-Hz. Aişe" kanalıyla başka bir lafızla rivayet etti.
3825- Abdurrahman b.
el-Kasım, babasından bildiriyor: Hz. Aişe'ye Zekvan adlı kölesi imamlık
yapardı. İbn Ebi Muleyke Muleyke der ki:
"Zekvan, Hz.
Aişe'nin yanına gelenlere imamlık yapardı. Sadece Abdullah b. Abdirrahman b.
Ebi Bekr gelince namazı Zekvan değil o kıldırırdı."
3826- Hammad (b. Ebi
Süleyman) der ki: ibrahim(-i Nehai)'e: "Köle imam olabilir mi?" diye
sorunca: "Namazı doğru kıldırırsa evet" cevabını verdi.
Körün imamlığı
3827- Zühri bildiriyor:
"Resulullah' ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından zannedersem Bedir
ehlinden dedi- bazıları (sonradan) gözleri kör olmalarına rağmen aşiretlerine
imamlık yaparlardı. Bunlar arasında Abdullah b. Ümmü MektOm, itban b. Malik ve
Muaz b. Afra da vardır."
Tahric: İbn Ebi Şeybe
(s. 386), Abdu'l-A'la kanalıyla Ma'mer'den bu isnadla rivayet ettiler.
3828- Şa’bi der ki:
"Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Tebuk gazvesine giderken
yerine imamlık yapması için gözleri görmeyen İbn Ümmü Mektum'u bıraktı.''
Tahric: İbn Ebi Şeybe
(s. 385), "Ebu Usame-Şa'bi''' kanalıyla başka bir lafızla ve Ebu Davud,
Enes kanalıyla başka bir lafızla rivayet ettiler. Aynı raviden İbn Sa'd (2/205)
ve İbn Ebi Şeybe (2/512) rivayet etti.
3829- Sa'd b. ibrahım
der ki: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sefere çıkınca yerine
Medine'de İbn Ümmü MektOm'u bırakırdı."
3830- İbn Cüreyc der ki:
Doğru söylediğini bildiğim birisi şöyle dedi:
"Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir yere gidince, Abdullah b. Ümmü MektOm'a, Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber çıkmayan ve çıkmaya gücü
yetmeyen sahabeye imamlık yapmasını emretti.''
Tahric: Amr b. Seleme
hadisinden Buhari (5/124) rivayet etti.
3831- İbn Cüreyc der ki:
Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Gözleri görmeyen kişi bir topluluğa imamlık
yapabilir mi?" diye sorulunca: "Eğer en fakihleriyse neden
olmasın" karşılığını verdi. Bir kişi Ata'ya: "Ya kıbleyi
şaşırırsa?" diye sorunca, Ata: "Eğer şaşırırsa onu kıbleye doğru
çevirirler. Eğer en fakihleriyse onlara imamlık yapar" cevabını verdi.
Tahric: İbn Ebi Şeybe
(386), "Revh b. Ubade-Ata" kanalıyla rivayet etti.
3832- Hammad (b. Ebi
Süleyman) der ki: ibrahım(-i Nehai)'ye: "Kör olan imamlık yapabilir
mi?" diye sorunca: "Eğer namazı doğru kılarsa evet" cevabını
verdi.
Tahric: İbn Ebi Şeybe
(s. 386), Veki' kanalıyla Sevri' den bu isnadla rivayet etti.
3833- İbn Abbas,
gözlerini kaybedince: "Beni kıbyele kendileri çevirdikleri halde nasıl
onlara imamlık yapabilirim ki?" demiştir.
Tahric: İbn Ebi Şeybe
(s. 386), "Veki'-Said" kanalıyla rivayet etti.
3834- Said b. Cübeyr der
ki: "ibn Abbas gözlerini kaybettikten sonra kendilerine tek parça
giysiyle, evin her tarafını kaplayan bir kilimin üzerinde imamlık yaptı.''
Tahric: İbn Ebi Şeybe,
"Muhammed b. el-Hasan-Said b. Cübeyr" kanalıyla rivayet etti.
3835- Katade'nin
bildirdiğine göre İbn Abbas gözlerini kaybettikten sonra onlara imamlık
yaparmış.
Zina'dan Doğan çocuğun
imamlığı
3836- İbn Cüreyc der ki:
Süleyman b. Musa, Ata (b. Ebi Rebah)'a:
"Zinadan doğan kişi
eğer topluluk razıysa onlara imamlık yapabilir mi?" diye sorunca, Ata:
"Evet" cevabını verdi. Süleyman da: "Biz de bu görüşteyiz"
dedi.
Tahric: ibn Ebi Şeybe
(s. 387), Vekı' kanalıyla Ebu Hanıfe'den başka bir lafızla rivayet etti.
3837- İbn Cüreyc der ki:
"Amr b. Dinar bunda bir sakınca görmemiştir."
3838- Hammad (b. Ebi
Süleyman) der ki: ibrahım(-i Nehai)'ye; zinadan doğan çocuğun, bedevinin,
kölenin ve amanın imamlık yapıp yapamayacaklarını sorduğumda: "Eğer namazı
doğru kılarlarsa evet" cevabını verdi.
Tahric: İbn Ebi Şeybe
(s. 387), Vekı' kanalıyla Sevri' den bu isnadla başka bir lafızla rivayet etti.
3839- Şa'bi der ki:
"Zinadan doğan çocuk evlenir, kendisine kız verilir, şahitliği geçerlidir
ve imamlık yapabilir.''
Tahric: İbn Ebi Şeybe
(s. 387), Veki' kanalıyla Sevri'den bu isnadla "kısa bir metinle"
rivayet etti.
3840- Ma'mer der ki:
Zühri'ye: "Zinadan doğan çocuk imamlık yapabilir mi?" diye sorunca:
"Evet. Neden yapmasın ki?" karşılığını verdi. Ben:
"Muhannes imamlık
yapabilir mi?" diye sorunca ise: "Hayır. Onun ne onuru vardır, ne de
imamlık yapabilir" cevabını verdi.
Kişi Babasına imamlık
Yapabilir mi?
3841- Ata (b. Ebi
Rebah): "Kişi ne babasına, ne de kendisinden büyük olan kardeşine imamlık
yapamaz" demiştir.
3842- Sabit el-Bünanı
der ki: Enes b. Malik ile beraberken, Basra'ya gitmek üzere yola çıktık.
Bulunduğu yerle Basra arasında üç mil veya fersah vardı. Namaz vakti gelince
Ebü Bekr adındaki oğlu ileri geçip bize Mülk Süresini okuyarak sabah namazını
kıldırdı. Namazı bitirince Enes kendisine: "Namazı uzattın" dedi.
3843- Osman b. Ebi
Süleyman der ki: "Zübeyr, oğlu Abdullah'ın arkasında namaz kılardı."
3844- Ma'mer der ki:
"Abdullah b. Zübeyr, Zübeyr ve Talha'ya imamlık yapardı. Hz. Ebu Bekr de
babasına imamlık yapardı."
Büluğa Ermeyen Çocuğun
imamlığı
3845- Ata (b. Ebi
Rebah): "Büluğa ermeyen çocuk imamlık yapamaz" demiştir.
Tahric: Farklı
kanallarla İbn Ebi Şeybe (s. 233) bir benzerini rivayet etti.
3846- Muğıre'nin
bildirdiğine göre ibrahım(-i NehaI), büluğa ermeyen çocuğun imamlık yapmasını
kerih görmüştür.
3847- İbn Abbas der ki:
"Büluğa ermeyen çocuk imamlık yapamaz. Ezanı da en hayırlılarınız
okusun.''
3848- ibrahım, Abdulazız
b. Ömer b. Abdilazız'den der ki: Muhammed b. Ebi Suveyd, o zaman henüz çocuk
olan Abdulazız b. Ömer b. Abdilazız'i Ramazan ayında Taif'te namaz kıldırması
için görevlendirdi. Bu durumu Ömer'e müjdelemek için mektup yazınca, Ömer
kızarak: "Henüz kendisine had uygulanacak yaşa gelmemiş bir çocuğa imamlık
görevi vermemeliydin" diye yazdı.
Tahric: Taberanı,
Mu'cem'lerinde güvenilir ravilerle tahrk etti; Bak: Mecma (2/25). Ebu Hureyre
ve Ka'b'dan şahitleri vardır.
3849- Ma'mer der ki:
Dahhak b. Kays, büluğa ermemiş bir çocuğa halka namaz kıldırmasını emredince,
kendisine: "Neden böyle yaptın?" diye soruldu. Dahhak: "Benim
bildiğimden daha fazla Kur'an'ı biliyor. Ben Kur'an'ı öne geçirdim"
cevabını verdi. Ma'mer der ki: "Bana bildirildiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında büluğa ermeyen kişi imamlık
yapabiliyorlardı ve bunlar kendi aşiretlerinin Kur'an'ı en çok bilenleriydi.''
Tahric: Buhari,
"Hammad b. Zeyd-Amr b. Seleme" kanalıyla bundan daha uzun bir metinle
ve Beyhaki (31/91), Amr b. Seleme kanalıyla başka iki yoldan "kısa bir
metinle" rivayet ettiler. Ahmed rivayet etti; bak: Mecma (1/224).
3849-M- Eyyub
bildiriyor: Araplar, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hakkında:
"Şuna bakın, kendisi ve kavmi ne yapıyorlar" derlerdi. Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'yi fethedince, heyetler geldiler ve bunlar
arasında Cerm kabilesinden Amr b. Seleme adında bir çocuk vardı. Bu çocuk,
Resulullah' ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelen her adamdan Kur'an'
dan bir şeyler öğrenmişti ve kavmi arasında Kur'an'ı en çok bilen kişiydi. Bu
çocuk, ergenlik çağına gelmemesine rağmen kavmine imamlık yapıyordu ve üzerinde
eski bir izar (altlık) vardı. Bu kabileden olan ihtiyar bir kadın:
"imamınızı giydirmeyecek misiniz?" deyince kendisine üç dirheme bir
izar aldılar. Bu genç der ki: "Ben bu izarın alınmasına çok
sevindim."
Mescidin Sahibinin imam
Kılınması
3850- Nafı der ki:
Medine'nin bir yerindeki bir mescitte namaz için kamet getirildiğini duyan
Abdullah b. Ömer mescide yakın olan tarlasındaki işini bırakıp onlarla namaz
kılmaya geldi. Bu mescidin imamı da azatlı bir köleydi. Azatlı kölenin ve
arkadaşlarının evleri de mescidin yanındaydı. Mescidin imamı olan azatlı köle,
İbn Ömer'e: "ileri geç ve namaz kıldır" deyince, Abdullah:
"Mescidinde namaz kıldırmaya sen daha çok hak sahibisin" karşılığını
verdi ve azatlı köle namazı kıldırdı.
Tahric: Beyhakı (3/126),
Abdulmecid kanalıyla İbn Cüreyc'ten rivayet etti.
3851- İbn Cüreyc der ki:
Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Bir misafirin su kenarındaki bir topluluğa
uğrayınca, bu topluluğun imamı yoksa ve bu adamı imamlığa geçirirlerse olur
mu?" diye sorunca: "Bunda bir sakınca yoktur" cevabını verdi.
Arapça Bilmeyenin imam
Olup Kıraat Yapması
3852- Ubeyd b. Umeyr
bildiriyor: Bir topluluk Mekke etrafında olan bir suyun kenarında bir araya
geldi. - Zannedersem "Hac mevsiminde ve şurada, vadinin üst taraflarında"
dedi- Namaz vakti gelip Ebu's-Saib elMahzumi'nin kabilesinden Arapça bilmeyen
bir kişi imamlık için ileri geçince, Misver b. Mahreme onu geri çekip başkasını
imamlığa geçirdi. (Olayı öğrenen) Ömer b. el-Hattab, Medine'ye gelinceye kadar
Misver'e bir şey demeden oradan ayrıldı. Medine'ye gelip Misver'i bu konuyla
ilgili suçlayınca, Misver: "Açıklamama fırsat ver ey müminlerin emiri! O
adam Arapça bilmeyen biriydi ve hac mevsimiydi. Bazı hacıların onun kıraatını
duyup, onun okuduğu gibi okumaya başlamasından korktum" dedi. Hz. Ömer:
"Bunun için mi böyle yaptın?" diye sorunca, Misver: "Evet"
cevabını verdi. Bunun üzerine Hz. Ömer: "isabet ettin" dedi.
Tahric: Beyhaki (3/89),
Abdulmecid kanalıyla İbn Cüreyc'ten rivayet etti. İbn Ömer hadisinden Buhari (1/100)
rivayet etti.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
İmam'ın (Namazda)
Kur'an'dan Başka Bir Şey Okuması