musannef

Abdurrezzak

Namaz

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Hangi Şartta Kim İmam Olur?

 

Cemaat Toplandığında imamlıkta Öncelik

 

3806- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Bir yolculukta, Kureyşli, Arap, azatlı, köle ve çöl halkından bir bedevi bir araya gelince, hangisi imam olur?" diye sorunca: "En fakihleri imam olur. Eğer fıkıhta eşit olurlarsa okuması en güzel olan imam olur. Eğer fıkıh ve kıraatta eşit olurlarsa en yaşlıları imam olur" cevabını verdi. Ben: "Fıkıh ve kıraatta eşit olurlarsa ve en yaşlıları köle olursa, yaşından dolayı Kureyşli ve diğerlerine imam olabilir mi?" diye sorunca: "Evet. En alimleri, en güzelokuyanları ve en yaşlıları neden kendilerine imam olmasın ki!" karşılığını verdi. Servi de bu görüşteydi.

 

 

 

3807- İbn Ömer der ki: "Ebu Huzeyfe'nin azatlısı salim, Kuba mescidinde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından olan ilk muhacirlere ve Ensar'a imamlık yapardı. Bunlar arasında Ebu Bekr, Ömer, Ebu Seleme, Zeyd ve Amir b. Rabia da vardı. "

 

Tahric: Beyhaki, "İbn Vehb-İbn Cüreyc" kanalıyla; Buhari yakın metinle ve Ebu Davud başka bir metinle rivayet ettiler. Beyhaki'ye (3/89) bakınız.

 

 

 

3808- Ebu Mes'ud'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Cemaate, en iyi okuyan kimse imam olur. Eğer kıraatte (okumada) herkes eşitse, en önce hicret eden; hicrette eşitseler, sünneti en iyi bilen: sünneti bilmede eşitseler en yaşlıları imam olur. Kişiye, kendi yetkisi alanında olan yerde imam olunmaz ve izin vermedikçe bir kimsenin evinde ona ait yere oturulmaz."

 

Tahric: Müslim ve farklı kanallarla Tirmizi (1/196) rivayet ettiler.

 

 

 

3809- Ebu Mes'ud el-Ensari'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Cemaate, Allah'm Kitab'mı en iyi okuyan kimse imam olur. Eğer kıraatte herkes eşitse, sünneti en iyi bilen: sünneti bilmede eşitseler, en önce hicret eden: hicrette de eşitseler, yaşca büyük olan imam olur. Kişiye, kendi yetkisi alanında olan yerde imam olunmaz ve izin vermedikçe bir kimsenin evinde evsahibine ait yere oturulmaz."

 

 

 

3810- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bir topluluğa, ancak en iyi okuyanları imam olur" buyurdu.

 

Tahric: Ebü Mes'üd hadisinden şahidini Müslim (673), Ebü Davud (582), Tirmizi (235) ve Nesai (2/76) rivayet etti.

 

 

 

3811- Eyyub, bir adamdan, o da Amr b. Seleme'den nakletti: "Cerm kabilesinden bir heyet Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelince, Allah'ın Resulü, Kur'an'ı en çok bilenleri olan Amr b. Seleme'ye onlara imamlık yapmasını emretti. Amr, bu heyetin en genciydi." 

 

 

 

3812- Muhacir b. Damra der ki: Ebu Seleme b. Abdirrahman ve Said b. Cübeyr bir araya gelince, Said, Ebu Seleme'ye: "Bize anlat, biz sana uyarızlı dedi. Ebu Seleme şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Üç kişi yolculuğa çıkınca onlara en iyi okuyanları imamlık yapsın. Eğer onlara imamlık yapan en küçükleri olsa bile onlara emır olur." Ebu Seleme: "Bu (en iyi okuyanınız) Resulullah' ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) size tayin ettiği emırdir" dedi. 

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (s. 230), "Veki'-Ebu Seleme" kanalıyla rivayet etti.

 

 

 

3813- Ubeyd b. Umeyr anlatıyor: Ömer b. el-Hattab binekler üzerinde Kabe'ye doğru yol alan bir kafile ile karşılaşınca: "Siz kimsiniz?" diye sordu. içlerinden yaşça en genç olanı: "Allah'ın Müslüman kullarıyız" karşılığını verdi. Ömer: "Nereden geliyorsunuz?" diye sorunca, genç: "Uzak bir yoldan geliyoruz" karşılığını verdi. Ömer: "Nereye gidiyorsunuz?" diye sorunca, genç: "Beytu'I-Atık'e (Kabe'ye) gidiyoruz" karşılığını verdi. Bunun üzerine Ömer, kendi kendine: "Allah'a andolsun ki bu genç, emır olmayı hak ediyor" dedi ve onlara: "Emıriniz kim?" diye sordu. Genç içlerinden yaşlı bir adamı gösterince, Ömer kendisine güzel cevap veren genci kastederek: "Hayır! Emırleri sensin!" dedi.

 

 

 

3814- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Bir topluluğun en fakihi imamlık için bir başkasını yerine geçirebilir mi?" diye sorunca: "Bunda bir sakınca yoktur. Ben bunu yapıyorum" cevabını verdi.

 

 

 

3815- Amr b. Seleme el-Cermi der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanından bize bir heyet geldi ve namazı öğretti. Sonra bize: "Kur'an') en fazla bileniniz size imam olsun" dedi. Amr b. Seleme henüz büluğ çağına gelmemesine rağmen kendilerine imamlık yapıyordu. 

 

 

 

Menzil (Ev / Çadır) Sahibinin imamlığı

 

3816- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah): "Rab' sahibi yanına gelenlere imamlık yapar" deyince, ben: "Rab' nedir?" diye sordum. Ata: "Menzil (ev) sahibi demektir" cevabını verdi.

 

 

 

3817- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Kureyşli, Arap, bedevi, azatl, ve kölenin her birinin bir çadırı olsa ve biri diğerinin çadırına gitse, namaz vakti gelince hangisi imam olur?" diye sorunca: "Çadır sahibi imam olur. Bu, onun hakkıdır ve bu imamlık hakkını dilediğine verir" cevabını verdi.

 

 

 

3818- Katade bildiriyor: Ebu Said yemek yaptıktan sonra Ebu Zer, Huzeyfe ve İbn Mes'ud'u davet etti. Namaz vakti gelip Ebu Zer onlara namaz kıldırmak için ileri geçince Huzeyfe: "Geri çekiL. Ev sahibi imamlık için daha çok hak sahibidir" dedi. Ebu Zer: "Öyle mi ey İbn Mes'ud?" diye sorunca, İbn Mes'ud: "Evet" cevabını verdi; bunun üzerine Ebu Zer geri çekildi. 

 

 

 

3819- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Büluğ çağına gelmeyen çocuk kavmine imamlık yapabilir mi?" diye sorunca: "Büluğ çağına gelmese de onlara imamlık yapabilir, ancak kendisine: ''Bu senin hakkındır'' denir. Bu çocuk isterse hakkı olduğu için onlara imamlık yapar, dilerse bu hakkını başkasına verir" cevabını verdi.

 

 

 

3820- Zühri bildiriyor: İbn Ömer Mekke'ye gelince, konakladığı yerde bazıları kendisini ziyaret ettiler. Namaz vakti gelince onlara imamlık yaptı ve (iki rekatta) selam verince: "Siz namazınızı tamamlayın" dedi.

 

Tahric: Beyhakı (2/126), Amr kanalıyla başka bir lafızla rivayet etti.

 

 

 

3821- Murre el-Hemdani der ki: İbn Mes'ud'u görmek için evine gittiğimde bana: "Ebu Musa el-Eş'ari'nin yanındadır" denildi. Oraya gittiğimde, Abdullah ve Huzeyfe oradaydı. Abdullah, Huzeyfe'ye: "(Duyduğum) sözleri söyleyen sen misin?" diye sorunca, Huzeyfe: "Evet Vallahi ben söyledim. O özleri insanların bunu falan kişi okudu ve filan kişi okudu deyip israiloğulları gibi ayrılmalarını istemediğim için söyledim" cevabını verdi. Namaz için kamet getirilince de, ev sahibi olduğu için Ebu Musa namazı kıldırdı.

 

 

 

3822- Beni Useyd'in azatlısı Ebu Sa'd der ki: Ben köleyken evlendim ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabı olan Ebu Zer, İbn Mes'ud ve Huzeyfe'yi davet ettim. Namaz vakti gelip Huzeyfe bize namaz kıldırmak için ileri geçince Ebu Zer veya başkası: "Bu hak senin değildir" deyip köle olmama rağmen beni ileri geçirdiler ve onlara namaz kıldırdım. 

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (s. 388), "Muhammed b. Fudayl-Ebu Useyd'in azatlısı Ebu Said" kanalıyla ve Beyhaki (3/126), "Hişam- Beni Useyd'in azatlısı Ebu Said" kanalıyla rivayet ettiler.

 

 

 

3823- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Köle ve bedevi Kur'an okumayı bilmiyorlarsa, yanlarına gelen misafirlere imamlık yapabilirler mi?" diye sorunca: "Ömrüme yemin olsun ki hayır, imamlık yapamazlar" cevabını verdi. Ben: "Sadece Fatiha Suresini biliyorlarsa" deyince ise: "Onların fıkıh bilgisinin olmamasından ve hiçbir şey bilmeyen cahil kişiler olmalarından korkarım" karşılığını verdi.

 

 

 

Kölenin imamlığı

 

3824- İbn Cüreyc, Abdullah b. Ebi Muleyke'den bildirir: Kendisi, babası, Ubeyd b. Umeyr, Misver b. Mahreme ve başkaları vadinin en yüksek yerinde olan müminlerin annesi Hz. Aişe'nin yanına giderler, Hz. Aişe'nin azatlısı olan Ebu Amr (o vakitler) azad edilmemiş bir köle olmasına rağmen kendilerine imamlık yapardı.

Ebu Amr, Hz. Aişe'nin ailesinin, Muhammed b. Ebi Bekr, Urve ve ailelerinin imamıydı. Ancak Abdullah b. Abdurrahman b. Ebi Bekr'in olduğu yerde Ebu Amr imamlık yapmazdı. Hz. Aişe onun için: "Ebu Amr, ben vefat edip beni kabrime koyduğu zaman artık hürdür" demiştir. 

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (s. 388), "Veki'-Hz. Aişe" kanalıyla başka bir lafızla rivayet etti.

 

 

 

3825- Abdurrahman b. el-Kasım, babasından bildiriyor: Hz. Aişe'ye Zekvan adlı kölesi imamlık yapardı. İbn Ebi Muleyke Muleyke der ki:

"Zekvan, Hz. Aişe'nin yanına gelenlere imamlık yapardı. Sadece Abdullah b. Abdirrahman b. Ebi Bekr gelince namazı Zekvan değil o kıldırırdı."

 

 

 

3826- Hammad (b. Ebi Süleyman) der ki: ibrahim(-i Nehai)'e: "Köle imam olabilir mi?" diye sorunca: "Namazı doğru kıldırırsa evet" cevabını verdi.

 

 

 

Körün imamlığı

 

3827- Zühri bildiriyor: "Resulullah' ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından zannedersem Bedir ehlinden dedi- bazıları (sonradan) gözleri kör olmalarına rağmen aşiretlerine imamlık yaparlardı. Bunlar arasında Abdullah b. Ümmü MektOm, itban b. Malik ve Muaz b. Afra da vardır."

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (s. 386), Abdu'l-A'la kanalıyla Ma'mer'den bu isnadla rivayet ettiler.

 

 

 

3828- Şa’bi der ki: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Tebuk gazvesine giderken yerine imamlık yapması için gözleri görmeyen İbn Ümmü Mektum'u bıraktı.''

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (s. 385), "Ebu Usame-Şa'bi''' kanalıyla başka bir lafızla ve Ebu Davud, Enes kanalıyla başka bir lafızla rivayet ettiler. Aynı raviden İbn Sa'd (2/205) ve İbn Ebi Şeybe (2/512) rivayet etti.

 

 

 

3829- Sa'd b. ibrahım der ki: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sefere çıkınca yerine Medine'de İbn Ümmü MektOm'u bırakırdı."

 

 

 

3830- İbn Cüreyc der ki: Doğru söylediğini bildiğim birisi şöyle dedi:

"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir yere gidince, Abdullah b. Ümmü MektOm'a, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber çıkmayan ve çıkmaya gücü yetmeyen sahabeye imamlık yapmasını emretti.''

 

Tahric: Amr b. Seleme hadisinden Buhari (5/124) rivayet etti.

 

 

 

3831- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Gözleri görmeyen kişi bir topluluğa imamlık yapabilir mi?" diye sorulunca: "Eğer en fakihleriyse neden olmasın" karşılığını verdi. Bir kişi Ata'ya: "Ya kıbleyi şaşırırsa?" diye sorunca, Ata: "Eğer şaşırırsa onu kıbleye doğru çevirirler. Eğer en fakihleriyse onlara imamlık yapar" cevabını verdi.

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (386), "Revh b. Ubade-Ata" kanalıyla rivayet etti.

 

 

 

3832- Hammad (b. Ebi Süleyman) der ki: ibrahım(-i Nehai)'ye: "Kör olan imamlık yapabilir mi?" diye sorunca: "Eğer namazı doğru kılarsa evet" cevabını verdi. 

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (s. 386), Veki' kanalıyla Sevri' den bu isnadla rivayet etti.

 

 

 

3833- İbn Abbas, gözlerini kaybedince: "Beni kıbyele kendileri çevirdikleri halde nasıl onlara imamlık yapabilirim ki?" demiştir.

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (s. 386), "Veki'-Said" kanalıyla rivayet etti.

 

 

 

3834- Said b. Cübeyr der ki: "ibn Abbas gözlerini kaybettikten sonra kendilerine tek parça giysiyle, evin her tarafını kaplayan bir kilimin üzerinde imamlık yaptı.''

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe, "Muhammed b. el-Hasan-Said b. Cübeyr" kanalıyla rivayet etti.

 

 

 

3835- Katade'nin bildirdiğine göre İbn Abbas gözlerini kaybettikten sonra onlara imamlık yaparmış.

 

 

 

Zina'dan Doğan çocuğun imamlığı

 

3836- İbn Cüreyc der ki: Süleyman b. Musa, Ata (b. Ebi Rebah)'a:

"Zinadan doğan kişi eğer topluluk razıysa onlara imamlık yapabilir mi?" diye sorunca, Ata: "Evet" cevabını verdi. Süleyman da: "Biz de bu görüşteyiz" dedi. 

 

Tahric: ibn Ebi Şeybe (s. 387), Vekı' kanalıyla Ebu Hanıfe'den başka bir lafızla rivayet etti.

 

 

 

3837- İbn Cüreyc der ki: "Amr b. Dinar bunda bir sakınca görmemiştir."

 

 

 

3838- Hammad (b. Ebi Süleyman) der ki: ibrahım(-i Nehai)'ye; zinadan doğan çocuğun, bedevinin, kölenin ve amanın imamlık yapıp yapamayacaklarını sorduğumda: "Eğer namazı doğru kılarlarsa evet" cevabını verdi. 

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (s. 387), Vekı' kanalıyla Sevri' den bu isnadla başka bir lafızla rivayet etti.

 

 

 

3839- Şa'bi der ki: "Zinadan doğan çocuk evlenir, kendisine kız verilir, şahitliği geçerlidir ve imamlık yapabilir.''

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (s. 387), Veki' kanalıyla Sevri'den bu isnadla "kısa bir metinle" rivayet etti.

 

 

 

3840- Ma'mer der ki: Zühri'ye: "Zinadan doğan çocuk imamlık yapabilir mi?" diye sorunca: "Evet. Neden yapmasın ki?" karşılığını verdi. Ben:

"Muhannes imamlık yapabilir mi?" diye sorunca ise: "Hayır. Onun ne onuru vardır, ne de imamlık yapabilir" cevabını verdi.

 

 

 

Kişi Babasına imamlık Yapabilir mi?

 

3841- Ata (b. Ebi Rebah): "Kişi ne babasına, ne de kendisinden büyük olan kardeşine imamlık yapamaz" demiştir.

 

 

 

3842- Sabit el-Bünanı der ki: Enes b. Malik ile beraberken, Basra'ya gitmek üzere yola çıktık. Bulunduğu yerle Basra arasında üç mil veya fersah vardı. Namaz vakti gelince Ebü Bekr adındaki oğlu ileri geçip bize Mülk Süresini okuyarak sabah namazını kıldırdı. Namazı bitirince Enes kendisine: "Namazı uzattın" dedi.

 

 

 

3843- Osman b. Ebi Süleyman der ki: "Zübeyr, oğlu Abdullah'ın arkasında namaz kılardı."

 

 

 

3844- Ma'mer der ki: "Abdullah b. Zübeyr, Zübeyr ve Talha'ya imamlık yapardı. Hz. Ebu Bekr de babasına imamlık yapardı."

 

 

 

Büluğa Ermeyen Çocuğun imamlığı

 

3845- Ata (b. Ebi Rebah): "Büluğa ermeyen çocuk imamlık yapamaz" demiştir.

 

Tahric: Farklı kanallarla İbn Ebi Şeybe (s. 233) bir benzerini rivayet etti.

 

 

 

3846- Muğıre'nin bildirdiğine göre ibrahım(-i NehaI), büluğa ermeyen çocuğun imamlık yapmasını kerih görmüştür.

 

 

 

3847- İbn Abbas der ki: "Büluğa ermeyen çocuk imamlık yapamaz. Ezanı da en hayırlılarınız okusun.''

 

 

 

3848- ibrahım, Abdulazız b. Ömer b. Abdilazız'den der ki: Muhammed b. Ebi Suveyd, o zaman henüz çocuk olan Abdulazız b. Ömer b. Abdilazız'i Ramazan ayında Taif'te namaz kıldırması için görevlendirdi. Bu durumu Ömer'e müjdelemek için mektup yazınca, Ömer kızarak: "Henüz kendisine had uygulanacak yaşa gelmemiş bir çocuğa imamlık görevi vermemeliydin" diye yazdı. 

 

Tahric: Taberanı, Mu'cem'lerinde güvenilir ravilerle tahrk etti; Bak: Mecma (2/25). Ebu Hureyre ve Ka'b'dan şahitleri vardır.

 

 

 

3849- Ma'mer der ki: Dahhak b. Kays, büluğa ermemiş bir çocuğa halka namaz kıldırmasını emredince, kendisine: "Neden böyle yaptın?" diye soruldu. Dahhak: "Benim bildiğimden daha fazla Kur'an'ı biliyor. Ben Kur'an'ı öne geçirdim" cevabını verdi. Ma'mer der ki: "Bana bildirildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında büluğa ermeyen kişi imamlık yapabiliyorlardı ve bunlar kendi aşiretlerinin Kur'an'ı en çok bilenleriydi.''

 

Tahric: Buhari, "Hammad b. Zeyd-Amr b. Seleme" kanalıyla bundan daha uzun bir metinle ve Beyhaki (31/91), Amr b. Seleme kanalıyla başka iki yoldan "kısa bir metinle" rivayet ettiler. Ahmed rivayet etti; bak: Mecma (1/224).

 

 

 

3849-M- Eyyub bildiriyor: Araplar, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hakkında: "Şuna bakın, kendisi ve kavmi ne yapıyorlar" derlerdi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'yi fethedince, heyetler geldiler ve bunlar arasında Cerm kabilesinden Amr b. Seleme adında bir çocuk vardı. Bu çocuk, Resulullah' ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelen her adamdan Kur'an' dan bir şeyler öğrenmişti ve kavmi arasında Kur'an'ı en çok bilen kişiydi. Bu çocuk, ergenlik çağına gelmemesine rağmen kavmine imamlık yapıyordu ve üzerinde eski bir izar (altlık) vardı. Bu kabileden olan ihtiyar bir kadın: "imamınızı giydirmeyecek misiniz?" deyince kendisine üç dirheme bir izar aldılar. Bu genç der ki: "Ben bu izarın alınmasına çok sevindim."

 

 

 

Mescidin Sahibinin imam Kılınması

 

3850- Nafı der ki: Medine'nin bir yerindeki bir mescitte namaz için kamet getirildiğini duyan Abdullah b. Ömer mescide yakın olan tarlasındaki işini bırakıp onlarla namaz kılmaya geldi. Bu mescidin imamı da azatlı bir köleydi. Azatlı kölenin ve arkadaşlarının evleri de mescidin yanındaydı. Mescidin imamı olan azatlı köle, İbn Ömer'e: "ileri geç ve namaz kıldır" deyince, Abdullah: "Mescidinde namaz kıldırmaya sen daha çok hak sahibisin" karşılığını verdi ve azatlı köle namazı kıldırdı. 

 

Tahric: Beyhakı (3/126), Abdulmecid kanalıyla İbn Cüreyc'ten rivayet etti.

 

 

 

3851- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Bir misafirin su kenarındaki bir topluluğa uğrayınca, bu topluluğun imamı yoksa ve bu adamı imamlığa geçirirlerse olur mu?" diye sorunca: "Bunda bir sakınca yoktur" cevabını verdi.

 

 

 

Arapça Bilmeyenin imam Olup Kıraat Yapması

 

3852- Ubeyd b. Umeyr bildiriyor: Bir topluluk Mekke etrafında olan bir suyun kenarında bir araya geldi. - Zannedersem "Hac mevsiminde ve şurada, vadinin üst taraflarında" dedi- Namaz vakti gelip Ebu's-Saib elMahzumi'nin kabilesinden Arapça bilmeyen bir kişi imamlık için ileri geçince, Misver b. Mahreme onu geri çekip başkasını imamlığa geçirdi. (Olayı öğrenen) Ömer b. el-Hattab, Medine'ye gelinceye kadar Misver'e bir şey demeden oradan ayrıldı. Medine'ye gelip Misver'i bu konuyla ilgili suçlayınca, Misver: "Açıklamama fırsat ver ey müminlerin emiri! O adam Arapça bilmeyen biriydi ve hac mevsimiydi. Bazı hacıların onun kıraatını duyup, onun okuduğu gibi okumaya başlamasından korktum" dedi. Hz. Ömer: "Bunun için mi böyle yaptın?" diye sorunca, Misver: "Evet" cevabını verdi. Bunun üzerine Hz. Ömer: "isabet ettin" dedi.

 

Tahric: Beyhaki (3/89), Abdulmecid kanalıyla İbn Cüreyc'ten rivayet etti. İbn Ömer hadisinden Buhari (1/100) rivayet etti.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

İmam'ın (Namazda) Kur'an'dan Başka Bir Şey Okuması