Sahih

İbn Hibban

 

SALAT

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Rüku

 

Namaz Kılanın Rükuya Giderken ve Rükudan Başını Kaldırırken Ellerini Kaldırmasının Müstehaplığı

 

1860- Vail b. Hucr anlatıyor: (Kendi kendime:) "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in nasıl namaz kıldığını mutlaka görmeliyim" (dedim) ve (bu maksatla) Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i izledim: Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalktı, tekbir aldı ve ellerini kulaklarının hizasına kadar kaldırdı. Sonra sağ elini sol elinin üstüne, kolun ve bileğin üstüne gelecek şekilde) koydu. Rükuya varmak isteyince ellerini (yine) aynı şekilde kaldırdı. Sonra rükuya vardı ve ellerini dizlerinin üzerine koydu. Sonra başını rüku'dan kaldırınca ellerini (yine) aynı şekilde (kulakları hizasına) kaldırdı. Secdeye varınca, ellerini kulaklarının hizasına koydu. Sonra oturdu. Sol ayağını (yere) yatırdı. Sol elini sol baldırının üzerine koydu ve sağ dirseğini de (temas etmeyecek şekilde) sağ baldırının üzerine koydu. (Sağ elinin parmaklarından) ikisini (yani serçe parmak ile yanındakini) yumdu, iki parmağını (yani orta parmak ile başparmağı) da birleştirerek halka şekline getirdi. Sonra parmağını kaldırdı. O'nu, parmağını hareket ettirirken ve parmakla dua ederken gördüm.

 

Bundan sonra çok soğuk bir zamanda yine namaz kılmak üzere (bu cemaatin) yanlarına geldim, cemaatin üzerlerinde kat kat giysiler vardı. Ellerini giysilerinin altından hareket ettiriyorlardı.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 717); Şuayb: İsnadı kavıdir. Ahmed 4/318; Ebu Davud 727; Nesai 2/126; İbn Mace 867; Darimi 1/314; Bak hadis no: 1945, 1862.

 

 

 

1861- Salim b. Abdillah b. Ömer'in, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaza başlamak için tekbir getirince ellerini omuz hizasına kadar kaldırırdı. Rükuya gitmek için tekbir getirince ve başını rüku'dan kaldırınca aynı şeyi yapıp: "Semiallahu liman hamideh. Rabbena velekel-hamd" derdi. Secdede ise böyle bir şey yapmazdı.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 712); Şuayb: İsnadı Buhari: ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Muvatta 1/75; Buhari 735; Müslim 390/22; Ebu Davud 722; Nesai 2/122; Darimi 1/285; Bak hadis no: 1864, 1868.

 

 

 

Namaz Kılanın Üstte Belirtilen Yerlerde Ellerini Ceplerinden Çıkararak Kaldırmasının Müstehaplığı

 

1862- Vail b. Hucr anlatıyor: Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in arkasında namaz kıldım. Namaza başladığında ellerini kaldırıp (Allahu Ekber diye) tekbir alırdı. Sonra (elbisesine) sarınır, elini elbisesinin içine sokarak sağ eliyle sol elini tutardı. Rükuya varmak istediği zaman da ellerini (elbisesinden) çıkarır, onları kıldırır ve tekbir alırdı. Sonra rükuya varırdı. Başını rükudan kaldırdığı zaman da ellerini kaldırır, tekbir alırdı. Sonra da secdeye varır, yüzünü iki elinin arasına koyardı.

 

(Muhammed) b. Cuhade der ki: Ben bu durumu Hasan b. Ebi'I-Hasan'a söyledim. O da (bana): "Bu, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in namazıdır. Bunu yapan yaptı ve yapmayan da yapmadı" dedi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 4/317; Müslim 401; Ebu Davud 723; Nesai 2/194; Bak hadis no: 1860.

 

 

Ebu Hatim der ki: Muhammed b. Cuhade, mutkin, güvenilir ve dindar kimliğinin yanı sıra burada görüldüğü gibi isim de yanılarak Alkame b. Vail'i yanlışlıkla Vail b. Alkame olarak zikretmiştir.

 

 

 

Kişinin Üstte Belirtilen Yerlerde Ellerini Kulakları Hizasına Kadar Kaldırmasının Mubahlığı

 

1863- Malik b. el-Huveyris bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tekbir getirdiği zaman ellerini kulak hizasına gelecek şekilde kaldırırdı. Rüku'ya varacağı zaman yine ellerini kulak hizasına kadar kaldırırdı.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 330); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 5/53; Müslim 391/25; Ebu Davud 745; Nesili 2/123; İbn Mace 859; Bak hadis no; 1873.

 

 

 

Namaz Kılanın Üstte Belirtilen Yerlerde Ellerini Omuzları Hizasına Kadar Kaldırmasının Müstehaplığı

 

1864- Salim b. Abdillah b. Ömer'in bildirdiğine göre babası der ki: "Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaza başlarken, rüku'ya giderken ve rükuya giderken ve kalkarken ellerini omuz hizasına kaldırdığını gördüm. iki secde arasında ise böyle yapmadı"

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Müslim 390/21; Ebu Davud 721; Tirmizi 255; İbn Mace 858; Bak hadis no: 1861.

 

 

 

1865- Muhammed b, Ata anlatıyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından, biri Ebu Katade er-Rib'i olan on kişinin içinde Ebu Humeyd es-Saidi'nin: "içinizde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazını en iyi bilen benim" dediğini işittim. Ona: "Ama bizden daha fazla Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte bulunmuş ve yanına gidip gelmiş biri değilsin" dediklerinde, Ebu Humeyd: "Öyle!" karşılığını verdi. Ona: "O zaman nasıl olduğunu göster" dediklerinde Ebu Humeyd şöyle anlattı: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaza başladığında kıbleye döner, ellerini omuz hizasına kadar kaldırarak tekbir getirirdi, sonra rükuya varmak istediğinde yine ellerini omuzları hizasına kadar kaldırıp tekbir getirerek rükuya varırdı. Rükuda düzgün vaziyette durup başını ne aşağı sarkıtır, ne de yukarı doğru diker ve "Semiallahu limen hamideh" diyerek omuzları hizasına kadar ellerini kaldırır ve doğrulurdu ki. Sonra secdeye giderdi ki bu durumda ayaklarının uçları kıbleye dönük olurdu. Başını tekbir getirerek doğrultur, sol ayağını bükerek üzerine oturur ve her kemiği dümdüz normal konumuna yerleşirdi. Sonra yine "Allahu ekber" diyerek ikinci secdeye giderdi. ikinci rekata tekbir getirerek kalkardı. da aynen ilkinde olduğu gibi yapardı. iki secdeden kalkınca tekbir alır ellerini omuzları hizasına kadar kaldırırdı. Namazın biteceği son rekatın oturumunda sol ayağını çıkararak kalçası üzerine oturur ve selam vererek namazdan çıkardı.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 720); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 5/424; Ebu Davud 730; Tirmizi304; Nesai 3/34; Bak hadis no: 1866, 1867, 1869, 1870, 1871, 1876.

 

 

 

1866- Abbas b. Sehl es-Saidi'nin bildirdiğine göre babasının bulunduğu bir mecliste kendisi de vardı ve o mecliste Ebu Hureyre, Ebu Usevd, Ebu Humeyd es-Saidi'nin de bulunduğu sahabeden bazıları vardı. Bunlar namazdan bahsettiler ve Ebu Humeyd: "Aranızda Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nasıl namaz kıldığını en iyi bilen benim" dedi. Onlar: "O zaman bize göster" deyince, Ebu Humey kalkıp namaza başladı, onlar da kendisine bakmaya başladılar. Ebu Humeyd tekbir getirip ellerini omuzları hizasına kadar kaldırdı, sonra rükuya gitmek için tekbir getirip yine ellerini kaldırdı. Rükuda başını ne yere doğğru eğerek, ne de yukarıya dikmeden elleriyle dizlerini tuttu. Sonra rüku'dan kalkıp: "Semiallahu limen hamideh. Allahumme rabbena lekel-hamd" dedi ve ellerini kaldırdı. Sonra "Allahu ekber" deyip secdeye giderek iki eli, dizleri ayaklarının tabanını yere koydu. Sonra tekbir getirerek oturdu ve ayaklarından birini yatırıp diğerini dikti. Sonra bir daha tekbir getirip secdeye gitti. Sonra tekbir getirip oturmadan (diğer rekata) kalktı. Sonra diğer rekatı aynı şekilde kıldı. İkinci rekattan sonra oturdu. Kalkacağı zaman da tekbir getirdi. Sonra son iki rekatı kıldı, sonra sağına selam verip: "Selamun aleykum ve rahmetullah" dedi. Sonra soluna selam verip: " Selamun aleykum ve rahmetullah" dedi. (Hasan b. el-Hur) der ki: isa'nın bana bildirdiğine göre teşehhüde oturunca sol elini sol baldırına, sağ elini de sağ baldırına koydu. Sonra dua ederken bir parmağıyla işaret etti."

 

[Tahric:]  Elbani: Zayıf (Daif Ebi Davud 118); Şuayb: İsnadı hasendir. Ebu Davud 733; Bak hadis no: 1865.

 

 

Ebu Hatim der ki: Bu hadisi Muhammed b. Amr b. Ata, hem Ebu Humeyd es-Saidi'den, hem de Abbas b. Sehl b. Sa'd es-Saidi'den, o da babasından işitmiştir. Her iki kanal da mahfUzdur.

 

 

 

Yüce Allah'ın O'na ve Getirdiklerine Uymamızı Emrettiği Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Kıldığı Bir Namazın Vasfı

 

1867- Muhammed b. Amr b. Ata anlatıyor: Ben, içlerinde Ebu Katade'nin de bulunduğu Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabından on kişi arasında Ebu Humeyd es-Saidl'nin "Ben, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in namazını aranızda en iyi bileninizim" dediğini işittim. Orada bulunanlar: "Niçin (bu iddiada bulunuyorsun)? Allah'a yemin olsun ki, sen bizim Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e en çok uyanımız ve sahabelikte en eski olanımız değilsin" dediler. O da: "Evet (değilim)" dedi. Onlar: "Haydi (bize bildiklerini) anlat o halde" dediler. O da başladı anlatmaya:

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaza kalktığı zaman "Allahu Ekber" diye tekbir alır, ellerini omuzlarının hizasına kadar kaldırırdı. Her kemik yerli yerince yerleşirdi. Sonra (bir miktar) okur, sonra da omuzları hizasına kadar ellerini kaldırırdı. Sonra rükuya varır, avuçlarını dizlerinin üzerine koyar ve dümdüz olup başını ne (aşağı) eğer, ne de (yukarı) kaldırırdı. Sonra da (başını kaldırıp) "Semiallahu limen hamideh" der, böylelikle her kemik yerli yerince yerleşirdi. Sonra yere inerdi. (Secdede iken) ellerini yanlarından uzak tutardı. (Secdeden) başını kaldırır, ayaklarını yayar ve onların üzerine otururdu. Secdeye vardığında ayak parmaklarını (kıbleye doğru) yumuşak tutardı. Sonra (ikinci) secdeye varır ve "Allahu Ekber" diye tekbir alıp (başını secdeden kaldırır ve) sol ayağını yayarak üzerine (birazcık) otururdu. Böylelikle her kemik yerli yerince yerleşirdi. Sonra ayağa kalkardı. Diğer rekatta da aynı şeyleri (aynı şekilde) yapardı. (ilk) iki rekattan (üçüncü rekata) kalktığında, tıpkı namazın başlangıcında olduğu gibi ellerini omuzlarının hizasına kadar kaldırırdı. Sonra da namazının geriye kalan kısımlarını (daha önce anlatıldığı şekilde) aynen kılardı. Selam vereceği rekata gelince, ayaklarını çıkartıp (sağ kabasının altından) sol ayağını dışarı çıkarıp solaturağı üzerine otururdu.

Orada bulunanlar: "Doğru söyledin. Gerçekten Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu şekilde namaz kılardı" dediler.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ebu Davud 730; Tirmizi 305; İbn Mace 1061; Darimi 1/313; Bak hadis no: 1865.

 

 

Ebu Hatim der ki: "Kişinin kıldığı dört rekatlık namazda Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünnetlerinden 600 tane sünnet bulunmaktadır. Sıfatu's salat kitabında bunları tüm bölümleriyle zikrettik. Dolayısıyla onları bu bölümde tekrar etme gereği görmüyoruz."

 

Ebu Hatim der ki: Abdulhamid, güvenilir mutkin ravilerden olup onun rivayetlerinde yaptığım araştırmada kendisine muvafakat edilmeyen bir münker hadisine rastlamadım. Bu hadisi rivayette ona: Fuleyh b. Süleyman ile İsa b. Abdillah b. Malik, Muhammed b. Amr b. Ata kanalıyla Ebu Humeyd'den muvafakat etmişlerdir.

 

 

 

Daha Önce Malik Kanalıyla Gelen Hadisin, Ubeydullah b. Ömer'in Rivayetinde Çok Kısa Olarak Zikredilmesi

 

1868- Salim b. Abdillah b. Ömer, babasından bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iftitah tekbirini getirirken, rükuya giderken, "Semiallahu limen hamideh (= Allah kendisine hamdedenleri işitir!)" derken ve iki rekattan sonra kalkarken tekbirle birlikte ellerini omuz hizasında kaldırdı.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 728); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Buhari 739; Ebu Davud 741; Bak hadis no: 1861.

 

 

 

Hadis ilminde Derinliği Olmayanın Belirtilen Yerlerde Ellerin Kaldırılmaması Hususunda Delil Gösterdiği Haber

 

1869- Muhammed b. Amr b. Ata bildiriyor: Kendisi, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sahabesinden bir grupla otururken Ebu Humeyd es-Said! dedi ki: "Ben aranızda Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nasıl namaz kıldığını en iyi bileninizim. Onun tekbir getirirken ellerini omuz hizasına kadar kaldırdığını, rükuya gidince ellerini dizlerine iyice yerleştirdiğini, sonra sırtını yere doğru eğdiğini gördüm. Rükudan kalkınca bütün kemikleri yerli yerine yerleşinceye kadar beklerdi. Secde ettiği zaman ellerini yaymadan ve toplamadan yere koyar, ayaklarının parmak uçlarını kıbleye çevirirdi. ikinci rekatta oturunca sol ayağının üzerine oturur, son rekatta ise sol ayağını ileri alıp kabasının üzerine otururdu.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 722); Şuayb: Ravileri güvenilir kimselerdir. Buhari 828; Ebu Davud 732; Bak hadis no: 1865.

 

 

 

Üstte ki Muhammed b. Amr b. Halhale Hadisinin, Abdulhamid b. Cafer Kanalıyla Uzunca Gelen Hadisin Muhtasarı Olması

 

1870- Ebu Humeyd es-Saidı der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaza kalktığı zaman kıbleye döner, ellerini omuz hizasına kadar kaldırır ve "Allahu Ekber" derdi. Rükuya gideceği zaman da ellerini kaldırır ve tekbir getirirdi. rükuda iken düzgün durur, başını ne aşağı sarkıtır ne de yukarıya dikerdi. Sonra: "Semiallahu limen hamideh" diyerek kalkar ve ellerini omuz hizasına kadar kaldırırdı. Bedeninin her bir tarafı dosdoğru yerini alacak şekilde durduktan sonra "Allahu Ekber!" diyerek secdeye giderdi. Secdede kollarını yanlarından ayırır, ayak parmaklarının uçlarını kıbleye doğru çevirirdi. Sonra ''Allahu Ekber!" diyerek başını kaldırır, yaydığı sol ayağının üzerine otururdu. Bedeninin her bir tarafı dosdoğru yerini alacak şekilde oturduktan sonra bir daha "Allahu Ekber" diyerek secdeye giderdi. Sonra yine "Allahu Ekber!" diyerek başını secdeden kaldırırdı. Yaydığı sol ayağının üzerine bedeninin her bir tarafı dosdoğru yerini alacak şekilde oturduktan sonra ayağa kalkardı. ikinci rekatta da birinci rekatta yaptıklarının aynısını yapardı. Namazın sonundaki secdeleri yapıp başını kaldırdığında ise sol ayağını altından çıkararak kalçasır üzerine otururdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Bak hadis no: 1865.

 

 

 

Namaz Kılanın Namazın Başlangıcında Kaldırdığı Gibi Rüku Yaparken ve Başını Ondan Kaldırırken de Ellerini Kaldırması

 

1871- Abbas b. Sehl b. Sa'd es-Saidı der ki: Ebu Humeyd es-Saidı, Ebu Useyd es-Saidı, Sehl b. Sa'd ve Muhammed b. Mesleme bir araya geldiklerinde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazını müzakere ettiler. Ebu Humeyd: "içinizde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazını en iyi bilen benim" dedi ve şöyle devam etti: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaza durup tekbir getirdi. Tekbirde ellerini kaldırdı. Rüku için tekbir getirirken de ellerini kaldırdı ve rükuya gitti. Rükuda diz kapaklarıni tutar gibi ellerini dizlerinin üzerine koydu. Kollarını yanlarına yapıştırmayıp ayırdı. Başını ne aşağiya doğru sarkıttı, ne de yukarıya doğru dikti. Sonra kalktı ve (tekbirde) ellerini kaldırdı. Bedeninin her bir tarafı dosdoğru yerini alacak şekilde durduktan sonra secdeye gitti. Secdede alnı ile burnunu iyice yere yapıştırdı. Kollarını yan taraflarından ayırdı ve ellerini omuzlarının hizasında yere koydu. Sonra başını secdeden kaldırdı. Bedeninin her bir tarafı dosdoğru yerini alacak şekilde oturdu. Bitirip otururken yaydığı sol ayağının üzerine oturdu ve sağ ayağının üst tarafını kıbleye doğru çevirdi. Sağ elini sağ dizinin, sol elini de sol dizinin üzerine koydu ve teşehhüdü işaret parmağıyla yaptı."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 723); Şuayb: Ravileri güvenilir kimselerdir. Ebu Davud 734; Tirmizi 260; Darimi 1/299; Bak hadis no: 1865.

 

 

 

Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ümmetine Namazda Rüku'ya Giderken ve Rükudan Başını Kaldırırken Başlarını Kaldırmalarını Emrettiğine Delalet Eden Haber

 

1872- Malik b. el-Huveyris der ki: Birkaç kişiyle Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldik. Yaşlarımız da birbirine yakındı. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında yirmi gün boyunca kaldık. Ailelerimizi özlediğimizi düşününce geride ailelerimizden kimleri bıraktığımızı sordu. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) merhametli ve şefkatli birisiydi. Kimleri geride bıraktığımızı ona söyleyince de şöyle buyurdu: "O zaman ailelerinizin yanına dönüp öğrendiklerinizi onlara da öğretin. Onlara, namaz vakti geldiğinde birinin ezan okuması ve yaşça daha büyük olan kişinin imamlığında benim kıldığımı gördüğünüz gibi namazın kılınması gerektiğini söyleyin.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (el-İrva' 213); Şuayb: İsnadı Buhari'nin şartınca sahihtir. Bak hadis no: 1658.

 

 

 

Malik b. el-Huveyris'in Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Emrini Namazda Uygulaması

 

1873- Ebu Kılabe'nin bildirdiğine göre kendisi, Malik b. el-Huveyris'i namaz kılacağı zaman önce tekbir getirdiğini ve sonra ellerini kaldırdığını görmüştür. Rükuya gideceği zaman ellerini kaldırırdı, rükudan kalkınca da ellerini kaldırırdı. Malik, Resulullah'ın da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böyle yaptığını söyledi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 730); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Müslim 391/24; Bak hadis no: 1863.

 

 

 

O Zamanlarda Buluğa Ermiş Akıllı Biri Olarak Faziletli bir Alim Olan Abdullah b. Mes'ud'un Söz Konusu Yerlerde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ellerini Kaldırdığını Görmemesinin Mümkün Olmadığını iddia Edenin Kavlini Çürüten Haber

 

1874- Esved anlatıyor: Alkame ile ben, Abdullah b. Mes'ud'un yanına girdik. Bize: "Geride bıraktıklarınız namaz kıldılar mı?" diye sordu. Biz: "Hayır" deyince: ''Kalkın ve namaz kılın" dedi. Arkasında durmak için gidince elimizden tutup birimizi sağına, diğerimizi de soluna koydu. Ezansız ve kametsiz namaz kıldırdı. Rükuya gittiği zaman ellerini iki dizinin arasında birbirine kenetledi. Namaz kaldırınca: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in de böyle namaz kıldığını gördüm" dedi. Namazı bitirince şöyle dedi: "Ey insanlar! ileride namazı öldüren valiler gelecek. Namazı vaktin sonuna sıkıştıracaklar. Bu durumla karşılaşırsanız namazı vaktinde kılın. Onlarla kıldığınız namazı nafile sayın."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 626); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 1/414; Müslim 534; Ebu Davud 868; Nesai 2/49, 2/50, 2/184, 1875.

 

 

Ebu Hatim der ki: "İbn Mes'üd, rüküda el parmaklarını birbirine kenetleyenlerden biriydi. Resülullah'tan da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böyle gördüğünü söylerdi. Ancak Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanından günümüze kadar Müslümanların geneline göre parmakları bu şekilde kenetleme İslam'ın başlarında uygulanmıştır ve sonradan elleri dizlerin üzerine koyma emri ile de neshedilmiştir. İbn Mes'üd faziletli, vera sahibi, dini hükümleri uygulama konusunda titiz olan, baliğ ve akıllı iken namazı Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasında ilk saf ta kılmaya çalışan biriydi. İbn Mes'üd gibi biri herkesçe bilinen böylesi bir şeyi -ki rüküda parmakları kenetlemenin neshedildiği konusunda müslümanların icması vardır- bilmiyorsa ya da görmüş ama unutmuşsa, Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rüküya giderken ve rüküdan kalkarken tekbirin yanında ellerini kaldırmasını da rükuda parmakları kenetleme konusunda olduğu gibi bilmiyor ya da gördüğü halde unutmuş olabilir."

 

 

 

Bazen Meşhur Bir Sünneti Faziletli ve Hayırlı Alimlerden Olan Biri Onu Devamlı Yapıyor Olsa da Bilemezken ilim ve Değer Bakımından Ondan Daha Aşağıda ya da Aynı Seviyede Olan Birinin Daha iyi Bilebilmesi

 

1875- Esved anlatıyor: Ben ve Alkame ibn Mes'ud'un yanına gittik. Bize:

"Namaz kıldınız mı?" diye sordu. "Hayır" dedik. Bunun üzerine bize: "Kalkıp namaz kılın öyleyse" dedi. Biz de arkasında kıyam etmek için kalkarak arkasına geçtik. Birimizi sağ tarafına, diğerimizi sol tarafına aldı. Ezansız ve kametsiz olarak namaz kıldırdı. Rüku ettiğinde parmaklarını birbirine kenetleyip iki dizi arasına koyarak şöyle dedi: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu şekilde yaptığını gördüm."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Bak hadis no: 1874.

 

 

 

Namaz Kılanın ikinci Rekattan Kalkarken Ellerini Omuzlarına Kadar Kaldırmasının Müstehaplığı

 

1876- Muhammed b. Amr b. Ata der ki: içlerinde Ebu Katade'nin de olduğu sahabeden on kişi arasında, Ebu Humeyd es-Saidl'nin şöyle dediğini işittim: ''Aranızda Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nasıl namaz kıldığını en iyi bilen benim." Oradakiler: "Neden? Müslüman olmada bizden eski değilsin. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına en çok gidip gelenlerimizden de değilsin" karşılığını verince, Ebu Humeyd: "Doğru" dedi. Onlar: "O zaman anlat" deyince Ebu Humeyd şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaza kalkınca ellerini omuzlarl hizasına kadar kaldırır, sonra tekbir getirir, her kemik yerli yerince yerleştikten sonra okur, sonra tekbir getirerek ellerini omuzları hizasına kadar kaldırırdı. Sonra rükuya varır, avuçlarını dizlerine koyar ve dümdüz olup başını ne aşağı eğer, ne de yukarı kaldırırdı. Sonra başını kaldırıp, "Semiallahu li-men hamideh" der ve ellerini omuz hizasına kadar kaldırır ve her kemik yerli yerince yerleşecek şekilde ayakta dururdu. Sonra "Allahu ekber" deyip yere inerdi. Secdede iken kollarını yanlarından uzak tutardı ve secdeden başını kaldırır, sol ayağını yayar ve üzerine otururdu. Secde ettiği zaman her iki ayağının parmaklarını, (uçları kıbleye ve altları yere gelecek şekilde) eğerdi. Sonra bir daha secdeye giderdi. Sonra kalkıp: "Allahu ekber" der, sol ayağını yayar ve üzerine otururdu ve her kemik yerli yerince yerleşecek şekilde otururdu. Sonra diğer rekatta aynı şeyi yapardı. Sonra ikinci rekattan kalkınca daha önce yaptığı veya namaza başlarken getirdiği gibi tekbir getirip ellerini omuz hizasına kadar kaldırırdı. Sonra namazın kalan kısmında da aynı şeyi yapardı. Selam vermeden önceki secdesinde ise sol ayağını dışarı çıkarıp sol oturağı üzerine otururdu. Oradakiler hep birlikte: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu şekilde namaz kılardı" dediler.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Bak hadis no: 1865, 1867.

 

 

 

Namaz Kılanın ikinci Rekattan Kalkarken Ellerini Omuzlarına Kadar Kaldırmasının Müstehaplığı

 

1877- ibn Ömer'den rivayete göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), namaza başladığında, rükuya giderken, rükudan başını kaldırırken ve ikinci rekattan ayağa kalkarken tümünde ellerini omuz hizasına kadar kaldırırdı.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca Sahih. Bak hadis no: 1861.

 

 

 

1878- Cabir b. Semure der ki: insanlar namazda ellerini kaldırmış bir vaziyette iken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımıza girdi ve: "Ne oluyor ki ellerinizi huysuz atların kuyruğu gibi kaldırdığınızı görüyorum. Namazda sakin olun" buyurdu. 

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 918); Şuayb: İsnadı hasendir. Ahmed 5/101; Müslim 430; Ebu Davud 661; Nesai 3/4; Bak hadis no: 1879, 1880, 188ı.

 

 

 

Bu Hadisi A'meş'in Müseyyeb b. Rafi'den işitmediğini iddia Edenin Kavlini çürüten Haber

 

1879- Cabir b. Semure bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mescid'e  girdiğinde namazda ellerini kaldıran bir topluluğu gördü. Bize: "Şu kimselere ne oluyor ki azgın atların kuyrukları gibi ellerini namazda kaldırıyorlar!? Namazda sükunet üzere olun" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 5/93; Bak hadis no 1878.

 

 

 

Bir Önceki Haberde Sükunete Yönelik Muhtasar Bir Şekilde Gelen mrin Rüku'da Elleri Kaldırma Konusunda Değil, Selam Verirken Elle işaret Konusunda Olduğunu Bildiren Haber

 

1880- Cabir b, Semure der ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasında namaz kıldığımız zaman: "es-Selamu aleykum" der (ve ellerimizle) sağa ve sola selam işareti yapardık," Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ne oluyor ki ellerinizi huysuz atların kuyruğu gibi kaldırdığınızı görüyorum. Sizden biri elini uyluğu üzerine koyarak, sağındaki ve solundaki arkadaşına selam vermesi yeterli olur" buyurdu. 

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 916); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 5/86; Ebu Davud 998, 999; Nesai 3/4; Bak hadis no: 1878.

 

 

 

Zikredilen Hususun Doğruluğunu Bildiren ikinci Haber

 

1881- Cabir b. Semure der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber namaz kılarken içimizden elini sağa ve sola kaldıranlar olurdu. Bir defasında Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ne oluyor ki ellerinizi huysuz atların kuyruğu gibi kaldırdığınızı görüyorum. Sizden biri elini uyluğu üzerine koyarak, sağındaki ve solundaki arkadaşına selam vermesi yeterli olur" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 916); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Bak hadis no: 1878.

 

 

 

Namazda Ellerin Bacaklar Arasında Kenetlenmesi Mubah iken Rükuda Ellerin Dizlerin Üzerine Konulmasının Emredilmesi

 

1882- Mus'ab b. Said der ki: Babamın yanında namaz kılarken ellerimi birbirine kenetleyip baldırımın arasına koydum. Babam böyle yapmamı engelledi ve: "Bunu yapıyorduk ancak böyle yapmamız yasaklandı ve ellerimizi dizlerimize koymamız emredildi" dedi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 813); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Buhari 790; Müslim 535; Ebu Davud 867; Tirmizi 259; Nesai 2/185; Darimi 1/298; Bak hadis no: 1883.

 

 

 

Rükuda Ellerin Bacaklar Arasında Kenetlenmesinin islam'ın ilk Dönemlerinde Olması ve Daha Sonra Ellerin Dizler Üzerine Yerleştirilmesi Emri ile Bunun Neshedilmesi

 

1883- Mus'ab b. Sa'd b. Ebı Vakkas der ki: Babamın yanında namaz kıldığımda avuçlarımı kapalı bir şekilde dizlerimin arasına koydum. Babam beni böyle görünce dedi ki: "Biz de böyle yapardık; ama bunu yapmaktan menedildik ve ellerimizi dizlerimizin üzerine koymamız emredildi.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 1/418; Müslim 535/30; Ebu Davud 747; Nesai 2/185; Bak hadis no: 1882.

 

 

 

Namaz Kılanın Rüku ve Secdede Kalacağı Süre

 

1884- Bera b. Azib der ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rükusu, rükudan başını kaldırdığı zaman duruşu, secdesi ve iki secde arasındaki oturuşu süre olarak birbirine çok yakındı."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 798); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 4/280; Buhari 792; Müslim 471/194; Ebu Davud 852; Tirmizi 280; Nesai 2/197; Darirİti 1/306.

 

 

 

ilimde Derinliği Olmayana Üstte ki Bera Hadisine Aykırı Olduğu izlenimi Veren Haber

 

1885- Sabit der ki: Enes: "Ben Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize nasıl namaz kıldırdığını gördüysem size de öylece namaz kıldırmaktan geri kalmam" dedi. Enes b. Malik'in sizin yapmadığınız gibi yaptığını gördüm. O rükudan başını kaldırdığı zaman o kadar süre ayakta beklerdi ki kişi: "(Secdeye) gitmeyi unuttu" derdi. Secdeden başını kaldırdığı zaman da o kadar süre oturup beklerdi ki kişi: "(ikinci secdeye gitmeyi) unuttu" derdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 799); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/226; Buhari 821; Müslim 472; Ebu Davud 853; Bak hadis no: 1902.

 

 

 

ilimde Derinliği Olmayana Üstte ki iki Hadise Aykırı Olduğu izlenimi Veren Haber

 

1886- Enes b. Malik der ki: "Namazı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dışında daha kısa ve daha tam kılan birinin arkasında kılmış değilim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz kıldırırken arkadan çocuğun ağlama sesini işittiğinde annesinin aklı kalmasın diye namazı kısa tutardı."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 3/333; Buhari 708; Müslim 469/190; Bak hadis no: 1759.

 

 

 

Namaz Kılanın Yaptığı Secde ile Rükuların Vasfı

 

1887- Abdullah b. Ömer bildiriyor: Ensar'dan bir adam, (bir gün) Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip: "Ey Allah'ın Resulü! Sormak istediğim birkaç soru var!" dedi. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Otur!" dedi. Bu sırada Sakif kabilesinden başka birisi geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Sormak istediğim birkaç soru var!" dedi. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ensarlı (soru sormada şu an) seni geçti!" buyurdu. Ensarlı: "O (Sakifli kişi), garip bir adamdır. Garibin ise (öncelik) hakkı vardır. Onu(n sorularına cevap vermekle) başla!" dedi. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Sakifli kimseye dönüp: "istersen soracağın soruları sana bildireyim, dilersen sorunu bana sor sana öyle haber vereyim!" buyurdu. Sakifli adam: "Ey Allah'ın Resulü! Sana soracağım soruları bana haber ver!" dedi. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana rüku, secde, namaz ve oruç ile ilgili soru sormaya geldin!" buyurdu. Sakifli: "Seni hak ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, içimdekini bilmede hiç yanılmadın!" dedi.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Rükuya vardığında ellerini dizlerinin üzerine koy, sonra parmaklarının arasını aç. Sonra bütün azaların tabii halini alıncaya kadar sakin dur. Secdeye vardığında alnını yere koy, hemen çabucak kaldırma. Günün başlangıcında ve sonunda namaz kı!!" buyurdu. Sakifli: "Ey Allah'ın Peygamberi! Ben, günün evveli ile sonu arasında namaz kılarsam?" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Öyleyse sen, musailisin. Yani namazlarına devamlı sayılırsın ve her ayın onüç, ondört ve onbeşinde de oruç tut!" buyurdu. Sakifli ayağa kalktı.

 

Sonra Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ensarlıya yönelip: "Dilersen bana sormaya geldiğin şeyi sana haber vereyim, dilersen sen sor, ben cevap vereyim!" buyurdu. Ensarlı: "Hayır, ey Allah'ın Peygamberi! Sana sormaya geldiğim şeyi bana da haber ver!" dedi. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen, hac yapmak isteyen kimseye, evinden çıktığı zaman verilecek mükatatı Arafat'ta durduğu zaman verilecek sevabı, şeytan taşladığı zaman verilecek mükatatı, başını tıraş ettiği zaman alacağı sevabı ve Kabe'yi son tavaf ettiği zaman verilecek mükatatı sormaya geldin!" buyurdu. Ensarlı: "Ey Allah'ın Peygamberi! Seni hak ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, içimden geçen şeyi bilmede hiç yanılmadın!" dedi. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hacı adayı evinden çıktığı zaman bineğinin attığı her bir adımdan dolayı Allah ona bir sevap yazar veya bir günahını da siler. Arafat'ta durunca Yüce Allah dünya semasına iner ve: ‘‘Toz-toprak içerisinde saçları dağınık şu kullarıma bakınız. Şahit olunuz ki, ben onların günahlarını gökteki yağmur damlaları ve kum yığınları kadar da olsa bağışladım!’‘ buyurur. Şeytan taşladığı zaman kendisine verilecek sevabı ise Yüce Allah kıyamet gününde tam olarak kendisine verinceye kadar hiçbir kimse bilemez. Kabe'yi son veda tavafını yapınca annesinden doğduğu gün gibi günahlarından kurtulup tertemiz çıkar!" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen liğayrihi (et-Ta'liku'r-rağib 2/129); Şuayb: İsnadı zayıfhr.

 

 

 

Namazında Rüku ve Secdesini Noksan Yapan Kimseye Hırsız Nitelemesi Yapılması

 

1888- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "insanların en kötüsü, namazını çalan hırsızdır" buyurdu. Ebu Hureyre: "Kişi namazını nasıl çalar?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O, rükusunu ve secdesini tamamlamaz" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih liğayrihi (Mişkat 885); Şuayb: İsnadı hasendir.

 

 

 

Namazın Bazı Kısımlarını Gereği Gibi Kılmayan Kişiye Namazın Sadece Kalan Kısımlarının Sevabının Yazılması

 

1889- Ömer b. Ebi Bekr b. Abdirrahman b. el-Haris b. Hişam, babasından naklediyor: Ammar b. Yasir (bir gün) iki rekat namaz kıldı ve bu namazı hafif tutmuştu. Bunun üzerine Abdurrahman, ona: "Ey Ebu'I-Yakzan! Bu iki rekat namazı hafif tuttuğunu görüyorum" dedi. Ammar: "Doğrusu ben, şeytanın vesvesesi tehlikesini hissettim / çabuk kıldım. (Çünkü) Ben, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ‘‘Bir adam namaz kılar, ancak namazından (sadece) onda biri, dokuzda biri, sekizde biri, yedide biri...(son sayıya kadar saydı) o kişiye ait / faydalı olur’‘ buyurduğunu işittim" dedi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 761); Şuayb: İsnadı hasendir. Ahmed 4/319; Ebu Davud 796.

 

 

Ebu Hatim der ki: Bu isnad, İlimde derinliği olmayan kimseye kopukluk olduğu izlenimi vermektedir. Ancak öyle değildir. Ubeydullah b. Ömer'in zikrettiği üzere Ömer b. Ebi Bekr, bu hadisi dedesi Abdurrahman b. el-Haris b. Hişam kanalıyla Ammar b. Yasir'den işitmiştir. Çünkü zahiren Ömer b. Ebi Bekr, bunu Ammar'dan işitmemiştir.

 

 

 

1890- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mescid'e girdikten sonra bir adam girip namaz kıldı. Sonra gelip oturdu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Geri dön ve namaz kıL. Sen namaz kılmadın" buyurunca adam geri dönüp üç kez aynı şekilde namaz kıldı. Sonunda adam: ''Seni hak olarak gönderene yemin ederim ki; bundan daha iyisini bilmiyorum. Bana öğret" deyince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Namaza kalkınca tekbir getir, sonra Kurfan'dan kolayına geldiği kadarını oku. Sonra rüku edip uzuvların yatışıncaya kadar rüku halinde kal. Sonra (başını) kaldırıp ayakta dimdik dur. Sonra secdeye vararak uzuvların yatışıncaya kadar secdede dur. Sonra başını kaldır ve iyice doğrulup otur. Sonra bunu namazının bütün rekatlarında yap."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (el-İrva' 1/321); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 757; Müslim 397/45; Ebu Davud 856; Tirmizi 303; Nesai 2/124; İbn Mace 1060.

 

 

Ebu Hatim der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), "Kurfan'dan kolayına geldiği kadarını oku" sözünden kasıt, Fatiha Suresidir. "Geri dön ve namaz kıl. Sen namaz kılmadın" sözünden kasıt da namaz kılmadığı değil, ifa etmesi gereken farzları gereği gibi yerine getirmediği için namazının geçersiz olduğudur. Adamın yaptığı fiil kemal bakımından eksik olunca, o fiili hiç yapmamış gibi sayılmıştır.

 

 

 

Kişinin Rüku ve Secdesinde Belini Düzgün Tutmamasının Yasaklanışı

 

1891- -Kabilesi tarafından elçi olarak gönderilen altı kişilik heyetten birisi olan- Ali b. Şeyban el-Hanefi anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına vardık. O'nunla birlikte namaz kıldık. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), rüku ve secdede belini düzgün tutmayan bir adama kulaktan yana göz ucuyla baktı. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Rüku ve secdede belini düzgün tutmayan kimsenin namazı yoktur" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2536); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 4/23; İbn Mace 871.

 

 

 

Kişinin Rüku ve Secdesini Düzgün Yapmasının Gerekliliği

 

1892- Ebu Mes'ud der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır: ''Rüku ve secdede belini düzgün tutmayan kimsenin namazı geçerli değildir.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud (801); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 4/122; Tirmizi 265; Nesai 2/183; İbn Mace 870; Darimi 1/304.

 

 

 

1893- Ebu Mes'ud'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır: "Rüku ve secdede belini düzgün tutmayan kimsenin namazı geçerli değildir."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 4/119; Ebu Davud 855.

 

 

 

Rüku ve Secdesini Düzgün Yapmayanın Fıtrattan Yoksun Sayılması

 

1894- Zeyd b. Vehb der ki: Huzeyfe bir kişinin Kinde kapısı yanında çabucak inip kalkarak namaz kıldığını gördü. Huzeyfe, ona: "Sen ne zamandan beri böyle namaz kılmaktasın?" diye sordu. Adam: "Kırk seneden beri böyle kılıyorum" cevabını verince, Huzeyfe: "Eğer sen namazı bu şekilde kıldığın halde ölecek olursan Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yaratıldığı fıtı'attan başka bir fıtrat üzerine ölürsün. Kişi rüku ve secdelerini tam olarak yapmak şartıyla namazını kısaltabilir" dedi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 5/384 Buhari 791; Nesai 3/58.

 

 

 

Rüku ve Secdede Kur'an Okumanın Yasaklanışı

 

1895- Ali b. Ebı Talib der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rüku ve secdede Kur'an okumamı bana yasakladı."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Muvatta 1/80; Müslim 480; EbU Davud 4044; Tirmizi 264; Nesai 2/189.

 

 

 

Namaz Kılana Rüku ve Secdede Kur'an Okumasının Yasaklanışı

 

1896- ibn Abbas der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) odasının perdesini aralayıp da Mescid'in içine baktığında cemaatin Ebu Bekr'in ardında namaz için saflar halinde durduklarını gördü ve onlara şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Bilin ki artık nübüvvetin işaretlerinden geriye ancak, müslümanın gördüğü veya kendisine gösterilen salih rüyalar kalmıştır. Rüku ve secdede Kur'an okumak da bana yasaklanmıştır. Onun için sizler de rükuda Rabbinizi yüceltin, secdede ise O'na dua etmeye çalışın. Zira secdede edilen dua kabul edilmeye en yakın olan duadır."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 820); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 1/219; Müslim 479; Ebu Davud 876; Nesai 2/188; Darimi 1/304; Bak hadis no: 1900.

 

 

 

Kişinin Namazda Rüku'da iken Söyleyeceği Şey

 

1897- Huzeyfe şöyle demiştir: Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraber namaz kıldım. Rüku edince şöyle demeye başladı: "Sübhane Rabbiye'I-Azım" Sonra secde etti ve şöyle dedi: "Sübhane Rabbiye'I-A'la"

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 815); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 5/384; Müslim 772; Ebu Davud 871; Tirmizi 262; Nesai: 2/190; İbn Mace 888; Darimi 1/299.

 

 

 

Namazda Olan Kimsenin Rüku ve Secdede Yüce Allah'ı Tesbih Etmesi

 

1898- Ukbe b. Amir bildiriyor: (Yüce Allah'ın) ''Öyleyse Yüce Rabbinin adını tesbih et'' (Vakıa 74) ayeti indiğinde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunu rükunuzda söyleyiniz" buyurdu. ''Rabbinin o çok yüce adını tesbih etI! (A'la 1) ayeti inince de, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunu da secdenizde söyleyiniz" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Zayıf (Daif Ebu Davud 152; el-İrva' 2/41); Şuayb: Ravileri güvenilir kimselerdir. Ahmed 4/155; Ebu Davud 869; İbn Mace 887; Darimi: 1/299.

 

 

Ebu Hatim der ki: Musa b. Eyyub'un amcası, İyas b. Amir olup Mısır'ın güvenilir ravilerindendir.

 

 

 

Rükuda Olan Kimsenin Yapacağı Mubah Olan Bir Başka Tesbih

 

1899- Hz. Aişe bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rüku ve secdelerinde: "Subbuhun Kuddusun Rabbu'l-Melaiketi ve'r-Ruh (= Sen münezzeh ve mukaddessin! Meleklerin ve ruhların Rabbisin)" duasını ederdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 821); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 6/193; Müslim 487; Ebu Davud 872; Nesai 2/1224.

 

 

 

Namaz Kılana Rüku ve Secdede Yüce Rabbi Yüceltmesinin Emredilmesi

 

1900- ibn Abbas der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) odasının perdesini aralayıp da Mescid'in içine baktığında cemaatin Ebu Bekr'in ardında namaz için saflar halinde durduklarını gördü ve onlara şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Bilin ki artık nübüvvetin işaretlerinden geriye ancak, müslümanın gördüğü veya kendisine gösterilen salih rüyalar kalmıştır." Sonra dedi ki: "Rüku ve secdede Kur'an okumak da bana yasaklanmıştır. Onun için sizler de rüku'da Rabbinizi yüceltin, secdede ise O'na dua etmeye çalışın. Zira secdede edilen dua kabul edilmeye en yakın olan duadır.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Bak hadis no: 1896.

 

 

 

Kişinin Namazda Rükuda Dua Ederek Tüm işlerini Yüce Allah'a Havale Etmesinin Mubahlığı

 

1901- Ali b. Ebı Talib bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rüku'ya vardığı zaman şöyle derdi: "Allahumme leke reka'tu ve bike amentu ve leke eslemtu, ente Rabbı, haşe'a sem'ı ve basarı ve muhhı ve azmı ve asabı ve ma istekallet bihi kademı lillahi rabbi'l-alemın (= Allahım! Sadece senin önünde eğildim, sana inandım, irademi sana teslim ettim. Sen benim Rabbimsin. Kulağım, gözüm, iliklerim, kemiklerim ve tüm sinirlerim Alemlerin Rabbi olana Allah'a olan sevgi ve korku ile saygı halindedir).''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 738); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Bak hadis no: 1771, 1772.

 

 

 

Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Başını Rüku'dan Kaldırdığında Hareketsiz Duruşu

 

1902- Sabit el-Bunanı der ki: Enes b. Malik'i işittim; bize Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazını anlattı ve kalkıp namaz kıldı. Başını rükudan kaldırıp doğrulduğu zaman o kadar durup beklerdi ki biz: "Kıyamının uzunluğundan dolayı (secde etmeyi) unuttu" derdik.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 799); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/172; Buhari 800; Bak hadis no: 1885.

 

 

 

Kulun Namazda Rükudan Başını Kaldırınca Rabbine Hamd Etmesi

 

1903- Ali b. Ebı Talib der ki: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rüku'ya vardığı zaman: "Allahım! Senin için rükuya vardım, sana iman ettim ve sana teslim oldum. Kulağım, gözüm, beynim, kemiklerim ve damarlarım senin için eğildi" derdi. Rüku'dan başını kaldırdığı zaman: "Allah kendisine hamd edeni işitti. Rabbimiz! Gökler, yerler, ikisi arası dolusunca ve bundan sonra dilediğin şeyler dolusunca hamd sana mahsustur" derdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 738); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih.

Müslim 771/202; Tirmizi 266; Nesai 2/192; Darimi 1/301; Bak hadis no: 771,1773.

 

 

 

Kişinin Farz Namazda Vasfedildiği Şekilde Söylemesinin Caizliği

 

1904- Ali b. Ebı Talib'in bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazda iken rüku'dan başını kaldırdığı zaman: "Allahım! Gökler, yerler, ikisi srası dolusunca ve bundan sonra dilediğin şeyler dolusunca hamd sana mahsustur" derdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Bak hadis no: 1771, 1772.

 

 

 

Namazın Söz Konusu Yerinde Allah'a Hamdeden Kişinin Tüm işlerini Yüce Allah'a Havale Etmesinin Müstehaplığı

 

1905- Ebu Said el-Hudri bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Semiallahu limen hamideh (= Allah kendisine hamd edenleri işitti)" dediği zaman şöyle dua ederdi: "Rabbena leke'l-hamdu, mil'es-semavati ve mil'el-ardı ve mil'e ma şi'te min şey'in ba'du ehles-senai vel-mecdi ehakku ma kale'l-abdu ve kulluna leke abdun; la mani'a lima a'tayte vela mu'tıye lima mena'te vela yenfeu ze'l-ceddi minke'l-cedd (= Ey Rabbimiz! Gökler dolusunca, yerler dolusunca, ikisi arasındaki mesafe dolusunca ve bundan sonra dilediğin şeyler dolusunca hamd yalnızca sanadır. Ey övgü ve şeref sahibi! Kulun -ki hepimiz senin kulunuz söyleyeceği en layık söz: ‘‘Senin verdiğine engel olacak, senin engel olduğunu da verecek hiç kimse yoktur. Makam sahibinin sahip olduğu şeyler, senin katında kendisine hiçbir fayda vermez’‘ sözüdür)."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 793); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/87; Müslim 477; Ebu Davud 847; Nesai 2/198; Darimi 1/301.

 

 

 

Bu Hadisi Rivayette Said b. Abdilaziz'in Tek Kaldığını iddia Edenin Kavlini çürüten Haber

 

1906- ibn Abbas bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başını rükudan kaldırdığında şöyle buyururdu: "Allahumme Rabbena leke'l-hamdu mil'essemavati ve mil'el-ardi ve mil'e ma şi'te min şey'in ba'du ehlu's-senai ve'l-mecdi. La mania lima a'tayte ve la mu'tiye lima mena'te ve la yenfeu ze'l-ceddi minke'l-cedd." (Allahım! Gökler ile yer dolusu ve onlardan sonra dilediğin şeyler dolusu hamd, ancak Sana layıktır. Allahım! Senin verdiğine hiç bir engel yoktur. Senin vermediğini verecek kimse yoktur. Senin katında hiç bir zenginlik sahibine zenginliği yarar sağlayamaz)''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih: Şu ayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 1/176; Müslim 478; Nesai 2/198.

 

 

 

Kişi Başını Rükudan Kaldırdığında Ne Söyler?

 

1907- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "imam: ‘‘Semiallahu limen hamideh’‘ deyince, siz de: ‘‘Allahumme Rabbena leke'l-hamdu’‘ deyin. Zira bu sözü, meleklerin sözüne denk gelen kişinin geçmiş günahları affedilir''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 794); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Muvatta 1/88; Ahmed 2/459; Buhari 796; Müslim 409; Ebu Davud 848; Tirmizi 267; Nesai 2/196; Bak hadis no: 1911, 1909.

 

 

 

Kişinin Aynı Konumda iken Üstte Vasfedilenden Farklı Olarak Mubah Olarak Söyleyeceği Şey

 

1908- Enes (b. Malik)'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır: "imam (rükudan doğrulurken) ‘‘Semiallahu limen hamideh’‘ dediği zaman siz de ‘‘Rabbena ve lekell-hamd’‘ deyiniz."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Buhari ve Müslim Ahmed 3/110; Nesai 2/195,2/196; İbn Mace 876; Darimi 1/300.

 

 

 

Kişinin Üstte Vasfedilen Sözü "Vav" Harfi Olmadan Söylemesinin Mübahlığı

 

1909- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "imam (rüku'dan doğrulurken) ‘‘Semiallahu limen hamideh’‘ dediği zaman siz de ‘‘Rabbena lekell-hamd’‘ deyiniz."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Müslim 409.

 

 

 

Kişinin Başını Rüku'dan Kaldırdığında Allah'a Vargücüyle Hamd Etmesinin Müstehaplığı

 

1910- Rifaa b. Rafi' ez-Zuraki anlatıyor: Bir gün Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasında namaz kılıyorduk. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başını rüku'dan kaldırdığı zaman: "Semiallahu limen hamideh" dedi. Arkasında duran bir adam da: "Rabbimiz! En bol, en temiz ve en bereketli hamdler senin olsun" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazı bitirince: "Konuşan kimdi?" diye sordu. Adam: "Bendim, ey Allah'ın Resulü" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu sözü daha önce yazabilmek için birbirleriyle yarışan otuz küsur melek gördüm" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 744); Şuayb: İsnadı Buhari'nin şartınca sahihtir. Muvatta 1/211, 1/212; Ahmed 4/340; Buhari 799; Ebu Davud 770; Tirmizi 404; Nesai 2/196.

 

 

 

Yüce Allah'ın Kulun Meleklerin Sözüne Denk Gelmesi Halinde Namazda Söylediği "Allahumme Rabbena ve-lekel-Hamd" Sözü Sayesinde Geçmiş Günahlarını Bağışlaması

 

1911- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "imam: ‘‘Semiallahu limen hamideh’‘ deyince, siz de: ‘‘Allahumme Rabbena ve leke'l-hamd’‘ deyin. Zira bu sözü, meleklerin sözüne denk gelen kişinin geçmiş günahları affedilir."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 794). Bak hadis no: 1907,

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Secde