2- BİR MÜ'MİN'İ (KASDEN
VE BİLE BİLE) ÖLDÜREN KİMSE İÇİN TEVBE (KABULÜ) VAR MI? BABI
حدّثنا
محمَّدُ بْنُ
الصَّبَّاحِ.
ثنا سُفْيَانُ
بْنُ
عُيَيْنَةَ،
عَنْ
عَمَّارٍ الدُّهْنِيِّ،
عَنْ سَالِمِ
بْنِ أَبِي
الجَعْدِ؛
قَالَ: سُئِل
ابْنُ عَبَّاسٍ
عَمَّنْ
قَتَلَ
مُؤمَناً
مُتَعَمِّداً
ثُمَّ تَابَ
وَآمَنَ وَ
عَمِلَ
صَالِحاً ثُمَّ
اهْتَدَى؟
قَالَ:
وَيْحَهُ!
وَأَنَّى لَهُ
الهُدَى؟
سَمِعْتُ
نَبِيَّكُمْ
صلى الله عليه
وسلم
يَقُولُ((
يجِئُ
القَاتِلُ،
وَالمَقْتُولُ
يَومَ
القِيَامَةِ
مُتَعَلِّقٌ
بِرَأْسِ
صَاحِبِهِ.
يَقولُ:
رَبِّ! سَلْ
هَذَا، لِمَ
قَتَلَنِي؟))
وَاللهِ!
لَقَدْ
أَنْزَلَهَا
اللهُ
عَزَّوَجَلَّ
عَلَى
نَبِيِّكُمْ،
ثُمَّ مَا
نَسَخَهَا
بَعْدَ مَا
أَنْزَلَهَا.
Salim bin
Ebi'l-Ca'd (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Bir mu'mini kasden öldürüp, sonra tevbe
ederek îman eden, iyi amel işleyen, sonra hidâyet yolu üzerinde duran kimsenin
hükmü (Abdullah) bin Abbâs (r.a.)'a sorulmuştur. İbn-i Abbas: Ona yazıklar
olsun, nerde onun için hidâyet? Ben sizin Peygamberiniz (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'den: «Kıyamet günü katil, maktul onu yakalayıp kafasından tuttuğu halde
(Allah'ın huzuruna) gelir ve maktul: (Yâ) Rabbi buna sor, niçin beni öldürdü,
diyecektir,»
-hadîsini
işittim. Allah'a yemin ederim Allah Azze ve Celle Peygamber (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem)'inize (katilin ebedi cehennemlik olduğuna dâir) âyeti indirdi ve bu
âyeti indirdikten sonra (hükmünü) neshetmedi, demiştir.
AÇIKLAMA: el-MÜnziri'nin beyanına göre Tirmizi ve el-Evsat'ında Taberani de bunun
benzerini rivayet etmişlerdir.
Bu hadisin
zahirine göre kasden ve taammüden bir müslümanı öldüren kimsenin tevbesi kabul
olunmaz. İbn-i Abbas (r.a.) bu ictihadda idi. İbn-i Ömer (r.a.)'ın da bu
görüşte olduğu rivayet olunmuştur. İbn-i Abbas'ın hadiste işaret ettiği ve kendi
görüşüne mesned saydığı ayet Nisa suresinin 93. ayetidir, meali şöyledir:
''Kim bir
mü'mini kasden öldürürse cezası, içinde ebedi kalacağı cehennemdir. Allah ona
gazab etmiş, Ianetlemiş ve büyük azab hazırlamıştır.''
Alimlerin
cumhuruna göre ise bir mü'mini kasden öldüren kimsenin tevbesi sahihtir. Yani
tevbe kapısı ona kapalı değildir. Alimlerin hepsi bu hükümde ittifak
halindedir. Nevevi bu tıususta icma bulunduğunu kaydeder ve yalnız İbn-i
Abbas'ın muhalif kaldığını ifade eder. İbn-i Abbas'ın mesnedi olup yukarda
meali yazılı Nisa suresinin 93. ayeti alimlerce çeşitli şekillerde
'Yorumlanmıştır: Nevevi: Bu ayetin isabetli manası şöyledir: Bir mü'mini kasden
öldüren kimsenin cezası. cehennemdir, bu ceza ile cezalandırılır veya başka
ceza ile cezalandırılır, ya da hiç cezalandırılmaz da Allah tarafından
bağışlanır. Eğer bir mü'mini kasden ve katli şer'an helalolmadığı halde bunun
helal olduğunu iddia ederek ve herhangi bir tevil yoluna da girmeden öldürürse
katil, şüphesiz mürted ve kafir olur ve ebedi olarak cehennemde kalır. Bu hüküm
üzerine alimler icma etmişlerdir. Şayet katil mü'mini öldürmenin haramlığını
kabul edip bunun helallığını iddia etmeksizin öldürürse, fasık ve asi olur,
büyük bir günah işlemiş sayılır. Cezası da cehennemde eb edi kalmaktır. Ama
imanla ölen hiç bir kimsenin cehennemde ebedi olarak kalmayacağı ve Allah'ın
ikramıyla netice itibariyle cennetlik olacağı bildirilmiştir. Bu genel emre
göre durumu anlatılan katil de ebedi olarak cehennemde kalmıyacaktır. Bu katil,
Allah tarafından bağışlanırsa hiç cehenneme girmez. Bu olabilir. Diğer günahkar
mü'minler gibi günahına karşılık cehennemde azab görmesi de muhtemeldir. Azabı
bitince diğer mü'minler gibi cennete girer ve eb edi olarak cehennemde kalmaz.
Buayetin doğru manası budur. Mü'mini kasden öldüren katilin belirli bir cezaya
müstahak olması, onun behemehal bu cezaya çarptınlmasını gerektirmez. Bu
ayette, katilin ebedi olarak cehennemde kalacağı bildirilmiyor. Ayetin verdiği
haber onun ebedi olarak cehennemde kalmaya müstahak olduğudur.
Bu ayet başka
şekillerde de yorumlanmıştır: Bir kavle göre bu ayet, bir mü'mini kasden
öldürmenin helal olduğuna inanarak öldüren katil hakkındadır. Diğer bir ka vle
göre bu ayet belirli bir kişi hakkında nazil olmuştur. Bir başka kavle göre
ayette geçen Hulud sözcüğü ebedi ve devamlı kalmak manasına olmayıp uzun süre
kalmak anlamınadır. Dördüncü bir kavle göre ayetin manası şöyledir:
Durumu
anlatılan katil cezalandırılırsa cezası budur. Fakat bu kavillerin hepsi
ayetteki kelimelerin hakiki manalarına aykırı olduğu için ya zayıftır, ya da
fasiddir. Doğrusu yukarda verdiğim manadır, diye bilgi verir.
Salim bin
Ebi'l-Ca'd Rafi el-Eşcai el-Kufi, Aişe (r.anha) 'dan ve bir cemaattan mürsel
olarak hadis rivayetinde bulunmuştur. Kendisinden de Amr bin Mürre, Katade,
el-Hakem bin Uteybe ve bir cemaat rivayet etmiştir. Ebu Nuaym'in dediğine göre
hicretin doksan yedinci yılı vefat etmiştir. Diğer bir kavle doksan sekizinci
yılı vefat etmiştir. Onun hicretin 100. yılı vefat ettiği de rivayet
olunmuştur. Bu ravi hakkında bu bilgiyi veren Hülasa yazarı Abdullah bin Abbas
(r.a.)'ın hicretin 68. yılı vefat ettiğini yine Ebu Nuaym'den naklen beyan
etmektedir. Bu bilgilere göre Salim bin Ebi'l-Ca'd'ın İbn-i Abbas (r.a.)'den
olan rivayeti mürsel olabilir. Çünkü üçüncü tabakadan olan bu ravi'nin çok
mürsel rivayetlerde bulunduğu ifade edilmektedir. Bazı hadisleri de Küreyb
vasıtasıyla İbn-i Abb as' dan rivayet etmiştir.